M —- ü Ş j zaptolunan köyler "Salamanka, 6 (Radyöo) — leroel cephesinde asiler ani ikınlar yapmışlardır. Bu su- iretle bazı köyleri işgale mu- vaffak olmuşlardır. || Hareket devam ediyor.. | — Gemika, 6 (Radyo) — Ha- || wvanın fena olmasına rağmen Bilbao üzerine hareket devam etmektedir. “Asi kuvvetler Vermeodan Bilbaonun sol cenahına pçu taarruzuna başlamışlar: | dir. Piyadeler de Kaydaminte- — yayı almışlardır. Basklar mu- — kavemete devam etmektedir- 4 buna rağmen bazı küçük rler asilerin eline düşmek- ir. ilbaoyu bombardıman ettiler Salamanka, 6 ( Radyo ) — Asi kuvvetler, Songolez hattın k len sonra, Bilbaonun | demir hat denilen yerlerine taarruza başlamışlardır, ağır pçu küvvetleri bu hattı bom- an etmektedirler. yyareler de müteaddit şeklinde Bilbaoyu bom- balamağa başlamışlardır. ko Aaskerlerine - te- ©» şekkür eiti Salamanka, 6 (Radyo) — General Franko askere - hita- —ben bir emri yevmi neşir ve elde edilen -parlak neticeler- — den dolayı teşekkür - etmiştir. — Bu beyannamede İtalyan şönüllülerinin mevcudiyeti de en zikredilmiştir. — Kolvo dağı zaptedildi Salamanka, 6 (Radyo) — Bugün asi kuvvetler Vermeo “ile Moroyeta arasında Kolvo dağını işgal etmişlerdir. a ve Almanya Fran- — konun zatferi için birleşmişler Paris, 6 ( Radyo ) — Bazı azeteler, Almanya Hava Na- ıi general Göring ile B. Muse olini arasında Venedikte vu- lan mülâkattan — bahse- en, bu mülâkatta general onun, mutlaka muzaffer için iki hükümel ara- bir ittifak hasıl olduğunu orlar. alyan kıtaatı müşkül . bir vaziyette.. Bilbao, 6 (A.A.) — Havas Ajansı muhabirinden: - Bilbaonun simali şarkisinde âin bir liman olan Bermeo Bilbao - Üüzerine taarruz |—harekâtı devam ediyor 3. Franko, İtalyan kuvvetlerinin | mevcudiyetini resmen zikretti - |itrakimiikiyerinden yaraladı| Müddeiumumi, maznunun on beş ; #Ani baskınlar neticesinde mıntakasında ihata edilmiş bulunan İtalyan müffezesi al- mış olduğu takviye - kıtaatıtfa rağmen müşkül Bir vaziyette bulunmakta berdevamdır. İtal- yanlar asilerin diğer kıtaatile iltisak peyda «tmek maksadile bir huruç kareketi yapmak ve Bermeo-Gucranic yoluna ka- dar ilerlemek teşebbüsüne kal- kışmışlarsa da muvaflak ola- mamışlardır. Durango mıntakasında Bask milisleri şiddetli bir muhare- beden sonra asileri iki tepe- den çıkarmışlardır. Asiler bu muharebe esnasında mühim miktarda harp malzemesi ter- ketmişlerdir. Hurda demir Bunların ihracı yasaktır Hurda demir ihracının men'i hakkındaki — Vekiller Heyeti kararnamesi alâkadarlara teb- liğ edilmiştir. Bazı müessese ve şirketlerin ellerinde bulu- nan hurda demir gibi malze- meyi harice satmak istedikleri anlaşılmıştır. Memleketin ihti- yaçlarından birini teşkil eden bu maddelerin harice satışının men'ini temin için B. M. Mec- lisine sunulan lâyiha; kanuni- yet kesbedinciye kadar müs- tacel bir tedbir olmak üzere bu gibi hurda demir ve ben- zeri, ilk maddelerin, gümrük kanununun 16 ıncı maddesine göre göre harice çıkarılması- nın yasak edilmesi kararlaştı- rılmıştır. Zootekni faaliyeti raporu Islahıhayvanat talimatname- sinin 38inci maddesine göre, vilâyet zootekni faaliyeti hak- kında her sene gönderilmesi lâzımgelen raporun bu yıl da- mızlık şehadetnamesi verilmiş veyahud şehadetnameleri vize edilmiş olan aygır ve kısrak- larla eşek aygırlarının cetveli ile birlikte gönderilmesi Ziraat Vekâletinden vilâyet Baytar müdürlüğüne bildirilmiştir. SYEZYE D TU LA MT Açık muhabere Ortaklar köyünde A. Ham- di Öztürk: Verdiğiniz haberden müte- essir olduk. Fakat neşrede- meyiz. Çünkü bu gibi haber- lerin neşri, resmi - ilânlar şir- ketine ve ücrete tabidir. ANADOLU “Atillâ'nınDefinesi ” Tarihe müstenid zabıta romanı cccDpci E72 lan evel buradan — kaçmak eeburiyetinde olduğunuz da ek tabiidir. — Çok mantıki sözler söy- unuz, Kont hazretleri! di. Ve, uzunca bir ü oldu. Kont derin bir düşünceye İmış ve üç Fransız da bu iş i ihlâlden çekiniyor- rdı. Nihayet ihtiyar müste- d söze başladı ve: — Beni, uyurken ve eliniz- kuvvet varken öldürmedi- Nakleden : F. ğ Benlioğlu istiyorsunuz demektir ve sora- cağınız suallere de cevap is- tiyeceksiniz, değil mi? — Evet, mösyöl — Pekâlâ, sizi dinliyorum. — Size söyliyecek çok az sözüm vardır. Kont hazretleri. Fakat evvelâ size yüzbaşı Fernan Ojiyeyi, yani Fransız erkânıharbiyesi — ikinci istih- barat şubesi nafir memurla- rından birisini takdim etmek isterim. Bundan — sonra da, bizzat benim de ikinci şube gizli istihbarat memurlarından ;İmnıı bilmenizde fayda —— ANADOLU Boz Bekir gene sahnede Sipahi pazarında sabıkalı- lardan Yusuf ağlu Boz Bekir, aralarında çıkan kavga netice- sinde Ramazan oğlu İbrahimi bıçakla elinden ve göğsünden yaralamıştır. Dayak Keresteciler - çarşısında İb- rahim oğlu Şerafeddin ve ar- kadaşı Celâl; Hasan oğlu Aliyi dövmüşlerdir. Yumrukla dövdü Dolaplıkuyu caddesinde Şe- rif oğlu Ali, Ahmed oğlu İs- maili yumrukla dövmüştür. Kız kaçırmak Dolaplıkuyuda Kabakçı so- kağında marangoz Hüseyin oğlu Ahmed, Necib kızı Me- leği kaçırmış ve tutulmuştur. Hırsızlık Çorakkapıda Alaca soka- ğında Hasan oğlu Salih,“Emin kızı Hacerin evinden yorgan çalarken yakalanmıştır. Elbise çalmış Dolaplıkuyu — makallesinde İsmail kızı Lütfiye ve Naciye- nin evlerinden entari çalan Salih kızı Zekiye yakalanmıştır. Meyan kökünü ne yapacaktı? Alsancakta Meyan kökü fab- rikasında amele Hüseyin oğlu Abdullah, depodan beş çuval meyan kökü çaldığından tutul- muştur. ——— Mareşal Balbo ve son şayialar Roma, 5 (A.A.) — Mareşal Balbonun Adis-Ababa suikas- dinde almış olduğu yaralardan hâlâ muztarib bulunmakta olan mareşal — Grazianinin yefine Habeşistan valii umumiliğine tayin edileceğine daâir bir şa- yia deveran etmektedir. Bu şayia B. Mussolininin Libya- dan avdetindenberi — ortada dolaşmaktadır. Amerikalılar Nevyork, 6 (A.A.) — Beş büyük vapur taç giyme mera- simine iştirak etmek istiyen beş binden fazla yolcu ile sü- ratle Atlantik denizini geç- tedir. Bunlardan Gueen Mary vapurunda 1850, Bremen de 1300, Berengaria da 700, Va- şingtonda 750, Pariste 600 yolcu vardır. 75 Amerikalı yolcudan iba- ret olan son grup Lakehust- ten Hindenburg balonile ha- reket edecektir. vardır. Bu takdimden sonra arkanızdaki kütüphanenin teş- kil ettiği gizli kapının anah- tarlarını bize vermenizi ve o gizli yerde taharriyatta bulun- mamızı serbest birakmanızı istiyorum. Aksi bir hareketi- nizde yüzbaşı ve makinistim sizi öldüreceklerdir. Tabanca- larında 1 numaralı mermiler vardır, bunları da bize dok. tor Bilz ve muhafız çavuş Breşvaç temin etmiştir. Bun- ların endahtından ne neticeler çıkabileceğini siz bizden daha iyi bilirsiniz. Bu sayede, biz anahtarlarınızı kolayca alabi- leceğiz. Maamafih, anahtar da olmasa, biz sizin kapılarınızı, kasalarınızı binbir çeşid usul ile açmak kolayını da bi- liriz. Hem merak etmeyiniz, önü- MAHKEMELERDE m Otomobil içinde işlenen cinayet seneye mahkümiyetini istedi Urla iskelesi şosesi üzerinde bir otomobille gezinti yapılır- ken tabancasını ateş ederek arkadaşı Mehmed Kâmili öl- dürmekle maznun Yahya oğlu Alinin muhakemesine dün şeh- rimiz Ağırceza mahkemesinde devam edilmiştir. Bu celsede Müddei umumi — muavini B. Şevki Suner iddiasını serdetmiş ve Alinin, arkadaşı Mehmed Kâmili kasden öldürmek su- çundan Türk ceza kanununun 448 inci maddesi mucibince on beş sene hapse mahküm edilmesini istemiştır. Müddeiumumi, muhakeme safhasına göre hâdiseyi tahlil ederek, otomobil içinde bulu: nan şahitlerin söylediklerini de anlatarak demiştir ki: — Maznun Ali, otomobilde giderken birdenbire: — Başıma rakı! Dfye iki kelime söylemiş, bundan sonra tabancasını çe kerek Mehmed Kâmilin göğ- süne tevcih ve ateş etmiştir. Tahancayı bu şekilde ateş et- mek tabiatile kasdolur. Maz- nunuün sarhoş olunca silâh at- tığına ve asabı bozuk olduğu- na dair müdafaa şahitleri gös- terilmiştir. Fakat zaten sarhoş: Tuk kanunen cezayı refedemez. Asabının bozuk - olduğu bah- sine gelince yapılan sıhhi mu> ayenesinde cezai ehliyetinin tam olduğuna dair rapor ve- rilmiştir. Binaenaleyh kasden katil suçundan tecziyesini is- terim. Muhakeme, müdafaa - için önümüzdeki Pazartesi gününe bırakılmıştır. Dayaktan ölen ” kadin Fatma adındaki kadını döve- rek ölümüne sebebiyet ver- mekle maznun Dedebaşı köyü imamı Mustafanın muhakeme- sine dün Ağırceza mahkeme- sinde devam edilmiştir. Ge- çen celsede müddeiumumi, maznunun tecziyesini istemişti. Dünkü celsede müdafaasını serdeden maznun vekili hâ- dise hakkında biribirine zıd iki fenni mütaleayı ele almış, mahkemede dinlenen Dr. B. Mesele Adli tıb mec- lisine aksediyor. Menemende ihtiyar polis Tahirin dayak tesirile olan ölümlerin dayaztan dört gün zarfında olabileceği ve daha fazla zaman geçerek vukubu- lan ölümlerde başka sebebler aranması lâzımgeldiği hakkın- daki sözlerile Tabibi âdli ve heyeti sıhhiye raporları muh- teviyatının biribirini tutmadı- ğinı söylemiş: — Polis Fatma dayaktan ölmemiştir. Bu ifade ile rapor muhteviyatının - telifi lâzımdır. Adli tıb meclisi son kararını versin. Demiştir. Mahkeme, müdafaaya taal- lüku itibarile bu dileği kabul etmiş, dokter Bay Tahirin ifadesile heyeti sıhhiye rapo- runun musaddak - süretlerinin bu meclise gönderilmesini ka- rarlaştırmıştır. Çocuk düşürme - davası Genç kadına bir teklifte bulunulmuş Kestelli caddesinde bir aile evinde oturan Hayriyeyi dö- verek üç aylık çocuğunun düş- mesine sebebiyet — vermekle maznun Melâhatin muhakeme- sine dün şehrimiz Ağırceza mahkemesinde devam edil- miştir. Maznun Melâhat, ge- çen celsede aleyhinde şahid- lik eden Bekirin, kendisine çirkin bir teklifte bulunduğu- nu ve bazı kimselere: — Dediğimi yapmazsa mah- kemede söyliyeceğim bir kaç sözle mahküm olacaktır. Dediğini söylemiş, bazı mü- dafaa şahitleri — göstermişti. Dünkü celsede müdafaa şahidi sıfatile Bn. Zehra dinlenmiş, maznun — Melâhatin ifadesini teyid etmiştir. Müddeiumumi, maznun kadının, çocuk düşür- meğe sebebiyet vermek suçun- dan cezalandırılmasını — iste- miştir. Melâhat de yazdırmış olduğu müdafaasını okumuştur. Genç kadın, müdafaasını okur- ken çok heyecana düşmüş, Hayriyeyi dövmediğini söyle- miştir. Kararın tefhimi için muha- keme önümüzdeki Salı gününe bırakılmıştır. Suikastmış Marsilya, 6 (Radyo) — Bor- do-Marsilya sür'at katarında dün patlıyan bombanın bir suikasd eseri olduğu anlaşıl- mıştır. " Bugünkü program İstanbul radyosu Gündüz — neşriyatı: - Saat 12,30-14 halk türküleri, hava- disler, hafif musiki. Akşam neşriyatı: Saat 17 inkılâp dersleri (üniversiteben nakil), 18,30 sanatkar komik Naşit — tarafından — monolog 19,30 konferans, 20 Türk- musiki — heyeti — taralından şarkılar, 20,30 £Bay- Ömer Rıza — (tarafından — Arapça: söylev, 20,45 Türk musiki heyeti — tarafından — şarkılar,. 21,15 sütüdyo — orkestrası;. 22,15 Aajans ve borsa haber- leri; 22,40 seçilmiş musiki; parçaları. Belgrad radyosu Saat 20,45 de iTürkçe neş- riyat. Son mülâkatlar — Başı T nci sahifede — Sehlike olan komünizme karşı müş- terek bir cebhe tesis elmeyi ve bir defa bu tehlikeyi — uzaklaştır- dıktan sonra - aralarındaki kozları her zaman paylaşmaya vakit bala- bileceklerini hesab etmişlerdir. Fil- hakika İspanya işlerinden alımız da merkeri Ayrupanın her noktasında bu iki hükümetin yer yer zaman zaman tezahür eden siyasi faaliyet- leti de bu ibtimalin çok varid ve hakikate çok yakın olduğunu gö - termektedir. Alâkadar mesul devlet adamla. randan başka kimseye bütün etra. file malüm olmayan hakiki vaniyet eğer cidden böyle isa Alınanya ile yaya karşı Fransa ile Sovyet sya muvazeneli bir kuvvet arzet- tikleri için şimdiden müsterili ol: mak İüzımdır. Beş on sene içim dünya yüzüne sulh içinde yaşamak ihtimali kuvvet bulmuş demektir. Hamdi Nüzhet Çançar İtalyada dört gün bayram var.. Roma, 6 (Radyo) — İmpa- ratorluk bayramı münasebetile 7-8-9-10 Mayısta bütün İtalya bayraklarla donanacaktır. Fransız heyeti Ankaraya vardı Ankara, 6 (A.A.) — Yeni Türk-Fransız ticaret muahede- sini müzakereye memur Fran- sız heyeti murahhasası Anka- raya gelmiştir. Heyet Fransız elçiliği ticaret ataşesi B. Lo- rand, Hariciye Nezareti ticaret işlerinden B. Drowon ve Ticaret Nezareti direktörlerinden B. Lowvriac'dan mürekkeptir. Öğleden sonra Fransız Ti- caret heyeti İktısad Vekâleti Müsteşarı B. Faik Kurtoğlunun riyaseti altında bulunan Türk murahbaslarile temasa gel- miştir. Ş TERELAK YOTERCE CCZ | YOŞUT S L DARMARRLRS ' YA AM SACI GUÇ TTT AMAD AUÜ NON ARLRZ YUDT EEYERTUD G müzde işimize kâfi gelecek kadar zamanımız da — vardır. Çünkü şatonun mutlak sahibi mevkiindeyiz: Görüyorsunuz ya, Kont haz- retleri sekiz gündenberi si- zinle mühim bir satranç oyunu oynuyorum. Bugün, haziranın dördüncü cumartesi günü saat 2,13 de sizi mat ettim. Sigisbert, bu sert fakat çok haklı sözler üzerine bir ür- perme geçirdi. Bir müddet sakin ve sakit durdu. Bu oldukça uzun süren sü- küttan sonra, soğuk bir eda ile: — Böyledir, beni mat ol- muş — farzetmek — hakkınızdır. Fakat, oyunun bir. kaidesini, satrança mahsus bir kaideyi unutuyorsunuz. Dedi. — Hangi kaideyi mösyö Trolveş? — Satrançda şah alınmaz. Bu oyunda da şah, benim. Kontun bu sözleri, salonda derin bir süküt husule getirdi. Söz ve teşbih çok yerinde idi. Burada sarf şekli de bü- yük bir mana ifade — edi- yordu. Trolveş Kontunun yanına gelenler böyle bir sözle kar- şılaşacaklarını hiç tahmin et- memişlerdi. Bunun için ne cevab vermek lâzımgeldiğini tayin edemediler. Bu ihtiyar adam, bu kadar soğukkanlılıkla, ellerini göğsü üzerine çaprast koyarak: — Satrançda şah alınmaz. Bu oyunda da şah, benim! Demekle ne kasdediyordu? Şu anda oyunu - tamamen kaybetmiş olmakla beraber, hayatı bile Fransızların elinde oyuncak demektil Kont Trolveş sükütu “Şah benimi,, sözünü tekrarlıyar. bozdu ve bu sözü söylerken evvelâ sağ, sonra sol ayağını büyük bir şiddetle yere — vur- du. Fransızlar bu hareketi, sözlerini takviyeye — mahsus bir hareket sandılar. Fakat bu şiddetli ve biribirini takib eden ayak darbeleri birden- bire hiç beklenilmiyen bir vaziyet ihdas etti. Taban ken- di kendine açıldı ve karyola olduğu gibi, Kont ile birlikte, bu kısımdan aşağıya göçtü, gitti. —— Ve açılan yer, büyük bir süratle kapandı. Fakat aralık kapanmazdan evel Piyer Melon — Sonu var — —