4027 /6/ 936 Montrö'den Anadolu karilerine İtalyanın kirli çamaşırları Isviçre'de yıkanır. Cehennemi bir sıcak içinde uzun öyimi bir tren yolculuğu.. Montrö Boğazlar konferansına giden Genel Sekreterimiz Şükrü Kaya arkadaşımız Hamdi Nüzhet yazıyor: Roma İtalya'da benim için 'rahat bir nefes almamak mukadder- miş, Brendizi'de sahile ayak bastığım dakikadan İsviçre hu- duduna girdiğim saniyeye ka- dar aksilikler, üzüntüler, en- dişeler, rahatsızlıklar birbirini takip etti. Avrupa'nın herhan- gi bir yerine gideceklere ben- den nasihat olsun : Yola çıkmadan evel kendi- lerine bir hatti hareket tayin etsinler, herşeylerini kararlaş- tırsınlar ve sonra artık'sağdan soldan gelecek telkinata, akıl öğretmelere hiç kapılmadan karar verdikleri şekilde yürü- sünler.. Aksi takdirde benim gibi beyhude — üzüntülerden, manasız yorgunluklardan — ve boş yere rahatsızlıklardan kur- tulamazlar. Kendi bildiğimden şaşma- mak benim çok eski âdetim- dir. İtalya'da başıma gelenler, hep bu âdetime bu defa ria- yet etmemekten ileri geldi. Vapurda evelce kendilerinden bahsettiğim karı -koca Türk ailesinden başka İzmir'li bir Musevi vatandaşımız da vardı. Yabancı bir muhit içinde ve lev evelce tanışmamış olsun- lar, bir memleketin çocukları, derhal ve kolaylıkla birbirle- rine sokulup samimi oluyorlar. Benim kararım Brendizi'ye çı- kınca Şanj bürosuna müracaat etmek, seyyahlara, eğer bir kolaylık yapılıyorsa, ondan is- tifade ederek paramı bozdur- duktan, biletimi aldıktan son- ra yoluma devam etmekti. Mu- sevi vatandaşım buraya evelce birçok defalar yolculuk ettiği için bana delâlet etmek iste- di, memnuniyetle kabul ettim. Karaya çıktık, vapurla trenin hareketi arasında bırakılmış olan iki saatlık zaman zarfında bir dakika rahat etmemek şar- tile o sarraftan bu sarrafa do- laştık, çekişe çekişe pazarlık- lar yaptık, vatandaşım öyle istedi, bir büyük otelin kapı- cısına müracaat ettik, malü- mat aldık, birşey çıkmadı, Kuk acentesine baş vurduk, fikir istedik, kof çıktı. Niha- yet ister istemez ilk defa ola rak bize en müsaid şerait der- meyan etmiş olan sarrafa döl miye ve işimizi onunla gör- miye mecbur olduk. Onun va- pur, benim tren saatim yak- laştığı vakit Brendizi'deki o müdhiş sıcağın altında yor- güunluktan, terden bitmiş bir halde idik. Hele İtalya'yı aşa- gısından yukarısına kadar tren- | le geçmek benim için büsbü- tün facıa oldu. Hava taham- mül edilemiyecek kadar sıcak- *tı. Eğer her zaman böyle ise biz İzmir'liler kendine göre sıcak havamıza yüz bin defa şükretmeliyiz. İlk istasyondan itibaren yol- cu gelmiye başladı. Biri iner- se mutlaka iki-üç kişi biniyor- du. Öyle ki, üç-dört istasyon sonra bizim vagonda ayakta duracak yer kalmamıştı. Kom- partimanda tam sekiz kişi idik. İtalyan'lar bu sıcağa alışkın olacaklar ki, pençere ile ka- pıyı da kapadılar. Vakit gece. Vagonun koridoru tıklım tık- bi insan dölu. Yerimden kı- mıldamıya imkân yok. Sabaha kadar bir hamam kapatılmış bir cezalı gibi bu- ram buram ter döktüm ve bir dakika bile gözlerimi yumma- dim. Şalakla beraber kendimi koridora dar attım, vakıa bu- rası da kalabalıktı, fakat hiç olmazsa Aaçık pençerelerden biraz hava almak mümkün oluyordu. Bu seferde kompar- timandaki yerimi almışlardı. Zaten benim de o halvete gir- miye bir daha niyetim olma- dığı için bununla pek meşgul olmadım. Öğleden sonra saat üçe kadar bütün vaktimi mü- temadiyen değişen İtalyan yol- cuları ile birlikte vagonun ko- ridorunda geçirdim. Geçtiği- miz arazi hakikaten güzeldi. Sabahtan akşama kadar de- vam eden gündüz yolculuğu- muz esnasında sağımızda so- lumuzda ekilmemiş, çalışılma- mış bir karış toprak yoktu. Tren daha bir köyün istasyo- nunda durmadan - ikinci bir köyün evjeri görünmiye başlı- yordu. Gözünüzün alabildiği kadar her sahada küme-küme sık-sık evler vardı. Diyebilirim ki İtalya'nın bu kısmı baştan başa bahçeli evlerden mürek- kep sonsuz bir şehirden baş- ka birşey değildir. Bu mesken ve insan kalabalığı karşısında İtalya'nın her sene yarım mil- yon vatandaşın ana topraklar- dan uzaklaşmasına neden do- layı tahammül etmek mecbu- riyetinde kaldığı kolay kolay anlaşılıyordu. Burada İzmir'lileri alâkadar eden bir hususiyete dikkat el- mekten kendimi alamadım : İtalyan'lar bağları çubuk ha- halvetine | ve Denizli valileri de Denizli ANADOLU Sayfa y Birliklerde ları- mızın tetkikleri.. Dahiliye Vekilimiz ve Parti ile birlikte şehrimize gelmiş olan Parli genyön kurul üye- sinden Saylav Hüsnü Çakır ile Salâh Cimcoz ve Hasan Âli dün C. H. P. himayesinde İşçi ve esnaf kurumları - birli- ğine giderek birliğin muhtelif işleri üzerinde tetkikler yap- | mışlar ve birlik teşkilât çalışmasından - iyi - intibalarla ayrılmışlardır. a z T G Valiler gittiler Parti işleri — münasebetile Dahiliye Vekilimiz parti | genel sekreterimiz Şükrü Ka- ya'nın riyasetinde yaplıkları içtima — münasebetile gelen Balıkesir ve Manisa va- lileri, dünkü Bandırma eks- presile; Burdur, Isparta, Aydın | ve ve İzmir'e trenile şehrimizden ayrılmış- lardır. Kız Kaçırma Otomobille Kızcağı- zı Kaçıracaklardı. Şehidlerde Demirhane 80 kağında oturan Ahmed kızı 18 yaşlarında Fatma'yı, belin- | den kavrayıp zorla otomobile sokmak ve kaçırmak istiyen Hasan oğlu Tevfik ve arka- daşı şöför Enver tutulmuşlar dır. Kız, taarruza uğrayınca feryada başlamış ve etraftan yaRşEklkr, Tevfik'iz hürekakne mâni olmuş'ardır. Tevfik, kızı kaçıramıyacağını anlayınca oto- mobile binerek kaçmışsa da tutulmuştur. Tahkikata devam olunmaktadır. Bir tayin İzmir ihtisas mahkemesi müddeiumumisi Arif'in, ihtisas mahkemelerinin lâğvı üzerine Balıkesir merkez — cumuriyet müddeiumumiliğine tayin edil- diğini yazmıştık. Tayin, müm- taz bir terfi şeklinde olmuş- tur. Çünkü bu değerli adliyeci | tenzilât | fiata mal Yerli sanayiimiz himaye Trikotaj Jerselerden Muamel ediliyor Vergisi Alınmıyacak. Trikotaj jerse dokuyan ma- | kineler hakkında Maliye Ve- kâletinden yilâyete bir tamim gölisştir. 934 yılı iptidat - maddeler tenzilât cetveline konmuş olan payının — kettenstuhl namındaki makinede yap lan amulâta tatbik edilmesi bil- etince yapılan bu de makinelerin trikotaj jerseden başka mamu- lât ta vücuda getirdiği ve trikotaj jersenin bu makine- lerden başka ve ezcümle rasehel ve interlok m dokunabileceği, ancak- bunlar- da dokıman jerselerin yüksek olması ve alâstiki yetlerinin fazla bulnnması se- bebile kettenstuhl mAkinele- Türkofis başmüşaviri Halil Mitat Şehrimizde bulunmakta olan Türkofis — başmüşaviri Halil ihtisas mahkemesinin devamı müddetince deruhte ettiği va- zifenin bütün icaplarını tam bir isabet ve liyakatla yerine getirmiş ve gerekse mahke- menin, temyiz kararları da bu- nu tebarüz ettirmiştir. Kendisini kutlular, yeni va- zifesinde muvalfakıyetini dileriz. linden çıkarmışlar, bir nevi asma şekline sokmuşlar. Tar lalarının etrafını çeviren ne kadar ağaç varsa hepsini bu fidan bozması asmalra birer destek haline getirmişler ve üzüm dallarını iplerle topra- ğa müvazi bir halde germişler. Eğer buradan başka şerait içinde geçmiş olsaydım hiç şüphesiz bu toprak'ar hakkın- da yazacaklarım pekçok daha fazla olurdu. Fazla terden, sıcaktan bu- nalmış, yorgunluktan bitmiş- tim. Terler cakekime kadar çıkmıştı. Buna lakomotifin bol bol gönderdiği kurumları da ilâve edince insandan başka herşeye benzeyordum. - Etrafı daha fazla görecek halim yoktu. Milâno'ya gelirken bir ara- lık bu gece burada kalmağı, Mithat, beraberinde - İngiliz ticaret nezareti memurlarından Mister Kahn bulunduğu balde bugün Ankara'ya hareket ede- cektir. Türkiye - İngiltere — arasın- daki iktısadi münasebetlerin artırılmarı gayesi güdüldüğün- den İngiliz ticaret nczareti, biraz temizlenüp insan kıyafe- tine girdikten sonra İsviçre'ye geçmeyi düşünmedim - değil... Fakat sonra yine vazğeçtim Yolcu yolunda gerekti. Neye mal olursa olsun biran evvel konferansın toplanacağı Mant- reux'ye gitmeli idim. Üzerim- deki pisliği oradada temizle. tebilirdim. Bahusus ki, İsviç- re'de İtalya'nın kirli çamaşır- larını yıkamıya alışılmış ola- caktı: Nitekim yolda gazetelerin söylediğine göre bu sefer de zecri tedbirlerin yıkanmasına karar verilmiş birşeydir... Onun için tereddüt etmedim. Italyan'ların en büyük şehirle- rinden biri ve medeniyet iti- barile birincisi olan Milâno'da şöyle bir dolaştıktan sonra Paris sür'at katarına atladım. Hamdi Nüzhet çinelerinde de | rinden başkasında imal edile- mediği anlaşılmıştır. Bu nevi trikotaj, düz veya yolle olarak - yün, | ipekten yapılabilen, fakat alel- ekser sun'i ipekten ve filoştan imal edilen ve kadın çamaş Jarı, yorgan, ve yastık yüz. için kullanılan örme kumaş- lardır. Maliye Vekâletinin tamimin- 1 kumaş- de jerse namı veri arın, hangi markali makinede örülürse örülsün iptidai mad- Mu: t eçtvelindeki deler | bildirilmiştir. tuhl makinelerii den başka imal ed maşlardan — muamcle alınacaktır. Türkiye - İngiltere Iktı- sadi Münasebetleri. İngiltere'de bu münasebetlerin genişletilmesi isteniyor. istihsal mıntakalarımızda tet- kikler yapmak üzere memur clarak Mister Kahn'i gönder- miştir, İzmir'de muhtelif mah- suller üzerinden iş gören tüc- carlarımızla görüşen, bağları, üzüm, incir işlenen yeri, Bur- nava ziraat mektebi ile bağ- cılık enslitüsü, ve diğer ziraat müesseselerimizi gezen bu zat, tetkiklerinden çok memnun kalmıştır. Hububat üzerine iş yapan - ticarethaneleri de ge- zerek görmüştür. Dün şehrimizdeki müzeleri ve eski İzmir hafriyatını ziya- ret ederek turizm bakımından tetkiklerde bulunmuştur. Türkofis başmüşaviri Halil Mitat'ta, İktisadi tetkikler yap- mıştır. Bu tetkiklerine ait ra- porunu İktisad Vekâletine ve- recektir. Ankara'ya giderken Eşkişehire'de uğrıyarak oradaki Ziraat müesseselerimizi göre- ceklerdir. Şekerli maddeler. Şekerli maddelerin yedi ay- lık muamele vergisinden misil Zammı ve tehir cezasi aranıl- maması hakkında Maliye Ve- kâletinden vilâyete bir tamim gelmiştir. Şekerli madde imal eden müĞseselerin 1 haziran 934 tarihinden Kânunu sani 935 iptidasına kadar - geçen yedi aylık müddet zarfında mua- mele vergisine aid defterleri tutmamış olmalarının ve be- yanname vermemelerinin evelce vergiden muaf olduklarına dair | yapılan tebliğden mütevellit bulunduğu icra edilen tetki- kat neticesinde. anlaşılınıştır. Onun için bu müddete ait vergilerin yalnız aslı - tahsil edilecek, başkaca ceza aran- miyacaktır. slkaeraane . pamuk ve | vergisi | Katil Kim? Zabıtamız iz üzerinde.. Cumaovası nahiyesinin Göl- e cükler köyü civarında bulun- muş olan cesedin, Tepeköy'den | Ömer oğlu Turan'a aid olduğu anlaşıldığını dünkü sayımızda yazmıştık, Zabıta, Turan'ın ka- tilini meydana çıkarmak için araştırma yaparken mühim bir ipucu etmiştir. Katilin | kim olduğu tesbit edilmiştir. | Haber'aldığımıza- göre / katil, | mavzer kurşunile - öldürülmüş olan Turan'ın arkadaşıdır. ve aranmaktadır. Nafıa Vekilimiz Yakında Geliyor.. Nafıa Vekili Ali Çetinka- ya'nın bu ay sonunda şehri- mize geleceği, devlet demir- yolları 8 inci işletme müdür- lüğü ile İzmir'deki naha mü- esseselerini telliş edeceği ha- ber alınmıştır. Polis Fatma Vİktiyar kadın tena dövülmüş Menemen kazasının Seyyid Nasrullah — mahallesinde bir vak'a olmuştur. Polis Fatma namile anılan bir kadın, Kar- şıyaka'nın Dedebaşı köyünden İmam Ali oğlu Mustafa tara- fından fena halde dövülmüş- tür. Tahkikata göre polis Fat- ma'nın döv.İneşinin sebebi şudur: Polis Fatma, ihtiyar bir ka- dındir. Fatma, ihtiyar halinde kendisini bakmak şartile evini Dedebaşı köyünden İmam Mustafa'ya bağışlıyacağımı ve ayrıcr 350 liralık bir sened vereceğini söyliyerek Mustafa ile mutabık kalmış ve onun Dedebaşındaki evine naklet- miştir. Fakat palis Fatma, Dedebaşında Mustala'nın evin- de 15 gün kaldıktan sonra orada oturmaktan vazgeçerek Menemen'e, kendi evine dön- müştür. Bunu haber alan İmam Mustafla, fena halde kızmış ve Menemene giderek - bastonla polis Fatma'yı dövmüş, ağır surette — yaralamıştır. Kadın, İzmir memleket hastanesine getirilmiş ve İmam Mustafa tu- tularak adliyeye verilmiştir. İki yankesici Asliyeceza'da mahküm oldu Basmahane trenine binerek Burnava'ya gitmekte olan Kad- elde riye'nin vagonda rafa koyduğu el çântasını Halkapınar'da gene bu vagona binmiş olan İstanbul'un meşhur yankesici- lerinden boşnak Sabri ismin- deki şahıs çalmış ve kaçmıştır. Çanta içinde Altın'lar vardı. İkinci Asliyeceza hâkimliğince Sabri'nin bir sene iki ay hap- sine, yankesicilikten maznun Domuz Veli'nin de üç ay on gün hapsine karar verilmiştir, Temsil var Halkevi Temsil kolu tara: fından 27 haziran cumartesi ve 28 haziran pazar günü ak- şamları saat 8,30 da Kahra- man piyesi temsil edilecektir. Bütün İzmir'liler davetlidir. Belediye daimi? encümeni Belediye daimi encümeni, dün belediyede doktor Behçet Uz'un reisliği altında loplııg,' mış, biriken işleri çıkarmıştır. d | süret Ki 'aynı vil zanın ihbar * bunun (ettiş, Müfett (lindek birind yunla