Saşha A MA_AHKE_MEL ERDE öztepe arkasında dağda bir vak'a ——raa a Ca eee —— —— | | Kadm bayılmış, kocasını tehdid edip para almışlar Göztepedeki dağ üzerinde karısı ile birlikte gezinti yar pan şoför B. Zekiye hücum ederek bir lirasını g;ıspu(mck'.rı vr)â mazmun çoban . Halil ve Ke malin — muhakemelerine şehrimiz Ağırceza mahkeme- sinde — başlanmıştır. wak'ayı şöyle anlalmıştır — İzinli idim, hava almak maksadile beş yaşındaki kızım ve karım ile gezintiye çık- mıştım. K toplamakla meşguldü. O sıra- da Halil ansızın, elinde koyun kırkmağa mahsus b makasla önüme geldi. Makası göğsüme dayadı, cebimde bir lira para vardı, verdim, daha para istedi, yoktu, hatta cüz- danımı çıkarıp gösterdim. O sırada karım bayıldı. Kansı Bayan Eminede dinlendi, vak'ayı aynı şekilde anlattı ve dedi ki: —Halil, kocama hücum edin- ce ben kocama yardım et- | meğe hazırlanıyordum. O sıra- da Halilin arkadaşı Kemal, elinde uzun bir çoban sopası ile, izbandud gibi karşıma di- kildi, düşüb bayıldım. Maznun Halil ve Kemal ise vak'anın şeklini tamamen baş- ka bir tarzda anlattılar dediler ki: — Bu şoför; kadın ve ço- cukla - yanımızdan geçti, üç tarafı duvarla çevrili yıkık bir yere girdi. Çocuk dışarda do- - gu sicerimı Mmanalı DÜl- duk, gidip baktık, kadın man- tosunu yere sermişti, erkekle kadın çirkin bir vaziyette idi Derhal: — Bu ne rezalet. Dedik. — Aman şu parayı alın da bizi karakola haber vermeyin dedi, o sırada kadın bayıldı, bize parayı kendi rızasile ver- di, hattâ © vakit yanında bu- lunan - kadın, mede bulunan bu kadın de- ğildir, o kadın, daha genç ve güzeldi. ve | dün | diği eşkâl B. Zeki | k kızım papatya | şimdi - mahke- | Tiztan, polisfkarakolu komiser muavini Bay Esad ve polis Bay Fadıl şikâyet üzerine ev- lâ Halili yakaladıklarını, in: fakat Halilin ver- Kemali ya- kaladıklarını, Kemalin, berşeyi itiraf ett Halilin makasla | hücum ettiğini anlattığını söy- | lediler. — Maznunlar, karakolda da şoför B. Zeki ile kadını fena vaziyette — yakaladıkları için | tarafından kendilerine rıza ile Âr ettiğini para verildiğini söylediler. — Kadın ceği karakola getirdik, © vakit maznunlar: - Bizim gördüğümüz ka- dın bu değildi, o kadın daha genç ve güzeldi dediler. Bazı şahidlerin celbi için muhakeme başka bir güne bırakıldı. ——— Ödemişte pamuk cinsleri Ödemiş kazasında pamuk ekmek için hazırlık yapan müstahsılların — azlığı nazarı dikkate alınmış ve bu kazaya evvelâ bir ton Akalala pamuk | tohumu ayrılmıştı. Fakat hü- kümetimizin pamuk - ekimi verdiği ehemmiyet neticesi | olarak Ödemiş havalisindeki müstahsıllardan çoğu pamuk ekmek için hazırlanmışlar ve bu sebeble İzmir ziraat mü- dürlüğünden fazla pamuk to- humu istemislerdir. Sonradan ton ; Akala pamuk - tohumu | verilmiş ise de bu miktar da az geldiğinden biraz daha tohum istenmiştir. Vilâyet, Ödemiş: — pümuk müstahsıllarının bu - dileğini Ziraat Vekâletine bildirmiş ve bir miktar daha pamuk tohu- mu istemişti. . Dün telgrafla gelen.cevabda Vekâlette tevzi edilecek - hiç pamuk tohumu kalmadığı ve yerli kapalı kozalar hastalıksız olduğundan Ödemişte pamuk ekmek - istiyen müstahsıllara | bu yerli tohumlardan verilmesi Reis, davacılara sordu, da- | bildirilmiştir. vacılar: — Hayır, böyle birşey yok- tur. Biz oturuyorken ansızın tehditle para almağa kalkış- tılar. Dediler. Şahid sıfatile dinlenen Arap | Kuşadasında kesilen ehli hayvanlar.. Kuşadası belediye mezba- hasında Mart ayı içinde 60 kuzu, 80 oğlak, 54 dana ol- mak üzere 194 baş hayvan kesilmiştir. Atillâ'nınDefinesi Tarihe müstenid zabıta romanı 69 şimin bu plânına muhalefet etmese.. Diye söylendi. Diyan böyle düşünmekle berabetr, vaziyeti pek berbad olan doktor Bilze yardım edi- © yordu. Gardiyanın — bu yardıma iştirak etmekte âdi. Fakat doktor 16 - saatten — beri bir lokma yemek yeme- mişti. Buna rağmen dinç ve kuvvetli bir adam olan dok- — tor çok memnundu. Hem ken- - disi kurtülüyor, hem de mad- Do mazel Gizel kürtülmüş - olü- yordu. gardiyan karısı da Nakleden : F.ğ. Bcnliug!u Ve kendisi toplanınca ilk iş olarak: V COE teşekklir ederim. Her cihetten kuvvetliyim artık. Dedi, sonra gardiyana dö- nerek: — Breş, dedi, kunduraları- mı çıkarınız. Ve gardiyan iğilirken kula ğına yavaşça: — Bu genç kadın kimdir? Diye sordu. Gardiyan: — Madmazel Diyan Ober:- ten, yani mösyö Lükün hem- şiresi,, Bize, dostturlar. Bize yardım için gelmişlerdir. Piyer ANADOLU B Ş Hırsızlık kiçemelik caddesinde Meh- med oğlu Kadri, 174 sayılı fırından Ahmed oğlu Necatiye ait bir pantolony çaldığından yakalanmıştır. Elmas taşlı küpe Kuyumcular çarşısında Re fael oğlu Yako Kohen, İsmail oğlu Hamidin dükkânından tinde bir çift elmas taşlı küpe çaldığından küpe ile yakalanmıştır. Pul hırsızlığı Gazi bulvarında Refael oğlu Yako Kohen, pul bayü Sait oğlu Rızanın dükkânından 60 lira değerinde — muhtilif mik- tarda damga pulu çaldığından bir miktar pul yakalan:- mıştır. Enginar hırsızlığı ile 'Tepecik Bahçeler sokağında Etem oğlu Hüseyinin bahesin- den enginar çalan Mehmed oğlu Süleyman ve Abdullah oğlu Süleyman — yakalanmış- lardır. Bisiklet çalmış Karşıyakada Fahreddinpaşa caddesinde Hüseyin oğlu Şük rünün, Alyoti oğlu Kabyotun elindeki bisikleti alarak kaç: tığı şikâyet edildiğinden bisik- letle birlikte yakalanmıştır. Erik çalmak Mersinlide İbrahim — oğlu Mustafa, Ahmed Kadrinin bah- çesinden enginar ve erik çal- dığından yakalanmıştır. Yankesicilik Kemer caddesinde Hasan oğlu Mehmed ve Selâhiddin oğlu Selâhiddin, Osman kızı Nerminin mantosu .gebinden yakalanmışlardır. Yaralamak Karşıyakada Suzan sokağın- da Hüseyin oğlu Mehmed Hu- lüsi, 10 yaşlarında Yusufu bı- çakla parmağından yaraladı- ğından yakalanmıştır. Bıçakla yaralamak Kemerde Çatalçeşme mev- kiinde Tevfik oğlu Nusret, Mehmed oğlu Saffet, Nazif oğlu Abdullahı bıçakla yara- ladıklarından yakalanmışlardır. Dövmek Eşrefpaşa otomobil durak yerinde Osman oğlu İlyas, Abdullah oğlu Hamdiyi dö düğünden yakalanmıştır. Kadınlar arasında Karşıyaka Çocuk — yuvası önünde Süleyman kızı Sabiha, Lemin kızı Belgüzarı ğünden yakalanmıştır. döydü- | Malen geldiklerini bana haber | verdi, sizi kurtarmak için iki fazla insan, iki fazla kuvvet demektir, diye düşündüm, ken: dilerini içeriye aldım. Çok iyi hareket azizim.. etlin Bu dğzler, zabiri bir mem- nuniyet ilade etmesine rağmen tuhaf ve istaksiz bir şekilde söylenmişti. Zavallı doktör, * madmazel Gizeli aklına getirdiği vakit Lük Oberteni de düşünmekten geri kalamıyordu. Evet, doktor Bilz, zavallı ve bedbaht idi. Buna şüphe et- mek doğru olamazdı. Çünkü hâdiseler biribirini seri ve kendi aleyhinde olarak - takıb ediyorlardı. Zavallı adam ken di kendisine: — Eyvah, diye söylendi, 4 Mayıs 036 Mahkemede deli taklidi Dün Asliyeceza mahkeme- sinde şayanı dikkat ve gürül tülü bir muhakemeye başlan: mıştı. Maznunlar sabıkalılar: dan -Suphi- ve Cideli Hüseyin: dir. Bun Suphi Keçecilerde esrar satar- karakola bir müddet evel ken yakalanmış ve götürülürken Cideli Hüse polislerin - vazifi müd: hale etmiş, Suphiyi kaçırmağa çalışmış, hatta elinde bulunan bir tencereyi taharri başına derecede yaralamıştı. hâkimi B. Ra- mazan, maznunlardan Suphi- Asliyeceza nin hüviyetini tesbit ederken: Diye sormuş, Suphi: — Kirk, elli, altmiş yaşında varım maşaallah. Demiştir. Reis: | kün değildir; — Nasıl 45-50 - diyorsun, sen gençsi Deyince, Suphi, muhafaza içi maya: sin şında yok muyum? Demiştir. Cideli Hüs isticvabı esnasında & dövüldüğünü söylemiş, Suphi- nin haksız yere - tutulduğunu anlatmağa çalışmıştır. Halbuki | Suphi, üzerindeki esrarla — tu- tulunca esrarı ağzına yutmağa teşebbüs etmiş, po lisler, esrarı yutarak zehirlen- mesine mani olmak “çin bo- ğazını Suphi, Ön bcranı Hhir er ükürmek - süreti mıştı. Fakat dilinin kalan bir miktar edilmişti Cideli Hüseyin sabıkalı bir şahıstır. Evelee de Ağırcezada muhakemelerinden bi pan bir polis memurunun ba- şına kundura ile vurmuş, po- lisi yaralamıştı. Hâkim, sabı kasını sordu, Hüseyin: — Ne diyeyim, kaç tane diyeyim bilmem ki.. Sayısımı ben de İşaşırdım, dedi. — Hangi suçlardan mahke- meye verildin?. sıkmışlar — ve İeraiz altında elde yutanı esrar galı hapisaneye yorum. - Bu kadar hapiste kaldın hâlâ akıllanmadın mı?. girip çık- — Benim zorum kafamda.. Vücudumda birşey yok kafa bir türlü akıllanmı Bu ten kurtarmış oluyor. Maama- fih, Breşvoçun yardımı olma- dan Gizeli kurtarmak müm- bu gardiyanı firar fikrine yardım ettiren de benim, amma... Doktor, biraz durdu ve dü- şündü, sonra: Benim, âmma firar plâ- mnına filen riyaset eden gene Lüktür.. Bu da madmazel Gizelin Lükü veya beni tercih edeceği şu anda aleyhimedir. Madmazel Gizel kurtulduktan sonra benim zevcem olmağı kabul etmiş ve bana söz ver- miştir. Bu sözünü inkâr etmi- yecektir; fakat hayatının nuna kadar edecektir. Bu sö- benden — nefret vaziyet karşı- sında benim mevküm de bain, zalim, hodgâm Ploçun aynı l memuru vurarak | yirmi gün işine mani - olacak yanında bulunan - jandar- | Sen söyle ben elli ya- | atarak | müteaddid | de aleyhinde şahidlik ya- | — Her işten. Doğdum do- | Bu | TC Z | sıf | na halde hiddetlenen yapan iki sabıkalı c ae Biri karanfil yuttu, öteki ekmeği ayak altında çiğnedi kafa bende iken ben hapisa- neden kurtulamıyacağım. Bay reis, Bu sözlerden sonra sabıkalı Hüseyin; — Ben başımı yıkamak is- tiyorum diye tutturmuş ve mah- keme salon istemiştir, faka an çıkıp gitmek yanında duran jandarmalar; onun bu harekes tine mani olmuşlardır. ©» se rada Hüseyin: Jandarmaların elinden kur- up kaçmak istemiş: — Bırakın beni, gidip ba- şımı yıkıyacağım, yoksa şimdi şuraya düşer, bayılırım. Siz insan değil misiniz, insan ha- linden anlamaz mısınız? Diye bağırmağa başlamış, Adliye koridorlarında dolaşan hâlk, bu gürültü üzerine üst İ iyeceza mahkemesi ünde toplanmışlardır. Bir aralık hâkim Bay Rama- zan, jandarmalara: — Götürün bunu.. Başını yıkasın. Demiştir. Hüseyin önde, jandarmalar peşinde Adliye binasının alt katına inmişler ve Hüseyin, bir hamlede ba- şını havuzun içine sokarak yı- kamıştır. Ondan sonra tekrar hâkim önüne getirilen Cideli Hüse- yin, sükönet bulmuş gibi gö- rünüyordu. Bir komiser, şahid le dinlendi, Suphile Hü- seyir anlattı, Hüseyinin, karakola götürülür- yaptıklarını ken hükümetin « 24 * . lediğini anlattı. Bu sırada maznun Suphi, elinde bulunan kırmızı bir ka- ranfili ağzına attı ve çiğniye- yerek yuttu, daha sonra ceke- tinin iç kısmından bez parça- ları kopardı, bunları da nedi Mahkemede bulunan dinleyiciler, iki maz- nunun garip hareketlerini dik- katle takip ediyorlardı. Maznun Hüseyin, aleyhbinde şehadet eden polis komiserine hitab etti: Bay koömiser, çoluk ço- cuk sahibisin, doğru söyle beni karakolda döğmediniz mi? Komiser: — Hayır, dedi. Bundan fe- Cideli Hüseyin, elinde bulunan bir parça kuru ekmeği yere fir- lattı ve ayağını kaldırarak bü- tün hızile ekmeği misere ve yuttu. doğru t olmyacak mıdır? Diye düşündü. Belki daha çok bu mesele kalacaktı. kendisini zamanlar düşünüb gardiyan davet Üzerine Fakat iş başına silâhlanınız rica ederim. Dedi. Doktor Bilz, Vikont Plaçun karyolasının altında mühim miktarda ve kuvvetli — silâhlar ve mühimmat bulunduğunu biliyordu. Trolveş şatosunda kullanılan ve dünyanın başka bir yerinde emsali olmıyan bu silâhların nasıl kullanıla- caklarını ve ne gibi işler gö receklerini de. biliyordu. Doktor Bilz iki — tabanca aldı; birisi uyutucu mermi atıyordu, diğeri de dumdum manevi şahsi- çiğ- | Bugünkü program İstanbul radyosu Cündüz neşriyatı; Saat 12,30: 14 Türk musikisi, havadisler, plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: Saat 18,30 dans musikisi, 19,30 konferans, 20 Bn. Belma ve arkadaşları tarafından Türk müsikisi, 20,30 B. Ömer Riza tarafından arap- ça havadisler; 20,45 B. Cemal Kâmil ve arkadaşları tarafın- dan Türk musikisi, 21,15 stüd yo orkestrası, 22,15 ajans ve borsa haberleri; 22,30 seçilmiş musiki parçaları. Belgrad radyosu Saat 20,45 te Türkçe - ha. vadisler. Zehirli peynir Üç kişide zehirlen- me alâmetleri görüldü. Evelki gün yidikleri peynir- den zehirlenen üç kişi; İzmir Memleket hastanesinde tedavi altına alınmışlardır. Bunlardan Mustata oğlu İsmail, İkiçeş- melikte Makara — sokağında bakkal Aziz oğlu İsmailden alıp yidiği peynirden zehir- lenmiştir. Beyler sokağında — oturan Mustafa oğlu Fethi ve Selim de Uzunyolda bakkal Müusta- fadan aldıkları peyniri yidik- ten sonra zehirlendiklerini an- lıyarak hastaneye gitmişlerdir. İki bakkal da tutulmuş, hak- larında tahkikata başlanmıştır. Taorbalı mezbahasında 'Torbalı belediye mezbaha- sında Nisan ayı zarıfında 16 koyun, 3 keçi, 524 kuzu, 1 oğlak, 4 inek ve 14 dana ol mak üzere 562 baş hayvan kosliğiştin. BRmUTA NM TTT n | bir hareket yaplı, küfre baş- | ladı. Hâkim, kendisini sus: turdu, komiser: — Söylediği sözler zabta geçsin, davacıyım. Dedi. Hüseyin: — Bu çiğnediğim ekmek beni kör etsin, yalan söylüyor. Diye bağırıyordu. Bu sırada maznun Supbi, yerde çiğnen- miş duran ekmek parçasını aldı, ağzına attı ve çiğnemeğe başladı. Dinleyiciler, gördük- leri bu gayri tabii hareketler- den gülmek mi, gülmemek mi lâzımgeldiğini - tayin yorlardı. Birkaç şahid gelmemişti, bu şahidlerin zorla getirilme- lerine karar verdi, mahake- fena edemi- meyi, başka bir güne bıraktı. ERLAT KKT N DKSUK MAT VC U YASK PC DA T NLUK KEDT AA TEMANN | Gizeli ben değil, Lük Ober- | kurşunu atan bir silâhdı. Gardiyan, doktorun - silâh- landığını gördüğü vakit: — Artık gidebiliriz, dedi, gidelim, bizi bekliyen mösyö- leri ve madmazel Gizeli de alalım. Gardiyanın zikrettiği anda aklına- rakibi geldi v Gizel — ismini doktorun da Lük Oberten yö Lük — Oberten kendisini burada -beklemekli- ğimizi söyledi samyorum. Dedi. — Evet, hakkınız var! Ne olursa olsun, doktor sabık mahbusunu takdir et mekten geri kalamıyordu. Bu genç çok sağlam bir kalfaya ve kuvvetli sinirlere - sahibdi. Karşısındakine hemen hürmet — Sonu var — Ha