; s”fğîgîâa baEIar kooaatifı' « /16 ortaklı bir müessese M nihayet yıkılıp gitti m ancak mes'elesi heriki : taraf için şerefli bir şe- Âğır yaralandı kilde hallolunacaktır Bu ahşamki program: / ir ğ î -— Başı 1 inci sayfada — Manisa'dan aldığımız bir mek: kooperatif ortaklarının — tetir asahiyetini büyük bir vüzühla bize göstermektedir. — Manisa'lılar #iyo ki: — Dört beş yıl önce, Manisa- daki birkaç satış kooperatifi yekdiğerine iltihak etti ve daha âsi, daha mükemmel iş gö- ecek bir mücssese kurulmak istendi. O zamanki Ziraat Ban- kası müdürü de vaitler ve te- minatla bu teşebbüsü takviye vetti. Böylece, birçok bağcı bu teşebbüs etrafında toplandı. Nihayet -Halkevi salonunda apılan bir toplantıda, yeni / satış kooperatifinin idare heye- tini bile hazırlanmış bulduk. — Meğer, idare heyeti azaların- —dan başka müdür bile hazır- lanmış. Tasdik edildi, geçildi. Müdür, iki yıl çalıştı | bu /jarada söyliyelim, onun zama- onında kooperatife — teslimatta bulunan bağcılardan bir kısmı hâlâ hesaplarını alamamışlar- /— dır.) Nihayet o müdür işten -— uzaklaştırıldı. Ve nedense, mu- Sameleleri üzerinde idare heye- / tince ısrarla durulmadı. Bir — başka müdür iş başına geti- rildi. Bu zât hakikaten çalıştı - ve şelefinin zamanındaki ziyanı kapadıktan başka, bazı tesi- — sat kurmiya da müvaffak olduü. — Alti yedi ay önce bu değerli / müdür ansızın değiştirildi ve — yerine Manisa Kredi Koope- ratifi müdürü gönderildi.. — Fakat şimdi işidiyoruz ki: — Kooperatifin İzmir şubesi tası tarağı toplamış, defteri, kasayı — kapamiş. büroyu da mühürle- — miş ve herşeyi Manisa'ya mer- — keze gönderivermiş. Demirbaş namına ne varsa dağıtılmış, şube binası da mühürlenmiş! Bittabi bu, bir rivayettir amma, yalnız bu kadar kal- miyor: — , Üç dört ay evel hükümet — tarafından yapılan bir teftiş — sönunda müessesenin mühür- lendiği de söyleniyor.. Böyle — bir hâreket için de Manisa'da — bir hareketin mevcudiyeti lü- Ozımdır, diye düşüneceksiniz. Evet, böyle bir hareket te — yoktur. — Doğruya en yakın olarak O söylenen de şudur: — Satış kooperatifimizin işi kal- — mamış, müamelesi yokmuş, — para mevcudu da bulunmadığı “jiçin daireyi kapamış, kuyudatı — buradaki idare heyetine teslim — eylemiş.. Lâkin nc yazık!. Ne yazık ki bunca ortaği topliyarak olan biten macera etrafında malümat vermeği düşünen bile yok.. Biz, biricik kazanç kaynağı- mazı teşkil edegelmekte olan üzümcülüğümüzün mukaddera- tını, satış kooperatifinde görü- yoruz. Önünde de, sonunda da bu çok hayati teşekkülün yeni başten ihyası zaruretine karşı bu derin sükütun mânası nedir, bunu öğrenmek istiyoruz. * && Bu mektubu alınca biz de kooperatifin vaziyeti üzerinde tevakkuf ettik ve öğrendik ki, maalesef, kooperatif, birçok hatalarla bu âkıbete sürüklen- miştir ve kurtuluş ümidi, an- cak esaslı teşebbüslere bağ- hdır. Kooperatifin İzmir'deki şubesi, kapıyı kapayıp kuyu- datı Manisa merkezine gön- derdikten sonra, ne bir top- lantı yapılmış, ne hesabat tet- kik edilmiş, ne de bu mües- sesenin âkıbetini arayıp soran olmuştur. Soran yok değil: Avrupa'da bu kooperatifle muamele yapan bazı müessese- ler, mütemadiyen malümat is- temektedirler. Kooperatif, par- lak bir istikbale malikti. Hat- tâ, Ziraat bankası bile kükürt işini doğrudan — doğruya bu müesseseye vermişti. Manisa ve havalisinin satışını bu mü- essese idare ediyordu. Keyfiyeti, bir de koopera- tifin seon müdürü Fehmi'den sorduk. Bize şu cevabı verdi: — Maalesef bu bir haki- kattir. Fakat zannedildiği gibi yolsuzluk vesaire yoktur. Mü- essese ziyan etmiş ve parası olmadığı, — krediye de malik bulunmadığı için faaliyet sa- hasından uzaklaşarak - tasfiye- ye doğru gitmiştir. Heyeti umumiyeye bittabi izahat ve- rilecektir. Suç bizde değildir. Ortaklar bize mal vermemiş- lerdir. Alivre satışlar başla- yınca, yüzde 260 1nın kutu üzüm teklifi karşısında kaldık. Buna mukabil ortaklar bize ancak — otuz bin kutu üzüm verdiler. Halbuki biraz para- mız olsaydı ve ortaklar taah- hüdlerini yerine getirmiş ol- salardı eminiz ki kâr edecek- tik. Çuval itibarile ortakların heyeti umumiyesinin koopera- tife karşı — taahhüdü 14 bin çuvaldır. Verilen ise 3000 çu- val.. Ne yapalım, bu böyle oldu işte.. Ziyan içinde kal- İ Yarının Harbı - Madam Dolores az zamanda erkânı har- biyeye mühim hizmetlerde bulunmuştu Dolores: — Plânlar ve 6 milyon frank Stokholm'de size verilecek ad- res tarafından verilib alına- / caktır. Bu miktarın birbuçuk — milyon frangı da benim ko- — misyonumdur. Dedi. — Bütün bu şartları kabul — ediyorum. Şimdi sizden yüz- — başı Trem'in vaziyetini Ğlı'î sürette tesbit etmenizi rica Trem hakkında birçok malü- mat verdi; bu zabitin hayatı, gezdiği yerler, sarfettiği para- lar hakkında ne lâzımsa, Do- lores öğrenmiş oldu. Dolores, meçhül muhatabı- nın verdiği bu haberlerle, yeni işe iş fakat çok usta bir casusla uğraşmak mecbu- riyetinde * olduğunu da anla- mişlı, Bütün Fransız erkâm har- ,biyesinin, ve kimyakerlerinin Dilei diği ve meyd emediği ve mı w Bir kadın ateş zerine düştü... Karşıyaka'da Alaybey Mey- dan sekağında 21/21 - sayılı evde oturan aklen hafif ve ebleh olan Yusuf kızı 45 yaş- larında İkbal, eski bir leğen içinde yaktığı çalı - çırpıyı oda- sına almıç ve ateşin üzerine düşerek el, yüz ve ayaklarm- dan ağır surette yanmak — su- retile yaralandığından Memle- ket hastanesine kaldırılmıştır. Döğmek Turan'da Calfer Tayyar so- kağında Mehmed oğlu Cafer Tayyar; oğlu Orhan'la kavga eden Halil oğlu 13 — yaşında Muzafferi döğdüğünden yaka- lanmıştır. Yaralamak Namazgâh caddesinde Bi- rinci çıkmazda İsmail oğlu Ali, sarhoş olarak karısı Hacer ve kainvaldesi Zehrayı maşa ile döğerek ellerinden ve Hacer'i boğazından hafif surette yara- ladığından yakalanmıştır. Sarhaşluk Kemer'de Sürmeli sokağında Hüseyin oğlu Mehmed, sarhoş olduğu görülerek yakalanmıştır. Kaçırılan kız Menemen'in Aliağa nahiye- sine bağlı Samurlu köyünden Mehmed oğlu Mustala, ayni köyden Ömer kızı 337 do- gumlu Emine'yi zorla kaçırıp kirletmiştir. Suçlu Mustafa ya- kalanarak Adliyeye verilmiştir. Tehdid Kemer'de Sürmeli sokağında Mustafa oğlu Ahmed, sarhoş olduğu halde Şam'lı Meleğin Evinin avlusuna atlıyarak elini beline atmak suretile Hasan kızı Lem'anı tehdid ettiğinden yakalanmıştır. dik; Üzüm kurumu - bize bir teklifte bulunmuştu. Onda da anlaşamadık.. Şimdi ne yapı- labileceği meçhuldür. Belki de firmamızı —üzüm — kurumuna devredeceğiz. Artık o cihet- ler iktısad vekâletinin vere- ceği emre bağlıdır. Esasen yeni kooperatif kanunu da bu pürüzlü vaziyeti kat'i surette halledecektir. Kooperatif müdürü ortağın kooperatife üzüm vermemiş olmasını — itimatsızlığa değil, üzüm fiatlerinin iyi -olmasına ve serbest surette fazla kaza- nabilmek arzusuna atfetmek- tedir. Gene aldığımız bir habere göre, kooperatifin epiyce bor- cu vardır. Müdür, kredi açıl- mürekkeb, cidden nazarı dik- katı calipti! Dolores, gizli mü- rekkepler hakkında en ziyade malümat sahibi olduğuna hük- metmekteydi; fakat bu hâdise onun bu kanaatını esaslı su- retle sarstı. Meçhül muhatap, Dolores'in yüzüne bile bakmıyor; Dola- res'in, hal ve tavrındaki ta- havvülleri takip etmiyordu. Ga- yet tabil bir iş yapryormuş gibi ve Dolores'e yüklüce bir zarf uzattı ve: — Bu zarfın içinde herbiri 10,000 franklık 20 banknot vardır. Bu, bir başlangıçtır ve, bu Trem işi hakkındaki mec- buri masraflara karşılıktan iba- retlir! Detli. Dolores, meçhül mubatabın- ——— — Başı inci sahifede — Antak'ya'da Türk'ler tarafından ya- pılan ı'—ııyip onbünden fazla halk iştirak etmiş ve mümayiye —iştirak eden kadınlardan ogüne kadar çar. şaflı olanlar çarşaf larımı çıkarmış- lardır. Gene gazeteler mahalli hü- kümetin müşahitlerin serbestçe tetkikler yapmasına mâni ol- mıya çalıştıklarını — yazıyorlar. Heyetin dolaştığı şehirlerde Türk bayrağı ve Parti bayrağı ile Atatürk'ün resimlerini havi rözetlerin taşınmasına — mâni olmak için zabıta tertibat a!- miştir. Bundan başka mahalli hü- kümet Türk halkının müşahit- lerle temasını men'e çalışırken karşısına — Suriye'li — kıyafetli Mürettep şahıslar çıkarmakta, bunları Suriye Tehine konuş- turmakta idi. Heyet âzası ayni şahısları muhtelif yerlerde müteaddit defalar karşılarında görmüş ve bunların kendilerini takip ve iğlale yeltenmelerine mâni oluntasını mihmandarlarından talep etmiştir. İstanbul, 19 (Hususi) — İskenderun, Anlakya ve hava- Hsinde tetkikat yapmış - olan müşahitler, Sancak'tan ayrıla- rak Cenevre'ye hareket etmek üzcredirler. İstanbul, 19 - (Hususi) — Fransız otoriteleri, Sancak'ta bütün — çarşıları kapatmıştır. Burada, adeta örfi idare ilân edilmiş gibi bir vaziyet vardır. İstanbul, 19 (Hususi) — Fransa'nın Ankara büyük el- çisi M. Pons, bu sabahki eks- presle Ankara'dan şehrimize gelmiştir. Sefirin, Büyük Şefimiz Ata- türk tarafından kabul - edile- mamış olmasını da bu vazi- yette bir âmil olarak göster- mektedir. Borcun miktarı meç- huldür. Manisa Ziraat Bankası müdürile idare-heyetinden bazı zevat İzmir'e gelerek vaziyeti tetkik ettikten sonra kapanma kararını vermişlerdir. Netice şudur ki: Bir müessese, hem de 716 ortaklı bir mücssese, rastgele harekât yüzünden kapanmıştır. Bundan, ortaklar bile haber- dar edilmemiştir. ve hâlâ da edildiği yoktur. Ya İktısad Vekâletinin veyahutta Manisa valisi Lütfü Kırdar'ın bu pü- rüzlü, dedi-kodulara karışmiş, çiftçinin hakkını, sermayesini sırtında taşıyan mes'eleyi ele almasını dileriz. heyecan göstermeden aldı, çan- tasına koyduktan sonra: — Çok teşekkür ederim, dedi. Bana karşı gösterilen erniyet ve itimada lâyık oldu- ğumu size hem de çok yakın bir zamanda göstereceğim! — İş icabı bizimle temas haline geçmek - arzu (ettiğiniz zaman telefondan 90-91 Karno mdresini arıyacaksınız. Buradan *La Biz, barını bulacaksınız. Telefondan ya bir düzüne ka- dar midye ve yahud birkaç şişe kıymetli şarap istiyecek- siniz. Bunları nezdinize geti- ren size bir “S.P. Kırmızı ka- ranlil,, kartı arzedecektir. Ve bu adam, sizin vereceğiniz her | törlü izahatı almağa salâhiyet- | tar bir ız olacaktır. ? Ça SEP T SRN senam —— ceği ve sonra da Cenevre'ye gideceği bildiriliyor, İstanbul, 19 (Hususi) — Paris'ten gelen en son bir ha- bere göre, Fransız başvekili M. Leon Blum, Sancak mes- elesi hakkındaki son teklifi- mizi bizzat tetkik etmiş ve cevabını, Paris sefirimiz Suad Davaz'a vermiştir. İstanbul, 19 (Hususi) — Ha- riciye Vekilimiz Rüştü Aras, Belgrad Belgrad gazetelerine vaki beyanatında, Sancak mes- elesinin, Türkiye Fransa - için şerefli bir surctte halledilece- ğini ümid etmekte olduğunu söylemiştir. İstanbul, 19 ( Hususi ) — Hükümetimiz, Sancak mes'elesi hakkında Fransa'ya yeni bir teklille bulunmuşlur. Bu teklifimizde; konfederas- yonun temel yasasını - tesbit için bir meclis seçilmesini ve kanunun iki hükümetin tasdi- kinden sonra tatbikini, Ha- tay'ın silâhtan tecrid edilerek harice karşı müdafaasının Fran- sa ile hükümetimizce deruhde olunmasını istemişizdir. İstanbul, 19 (Hususi) — An- takya Türk'leri; bitaraf hey- etin Sancak'tan ayrılmak üzere bulunduğunu — baber alınca, 60 Lin kişinin iştirakile büyük bir miting yapmışlar ve: — İstiklâl isteriz, diye ba- Harmışlardır. Roma, 19 (Radyo)— İtalyan gazeteleri ve siyasi mahafilleri, Fransız gazetelerinin İskende- run hakkında İtalya'ya isnad ettikleri şeylhri reddetmekte- dirler. İtalyan mahafili; Türkiye'nin Sancak hakkındaki baklı ve yerinde metalibatının İtalya'da hüsnü kabul gördüğü kansa- tini beşlemekte müttefiktirler. İstanbul, 19 ( Hususi ) — Türk - İtalyan dostluğu, gün eçtikçe inkişaf cetmektedir. fîll)l hükümetinin, bir tebliğ neşrederek Montrö mukavele- namesine taraftar — olduğunu bildirmesi beklenmektedir. İstanbul, 19 ( Hususi ) — İtalya'nın Ankara büyük elçisi, Roma'ya hareketinden evel, burada bulunmakta olan Da- hiliye Vekili ve Parti genel sekreteri Şükrü Kaya ile uzun müddet' görüşmüştür. İstanbul, 19 ( Hususi ) — Yarın (bugün) Ankara ve Ro- ma'da birer resmi tebliğ neş- redilerek, İtalya'nın Montrö muahedesini kabul ettiği, hü- kümetimizin de Habeşistan'ın kika sürmüştü. Dolores bu esrarengiz binadan çıklı ve bir taksile Viktor Hügo soka: ğgındaki konağına döndü. Dolores, bugünkü işlerinden azami derecede memnundu. , Üç ayın blânçosu Dolores, dilber İspanyol ka- dını, sözünün eri çıktı; Fran- sız istihbarat ikinci bürosunun tahmininden çok evel ve müs- pet malümat aldı; yüzbaşı Trem'in neler ; yaptığını ve yapmağa hazırlandığını birer birer artaya döktü. Yüzbaşı Trem hâdisesi de Fransa'da casusluk tehlikesi- nin ne kadar korkunç ve mü- cadelesi güç bir şekilde hü- küm sürdüğünü göstermiş ol- du. Bunün için umumi erkânı a mecburi ve Istanbul radyosu 12,30 Halk musikisi, 12,50 havadisler, 13,05 hafif musiki, 13,25 muhtelif parçalar, plâk. 18,30 dans musikisi, 19,30 /konferans, 20 Türk musikisi, 20,30 arapça meşriyat, 20,45 'Türk musikisi, 21,15 stüdyo orkestrası, 22 ajans ve borsa haberleri, 22,20 sulolar. r .ey ee ölüm Ziraat bankası İzmir şü- besinde otuzbeş seneden beri vazife gören ve herkesin te- veccühünü kazanmış — olan müfettiş Ahmed Hamdi Sa: yımcı, evelki gün vefat etmiş ve cenazesi, banka —memur- ları ile birçok arkadaşları tarafından — kaldırılarak asri kabristana defnedilmiştir. Mer humun ailesi efradına tâzi- yetlerimizi sunar ve iyi bir arkadaş kaybetmiş olan ban- ka direktörü Aşkı Naili ile maiyeti erkâmaa başsağlığı dileriz. DA U llli Fransa En fazla yabancısı olan bir memlektttir. Cenevre, 19 ( Radyo ) — Uluslar sosyetesinin bir ista- tistikine göre, Fransa'da her devletten fazla yabancı vardır. Fransa'daki yabancı tebea mik- tarı 2,5 milyondur. Almanya- da yabantı miktarı çok azalınış ancak binde 5 nisbetindedir. İngiltere'de 1910 senesine nisbetle 5900 fazlalık vardır. Londra, 19 ( Radyo ) — Royter Ajansının Paris'ten al- dığı habere göre hayat bahâ- h hığı artmaktadır. M. Ruzvelt beyaz saraya yerleşiyor Vaşington 19 (Radyo) Cumur reisinin bı sarâj yeniden yerlcşmu?:iıı bîıyı'r: hazırlıklar yapılmaktadır. M. Ruzvelt yarın mühim bir nutuk irad edecek ve yeni dört senelik mesat programını izah edecektir. Brezilya Reisicumhuru — Vaşington'a da gidecek Vaşington, 19 (Radyo) — Hariciye bakanı Sir Kordel Hul, Brezilya Cumhur reisini Ruzvelt namına — selâmlamak üzere M. Suri Miyamiye gön- dermiştir. Brezilya Cumhur reisi - Va- şington'u da ziyaret edecektir. Yugoslavya'da saskeri bir yol.. Belgrad, 19 (Radyo) — Sır- bistan, Karadağ ve Adriyatiği yerleştirecek şose, bugünlerde ikmal edilecektir. Bu şose, Yu- goslavya'nın en mühim askeri ve iktısadi yol olacaktır. DÜDNM SAA ilhakını tanıdığı bildirilecektir. Ankara, 19 (A.A) — İsken- derun ve Antakya'dan sonra Türkiye'nin Halep ve Musul üzerinde de hak aramaya baş- hyacağ; haberleri bazığyabancı gazete ve ajanslar tarafından yazılmaktadır. Arab âlemile Türk âleminin arasını açmak ve Sancak mes- elesinin ballini “zorlamak ” için harbiye reisinin diktatörlüğü — Prdurulmuş olan bu havadis- —