| | | İ | | & 27 /10/ 936 80-Günde Yazan: Jan Kokto Kahire'den Port-Said "e,Süveyş'ten Aden'e devriâlem v gider cehennemi yol üzerinde... Bir şehirin haki- ki çehresini göste- Ten semtlere giden yollar, bizi de kah- vehaneden kahve- hâneye- sürükliye- rek, istediğimiz ye- *e götürdü. Maal- €sef burada göbek vatmak yasak edil- Miş! -Burada ka- : dınlar sokağı İsken RERLAL deriye'nin Komba- kir'ine hiç benzemiyor! Küçük, | *küçük odalar, çoğu caddeye | karşı bir bez perde ile örtül- Müş, küçük bir rüzgâr, gelip geçenlere Kleopatra'ya mahsus binbir vaziyet gösterebiliyor! Kahire'de kadın mahallesi işte böyledir. Ertesi gün, 7 Nisanda ga- Tib bir araba ile müze'ye git- tik. Bu araba bizatihi bir an tikal Kahire'nin maruf işvebaz kadını Kontes Sala ölünce ârabası satılmış ve şimdi kira &rabası olmuş, amma hâlâ eski Süsleri üzerind&! Müzede, en ziyade imerak #dilecek, ziyaret edilecek da- ire, “ölüler dairesi , dir. 17 yaşında bir firaun! Tutankamen'in — fevkalâde haşmet ve zenginliğinden bahs umsuzdur. Genç, 17 yaşında bir firaun, öldükten sonra da lüks ve tantanalı bir hayat Sürüyor demektir. Şimal kutu- burida bir Brik'in senelerce "buzlar arasında muhalaza olun- düuğu gibi kumlar arasında Muhalaza edilmiş, eşyası, ara- ları, mücevherleri, elbisesi bize kadar mükemmelen gel- Mmiştir! Sanki, yeniden büküm Sürecek, yeniden evlenecek, Yeniden düşmanlarile boğuşa- tak imiş gibi her şeyi yanında Ve emrine hazır! İşte.. Tutankamen sahnesi.. Ne tuhaf.. Bu asırlarca evel irakılmış eşyadan bir kıs- mında garib kuvvetler, uğur Veya —uğursuzluk — kudretleri tasavvur edilmektedir. “Krallar Vâdi, sinin misafiri, günleri- Mize kadar olduğu gibi kala: | ilmiştir. Fakat her şeyin Zamanla yok o!acağı da imu- | hakkaktır. Romzes, Sezostris, Kleopatra,*Sodom«ve Göomore,? taja ve İs... Atlantidihara- | olmuş Mumyalar, mahvolmuş Medeniyetler değil midir? Tutankamen salonları, diğ: lerini unutturan bir sürp, emektir; eskiğ Mısır, firavn- ların hayatı, sanki burada hâlâ Yaşamakta. * * * Marina oteli, denize karşı ANADOLU | | Günlük siyasal gazete Sahip ve başyazganı | Haydar Rüşdü ÖKTEM Umümi neşriyat ve yazı işleri Tüüdürü: — Hamd Pğarehanesi: mnir İkinci Beyler sokağı Halk partisi binası içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU #lefon: 2776 - Posta kutusu 405 k ABONE ŞERAİTİ İllığa 1200, altı aylığı 700, T aylığı 500 kuruştur | | | ci memleketler için senelik 1 abone ücreti 27 liradır W Nüzhet Çançar üç Her yerde 5 kuruştur Sünü geçmiş müzha Beçmiş müshalar 25 kuruştur.) | - ANADOLU MATBAASINDA - BASILMIŞTIR Tutankamen'in mumyası güzel balkonlu bir otel. Mağa- zalar gece açık; burası sıcak antişambırı'dır! Her cinsten insan, her çeşitten kıyafet,., Sıcak, hakiki güneş sıcağı hüküm sürüyor, ve Port- | Said'den başlıyor. Sabahleyin, saat 9,30 da, | Süveyş kanalındayız. Süveyş kanalı, tam bir Şark! Kırmız deniz, jkapatilmüsı mümkün olmiyan - çirkin- bir sıcağın hüküm sürdüğü bir yer. Öyle bir hastalık ki, sanki hastalığın veya ta kendisi. İnsan kendini daimi bir humma içinde sanıyor! Vapurun makineleri cehen- nemi bir oğultu “le işliyor; vapur cenuplara indikçe sıcak artıyor. Aden, cehennemlerin limanı veya kapısı! 12 Nisanda Aden göründü. Yavaş yavaş limana yaklaştık. Çıplak - Arab'lar, Somali'liler, küçük yelkenli kayıklarile de- niz üzerinde dolaşıb duruyor- lar. Hepsi de abanoz kadar siyah. Hepsi de yağlı gibi.. Fakakat ne çirkin sıcak. Bir cehennem, cehennemler diya- rının limanı veya kapısı... İngiliz harb sefinelerinin, harb veya ticaret tayyarelerinin te- lâki yeri de burasıdır. Şehir, zengin ve faaliyet içindedir. Lüks otomobiller, yüklü kamyonlar birbiri arkası gidib gelmekte! haberdisi, — V İRERİ sacaği Kızıldeniz'de Somali'li bir kayıkçı Burada Major B. ile karşı- laşıyoruz. 25 Lehçe üzerine konuşan bu adam, Entellicens Servis'in burada gözcüsü. 25 | Lehçe... Çok görünmesin. Hin- distan'da halen ve tam 258 İsliça vardır. Durmağa vaktimiz yok. Yeniden denize. çıkıyoruz. Hind denizinde hava; Bah:- riahmer'e nisbetle biraz daha serin; Deniz, Midilli açıkların- daki deniz gibi güzel ve m Geniş, çok geniş bir denizde sade bizim vapur ve semada vapurun bol dumanları var... Manisa'da Zabıtanın Yakaladığ. bu Adam kimdir? Manisa, (Hususi) — -Mani- sa polisi, kendisine jandarma gedikli başçavuşu süsünü ve- ren Ahmed Yavuz müstaar namını da taşımakta olan Al- yonlu Etem oğlu Hakkı na- mında birini ya mıştır. Bu adama hirçok; yerlerde açeşid çeşid dolandırıcılıklar yapmış, fakat Manisa'daki vaziyeti Ma- nisa- polisinin gözü kaçmamışlır. Kendisinin Ma- nisa Emniyet dairesinde esa- sen kaydi mevcud imiş. Tah- kikat neticesinde kendisine gedikli kıdemli başçavuş sü- sünü veren Ahmed'in meşhur bir dolandırıcı olduğu anlaşıl- mış ve meşhüd suçlar kanunu Vak'anın kahramanı Baş çavuş kayafetinde mucibince bugün müddeiumu: miliğe teslim edilmiştir. Hay- ret edilen şu kiş - bü adam, Manisa merkez jandarmasında merkez inzibat başçavuşu ola- rak bir ay kadar vazife görmüş- tür, tabit bu müddet zarfında da epiyce marifetler işlemiştir. Manisa Emniyet direktörü Taciddin'i ve arkadaşlarını tebrik ederiz. Her Türk, dertortağı Kızıl- ayın üyesidir. Harp var mı? —Başı 2 inci sayfada— Fransa Sovyetler - bunun için birbirlerine biraz daha — fazla sokulmak İüzumunu — hissediyorlar. Küçük itilâf bunun için biraz daha perçinleşti bunun için Balkan antantına daha ilde yaklaşmaya başladı. Son günl Akdeniz'de be- lirmiş olan mohtelif - bareketleri doğuran hep ba endişelerdir. Görülüyor ki Avrapa yevi bir nizama doğru - gidiyor. Onun — için belirib elle totuler vazil bir mahiyet alıncaya kadar ve nihayet herkesi bir harb felâketi karşısında kimleri yanında, cağımı sara- edinceye kadar Avrnpa'da hir ÜUmumi harb ihtimali yoktur ve esasl bu nizam — tamamile kimleri karşıtında —bu hat ve kat'iyetle zahur etmek olamaz. Hamdi Nüzhet Çançar Buğdaycılık İzmit, 25 (A-A)—Adapazar tohum ıslah istasyonunda üre- tilen ve bire otuz verebilecek kadar verimli bir buğday tipi olan “bindane adlı,, buğday- dan vilâyetimizce 31,000 kilo tohumluk alınarak ilin buğday yetiştiren mıntakalarındaki köy- ünden | | maz Altınordu'lular dâhaağır | cektir. UAT Nİ Alınörd Dün Halk sahasında 935 - 936 senesi likinin- son müsa- bakasına şahid olduk. Olduk- ça kalabalıktı. Fakat - temiz-| ve nezih bir arkadaş - olan Ferid dünkü oyunu güzel ida- re-edemedi ve münakaşalara meydan verdi Milli küme teşkilâtile vakit geçireceğimiz yerde hakem mes'elesini balle çalışsak her halde daha doğru olur. Aksi takdirde uçuruma düşen spo- rumuzu, Milli küme ; teşkilâtı yapsak değil, milyonlarca para sarfetsek gene yürütemeyiz. Bu- oyunda ;Altınordu..takı- mı tam kadrosunu mübafaza ( ediyor. K. S K. Takımı — ise Melih'den- Şevket ve Hik- | met'ten mahrum olarak oynı- yordu:—Öyun-Altnordu'nsü: | Karşıyaka haf hattında kırılan akınla başladı. K. S. Keyamur kabil akını da netice vermedi. Nihayet-Altınordü güzelkom- | | yısını çıkardı. Sayfa 5. B — ' |Belçika Faşist utakımı K. S. K.ı 6-1lyenerek 935-36 şampiyonluğunu kazandı. yirci >kalıyarlardı. -Bu suretle daha - tecrübeli, muhacimlere malik olan Altınordu. takımı Mazhar'ın ayağından ikinci sa- K.-S. K. lılar canlandılar. rine bir penaltı “oldu. . Fakat hakem görmedi. Penaltı mü- nakaşası olurken Altınordu ta- kımı-hücuma geçti ve ofsayd vaziyetinden — bir - sayı dıiıı kazandı. K. S. K itiraz v etti. Yan hakemler' karıştılar. Fa- kat hakem kararından dönme- yince K. S. Kotakımı da sa- hadan çekildi. 10 dakika son- ra tekrar oyun başladı. ve Al- tınordu takımı gol sayiları 1 altıya çıkardı ve oyun bu su- retle 6 — 1 Altınordu lehine nihayete eriyor. Bu -oyundan evel * Buca - Göztepe takımları" karşılaştı- | lar. Zevksiz ve heyacansız' ge- çen bu oyunu da Göztepe'li- ler 2 — O kazandılar. binezonlarla sik-sik K'S. Ko îAltay kalesini ziyarete başladı. Ne- | tekim 5 inci dakikada küçük Kemal'in komnerden örtaladığı topu Said kafaile ağlara taktı. Bu gölden sonra K. S.K. tas kımı daba. / canlı, oynamıya başladı. - Fakat muhaciml mülemadiyen fırsatları , ö rüyordu. K. S. K. miştevali €eden hücumları arasında 20 nci dakikada;Hidayet; tahsi gay- retile takımına boraberliği te- min etti.. Devre, bu. suretle pürüzsüz TI berabere bitti. İkinci devre başlar başla- basmâğa başladılar. Altınordu takımı tam mânasile K. S.K. kalesine yüklendiği halde K. S. K. muhacimleri oyuna se- 'Altınordu Cumuriyet bayra- mında karşılaşacak. İzmir'in lik şampiyonu olan Altınordu ile, şild şampiyonu Altay takımları 29 teşrinievel Cumuriyet — bayramında - bir kupa maçı yapacaklardır. Maç Halk sahasında oynahacak ve ber iki takım da en - küvvetli kadroları ile çıkacaklardır. v Yarın Millf küme hakkında Suad- Yurdkoru'nun bir O Sırada lehle-. sabah Belçika faşistleri hare- kete geçmişler, hâdiseler çık- — mış, faşistlerin. lideri M. Leon — Deglel ile 40 kişi tevkif edi miştir. Öğleden evel eski mu: — haribler, Kral ve Başvekil hu- zurunda geçid resmi yapmışlar, bunu (aşşşlîuin lureykrıî lşıkî- ğ betmiştir. Faşistler meçhül. as- — ker âbidesi etrafında toplan- mışlar, Sosyalistler de mukabil —| bir hârekete geçerek, 4 — Berlin'e - gidiniz. - Sizin — yeriniz”orasıdır! ş Diye baykırmağa :başlamış: lardır. Bu sesnada karışikliklar, çarpışmalar — olmuş,' tevkilat “yapılmıştır. — Sokaklar &skerle doludür. Halkın toplantılarına meydan verilmemektedir. Fa- şistlerin yeni mümayişleri ve — kanlı hâdiseler beklenmekte- dir. Faşist lider, nümayişi ida- reye giderken evinden çıkınca yakalanmıştır. Ondan evel evi- nin balkonundan - bir 'nutuk söylemişti. " Faşist ve ” Âyan âzası Kont Grün da 'yakalan- mıştır. Faşist nümayişine an- cak- birkaç bin” kişi —iştirak —| edebilmektedir. 4 Brüksel, 26 (Radyo) — Bü- tün sokaklar ve - köşebaşları, asker taralından — tutülmüştüur. Brüksel'de örfi idareilân edil- miş gibi bir - vaziyet — vardır. Mone meydanında raksistlerle komünistler arasında büyük bir müsademe olmuştur. Rak- sistler ve zabıtadan — birçok mecruh vardır. Hükümete mensub - gazete- — ler, dünkü günün raksistler için ademi muvalffakıyet günü ob duğunu yazmaktadırlar. İ Vanderveld Bölşevizmi ter- — cih ediyor Si Brüksel, 26 (ALA) — Bel- çika sosyalist kongresinde M, Sbaak' ile M: Vanderveld'e yazısı, yarınki sayımizda! US / —Başı Tinci sayfada— hududuna dahil olmuştur. M. Stoyadinoviç Sofya'dan geçerken Bulgar başvekili M, Köse İvanof ile de görüşe- | İstanbul, 26 ( Hususi ) — Dost ve müttefik Yugoslav- ya'nın kıymetli Başvekili Dr. Milân Stoyadinoviç, yarın şel rimizde bulunacak ve parlak merasimle karşılanacaktır. Hariciye — Vekâleti " kalemi mahsus müdürünün riyasetinde bir heyetimiz, M. Stayadinoviç'i hudutta — karşılıyacaktır. He- yet te Yugoslavya'nın Ankara sefiri de bulunmaktadır. Baş- vekll'in şehrimizde bir gece kalıp kalmıyacağı henüz belli değildir. Ankara, 26 (Hususi) —Mem- leketimizde ilk defa - olarak kurulan küçük San'atlar - ser- gisini, bir cemile olmak üzere Yugoslavya Başvekili M. Sto- yadinoviç açacaktır. Belgrad, 26 (Radyo) — M. Stoyadinoviç'in Ankara seya- hatinden bahseden Vereme eazetesi başmakalesinde diyorki: M. Milân Stoyadinoviç bu gün Ankara'ya gidiyor. M. Stoyadinoviç, Belgrad'i defatla ziyaret etmiş olan Dr. Rüşdü Aras'a iadei — ziyaret için, dost ve müttefik Türkiye cu- muriyetinin asri hükümet mer- kezine gidiyor. Türkiye - Yu- Yugoslav başvelâilİ İstanbul'da. goslavya , arasındaki — dostluk münasebatı, iki hükümet riça- linin - samimi — görüşmelerine zemin teşkil etmiştir. Yugoslav milleti bu, ziyaretten büyük | sevinç duymaktadır. Türkiye, Büyük Öndert Ata- türk'ün başkanlığında —muaz- zam bir terakki devresinde bulunuyor. Büyük Dahi, prog- ramım seri adımlarla küvve- den file çıkarmaktadır. Dün- yanın en müthiş iktısadi şera- iti altında, Büyük Önder, mil- letini iktısadi sahada muvaf- fakıyetle ilerletmektedir. Türk - Yugoslav dostluğunu kuvvetlendiren başka bir âmil de vardır. Yugoslav - milleti, harptan sonraki tarihinin en acıklı dev- resinde canlı bir vesikaya mâ- lik “bulunuyor. Türkiye'nin “asil ve sâmimi dostluğu, - kral - Aleksandır'ın feci ölümünde — görülmüştür. Bu hâdisenin, belki o acile kâfi derecede göze çarpmamış olması muhtemeldir. Kralın ölümünü mütcakib, Türkiye Cumurtrcisi Atatürk'ün gönderdiği telgraf, bir nezaket eserinin fevkindeydi. Bütün Türkiye, Atatürk'ün kardeşinin ölümünde matem tutmuştu. Müteveffa kral, daima mü- teyakkız bulunması lüzumunu def'atle söylemişti. Son on- gün zarfında zuhur eden vak'alar arasında şiddetli bir * thtilâf çıkmıştır. M. Vanderveld'e: — — *“Fâşizm ölmasın da ne olursa olsun,, diye - haykır- miştır. M: Spaak — şu “cevabi ver- miştir: — "İki şıktan biri. Ya Deg- — relle yahut hükümet.,, İ M. Vanderveld'e mukabele — | etmiştir: ş — “Eğer faşizm ile bolşe- vizinden birini ihtiyar etmem — icabedecek olursa, Bolşevizmi — tercih- ederim. —— — İ K LA Birinci Sınıf -Mutahassıs Dr. Demir Ali Kamçı oğlu / Cilt ve Tenasül hastalık- ları ve elektrik tedavisi İzmir » Birinci- beyler sokağı - Elhamra Sineması sarkasında — No. : 55 'Telefon: : 8479 mühimdir. Hattâ Avrupa'nın sulhü kaybetmesi bile muhte- meldir. - Küçük. milletler. . bir- birlerini tutmak mecburiyetin- dedirler, Dahili vaziyeti saye- sinde Türkiye, ecnebi devlet- — lere karşı büyük bir nufuz ve — prestişe sahiptir. Anl ara'daki — temasların Balkan sulhü müsa- lemetinin teminine ve Balkan paktının — takviyesine büyük — faydası dokunacağından - emi- niz. - Başvekilimiz. Türkiye'de birkaç gün kalacak ve vaziz — Türk milletinin Reisi Atatürk'ü görmek şereline de nail - ola- caktır.,