b İ Sayfa 2 G Son aşk - taht mücadelesi Ben de söyliyeyim; ne çıkar: Madam Simpsonun boşanma davası tahakkuk ediyor. ea Vaktile, bu hâdisenin, kendi zaviyemden bir izahımı yaptım. Şimdi, bütün dünya gazetelerinin bir gölge gibi peşinden ayrılmadıkları bu hi- disenin bir başka cebbhesini tetkik edelim. B Sar Gazete dediğimiz “şey, elbette ki daha ziyade hâdiselerin akislerini taşır. Hatta onda ilim ve fikir otoritesi, üçüncü, dördüncü plânlık bir iştir. Binaenaleyl bir gazete, hepsinden evel, hâdiseleri haber - vermeğe mecburdur. Dünyanın her yerindeki gazete telâkkisi açağı yukarı böyledir. Fakat Dük Vindsornn, ve Madam Simpsonun aşkı, aktüalitenin belki Habeş, belki İspanya harbinden, faşizm - komünizm, diktatora-demokrasi mücadelesinden, kanser aşısı keşfinden, —stratosfere daha başka türlü çıkış tecrâbelerinden, hatta açlıklardan, ihtilâllerden daha çok üstün kiymette, bol vitaminli birşey oldu.. Bötün dünya gazeteleri, onu, birinci sabifelerinin veya en son - tek graflarının, yahud da üçüncü, beşinci tabılarının en zengin, bir meselesi olarak ele almışlardır. Diğer, en büyük ve en mühim haberler, ba hâ- disenin gerisinde durmaktadır.. Bunun sebebini, yirminci asır halk ruhiyatında aramalıdır. Halk, harbi fevkalâde telâkki etmez oldu. Çünkü büyük yangılar eee e Hazine namına tapuya bağlanacak Metrük dalyanlar hakkında Maliye Vekâletinden vilâyeteğ bir tamim gelmiştir. 820 nu- maralı kanun mucibince, üç sene müddetle terkedilen voli yerleri ile dalyanların hazinc- ye intikali ve hazine namına tescil edilmesi lâzımgelmek- tedir. Fakat bir çok yerlerde ANADOLU S ttıR HABERLER Fuarımızın? duğu 9 . dan, kanlı badirelerden çıkmıştır. Halkı, açlık alâkadar etmiyor. miştır. Komünizmin de, faşizmin de ve dediğini, ne istediğini pekâlâ biliyor. Hatta Londranın maraf Haydel parkında hatibin - biri iner, biri çıkar.. Dinleyiciler sık sık; “martavali,, — diye bağırırlar.. - Strotosferden bahsedince veya kanser hakkındaki etmiyor.. Çünkü — strotosferi anlamıyor, kanserle uğraşmağı da doktora bırakıyor.. Fakat bu son aşk hüdisesine gelince, birdenbire dikkatini uyandırı. yor, Çünkü, bunda aşk vardır, taht vardır, taç, ihtişam ve büyük hir imparatorluğu sarsan bir gönül katıramanlığı - vardır. - Kahramanlardan biri bir dul kadındır, diğeri de dünyanın çok sevdiği ve tam demokrat olan bir inaan... Bunlar yanyana gelince, bir kalbin neler yapabileceği ve bir tahttan, bir taçtan nasıl ayrılabilineceği gibi, merak ve tecossüs uyandıran bir Şekil alıyor. Halk da, herşeyden evel ona ehemmiyet Veriyor.. acaba bundan daha alâkalı bir mevzun - olabi- Yirminci —asrın, Jecek midir?. Japonlar ve moda üzere Amerikalılarla her işte boy ölçüşmek hevesindediler, Denizlerin en kuvvetli devleti olmak için Amerikaya karşı rekabet ilân eden bu kısa boylu adamcağızlar, reklâm garibelerinde de Amerikalılar- dan geri kalmak istememek- tedirler. Japon gazetelerinde şöyle ilânlara tesadüf edilmektedir. Bir moda mağazası; *“Müessesemize 1smarlanacak elbiseler ve kostümler bir mavzer mermisi sürati ile ya- pıilir!,, Diğer bir moda mağazası: *“Memur ve mütahdemleri- miz güzel bayanları, kızını gelinlik tuvaletine hazırlıyan bir anne şefkatile süslerler!, Bir sirkeci: *Sirkelerimiz birinci sınıf- tandır. O kadar ki bir kayna- nanın suratından daha ekşi- dirler!, Diye reklâm yapmak- tadır! Yeni bir Robenson Viyananın büyük - gazetele- “rinden birisine gece vakti garip bir telefon gelmiş bir kadın sesi, telefonla: — İmdadıma koşunuz, ko- cam öldü! Ben bir odada ya- payalnız — kaldım! — haberini vermiştir. Gazetenin muharrirleri, bu — hâdisenin Povel nehri üzerin- -— deki gayrimeskün ve küçük hükmetmişler — Muharrirler — kün ve küçük * dıncağızı bulmakla — anlamış: adacıklardan birinde geçtiğine ve motörbot- larla taharriyata - çıkmışlardır. tahminde aldan- madıklarını, böyle gayrimes- adalarda ka- lardır. Bu karı ve koca, hayatın inbir kahrından bıkmışlar ve e ĞERRe BÜ e D aResi bu hususta tereddüde düşül- düğü görülmüştür. Vekâletin tamiminde terk ve tatil edilen dalyanların bu vaziyetini vi lâyetlerde valiler ve kazalarda kaymakamların tahkik ve tes- pit edecekleri - bildirilmiştir. Tahkikat esnasında vukuf ch- lile beraber hazine mümessili ve voli ve dalyan - sahibinin de hazır bulundurulması lâ- zımdır. Kayden - sahibi görü- nen kimse gelmediği takdirde itirazını dermeyan etmesi için tebliğ tarihinden itibaren se- kiz gün mühlet tayin edilecek ve kendisine tebligat yapıla- caktır. Tekemmül edecek tah- kikat evrakı idare heyetine verilecek ve karar alınacaktır. Bu esaslar dahilinde hazırla- nacak evrak ve hazine talebi tapu dairesine verilecek ve medeni kanunun 922 inci mad- desinin ikinci fıkrasına göre kaydı hazine namma düzelti- Çünkü halk, yavaş yavaş açlığa —alış- bir keşfi izaha kalkınca, aldırış bile Saime Sâdi bu adacıkta - walosr.hs-'buna rağmen bir telefon almağı ve adaya kadar hat uzattır- .g_oyadı mağı ihmal etmemişlardir. | Söleyişte, yazışta Zevç, bir kalb sektesinden ölünce zevce de gazete idare- sinden yardım istemeğe mec bur kalmıştır. Abluka cilvelerinden Bilbaoya asi İspanyolların tatbik ettikleri ablukayı İngiliz ticaret vapurları — sık, sık kir- maktadırlar. Bunlar arasında Tophal adlı küçük bir ticaret vapuru — vardır. Bu vapur iki defa ablukayı yarmış - ve Bil- baoya girip çıkmıştır. Fakat son sefere hazırlanırken vapu- run mürettebatı: — Biz deniz maceralarını severiz, fakat harple alâkamız yoktur! Diyerek grev ilân etmiştir. Sen Jan Doloz İngiliz kon- solosu mürettebatın bu dava- sını haklı bulmuş ve bunları Londraya iade etmiştir. Buna mukabil, vapurun kaptanı se- ferlerine devam için yeniden mürettebat kaydına başlamıştır. ve imzada dikkat edilecek Dün Dahiliye Vekâletinden vilâyete (Soyadları) hakkında mühim bir tamim gelmiştir. Bunda deniliyor ki: *2525 numaralı soyadı ka- nunudun 7 inci maddesile soy: adı almak için tayin olunan müddetin 2 /7/ 936 tarihinde sona erdiği ve kanunun 1 ve 2 inci maddeleri mucibince her Türk öz adından başka soyadını taşımağa mecbur bu- lunduğu cihetle söyleyişte, ya- zışta ve imzada buna riayet edilmesi icab ederken elân bazı muhaberelerde ve birçok yazı metinlerinde soyadı kul- lanılmadığı anlaşılmıştır. Bu kanuni icaba bilhassa resmi muamele ve muhaberelerde ta- mamen riayet edilmesini rica ederim.., Balçuva Parti ocağında —a .0 a— Pazar günü bir toplantı yapılacak Cumhuriyet Halk - Partisi Yalılar kamununa bağlı ocak- lar yönkurulları 9 Mayıs Pa- zar günü aylık toplantılarını Balçuva Parti ocağında yapa: caklar ve bu suretle Balçuva parti mensuplarile samimi mu- sahabelerde bulunacaklardır. Bu toplantıya halk hatib- lerinden avukat B. Halid Tev- fik de iştirak edecek, bir kon- ferans verecektir. — y Bugün doğacak çocuklar.. Uranus ile güneşin tesirleri arasında bir ihtilât siyaset âlem- lerinde kssmen fakat şiddetli hâ- diselere sebeb - olacaktır. Bogün ihtiyatlı hareket etmek çok doğru bir bareket olacaktır; yeniden te- şebbüslerde bulunmamak çok fay. dalıdır. Ani ölümler bugün gene normal hadde inecektir. Bugün doğacak çocuklar, fıre satlardan istifadeyi bilen ve sivri- len insanlar olacaklardır. Felsefe ve ilim için kabiliyetleri fazladır. Novton, Sesil, Rodes, Rokfeller vessirte böyle bir tesir alımda doğmuşlardır. w açık bulun- ünlerde İzmirde enternasyonal spor temasları yapılacaktır İzmir fuarının açılış zaman- larında Balkan güreş şampi- yonası müsabakalarının İzmir de yapılması için Türk spor kurumu tarafından teşebbüs- lere - girişilmiştir. Bu hususta fuar komitesi reisliğine malü- mat gelmiştir. Ayrıca Bulgarların en kuv- vetli futbol takımı olan Sofya muhtelitinin fuarın açık bulun- duğu sıralarda İzmirde İzmir mühtelit takımile bir müsabaka yapması için de teşebbüslerde bulunulmuştur. Sofya ve İstan- bul temsili maçlarile İzmir- İstanbul temsili müsabakaları da gene İzmirde yapılacaktır. Ayrıca enternasyonal — tenis müsabakaları da tertip edil- mektedir. Şehrimizde yapıla: cak enternasyonal tenis mü- sabakaları için İtalyadan bi- rinci sınıf tenisçiler davet edi- lecek ve bu meşhur - tenisçi- lerle İzmir, İstanbul ve Ankara tenisçileri şehrimizde karşıla- şacaklardır. Türk spor kurumunun fuar münasebelile İzmir için hâazır- ladığı bu mühim spor temas- ları, büyük alâka uyandıra- caktır. izmir Halkevi Aydında alâka ile karşılanan üç temsil verdi Aydık ilbayının etrafında Aydın, ( Hususi ) — İzmir Halkevi başkanı ile gösterit kolu ve diğer bazı azadan mürekkep 16 kişilik bir kafile şehrimize geldi ve döndü. Halkevimizde ilk gün (Kör) gece (Hisseişayia) ve bugün de “Meraki,, piyesini oynadı, güzel monoloğlar verdi ve parçalar çaldı. Halk, misafir- lerin temsillerine büyük alâka gösterdi, birçok seyirciler ge- riye döndü. Halkevi ilk gün şereflerine yemek verdi, Misafirler, Ay- Türkelli köyü | cinayeti Bir kadın, şahitlere bağırmış mı? Menemen kazasının Türkelli köyünde Dağlı Emini öldür- mekle maznun Yanbastı Hü- seyinin Mmuhakemesine şehri- miz ÂAğırceza mahkemesinde devam edilmiştir. Bu celsede maznun Yanbastı Hüseyinin müdafaa — şahitlerinden — köy öğretmeni Bay Numan ile Bay Osman dinlenmişlerdir. Bu şahitler mahkeme heyeti tara- fından görülen lüzum üzerine vak'a — yerinde ikinci defa temsili keşif yapılırken yusuf karısı Fatmanın, hâdise yerin- de bulunan şahitlere seslendi- ğini ve: — Dere içinde bulunanlar Yanbastı Halil ile Mehmettir. Diye birkaç defa tekrar et- tiğini duyduklarını - söylemiş- lerdir. * Bu suretle keşfe hile karış- olduğunu va: af YA HUA İzmir ve Aydın Halkevlileri dın san'atlar mektebinin Top yatağı altında tertip ettiği eğlence — ve ziyafete davet edildiler. Burada valimiz ve parti başkanımız, iki şehir Halkevlilerini aynı masa etra- fında topladı. Bugün de Aydın Halkevi temsil şubesi, İzmirli arkadaş- larını ağırladı. Her üç ziya- fette samimi sözler ve hisler teati edildi. Bayan Şehime, ilbayın sözlerine mukabelesin- de Aydınlıları da İzmire da. vet etti. İzmirlilerin yidikleri Et Nisan ayında 14299 baş hayvan kesildi Nisan ayı içinde İzmir bele- diye mezbahasında 178 Kara: man, 1822 Dağlıç koyunu, 9. Keçi, 11055 Kuzu, 29 Oğlak, 16 Manda, 427 Öküz, 425 İnek, 322 Dana, 2 Malak ve 14 Deve olmak üzere 14299 baş hayvan kesilmiştir. Dışa- rıda kesilmiş olarak mezbaha- ya getirilen 20 Kuzu, 33 Oğ- lak ve 1 Dana olmak üzere 54 baş hayvanın etleri de muâyene edilmiş ve satışa çıkarılmasına müsaade olun- muştur. 1 Deve veremli ve 1 Dana ile 1 Manda cüzamlı gğrü_ldüğünden etleri imha edil- miştir. şahitlerin dinlenmesinden son- ra esas iddiasını serdetmesi için evrak Müddeiumumiye verilmiştir. Müddeiumumi ge- lecek celsede iddiasını serde- |— $ Mayıs 936 v îıhlr ılxııroıundı: |“Ayak takı- mı arasında,, Şehir tiyatrosu dün akşam Maksim Gorkiden — tercüme edilmiş olan “ Ayak takımı arasında , isimli dört perde- lik bir piyes temsil-etti. Mak: sim Gorki bir Rus, daha doğ- rusu, bolşevik - edibidir. İlk gençliği bütün bir mahrumi- yet içinde tahsilsiz ve serseri bir halde geçmiş olan bu küdretli muharrir - eserlerinin bütün mevzuunu Rus - halkın- dan, Rus halkının ıstırap ve sefalet dolu hayaâtından ve bazı defalar da, bir misalini gördüğümüz gibi, bu halkın en aşağı, en süfli ve düşkün tabakalarından al- mıştıt. Onun eserlerinde se- faletin, stırabın ve yeisin haşin ve insafsız bir kalemle teştih edilmiş safhalarından başka birşey yok - gibidir. Onun ıstırap ve yeis telâkki- letinde bile çoğumuzun kana- atlerine uymiyan, mevcud. ve müestes hakikâtleri zirüzeber etmeğe çalışân bir başkalık, bir başka hakikat telâkkisi vardır. Bizim ümid dediğimiz kelimenin mukabili sadece “yalan,dır. Vakıa ümidin hayattaki şifa- kâr, reha dolu inkâr etmiş değildir, fakat tpkı suratına tükürülen ma- yap bir adam gibi kendisine yalan san'atını takarakl.. Bu telâkkide Gorki mi haklı, biz mi daha doğruyuz? Bunu münakaşa ctmek değil, hatta sadece teşrihe kalkışmak bile bizi cok uzaklara gâtürehilir İyisimi bunu burada bırakalım ve dün akşamki temsile dö- dün akşam j onun - lügatındaki — rolünü o da — nelim.. ”| “. Yazılarımın bu - noktasına gelince birdenbire durakladım. Dün akşamki temsile dönmek lâzım. Fakat nasıl, nereden? Mevzuun tahliline girişmek su- retile mi?.. Güzel amma, ortada böyle bir mevzu yoktu, yahut daha doğrusu mevzu o kadar geniş, insanlığın bugünkü davasını © kadar tamamile içine alan bir vüs'ate malikti ki onu hu- lâsaya kalkışmak hemen, he: men de imkânsız... Gorki Rus ayak takımı için" de ne kadar deklase nümunesi varsa bunların hepsini bir araya toplıyarak sahneye dob durmuş, hepsine kendi dili ile kendi davalarını müdafaa ettiriyor. Hepsi başka bir zih niyet, bir başka telâkki ile kendi “hakikat, ini bir tok- mak gibi mütemadiyen umi-'î lerin kafasına indirmekle meş: gül... Tokmaklar o kadar çok ve o kadar insafsızca haşin ki bir perde kapanıp ta ziyalar yandığı zaman . gayrihtiyari iki elinizi başınıza götürüyor” sunuz, Artık kafanızda düşü- | necek ve hakikatleri tahlil edip birisine meyledecek kabiliyet kalmamış, çünkü zavallı bar şınız sonsuz. hakikat tokmak” lan altında sadece — sersem olup gitmiştir. Duyduğunu? yegâne arzu şu son perdenit | bir an evel kapanıp sizi bu tokmaklardan kurtarmasına im” hisar ediyor. 4 Piyes mevzusuzluğu — veyar hut mevzuunun - genişliği için” | de okadar kuüvvetli, müelli! o kudretli ve kasvetli kalem! ile size o kadar hâkim ki, © onu 7