Asrımızın mezbahası, Aylar var ki, İspanya dediğimiz mezbahada, iki büyük satır karpı- — hklhı olarak darmadan işliyor. Kasab, söt kurusunu kosmez; çünkü bu bir kasablık teamülüdür. Fakat bu kara ve kırmızı satırlar, ana karnından yeni çıkmış bebeleri hiç göz kıpmadan mütemadiyen doğramaktadırlar, $ Ayni kandan, ayni batından, ayni tarihten doğan milyonlarca insan, — yekdiğerlerine düşman iki büyük devin doktrin kamçıları altında biribi- rini öldürmekte devam ediyorlar. Bindiği dalı kesen guur fukaralığı burada, kendi boşluğunu gizlemek için büyük bir döktrin ihtirasını (Kendi tabirlerince ideoloji kavgasmı) Kendisine siper etmiştir. İspanya'nın asırlara dayanan medeniyeti de ya- vaş yavaş bu kan dalgasının Öönündo silinib gitmektedir. Madrid şimdi, — sanki hudud ötesinden akın ederek gelen bir valış? sürüsünün yakıb Bgeçtiği ve talana tuttuğu bir yarı harabedir ki, her — taşının altında bir — insan eesedi, bir ana kafası, bir çocuk gövdesi yatıyor. Geçenlerde, arkadaşımız — Orhan Rahmmi Gökçe'nin / bahsottiği aklı — gelim sâbit bir güneş gibi, İspanya ufakına dikilib gece gündüz ©o yeri Bgiremiyecektir. aydınlatsa, bu ihtiramn kalın kesafetini” yırtarak sokenesinin kafasına Şayet bir gün aklı selim, meşhur diyojen halinde bu memleketin hududundan içeri ayak basmağa muvaffak olursa, karşılaşa- — gağı manzaraya bakarak, istirab ve hayretle düracaktır.. — Boğuşanlar başka, boğuşturan da başkal, Bu kanlı kıyam, muhakkak ki, gün gelib sona erecektir. Fakat o — günün galibi, memleketin bir ucundan öbür ucuna salladığı tırpandan Tığı kaybetmiş biçare yığımı! — İşte, eserimdir! arta kalan korkunç harabezarı ve yarısı doğranıb çörümüş gitmiş, insan- Diyerek âleme nasıl gösterecek? Bununla nasıl iftihar odecek? Medeniyese ve doktrinlerin zafer şartlarına hâkim olan telâkkiler, ne kadar şiddetli olursa olsun, hiçbir ağız, böyle bir eserle if tihar. ettiğini ' göyliyemiyecek ve netice ile mes'aliyet, kürd masalı halinde iki taraf — arasında bir tarih münakaşam olub geçecektir. Eğer Aklı selim ve milletlerin yüksek şunra, bu hâdisede istikbale şemil bir mana ve ifade görmezse, insanlık tehlikeler içinde yüzen, dü- mensiz bir tekne gibi daha bir müddet suyun üstünde yuvarlanacak ve karaya . oturacaktır. Dinsizliğe karşı sigorta! İş artık- dinsizliğe karşı — sigortaya kaldı. Birleşik Ame- rika'da parası çok fakat işi — pekâz olanlar — toplanmışlar — ve dinsizlik cereyanını tehli- keli görmüşler, nihayet din- - sizliğe karşı bir sigorta şir- — keti kurmuşlardır. Dinsizlik sigortasına giren- | ler aile namıma haftada bir — dolar vermektedirler. - Zevç |— veya zevce dinsizlik yoluna * sapınca, dinine sadık kalan “taraf 500 dolarlık tazminat aalır!. Bu nasıl iş? Diyeceksiniz — haklısınız. Biz ce, işi az pa- rası çok olanların bir şıma- rıklığıl... — Çıplaklara dair istatistik Fransız gazetelerinde bir istatistik çıktı. Bu istatistiğin hedefi arz üzerinde çıplakla- rın tahminlerden çok fazla ol- — duğudur. — Bü istatisliğe göre Arz üze- ' Tinde 290,000,000 çıplak var: dır. 200,000,000 kişi de yarı — çıplaktır. r Bu miktarlara Afrika'nın - diğer sıcak memleketlerin çıp- — lak gezen kavimleri, Arabis- tan gibi yarı çıplaklardan mü- — rekkep yerler halkı vardır. -Hizmetçi kadın ve meb'us Finlândiya'da Helsinfort'ta 70 yaşında ve Mana Sinalpe ha isminde bir kadın ölmüş ve cenazesi meb'uslara mahsus merasimle ve hükümet mas- — rafile kaldırlmıştır. — Sinalpe, 1907 den 1918 / senesine kadar meb'us olmuş- tur, Fakat meb'usluktan - evel — bir hizmetçi idi ve 1898 de f * Hizmetçiler müdafai hukuk — cemiyeti,, teşkil etmiş ve hiz- — Metçilerin verdiği reylerle meb- us çıkmışlır. — Maske ile evlenen kadın Jurnal gazetesinin verdiği şu haber cidden tuhaf ve em- hhukludıı. Viyana'da geçen hâfta mer- kez kilisesinde bir nikâh ya- pılmıştır. Buü nikâhta gelin, üzerinde hafif bir. maske ol- duğu - halde — nikâhlanmıştır. Umumun hayretini mucib olan bu hâdisenin sebebi şudur: Gelin, mümkün merlebe daha güzel görünmek. hevesi ile yüzüne fazla boya ve pudra vesaire... sürmüş, bu sebeple kızcağızın yüzünde iltihap hu- sule gelmiş ve yara halini al- mıştır. - Nikâhın - tehirine de imkân olmadığı için böylece maske ile nikâh merasimine iştiraki mecburiyeti hâsıl ol- muştur. An'ane severlik İngiliz'lere göre arzın en an'ane severliği Çin milletidir. Bir Fransız gazetesi ise, en an'ane perest milletin İngilizler olduğu kanaatindedir. Ve: Çin, an'aneye ne kâdar fazla riayetkâr olursa olsun, ehem- miyeti yoktur ve Çinliler için tabildir. Fakat cihanın en müterekki bir milleti olan İn- giliz'lerin bazı eski usul ve âdetlere bu kadar bağlı kal- ması İngiliz'lerin en anane se- ver bir millet olduklarına de- lildir. Demektedir. ETE NÇ ) Bügün doğacak çocuklar.. Bagün de, birçok ters işlere sahne olacağı için, hoş bir gün olmuyacaktır. Sabah sıkıntı içinde geçecektir. Üğleden — sonra, hüsmü miyetlere müstenid işler makâa neticelerle karşılaşacaktır. Akşam ihtiyadez olarak bazı skandallara karışmak tehlikesi vardır. Bugün doğacak çocuklar — se- vimli fakat sebatsız - olacaklardır. Bir kısmı memur bir. kısmı da tüccar sınıfına geçecekler, hayatta renksiz birer insan vâziyetinde A KA TTT A ABERLERİ Toplanti Muıpet bir netice - veremedi.. Ankara'da toplanacak üzüm köngresine verilecek raporu ha- zırlamak üzere şehrimiz Tica- ret odasında yapılan içtima- larda müspet bir neticeye va- rılamamış ve ihracatçılar birliği azalarının yapacakları toplan- tıdan sonra bu hususta tekrar görüşülmek üzere teşkil edilen komisyon da dağılmıştır. En ziyade üzerinde durulan mes'eleler, kara böcelerin ayık- lanması işile üzümlerin yıkan- ması mes'elesidir. İhracatçılar, karaböcelerin mağazalarda paçal yapılırken ayrılmasının çok müşkül oldu- ğünu — ve bu işin hiçolmazsa kismen — müstahsil - tarafından sergi mahallinde yapılmasını istemekte ve üzümlerin yıkan- ması için vakit kaybetmemek lâzımgeldiğini bu takdirdeyse, taahhütlerin vaktinde yerine getirilemiyeceğini ileri sürmek- tedirler. Alâkadarlardan bazıları, her ihracat evinde tesisat yapıldığı takdirde yıkanma - işinin ko- layca halledileceğini söylemek- tedirler. En mühim mes'ele, karaböcelerin ayıklanması işi- dir. Bu mes'ele üzerinde bir itilâfa varmak imkânı buluna- mamıştır. Yakında kuru meyva ihra- catçıları birliğinde yapılacak toplantıda bilhassa bu mes'ele üzerinde görüşülecek- ve bir rapor hazırlanacaktır. Mütea- kıben Ticaret odasında yapıla- cak heyeti umumiye içtimaında, bu rapor süzerinde görüşmeler cereyan edecek ve ona göre bir karar verilerek kongreye gönderilecek esas rapor ha- zırlanacaktır. Palamut İhracatımızı arttıracağız Dün, öğleden evel, palamut standardizasyonu etrafında tet- kikler yapmakta olan İktısad Vekâleti başmurakıbı Hakkı Nezihi'nin 'riyasetinde ticaret odasında bir toplantı yapıl- mıştır. Dünkü toplantıda palamut ihracatının arttırılması için ne gibi tedbirler alınması lâzım geldiği etrafında görüşülmüş ve standardize işi tetkik edil- miştir. Kalite itibarile diğer ürün- lerden daha yüksek olan pa- lamutlarımızın, daha fazla sü- rülmesi için alâkadarlara dü- şen vazifeler üzerinde — durul- muş, birkaç tip kabul edilmesi mevzuubahsolmuştur. Bu hususta, diğer bazı alâ- kadarların da iştirakile bugün bir toplantı daha yapılacak ve bir karar verilecektir. S. Kantar Bundan evel-de yazdığımız veçhile, Söke mıntakası hara- belerinden Balat müze depo- ları ile İzmir müzelerine yap- 'tığı asâr nakliyatındaki me- saisinden dolayı asârlatika mü- dürü Salâhiddin Kantar, alâ- kadar makamlarca takdir edil- “miştir. Arhdışımıu lııı de kııtlıı- ANADOLU YAEHİR " Üzümlerimizin standardizasyonu !Ğtandardızasyon birçok faydalartemin edecektır Fakat üzüm, buğday ve pamuk gibi mah- sulât standardize edilemez. 10 Martta Ankara'da top- lanacak olan üzüm kongresin- de üzümlerimizin standardize edilmesi için karar almacağı gibi üzümlerimizin gayet nefis bir - şekilde ve - ucuzca elde edilmesi için tedbirler de alı- nacaktır. Üzüm köngresi için ihracatçılardan müteşekkil bir komisyon, bir rapor hazırla- makla meşgul olduğu gibi İz- mir Ticaret ve Sanayi odası da bir rapor hazırlamaktadır. Bu raporlar; üzüm kongresin- de okunacaktır. Aynıca selâ- hiyettar bir müessese tarafın- dan mühim bir rapor hazır- lanmıştır. Üzümlerimizin stan- dardizasyonundaki faydaları çok güzel gösteren bu raporu hu- lâsa olarak yazıyoruz: “ Sanayide standardizasyon istihsal ve faaliyet - fiyatlarını indirmek için tatbik edilen teknik bir tedbirdir. Henüz sanayileşmemiş olan bağcılı- ğımızda ise standardizasyon is- tihsali artırmaktan ziyade mah- sullerimizin kıymetlendirilme- sine, yardım edecektir. Bugün- kü büyük piyasa ve toplu sa- tiş şartları, zirai mahsulleri: mizin daha nefis istihal edi- lerek itina ile temizlenmesini, daha ziyade işlenmesini, da- ha muntazam — bir tasnif ve tasfiyeye tâbi tutularak hile ve tağşişlerden salim bir hal- de cihanj piyasalarına sevkini icabettirmektedir. Ancak bu suretledir. ki — ihracatı daha toplu harekete getirmek ve toplu satışlar yaptırmak ve memlekete daha büyük ka- zançlar temin etmek -imkân- ları elde edilebilir. Bu itibarla kuru üzüm stan- dardizasyonu bizim için her şeyden evel daha kazançlı bir satış metodundan başka bir- şey olamaz. Onun için, en ziyade bu cihetin tahlil ve izahına çalışılmıştır. Umumi harbdan sonra belli başlı zi- rai mahsullerin en kazançlı bir tarzda sürümünü temin için ayni vasıfları haiz muhte- lif serilere ayrılarak piyasaya arzedilmesi bir zaruret halini almıştı. Son zamanlarda mal- larımızı sürmek için harici pi- yasalarda — tesadüf - ettiğimiz müşkülâtın çoğu bu sahada benüz kat'i tedbirler almamak- lığımızdan — neş'et — etmekte- dir. Binaenaleyh üzüm işinde zirat ve ticari imkânlar dahi- linde azami standardizasyon teminine çalışmak menfaatimiz iktizasındandır. Asıl mes'ele bu imkânları temin etmektir. Standardizasyon, ilk nazarda ihracatçıların - yapabilecekleri bir iş-olarak görülmekte ise de ihracatın büna muvaffak olması için ziraatın da ona göre ıslâh ve tensik edilerek mahsullerimizin standardize edil- miye elverişli bir halde tacir- lerin eline geçmesi - şaittır. Kuru üzüm standardizasyonun- da ne dereceye kadar ileri gıdılebilır lhrıcıi lıcıretım: vazifelerin ifasını temin için ne türlü takayyüdat ve müra- kabeler- vazolunabilir. Bunları tayin etmeden evel bağcıları- mızın şimdiki vaziyetlerini tet- kik etmek Jâzımdır. Kuru üzüm gibi kaliteli maddelerde âzami bir standardizasyon te- mini için ilk önce bağcılıkta umumi ve mecburi — çalışmak usulü vazetmek lâzımdir. Aksi takdirde kuru üzüm müstahsilleri, — muhtelif cins çubuk, gübre ve zirat aletler- le çalışırlarsa ayni vasıfları haiz mahsul almalarına imkân yoktur. Amerika'da bağcılık ayni makine ve usullerle çalı- şan küvvetli bazı teşebbüsle- rtin elinde olduğu için ayni kalitelerde —mahsul alınması kolaylaşıyor. Yeknesak Lir mahsul elde etmek için kanu- ni tedbirlerden ziyade bağcı- ları kuvvetli kooperatif teşki- lâtına bağlamak en kestirme yoldur. Bağcılarımız, koope- ratiflerin irşat ve tenviri altın- da ayni âlat, potas, kükürt kul- lanılır ve iyi usullerle çalışır: larsa emiform bir mahsul al- mak ©o kadar kolay olur. Halihazırda Amerika'da (Standard) kelimesi yalnız ka- nünen müayyen - sınıflara - ay- rılmiş tipler hakkında kulla- nılır: Tip kelimesi ise kanuni bir mahiyet ve mecburiyeti haiz olmıyan sınıflar için kul- lanılmaktadır. Zirai mahsullerden bazıları: nın tipi hersene salâhiyetli makamlar tarafından rekolteye göre tesbit edilmekte ise de hükümetin gayesi, mümkün mertebe farkları gözetilmeksi- zin sabit ve mecburi standard- lar tesis etmektir. Bu ahvaldede fevkalâde ne- fis mabsullerle pek aşağı mal- lar için bir istisna yapılmak- tadır. Bu da bazen standar- dize edilmek istenilen zirai mahsulün, bazen elverişli - ol- masından, bazen de ecnebi piyasalara hususi tarzda imal ve idhar edilmiş mal teslimi mecburiyetinden ileri gelmek- tedir. Standardlar, Ziraat Vekâle- tinin ve ticaret odalarının müştereken inha ve Cumhur Reisi tarafından tayin edilerek vasi salâhiyetleri hâiz bulunan (Müfettişler) tarafından tesbit ve ilân olunmalıdır. Ambalâj hususiyetleri de ayrıca tanzim edilmelidir. Malların kalitesi ne kadar yüksek olursa am- balâjına da o kadar itina et- mek kanunen mecburi - olma- hdır. Üzüm standardizasyonu- nun teknik ve ticari birçok güçlükleri vardır. Standardi- zasyonda riyazi kat'iyetle ha- reket edilemez. - Karaburun, Urla, Kemalpaşa ve Kasaba üzümleri ayni cinsten olmakla beraber, tanelerinin büyüklü- ğgünü renk, parlaklık ve diğer noktalar itibarile yekdiğerle- rinden farklıdır. ve asıl mühim olan cihet bu farkların — tica- rette mühim bir rol oynama- Yeni Akdeniz İtilâfı.. — Başı | inci sahifede — lâkaydisini mubafara ettiği halde Habeş hâdisesi üzerine Avrupa'nın her noktasındaki vaziyeti daha zi- yade mühimsemek zaruretinde kal- dı, bir Akdeniz devleti olan Fran- sa ile münasebetlerini — sıklaştırdı. İspanya işlerine sırf Akdeniz'deki irtibatı dolayısile daha yakından alâkadar olmak lüzumunu hissetti. Ve nihayet Akdeniz — müvazenesin: de gerek küvvetlerile, gerek - coğ- rafi vaziyetleri icabı olarak mühim birer unsur teşkil etliklerine şüp- hoolmıyan Türkiye, Yunanistan ve Yugoslavya ile sıkı ve samimi dostluklar temin etti. Bütün bu hazırlıklarla — İtalya- ya karşı kenditini lüzumu — kâdar teçhiz etmiş olduğuna kani olduk- tan sonradır ki Akdeniz'de kendi- sine bir arslan — payı ayırmak - isti yen Musolini ile müzakere masasına oturdu. Kendisi için en - mühim olan Akdeniz işinde - cenlilmen iti- Jaf ile arslan payım - İtalya'ya de- Bil bermutad kendisine ayırttıktan sonra kıml denizdeki müvazene işini de eline aldı. Habeşistan'dan yapılacak bütün ihracatın — Fransa elinde bulunan Cibuti Timanı va- stasile değil fakat İngiliz somali- sinde küin Zeliya limam yolu ile yapılmasını emmiyot altına aldı. İki denize aid bu iki umumi teminat itilâfi ile imparatorluk yol- larımı sigörta ettikten sonradır ki şimdi yeniden Akdeniz'e dönmek, centilmecn itilâfinn umumi mahi- yette ifade etmiş olduğu anlaşmayı sarih ve daha şamullü kayıdlarla tebaröz ettirmek zarvretini hissetti. Bu müddet zarfında centilmen iti- lâfinn açmış olduğu yol yalmz ve boş kalmamıştı. Bir taraftan Ya- goslav'larla Mumolini karçılıklı ce milelerle iki hükümetin yaklaşma: fına bir zemin hazırlamışlardı, di: ğer taraftan Tevfik Rüşdü Aran Milâno mülükatı ile hem bu ha- sarlanan zemini biraz daha kuvvet- lendirmiş, hem de İtalya ile Tür. kiye arasında ceki samimi dostluk günlerini ihya edecek müküleme- lere girişmişti. Yugoslavya ile Tür- kiye'nin bulunduğu bir yola men- fasti ieabı Yunanistan'ın da dahil olması pek tabil bulunduğu ve mi- hayet kendisine iyiden iyiye - bağ- lanmış olan Fransa'yı da - istediği istikamete sürüklemek — elinde ol- duğu için İngiltere artık meydana çıkabilir. Akdeniz'in Birbirine yak- Taşan, yaklaşmak meylini gösteren bu devletlerini umumi . bir - itilâf sofrası etrafımda toplayabilirdi. İşte bugün dünya gazetelerinin mevzuubahsetmiye başladıkları ye- ni Akdeniz itilâfı ba çekilde hazır. Tanmış, umumüi hatları bu süretle belirmiş, herkesin menfaatlerini bir araya toplıyan böyle umumi birşey- dir ve bundan dolayıdır ki dünya barışı için çok hayati bir ehemmi- yete maliktir. “Hamdi Nüzhet Çançar İçticaret umum mü- dürü geldi İktısad — Vekâleti içticaret işleri genel direktörü Müu taz dün akşamki Afyon ekpresile şehrimize gelmiştir. Mersin ve Adana havalisin- de tetkikler yapan genel di- rektör, oradan Ankara'ya geç- miş olduğu için şehrimize Ankaradan gelmiştir. Büugünden itibâren iç ticaret işleri üzerinde şehrimizde tet- kiklerine başlıyacaktır. Tavukçuluk ve yumurta- cılık kooperatili Vilâyetimizin muhtelif kaza- larında şubeleri bulunan ta> vukçuluk ve yumurtacılık koo- peratifi bugünlerde geniş mik- yasta işe başlıyacaktır. Koo- peratif, şehrimizde bir de sa- tiş mağazası açacak, taze yür murta satacaktır. raklıları için - cins tavuk yu* mnıtnlın ve, uvuk dı / satar 11/2/937 (li — Tavuk me- — Böklmari v