4 “ BeğaI. y WE |Birinci Fransova “|ÜU BÜYÜK TARİHİ TEFRİKA Çeviren: F. Şemseddin Benlioğlu Sarışın An, esmer Fransovazı sara ıydan uzaklaştırmak istiyordu. Madam köylülere: içinizde yazmak — bilen var Midır?. Diye sordu. Köylülerden hiçbirisi yaz- Mak bilmiyordu. Bunun için öyün papasını uykudan kal- Gdirarak — getirdiler. Madam, Papasa: " — Kapıda durunuz, içeri girmeyiniz. Çünkü vebalıyım. Size de bulaşır, size kral hazretlerine bir mektub yaz- diracağım! Dedi. Mektub büyük bir müşkü- '!İllı yazıldı. Papaz o kadar İyi yazmak bilmiyor Madam da maksadını pek — güçlükle tnlatabiliyordu. Nihayet papaz Mektubu imzalatmak için içeri girdi. Validei krali de: — Olduğun yerde dur! Diye emretti. Mektubun al- tına “Size de hastalık sirayet eder korkusile imzasını atnak İstemiyen valideniz: Lüiz,, cüm- lesini yazınız!. Madam, İlkbaharda Paris'te Tüiyeri sarayını Fontanblö için j 'erketmişti. Hareketinin ikinci || Sünü göğsünde bazı lekeler | Sördü; muhakkak olan bu ölümden kaçmak için tahtıre- Vanına binerek Romoranten'e gitmek istemişti. Doktorları kendisini takib ediyorlardı. Madam bu kulü- | bede yalnız - kalmıştı. Halk, | * sabipleri bile vebanın sira- || Yeti korkusile uzaklara kaç- | Mışlardı. Doktorlar madamı haletinezide buldular. , - Madam müthiş bir halde £ idi. Kendi kendini dişlerile || Parçalıyor; bağırıyor, ağlıyor- $ dlı «Müthiş bir vicdan azabı | ile pençeleşen Madam, Dük dö Burbon'u, isyana sevkettiği — Ve bu yüzden Fransova'yı fe- ğ lere sürüklediği için bu hale uğramıştı. .. - Kral, annesinin ölümü habe- Tni aldığı zaman, büyük bir ttina ile sarsılan bir çınar İ sarsıldı: | k;_ Ah. Dedi. Şimdi her: i kaybettim artık. Annem benim istinadgâhımdı! Ve mektubu gözyaşlarile 1s- tekrar, tekrar okudu. DB v Kont Şotobriya'nın intikamı.: An'ın küçük elleri, önünde lli duran mücevherleri, el- | Gi Ürla sahillerinde bir köy ya- | .4*"—!- bir yük arabası ilerliyor. _— yarkı söyliyor. Arka tara- | $e ':v:çbl:n kız ulul:jlı[.. :w ir muallimedir. Köy K m-:. dibinde ondört, nnbe,| © bir çocukla karşılaşıyor- hç Ona muhtarın evini - soruyor- l tabiatın sefaleti içinde 5_::'—:_ kadar güzel, fakat ee Ota hh,:" çoçuktur. - Genç kiz r: Yön Ç Aman allahım ne güzel di: Ç* barikulâde şey! Focuk, pahiye müdürünün oğ- N e £ aa bi e üğü için, —kendilerini | mas ve gerdanlıkları iterek: — Benim güzel kralım.. Sizden istediğim yapılmadıkça bütün bunlar benim için çok kıymetsiz şeylerden ibaret ka- hr! Dedi. An, Fransovaz'ın saraydan def'ini taleb ediyor ve bundan | başka “razsova'nın bu güzel kadına hediye ettiği mücev- herlerin istirdad edilerek ken- disine verilmesini istiyordu. Fransovaz'ın mücevheratı za- | manın en ağır, en kiymetli mücevheratı idi. Bunlar, Fran- sova'nın zaferden zafere köş- | tuğu zamanın hediyeleri idi. Fransa şimdiki gibi o zaman parasız değildi! An, gözlerini kırpıştırarak krala baktı; kral hâlâ müte- reddiddi. Bunun üzerine: — Sir, dedi. Size hoş gö- rünmek için mutlaka Franso- vaz gibi sadakatsızlık yapmak lâzım?. Çünkü bu kadının size oynadığı oyunları çok güzel bilirsiniz. Siz kendisine “Esmer bir kadının âşıkına sadık ola:- mıyacağını kat'i surette anla- dım,, diye yazmadınız mı?. — Rica ederim, artık bu bahsı bırakınız!. An susmadı, bilâkis bütün işvelerini göstererek kahkaha ile güldü. Kral, sinirli ve düşünceli bir | halde, âdeti üzere salonda dolaşmağa başladı. Bu küçük dilber, kendisini — olacaktı, muhakkak! Ve: — Benden canımı da iste- sen vermemek elimden gelmi- yecek! Dedi. — Buna lüzum yok. Sizden istediğimi yapınız, bu kadının gözyaşları sarayınızın neş'esini kırıyor; mücevheratı da ancak bana yaraşır. Yollarda belki haydudlar kendisini soyarlar! * D Kontes Fransovaz Dö Şa- nobriyan, kralın mektubunu aldığı vakit, tuhaf bir his al- tında kaldı ve elleri titreyerek mektubun yeşil süslü mührünü açtı. Mektubu — okuduğu - vakit, sap-sarı kesildi, fakat büyük bir metanet göstererek: — Pekâlâ -dedi- yalnız mü- cevherlerimi — toplamak - için bana üçgün mühlet lâzımdır.. —-hgo'ln var— Yazan: Orhan Rnhmi Gökçe “Dünkü kısmın hulâsası - multarın evine başka bir yoldan götürebileceğini söyliyor. Yürüyor. lar ve konuşuyorlar. Ççocuk, bir yetimdir. * * Akşam iniyordu yollara.. Sular biraz daha esmerleşiyor, bağların uzak köşelerinden sesler geliyordu. — Senin adın ne yavrum? Çocuk başını kaldırmadan cevab verdi: — Bekirl. Amma, bana bu köyde Yanık Bekir, derler. — Kimin oğlusun?.. büyülemiş - | Mussolini Korfu adasını bom- Yunanistan - İtal—ga Yunanistan'da rejim ne- reye doğru gidiyor? 13 sene evel gene bugünlerde İtalyan ’lqr Korfo Yunanistan'da da faşistlik | teessüs edileceği söylenmek- tedir; Yunan gazetelerinden bir kısmı, bilhassa Başvekile mensub veya nim resmi mahi- eti haiz olan gazeteler de îlalya'daki rejim üzerine - tabii imrendirici! - neşriyat çoğal- mıştır. Nemize lâzım; istiyen faşist | olur istiyen de komünist! Fa. | kat İtalya ile Yunan dostlu- ğuna biraz aklımız ermez.Çün- kü bu dostluk için lâzım olan | esas unsurlar yoktur; Çünkü İtalya'nın Yanya'nın bir. kıs- mında, Korfu'da ve belki de |Sakız, Midilli üzerinde emelleri ve ihtirasları vardır! Ve... Ne garib bir tesadüf- tür ki Yunanistan'da İtalyan | dostluğunun mevzuubahs edil- | diği tam bu sırada, 1923 se- | nesi Eylülünün ilk günlerinde bardıman ve işgal ettirmişti! Bu feci hâdise, sade Mus- solini'nin hatası eseri değildir; Yunanistan'da İtalya kadar bu hâdisede mes'ul idi. Mes'ele, Arnavutluk üzerin- deki iki devletin ihtirasından doğmuştur. ve bu - ihtiras ta bâlâ bakidir! Paris'te sefirler konleransi, Yunan - Arnavutluk hududu- nun tahdidi için beynelmilel | bir heyet göndermiş idi. 27 Ağustos 923 te Yunan top- rakları dahilinde Lonyaki mev- künde Yunan'lılar tarafından katledilen bu heyet hakikatta İtalyan generalı Tellini, İtak- yan binbaşısı Kurti ve İtalyan mülâzimi Bunaşi'den mürek- Çocuk, gözlerini -kaldırdı. Jayretle ve tuhaf tuhaf ba- kar gibi oldu: — Kimin oğluyum mu?.. Ne bileyim ben onul!.. Genç kız onun yüzünü tet- kik ediyordu: Uzun darmadağınık saçları, geniş dalgalarla ensesine doğ- ru dökülüyordu. İri gözlerinin içinde harikulâde bir parıltı, fakat o nisbette de güzel ve derin bir ifade vardı.. Arabacı seslendi: — Hocanım, evlâdlık ala- caksıs galiba!.. Amma, ayağı | yorgandan çıkmış.. t Çocuk arabacıya sert sert baktı. Âsi ve yırtıcı bir sesle; Beni *Dedi- ne diye ev- lâdlık alsın? Sırtım yorgan görmedi ki ayağım — açıkta kalsal.. Metaksas Tevfik Rüşdü Aras'la beraber.. | ve Pire'ye sureti -mahsusada bi kepti. Bu üç İtalyan ile bir- likte heyetin tercümanı ve şo- för de öldürüldüler. Heyet azası İtalyan, dava da halya'nın Arnavutluk — ihtiras davası idi. Bunun için hâdise İtalya'da kıyametler kopma- | sına sebeb oldu, ve İtalya'nın Atina'daki sefiri katillerin he- men tutularak idamlarını şid- li bir notaile 28 ağustosta | istedi. Vakıa, Yunan hükümeti bu notayı kabul etmiş ve Yan- ya'ya bir harb sefinesi ile bir tahkik heyeti göndermiş idi; fakat İtalya'da heyecan faşizm teşkilâtı vasıtasile körüklen- miş olduğundan Sinyor Mus- solini 29 ağustosta Yunanis- tan'a şiddetli bir ültimatom verdi. Ültimatom çok ağır şartları havi idi: 1 — İtalya hükümetine fev- Malâde bir tarziye verilecek, gelecek İtalyan donanmasına Yunan — donanması tazimat yapacak, 2 — Tahkikata - İtalya'nın Atina ateşemiliteri miralay Peru da iştirak edecek ve vak- aya iştiraki olanların hepsi de idam edilecek, 3 — Beş gün milyon liret stazminat cek ve maktullerin cesetleri İtalya'ya sevkedilirken Preve- ze'de askeri merasim — yapıla- caktı! Sinyor Mussolini'nin Akde- niz'de İtalyan haşmetini gös- termek için bu hâdiseyi fırsat addettiği aşikârdır. 30 Ağus- içinde 50 verile- Arabacı işin alayında idi. Fakat genç kız böyle düşün- müyordu... Karşısındaki çocuk portresi, adetâ eşi az bulunur bir şahe- ser gibi duruyordu. Yarı çıp- lak ve sefil görünüyordu. Fa- kat hiçbirşey, onun kendi yapısını bozmamıştı: İşte bu gözler, bu alın, bu düzgün yüz, bu kaşlar, bu bu- run ve şu dolgun dudaklar, onların altındaki irileşmeğe nam- zed vücud, sıvık çamurun or- tasında bile kendini gösteren bır cevheri andırıyordu.. Yavaş bir sesle; — Bekir -Dedi- aldırma ona seni.. Varsın, söylesin:.. Çocuğun deminki madeni, sert sesi, yumuşar gibi oldu: — Aldırmadım ki.. — Aldı- np lı.ne olacak sanki! Elin | mukavelenin adasını topa tutmuşlardı. tos'ta Yunan hükümeti verdiği cevabi notada İtalya'nın bazı tekliflerini kabul, fakat milli izzeti nefs ile uymıyan şartları reddettiğini bildirdi. Bunun üzerine İtalya'da Yu- nan tebaasına hücum edildi, birçok Yunan'lı sokaklara do!- du, Yunan bayrağı sokaklarda parçalandı. 31 Ağustos'ta bir İtalyan muhribi Korfu limanına geldi, Yunan askerinin teslimini is- tedi; bunun arkasından da on harp sefinesinden mü:ekkep | bir İtalyan donanması Korfo'yu | bombardımandan sonra işgal etti. 1 Eylül'de M. Politi Ulus- lar sosyetesine müracaat ede- rek bu ihtilâfın hallini istedi. İtalya, Habeş mes'elesinde olduğu gibi Uluslar sosyete- sini dinlemedi; 3* Eylül'de resmen toplanan — sosyetede, küçük devletler: murahhasları başlarında İsveç murahhası M. Brating olduğu halde İtal- ya'nın sosyete kararına itaati lüzümunu ve aksi takdirde 16 ıncı ( Zecrt tedbirler) maddesinin tatbikini istediler. Amma; Uluslar sos- yetesi bu mes'eleyi o zomanda halle muktedir olamadı. Mes- ele, beynelmilel bir konferan- sın bir. heyetine tecavüz ad- | 28 Ş, Riza ha. dedilerek Paris sefirler konfe- | 16 E. R. Roditi 8 ransına havale edildi. Yunan hükümeti, bu defa sefirler konferansının kararile İtalya ile birlikte diğer iki devlet sefirlerine Tesmen tar- ziye ve S0 milyon lireti de verdi; mes'ele bu suretle ka- panmış oldu! * *« Hâdise eskidir; fakat görü- lüyor ki hâdisenin — istinad ettiği; 1 — Arnavutluk dolayısile için için işliyen bir — İtalyan, Yunan ihtilâfı: 2 — Uluslar sosyetesini hiçe saymaktan ibaret İtalyan siya- seti; 3 — Uluslar sosyetesi bil- hassa küçük devletlerin elz gördükleri, 4 — 16 madde, yani zecri tedbirlerin eskiden beri İtalya- ya göre bir madde ve tedbir olduğu Esasları tamamen bakidir! F. $. yolcusudur, gelmiş, geçiyor.. — Demek ki kimsen, anan baban yok Bekirl! Çocuğun çıplak ayağı bir çakıl taşına çarpmıştı. Bir ayağı üstünde sıçradı. Kana- yan tırnağını avucunun içi ile sildi. — Yok -dedi- - çoktandır ölmüşler. Beni köylü bakmış! —Köylü mü bakmış? Nasıl bakmışlar? Çocuk siyah gözlerini ona çevirdi : — Nasıl mı bakmış? Kö- pek enikleri (Yavruları) bile ölmez bizde.. Biri bir kaşık yemek verir, öbürü bir min- tan, daha öbürü samanlıkta yatırır. Genç kız çenesi kilidlenmiş gibiydi. | | 425 K. Kâzım 10 14 272 D. Arditi 750 14 218 Şerif Riza H.11 15 185 Albayrak ti. 7 50 10 166 9 T. Beşik. z. 7 S0 13 Si 135 Suphi Emin 7 75 13 |125 P. Paji 1075 117 1125 H. Alyoti — 10 13 2 110 T. Debas 7375 10 99 Y. İ. Talât 9 12 97 Hurşit güneş 7 5S0 9 7£ 92 Şerif Remzi 9 S0 17 85 S. Gomel 11 75 14 73 S. Celârdin. 8 S0 13 71 B. Alazraki 8 50 11 21 71 Ahmet Muh. 8 75 117 59 M. Arditi 950 11 56 A.R. üzüm, 11625 11 626 S0 P. Klark 8 10 39 Vitel ve şüre. 12 S0 15 5 Gevgilili Ab. 7 1 4 |. E. Bencu. 16 16 4 O. Eğli 12 50 12 50 4701,5 94T. 45623 50324,5 94 T. İncir - satışları: Ç. Alıci K 5. KUŞ 208 5: Reskr 7 — 12 2180 Tütsü ile te. 6 S0 12 950 B. Alazraki 4 75 8625 862 A. Lafont 475 475 336 F. Pakers 725 725 150 K. Kâzım 8875 8875 114 S. Emin 2508 100 P. Paci 825 10 50 68 B. Franko 750 875 55 J. Taran.mah8 50 8 5S0 5SA Binmayor — 8 8375 37 J. Kohen — 8 &$ 31 9. Süleyma. 12 — 13 1.15. <A 8 44 A.)Muhtar 675 675 7233 23070 30303 Zahire satışları: Ç. Cinsi K.S.. KS 186 Buğday 625 650 " 1 Vag. Nohut” 6 6 171 Kumdarı 4 5 S0 K T eesar cY el T Kilovat tarifesi 936 Borsada Üzüm satışları: Ç. Alıcı K.S. K 1098,5 Jiro ve şüre.7 50 16 1041 85T.M.J. 8 19 : komiserliğine tayin edilen na- fia müfettişi Süruri, bu hafta içinde şehrimize gelerek yeni vazifesine başlıyacaktır. Son defa elektrik kilovat * Lesi, Tarife komisyonunca < kik edilmiş ve 19 kuruştan 7 5,5 kuruşa — indirilmesinde ısar olunmuştu. Nahia Vekâ- letine gönderilmiş olan yeni tarifenin de bugünlerde tasdik edilerek şehrimiz Nafıa komi- — serliğine gelmesi beklenmek- tedir. ) Çocuk durdu. Sağdaki inişi — gösterdi : — Buradan gidersek geli- rim sizinle! Ve yürüdü. Genç muallime de onu takip etti. Köşeyi dö- ner dönmez çocuk gene baş- ladı : R ) — Müdürün oğlu ile anası, misafir gelmişler buraya! İşte şu karakol kumandanının evin- de yatıyorlar. Ellâlem, onun oğluna benim için birşey de mişler. Sokaktan geçerken en> — seme bir tokat vurdu, güldü. — Neden — vuruyorsun be 4 A şehir uşağı? Dedim. — Vururum -dedi- ben mü- dürün oğluyum? *T Müdürün oğlu imiş ha? Bo- —Lütfen çeviriniz— — Şehrimiz nafıa müesseseleri W | İ