16 Mayıs 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2

16 Mayıs 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Allaha giden yol Dün, mezarının - başında derin bir ihtiram mükaddes çehid, birdenbire, gözlerin ve vecdile durduğum yere dikildiği dakikada, gökten inip kalbin içine giren ve bütün fizikimizi ihata edib kendi ilâhiliği ile sa- ran bir nur balinde besi varlığımdan uzaklaştırdı. Ve yavaş yavaş “şehidliğin şerbetini yedi kat göklerde içen., kahra- manların âlemine çıktım. Artık, zaman, mekân, mesafe gibi bütün mef. humların - kayıdlarından sayrılınıştim. Şuurumla ruhum biribiri ile karış- mıştı. Ve bu metafizik âlemin istiğrak ve ebediyet dolu havasında, dur: madan yükseliyordum, Gök kubbe, kırık kanadlardan yapılmış emsalsiz, heybetli bir tak halinde idi ve bu takın altından, altın kanadlı kartallar, alaylar halinde geçiyorlardı. Ben, eti, kemiği, kanı, canı, siniri olan bir insan olarak, bu büyük, bu sonsuz ve muhteşem âlemin içinde, kendimi o kadar küçük, o kadar düşkün ve zelil gördüm ki.. Birisi kulağıma eğildi: — Kızım -dedi. Allaha giden yol buradan geçer.. Gözlerim y O devam &! — Vatanın kurtuluş mayası, alınmıştır. O toprakta, Türk g gevher vardır.. cinja — kanından doğma, rdi, derin bir heyecanla ürperdim. te şu takın dibindeki kanlı topraktan emsalsiz bir Sahibini görmediğim o halili sada, biraz daha bana eğildi: “Bir milletin çehbid mezarlığı ne kadar büyük ve zenginse, © mille- tin varlığındaki kudret kaynağı da o kadar zengindir.. Vatan, şebid vere vere işlenen bir abidiye benzer!,, O sesi bir daha duymadım. Gözlerimin önünde rengârenk - çelenkle- rin büyük bir sevgi ve hürmetle sarıldığı şehid mezarları duruyorda, Bizim nöbeti içinde, mıtıldandım: çin, yurd için ölenler, boşlukta kanad sallıyorlardı.. Bir stma ayaklarımın — sesini bile kaybederek uzaklaşırken şöyle — Allaha giden yol buradan geçer. Türkiyede uzun ömür Atinada münteşir “Atinai- kanea,, gazetesinde çıkan bir fıkrada, Zaro ağanın Türkiyede çok yaşamak icazetini pek çok kimselere verdiğini yazmıştır. Bu gazeteye göre Türkiyede 100 yaşından yukarı 112 kişi vardır. Bunların da sekizi 110 yaşından yukarıymış! Kadın, moda ve şapkal Kadın ve moda, moda ve şapka,.. Ne muğlâk, ne bitmmez tükenmez davalardır, değil mi? Kadın şapkası, son sene- lerde ne garip kıyafetlere girdi, kadınlar güzel ve moda diye palyaço külâhlarına bile can attılar! Kadının keçe külâhtan, bilmem ne şekle kadar giy- mediği ve moda addetmediği şapka kalmamıştır. İyi haber alan moda meha- filine göre yakın bir zamanda kadınlarda silindir şapka mo- da olacaktır. En güzel gözlü kadın! Parisin en maruf şuh kadın- larından birisi olan Mado Tay- lör, son bir müsabakada “En güzel gözlü kadın,, payesini kazanmıştır. Bu kadının gözlerindeki ha- lâvet ve tesir akıllara hayret verecek derecede büyükmüş. © kadar ki, Kleopatranın göz- leri bile bu kadının gözleri yanında hiç kalırmış. Bir gazete bu hususta di- yor ki: *“Kleopatranın gözleri asır- lardanberi maruftur; klâsik bir güzeldir; eğer Mado Taylörün gözlerinin güzelliği 19 uncu asırda tasdik edilseydi, diye- | ceğimiz yoktu. Fakat bugün... Kübizmin bedit zevklere ölçü olduğu bir zamanda.. Böyle bir karara | asla kıymet veremiyeceğiz. Kim bilir ki, Mado Taylörün göz- leri şeşi beş gören neviden değildir! “Kübizm bu şakaya gel- | mez! , Kadın ve... Seksapell Nevyotrkun maruf ve este- tik fotoğrafçılarından — Artür Paaula aRra hir badının cak- ' Saime Sâdi sapel /cihetinden en ziyade nazarıdikkati celbedecek olan yeri burnuymuş! Bu zat, davasını ispat için şimdiye kadar çektiği en güzel kadın fotoğraflarından bir al- büm vücude getirmiştir. Albümü seyredenler, en gü- zel kadının burun itibarile bi- rinci safta geldiğini tasdik edi- yorlarmış! En büyük vapur Fransız Normandiya vapu: runu, İngiliz Kraliçe Mari va- puru büyüklükte gölgede br- raktı. Fakat İngilizler deniz tefevvukunun bu kısmını bu kadar da bırakmak istemiyor- lar. Yeni yapmakta oldukları “Kral Corç,, transatlantik va: purunu — 100,000 ton olarak yapacaklardır. Pe ynı'râ;n zehirlenmiş. Bakkal Osman zabı- taca tutuldu. İkiçeşmelikte, Çirkin soka- ğında yine peynirden bir ze- hirlenme vak'ası olmuştur. Mustafa kızı Emine, bakkal Osmandan aldığı peyniri yi- miş ve kendisinde zehirlenme arâzı görülmüştür. Ecmine has- taneye kaldırılmış ve zehirli peyniri satan bakkal hakkında tahkikata başlanmıştır. - Bugün doğacak çocuklar.. Merih bugün arz ile güneş arasından geçecek ve gene şezmet ve bedbinlik saçacaktır. Ve bu Beçiş, orz üzerinde yeni karışık- lıkların habercisidir; para işlerin- de büyük felâketler vardır. Birçok emniyeti suiistimaller, dolandın- cilık ve zimmet meseleleri ola: caktır. Bugün doğacak çocuklar kısa hafızalı ve vmut zekâvctli olacak: lardır. Bununla beraber — ahşveriş işlerinde maval fakıyet gösterecek: lerdir. Aile işlerinde halleri vasat derceceli geçecektir. üecelli » ada hei / ANADOLU z el KKi v —:—'-'. ş : Kermes Hazırlıkları ——— —- malpaşaya gidecek.. Vali B. Fazlı Güleç, bugün Kemalpaşa kazasına giderek muhtelif işler üzerinde tedkik- ler yapacaktır. Valimiz, Bergamada 22 Ma- yısta başlıyacak olan kermese başkanlık etmek üzere önümüz- deki hafta Cumartesi günü Bergamaya gidecek, — orada bir hafta kalacaktır. Kermes hazırlıkları için Ber- gamalılar fevkalâde bir şekildes çalışmaktadırlar. İzmirden Ker- mese “gideceklerin: 'pek -çok olacakları anlaşılıyor. Terfi eden'öğ- retmenler Dün î);iz:iletten emir geldi İzmirdeki lise ve ortaokul- larda maaşları 20 lira olan öğretmenlerden — birçoğunun maaşları 25 liraya iblâğ edil- miştir. Kültür Bakanlığından dün vilâyete gelen bir emirde Karataş ortaokulu öğretmen- lerinden B. Baha, Buca orta- okulundan Musavver, Karşı- yaka ortaokulundan Sabahed-- din, Nevzad Ataç, Karataş ortaokulündan Halid, İlhan İleri ve Cevdet, erkek lisesi öğretimenlerinden Hüseyin Rı- za, Buca ortaokulundan Ke- mal Öner, erkek Jisesinden Said Odyak, erkek lisesinden Şakir Candoğan ve Gande- mirin maaşları yirmi liradan 25 liraya iblâğ edildiği bildi- rilmiştir. İzmir bölge san'at ökulu ağaç işleri atölyesi staj- yerliğine B. Niyazi Sakınç atanmıştır. Evlenmeler Cumhuriyet Halk - Partisi başsekreteri bay Zühdünün kerimesi Müyesserle Denizli deri fabrikası debağat mütc- hessiısi Feyzi Osmanın akid- leri dün saat onda Karşıyaka belediye dairesinde icra kılın- mış ve akşamına da Karşıya- ka kulübünde güzide bir da- vetli grubun iştirakile düğün- leri yapılmıştir. ..' Emekli jandarma binbaşı Bay Fehmi Aksunun kızı öğ- retmen Bayan Niluferle, Ke- malpaşa mektebi başmuallimi Bay Necatinin nikâhları dün saat 11 de belediye evlenme dairesinde kıyılmıştır. Mera- simde General Rasim, şahid olarak bulunmuştur. Nikâh, iki tarafın aile efradı va dost: ları tarafından da tes'id edil- miştir. Heriki çiftin saadetini di- ler, ebeveyinlerini kutlularız. Hususi Muhasebe müdür muavinliği Vilâyetin 1937 senesi Mu- hasebei Hususiye kadrosunda bir Muhasebei Hususiye mü- dür muavinliği ihdas edilmiş- tir. Bu müdür muavinliğine büdçenin tasdikinden sonra tensib edilecek bir memur ta- “yin olunacaktır. TtT di AABERLERİ l Yaşıyan ölüler Izmirliler, dün, hava şe- Valimiz bugün Ke-hidlerini saygile andılar ——— Alay, çokr parlak ve emsaline faik bir şekilde oldu Merasime iştirak eden kahraman askerlarimizden bir grub — Başı 1T inci sahifede — oldukları — halde meydanından hareket etmiştir. Daha geride askeri muzıka geliyor, bunu on tayyarecimi- zin birlikte taşıdığı çok büyük tayyare alayı çelengi ile Türk Hava 'Kurumu İzmir şubesi, vilâyet, komutanlık, belediye, Parti ve muhtelif kurum ve teşekküller birçok çelenkler takip ediyordu. Da- ha geride savaş . sakatları, süel birlikler, tayyare alayı subayları ve mensuplarile hava kurumu — mümessilleri, kara, deniz ümera ve subayları, ha- va, deniz ve jandarma müfre- zeleri geliyordu. cumhuriyet namına Türkkuşu üyeleri, vazife el- biselerile ihtifal alayına iştirak etmişlerdi, en önde kız üyeler vardı, Türkkuşu üyelerini, muh- telif mekteplerimizin kız ve erkek izcilerile talebeleri, ga- zeteciler, sporcular, Kızıley, Çocuk Esirgeme kurumları, Verem mücadele cemiyeti, Kül- tür kurumu, yerli mallar ko- ruma kurumu, Etibba odası, dişçiler, eczacılar kurumları, baro, borsa ve oda heyetleri, bankalar müdürleri, komisyon- cular, borsa simsarlar birlik- leri, şireketler, esnaf ve işçi kurumları mensupları, hususi müessese ve ticarethalerle halk takip ediyordu. Alay, İsmetpaşa bulvarın: dan Mezarlıkbaşına, İkiçeşme- lik caddesinden Eşrefpaşaya ve Kadife kalesindeki Şehid- liğe, iki saate varmıştır. Bu- rada evelden alınan tertibat sayesinde herkes yerli yerinde durmuş, izciler ve talebeler hava şehidlerimizin mezarları etrafında dizilenmişlerdi. Me- rasimde vali B. Fazlı Güleç, Müstahkem mevki komutanı General Bürhaneddin, albay Remzi, Tuğ komatanı Gene- ral Refii, Belediye reisi Bay doktor Behçet Uz hazırdılar. Saat 11 de İstiklâl marşile merasime başlandı, saygı ile dinlenen bu marşı müteakib merasim komutanı merasim yerinde bulunan halkı, şehid- lerimizi selâmlamağa davet et- miş, bu sırada merııi, dire- ğindeki bayrak yavaş yavaş ya kadar Tadiri ütün halk, saygı ile hava - şehidle- rimizi selâmlamıştır. Bu esna- da Kadifekalesinden — atılan topla saygı anı bütün şehre haber verilmiş, vapur, fabrika, tren düdükleri ve otomobil korneleri öttürülmeğe başlan- maş; bir dakika sonca” ilânci topla selâm vaziyetinden — ra- bata geçilmiştir. Düdük ses- leri de susmuştur. Nutuklar: Saygı ve selâmdan sonra tayyareci teğmen B. Adil Kar- tal tarafından bir nutuk irad edilmiş, moerasimde bulunan halk, şehidlerimiz için sıcak gözyaşı — dökmüştür. Nutuk aynen şudur: Sayın şehid anıcılar! Bugün, başlarında siyah per- vaneleri armağan edenlerin günüdür. Başımız üstünde ter- temiz rengile gözlerimizi uç- suz, bucaksız yüksekliğile içi- mizi kendine çeken ve bütün bir yönülle sevgisini yalnız onun olmak, yalnız bu gökle- rin çocuğu olmağa gönül ve- renlerin günüdür. Bunlar, bu siyah perveneli- ler, bu geniş, temiz Türk gök- lerinin, azimden kanatlı, kar- tal bakışlı, korku bilmez, yük- sek duyuşlu çocuklarıdır. Ne mutlu bunlara, anayım diyen Türk kadınına, ana olacak Türk kızına! Göklere kadar övünmek. Bunlar, bu siyah pervaneliler, başlarını koyacak, saçlarını okşıyacak, serin ve temiz gökleri, analarının bağrı bilirlerdi. Bu temizlikle doğan, yıldız- lar, bir gün, kapkara bir gün alev kanlarından göklere bir iz çizdi. Bu çizgiler, gökleri- mizin sınırları, gönüllerimizin sızıları. Yabancı bir kanat gölgesi geçmez bu alev sınırlardan. Onlar, bu siyah pervaneli- ler, bu alev sınırları, kaç ti- kanmış boğazlı, ana gözlerin- den, kaç kırık nişanlı emelin- den, kaç yetim küçüğün, bü- kük dudağından ördürler. Biz, gözlerinin — gülüşleri, gözlerimizde, motörlerinin çıl- gin kahkahası, kulaklarımızda, ölümle alay eden azminiz gön- lümüzde sizi anmıya geldik. Göklerden inen alev kanları- nızın, sönmiyen ateşile yanmı- 16 Mayıs 931 Ankaraya bü- e * Biletler bugün Par- tiden alınacak! Hem büyük 19 Mayıs bay- ramını görmek, hem İzmirin sevgisini Ankaraya götürmek ve bu meyanda kömür sergi- mizi görmek üzere Halkevimi- zin tertib etmiş olduğu gezinti muhitimizde çok büyük bir alâka uyandırmıştır. Müracaat- lar dün geç vakte kadar de- vam etmiştir. Seyyah kafilesi 200 kişilik büyükçe bir yekün tutmakta- dır. Demiryolları idaresi, bir kolaylık olmak üzere bugün, bilet verecek memurları, Bey- ler sokağındaki Parti merke- zine gönderecektir. Memurlar, sabahleyin gelecek, akşama kadar bulunarak biletleri vere- ceklerdir. — — / ya geldik, kuru topraklarınıza gözlerimizden, sızan yaşları severek dökmeğe geldik. Siyali pervanelerinizin önünde hu- zula diz çöküp yüz sürmeğe geldik. Hasretinizden yanan göğsümüzü açarak, ülkünüz kalbimizde sarsılmaz bir iman diye bütün kuvvetimizle size- duyurmağa geldik, şahlanan azminizi, çılgın yurd sevginizi gönlümüzde bir mabud yapa- rak dirilttik biz. Rahatça uyuyun dönmeyiz hiç birimiz! Alkışlanan bu söylevi, Vali: miz B. Fazlı Güleçin çok veciz olan aşağıdaki nutku takib et* miştir: ; Valimizin nutku: n Sayın vatandaşlarım! Bugün hava şehidlerimizin huzurunda onlarâ karşı gönül lerimizdeki saygı hislerini be* lirtmek için burada toplanmış bulunuyoruz. Dünyayı baştanbaşa şan ve şerefle dolaşan, dünyanıt her zerresini kanlarile sulayan sayısız şehidler ve kurbanlar. veren Türk milleti -derhal söylemeliyim ki- her iyi işte olduğu gibi cumhuriyet dev” rinde şehid ve kurbanlarınâ karşı hürmet vazifesini gös” termeğe başlamış ve kendi benliğine yaraşır rejimi — bul* duktan sonra buna da mü” vaftak olmuştur. Arkadaşlar, ihtifallerin rem" zi ve manası vardır. Ölüleri" mize alelitlak hürmet göster” mek, bizim fani varlıklarımız! ebedileştirmek için aramızdaf ayrılan ölülerimizin hatıraların! gönüllerimizde taşımak, onlâ” rın hatıralarını bizden sonraki nesillere ulaştırmak —medefil bir insan için borçtur. Çîlnlfı insanların varlığı gibi milletle” rin varlığını da belirten ruh vardır. Milletler için bt ruhun adına milli tesani denilir. Millt tesanüd, yaşf yanları değil, gelmiş ve gelecekleri biribirine lar. Geçmişlere hürmetle £7 leceği perçinliyoruz. UuıııllJ mana içinde ölülere hü: bu ifadesi yanında lıı'ırl"l hisleri sezerek mezarları önüt de toplandığımız bu aziz < hitlerin de daha büyük ! hakkı vardır. Bunlar kendil? rini vatan ve millet için f etmiş vazife kurbanlarıdır. £ zife kurbanı oldukları içini kendilerine karşı daha f“y saygı hissi beslememiz tabitdi! Bu mezarlar, bizim için " rer se Im?ı . İcabında m Ö ı uncı sahifede

Bu sayıdan diğer sayfalar: