Mes'ud gün Büyük tezahüratta kut- lulanacak. | Ankara, 24 (Hususi) — | Atatürkün Anadoluya ayak _bı:lığı 19 Mayıs, memleke- timizin her tarafında büyük | senliklerle — kutlulanacak ve ögün, büyük tezahürat ya- | pilacaktır. Ebe mektepleri açılacak Ankara, 24 ( Hususi ) — Ebe ihtiyacının temini için bazı vilâyetlerde ebe mektep- leri açılacaktır. Rumen-Lehistan Münasebatı samimt ve dostanedir.. Bükreş, 26 (Radyo) — Bay Viktor Antonesko bugün Fran- — Sa'nın Bükreş sefirini kabul — Etmiştir. Ayni saatte Yugos- lavya sefiri de ziyarete gelmiş Mülâkat uzun sürmüştür. -Bükreş, 24 (Radyo) — Kül- İ tür bölkadi Bay Ânjelesko e: | histan seyatinden dönmüş Ve gazetecilere beyanatta buluna- | Tak iki devlet arasındaki mü- | Mazebetlerin çok dostane ol- | Hüğünü ve seyahatinden çok | Memnün kaldığını söylemiştir. Doktor Ânjelesko Varşova | Üniversitösi fahri doktoru ilân © edilmiştir. | Paris sergisi Paris, 24 (Radyo) — Grev- | ler devam etmcktedir. Amele, y 'olarok partısıne imensüb — melenih âralârından çıkârıl- | Masında istür etmektedir. “Tütün işçileri grevi Parisi Sigarasız bırakmıştır. Yeni grevlere intizar edil- | Mektedir. Bu sebeble 1937 Sergisinin açılması tehir edile- tektir. Bay Hitler & tavassut etmesi davet ölünacak Londra; 24 (Radyö) cester Gardiyan gazetesi, iy Lânsborinin 19 nisanda y Hitleri ziyaret edeceğini [:lmık(adır. Bu ziyarette Bay nsbori, sullkün idamesi için €ynelmilel bir konfetans ak- — Hini temine çalışacaktır. Alman gençleri | Siİraat Bakanlığı emrine k veriliyor — Berlin, 24 ( Radyo) — Al- — Man yençlik — teşkilâtı şefi ç on Von — Şıras, Alman K Bençlerini — Ziraat — Bakanlığı | Emrine tabi olmaları lüzumünu ildirmiştir. ANADOLU Günlük siyasal gazete Sahip ve başyazgamı ,Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumi neşriyat ve yazı işleri Müdürü: Hamdi Nüzhet Çançar Kürenancsi; T7 İzmir İkinci Beyler sokağı C, Halk Partisi binası içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU Telefon: 2776 — Posta kutusu 405 ABONE ŞERAİTİ Yalbğa 1200, altı aylığı 700 üç b aylığı 500 kuraştur. | Ysbana memleketler İçin senelik abone ücreti 27 liradır — Her yerde 5 kuruştür J Vıldlııdı açılmıyacak mı? n B0yııılrn| el bir koüferan- | zilerinin ele geçirilmez BN DEMUZ Cihan matbuatı Bay Mussolininin nutku ile meşguldür Roma, 24 (Radyo) — Alı- nan haberlere göre cihan mat- buâtı, Bay Mussolininin dünkü | nutku ile meşguldür. İngiliz gazeteleri, Mussolini: | nin siyasetinden inhiraf etme- mek inadında — olduğundan bahsetmektedirler. Bunun için İngiliz - İtalyan münasebatının daha iyileşeceği ümid edil- mektedir. Roma, 24 (Radyo) — Bay Müssolini bugün Romadan on kilemetrede kâin yeni Teve- redeki liman inşaatını - teftiş etmiş ve bazı binaların küşad resmini yapmıştır. İngiltere Almanyaya müstemlekâ veremez.. Londra, 26 (Radyo) — Lord Emeri Birmingamda irad ettiği bir nutukta, sabık müstemlekât bakanı sıfatile umumi müstem- lekeler meselesine temas et- miş Vei “Almanyâya yeniden müs- temleke — vermek bisim için mümkün değildir. Böyle bir teşebbüs İngilterenin dömin: yonlarla arasının bozulmasına meydan verecektir.,, Demiştir. Uzak şarkta Çin - Japon ve Rüs : Ja: pon ihtilâfları Tokyo, 24 (A.LA) — Meb- usan meclisinde müteaddid suallere cevab veren Hariciye Nazırı B. Sâato Japon - Sov- yet Mmünüsebetleri hâkkında Şunları söylemiştir: — — İapön talepleri muci- bince hudut meselesi kat'i su- rette halledilmediği müddetçe Sovyetler birliği ile bir ademi müdahale paktı imzalanma- sına imkân yoktur. Eski İngiliz - Japon ittifa- kına gelince, bazı İngiliz me- hafili yeni bir ittifak tavsiye etmekte iseler de İngilterenin Milletler cemiyeti azası oldu- Bu keyfiyetini nazarı dikkate âlmak lâzimgelit ki; bu hiç te müzâkereleti — kolâylâştıratak bir keyfiyet değildir. Bunuü içindir ki, şimdilik bu mesele hakkında herhangi bir beya- nattan tevakki etmek — şayanı tercihtir. Takyo, 24 (A.A) — Hari- ciye Nazırı B. Sato Japonya ile şimali Çin arasında ayrı bir süreti tesviye ve Ekone- mik teşriki mesai meselesine temas ederek demiştir ki: — İki memleket arasında bugün bir anlaşma ancak si- yasi bir esas Üzerine kurula: bilir. Halbuki şimali Çin me: g#elesi bugün görüşülemez. Çönkü bu miktar Hopei hükümetine aid bir iştir ve bu hükümetin merkezi Nan- kin hükümetine karşı olan münasebatı da henüz tevaz- zuh etmemiştir. Tokyo, 24 (A.A) — Japon gazeteleri Şanghaydaki Japon ticaret heyetinin Çin tarafın- dan nazik fakat apaçık bir red karşısında kaldığını itiraf ediyorlar. Çinler Japonya şi- mali Çindeki siyasetini değiş- tirmedikçe kendisi ile ekono- mik münasebatta bulunmak- tan imtina göstermektedir. Diğer taraftan ayni matbu- tat Çindeki İngiliz ticaret mev- oldu- NER GA L '.'Aİ— Kati ba d “Davamız karşısında Fransa Antakya meselesinin ilk faslı, zor ve müdahaleli bir doğum ıstırapları içinde geçmişti. Hüs- nüniyetimizin, — mütemadiyen menfi bir ruhun ihtiras ve iti- razı ile karşılaştığını gördük.. Maamafih, zor da olsa bu ilk faslın halline epice sevindik, Fakat bu seviniş, vaziyette kendini idame ettiren ciddi- yeti göstermiyecek derecede değildi. Biz, Atatürk ve Baş: bakanımızın ifade ettikleri nok- tada, milli izzetinefis ve dava- mız bakımından vermiş oldu- ğumuz kati kararla ayni şe- kilde duruyorduk. Esasen o karar ne bugün, ne yârın, ne de en uzak bir istikbalde de- gişebilir. Çünkü hakkınt ve ha- kikati ne suretle koruyabile- ceğini bilen ve hamurunda bol bol ve tertemiz bir izzeti- nefis mayası bulunan bir mil- letiz. Böyle yaşadık, böyle yaşıyacağız. Hatty anayasasının tanzi- minde yoktan varedileti ve bi- ze bitçok zamirleri işaret eden müşkülâtı da ayni Soğukkan- hlıkla fakat yarından emin olarak, karşıladık. Bu mese- lede hukuk ve - politika üze- rinde mütemadiyen köşe kap- mâca öyniyân. Frıışu. bize kendi içyüzünü göstermiş öl- makla kalmıyor, bu menfi ha- reketi ile, Suriye çapulcularını da kışkırtıyor, onlara ümid veriyor.. Eğer Fransa, hak, adölet, samimiyet mefhumları dahilinde ve meseleyi kati bir | şekildi v—hlı;ılıw göıhurydi, riyeli şımtirık, eline fahtadan bir kılınç ala- rak Türk hududuna, Sancak topraklarına kadar koşmazdı. Bu acayip donkişonluğun çı- karabileceği hâdiselerin büs- bütün mesuliyeti, ilelebed Fran- saya aid olacaktır. Böyle de kâlsa gene iyit İki devlet arasındaki sami- miyet, telâfi kabul etmez bir şekilde bozulucaktır. Eğer Fransanın — tmâksadı, bu muğlâk - vaziyetlerle bizi harekete getirip şu yeni do ğan Suriyeyi tamamile dünya haritasından sildirmekse, bunu bize başka türlü de söylüye- bilir ve © takdirde, zavallıyı aldatmağa lüzum yoktur. Suriye, güya bir devlet ola: rak, yani reşid bir millet ha- linde dünya kabuğunun üstü- ne çıktığı gün, ne gariptir ki, başkalarının gözleri, başkala- rinin — kulakları, başkalarının telkinleri, telâkkileri ile yürü- meğe başladı. Bunu, Suriye hesabına, hayırlı bir alâmet olarak telâkki etmemek lâ> zımdır. Fransayı, Hatayın Türk olan şahdamarına Arab sütü aşılamak gafleti ile itham edi- yoruz, Halbuki bu damar, böy- le bir süt kabul etmez. Ha- tay, tarihi ile, an'anesi, kültü- rü, cografi mevkii ve istikbali ile Türk varlığının bir parça- sıdır. Fransız dostlarımız bil- melidirler ki, biz bu toprakta Suriyenin değil, Fransanın hâ- kimiyetini bile bir saniye için kabul edemeyiz ve bunun icap- larını seve seve yerine getir- meğe hazırız.. Vaziyet ve ka- ryarımız bu olduğuna göre, ürk - toj e Y SUŞT Museviler ve Türkçe Neşriyatımız, alâka ile takib ediliyor Havralarda söylevler verilecek ve Türkçe konuşulması istenecek.. Uzun müddet Nüfus daire- sinde bulunmuş olan Bay Bu: hur, Musevilerin Türkçe ko- nuşmaları İüzumu hakkında muharririmize şu beyanatta bulunmuştur: — Bayım, Türkiyede oturan ve bu memleketi vatan ittihaz etmiş olan kimselerin Türk dilinden başka bir dil konuş- maları lâzımgeldiğini, esas ili- barile kabul edenlerdenim. Şu kadar var ki, eski zamandan kalma kötü bir itiyad neticesi olarak bizim Yahudilerin en çoğu, hâlâ İspanyolcayı terk edemiyorlar. Ben, bu halin aleyhindeyim. Senelerce me- muriyet vermiş bir adam ol- maklığım hasebile Türk kar: deşlerimle münasebet ve ülfe- tim çok fazladır. Yahudilerin de, hemen hemen nüfus kütü- gündeki kayıtlarile ekserisini tanırım. Rast geldiklerime birinci sö- züm, Türkçe konuşmalarını töylemek ve bu husustâ ken dilerine tenbih&tta bulunmak- tır. Ben şimdi cemaât daite: sinde iş görüyorum. Bay Buhur sözlerinin bura: Sında çekmecesinden çıkardığı bazı mektapları göslermiş ve fikirlerini bildirmeğe Yu su- retle devam etimniştir: — Bakınız, hamursuz bay- ramı münasebetile havralarda Türk dili hakkında halka tel- tuplar yazıyoruz. Bundan b ka, (Türk kültür birliği) azaları, Pazar akşamı havralarda söy- levler verecekler, Yahudi mil- letinin, bundan sonra, çarşıda, sinemalarda, kahvehanelerde ve bilâmum umumi yerlerde Türkçe konuşmalarını istiyecek- lerdir. Türk dilinin tamimi için bu sefer başlıyan cereyan, son derece kuvvetlidir. Ben, birkaç gündenberi, kendi ken- dime burâda bir usul ittihaz etmişimdir. Meselâ, herhangi bir iş için cemaat dairesine gelecek olanlar Yahudice ko- nuştukları takdirde cevap ver- miyoruz, Hiç Türkçe bilmiyen olursa, Türkçe konuşan biri- sile birlikte gelerek işini ta- kip etmesi mecburiyetini tah- mil ediyorum. Birkaç gün içinde bunun faydasını gör- dük. Öyle olmalı. Türkiyede, hiçbir mecburiyet yokken Türk dilinden başka dil konuşmak, bu memleketi sevmemek, bu vatanı kurtaranlara hürmet- sizlik göstermek demektir. Hiç zannetmiyorum ki, din kar- deşlerim Yahudiler, affedilmi- yecek derecede büyük ve ağır olan böyle bir günahın aza- bına tahammül etsinler! Eski devrin fenalıklarından —— --< — ettirmiyeceğimize de hiç şüp- he getirilemez. Bizim tarihi ve milli izzetinefsimiz, toprak de- ğil, bilâkis silindirdir. Çiğnen- mez, fakat çiğner. Fransanın, — Türkiye veya Suriyeden birini, daha doğ- rusu Aadalet ve haksızlıktan birini tercih etmesi, en dü- tüst yoldur. Maskeyi atmalıdır. bahsediliyor. Ben de o devir- de yaşadım ve reva görülen uygunsuzlukları gördüm. Fa- kat, o devir, artık tarihe mal olmuştur. Biz şimdi, Cumhuri- yet devrindeyiz. Cumhuriyet demek, halkın, kendi mukad- deratına sahip olması demek- tir. O halde, mademki kendi mukadderatımıza sahibiz, biz Yahudiler için yapılacak iş, kendi dilimiz. olan Türkçeyi biran evel öğrenmek ve hiçbir suretle bundan başka dil ko- nuşmamaktır. Rica ederim, Türkçe bilmi- yen bir Yahudi ile bir Türk kardeşimiz nasıl kaynaşabilir? Dilin faydası çok büyüktür. Bu bakımdan düşünülecek olursa, Yahudilerin bir an evel Türkçe konuşmaları hakkın- daki lüzum ve ihtiyaç kendi- liğinden meydana çıkar. Hulâsa, aileler — arasında, Çarşı ve pazarda, umumi yer- yerlerde kendi dilimizin tamimi için bütün — kuvvetimizle - çalı şıyoruz. Bu çalışmamızın fayda: sını yakında göreceğimize hiç şüphem yoktur. (ANADÖLÜ ) nun açtığı çığır, çok yerindedir ve bizim için ikaz mahiyetini haizdir. Bşı neşriyatınıza devam etme- nizi, ben şahsen çok rica edeceğim. Faşizm Hakkında bir iddia — Roma, 24 (Radyo) — Sa- bık muharipler reisi ve mebus B. Karlo Vol Kıva siyahgöm- Teklilerin 17 inci yıldönümü münasebetile bir nutuk irad etmiş ve 18 sene evvel Bay Müussolininin Roma üzerine yürümesinden bahsetmiştir. Hatip, bu onsekiz sene içindeki müspet neticeleri bil- dirdikten sonra bütün cihan- da faşizm ile faşizm aleyhtar- hğı harbi devam ettiğini ve zaferin de faşizm lehine ola- cağını söylemiştir. Bu natibe göre, idealoji ar- tık maziye karışmıştır ve bü- tün cibanın faşizmi kabulü en büyük bir nimet olacağını da iddia etmiştir. Komite Altınlar meselesile meşgul oldu Londra, 24 (Radyo) Londra İspanya işlerine ade- “mi müdahale komitesi bugün toplanmıştır. Bu içtimada İspanya altın- larının yaziyeti görüşülmüş ve bilvasıta devam eden yardım- lardan bahsedilmiştir. Kontrol meselesi de görü- şülmüş ve Sovyet murahhası, altın meselesi hakkında hükü- metinin cevabını vermiş ve bir tahkik komitesi - teşkiline taraftar olduğunu bildirmiştir. Dölarok İtalyadan mükâfat aldı Roma, 24 (Radyo) — Fa- şist İtalya, miralay Dölaroka, zecri tedbirler sırasında İtalya lehine hareket ettiği için 100 ' bin liret hediye etmiştir. Bu para ile bir hastane ya- pılacak ve Dölorokun kızının onu sevdiği için sarışıp ku- HALK MASALLARI İki namzetli kız Günün birinde bir genç kı- za iki talip zuhur etmiş. Ta- HKplerden biri güzel, - asil, fa- kat fakir.. Diğeri ise sadece zengin.... Kızın anası babası uzun uzadıya — düşünürler nihayet kızın zengine varma- sına karar verirler. İzdivaç gü- nünde aşkının ıztıraplarına ta- hammül edemiyen biçare fakir genç, diğer gencin — köş- künün yanıbaşındaki mütevazı kulübesine çekilir. Genç kız, bu köşkte zengin kocasının ağuşunda ilk izdivaç zevkini tatacaktır. Düğün günü bütün davetliler villâya gitmek üzere kafilelerle yola çıkarlar. Fakir bir bahçıvan olan ilk genç, yegâne sahip olduğu sıpasını, belki birkaç kuruş çıkarırım, düşüncesile düğün — günü şehir kapısında bırakır. — Gelin şehir kapısına gelince, ebeveyni, kızımiz yurulup yıp- ranmasın, diye sıpayı kiralar- lar. Tam bu sırada ani ve müthiş bir fırtına kopar. Gök şiddetle gürlemeğe, korkunç —— bulutlar dolaşmağa, dolu yağ- — mağa başlar. Bu da yetmiyor- Mmuş gibi kopan müthiş bir dolu fırtınası herkesi bir melce aramağa veya kaçmağa mee- bur eder. Kendi kulübesine alışmış olan sıpa da — üstün- deki kıymetli kiracisile ahırına doğru sür'atle kaçmağa baş- lar ve gelişini etrafı sarsan anırması ile haber verir. Fakir bahçıvan sadasına alışkın ol- duğu sıpasının bu feryadına koşunca, | bir de ne görsün? Sıpası eski sevgilisini |kendi- sine getirmiş.. Esasen kız da caklaşırlar ve tâlihin hazırla- dığı bu mazhariyete -her ikisi de şaşarak — izdivaçlarını ak- tederler.' Eskiler, kısmet ne ise © elur derler. Ne doğru? “Güzel bir. korekel İş kanunu Hazirandan iti- baren yavaş yavaş tatbik sa- hasınma girerek işçilerimizin E: â rek zaman, gerekse sağlık kımından bazı haklar kazana- cağı malümdur. ( Geri tütün sirketi ) kanunun tatbikinden evvel işçilerimizin lehine, başka- müesseselere * güzel bir misal teşkil edecek surette hareket etmeğe başladığını memnuni- yetle haber aldık. Meselâ Ha- zirandan itibaren haftada beş buçuk gün çalışıp da altı gün- lük yevmiye alacak olan işçi- lerimize Geri şirketi şimdiden bu hakkı kabul ve işçi lehine kullanmağa başlamıştır. Şirket direktörü Bay (Bo- ven)i samimiyetle tebrik ederiz. — Bay Nurullah Esad ',-1 İstanbul, 24 ( Hususi ) — Sümerbank genel direktörü Bay Nunullah Esad avdet et- miştir. TAKVİM Rümi - 1353 Mart 12 Evkat Ezan Vasat le;_ı_kıx Ezan V: SA Sayfa 3 Ha we -iri v T İ 4 j j # / İ ) | 4