| İnönü fuarımızı “Açtı. gece bir nu 'e . tuk söyledi. A Celâl Bayar'ın beyanatı: Bir muharririmiz, İzmir va- Purunda Ekonomi Bakanımız Celâl Bayar'a fuar hakkındaki ihtisaslarını -ormuş ve Celâl Bayar şu beyanatta bulunmuş- tur : — İnönü'nün nutkunu din- ledikten sonra benim söz söy- lemekliğim fazla olur. Fuar, denildiği gibi gelecek seneler için ümitle mahmul iyi bir | başlangıçtır. Bu iş için çalışanların ve Sergide eserler teşhir edenle- rin hepsine teşekküre borçlu olduğumuzu size söylemekten başka bir diyeceğim yoktur. Kâzım Dirik'in beyanatı: Dün fuarın açılma merasi- minde bulunan ve İzmir va- Purile — şehrimizden — ayrılan Trakya umumi müfettişi gene- ral Kâzım Dirik gazetemize Şu beyanatta bulunmuştur: — On yıl ömür sürdüğüm ve gece gündüz didindiğim büyük İzmir vilâyetinin tam Bir yıl sonra olan çok şerefli bir ziyareti beni heyecan içinde bırakmıştır. Büyük bir gayretin ve kal- kınma hareketinin geniş an- ı ile toplanmış büyük Eserini görmek göğsümü ka- bartmıştır. — Arkadaşlarımdan kültür hareketlerini ve yeniden açılan lise ve orta okulların mikdarını duydukça bütün ar- kadaşlarımla ilkmektepler üze- Finde geçen çalışmanın kazan- Cını görmüş bulunuyorum, Ar- tık bu güzel yurd parçasına doyum olmaz. Ön saat süren bu güzel günün hatırasını unu- tamıyacağım. İzmir'in bütün zmir'lilerin şen ve gür olma- sını dilerim. Trakya pavyonu — bütü Trakya halkının ve köylüsü- Hün gönülden kopan duygu- nın toplu ve müşterek ila- desidir. Unutmamalı ki ben bir yıl önce İzmir'den ayrı- rken — İzmir'lilerin sevgi ve ecanını Trakya'ya götüre- / Seğim demiştim. Onu yaptım Ve bugün de onların sevgi Y6 heyecanını getirdim. * .. Başbakanımız İsmet İnönü- Mün şerefine — verilen ziyafet *shasında, Moskova'dan pa- hayır komitesi başkanlığına telsizle şu telgraf gelmiştir: Behçet Uz; Arsıulusal — fuar - komitesi Feisi, İzmir Arsulüsal İzmir — fuarının “eğllnası münasebetile candan den adam olamıyasın? Bana aa bakayım, adam olursan he yapacaksın? uk — birşeyler — söyledi. Wldı: :ynlnıı şu cümleler du- - — Hocamın mezarına taş y.""lcığım. Beni parasız yidirdi, içirdi. » Fakal Sldü gitti, yazık! İsmet İnön UK KN fuardaki söylevi i —Başı | inci sahifede— boş ve hattâ harap bir saha ba- linde idi. Burası iktısadi hareket- lerin bir toplan yeri ve memle- ket sanayli için bir nümume ser. gisi olarak düşünün ve burada bir Kültürpark yetiştirmek fikri asil ve yüksek hir düştncedir. Bu sene birkaç ay içinde el de edilen nmeticeler ileridö bu do- laşığımız yerlerin İzmirin güzel- liği —ile hafif ve ahenktar bir mecmmua teşkil edeceği ümidi in- sanda xüvvetli bir sürette uyan- danyor. / İzmir bir sergi olarak düşünülmüştür. Senelerilen - beri- buraya - dost memleketler iştirak ediyor. Bu sene Sovyetlerin güzel pavi- yonunu gördük. Dost memle- ketin her sene her sahada terakkileri yerinde ve yakın- dan görmek bizim için mem- nuniyeti mucib bir müşahede- dir. Sovyetlerin sergiye daima ehemmiyetle — iştiraklerinden dolayı bilhassa teşekkür et- mek isterim. Mısır paviyonunda pamuk sahasındaki güzel nümmneler ve Mısırın bu sahadaki terak- kilerini gösteren cetveller, ben- de iyi bir intiba hâsıl etmiş- tir. Diğer eserleri de memnu- niyete — şayandır. Mısırlılara sergiye gösterdikleri alâkadan bilhassa teşekkür ederim. Yunan paviyonu bize Yu- nanistanın istifade olunacak birçok eserleri bulunduğunu gösteriyor. Paviyon ince bir zevkle tanzim edilmiştir. Yu- nan'lılara bilhassa teşekkür aderim. Arkadaşlar, İzmir fuarına - beynelmile! sahada büyük bir ehemmiyet kazandırmağı düşünüyoruz. En evel İzmir fuarının milli bir toplantı yeri olmasını isti- sergisi —armulusal muvaffakıyetler temennilerimizi arzeder ve memleketlerimizin mütekabil münasebatının in- kişafına hizmet edeceği şüp- hesiz bulunan pavyonumuzun tanziminde vaki olan hizmet- lerinizden dolayı samimi te- şekkürlerimin -kabulünü — rica ederim, S. S. C. ittihadı Ticaret odaları reisi Makavaktaje Moskova'dan gelen bu tel- graf, ziyafette Behçet Uz ta- rafından okunmuş ve dost Sovyet hükümeti lehine teza- hürata vesile olmuştur. Behçet Uz, Başbakanımızın müsaadesile dost memleket lehine yapılan tezahüratı Mos- kova'ya - bildireceğini — söyle- miştir. — Neden mi; şey... Müdü- rün oğlunu döğdüm de ondan.. Beni jandarmalar arıyorlarmış; ben de kaçtım. Bu gece me- zarlıkta yatacağım!.. Bu sırada arabacının sesi duyuldu: — Muallime Hanım!.. Muh- tara söyleyiverin de bana bir yer göstersin, ben de geceyi €nç kız, arabacıya seslendi köyde geçireyim. Bu vakitten A"b'ü' sabırsızlanıyordu. ; _ıdiyonıı! :d' ve sonra çocuğa baktı: _Gel yavrum, bir zahmet ize muhtarın evini göster! j uk - tereddüd eder gibi BU Se A Amma -Dedi-, şuradan lir da aşağı yoldi a idi A yoldan gider- —k—mnuin'm.. Düz yoldan niçin git- e —”"“ oğlum.. ı sonra İzmir'e dönemem.. Sol taraftaki tepelerde yel değirmenlerinin - silüctleri gö- rünüyordu. Uzaktan uzağa bir koyun sürüsüdün çıngırak sesleri ge- liyordu. Enginden kopup ge- len serin bir deniz rüzgârı, köyün üstünden esiyor, bağ- ları tarayor ve tâ arkadaki çamlı sırtların göksünde kay- boluyordu. yoruz. Eğer biz bütün mem- leketin bir senelik iktısadi ha- reketini sadakatla gösteren bir sergi yapabilirsek asıl o za- man vatandaşlar nazarında iyi ve beynelmilel sahada da na- zarı dıkkatı celbedecek güzel bir eser — vücuda getirmiş oluruz. Sergiye birçok vilâyet- ler iştirak ve güzel muvalfa- | kiyetli öserler teşhir etmiş- lerdir. Toplu- bir yerde — insan, memleketin eserlerini gördüğü zaman kendi ihtiyacı olan bir çok kiymetli şeylere tesadüf ediyor. Bunları dişarıda tanı- tabilirsek bu yüzden memle- kete servet geleceğini tahmin ediyoruz, iktısadi münasebet- | ler herşeyden evel tanımak ve tanıtmak mes'elesidir, yalnız burada eser teşhir eden vilâ- yet ve- şehirlerimiz sergide satışın ehemmiyetli olmasına bel bağlamamalıdırlar. Bu va- ziyet hasıl olursa bütün mem- leketler kendi eserlerini tamıt- mağa gayret eder ve dahili ticarette münasebet ve müba- dele o nisbette artar ki, bu- nun nereden geldiği tahmin olunamaz. Halbuki bunun fay- şdası herşeyden evel sergiler- den gelir. Arkadaşlar, Milletlerin hayatında harici ticaret kadar dahili ticaret te mühim bir rol oynar. Hattâ harici ticaret daralınca dahili ticaretin genişliği münasebatın sıklaşması birçok - sıkıntılı za- manlarda başlıca çare haline gelir. Sergi memleketin muh: telif kısımları arasında - karşıs lıkhı tanışmayı temin etmesi bakımından da güzel bir eserdir Sergi gerek endüstri, gerek ziraat noktainazarından — varlı- ğını tamamile temsil — ettire- miyor. Varlığımız bu eserler- den fazla, çok fazladır. Bunun sebebini herşeyden evel böyle bir sergiye her - vilâyette ve her tarafta fazla ehemmiyet verilmemesinde aramalıdır. Her vilâyet eksiklerini tamamlıya- rak serginin inkişafına hizmet etmelidir. Vilâyetlerimiz pavyonlarında bana burada tanıştıktan sonra gelen siparişlerle kendilerine olan müracaatlerin İfaydasını gördüklerini söylediler, Birçok mallarımız daha iyi bir şekil- de teşhir olunabilir. Sergi ayni zamanda, insanın gözünü de doyu.malıdır. Ufak nümu- nelerin geniş mikyasta teşhiri sergiyi büyük bir varlığa inti- kal ettirecektir. Sergide bul- (-.) köyü, ayni zamanda bir kolunu denize atmıştı. Dik bir yokuşun üstünde - eğri büğrü .bir şeridi andıran de- niz yolu, köy kenarında bah- çelerin içinden geçiyor ve de- nize yaklaştıkça, artık yıbr;nî otların göbeğine - düşüyordu. Deniz, ıgı.;ıığlıuıır lıı.ııı':ş ıy:hilin kenarında yatıyordu: Çıplak, haris ve hüviyeti meçhul kalmış bir kadın gibi. Kumluğun biraz yukarısında, taşlar, çakıllar başlıyor ve ta- biat sertleşiyordu. Genç kız, arabacıya - biraz geç cevap vermişti. - Etrafına bakınıyordu: Şehirden, hayattan uzak, meçhul, tanınmamış, tahayyül edilmemiş, toprağı. taşı, suyu, rüzhârı, ağacı, kaldırımsız yol- ları, kumsalı, çakılları yasya- Titulesko cemiyeti akvam azalığını reddetti. Diplomatlar istifa ediyorlar. Hükümet mecburi hizmet usulü çıkardı. Titulesko, siyasi mücadelelerin kurbanıdır. Bükreş 1 (Radyo) — Yeni | kabine birinci içtimanı M. Tatareskonun - riyasetinde ya- pacaktır; bu münasebetle sıkı inzibat tedbirleri ittihaz edil- miştir. Bir kararname ile 18 den 21 yaşına kadar mecburi hiz- met usulü konmuştur. Bu ka- rar gençliği fırkaların tesirin- den kurtarmak içindir. Bunlar iş kamplarına sevkedilecek- lerdir. Paris; 1 (Radyo) — M. Ti- tulesko hasta olduğu için bu gün de dairesinden çıkmamış- tır. Hastalık tevekkuf devre- sindedir, bugün hararet gel- memiştir. Paris, 31 )Rzdyo) — Bük- reş'ten gelen son haberlere göre M. Titulesko'nun kabi- neden hariç bırakılması siyasi mahafilde menfi tesirler hu- sule getirmiştir. Dış işleri sekreteri hemen istifa etmiştir. ve Romanya'nın hariçteki diplomatları, Anka- ra'daki Romanya sefiri de dahil olmak - üzere blok ha- linde istifalarını vermişlerdir. Bükreş, 1 (A.A) — Yeni dış bakanının bugün ilk işi Titu- Jesko'nun adamı olan dışba- — —n kanlık genel ; ğiştirmek olmuştur. Diğer ta- raftan sefirler arasında da mü- him tebeddülât yapılacağı ve bilhassa Roma, Berlin, Var- şova ve Moskova elçilerinin değiştirileceği haber verilmek- tedir. Budapeşte, 1 (A.A) — Ti- tülesko'nun sukutu Macar cf- kârı umumiyesinde büyük bir alâka uyandırmıştır. Peş'i Uj- sag diyor ki: “Titulesko'nun — sukutunun hakiki sebeblerini Fransız - Çek - Sovyet bloku etrafında açılan mücadelede ve Romen milletinin bolşevikliğe bırakıl- masından doğan endişede ara- malıdır. - Sövyetler - bir'iğinin yegâne müdafii şimdi iktidar- dan uzaklaştırılmış bulunmak- tadır. Romanya'nın harp sonu tarihinin en büyük hediyesi budur. Bunun gerek Romanya, gerek küçük antantın beynel- milel vaziyetleri üzerinde ya- pacağı tesirleri şimdiden kes- tirmeye imkân yoktur. Maa- mafih bu küçük antantın te- fessühü yolunda yeni bir ema- redir. Budapeşti Hirlap ta Ro- manya hükümetinde - yapılan düğum mühim eksik İzmir ci- varında turizm için istifadeli olan birçok şeylerin teşhir edilmemesidir. Halbuki İzmir turizm noktai nazarından çok kıymetli köşeleri olan bir yer- dir. Gelecek sene ayrıca bir ; turizm köşesi lâzımdır. Arkadaşlar; Serginin bütün memlekete şamil büyük bir toplantı yeri ve Arsıulusal büyük bir kıy- meti haiz, Türkiye'yi tanıtacak bir vasıta haline gelmesi için vilâyetlerin, İzmir vilâyeti de dahil olduğu halde, daha fazla çalışması lâzımdır, Yine ara- nızda hükümetin mes'ul ada- mı olarak bunu söylerken ge- lecek seneler daha iyi çalışa- cağımızı size söz vermiş olu- | yoruz. Türkiye Kültür ve İk- tisadi faaliyetleri mütemadiyen heyecan ve ileri hamlede olan bir memlekettir. Büyük bir Kültür faaliyeti olan Dil ku- rultayını kapadıktan sonra İz- mir fuarını muvaffakıyetle açmış bancı bir yer.. « Yalnız o kadar mı Yüzü ilk defa görülen bir arabacı, tâ İstanbul'dan gel- miş birkaç eşya parçası, atlar, | araba tekerlekleri.. Ve bir köylü çocuğu.. İlk ve yegâne âşina, diye birşey arasa buçocuğu, bu esra- rengiz görünen köy çocuğunu bulacaktı galiba! Başını çevirio onun vüzüne tekrar baktı. Sanki çoktandır tanıyormuş ibi, içinde ona karşı, tuhaf irsey duydu. Arabacı suratını ekşite ek- şite; — Hacanım -Dedi- neye durduk? Genç kız bir rüyadan - sil- kinir gibi oldu. Hakikaten daldırmıştı. Hayatının yep yeni : bulunuyoruz, memleketimizi her sahada olduğu gibi Kültür ve Ekonomik sahada da - ilerlet- mek için büyük Reisicumurun yakın alâkaları hepimizde hür- met uyandırmaktadır. İzmir'e gelirken fuara karşı büyük bir alâka gösterdikleri gibi İz- mir'lilere selâm ve muhabbet- lerini getirmeği bana emret- mişlerdir. Arkadaşlar; Huzurunuzda bütün Izmir- lilere karşı bu vazifeyi ifa et- mek benim için şereftir, İz- mir'de binlerce vatandaşın top- landıklarını ve sevinç içinde bulunduklarını görüyorum, Ge- lecek seneler, birçok seneler, diyerek uzatmak istemiyorum. Gelecek sene İzmir uarını bugün gördüğümüzden daha” iyi bir tarzda göreceğimizden eminim. İzmir'de gördüğümüz iyi kabulden dolayı İzmir'lile- re teşekkür eder, müsaade ederseniz sizlere muhabbetle veda etmek isterim. bir sahnesi başlamıstı. - İstan- bul'la bu Urla köyü arasında, her itibarla ne büyük farklar vardı? y Bereket versin ki o, bir mu- allim olarak bu köye gelirken, kafasının — içindeki rüyadan, yaldızdan, ışıktan, — renkten, şiirden ibaret Anadolu köyü- nü yıkmış ve onun yerine, taşı toprağı sert, insanları bam- başka bır âlem düşünmüştü. — Ne olur, ne olmaz -De- mişti- hakikati ne kadar kuv- vetli olarak düşünürsek, mu- kabele ve müdafaa o kadar emniyetli, netice de o kadar güzel olur. Arabacıya yorgun — yorgun baktı: — Dalmışım da... Dedi. Sonra yanıbaşındaki çocuğu .sekıetcrinîA fie | bu değişikliğin her halde Nas- | yonalist demir muhafızlar ce- .miyetinin iktidara iştirak et- mesine yol açmakta olduğunu yazıyor. Bükreş, 1 (A-A) — Başbasi kan Tataresko eski dış bakanı Titulesko'ya bir telgraf çe- kerek Romanya'yı — Milletler cemiyetinde — temsile devam etmesini istemiştir. yi Bu telgrafa Titulesko henüz cevap vermemiştir. İstanbul, 1 (Hususi) — Ro- manya'nın milletler cemiyeti âzalığını deruht. etmesi husu- sunda M. Tataresko tarafından — gösterilen dileği, elyövm has- ta bulunan M. Titulesko red- detmiştir. İstanbul, 1 (Hususi) — Ro- manya'nın Ankara elçisi, ken- disinin de - istifa ettiği veya edeceği hakkındaki haberlerin ;. doğru olmadığını bildirmiştir. Uluslar Sosye- tesinin Taliki.. — Cenevre, Uluslar sosyetesi sekreterliği- 1 (Radyo) — a nin talebi üzerine sosyetenin — içtimamın taliki hakkında an- cak beş cevab gelmiştir. Bun- lar da Fransa, Sovyet Ruı#. Arjantin, Urugvay ve Yeni Zeland hükümetlerinin cevap- lardır. Diğer cevaplar da bek- lenmektedir. Bundan sonra, sosyetenin ıslâhı esasları tes- bit edecektir. 3 Denizde feci ; bir kaza — Nevyork, 1 (Radyo) — Fransız Lafayt vapuru Havr'a — giderken İngiliz şilebi Deyble ile müsademe etmiş ve İngiliz vapuru birkaç dakika içinde batımıştır. * İngiliz vapuru mürettebatı — kurtarılmıştır. M. Eden bi- raz rahatsızdır. Londra, 1 (Radyo) — M. Eden Londra'ya dönmüştüi Son saatta hastalandığı için Misir heyetinin teşyünde hazır bulunamamış yerine Sir Alek- — sandr Kandogan'ı — gönder- miştir. 4 | batırladı: — Yürüyelim.. ğ Ve yürüdüler: k ken: “disini z:tkik ediyoçr(âî Bu kız onun görmediği kızlardandı Böyle gîyıfeıc de hiç rastgel- memişti. Zaten Urla'nın bu uzak köyüne, köylüden, jan- darmadan, — tahsildardan ve eski muallimden - başka ayak — basan kim vardı kil Genç kıziın - sırtında koyu renkli bir caket vardı. Altında, — etekleri dar açık giri bir rop — gözüküyordu. İnce, uzun boyu, ve geniş omuzlarının Üüstün- — deki küçük, zarif başı, itina — ile hazırlanmış bir tabloyu andırıyordu. Raşındaki ipek — şarpası omuzlarına düşmüştü. — Saçlar — rını, — firketelerle — ensesinde toplamıştı. —Sonu var — İ »