ıle uzlaşmak ıstıyor '?—* an akalliyetlerile beraber Leh akalli. Kadınlar arasında “yetlerinin de hakları tetkik olunuyor.. Jurnal gazetesi muhabirlerin- den birinin Prağ'dan getirdiği , Hodzanın beyanatını neş- etmektedir. B. Hodza diyor ki: —— Çekoslovakya; Almanya olan —münasebatnı normal koymak için elinden ge- ü yapmağa daima âmade ve olmaktadır. Fakat 'a için organize edilmiş orta Avrupa'dan geçmez. nanlar bir muhasara siya- P seti tatbiki olduğunu — iddia ler. Bu iddia yanlıştır. devletler — arasındaki şma Almanya ile yaklaş- iğa engel olmak şöyle dur bilâkis bunu kolaylaştır- salıdır. Filhakika bu ruhi bir » Zira küçük bir devlet lisine müsavi olan dev- e dayanmadıkça büyük detle kendisini tâbi vaziye- tine koyabilecek herhangi bir sanlaşma — akdinde tereddüd ecektir. leti — Paris, 28 ( AA ) — Pöti Muhabir müteakıben şu su- ali sormuştur: — Habsburg hanedanının iadesi meselesi hakkında ne düşünüyorsunuz? — Orta Avrupa'nın istikrarı bu nevi teşebbüslerden uzak kalınmayı istilzam etmektedir. — Çek - Leh münasebatı ne haldedir? — Bu iki memleketin - teş- riki mesaisi için umumi zemini bulmaları mantıki olur. Ekal- liyetler meselesi tedkik edil. mekte olduğundan hükümet Leh ekalliyetinin vaziyetini de nazarı itibara alacaktır. — Almanya ile hususi bir anlaşma tasavvur ettiğiniz doğ- rü. mudur? — Almanya ile bir anlaşma umumi barış teşkilâtı çerçive- sinde olduğu takdirde daha devamlı olur. Son Londra hâ- diseleri İngiliz silâhlanmasın- dan sonra bir Avrvpa sureti tesviyesi imkânları emniyetle dcrpıı edilebilir. İ Bay Benes'in natku simdi, sulh ve müsale- met ıçınde bulunuyoruz akat AÂvrupanın geçirmekte oldu gu harp tehlikesini de görüyoruz Bolgrad, 1 (Radyo) — Çer koslovakya'da ordu manevra- ları sona ermiş, Cumur reis -Bay Doktor Benes, Milli, mü- dafaa Vekili ile askeri rical refine bir ziyafet vermiştir. ziyalette mühim bir nutuk tat eden Cumur Başkanı de- miştir ki: — Ordumuzun muhtelif me- /Tasim ve manevralarınıgördüm. Bütün vatandaşların - orduyu masını ve ona imanla bağ- Tanmasını arzu- ettim. Ordu- muz, yalnız kendi. hudetlarını değil, müttefiklerinin de hu- dutlarını muhafaza ve müda- faa edecek kudrettedir. Harb muhtelif ihtilâlleri müteakıb wrupa'nın ne kadar müşkil ziyetler ve şerait içinde bu- unduğunu hepimiz biliyoruz. Sulk ve müsalemet devresinde yaşıyorurz, fakat silâldi bir sulh ve müsalemet... Halkımız, ordümüzün her tihetçe müzahiridir ve icabın- da ordu ile omuz omuza, el ele çahşacak, kendisine- dü- İAtillâ'nınDefine şen vatan vazifesini yapacak- tır. Halkımız, vazifesini müd- riktir. Sulh ve muıılcıııl için ha- zırlanıyoruz, fakat Avrupa'nın harp tehlikesini de görüyoruz. Bundan korkmıyoruz, bilâkis daha kuvvetli bulunuyor - ve endişe etmiyoruz. Bir panik- ten de korkmyoruz. — Millet, son tehlikelere tamamen va- kıftır. Bu tehlikelerin bir ha- yat tehlikesi olduğunu da ka- bul ediyoruz. Barışın muhafazası için el- den geldiği kadar çalışıyoruz. Yakın bir harbe inanmıyoruz. İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya hükümetlerinin -barışı korumak için çalıştıklarına ka: niiz. Kral Faruk Seyahate çıktı İskenderiye, 28 ( AA Y — Kral Fâruk Marsilya'ya gitmek | üzere vapura Binmiştir. Kral' | Avrupa'da dört ay sürecek bir seyahate çıkmaktadir. Tarihe müstenid zabıta; romanı 0 Nakleden : F.S. Benlioğlu vezelik artık kâfi; hemem ha« ——L—L rekete geçmeliyiz. 23 — Anliyorüm. Size ne za- man yemek - getiriyorlar? -— Tabii vaktinde.. — Yemek getiren ne taraf- 'tan geliyor? Şu anda nerede bulunuyor? — — Kendi hususi dairesinde! Şatonun benim, daireme ya- kın olan kısmında — bulünür. Benim yanıma gelmek - için salondan geçmesi lâzım- dır. — Pekâlâ.. Gizel. beni: dik- İkatle dinleyiniz, rica ederim: Ben sizi kurtaracağım, bu lâ- Çünkü siz n ben de mahvolmağa.: mahkü- mum., Eğer sizi: hiç görmemiş ve Kont Torelvuş'un babanız olduğunu bilmemiş, olsaydım, mes'ele yoktu. Babanızı: öl- dürür ve vaziyete tamamen hâkim olurdum. Vakıa, Bu iş, icrası güç Bir iştir. Fakat beşka çare yoktur, değil mi? — Evet, evet... — Maamafih- bunu düşün- mek İâzım gelmez. Madam ki sizi... No zararı var, söyleme- Tiyim; madem ki, sizi: seviyo- Kemeraltı caddesinde Şamlı sokağında Ahmet kızı Ayşe sarhoş olduğu halde Ali kızı Rabiayı- dövdüğünden - yaka- lanmıştır. Hakaret — Karşıyaka'da Soğukkuyu'da Ali kızı Hatice, Necip oğlu Fadıl. Ziver kızı Nazire'ye hakaret ettiğinden yakalan- mıştır. Tehkir etmiş Birinci kordonda Aksekili Ali oğlu Ali ile Mehmed oğlu Abdullah, Adil oğlu Osmana hakaret ettiklerinden yakalan- mışlardır. Artistler arasında Türkovaz barında - İzmir'li Şekip oğlu Ahmed artist Hay- riye hakaret ettiğinden yaka» lanmıştır. Arsa mes'elesi İkiçeşmelikte bardakçı so- kağında İsmail karısı Sıddika; İsmail oğlu Mustafa Kemal, Ali karısı Fatmaya bir arsa mes'clesinden — hakaret - ettik- lerinden yakalanmışlardır. Eve taarruz İkiçeşmelikte Dündar soka- ğında oturan İbrahim oğlu Halit ve karısr Hacer bir ço- cuk mes'elesinden Hasan kar rısı Fatmanın evine taarruz ve hakaret ettiklerinden yaka- lanmışlardır. Sarhoşluk Keçeciler- civarında Tevfik | oğlu Talât'ın sarhoş olduğu görülerek- yakalanmıştır. Sarkıntılık Kemerde: Bornova'dan İz- mir'e gelen tren içinde Osman oğlu İsmail sarhoş olduğu halde Şükrü karısı Mürşideye el ile sarkıntılıkta — bulunduğundan yakalanmıştır. Silâh çekmek Faikpaşa parkında İbrahim oğlu Ahmed, İbrahim oğlu İbrahime tabanca çektiği id- | dia edilmiş ve suçlu yakalan- mış ise de üzerinde tabanca çıkmamıştır. Yaralanmış Alsancak Stadyumunda, Mustafa oğlu 13 yaşlarında | Ahmed; duvar üzerinden dü- | şerek sol kolundan yaralandı- ğından hastahaneye - kaldırıl- mıştır. Eve girmek Karşıyaka'da Kahraman s0- ;kıhındn oturan Derviş. — kızı / Nazlı Calibim evinde - kiracı Fatınanın evine girerek temel- lük iddiasında bulunduğundan yakalanmıştır. yoktur. Bu: şartlar - dahilinde babanızı öldüreceğimi söyler- sem, sesim ve çehrem bu iddiamı tekzip edecektir. Gizel sizsiz, mahva mahkümum, Ge- — Size yemek getiren ka- dınla karşılaşmamak için han- gi yolu takip etmeliyim?' — Ya size tesadüf ederse?' — Üzerine koşulan Bir teh- like olacaktır. Fakat tedbirini hemen'ittikaz etmek lâzımdır. Başka çare- var mı?” Çabuk söyleyiniz, nereden geçme- liyim? Kısa bir sükât hasil oldu. Fakat biraz sonra: genç kızın» azimkâr sesi âlette düyuldu: — Babamın istirahat oda» rum:;, ve Kont Torelvuş ta bas| sından geçinizl! banızdır; düşünmeğe - lüzum: D e Bi iz ü ea SAD Dedi. bazı güreş müsabakalarına sahne olmuştur. Türkiye başpehlivanı Te- kirdağlı Hüseyin ile Dinar'lı Meh- med'in karpılaşmannın da muükar- rer olması halk arasında büyük bir alâka uyandırmıştı. Amerikan msulü serbest güreşin memlekette daha henüz taamınüm etmiş bir güreş olmasına rağmen gerek tri- bün ve gerekse salın seyircilesle dolmuştu. Güreşler saat 15 de ve İzmir'li Yamalı Hüseyin ile Bayraklı'dan Vasfinin — bangilaşmasile. —başladı. Her iki güreşçimiz biribirini yenmek için çok uğraştılar. Neticede daha eski ve daha fazla bir güreşçi olan Yamalı Hüseyin 36 dakikada - raxibi- nin sırtını yere getirerek tuşla galip geldi. Bu güreşi Gönen'li Hamdi ve Bulgaristan'lı Molla Mehmed karşılaşması takibetti. Gönen'li Hamdi en eski yağlı güreşçilerden olmasına rağmen daha genç ve daha çevik olan Molla Mehmed'e karşı çok güzel güreşti ve birçok defalar molla Mehmed'i fena vaziyete soktu. Neticede çok heyecanlı ge- çen bu müsabakayı molla Meh- met 33,17 dakikada rakibinin sırtını yere getirmek suretile kazandı. Çok zevkli geçen bu güreşten — sonra günün bü- yük güreş müsabakası geldi. Hakemin magafonla daveti üzerine Türkiye başpehlivanı Tekirdağ'lı Hüseyin- ve onu | takiben Dinarlı Mehmet al- kışlar arasında sahada göründüler Ne çare ki bu iki pehlivanın güreşi balkı asabileştirmekten Başka birşeye yaramadı. Te- kirdağ'lı hâkim güreşiyordu. Dinar'lı tekniği ile mukabele. ye çalışıyordu. Altıncı. dakikada Dinar'lı Tekirdağ'lının ayağım yaka> ladı. Tekirdağ'lı minder hari- cine çıkt. Hakem düdüğünü çalmakta gecikti ve buna ilâ- veten Tekirdağ'lı Dinar'lının ayağırda mukabil bir tazyik yapar gibi oldu. Dinar'lı da sağ ayağının incinmiş oldu- ğunu söyliyerek 6,45 dakikada mağlübiyeti kabul. etti, güreşi bıraktı. Bu sunetle Türkiye başpehlivam- Tekirdağ'lı Hü- seyin hükmen galip- gelmiş oldu. Fakat bu güreşi, ikisin- dem başka kimse anlamadı. Önümüzdeki pazar günü ayni sahada milli güreşçileri- mizden Bay Nuri'nin çalıştir- dığı İzmir — kulübü güreşçileri arasında seçme müsabBakaları yapılacaktır. ., Bir — muharririmiz, — Tekir- dağ'h Hüseyin ve Dinar'lı Mehmed'le görüşmüştür. — Pekâlâ.. — İstirahat odasından, bü: yük ve süslü dolabın olduğu yerdeki kapıdan geçiniz. — Evet.. — Sola dönünüz, karşıla- şacağınız küçük bir merdiveni sağda' bırakımz: — Pekâlü:. — Önünüze gelecek kapr dan ikinei: bir: salorun göçiniz İstikamet değiştirmeden sala- nun: diğer ucuna kadar yürü- yünüz; oradaki küçük daireye giriniz. Biz. bu daireye “Penbe salon, diyoruz. Bunun tâ di- binde benim dairemin — iki kapısı vardır. Soldaki - kapı, benim mürebbiyemin' ve mu- hkafızımın dairesinin kapısır. — Âlâk.. Allo.. Bir: sözüm daha var. Zirai sendikasının bir kararı Venedik, (Radyo) — Zirai sendikası erkânı toplanmış ve *“Türk hububatı, denilen buğ- day zer'i hakkında mühim ka- rarlar vermiştir. Bu buğday İtalya'da çok iyi ve kolayı yetişmektedir. Landra'da kar fırtı- nası devam ediyor Londra, 1 (Radyo) — Kar firtinası ve — şiddetli — rüzgâr devam etmektedir. İngilterenin birçok yerleri tecrid edilmiş miş bir haldedir, bazı yerler: de hasarat ta - vardır. Taymis nehri endişe vere- cek şekilde yükselmekte ve Manş — denizinde — seyrüseler çok müşkül bir hal almakta- dır. Bu sebeple Avrupa - ile muvasala da kesilmiş gibidir. Mart içinde Habeşistan'dan dönecek İtalyan askeri Roma, 1 (Radyo) — Har- biye Bakanlığının bir emima- mesi, Habeşistan'da bulunan İtalyan askerlerinden dört fır- kanın da Mart içinde İtalya'ya dönmesini bildirmektedir. Maden amelesi Ocaklardan çıkmamakta ısrar ediyorlar Peşte, 1 (Radyo) — Ma- denlerde amelenin grevi yenis den başlamıştır. 145 madenci amele maden ocaklarından çıkmamakta ısrar ediyor. Tekirdağ'lı Hüseyin: — Türkiye serbest — güreş şampiyonluğu hakkımdı ve Di- nar'lı güreşe devam etmiş ol- saydı herhalde yenilecekti. Demiştir. Dinar'lı Mehmed ise şu sözleri söylemiştir: — Tekirdağlı Hüseyin'in is- tikbali parlaktır, yeter ki iyi çalışsın ve hazırlansın. Bana karşı yaptığı hareket doğru değildir. Hakcm mınder dışına çaldığı halde ayağımı kuvvetle kıvırdı, birakmadı ve'beni sa- | kat bir hale getirdi. Halbuki düdük çalındıktan sonra gü- reşçiler ne vaziyette olurlarsa olsunlar biribirlerini bırakırlar. İleride Belki gene karşılaşırız. Ödemiş'te yaptığım müsaba- kada omuzum ezilmişti, fakat Beni çok seven İzmir halkını inkisarı hayale uğratmamak düşüncesile gene- sahaya çık- mıştim, Dinar'lı Mehmed, Mısır'da güreşmek üzere bir cevap bek- lemektedir. Bu cevap gelin> ceaye kadar İzmir'e yakın bir yerde istirahat edecektir. — Eğer kapıyı vurursam hemen mürebbiyeniz mi gelir? — Evet. Maamafih kapısı: nn kilitli. olmadığını sanıyo- rum, çünkü buna lüzum yok- tur. Kapıya vurmadan giriniz. Mürebbiyemin adı- — Alfred Gröstad'dır. ve duldur. - İri, çok kuvvetli bir kadındır. Ce- sareti de. büyüktür.. Allo... — Ne var? — Kendisine fazla zarar vermeyiniz! — Sözünüzü — tutacağım. Anahtarlar bir halkaya takılı mıdir? — Evet ve belinde asılı- dır. Bazen de masanın gözüne | koyar. Âlâ.. - Mürebbiyenizin dairesini tarif eder misiniz? — Bir- salon, bir. yemek odası, bir istirahat ve bir de a ? döüz —.; eti BAA Bu akşamki program İstanbul radyosu Gündüz neşriyatı: Saat 12,30- 14 Türk musikisi, havadisler, hafif müsiki. Akşam neşriyatı: Saat 18,30 dans musikisi, 19,30 Bay Nüz- het Safa- tarafından bir kon- ferans, 20 Bay Cemal Kâmil ve arkadaşları tarafından Türk musikisi, 20,30- Bay Ömer Rıza tarafından Arapça söy- lev, 20,45 Bayan: Vedia Rıza ve arkadaşları tarafından Türk musikisi, 21,15 şehir tiyatrosu öperet kismi tarafından (Üç saat) operetinden bir parça, 22,15 Ajans ve Borsa haber- leri, 22,30 plâkla sololar. Sennehri Gitttkçe yükseliyor Paris. 1 ( Radyo ) — Sen nehrinin yükselmesi 4 metre 85 santimetreyi bulmuştur. Bu akşam 10 santimetre daha yükseleceği ve bundam sonra alçalmağa başlıyacağı tahmin edilmektedir. Marm, Luvar vesâair nehir- lerden bir kısmı yükselmekte ve bir kısmı dâ alçalmakta- dir. Birçok yerlere kar düş- meğe başlamış ve şiddetli bir soğuk çıkmışlır. İstilâ sevdasında olunlar Hiçbir. me:laat elde edemiyecekler Londra, 1 (A.A) — Ram- say Makdonald- dün öğledem sonra Middlesexde kâin Stai- nes'de Bir nutuk söyliyerek Milletler cemiyetine- olan em- niyetini teyid etmiş ve bu müesseseyi kuran maddi ve mânevi kuvvetlerin muvaffak olacaklarını söylemiştir. Hatip Milletler cemiyetini bütün memleketlerin iştiraki lâzımgeldiğini: beyan - ederek demiştir. ki: — Milletler cemiyeti hari- | cinde kalan devletler şurasını | bilmelidirler ki diğer milletle- | rin topraklarım - istilâ- edenler | bundan hiçbir. menfaat elde | edemiyeceklerdir. Bay Eden'in Vereceği nutuk sabırsızlık ile bekleniyor. Londra, ? (Radyo) — İn- | giliz diş bakanı Bay Eden'in bu hafta sorunda Avam ka- marasında irad edeceği nutuk, alâkadar mahfellerde ehem- miyet ve alâka ile beklen- mektedir. yatak odası. Son kapı; şato- nun diğer kısımlarına açılır. — Teşekkür ederim; bu kadar tafsilât kâfi.. Ah... Gi- zel... Bir sözüm. daha var.. — Söyleyiniz!. — Babanızın nezdinde bir silâh; birtabanca! yok mudur? Yahud uyutucu gaz mermileri atan silâhlardan.. — Hayır.. Yoktur kanaa- tindeyim. Çünkü, babamın şa- tosu dahilinde bir taarruza ihtimal vermesi mümkün de- ğildi. — Pekâlâl, Şimdi doğruca sizin yanınıza - geliyorum. — Allah sizi korkunç tesa: düflerden korusun. — Âmin!. Lük, Gizel'in tarifi üzere hareket etti ve mürebbiyenin — Sonu var —