| | : — görmediği yeğenini j Taarehan Kora, bir iki kısa cümle ile hâdiseleri prens Napolyon'a anlattı, ve Pietri'nin Pibulet'i tedavi edilmek üzere hasta- neden çıkmıya bırakmıdığıııı- da söyledi. Ve: — Bu dosyayı çalan her halde Lüsi Dö Koladır! Fakat hakikatın meydana çıkması için her şeyden evel Pibulet'in iyi olması şarttır, kalırsa, her halde - ölecektir! Dedi. Prens, bu izahatı kittikçe artan bir alâka ile dinliyordu. Dük Lodovik: can sıkıcı işin kapanması 'için Pibulet'in ölümünü istiyorlar! Dedi. Kora'da: — Monsinyör, sizin yüksek müdahalenizi rica ve buü ri- camda israr ediyorum! Dedi, Plonplon ayağa kalktı, mü- him meseleler karşısında her zaman yaptığı gibi salonda dolaşmıya başladı. Nihayet: — Artık anlıyorum ki Ku- zenim bu memleket te idare kudretini kaybetmiştir. Yarın saraya gideceğim, İmparatoru görerek icabettiği şekilde ha- reket edeceğim. Buna emin olabilirsiniz! Dedi. Kora, prensin bir hisle sıktı. Prens sözüne devam ede — Müsyü Dö Lodovik! De- vi di. Siz, bir zatsır ı takdir ettiği etiniz, hami- yet ve ipr iz. herkesce musaddaktır. Bu genç kızı ağır bir ittihamdan ve zandan kurtarmak hususunda göster- diğiniz faaliyet ve gayretten dolayı sizi tebrik ederim. Şim- di size bir nasihat vermekli- - ğime müsaade buyurunuz. Po- - lise hiç istinad etmeyiniz. M. Pietri böyle mühim hâdiseleri tahkike muktedir. bir adam değildir. Eğer bu hususta şüp- heniz varsa biraz kendisi ile alâkadar olunuz! Bunun için sizin böylece biraz da kendi başınıza hareketiniz. çok ye- rindedir! Prens yeniden elini Dük'e Uuzattı ve sonra ev sahibi sıfa- tile davetlilerinin yanına indi! Prens Napolyon ertesi gün saat 10,30 da Tüiyyeri sara- — yına geldi ve pekaz zaman sonra İmparatorun huzuruna kabul edildi. İtalya'dan avdetindenberi Üçüncü ANADOLU Günlük siyasal gazete Şahip “ve başyazganı Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumt neşriyat ve yazı işleri müdürü: Hamdi Nüzhet — İzmir İkinci Beyler sokağı C. Halk partisi çe içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU Tılefvm 2776 »Posta kutusu 405 — ABONE ŞERAİTİ | Yıllığı 1200, altı aylığı 700, âç aylığı 500 kuruştur. Yabancı memleketler için senelik #bone ücreti 27 liradır Her yerde 5 kuruştur - ü geçmiş nüshalar 25 kuruştur. ANADOLU MATBAASINDA BASILMIŞTIR Hastanede | Siyaset.. Aşk Edebi, Tarihi, macera romanı 98 BNN Napolyon dostane bir surette kabul ve istikbal etti. Ve: — Floransa'da ne diyorlar, ne yapıyorlar? Diye sordu. Plonplon adeti veçhile umuz- larını kaldırdı, fakat: Napo senden — çok şikâyet ediyorlar. Dedi. Şu anda milletin dostluğu ve mu- habbetini kaybetmek üzeresin! İmparator iki elını de gök- lere kaldırarak: * — Fakat, halka hoş görün- mek için' ne yapmak İâzım artık ben de şaşırdım, kaldım! | Kain pederini dinliyerek Ro- — Yüksek makamlar, bu | ma'yı işgale karar veriyorum. Dedi! — Roma'yı işgal etmek mi? ! Fakat bundan bir fayda gel: mez ki, * İtalya, Magenta ve Adri- yatik alplarında ilân ettiğin veçhile, hür ve serbesttir! İtal- ya ittihadını sana muhtaç ol- madan temin etmiş bulunuyor! Bunu — İngilizlerden — sonra , tatmak gibi feci bir siyaset elini samimi 1110 Bakla hatası da yaptın. Hattâ Ame- rika, Belçika, Felemenk'ten sonraya*kaldın! Viktor Ema- noel'e karşı harb etsin diye generallerinden birisini de pa- panın askerlerine kumandan verdin. Sarih ve seri bir siyaset takibetmiyorsun. İmparator bütün bu sözleri tahammül ile dinledi, ve sonra hiç bir hiddet eseri göster- medi: — Bütün bunlar sadece se- nin fikirlerindir! Dedi. — Umumun fikri de benim- kinden başka değil. Memle- kete döneli üç hafta oluyor; her taraftan da aynı nakaratı dinliyorum! Napo, dikkat et. Etrafını saranlar seni mahve- deceklerdir. Halkın yardım ve | muhabbetine şiddetle muhta- cız. Bütün kuvvetimiz halktan geliyor! — Dört senedir halka doğ- ru yürümedim mi? Demokra- siyi takviye etmedim mi? Fran- sa'da hürriyeti kuvvetlendire- cek sürette hareket etmedim- mi?. —Soııı onu var— — 4 yaşındakı kız Bir haftadır kayıp Kerşiyaka'da Alaybey soka- ğında 22 numaralı evde otu- ran Marangoz Azmi ustanın 14 yaşındeki kızı Remziye, bir hafta evel evden çıkarak bir daha gelmemiştir. Kaybo- lan kızın ne olduğu belli de- gildir. Zabıtaca araştırılmasına başlanmıştır. “Seyyah geldi Dün limanımıza gelen Fran- sız bandıralı Lamartin vapu- rile mühtelif tebealı yüz kadar seyyah şehrimize gelmiş ve Müzelerle — muhtelif — yerleri 125 Buğday 4 50 5875 5875 4 50 , ANADOLU Atatürk Türkiye- sinde korkulacak | ne var ki. — Başı Tinci ıalufedc bu sene ricamızı kabul etti. Bize iki aylık yolcu — biletleri aldı ve 5 tefimuzda Ankaradan uğurladı! Zekâvei bunları anlatırken di- gerleri de; — Evet! ediyorlardı. — Ankarr'dan doğrucu Kay- seriye geçtik. Oradan sıra ile, S- vas, Samsun, Tüurhala gittik. Daha sonra Mersin, —Adana, Malatya, Elâziz ve Diyarıbekire geçtik. Dön- dük, Konya, Afyon, İsparta, De- nizli, dün akşam da Aydın'a gel dik. Şimdi İzmir'e gidiyoruz. İz- Diyerek - onu tasdik babam İzmirin çok güzel olduğunu söyledi. Buradan da Manisa, Uşak, Kütahya, Ballkesir, Bandırma, İs- tanbul ve İzmite geçecek, Eskişehir tarikile yuvamıza döneceğiz.. — Seyahatinizdeki gaye? Zekâvet sevimli sevimli güldü; — Memleketimizi ve orular: daki küçük arkadaşlarımmızı tampınak! — Ananızla, babanızla — seya- hate çıksaydınız, olmaz miydı? Zekâvet kaşlarını kaldırdı: — Hayır, böyle daha iyi.. Çünkü onlar başımızda olsay- dı, istediğimiz gibi gezip eğ- lenemezdik. -Aman yapma diye diye hem kendi- lerini üzerlerdi. Hem bizi. — Seyahatinizden memnun musunuz? — Hem de pek çok.. Sizin görmediğiniz birçok harebe- leri ziyaret ettik. Şeker fabri- kalarını dolaştık, Her memle- tin valisini, kaymakamını, be- lediye reisini ziyaret ettik. Memleketimiz hakkında malü- mat topladık.. Biliyorsunuz ki Diyarıbekirde hakikaten çok iri, korkunç akrebler var! — Başınızdan geçmiş bir ga- rib hâdise oldu mu biç? Zekâvet ve kardeşleri gül- düler. — Evet, hem de Elâzızde! Polis müdürü bizim seyyah olduğumuza — inanmadı. Evra- kımıza baktı. Gene itimat et- medi. — Nihayet Ankara'dan telgrafla sordu ve aldığı ce- vabla bizi serbest bıraktı. Dün de Aydında yattığımız ötele bir- polis geldi. Herkes gibi bizi de kontrol etti. Sey- yah — olduğumuzu - söyledik, inanmadı. Evrakımızı, eşyamr zi araştırdı. Güç hal ile ina- nabildi. — İstanbul'da nerelere gi- deceksiniz? Zekâvet heyecanlandı. Fa- kat ayni zamanda daha cid- dileşti: — İlk işimiz Atatürk'ü zi- yaret etmek ve onun ellerini öpmek olacaktlr. Kendisine seyahatimiz hakkında izahat vereceğiz. — Başka? * — Çocuk esirgeme kurumu- nun veyahut devletin, senede iki ay çocuklar için memle- kette gezintiler tertip etmesi- ni yalvaracağız. Yanı başımdaki bir yolcu, bir müddet sonra muhavere- mize karışmıştı. Fakat hiçbir münasebet yok iken, bana dönüp, — Bunların babalarında hiç düşünce yok mu ki, kendile- rini başıboş salıvermekte kork- mamış! — — Dedi. Bu sözü duyan küçük Yıl- maz bir fişenk gibi patladı: trenden | bakma, aman şuraya ğitme, | | SON I—İAABER (I_L İ"Ü'( TELGRÂF Uzak şarkta vaziyet gene karışıyor gibi İILSIZLE Japonya; Mançuri hududund_al_(i Rus kuvvetlerinin geri çekilmesini istiyo! Eğer bu esas dahilinde bir sureti hal bulunamazsa Japonya da Mançuri'deki kuvvetlerini artıracak Tokyo, 18 (A:A) — Japon- ya'nın Moskova büyük elçisi | Ohta başbakan Hirota ile gö- mir'de üç dört gün kalacağız. Çünkü | Yüşmüş ve Sovyetlerin siyaseti Yunanistanda son vaziyet Başvekıl muavini, gaye- miz birliktir, dıyor. Fakir halk i için matbahlar kuru- luyor, hastaneler açılıyor. Atina, 18 (A.A) — Gaze- telerin yazlığına göre Sosyal yardım bakanı Korizis fakir- lere yardım plânının ana hat- larını önümüzdeki hafta neş- redecektir. Bu plân on seneliktir. Ve 2 milyar drahmilik bir mas- rafı istizam etmektedir. Bu paranın 500 milyonu daha şimdiden bulunmuştur. Bütün sene işliyecek halk mutlakları | kurülacak fakir halka sıhhi yardımlarda bulunulacak ve | sanatoryomlarla öksüz yuva- ları tesis edilecektir. Katimerini gazetesi bu pa- ranın mucize ile değil fakat birtakım göze görünmiyen fu- zuli masraflarda yapılan ta- sarruflarla ve büyük sermaye- nin milli hükümete olan iti- madı sayesinde bulunduğunu yazmaktadır. Atina, 18 (A.A) — Esnaf ve meslek sınıfları koöngresi dün açılmış ve rcis söylediği nutukta bütün meslek sınılla- rının hükümete gösterdiği se- lâmeti umumiye eserine mü- zaheret göstereceğini — söyle- miştir. Atina, 18 (A. A.) — Eski maliye bakanı Azavinos Yunan bankası ikinci direktörlüğüne intihab olunmuştur. Atina, 18 (A.A)— Vradini gazetesi başbakan muavini ve maliye bakanı Zavitsianos ile yaptığı bir mülâkatı neşret- mektedir. Başbakan muavini demiştir ki; Yolcu, — münasebetsizliğine verilen bü ağız payı karşısın: da biraz şaşırdı ve işi pişkin- liğe vurarak onlara bir sual daha sordu: — Paranız nerede? Buna da Yılmaz cevap verdi: — Kasamız bittabi ablam- dır. Amma yerini söylüyecek kadar budala değiliz. Tren İzmir'e yaklaşmıştı. Etrafa bakıyorlardı: — Güzel yer, büyük yerl *Diyorlard- ne iyi ettik te geldik! , | Alsancak istasyonuna - gel- miştik. Hazırlandılar ve elle- rini uzattılar: — Şimdilik nereye gide- ceğimizi kesdiremeyoruz. Fa- kat İzmir'de gene buluşuruz. Allaha ısmarladık hakkmdı tafsılât vermiştir. Siyasi mehafilin kanaatına göre, Sovyet - Japon müna- ıebelleıi iden tanzim edil-, “ Takibettiğimiz gaye mem- leketin iyiliği namına kuvvetli bir devlet idaresi altına muh- telif menfaatları teşkilâtlı ve müşterek bir mesai içinde birleştirmektir. Bir — taraftan Liberal mektebin iflâsı ve di- ğer taraftan bugünkü vaziyette ekonomi dirijenin tatbik edile- mez bir hale gelmesi dolayı- sile bir sureti tesviye araştırıl- malıdır ki bu süreti . tesviye teşebbüs — saliklerini hareket serbestliğinden mahrum etme- mekle beraber onların mukad- deratını diğer amillerin ve bil- hassa iş amilinin mukaddera- tna bağlansın ,,. mek ihtiyacındadır. Bütün hu- dud mes'eleleri ve balıkayı işi halledilmeli ve 1905 - tarihli Portsmouth muahedesi Sovyet, Mançuko hudutlarına da teş- mil olunmalıdır. Bu hudutlardaki askeri kuv- vetleri geri alınmal ve - bir gayri müstahkem mıntaka te- sis olunmalıdır. Eğer bu esas dahilinde bir sureti hâl mümkün olmazsa Japonya Mançuko'daki askeri kuvvetlerini artırmak mecbu- riyetinde kalacaktır. Tokyo, 18 (A.A) — Bah:- riye bıkanlıqı 1937-38 senesi için 770 milyon yenlik bir kredi istemiştir. Şimdiki bütçe 5S0 milyon yenden - ibarettir. Mısır'da Maliye bakanının be yanatı ecnebi serma yedarları tatmin ett, Kahire, 18 (Radyo) — Ma- liye bakanının beyanatından sonra, vaziyet düzelmiştir. Yal- nız bazı spekülâtörlerin ec- nebi sermayedarlarını böyle şayialarla korkuttuğu anlaşıl- mış olduğundan bunlar hak- kında takibata başlanmıştır. Dün geceki güreşler Yavuz takımı ile İzmir'li güreşçiler berabere Dün geee, Halkevinde, li- manımızda — bulunan — Yavuz zırhlımızin güreş - takımı ile, İzmir güreşçileri arasında mü: sabakalar — yapıldı. Halkevi bahçesini yüzlerce — meraklı doldurmustu. Müsabakalar çok alâkalı ve heyecanlı - geçti. Greko-Romende 4-4, - serbest güreşte de 1-1 berabere ka- hndı, Teknik neticeler şun- lardır: Greko-Romen; İlk karşılaşma 56 kiloda İzmir'den Mustala: Yavuz'dan İbrahim arasında yapıldı. Çok heyecanlı geçen bu müsaba- kayı 7 inci dakikada tuşla İzmir'den Mustafa kazandı. İkinci güreş 61 - kiloda İz- mir'den Osman ile Yavuz'dan Hüseyin arasında oldu. Vücud ağırlığı, kuvvet ve boy itiba- rile faik olam Yavuz güreşçisi sayı hesabile galib ilân edildi 66 kiloda İzmir'den İbrahim rakibinin sırtını yerden yere getirerek galib geldi. 71 kiloda İzmir'den Mus- tafa 7 dakikada rakibi Bed- ri'yi tuşla yendi. 79 kiloda İzmir'den İsmail Yavuz'dan Fethi karşılaştılar. Çok heyecanlı geçen bu mü- sabakayı Yavuz'dan Fethi ra- kibinin sırtım yere getirerek kazandı. En ağır siklette - İzmir'den kaldılar. Neticede Yavuz'dan Osman tuşla İzmir'liyi mağlüb etti. Serbest güreşler 66 kiloda İzmir'den Mus- tafa Yavuz'dan Nihad serbest güreş yaptılar. Daha teknik güreşen Nihad 7 inci daki- kada rakibini tuşla yendi. Bu güreşten evel 56 kiloda İzmir'den Hulüsi ile Yavuz- dan Ahmed arasında yapılan serbest güreş müsabakasını İzmir'den Hulüsi 1 dakika 3 saniyede tuşla kazandı. Madrid hükümeti Gazlı bomba kullanmağa başladı Madrid, 18 (A.A) — Şe: hirde sükünet vardır. Hükü- met kuvvetleri Teruele doğru ilerlemektedirler. Diğer mev- zilerde bir değişiklik yoktur. Havas ajansı Guadarama:- daki muhabiri, âsilerle hükü- met kuüvvetleri arasında bir topçu düellosu vukua gelmiş klduğunu bildirmektedir. Hükümet - kuvyetleri - göz yaşı döktürücü —gazlı bom- bombalar kullanmış olduklâ- rından âsiler ric'at mecburi- yetinde kalmışlardır. Yangın Dün gece saat on iki rad- delerinde Keçeciler'de Cami sokağında gazozcu Salih usta- nın dükkânı karşısındaki bir 20 Ton bakla 450 4 SO| — Atatürk — Türkiyesinde Dediler. Üçü kolkola ver- | Ahmed, Yavuz'dan Osman en “dükkünı Ki 52 Kumdarı < 425 — 5 50| korkulacak hiçbirşey yoktur | miş, uzaklaşıyorlardı. Bu, ne | güreştiler. Cüsse ve kuvvet | hömürcü 4“%'""'"&", yangın 113 Nohut 5 5 Bay amuca! Düşüncesizlik be- | kadar da hoş birşeydi anla- | itibarile ayni ayarda bulunan ıu!ıı_ır etmiştir. Sebebi henüz 23 K.tohumu 4 4 nim babamda değil, bunu | tamıyacağım. bu iki rakibin güreşi tam bir | malüm değildir. Tahkikata 501 B. Pamuk 42 25 43 söylüyenlerdedir! Nuri Aydıngöz alâka veheyecanla takibedildi. | başlanmıştır.