h 15/1/937 Serbest Sütun : SA Çıftçımn borcu Çiftçinin borcu davasını fır sat bulduğumuz her yerde Düştuğumuz için burada tekrar- lamağı düşünmüyordum. Fakat Anadolu'da okuduğum sevin- dirici bir telgraf haberi üzerine kooperatif ortağı olan çiftçile- rin bize ıstırap veren bu der- | dine kendimi şu sön lâyık dokunmaktan alamadım. Bilhassa günlerde Ziraat Olduğu ehemmiyetle basan hükümetimizin; taham- Mül edilmez bir yük halindeki faizler yüzünden icra dairele- Tine sürüklenmiş birçok ç lerimizin yükünü hafiflet onlara çalışmak - için vermek, haysiyetlerini korumak işine hususundaki kararımı şükranla | karşılamak biz çiftçilerin bor- parmak kı.vvct | Veremeyin - celiyet k Muacceli- hepimizin betmiştir. | yetin. mânası da de bildiği gibi onu derhal ie- | râya vermek ve, varsa malını satmaktır. Kredi kooperatiflerinin pa- raat bankasının ise ona doğruya barçlu olan- gradığı lütufkârlıktan ortakları neden isti- ? Yok; bu para hra— raat Bankası bari mâni ll— de [mz ıır*ırını bir i memnun ve müs- işirken kooperatiflere ortak olmak talihsizliğine uğ- rıyan bir kısım da boynu bü- nzaralar önünde sudur. Devletimizin temel taşı | olan üretmenlerin 931-933 se- nAclmııdı uğradıkları acıklı fe- ğkrü gözönüne alan hüküme- timiz bir kanunla, Ziraat Ban- kasına 932 senesine kadar olan çiftçi - borçları önbeş sene lendirmişti. Bundan sonra olan borçlar tecile tâbi u[m'ıdığı gibi faiz- leri de yüzde 12 yi bulmakta idi. Yeni kabul edilen ödeme kolaylığı ile bu tarihten son- raki borçlar da faizsiz olarak beş — senede - kapatılacaktır. Böylece Ziraat bankasına lım—( lu bulunanlar rahat bir nefes almış olacaklardır. Lâ Zamanlar zaptedilmez bir hızla kurulan ve açık söylemek lâ- Zimgelirse faydalı olmaktan ziyade çiftçileri boğazına ka- dar borca sokan kredi koo- Peratiflerinin binlerce ortak- ları şefkatlı hükümetimizin bu sevindirici kanun ve kararla- Tından umulduğu — derecede Müstefit olamamışlardır. Fil- hakika bu sınıf çiftçilerin de açları beş seneye taksitlen- dirilmiş fakat akıl ermez bir takım mürekkep faizler sebe- bile bu borçlar hiç ödenmez bir şekle girmiştir. Bugü faiz yüzde dokuzu geçmemek 403 faizle ve müddetle taksit- kü mevzuumuza göre icabederken kredi kooperatif- | lerinde hep bu mürekkepçilik Yüzünden haddi ve hududu belli olmaz " bir vaziyet doğ- Muştur. Ayni sebepledir ki bu Yıl yüzü gülen çiltçi sattığı mahsulle bu borçların ancak faizini ödiyebilmiş ve arzusu- Na rağmen taksit verememiştir. (Fırtır .-56. Herhangi bir yabancının ar- kasından yüzlerce göz dikile- cektir. Bilhassa benim gibi, damdan düşer gibi, yapa-yalnız gelmiş bir insan.. — Mehbaret te zaten bu teh- likeler çemberini kırıp avı ya- kalıyabilmektir.. Her şeyden evel itimad telkin edebilecek Şekilde oraya gitmelisin.. — Evet, onu başardıktan Sonra kızın babasının, hattâ Ali'nin yanına kadar sokulu- Tum. Eminim ki, Ada'dan kuş — Uçurmak bile imkânsızdır. Em- kaçmasın ve onların bir işareti ile ölüme koşan © biri masın.. larından diğeri ağla- Çiltçi Mehmed Aldemir Türk - Romen |Ticaret odası İteşkil edilecek Türkiye - Romanya arasın- daki ticari münasebetler, son zamanda artmıştır. Mallarımı- zın Romen piyasalarında ko- laylıkla sürüm ır—min vek sevinirken etmesi, pancı memleketler malları ile ayni-esaslar, “dahilinde re- larının arttırılması, mallarımızım propagandacılığını yapması ve nihayet iki memleket daki alış-verişlerin daha dos- tane bir şekle sokulması hu- | suslarında çalışmak üzere Bük- reş Türkolfisi tarafından bir (Türk - Romen ticaret odası) teşkili muvaflık g ll İktisad Vekâleti, Bükreş kofisinin bu teşebbüsü üzerine ki — alâkadarlardan Mütalca istemiş ve bu odanın araşın hangi sahalarda çalışması mu- Yülik ölüciüini Sönğücşlek. Zeytincilik Zeytincilik işleri hakkında Ziraat vekâletince hazırlanmış olan talimat, kadarlara gelmişlir. Bu tali- matta zeytin İyetiştirmenin ve bakımının fenni usülleri göste- rilmektedir. Bu malümat, bü- tün ylülerimize — ulaştırıla- caktır. ırtına Ali Büyük Korsan Romanı Yazan: M. Ayhan, Faik Şemseddin sascsaz nu da getirmiye çalışacağım. Sonra ne yapacağız? — Kızı kaçıracağız diyorum sana| — Yapa - yalnız, vasıtasız, Varkadaşsız olarak bu işi nasıl | b.ışarırım’ — Biz geleceğ cağız seni| — Nasıl anyacaksınız, vakit geleceksiniz ive ne retle buluşacağız, söyleyin! Petro, kendisine verilen işii chcnımı)ehnı ve taşıdığı - teh- yi iyice anlamış demekti. Biz arıya- bunu kabet edebilmesi, satış imkân- şehrimizdeki alâ- | İnsana dair Mojer “surdüğlne şu harikulâdelikler yaratan, şu kör topal, şu dilber ve em- salsiz, şu çirkin ve maskara, şu genç veya ihtiyar insanla- rın vücudu, ne kadar kıymet- | siz imiş. Cumhuriyet'in almanağında okudum: İnsanın vücudunda 40 kilo #u,. B'kilo yağ,” Ökilo albor Hiln, 4 kilo- Kireğ, 9 ÖRLö mulir telif 'kimyevi maddeler vardır ki, bunlar arasında 720 gram şeker ve 12 gram demir bu lunur. Nuh'un gemisindeki karma karışıklık ta aacak - bu kadar * olur. Vücudumuzdaki demirin Tabiat neden çelik yapmamış ta demir yapmış? Atalar dilinde: — Siksam suyu çıkar! Diye bir söz vardır; Demek oluyor ki insan oğlunun sülu- hığu çok eskidenberi malüm imiş. Dikkat ediniz: Vücudumuzda tam 40 kilo su varmış, Buna mukabil 8 kilo yağ.. Yani sulu cihetimiz, yağlı cebhemizden daha kuvvetli., | Mevmubahis olan. kireçin de, deviren, işi ne! izde su bulunduğuna göre sönmüş kireç olacağı muhak- | kaktır. Eksik olan şey, ateştir. ahvalde; gibi ça değil, ateş parçası! Diyoruz amımma, bunların as- lma mutabık olmadığı da mey- danda duruyor. Ancak bu meyanda; — Şeker gibi birşey, — Demir gibi kuvvetli! Şeklindeki tasvirlerin isa- beti de anlaşılmış bulunuyor. Keza; Aman, sulu mu sulu? Diye yapılan tasvirler de tam yerindedir demek.. Eksik olan, tarif ederken, *Albomin gibi, yağ gibi, ki- reç gibi, şeklinde tasvirler yapmamakta — olduğumuzdur. Gerçi, bazılarına bakıp ta: - Rahattan yağ bağlamış, ensesi katmer katmer yağ dolu mübareğin! Diyoruz amma, diğer den hiç bahsettiğimiz yoktur. Yarın öbürgün orjinal bir âşık insanı çıkar' da' sevgilisine; — Ah benim 9 kilo albo- min taşıyan seygilim, — Ah benim, 4 kilo sön- müş kireçten mamül bir tane- ciğim! Derse, sevgilisinin buna da- biç hakkı yoktur. rılım — Onu da söyliyeyim Petro: Tam yirmi gün sonra, biz narak Midilli açıklarına yana- şacağız. Bize, sahilde veya tepede ateş yakmak suretile işaret vereceksin.. Petro düşünüyordu: — Bu işaret müsbet cevap demektir. Böyle bir işaret al- mazsak, tecrübemizi, ondan yirmi gün sonra tekrar edece- ğiz. Yani o vakite kadar tek- rar her çareye baş vuracaksın. İkinci defasında da bu işareti görmezsek anlıyacağız ki, Pet- ro, fedakârlığının ve kahra- | Nasıl mutabık miyiz? | — Mutabıkız reisim. Her şeyi yapacağım, ya Türk veya Venedik balıkçı | İ gemilerinden; böri: gibir;devar | manlığının kurbanı olmuştür. | Fabrika sayılmıyan menlerde ©Ö ülen satılık ekmek yapân fırmların buğday koruma vergilerinin ne suretle maktu şekle bağla acağına dair tamim Maliye ve- kâletinden şehrimizdeki alâka- darlara gelmiştir. Tamimde şu izahat mektedir: 1 — Toptan vergiye bağ- lanmaları lâzimgelen fırınlar, kanunda tasrih edildiği üzere fabrika sayılmıyan değ lerde öğütülmüş olan u nİ'ırdıın satılık ekmek yapanlar oldu ğuna göre, bütün unlardan değir- unlardan veril- irmen- lediyelerce müsaade yerlerdeki — fırınlar, bağlanmıya- miş olan toptan — vergiye caklır. yelerce evsafı tayin edilmiş olan fabrika unu kullanmaları ve bu unların da vergisi rilerek kurşun mühürle mü- hürlenmiş ve nakliye tezkeresi alınımış cinsten olması İlâzım- gelereğinden bu cihetin, fırın- larda mahallen sık sık kontrol edilmek suretile murakabe edil- mesi ve vergisi verilmemiş kara değirmen unu kullananlar hak- kında kanunun 9 uncu — mad- desi hükümleri tatbik olun- makla de vaziyelten haberdar mesi İâzımdır. ve- edil- bağlanacak fırınların bir sene zarlında imâl ettikleri satılık ökmük Tülilan tçh drlel leri Ün mikdarı, mvamele ver- gisi kanununun 21 inci mad- y KŞTT R ğ AYAİ BACIL BW C 0 BAD Y TNASZORKLANLLAR: S TC Çünkü onda, albomin ve kire- çin şekerden daha fazla ol: duğüu fennen Mmeydana çık- Fazla edebiyat hiç te birbirine uymıyor ve fen, ede- biyata dalkavukluk - etmekten çok uzak bulunuyor. Aşıklar, sevgililerine; mıştır. — Mahuşum, Nurum, hum, kiraz dudaklım, güneş bakışlım, altın saçlım, badem gözlüm, ciğerim, elma yanak- | hm, güvercin ellim, palüze ten- lim Vesaire vesaire diyorlar am- ma, hepsi de yalandır, hepsi de nafile.. Sevgililer 40 kilo sudan, 7 kilo yağdan, biraz kireç, biraz albomin, bir avuç şeker ve demirden mamüldür | vesselüm! Çimdik — Bana öyle geliyor ki mu- vatlak olacaksın.. Meryem ana yardımcım olsun. Haydi şimdi beni sahilde beklel Petro dışarı çıktı. Mariya, gizli bir çekmeceyi açtı, ora- dan bir. kemer çıkardı ve muhteviyatını saydıktan sonra sırtına uzün, tepuğuna kadar uzanan siyah bir pelerin aldı ve gemiden sahile çıktı. Ak. | çık, sen tanıdı ve yanına yaklaştı: —'Al şu kemeril. - İçinde sana elli sene kifayet edecek alınca savuşur gidersin.. Petro homurdandı: — Ben, namuslu bir kör- sanım. ğ g lik ekmek yapılmasına be- | edilme- Buralarda, fırınların beledi- | ima < /| beraber belediyelerin 2 — Senelik maktu vergiye | şam olmuştu. Petro'yu uznklan | kadar para var, İstersen bana | ihanet te edebilir. ve parayı | tarafından — gerek — fırınların * mevcut ise - Ticaret defter- aden, gerek şehir ve kasabanın nüfusu ve çarşı f- rınlarından ekmek yiyen hal- kın mikdarı, istihsal kabiliyeti ile emsali mücssese- itibara alınmak suretile haricen yapı: lacak tetkikat ve tahakkukatla tesbit ve gayri safi siklette 72 kiloluk çuval başına 100 kuruş - besabile vergi takdir olunacaktır. 3 — İtiraz vukuunda 2430 numaralh muamele vergisi ka- nununda yazılı itiraz ve tem- yiz mercileri itirazı tetkik ede- ceklerdir. 4 — İtirar edilmeksizin ko- misyon kararile tahakkuk eden vergilerin her ay on ikide biri alınmak — suüretile - tahsil edilmesi ve aylık taksitlerini zamanında ödemiyenler hak- kında tahsili emval kanunu hükümleri dairesinde muamele yapılacaktır. S — Toptan vergiye bağ- landıktâan sonra ticaret ve'san- atını terkeden fırınciları top- tan vergilerinden, terk tarihine kadar geçen müddete ait ver- gileri tahsil edilir ve bakiyesi terkin olunur. 6 — Mal memurluklarınca şimdiye kadar tahakkuk etti- #lüigtölm Worgiler bir. muamele — yapılınıyarak, bunların mali sene sonuna kadar tahsillerine devam edi- lecektir. leri ü firının lerin vaziyeti nazarı üzerinde 7 — Toptan vergiye bağla- han fırınların her mali yıla aid vergileri, ikinci kânun ayı içinde, bir yıl evelki vaziyet- lerine göre yeniden tarbolu- narak mali sene başına kadar tahakkuk - ettirilmiş ve kabili tahsil bir hale getirilmiş ola- cak ve sene içinde tahakkuk eden vergi miktarlarının azal- masını " veya çoğalmasını ica- bettirecek tebeddüller nazarı itibara alınmıyacaktır. 8 — Bu heyetler tarafından verilecek kararlarda hazinenin zararını mucib bir hal görük “düğü takdirde kanun dairesin- de itiraz olunacaktır. 9 — Kara değirmen unu kullanmalarına — belediyelerce müsaade edilmiş olan fırınla rın maktuiyetine bağlanmaları için bundun sonra vekâletten izin ve müsaade alınmadan muamele yapılmıyacaktır. Mariya güldü: — Şaka söyledim budala çocuk! Sana itimad etmiyen insan, senden bu kadar mü- him şeyler bekler mi? Kemeri belki, teninin üstüne saracak- sın. Haydi hak selâmet versin. — Sana da öyle Mariyal.. Güle- güle! Ve çarçabuk ayrıldılar. Mariya, Petro'dan emindi. Tereddüt ettiği nokta şurada idi : Petro'nun o âşıkane dal- gınlığı. Fakat şunun da farkına var- mıştı ki, Zeliha'nın ele geçiri- lebileceğinden — bahsederken Petro da canlanmıştı. Kimbilir, Zeliha'yı esir edildiği taktirde kendisinin alabileceğini, daha döğrusu Türk kızmın bir mü- kâfat olarak kendisine verile- | — Buğdayı koruma vergile- rinin maktu şekli 72 kiloluk cuval başma 100 ku- ruş vergi takdir edilecek Posta işleri Başka yerleri bilmem, fakat posta tevziat işleri ömürdür vesselâm! Posta işlerinin çokluğu ile meşhur şehirler arasında İz- mir yoktur. Buna rağmen biz de bazı bir zatf üzerinde meselâ bir A. ile başlıyan bir isim gördü- ler mi, adresin mütebaki harf ve kelimelerini okumazlar, A, ile başlıyan lâalettayin bir ad. res düşünürler ve bulurlar. Amma.. Ne ölur bilir misiniz? Anadolu gazetesinin mektubu Anadolu ajansına, Anadolu sigorta şirketine ve haltâ Ah- med, Avni filân oğullarına ve- rilir! Ticaret mahkemesi, ticaret odası, ticaret mektebi ve ti- İzwir'in tevzi memurları caret matbaası postane yüzün- den her zaman birbirinin mek- tub, paket ve tahriratlarını alan adaş aramışlardır! Amerika'nın İndiyana eya- letinin Varsav şehri postanesi- ne sön günlerde bir. mektub gelmiş, bu mektulun zarfı üzerinde adres sahibinin bir de fotoğrafı yapıştırılmıştır. Ame- rika'lı posta memurları bu ga- rip mektuba evvelâ hayret et- mişlerse de, sonradan - işin asıl mana ve hikmetini anla- mışlardır; çünkü mektub Dü- ran Reisler ismine gönderil- miştir; ve ayni şehirler — civa- nnda tühaf bir tesadüf olarak bir dâha ayni isimnde adam olduktan başka bir de Düran Resle isminde bir adam vardır. Posta memurları, zatfın — üze- rindeki fotograf sayesinde mek- taun kimin olduğunu atliya- bilmişlerdir. Bizde de bu usulün tatbiki çok faydalı olacaktır. sanıyo- rum. F.B. — Karl Radek Rusya'da fesad cemiyetleri kurmuş Berlin 14 (Radyo) — Rus matbuatı Karl Radek'in Şimali Rusya'daki fesad cemiyetleri- nin müessisi ve Troçki ile münasebeti olduğunu yazmak- tadırlar. Tavuk istasyonu Muğla, 14 (ALA) — Bu yıl şehrimizde bir tavuk istasyonu açılacaktır. İstasyon” yeri ha> zırlanmıştır. Dehalet eden Habeş'ler Adis-Ababa, 14 (Radyo) — Dozyak Makönen ve daha bir takım muharipler İtalyan- | lara dehalet etmişlerdir. bileceğini de düşünmüş - ola- bilirdi. Mariya gemiye dönerken; — AyosNikifaros “Bizans'ın zaferi temsil eden azizi , yar- dımcın olsun! Diye mırıldandı. Ay doğur yordu ve morlaşan denizin suları pırıl-piril, sâkin ve ucu bucağı olmıyan bir havuzu hatırlatıyordu. İlerideki bir gemiden, Ki- tara sesi ile karışık güzel bir şarkı duyuluyordu: Nenir, denir, ne kadar seyerim seni bilsen! Mavi gözlü bir kıza benziyorsun çok zaman Mariya fazla dinlemedi, gü- lerek kamarasına indi. Kimbi- lir hangi âşık korsan, neredeki sevgilisini düşünüyordu?. - — Somu var —