Kadıkoy unde feci ve karışık bir hâdise Kadınlardan biri polise hücum ederken, diğeri de elektirik teline basarak ölmüştür İstanbul, 4 (Hususi) — Bugün Kadıköy'ünde garip ve es- Yarengiz bir hâdise olmuştur. Bir polis, hat boyunda Diruhi'nin ihzar müzekkeresini götürmüş ve kapıyı çalarak beklemeğe başlamıştır. Kapı açılınca, içerden iki kadın çıkmış ve bunlardan biri polisin üzerine hücum etmiş diğeri de evi ateşe vermiştir. Bu sırada kadınlardan biri elektrik teline değmiş ve derhal ölmüştür. Evin içinde birtakım bombalar mevcut olduğu söy- lenmekte ise de, bu şayia tahakkuk etmemiştir. Adliye, bu esrarengiz mesele hakkında tahkikat yapmaktadır. İstanbul valisi, hüküme- tin tebliğini bildirdi ”ıracatçılar, ellerindeki malları hüküme- timizle klering mukavelesi yapmış olan — memleketlere gönderebilirler Vekâletin bu tebliği üzerine, Vali B. Muhiddin Üstündağ, dün ihracatçıları bir toplantıya davet etmiş ve içtimada hü- kümetimizin kararını kendile- rine bildirmiştir. Verilen kararda, Almanya ile kleringin kesilmesinden te- lâş edilecek birşey olmadığı bildirilmekte; ihracatçılarımızın ellerinde bulunan stokların, hükümetimizle klering muame- lesi mevcud olan — mahallere ihracı tavsiye edilmektedir. İhracatçılar, şimdiye kadar gösterdikleri malların bedelle- rini alamadıklarından — banka- lara karşı müşkül vaziyette bulunduklarını, Merkez Ban- kası vasıtasile bu mali müş- külâtlarının halledilmesini iste- mişler, Vali B. Muhiddin Üs- tündağ da ihracatçıların bu ri- calarını derhal telgrafla Anka- ra'ya bildirmiştir. İstanbul Valisi B. M. Üstündağ İstanbul, 4 (Hususi) — Hü- imiz, Alman Klering'inin kesilmesinden sonra, ihracat- Çılarımızın zarara uğramama- için ilk kararını vermiş Yealâkadarlara tebliğ etmiştir. Dışbakanımız Bağdad'a ne zaman gidecek? ovrıautzu, Türkiye, İrak İran ve Af. 8anistan misakı hakkında ne yazıyor? Paris; 4 ( Radyo ) — Mya » İrak - İran * Alganistan Misakı bugünlerde imzalana- Saktır. sında bir Asya paktının akte- dileceğini bildiriyor. Türkiye Diş kanı Dr. B. Tevfik Rüştü Aras birkaç Ş'"" içinde Bağdad'a ve Tahran'a giderek orada Afganistan Dış Baka- nına mülâki olacaktır. Paktın bu seyahat esnasında parale ve Ankara'da imza edileceği bildirilmektedir. Anadolu Ajansının notu: Ajansın Ankara mahfellerin- de yaptığı tahkikata göre böy- le bir paktın bu sene içinde imzalanacağı tahmin edilmekte ise de Dış Bakanı B. Rüştü Aras'ın bu telgrafta mevzuu | bahsolan seyahatinin kat'i ta- rihi hakkında henüz bir malü- mat yoktur. Yaş'da Yeni hâdiseler oldu Bükreş, 4 (Radyo) — T! | lebe yeniden bir takım hâdi- | seler daha çıkarmışlardır. Yaş Üniversitesi rektörünü yaralı- yanların evlerine mütcaddid taarruzlar yapılmıştır. Yeniden yaralılar vardir. Dün Bükreş'ten 20,000 ta- lebe eyaletlere dağılmıştır. Zabıta, kulüp ve cemiyetle- rin seddi işini tamamlamak üzeredir. Fransız gazeteleri, bu hâ- ıi'!!'ı' endişe ile karşılamak- Öyr gazetesi bu hususta * ileri giden bir gazetedir. Paris, 4 (AA) — Övr ga- Ptesi, pek yakında Türkiye, bak, h İran ve Afganistan ara- Sahip ve başyazgamı Hıyd.f Rüşdü ÖKTEM '—nmı ıe,nyıı ve yazı işleri İ Hamıdi. Nüzbet Çançar Lııııı Beyler: sokağı Hılk Partisi binası içinde ':"mt İzmir — ANADOLU 9ü : 2776 — Posta kutusu 405 ABONE ŞERAİTİ 'n'h 1200, altı aylığı 700, üç L ıylııı 500 kuruştur. memleketler için senelik üereti 27 liradır yııdc 5 kuruştur "'lnouı MATBAASINDA BASILMIŞTIR. Ve kapltülâsyonlar Kahire, 4 (A.A) — Muham- med Mahmud Paşanın liberal fırkası kapitülâsyonların ilgası ile yakında Montröde meşgul olacak olan konferans dolayı- sile aşağıdaki dört noktayı tesbit etmiştir: 1 — Ecnebilerin — iktısadi imtiyazlarının derhal ilgası, 2 — Çok mahdud bir in- tikal devresi kabulü, 3 — Bu devrenin hitamın- da bir güna müzakerede b lunulmaksizın muğlâk adli hâ- kimiyetin tesisi. 4 — Umumi vaziyetin ye- niden tedkiki ve konferanstan sonraki direktiflerin tesbiti. Yunan kralı Cumartesi günü Girid'e gidiyor Atina, 4 (Radyo) — Yunan kralı ikinci Jorj, Cumartesi günü Başbakan general Me- taksas ile birlikte Girid'e gi- decek ve orada bir hafta ka- lacaktır. Balkanlarda Salâh.. — Başı 1 inci sahifede — olsa olma iki memleket arasındaki münasebetlere biraz daha samimi- yet vermek için atmosförin tomiz- lenmesi mevzahahs olabilir ki - bu- nun için de Türkiye ile mevcud olan bir mushedeyi yeniden taze- lemek değil Tarkiye'nin müttefik. leri olun Romanya ve Yunanistan ilo de birer dostlak muahedesi müza- kere ve imza etmek ve Bulgar topraklarında yaşıyan Türk ekalli- yetlerine bir. Bulgar vatandaşı mu- amelesi tatbik- etmek kâfidir ka- mavtindeyiz. Montrö konferansmdaki dürüst ve cemilekâr bareketlerile Türkiye- nin tevesecüh ve dostluğuna esasen hak kazanmış olan Bulgar'lar, telgraf la- rın haber verdikleri gibi, Elen'lerle de Bir dostluk muahedesi akdeder. lerse ve bunu Romanya'lılarla ayni şekilde bBir muahedenin imzası ta» kib ederste Balkan'ların zalen açıl: maya başlamış olan ufuklarının ta- mamile küşayiş bulmasına büyük bir mikyasta hizmet etmiş olurlar. İktidir mevkilae geldiği gün- denberi evvelüâ dahildeki vaziyetini Larslır elmiş ve sonra da memleke- tinin komşularile olan münasehatı- n ıslab etinekteki hayati menfaat- lerini idrak ettiğini, filen göstermiş olan şimdiki Bulgar başvokili Bay Köso İvanof'dan bu dirayet ve ki- yaseti - beklemiye hakkımız vardır sanınız. Hamdi Nüzhet Çançar Çekoslovakya'dan İthal edilecek boyalı mensucat Kontenjan — kararnamesine bağlı klering listesinde yazılı olduğundan dolayı 3-12-936 tarihinden sonra sipariş edilen ve genel ithalât rejimi karar- namesinin mer'iyet tarihi olan 1-1-937 tarihine kadar güm- rüklerden - çıkarılamıyan, tari- fenin 379 numarasından 6543 kilo, 379:3 D. pozisyonundan 1701 kilo ve 379:2- numara- sından 3479 kilo Çekoslovak menşeli eşya — mukabilinde son kararname hükümlerine göre, yüzde ellisi yumurta ve fiati yüzde S0 sinin de diğer Türkiye menşeli malların ih- racı suretile ve hususi takas yölile ithali hakkındaki - Ve- killer Heyeti kararnamesi Türk: olfis şubesine tebliğ edilmiştir. Yukarıda zikredilen pazisyon- lar mensucat 've boyalı men- sucattır. Tefsir hatâsı. Türhge mes'elesi: Valimiz ve Parti başkanı: Mllllyetçıh mız Bay Fazlı Güleç, gazete- mize yazdığı bir tezkere ile her çarşamba günü, parti mer- kezinde, vatandaşların şikâyet ve dileklerini baş-başa oturup konuşmağa bhazır bulunduğu- nu. bildiriyor. Bunu yanlış anlıyanlar ol- muş. Hattâ bir refikimiz bile; — İşte demokratlık... Şu ve bul Şeklinde. neşriyat yapmik hatasına düşmüş. Hata diyo rum ve bunda ısrarım vardır. Çünkü Vali ve Parii başka- nı Bay Fazlı Güleç'in, hükü met kon ile parti binasın- daki daire ve makamının ka- pısında, — resmiyetin — bütün eliketi çoktan tarihe kavuş- muştur. Ne “Girilemez, var dır, ne de “ Lütfen kapıyı vurunuz, — veyahud - “Lütfen baber veriniz,... Hattâ, İstan- tanbul'a vali muavini olarak gittiği ilk gün yaptığı iş; dai- resinin kapısına “Vurmadan giriniz, cümlesini havi levhayı asmak olmuştur. Bu cümlenin de şüphesiz büyük bir manası olsa gerektir. Cümhuriyet ve demokrasinin bu aha prensibi- ni tahakkuk ettiren bir - vali veya bir parti başkanı, böyle bir davet tezkeresi gönder- mişse; — Hele şükür, haftada bir gün, öğleden sonra Vali ve parti başkanını görmek millete nasib oluyor veya olacak. Şeklinde bir tefsir yapmak ve bunu tezahüzata tâbi tut- mak, ne rejimin, ne de İzmir valisinin kabul ve hazmede- ceği şeydir. Maksad şudur: Partili olarak. konuşmak, fikir beyan etmek, dilekte, şikâyette bulunmak ve bunları münakaşa etmek.. Yoksa, kanunun ve partinin kapısı hergün açıktır. ve tâ karşıda' vali Bay Fazlı Güleç oturmaktadır. Bu kapıya vurmağa hacet yoktur, girebilirsiniz.. Fikirlerimizi biraaz ölçelim. Yanlış. anlayış ve tefsirler bazan maksad ve ruhu- bile incitebilir... Ö, R.G. Torbalı 'da Fi ırtma l;üyük Zü- rarlar yaptı. Torbalı, (Hususi) — Dün sabah saat yedide başlıyan fırtına, gittikçe şiddetlenmiş ve öğleye doğru kasırga ha- lini atmıştır. Fırtına, Torbalı'da büyük zararlara sebebiyet ver- miştir. Bir ev tamamen yıkılmış, birkaç evin: dıvarları çökmüş, Kâzımpaşa ilkmektebinin kire: mitleri uçmuş, — çocuklar yağ- mur altında açıkta kalmışlar: dir. Damızlık hayvan Harası- nım önbeş metre — uzuünluğün- daki çinkoları parçalanmıştır. Telefon direkleri — devrildiği ve teller koptuğu için, muha- berat bir müddet kesilmiştir. Hasarm birkaç bin lira oldu- ğu tahmin edilmektedir. Fir- tnadan sonra, kasabaya iki defa dolu düşmüştür. Badem ve şeftali ağaçlarının çiçekleri dökülmüştür. Nülusca zayiat yoktur. AT M Yahudi vatandaşlarımız Türkçe konuşmalıdırlar! iz 6 oktan teşki- lâtı esasiyeye bile girmiştir. Maarif müdürü B. Ali Riza söylüyor: Halkevi binası Dabiliye Vekâletinin İstan- bul - vilâyetinde vatandaşları Türkçe koönuşturmaâk mevzuu üzerindeki mütaleasını sorma- sı, milliyet bahsinde çok has- sas davranan ve Türk tâbi- yetindeki her vatandaş ve kardeşin Türk'çe konuşması üzerinde zâman zyaman şu ve- îvzıı bu şekilde mücadele eden miir' kler arasında büyük bir alâka uyandırmıştır. Dün vi- layetten - sorduk. Vekâlet, İz- mir vilâyetinden böyle bir mülalea istememiştir. Maama- fih istemesi, ihtimal dahilin- dedir. İzmir münevverliği ve genç- liği, belki yirmi, yirmi beş se- ne bu mevzu üzerinde durmuş, bilhassa Yahudi vatandaşları Türk'çe konuşturmak ve kendi harsi çerçevemize almak için her çareye başvurmuştur. Levhalar asmış, konferans- lar, irşad - heyetleri tertib et- miş, neşriyat yapmış ve gaze- teler de bu davaya müzaheret etmiştir. Yahudi vatandaşlar da birkaç sene evel kendi aralarında komite teşkil ede- rek çalışmağa başladıklarını söylemişler, fakat hiçbir netice alınamamıştır. Davanın kayde- debildiği muvaffakıyet, devede kulak kabilindendir. Partimizin altı oku, milletçe hareketimizin — istikametlerini iyice tayin etmiş bulunmakta- dır. Bu oklardan biri şudur: Milleçiyiz. Bu altı ok ise, şimdi teşki- lâti esasiyemize aynen girimiş bulunmaktadır. Yani - teşkilâtı esasiye ile Türk tabiiyeti şere- fine ermiş her vatandaş, ayni zamanda milliyetçi — olacaktır. Milliyetçinin ise, ilk iş olarak dilini konuşup sevmesi ve be- nimsemesi lâzımdır. Çünkü hars birliği, dil birliği kana- lında kuvvet bulur. Keza, gene teşkilâtı esasiyemize göre, Tür- kiye'de resmi dil, Türkçe'dir. Şu hale göre her Türk'ün Türkçe konuşması, yavaş ya: vaş yalnız milli' değil, kanuni bir mahiyet te almış gibidir ve bunu tahakkuk — ettirmek için de, bir müeyyede lâzımdir. Bu müeyyede ne olabilir?. Yani ne yapmak gerektir ki, vatandaşlar kâmilen Türkçe konuşsunlar? Bunu öğranmek üzere bazı münevverlerimize — müracaat ettim. Maarif müdürü Bay Ali Riza fikirlerini şu suretle hu- lâsa etti: 20 Böncü * 'Bu'İşiir “Vatiiği daş Türkçe konuş, cümlele- rini havi levhalar, ültimatom kılıklı kartlar, Türkçe konuş- mıyanlara şifahen ihtarat yap- mak gibi tezahürlerle halline imkân yoktur. Nitekim, İzmir de yapılan “tçerübe neticetiz kalmıştır. Bu işin en gül hal mercii hiç şüphesiz, umumt? kültürümüzün kuvvetli bulün- ması olabilir. Fakat o vakte kadar dilimizin itibarını artır- mak ve kanualarımıza bile geçen — milliyetperverliğimizin icabım yerine getirmek te lâ- zımdır. Gerek teşkilâtı esasi- yemizin, gerekse — partimizin bünyesi Bunu emrediyor. An- | cak bunda ecnebileri karıştır- mamağa dikket etmek gerek- tir, Meselâ, böyle bir zarureti, Türkiye'de bulunan herkese teşmil etmek hatalı olur. Çün- kü biz, memleketimize ecne- bilerin -akınımı bBekleriz. Tu- rizmden beklediğimiz - birşey | vardır. Bunu kırmamak ve ür- | kütmemek Tâzımdır. Rivayete göre, Almanya'da, Almanca- dan başka dil konuşturmaz- larmış. Ben aksine - şahid ol- dum. Türkçe konuştuk ve çok sempati gördük. Bu, Hitler Almanya'sının seyyah - celbi | noktasından — gösterdiği bir müsaadedir. Ancak, bilhassa Yahudi va- tandaşları mülâhaza ederek, kendi bünyemize göre, her- şeyin itibarımı yerine koymak mecburiyetindeyiz. Yani biraz ileri ve ciddi hareket lüzumu kendisini göstermektedir. Alı- nacak tedbiri. Yahudi olduk- — Sonu 6 ıncı sahifede — Rumi - 1353 Şubat 20 Arabi - 1355 Zilhicce 21 Sayfa 3 H,