2 Eylül 1936 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

2 Eylül 1936 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

eĞ » Ü — Başı 1 inci salifede— — Fuarın açılması — Saat 17,25 e kadar ordu- gevinde kalan ve orada ka- — smutanlarımızla — hasbihallerde — bulunan Başbakanımız İsmet önü orduevinde halkın he- canlı — tezahüratı arasında ";çlklrık otomobille fuara git- — miş ve fuarın açılma merasi- — mine riyaset etmiştir. < Fuarın umumi antresi önün- >de hüsüsi - tertibat alınmıştı. — Fuarın antresi üzerinde şu ya- Ozılar okunuyordu: ) Arsıulusal İzmir Fuarı Kültürpark Umumi antre önünde söy- lerin uzaklarda — bulunan İk tarafından da işitilebil- ü için hoparlör tesisatı vü- da getirilmişti. y Umumi antre önünde Baş- — bakanımızla relikaları ve ç- — cukları yer aldılar. Etrafında — Adliye bakanımız, İktısat ve — Maliye bakanlarımızla gene- — röller, Trakya umumi müfettişi — Ankara valisi Nevzat, İş ban- — kası umum müdürü Muam- » bankalar umum müdür- i, diğer davetliler bulunu- — yorlardı. Tam saat 17,30 da süel — Muzikanın çaldığı ve saygı ile — dinlenen İstiklâl marşı ile tö- “yene başlandı. Marştan sonra K 'Eı'ırıı'iye çıkan belediye ve fu- — ar komitesi reisi Dr. Behçet © Uz, alkışlanan şu söylevi verdi: — Sayın Başbakanımız İsmet / İnönü; Atatürk devrinin yurdumuza , ulusumuza getirdiği çeşitli N ü ve feyi lare Wryot u — lıkla anan ve bu eserleri kan- F bahasına korumağa her O zaman hazır bulunan - biz İz- — mir'lilerin Arsıulusal — altıncı © İzmir fuarını bizzat açmak lütfünde bulunmanızdan ve bu K Sahip ve başyazganı | —Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumi neşriyat ve yazı işleri müdürü: Hamdi Nüzhet İdarehanesi; "” İzmir İkinci Beyler sokağı C. Halk partisi binas içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU “Telelon: 2776 -Posta kutusu 405 ABONE ŞERAİTİ Yallığı 1200, altı ayhığı 700, üç — aylığı 500 kuruştur abancı memleketler için senelik aböne ücreti 27 liradır Her yerde 5 kuruştur - n nü geçmiş nüshalar 25 kuruştur. — ANADOLU MATBAASINDA BASILMIŞTIR e KS SADA T RR, N $ İ BC — Üstü açık bir yük arabası, / çarpıla çarpıla, köye yaklaşı- — yordu. — Silik ve donuk bir akşam, — sol taraftaki çamlı tepelerde © silkiniyordu. — Bağların üstünde bir toz /yağmuru esiyordu. - Güneş batalı yarım — saat © olmuştu. Deniz, artık yatağın- — da uzanmış ve koyulaşmıştı. — -Arabacı, hiç aldırış etmiyor — ve bir şarkı söyliyordu : * %__ Var, düşmüşüm gurbet iline! “Köyümden mağım, uzak — Eminc Sevmek farz unutmak haram diyorlar vişmek yasak Eminc, 4A Sayla4 İnönüdün fuarımızı açtı, gecemühim | Yanık Bekir Yazan: Orhan Rnhmi Gökçe münasebetle İzmir'imizi şeref- lendirmenizden dolayı duydu- ğgumuz büyük sevinç ve min- net hislerimizi arzetmeme mü- saadenizi yalvaririm. Bundan dört sene evvel Akdeniz'in bu şirin sahillerin- de Türk hâkimiyetinin muhte- şem kudretini canlandıran bü- yük kurtarıcı aziz önderimiz Atatürk'ün heykeli de yüksek başkanlığınızda açılırken, fena bir talih eseri mühim bir kısmı yanan şehrimizin yangın ha- rabelerinden âz zamanda kur- tulması için azami gayret sarf- edeceğimize söz vermiştik. Bir şehir hayatı için çok kısa olan © zamandanberi her işimizde bize yüksek teveccühünü esir- gemiyen Cumuriyet hüküme- timizin yardımları ve siz sev- gili Başbakanımızdan aldığımız direktiflerle bu harabeler için: de modern mahalleler kuruldu, parklar, bulvarlar açıldı. Cu- muriyetimize" lâyık mamureler vücuda getirildi. Bugün de, genç Türkiye'nin kültürel ve ekonomsal - varlı- ğını içe ve diışa göstermek amacında bulunan yeni - bir eserin (Kültürpark ile arsınlu- sal altıncı İzmir fuarı) nın bu- rada yüksek başkanlığınız al- tında açılmasile, İzmir'in yan- gin yerlerinden kurtulma da- vası kat'i olarak bitmiş, şeh- rin göğsündeki geniş ve muzir yaranın yerine gün geçtikçe kıyımeti yükselecek bir mamure kurulmağa başlanmıştır. Önünde bulunduğumuz bu 360 bin metre murabbalık yangın sahasının içinde yapı- Ten idler amak <abi elile Hi çalışmanın mahsulüdür. Bu yıl daha çok fuar kısmı üzerinde çalıştığımız bu parkın heyeti umumiyesi Hükümeti- mizin sıcak himaye ve yardım- larile umduğumuzdan az bir zaman sonra müzeleri, muhte- lif spor yerleri, kesif ağaçlık- larile bütün bir şekilde mey:- dana çıkmış olacaktır. Kısa bir zamanda hazırlan- masına çalışılan bu eserin, he- nüz. tamamlanmadığını ifade ederken, aynı zamanda söz vermek isteriz ki, İzmir'in yan- ginlıkları içine atılan bu um- ran adımı, her geçen yıl daha müterakki ve daha olgun bir varlık getirmek için şaşmadan, azim ve enerji ile devam ede- cek, bu günün ve yarının ço- cukları Cumuriyetin bu güzel eserinden daha geniş bir. şe- kilde istifadeleneceklerdir. Sevgili Başbakanımız: Altıncı Arsıulusal İzmir fuarı, sizin yüksek alâka ve himaye- Arabada arka tarafta bir genç kız oturuyor ve onu din- liyordu. Yeşil, yem-yeşil göz- lerinin içi, sahilden çekilmiş bir deniz gibi, başka bir âle- me doğru uzanıp gitmişti. —Gurbet -diye düşünüyordu- nerede başlar ve nerede biter? Her yol gürbetin ilk adı- mıdır ve gene gürbete gider! Geniş omuzlarının üstünde- ki başı küçük ve zarifti. Mat ve açık buğday bir rengi vardı. Dudaklarında, sanki küçük ve kıp-kizil bir çiçek ikiye parçalanmıştı. l f P niz ve kıymetli İktisad Veki- Himiz Celâl Bayar'ın şükranla karşıladığımız yardımları saye- sinde bu yıl, iştirak eden fir- maların ve ziyaretcilerin çok- luğu, atraksiyonun kuvvetlen- mesi bakımlarından daha ol- gun bir mahiyet kazandı. Fu- arda - vilâyetlerimizin yetiştir- diği mahsulât ve el sanayü işleri, plânlı Cumuriyet endüst- risinin yüksek ve kudretli ham- leleri, Zıraat ve Kültür. saha- larında eriştiğimiz feyizli tekâ- mül etraflı bir şekilde temsil edilmiye çalışılmıştır. Türk mühendis, Mimar ve dekoratörleri yurda şeref ve- ren yükseliş bilgilerini bu sene daha ihtimamlı bir mesai ile, ince, zarif zevklerile hemahenk olarak İzmir fuarında göster- mek imkânını elde etmişler ve binlerce Türk işçisi kızgın gü- neşin, tozun altında gece gün- düz büyük bir feragatle bu eserin vücuda gelmesi için çalışmışlardır. Fuarın bu yıl yeni ve dai- mi yerine kaldırılmasından doğan güçlükleri yenmemiz- den başlarında sayın valimiz Fazlı Güleç'in bulunduğu çok değerli vilâyet umumi meclisi ile Şehir meclisinin yaptıkları yardımların büyük bir hissesi vardır. Bütün vekâletlerimiz ve Trakya umum müfettişliği ile valilerimiz, milli bankala- rımız, ticaret odaları ve sana- yicilerimiz bu milli iktısat da- vamızın tahakkuku uğrunda yaptıkları kıymetli yardımlar- dan ve müşterek çalışmanın verdiği bugünkü — neticeden habli Kir gere- e< eei duya bilirler. - Arsıulusal İzmir fuarı, bu kıymetli yardımlar, zevkli, ih- timamlı ve ferağatlı çalışma- lar sayesinde daha şimdiden yakınımızdaki — fuarlardan ço- ğunu geçmek istidadını gös- termiştir. Fuarımızın bu sür'atlı inki- şafına hizmet eden rTuh ve heyecan; her işimizde bize rehberlik eden ve bilhassa muasir medeniyet işlerinde bizi titiz bir üstünlüğe doğru kuv- vetli hamlelerle yürüten Kema- lizmin eseridir. Ulusumuzun ve yurdumuzun Altıncı Arsıulusal İzmir fua- rında temsil edilen ergin hü- viyeti yanında, büyük ve sev- gili dostumuz Sovyet hüküme- tinin ve kendilerine karşı sicak dostluk hissile mütehassis ol- duğumuz dost Elen ve Mısır hükümetlerinin ince bir zevkle hazırlanan pavyonlarında bu asil ulusların ekonomik, endüs- Arabacı hâlâ söyliyordu : Gitmesem ne olur, gitsem H çıkar? | Bu gönül çağlamış bir-seldir akar! Bilirim hasretin dağları yıkar, Düşmüşüm gurbetin cehennemine. Genç kız arabanın içindeki eşyaya baktı : Herşeyi, bütün serveti bun: lardan ibaretti : Bir pottatif karyola, iki va- liz, iki portatif sandalya, iki küçük ve dolu sandık. Gözlerini kapadı : Hayat, bir rüzgâr gibi ge- çiyordu. Şu mavi kubbenin altında kimsesi kalmamıştı. Anası iki yıl, babası da dört yıl evel ölmüştü. İstanbul ne- rede kalmıştı ve şimdi nereye gidiyordu? Ansızın — arabacının | duydu : —ABını bak oğlum, köy l sesini | SEELA A ANADOLU we triyel ve kültürel varlıkları cazip bir surette gösterilmekte ve fuarımızın kiymetini artır- maktadır. Türkiye Cumuriyeti hükü- metinin siz sayın Başbakanı- mız tarafından — defeatle ilân edilen Arsulusal iş birliğini ve karşılıklı anlaşmaya müste- nid ticari münasebat tesisini hedef ittihaz eden siyaseti fu- arımızda da güzel bir makes bulmaktadır. Medeni dünyada her gçen yıl daha büyük muvaffakıyet ve sempati kazanan hüküme- timizin doğruluğa ve bariışse- verliğe istinad eden bu siya- seti fuarımızın arsıulusal saha- daki inkişafına da hizmet ede- ceği muhakkaktır. . Fuarımıza iştirak etmek su- retile gösterdikleri samimi ve yüksek alâkadan dolayı dost Sovyet ve Elen hükümetlerine ve fuarımıza ilk defa iştirak ederek değerini artıran çok değerli Mısır hükümetine ha- raretle teşekkür ederiz. Önümüzdeki — yıllar daha müsait bir zaman içinde ve daha olgun bir varlıkla hazır: lanacak fuarımıza bugün işti- rak etmemiş bulunan dost devletlerin çoğunun gelecek- lerinden ümitliyiz. — * Fuarımızın bu yıl taşıdığı hususiyetlerden biri de muh- telif dost. memleketlerden bu vesile ile şehrimize birçok zi- yaretçi - gelmekte bulunması- dır. Büu neş'eli günlerimizde aramıza karışan — dostlarımız İzmirde kendilerinin istirahat: leri ve eğlenmeleri için müm- Kü Oldye Hor tcekkeirin alındı- gını göreceklerdir. Bütün İz- mir halkı dost ziyaretçilerin emrindedir. Şehrimize gelen ziyaretçiler fuarı — görmekle memleketimizin ihracat emtiası hakkında yakından bir fikir edinebilecekler, İzmir ve civa- rındaki kıymetli ve tarihi ha- rabelerini ziyaret etmek fırsa- tını da kazanacaklardır. Sevgili Başbakanımız; Bu törene başkanlık etmek- le ve Türkiye'nin her tarafın- dan gelen — yurddaşlarımızın sevinçlerine sevinç ve şeref katmakla İzmirlileri çoşturdu- nuz. — Şükranlarımızı yüksek huzurunuzda bir kere daha ifade ederken, şartsız, hudut- suz bir eğemenlikle yaşayan “Türk ulusuna ve Türk yurdu- na bu saadetli günleri gösteren eşsiz Önderimiz Atatürke kar- şi duydüğümüz ebedi minnet, saygı ve sevgi hislerimizi ken- dilerine lütfen iblâğ buyur- manızı yalvarıyoruz. muhtarının evi nerede? Genç kız başını çevirip ara- bacının seslendiği tarafa baktı: Mezarlık dıvarının üstünde ondört, onbeş yaşlarında bir çocuk vardı. Arabacı sesle- nince, derhal yola sıçradı. Ve | cevap verdi : — Muhtarın evi mi? Dece ötede! Bu yolun en ucunda. Ak bir ev. Kar gibi badanalı! Genç kız, küçük bir kah- kaha altı. Beyaz iki sıra diş, kırmızı çiçeğin arasından gö- züktü. Çocuk başmı ona çevirmiş, dikkatle bakıyordu. Koyu si- yah gözlerinin içinde bir bu- lt parçalanır gibi oldu. Sesi dikleşti, sertleşti : — Neden güldün? Dedi. Genç kız, bu sual karşısında şaşırdı. ve - titrer ee ai İ eei Ağk K Yaşasın Türk ulusu, yaşa- sın Türkiye cumuriyeti, yaşa- sın Atatürk, yaşasın İnönü. Bu söylevden sonra kürsü- ye başbakanımız. İsmet İnönü çıktı, gür bir sesle şu kısa söylevi verdi: “— Bu' hareketli günlerin- de İzmir'lileri burada selâm- lamak için geldik. İzmir fuarının bütün mem- leket için sevinilen ve her se- | ne beklenen bir müessese ha- line gelmesine çok ehemmiyet veriyoruz. İzmir belediyesinin, vilâye- tinin, vekâletlerin ve birçok vilâyetlerin güzel eserler vü- cuda getirilmesine çalıştıkla- rını bilirim. Fakat neler ya- pıldı, neler yapılması temenni olunabilir; bunu, fuarı gezdik- ten sonra söyliyeceğim. Onun için müsaade ederseniz şimdi fuarı açalım, hep beraber ge- zelim, sonra nasıl bir eser karşısında bulunduğumuz hak- kında hepimiz fikrimizi söy- liyelim..,, Başbakanımız — sürekli bir surette alkışlandı. ve sonra kendilerine verilen makasla fuvar — kapısındaki - kurdelâyı keserek içeri girdi, arkasından diğer davetliler de takip et- tiler. Bu sırada belediye reisi, kültürpark'ın müstakbel vazi- yeti hakkında Başbakanımıza izahat vermeğe başladılar, kül- türpark etrafında atlı, yaya, motosikletli halk için yapı- lacak yolları, otomobil — turu için yapılacak geniş yolu an- lattı, bundan sonra Başbaka- timız fuar pavyonlarını birer birer gezmeğe başladılar. En önde Mersin, Tarsus, Siird Vilâyet ve Ticaret oda- ları pavyonları ile Kendir, Ke- ten sanayii pavyonunu, İzmir mıntaka San'at mektebi, Ce- zaevi, Kız San'at enstitüsü, Tire Ticaret odası, İzmir ölçü âmilleri, Maden tetkik ve ara- ma enstitüsü pavyonlarım gez- di, Kız enstitüsü pavyonunda talebenin kendi ellerile yap- tıkları pastalardan bir tane aldılar, Maden tetkik ve ara- ma enstitüsü pavyonu, bir maden ocağı şeklinde yapıl- mıştı. İçinde krokiler, Türki- ye'de maden bulunan yerleri gösteren bir harita vardı. Bu güzel eseri vücuda getirenleri takdir ettiler ve Fazlı Balkan pavyonu ile Bursa, Samsun, İstanbul, Gaziantep Ticaret odaları pavyonlarını gezdiler. Üzüm kurumu pavyonu çok zengin bir şekilde tanzim edil- mişti. Burada üzümlerin istih- sal, kurutma, işlenme ve ihraç gibi oldu. 2 — Eena bir maksatla de- ğil -Diye kekeledi.- hoşuma ğitti de! Çocuk, kaşlarını bıraktı ve omuzlarını silkti. Bir iki adım attı; — Kim gülüp eğlenmeyor ki benimle? El oğulları tanrı- nın sabahından akşamına ka- dar, nerede görseler beni, itip kakıyorlar. Diye mırıldandı.. Genç kız kalbinin acıdığını | duydu. Bu çocuk neden böyle söyliyordu, bu çocuk kimdi? Bağların üstündeki toz bu- lutu — parçalanmış, - hafif bir rüzgâr, üzüm — sergilerinin üs- tünden, asmaların aralığından süzülerek esmeğe başlamıştı. Çocuğa yaklaştı ve yüzüne baktı: N Bir gün adam olursam şayed — | nun içinde, insan ayağının madığı bam-başka, garip bir — HAÜ İ el aa e izç * birnutukiradetti şekilleri gayet güzel bir şekilde tebarüz ettirilmişti. Burada fazla kalan Başbakanımıza, üzüm kurumu müdürü İsmail Hakkı Veral izahat verdi, ku- rumun yaş üzümden imal et- ) tiği nefis şiradan içen Başba- kanımız ve - refakatlerindeki zevat, deri sanayi fabrikatör- lerimizin pavyonlarını, oyuncak pavyonunu, Uşak — mensucat fabrikaları pavyonunu, Burdur, İzmir ve Aydın ticaret odaları pavyonlarını gezdiler. Malatşa — pavyonunda - bir şeftali ambalâjını tetkik bu- yurdular, evkaf ve Manisa ti- caret odası pavyonu ile Trakya pavyonunda büyük bir alâka ile tetkikler yaptılar, Trakya pav- yonunda Trakya umumi mü- fettişi general Kâzım Dirik, kendilerine'izahat verdi. Edir- nenin yağlı boya bir çoban kızı tablosu vücude getiril- mişti, bu güzel eser takdir edildi, İnhisarlar pavyonunda da fazla kalan Başbakanımız, geç vakte kadar bütün pav- yonları birer — birer - tetkik ettiler. Devlet pavyonları olan Sav- yet Rusya, Misir ve: Yunan pavyonlarındaki mamulât ve mahsulâtı büyük bir alâka ile gözden geçirdiler. Bu pavyon- larda — kendilerini bu - dost devletlerin fuar mümessilleri karşıladılar ve izahat verdiler. Ziyafet: Bütün pavyonların tetkiki bittikten sonra fuar gazino- sunda yüksek Başbakanımız şerefine belediye - tarafından 150 kişilik bir ziyafet verildi. Ziyafet samimi — hasbihaller içinde devam etti. Başbakanı- mız İsmet İnönü ziyafeti mü- teakib çok mühim olan bir söylev verdi ve şiddetle al- kışlandı. & Söylevden sonra fuar gazi- nosunda danslar ve eğlenceler başladı. Başbakanımız saat 23 de refakatlerinde bulunan Bakan- larla birlikte İzmir - vapurile döndüler ve uğurlandılar. Başbakanımızın üç dört gün — sonra tekrar şehrimize gelerek bi Çeşme plâj ve Ilıca köyünde — bir hafta kadar istirahat et- | meleri muhtemeldir. $ Fuar münasebetile dışardan İzmir'e gelmiş olanların mik- İ darı 25,000 kişi tahmin edil — mektedir. Otel ve pansiyon: — | larda hiç yer kalmamıştır. Bazı pavyonlarda henüz ha- zırlıklar ve boya işleri bitme- miştir. bitirilmesine çalışılmaktadır. — — Sonu Sinci sayfada— —— — Seninle hep - eğleniyor- — lar mı, dedin! Bu el oğulları dediğin de kimler? Neden — itip kakıyorlar seni? Y Çocuk korka korka etrafına —| baktı : — EL oğulları mı; sığırtmaç Mehmed'den tut, muhtara ka> — dar. Yalnız hocam eğlenmi: yordu benimle. Amma, iki yık dır. onu da göremez oldum. — | Olacağım da yok yal. Genç kız bu köylü çocıııs âlem sezmişti. İğildi. Yeşil — esrarlı gözlerini ona dikti V€ “' kendi kendine : ğ — Aman Allahım, ne güz€ çehre, ne yontulmuş eser Diye mırıldandı. : — Söyle yavrum, söyle, b ÜRDE ai 5, | Bunların da bugün |

Bu sayıdan diğer sayfalar: