31 Ocak 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3

31 Ocak 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

' F" I | Teşkilâtı 'esasiye kanu-/ nunun bazı maddeleri; |Teşekkür ediyorlar e 4A 31/1/937 tebdil edilecektir. Bunun için, 150 Saylavın imzası ile Kamutaya bir takrir verildi. İstanbul, 30 (Hususi muhabirimizden) — Teşkilâtı esasiye | kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi için Kamutaya 150 imzalı bir takrir verilmiştir. Takrir, teşkilâtı esasiye encüme- nine gönderilmiştir, oradan parti grubuna giderek müzakere edilmesi mühtemeldir. Takrirde şunlar vardır: Kanunun birinci maddesi Türkiye'nin bir Cumhuriyet dev- leti olduğunu söyler. Yapılması istenen tadilât ta bu maddeye Cumhuriyet Halk Partisinin altı umdesi olan ( Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Devletçi, Halkçı, İnkılâbçı ve Lâik ) kaytlarının ilâ- vesi ve devletin vasıfları olarak kabul edilmesi istenmektedir. Kanunda yapılması istenen ikinci değişiklik te, istimlâka ait olan madde üzerindedir. Bu maddeye köylüye toprak da- gıtmak noktasından istimlâk ayrı bir kanunla tayin edilir. Di- ye bir fıkra; konulacaktır. ; Din serbesttir. Maddesi tadil edilecek, tarikat âyinlerine ait fıkra da değiştirilecektir. Italyan matbuatı, Hatay Zaferimizi alkışlıyor Başbakanımız, İtalya Sefiri ile Milâno Mülaâkatının esaslarını tesbit ettiler İstanbul, 30 (Hususi muhabirimizden) — İtalyan gazeteleri, Sancak dâvüâsındaki zaferimizi alkışlamaktadır. Bu gazeteler, (Türkdtalyan dostluğu Milâno'da yapılacak olan Tevfik Rüştü Aras, Kont Ciyano mülâkatında kuvvetlenecektir.| Diyorlar. Ankara, 30 (Hususi muhabirimizden) — İtalya sefiri, Baş- bakanımız İsmet İnönü'nü ziyaret ederek Milâno mülâkatı etra- fında görüşmüştür. Bu görüşmede mülâkatın mevzuu tesbit || telgraflarına ANADOLU . WEA Ü ğ 'İnönü Üzüm, bağçı ve tüccar Ankara, 29 (A.A) — Ha- Görünen köy klavuz iste- tay dâvâsının milli arzulara || mez: Bir — retikimiz üsümcülük muvafık bir şekilde halli do- layısile memleketin her tara- fından almakta olduğu tebrik teşekkürlerinin kongresi münasebetile bir an- ket açmış. İzmir ihracatçıları burada fikirlerini söylüyorlar. Bittabi sadece kendilerini dü- Sayfa 3 Hi Dr. Abdi Muhtar'a göre iklrim Ruhun dimağ ifrazatı Ol- |duğu iddiası saçmadır.. Doktor, ruhun 40 gram ağırlığın- da olduğunu da doğru görmiyor. Ruh - diyor - ne idiği bilinmez, ettiğinden bellidir!.. Doktor Abdi Muhtar, tatlı edilmiştir, Çar'ın Hayatta kalan katili Tevkif edildi Varşova, 30 (A.A) — Sa- bik Rusya Çarı Nikola'nın ka: tillerinden olan Lobodereff'un tevkifini mevzuu bahseden Po- lonya gazeteleri bu eski Bol- şeviğin Çarı öldürenler ara- sında hayatta kalan yegâne adam olduğunu kaydediyorlar. Lobodroff eskiden Pravda gazetesinde çar ve ailesinin idam kararını imza etmiş ol- maktan iftiharla besetmişti. Lo- bodroff 1927 de Troçki'le iş birliğinde bulunduğundan me- deni hukukundan — mahküm edilmiş ve Sibirya'ya nclye- dilmiştir. O zamandanberi Lobodroff hiçbir siyasal rol oynamamış- tır, Çarı öldürenlerin ikincisi Koltscehakin emri ile kurşuna dizilmiş üçüncüsü — Sovyet- ler — birliğinin — Varşova el- çiliğinde bulunduğu bir sıra- da genç bir Rus mültecisi tarafından vurulmuş ve bir dördüncüsü de bir otomobil kazasında ölmüştür. ANADOLU — Günlük siyasal gazete Sahip se başyarganı Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumli neştiyat ve yazı işleri Müdürü: Hamdi Nüzhet Çançar İdarehanesi : eee İzmir İkinci Beyler sokağı C. Halk Partisi Binası içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU Telefon ; 27716 — Posta kutnsu 405 ABONE ŞERAİTİ Yıllığı 1200, altı aylığı 700, üç aylığı 500 kuruştar. - 'abancı memleketler için senelik 400 Makine getirtiliyor ———? İstanbul 30 (Husust muha- birimizden) — Zirat deneme kanunu lâyihası hazırlanmış ve kamutaya verilmiştir. Ziraat işlerimizi makineleştirmek için bükümet bu kanun ile 17,5 milyon lira sarfedecek ye pa- muk zer'iyatı için 400 makine getirtilecektir. Bundan sonra köylü pamu- ğunu makinelerle ekecektir. Amerika'da Grev devam ediyor. Növyork, 30 (Radyo) General motör - fabrikasında grev devam ediyor. Direktor Floran, fabrikayı işgal eden işçiler çekilmedikçe işçi şefleri ile görüşmiyeceğini bildirmis: tir. Ruzvelt'in, bu işle bizzat Konseyini Yu- meşgül olacağı anlaşılmıştır. Ayaş Kabine teşkil edecek 'Tokyo, 30 (Radyo) — As- keri parti mensupları general Ayaş'ın kabineyi teşkil etme- sine muvafakat etmişler ve harbiye bakanlığına general Suyulana'yı namzed göster- mişlerdir. Tokyo, 30 (Kadyo) — Mi- kado'nun fikir istimzacı yap- Uğı prens Saonci kabine için bir namzed göstermemiş ve kabine teşkilini de kabul et- memiştir. Mikado bunun üzerine sa- biık harbiye bakanı gencral Sen Coyo Ayaşi'yi kabine teş- kiline memur etmiştir. abone ücreti 27 Biradır Hci yerde 5 kuruştur b — iş nüshalar 25 kuruştur. ç Bu generalin ordu arasında kuvvetli bir mevkü — olduğun- dan kabineyi teşkil edeceği “tahmin edilmektedii bildirilmesine Başvekil İsmet İnönü Anadolu Ajansını tav- sit buyurmuşlardır. * .* Mareşalımız Teşekkür ediyor Ankara 30 (Radyo) — Ge- nel Kurmay başkanı Mareşal Fevzi Çakmak Hatay dâva-; sının milli arzulara uygun olarak hallinden dolayı muh- telif müessesat ve cemiyetler ve zevattan almakta - olduk- ları tebriklere teşekkürlerinin iblağına Anadolu Ajansını tavsit buyurmuşlardir. Parti Spor kulüplerini tahdide karar vermiştir.. İstanbul, 30 (Husust muha- birimizden) — Ankara parti idare heyeti spor kulüplerini tahdide karar vermiştir. Bu karara göre, Ankara'da yal- nız iki spor kulübü bırakıla- gak diğerleri-bu iki kulüple birleştirilecektir. Vataniler Boygota başla- dılar İstanbul, 30 (Hususi muha- birimizden ) — Gelen baber- lere göre; Suriye'deki vataniler partisine mensup araplar, yerli Türk'lere boykot tatbikine ka- rar vermişler ve bu kararı tatbika başlamışlardır. Balkan nan kralt açacak.. İstanbul, 30 (Hususi muha- birimizden) — Şubatın 15 inde Atina'da toplanacak olan Bal- kan antantı konseyini, Yunan kralı Sa Majeste Jorj, irade- deceği, bir nutukla açacaklır. Konseyin toplanacağı - tarih, Balkan paktının üçüncü dö- nüm yılına tesadüf etmektedir. Balkan işlerile, bilhasa Akde- niz ve İtalya münasebatının Konseyde görüşüleceği anlaşı- hyor. Mısır Kapitülâsyonları Kahire, 30 (Radyo) — Ka- pitülâsyonların lâğvı mes'ele- sini tetkik için bazı devletler Kahire'ye hukuk müşavirleri gönderecekler ve vaziyeti ma- hallinde tetkik ettireceklerdir. Beraet etti Şadiye adında bir kızı kir- letmekle maznun — Yakub'un Ağırcezada devam — etmekte olan muhakemesi neticelenmiş, berutipe karar — verilmiştir. diye vi b evlenmiş İ yi p. Yaku ye göre, * vaziyet iktısadi sis- şünerek ve sadece ihracat ba- kımından.. Enteressan nokta şudur: Bunlardan bir kısmı da fi- kirlerinde ayrılıyorlar. Çünkü “İhracatçılık,, içinde kendi hu- susi vaziyetlerini düşünüyorlar, Müstahsile sorsak, onun da söyliyeceği çoktur. Fakat ne müstahsil kavrayıb hakkını arayabilecek. ” tir, ne de müstahsilin ayağı- hakikaten vaziyeti va giden bir gazete ve gaze- teci vardır? Enteressan diğer bir nokta daha işaret edeyim: Müstahsil namına, iş bakı- mından menfaati tamamile ay- rm olan ihracatçı söz söylüyor. * .« Bütün bunların bir ifadesi olmak lâzımdır. Ve bu ifade- temlere aid kitab; ve nazari- yeleri karıştırmağa lüzum gör- meden kendiliğinden ortaya çıkmıştır. Bizatihi mahsulün, ihraç ve satış keyfiyetinin, şu veya bu menfaati ve hâkimiyeti düşü- nülmeden hallinin esas tutul- ması, Türkiyede, sermaye, işçi hâ- kimiyeti yoktur. Çok güzel! | Türkiyede —müstahsile de yer vardır, bittabi ihracatçıya da, bu da gayet yerinde! Fakat işi bir devlet bakı- mından yani heyeti umumiye- sile mütaleaya kalkarsak, o takdirde, mutlak ve mücerred sul ve maddenin tâ kendisi üzerinde durmak en doğru yoldur. Yani © mahsule, en iyi in- taş, en iyi idrak, en iyi istih- sal, en iyi satış, en iyi ihraç, en iyi rekabet imkânını ver- mek lazımdır. Dâvânın bu şekilde kabulü, bu şekilde tatbiki takdirinde hiç şüphesiz karşımıza bir ne- Hice çıkacaktır. ve gene hiç şüphesiz, bu netice bağcının lehine çıkacaktır. Bu takdirde mağdur olanın, hakikaten bağ- cı olduğu bir' daha anlaşıla- caktır. Amma, aksi çıkabilir- miş () Buna da bağcılar na- mina - biz razıyız.. Elverir ki yol ve sistem bu olsun! Bu yola nasıl gidilir, şim- diki halde söylenenler, atılan formüller nelerdir? Biz size onların özünü, söy" lenmiş ve söyliyecek - olanla- rın ve bu prensibe en uygun olanların şeklini peşinen söy- Tiyebiliriz: 1 — Satış kooperatiflerinin en iyi şekilde organize edil- mesi, 2 — Kredi - kooperatifleri ile bu yeni müesseseler ara- sında tam bir ahenk tesisi. 3 — Kredi işlerinin daha esaslı bir şekle konması, 4 — Bağcıya tente veya kerevet veya sergilik kâğıd, göztaşı, kükürt, potas temini | ve bunun gene mahsul nam olarak doğrudan doğruya, mah- tatlı anlatıyordu. Hâlâ o hâdi- senin tesiri altındaydı. Ben, bu hâdisenin, bu telepati hâ- disesinin ruh mes'eles noktasını merakla bek! Doktor biraz durdu ve ettir İşte, benim kendi başımdan geçen hâdiseye âlemin aklı ister ersin, ister ermesin, be- nim kendimin itikadım vardır. Şunu kaydediniz ki, bu hâdi- seyi radyo hâdisesine benzet- mek ve radyo gibi izaha ça- lışmak oldukça gülünç bir id- diadan başka birşey değildir. — Peki doktorum -Dedim- bu gibi hâdiseler akli bir ve- tirenin mahsulü değildir, ruhi olan ve akli vetirelerden daha yüksek olan bir hâdisedir, di- yorsunuz. Bu ruh denilen şey, iddia ettikleri gibi dimağın bir ifrazı mıdır? — Bu iddia, iğrenç olacak kadar basit bir iddiadır, ta- mamen saçmadır. — Bir insan ölür ölmez vezninden (40) gram kaybedi- yormuş. Bu da ruhun - ağirli- gıymış diyorlar ne dersiniz? — Böyle bir iddia doğruysa hiç şüphe etmeyiniz ki, âlemin tecrübe edebileceği bir iddia waziyetine girmiş — demektir; Doğruysa ilim onun doğrulu- ğunu tasdik eder. Fakat ilim bunü tasdik etse dahi, vücu- dun vezninden (40) gram kay- betti diye, bunun ruhun ağır- lığı olacağına kolayca hükmet- mez. O, vezin ziyamı mucib olabilecek bütün esbabı arar, bulur. Ve neye atfetmek lâzım- sa ona atfeder. Yoksa ilim bu hâdiseyi görür görmez: — Evet işte ruhut veznini bulduk. Tddiasını yürütmek cesare- tini kendinde bulacak kadar hafif meşreplik etmez. Bütün telerruatile anlatma- dığım bu hâdisede ilim ve bir müesseseye verilmesi. 5 — Teşekkül edecek sa- tış kooperatilleri — ittihadının büyük bir sermayeye ve bha- riçte geniş — teşkilâta sahib olması, 6 — Standardizasyonun is- tihsal mıntakasında tatbik ve kontrolü imkânı kat'iyyen bu- lunamıyacağından - kolaylık- lar temini suretile- ihraç is- kelelerinde tatbiki. 7 — Mahsulümüze — tama- mile milli — bir etiket veril- mesi, 8 — Kredi kooperatiflerine olan borçların, ziraat banka- sında olduğu gibi, tecili., Bunun neticesi ne olacaktır? Hiçbir iş zümresini düşün" meden söyliyebiliriz: Mahsulün kurtulması. Amma | bu meyanda müstahsil de kur- tulacakmış." Şu halde şimdiye kadar devam — eden vaziyet müstahsilin aleyhine imiş; de- mektir, bundan daha daha âdilâne ne ola . tabii, | #Ft LAK Güzel bir röportaj SALI sayımızda hepi- nizi alâkadar edecek olan güzel bir röportaj bulacaksınız. fen noktai nazarından şayanı dikkat olan ve tenevvür etmek istiyen insanları alâkadar cden bir iki noktayı tebarüz ettir- mek isterim. Dikkat buyurunuz ki, ben tıbbiye mektebinde seneler ve senelerce böyle hâdiselerin vukuu mümkün olmadığını ve bu gibi hurafelere inanmanın bile bir skandal olduğunu v 4 " SAREAR TT —— SALIYA | * talebelere okutmuş bir adam — olduğum halde, hâdisenin te- sirine kapılmamak hususun- daki mukavemetim tek darbe- de silinmişti. Aklımı ve aklımın bütün organizasyonunu hiçe sayan ve ömrümde hiçbir zaman mislini bir daha görmediğim deruni bir vuzuh beni kavra- mıştı. Delil ve isbat istemiyen, vassutuna asla lüzum göster- miyen bu vuzuhu, nefsinde yaşamıyanların anlamasına im- kân yoktur. Mantıki bir. teselsülle kan- şık bir cebir muadelesini hal- lediniz, akli bir izah ile bir *hikmet veya kimya fenomenini aydınlatınız ve harikulâde bir ferasetle gizli bir cinayet hâ- disesini tekmil teferruatile ve en sağlam hakikatile meydana çıkardığınız zaman duyduğunuz en yüksek sarahat hissi, bu tarif ettiğim histe yaşıyan ay- maskara bir taklid vaziyetinde kalır Hiç şüphe yok ki, tarif et- tiğim bu his, akıllı bir - veti- renin mahsulü değildir; çünkü doğrudan doğruya müşahede- nin veya akıl ve muhakemenin mahsulü olan kanaatlerin, ev- safından hiçbirini -taşımadığı gibi, akıl ve muhakemenin mahsulü olan kanaatlerin ve vuzuhların mecburi olan — ev- safının taban tabana ziddi olan vasıfları hamil bir vus zuhtur. vilen mahlüklar içinde ilmin ve fennin tamdığı uğraştığı ve bildiği istihbar vesaitinden ayrı, hem de ondan tamamen başka mahiyette bir vukuf ve TAKVİM Rumi 1352 Arabi 1355 Zci kânun 18 Zilkade 18 İkinci kânun 31 ; mantık ve muhakemenin ta- — dinlik ve - bedihilik yanında p — Sonu 6Gıncı sahifede — — ğ ı y I Ü İ Demek oluyor ki insan de- ._ ! v iğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: