TDoka kapıyı açtı ve baktı, Meçhul lkorsan yoktu. Kiyara, nihayet Dö: ANADOLU ğan! diye bağırarak onu çağırdı. —— Faket hasmetpenah, çok 1 merhamatsiz, çok amansız dav- rranıyorsun.. Peki, anahtarı ve- — #Tiyorum. Kapıyı açacaksın, fa- — çkat şunü bil ki çıkacak her- hangi bir vak'anın yegâne mes'ulü sen olacaksın.. Buyu- tun anahtari!.. Prenscs anahtarı uzattıktan — ssonra kenara çekildi. İkisi ara- sında herhangi bir çarpışma olursa buna mümancat ede- — cekti. Çünkü, Dokanın ölmesi p takdirinde, böyle bir hâdise — çök ağır ve mühim olacaktı. Keza, sevdiği gencin ölmesini K de istemiyordu. Doka, anahtarı kapar kap: maz, oda kapısına doğru yü- rüdü: . — Şimdi de © maruf, o gü- — gel kahramanın yüzünü göre- lim, bakalım... Kiyara: K — Muhterem dayı -dedi- bir skandaldan çekindiğini ve ve bunun duyulmamasını iste- K diğini söylediğin halde, ne B diye bu ısrar: gösteriyorsun!. —— Onunla karşılaşırsan ne yapa- — caksın?. Doka, Kiyaraya gazap ve hiddet dolu bir bakış atfetti: — Ne mi yapacağım?. Kı- ölüsünü, gece - vakti omuzla- rımda taşıyarak denize ataca- ğım. Senin kepazelik ve na- mussuzluğunu, dilsiz denizlere ç bırakacağım. Ve gelecek haf- ; ta da düğünün olacak, Doka bunu söyler söylemez anahtarı — çevirdi.. Kiyaranın dudaklarında derin bir inilti çıktı. Felâket, patlamak üzere idi. Fakat birdenbire her ikisi de hayretle gözlerini açtılar: Çünkü oda bomboştu. Doka: n — Kaçmış -diye bağırdı- haydut kaçmış.. K Doka etrafa baktı: Pencere açıktı ve bu pen- cerenin zeminden irtifar on beş metreden çok fazla idi. — İmkâm yok -diye mırıl- dandı- buradan atlamış olsaydı, mermerlerin üstüne kurbağa gibi yapışır, geberirdi. Pencereden, dama çıkmak ta imkânsızdı. Oraya sıçrıyabil- mek için, Meçhul Korsanın kanatlaaıması Tâzımgelirdi.. Kaçtığı muhakkaktı, fakat B nereden?. <öŞ Doka, odanın içinde deli gibi dolaşıyor, duvarları yum- rukluyor, boşluk veya - gizli kapılar arıyordu.. Bulamayınca, kanlanmış göz- lerini Kiyaraya dikti. b Dilberber Venedik kızı, arka- — Sim düvara dayamış, sapsarı K bir çehre ile ona bakıyordu. e Doka, ona yaklaştı ve bir- R ire acı acı güldü: Zavallı Kiyaral.. İşte sana bir ders: - Hayat, aşktan çok - tatlıdır. Hayat, herşeyden önce gelir. Sevdiğin haydut, sahte bir kahraman, şöhreti balon gibi şişirilmiş bir ıeneııden başka — Scimi kalbine saplıyacağım ve: deliklerinden birine girerek kayboldu.. Söven, şerefli ve gurürlü 'Bir erkek, hem 'de kahraiman geçinen bir erkek, hiç bir Yaman büu kadar baya- Bılaşmaz.. Mertlik onların kuru şöhretindedir.. Sehin sevdiğin de, pis ve sefil bir korkaktan başka bir şey değildir.. Yazık!.. Sana yazıkl.. böyle bir uşak Mmakulesimin ayağının altına düşmemeliydi: Kiyata, dayanamadı: — Dokal... Haşmetpenahl. Çok ağır söylüyorsunuz.. Doka başını salladı: — Ağır mı dedin?.. Ve bir kahkaha attı: — Dur “dedi- daha bitir- medim sözümü!.. Senin kalbin, böyle bir serseri köpeğin avuçlarına düşmemeliydi. Ve senin yatak odana, böyle bir maceraperest haydut girme- meliydi. Bu odanın havası, seni nazarımda ebediyen mah- küm etmiştir. Doka, bu sözlerle, Kiyaranın izzeti nefsini ve gururunu mü- temadiyen hançerliyordu. Her cümle, ciğerinin üstünde derin bir yara sızısı gösteriyordu. Son bir gayretle: — Hayır! -diye bağırdı- bu hadai fazla 204 BÜyliyemcesi" niz.. Onu, herhangi bir müda- haleden ve mücadeleden me- neden, benim.. Ben, bir serse- riye gönül vermediğimi pekâlâ biliyorum.. O da sizin kadar mert ve şereflidir Dokal!.. Onu, sizin tuzaklarınıza feda ede- mezdim. Mademki iş bu rad- deye düşmüştür. Onu karşınıza şimdi dikeceğim. Razı mısınız? — Razıyım.. Haydi, kahra- manı bekliyorum... Kiyara şöyle düşünmüştü: Meçhul Korsan, odada bu- lunmamakla beraber, hiç şüp- hesiz, çok yakınlarında bulu- nuyordu. Kimbilir, belki de bu söylenen şeylerin hepsini işitiyordu. Fakat Kiyara on- dan herhangi birşey yapma- masını yalvarmıştı ve bu se- bebledir ki, kılıcımı parlatıp meydana fırlamıyordu. Ok yaydan çıktığına göre; şimdi onu çağırırsa, sevdiği genç derhal, nerede ise çıkıb gelecek ve kendisinin, kaçma- dığını, korkmadığını göstere- cekti. Amma bundan sonrası bir facia olacakmış. Kiyara, artık onu düşün- müyordu... — Ben de intihar ederim!. Diyerek, kat'i kararını ver- mişti.. Nasıl olsa, böyle bir skandalın sonunda kendisi için yaşamak mevzubahs ola- mazdı.. Sert adımlarla odaya doğru yürüdü: — Doğanl. Diye bağırdı ve sonra da Dokaya döndü: — Bundan sonrası size aid.. Hayatınızı iyi kullanın muh- terem Dokal, Doka, Kiyaranın bu cesa- retine şaşmıştı. Evinden fır- a gözlde, kapılam, per Senin kalbin, | Bakalım, şeytan nereden gi- ru:ekti?. N , — Sonu var — Lozanda Türk tale. be cemiyeti — Başı 1 nci sahifede — nafiini nasıl müdafaa - ettikle- rini bizzat gördüm. emiş ve Türk milletin ve şeflerinin saadetlerine kade- hini kaldırmıştır. Bundan sonra ecnebi talebe cemiyetleri reisleri söz alarak Türk talebe cemiyetinin gös- terdiği arkadaşlıkları takdir ettiler. Ve Türk talebe cemi- yetine candan teşekkür ey- lediler. Talebelerimizin bu akşamki ziyafeti pek samimi bir hava içinde hocalarile birlikte geç- miştir. İngiliz matbuatı Von Blombergin Londrada yaptığı temaslar için ne yazıyor.. Londra 17 (A.A.) — Birkaç gazete Mareşal Von Blomber- gin devlet adamlarile yaptığı mülâkatlar hakkında tefsirler- Jo LVulumdaktadırlar. Bu ga- zeteler havadaki gerginliğin oldukça gevşediğini ve Lond- ra görüşmelerinin garb paktı- na ve belki de Almanyanın Cenevreye avdetine yol açmak üzere yakında toplanacak olan konferansları hazırladığı fikrini ileri sürmektedir. Daili Ekspres gazetesi ya- kında bir İngiliz-Alman itilâfı akdedileceğine ihtimal verme- mekle beraber Londra ve Ber- linin kanolaryeleri - vasıtasile dünya iktısad konferansı için iptidai müzakerelerde — bulun- duklarını kaydetmektedir. Bu konferansın sene niha- yetinde veya 1938 senesi İlk- baharında aktedileceği söy- lenilmektedir. Daili Mail diyor ki: “İngiliz nazırlarının — silâh imalâtının — büründüğü — sırrı meydana çıkarmak için bütün Avrupa devletlerinin silâhlanma büdçelerinin teferruatını neş- retmelerini telkin ettikleri söy- lenmektedir. Nevs Chornicle — gazetesi yakında mühim müzakereler cereyan edeceğini ve bun- ların ilk neticesi olarak da Almanya Fransa ile bir pakt akdetmeği kabul — edeceğini yazmaktadır. Bu gazete Fransız Sovyet paktının Almanyaya açık bu- lunduğunu — hatırlatmak — için ağlebi ihtimal yeni gayretler sarfedildiğini ilâve etmektedir. Diğer cihetten Morning Post gazetesi Mussolininin nutkun: dan sonra İngiliz İtalyan mü- nasebetlerinin atisini bedbin- likle derpiş etmekte ve oku- yucularına her şeyin iyi bir şekilde neticeleneceğini ümid ; Fenerbahçe uçokla 3-3 berabere kaldı !— Fenerlilerin neticesiz bir akını, 2 — Hakem, Fener kalecisi ve bazı oyuncular. — Başı 1 inci sayfada — Saidi de oynatıyordu. Said buna rağmen, bütün enerjisini sarfederek takımına 3 mükemmel gol kazan- dırdı. Namık — ve sağaçık Kemal ise, mütcaddid fırsatları öldürdüler ve kendilerine —düşen rolü oymyar madılar. Basri de topu fazla ezmek hatasından kendisini kurtaramadı. İlk golü üçünecü dakikada Said çıkardı. - Saidin ayağından çıkan top, büyük bir hızla zaviyeden ağ- lara takıldıktan biraz sonra, İzmir kalesi bir iki tehlike geçirdi. Nitekim dokuzuncu dakikada, Bülend, kaleci Hilminin fena bir çıkışından — istifade ile beraberlik sayısımı çıkarmağa muvaf fak oldu. Fener, beş dakikahk nisbi hir hâ- kimiyetten sonra İzmirin tazyikı Daşladı. 17 daci dakikada — Necder, fedakârane bir plonjonla muhak: kak bir sayıyı tuttu. Bunu Üçokun diğer bir akını takib etti. Fenerli. ler topu kornere atarak - tehlikeyi savuşturdular.. 23 üncü dakikada Fenerin sol- dan inkişaf eden şuurlu ve abenkli birinişini- görüyoruz. Bülend, akı bir şütle topu ikinci defa olarak Üçok ağlarına takınca, Fener takı- mı yeniden canlanır gibi oldu. Fakat Üçok müdafaası iyi çalışıyordu. Bugün — merkez muavin mevkiinde oynıyan Fik- ret, bütün varlığın ve ener- jisini sarfediyor, fakat muvaf- fak olamıyordu. Fikretin bu- raya alınması, fazla gol yime- memeğe matuftu. 25 inci dakikada Said, to- pu direklerden aşırtarak bir fırsatı kaçırdı. 30 uncu daki- kada Fener kalesi — sırtısıra üç tahlikenin yanından sıyr- hp kurtuldu. Akınlar serileşmişti. Hâki- miyet, İzmirde idi. Top, bü- tün sürati ile ayaktan ayağa dolaşıyordu. Fener, bir gün evelkine nazaran daha yüksek, daha şuurlu ve görüşlü bir oyun oynuyor, fakat Üçokun tazyikinden — kutulamıyordu. Dakika 40. Said, Fener mü: dafaası ile kısa bir mücadele- den sonra sıyrıldı ve Üçokun beraberlik — sayısımı — çıkardı. Fener derhal harekete geldi. Kırk dördüncü dakikada Bü- lendin sıkı bir şütü, Hilminin elinde öldü.. İkinci devrenin dördüncü dakikasında İzmir; biraz sonra da Fener kalesi iki tehlike aat liEei ee sanain aö ll hâdiselere karşı da hazır bu- lunmalarını tedir. Bu gazete İtalyanın şimdiki hassasiyetine hayret etmekte ve bu devletin açıkça İngiltere ile bir münazan zemini arayıp tavsiye — etmek- #geçirdiler. Fener kalecisi Nec- det, Saidin ayağına atılarak topu aldı.. Fener hücumları, ekseriya soldan oluyor.. 10 cu dakikada Üçok aleyhine bir korner, neticesiz kaldı. 13 üncü dakikada Said sıy- rıldı ve bekleri atlattı. Kaleci yerinden çıkmıştı. Top da Sai- din ayağından kaleye doğru akmıştı. Bülend, yetişti, mu- hakkak bir sayıya mani oldu. On yedinci dakikada sağa- çığın bir şandelini yakalıyan Naci, topu tutmadan İzmir ağlarına gönderdi ve — gol... Fenâr artık galibdi.. Fakat Üçokun tazyikı berdevamdı. Namik, - sırtısıra bir kaç fir- satı öldürünce, Üçokun neş'e- sinin bozulmağa başladığını gördük.. Fakat Said, Mazhar, Şükrü, Adil ve Enverin yüksek ener- jilerile Üçok, gene Fener ka- lesini sarmağa muvaffak oldu.. Mesafir takım kalesi, şütör hir takım karşısında, bir yı- ğin gol yiyebilecek vaziyete düşmüştü. Fakat aynı zamanda şansını muhafaza ediyordu. Maa- mafih Fener muhacimleri, fır- sat buldukça seri akınlar ya- pıyorlardı. Nitekim 39 uncu dakikada İzmir kalesi iki kornerle karşılaştı, fakat atlattı. Oyunun bundan sonrası tek kale halin- de, Fener nısıf sahası içinde geçli. 42 inci dakikada Namık, bütün hatasını telâfi etmek istiyen güzel bir ortalayış yaptı. Said, beklerin arasından atılarak mükemmel bir kafa vuruşile topu ağlara taktı.. Üçok müdafaası, bilhassa Ali, çok güzel bir oyunla bu neticede âmil olmuşlardır. İstanbulda: Istanbul, 17 (Hususi) — Dünkü maçta Beşiktaş-Galata- saray, sert, enerjik bir oyun- dan sonra 2-2 berabere kal- dılar. Ankarada: Ankara, 17 (Hususi) — Bu- gün Güneş ve Ankaragücü karşılaştılar. Dünkü oyundan epeyce yorgun çıkan Güneşin, ikinci maçta alacağı netice merakla bekleniyordu. Güneş, hâkim bir oyun tesis ederek 6-1 gibi büyük bir farkla ka- zandı. Doğanspor - Gençlerbirliği İstanbul, 17 (Hususi) ) Fııdlıol fed 'onu, Mıllı kıı Bi Selebü 18 Mayıs 937 Buğgünkü prograr İstanbul radyosu Gündüz neşriyatı: saat 7 Ankaradan naklen - jimn: hareketleri. 12,30-13 halk küleri, havadisler, hafif musil Akşam neşriyatı: 18,30 dans musikisi, 1915 konferans (Eminönü Halkevi den naklen), 19,45 konfera (Sağlık), 20 Bn, Belma ve kadaşları tarafından Türk sikisi, 20,380 B. Ömer tarafından — Arabça — söyl 20,45 B. Cemal Kâmil ve kadaşları tarafından Türk sikisi, 21,15 Studyo orkestrâl 22,15 Ajans ve borsa hi leri. Bugünkü progr! Ankara radyosu Gündüz neşriyatı: Saat 12,30 plâk — neri 12,50 Halk türküleri, 1 dahili haberler. Akşam neşriyatı: Saat 18,30 plâkla muht musiki parçaları, 19 Türk £ sikisi (Servet Adnan ve daşları tarafından), 19,30 : ayarı ve arapça havi 19,45 Türk musiki heyw şarkılar, 20,15 plâk neşiriy 20,30 konferans, 20,40 di musikisi, 21 ajans ha 21,15 stüdyo salon orkı Belgrad radyosu Saat 20,45 de Tı'lrlıı;sg riyat. Üzüm satışları Ç. Alıcı K. &. 681 İnhisarlar 7 S0 58 Vitel 975 | 38 Esnaf Banka. 8 875 33 Ş. Rıza H. 11 50 18 Kâ, Taner 12 13 H. Alyoti 15 12 S. Ergin 12 50 6 Ş. Benciyo 10 859 Yekün 434296,5 Eski satış 435155,5 U. satış Zahire satışları Çu. Ginsi K. S. Ö 1339 Buğday 60625 55 Ton Bakla 4 j 10400 Kilo Pa. çe. 3 25 4 3823 * Yapağı 53 35 Ken. Pala. 210 ——— . 6 aa ” Yeni vapurlü ısmarladık Bu vapurların ikisi ” kşrfezi içindir İstanbul, 17 (Radyo) ©£ kümetimiz; Krop fab Akay için iki ve lımıîv için de iki vapur 1smi” ve bu husustaki muk irpzalamışlır. ü yi hati a yapılan ve Doğansport mağlübiyeti —ile netif Gençlerbirliği-Doğan çının tekrar edilmesini laştırmıştır. Maç yapılacaktır. Malüm olduğu maçı eski Fenerbahçe” eddin idare etmiş Ve kararlarla İzmir takız lüb ettirmişti. Ozam sporlular hakemi pro mişler ve maçın teki temişlerdi. Federasyo? rız İ.Lâ. ı.