47 | İmzasız bir mektup Fransova'ya en sev. | Birinci Fransova BÜYÜK TARİHİ TEFRİKA F. Şemseddin Benlioğlu Çeviren: “diği kadının hayatını bildirdi. Birinci Fransova, Burbon'un sandığından fazla halk tara- fından sevilmekteydi. Şimdiye kadar aleyhinde görünen asıl- zadeler, hemen otrafını sardı- lar “Çünkü Eransız'ların ahlâk ve âdetleri hükümdarlarını teh- like anında yalnız bırakma- maktı.,, Bu suretle millet ayak- landı ve krala istilâcıların tard ve ref'i hususunda yardıma başladı. Bundan iki ay sonra, ken- diliğinden toplanmış üç Fran- sız ordusu hudutları aştılar. Bu vaziyet İngiltere kralile Almanya imparatorânun ara- açtı; biri, diğerini gayri ma kul heveslere kapılmış olmakla itham ediyordu. Bu sırada Burbon da bütün emlâkinin Müsadere edildiği ve krndısiî nin eski bir bez parçası gibi bir kenara atılmış olduğunu anlıyordu. Fransa kralı, vakıa za- yıflamış ve kararmış idi ; fa- kat neş'esi yerinde ve çok mes'ut idi, İki ay hiç durma- mış, mütemadiyen çalışmış, oradan buraya koşmuş, şehir- lerde levazım hazırlanmış, hu- dutlarda hücumlar yaptırınış Ve yapmış, düşmanı şaşırtmıiş idi. Kral en son tarafların yap- tıkları para yardımına teşek- kür için Paris'e gelmişti. ni Yiğle Diyana dö Puatiye Kral, Bluaz da pençereden, zayıf ve bir bayaleti aldıran karısının mabede girmek için bir gölge gibi geçtiğini gördü. dondurücu bir rüzgâr - ve soğuk vardı. Kral, karısının arkasından kapıyı acele ile kapattı. Kral, şimdi biraz evel ma- sası üzerinde bulduğu imzasız bir kâğıda bakıyordu, bu kâ- Htta: *Sir, bu akşam güzel Fran- Suaz'ın nezdine — gitmeyiniz, çünkü Metr ile olan zevkini Ve muaşçekasını bozacaksınız!,, Denilizordu! Fransova, şuursuz bir halde kâğıdı. buruşturdu ve şömine- Pnin alevleri arasına fırlattı. Ve |kendisine su getirmelerini em- Fetti. Altın bir ligen içinde sır.?k Ve güzel kokulu bir su gı—tır__ Gler, Kral ellerini, yüzünü Sonra ayaklarını bu su içinde Pkadı; gümüş ve kuş şeklinde ir kaptan da amber aldı, gü: telce süründü. Bu suretle süs- endikten — ve kokulandıktan tonra, kahkaha ile gülmeğe lı*Şlııı'lı. Demek ki Fransuaz'ın mahcubiyetleri, bu alâka- !"'- bu korkuları hep yalan İniş.., Ahlâk ve tsmet namına döhliğü gözyaşlarının ıslaklığı- ("t kral hâlâ göğüsü üzerinde hissediyor gibi idi! Her türlü Tükaddesata istinat eden ye- Minler de hep manasız birer “tidden ibaret imiş! Bunlara '.."hbilv güzel Fransuaz Bon- n'.." ile de sevişiyor Demekti. Çirkinliğin de güzel bir kadı” tezb ve celbedeceğine inan- Hak lüzim geliyordu, şu halde! , — Eh ahlâksız madam.. İs- | eğrraeralmanır$ yanında göremiyeceksin! Her ikinizi de veba çarpsın. Mel- unlar, alçaklar! Demek olu yor ki ben bir soyguncu, vü cut ve güzelliğini para soy- mağa hasretmiş bir alçak se- Dedi, viyordum Kral sinirlenmiş idi. Hem | bunları düşünüyor ve söyliyor, hem de bir aşağı, bir yukarı dolaşıyordu. Bu sırada kapıya halil bir fiske vuruldu; ve merasim teşrifata ehemmiyet vermiye- | rek uzun saçlı, genç bir adam girdi. Bu hususiyet sadece şairlere, âlimlere ve ressamlara bahşedilmişti. Kral, içeri giren bu gern O.. Hoş geldiniz Andrea Del Sartol Dedi. Bana yeni şaheserler mi getiriyor- sunuz Yoksa?. Ressam, elemli bir sesle: — Çok soğuk var Sir. Bu kadar soğuk ile çalışamıyo- rum! Dedi. Kral, san'atkârların fakru zaruret içindeki haşmet ve azametlerini çok severdi. Bu nun için, aldatılmış olmaktan doğan hiddeti sükün bulmaca başladı. Ve daha mülayim b yaziyet —takınarak — ressama sordu: — Sizin evde ateş yakıl- maz mı, yoksa? diye sordu. —Sonu var— ANADOLU Adanada bir hırsızlİki Macarartistinin çetesi yakalandı Pamuklarda tehlike yoktur. Yalnız bağlarda zarar var. Adana, (Hususi) — Muhte- Kf tarihlerde mahalle, bağ ve köylerde eşya ve hayvan hır sızlığı yapan şinde jandarmamız epeyce bir 7 idanberi takipte idi, İçlerinde, sabıkalı sürü hır- sızları bulunan bu on - kişilik teşekkül nihayet şehrimiz jar- darmalarının ve jandarma yüz- başısı Ziya'nın essarlı - çalış- ması sayesinde yakayı ele ver- | mişlerd Hırsızların, bütün çaldıkları eşyalar da kâmilen müsadere edilmiş ve sahipleri de öğre- nilmiştir. Bunların çaldıkları - eşyalar arasında hemen her cins eşya mevcultur. Yakalanan - sabıkalılar şun- lardır: Adanalı Halil oğlu Bekir, Abdullah oğlu Haşim, Mustafa oğlu Çolak Sait, Adamna'lı | Mehmet oğlu Süleyman, çıplak Cemal, Mirza, Osman -oğlu Tarsuslu Ahmed, sabıkalı hay- van hırsızlardan Albustan'lı Osman oğlu Müslüm, Mustafa | oğlu Konya'lı Kâzım ve Mus- tafa oğlu Malatya'lı Ömerdir. Bu hırsızlardan Bedir, Ha- şim, Çolak Sait, Süleyman, Kâzım ve Ömer çaldıkları eş- yalarla birlikte şehrimiz Ad- liyesine teslim edilmişlerdir. Bunlardan hırsız Ahmedin — Aydın'da Bayram Büyük Tezahüratle Geçti | Aydın'da Bayram İntibaları Aydın, (Hususi) — Boğaz- lar muahedesinin imzası muü- nasebetile Pazartesi akşamı yapılan büyük îrzahümvl ve töreni telgrafla bildirmiştim. Bayram Aydın ve mülhakatta Salı günü daha parlak, daha gili olarak devam canlı ve il etmiştir. Saat 17 de asker ve bütün Aydın - balkı Parti alanında toplandı. Halkevinin tertip et- tiği bu mitingte ilk önce Parti adına Raif Aydoğdu, sonra Halkevi adına Avni Deniz, Kültür adına da Refik Y_fldı— rimtelli birer söylev vem!ln. Halk şükran ve miıın.:l hıı_leı l(hildiıilmesîni miting heyetin: den diledi, bu dilek hemen ı yerine getirildi.. Bunu kahra- man askerlerimizin geçit res- ’ mi takip etti. Mitingten sonra İlbaylık ve Parti, Belediye, Halkevi; Spor kurumu ve Hayır - cemiyetleri taralından Atatürk büstüne çelenkler konuldu. Tören gece de sürdü. Park- ' ta Etem Kadri. tarafından | Montrö'de imzalanan muahe- | denin kıymet ve ehemmiyeti hakkında bir konferans verildi. Aydın San'atlar mektebi: Aydın San'atlâr okulundan bu yıl 38 talebe mezun - ol BRunlarrları 14 ü tesa AA şebekenin: pe | Tarsusta daha birçok vukuatı olduğu anlaşıldığından ora- daki - hırsızlıklarda meydana çıkarılmak üzere Tarsus ad- liyesine teslim ve oraca tevkif | edilmiştir. Hayvan hırsızı Müslümün de Ceyban'da sayısız vukuatı ol- duğundan o de Ceyhana mah- fuzen sevkedilmiştir. Artık şehir ve bağlarla, köylerdeki - hırsızlıkların böy- lece önü alınmış denilebilir. Çükurova bölgesinde yapı- lan - tetkiklerde, pamuklarda görülen Helyotiş haşeresinin endişe edilecek bir derecede olmadığı, ve zamanında haber verilen yerlerde - ziraat teşki- lâtınca mücadele yapıldığı ve mücadelenin ttiz bir surette hâlâ devamda olduğu da an- laşılmıştır. Vilâyetin her tarafında, ge- rek yerli ve gerek Klevland pamuklarının büyüme ve mah- suldarlığının çok iyi olduğu görülmektedir. Bağlarda Mildyö ve kül- leme hastalığı Bu yıl havaların çok yağ- murlu ve Trütubetli gitmesi neticesi olarak, bağlar. külle- me ve Mildyö hastalıklarından çok zarar görmüşlerdir. Neşrolunan - 2906 numaralı kanun mucibince herkes kendi bağ ve bahçesini hükümetin tarifatı dairesinde ilâçlamağa mecbur olduğundan önümüz- deki ilkbahar mevsiminde hal- kımızın hem bağlarını hasta- lıktan — korumaları, hem de " | cezaya çarpılmamaları bildiri- | | miştir. |Vatandaş tahkir edilmez! D |— Torbalı'nin Çakarbeyli köyü | ahalisinden Halil, vilâyete, kay- makamlığa, müddeiumumiliğe müracaat ederek Kızılcadağ nahiye müdürü Mustala aley- hine bir dava açmıştır. Şikâ- yelim mevzuu şudur: Nahiye müdürile davacı ara- sında kooperatif işleri üzerinde doğan bir ihtilâf varmış. Mü- dür, bundan münfeilmiş. Da- vacı bir hâdisede şahid olarak karakolda şahadette- bulunur- ken müdür gelmiş, kolundan yakalıyarak kendisini savurmuş, tahıkir. etmiş. Kolundaki incin- me, doktorca da tesbit edil- miş.. ANADOLU — Valimiz Faz- h Güleç'in bu mes'ele ile ya- kından alâkadar olacakları şüp hesizdir. Müşteki — vatandaş, neticeyi emniyetle bekliyebilir. Menemen ticaret odası Münhal bulunan- Menemen Ticaret odası başkâtipliğine Tarsus Ticaret odası -başkâ- Übi Hilmi Gürsoy tayin edil- miştir, rangoz, beşi demirci ve beşi de yapıcıdır. Aydın San'at okuluna bu yıl devam eden talebe sayısı 211 idi. Okulda günden güne - bir ilerileme ve tekâmül vardır. Çikan talebeler tamamen fab- rikalara yerleşmişler, inşaatçı- lar da Nazilli komitesinde iş SEE GT TT YAKT ATELSLEDE viyeci ve elektrikçi, 15 şi ma- 26 /T/ 936 l düellosu.. Sebep kıskançlıktır. İlk kadın düellosu 1896 da olmuştu. Kadınlar ara- sında ilk düello bundan tam kırk sene evel Pariste 1896 da Madma- zel Rene Marti- no ile Madam Jermen Latulara- sında yapılmıştı. O zamandanberi ilk defa olarak 1936 da Peştede oturan iki kadın, Peştenin en ma- ruf iki danssözü düelle yapmış- lardır. Bu düellonun kahramanları olan Voli taç i'e Aniko Voras bir çok senelerden- beri çok sami- mi bir dostluk hayatı yaşamış iki meslekta ş- tırlar. Her ikisi de -barlarda ve yT kabarelerde gü 33 zel sesleri ve dansları, raksları ile şöhret kazanmışlardır. Bunların birisi esmer dilberi diğeri de sarışın bir güzeldir. Ayrı ayrı yerlerde numara yapar ve şarkılar söylerler, ayrı erkek- lerle sevişirler ancak hergün öğleden sonra buluşur aşk maceralarım birbirlerine anla- tırlardı. Rekabet yoktu ve ola- mazdı. Fakat bir gün Voli ka- fe Negresko tarafından angaje edilince, talih te rolünü oyna- mıştır. Çünkü ertesi gün de Aniko Bristol Gril ile bir mu- kavele akdetmiştir. Bu iki zevk müessesesi bir- birine pek yakın ye rakib idi- ler'Hersiki-- dilber, yeni mü- essesclerinde ve büyük mu- vaffakıyet kazanmışlardır. Bermutat hergün öğleden sonra birleştikleri vakıt akşamki mu- vallakıyet ve alkışlardan bah sediyorlardı. Fakat bir aralık fevkalâde dostluk bağı çözül- meğe, “Birbirini çekememez- lik. - husule - gelmeğe mıştır. Geveze arkadaşları da bu kin ve kıskançlığı körük- lemişlerdir. İşin garibi, bu iki dilberin asıl şöhretini bu birbirine pek yakın iki gazinoda her akşam taganni ettikleri ayni şarkı temin etmiştir. Hattâ bu şar- kıyı, Peşte radyosu - birkaç defalar ve ayrn ayrı olmak şartile bu iki dilbere tegani ettirmiştir. Fakat bu şarkının artık mo- dasım - kaybettiğini hisseden radyo müdürü Aniko'dan baş- ka bir şarkı istemiş. Aniko'da: başla —Kiymetini kaybeden doğ- rudan doğruya şarkının ken- disi değildir. Bu şarkıyı ber» bat eden Voli'nin çirkin se- sidir! Demiştir. Bu sözler, adetâ bir ilâmı harb beyannamesi - olmuştur! Şeref ve haysiyetine tecavüz edildiğini: sanan - Voli, heman iki- şahit — seçmiş u tah- kirin ancak- kanla temizlene: bileceğini bildirerek Aniko'ya düelle teklif etmiştir. O da teklifini hemen kabul ve Yukarıda 1896 daki ilk dücl!o, aşağıda düğüşen artistler. hemen Meçle dövüşmek ka- rarını vermişlerdir. İskrim, Macaristan'da hemen her gencin az veya çok bil- diği bir spordur. Bunun için bu iki genç kız da güzel bir çimenzarda dövüşmiye başla- mışlar, birinci ve ikinci dev- relerde hiç bir taraf yaralan- mamıştır. Fakat üçüncü devre- de Aniko'nun Meçi Voli'nin alnına değmiş ve... Dilber kı- zın meçi bir tarafa düşmüş kendisi de baygın olarak beri tarafa düşmüştür. Aniko rakibinin ve sabık dostunun alnından yaralanarak kanlar içinde bayıldığını gö- rünce silâhimı - elinden atmış ve ağlamağa bdşlamıştır. Biraz sonra yaralı Voli göz- lerini açmış, rakibini ağlıyarak ellerini öpmekle meşgul gö- rünce kendisini tutamamış ve kahkahayı basmış ve... İkisi de her türlü kin ve husumeti unü- tarak eski döstlüğü yeniden kurmuşlardır! yarecilerine.. Lenin nişanı ve para verildi.. Moskova 25 (ALA) — Ant 25 mürettebatının. Moskova Arktik denizi Kamçatka Amur üzerinde nikolavk uçuşunu ye- re inmeden başarabilmelerin- den ve bu uzun ve müşkülât- h seyahat esnasında göster- miş oldukları cesaret ve ma- haretten dolayı Sovyetler birliği merkerzi icra komitesi Ckolov, ve Baydukov - ve - Beliakova Sovyetler - birliği kahramanı ünvanı ile Lenin nişanı - veril- mesine ve ayrıca Ckolova 30 bin ve Bavdukov ile Belia- kova yirmişer bin - rublelik para mükâfatı verilmesine ka- rar vermiştir. İsveç İtalyadan mal alıyor Roma 25 (Radyo) — Zecri tedbirlerin - kalkması" üzerine İsveç piyasası İtalyaya büyük