ae e ADOR YÜ M0 6/ 936 Çimdikler ı Avanaklık Sabahlı—un evden — çıktım. İki çocuk biribirini döğüyor- lardı. Bir kendilerini ayırdı ve sordu yolcu — Neden döğüşüyor sunuz? İçlerinden biri atıldı: — Bana yumurcak! Avanak diye ken- disine derler. Yürüdüm. avanak dedi. bu İleride bir Bay, hizmetçisinin — elindeki patlı- canlara baktı ve kaça- aldı- ğını sordu, cevaptan memnun olmamıştı. Avanak, dedi.. metçi ayrıldı. dandiğını duydüm: — Avanak — diye derler! Bü avanaklık, ne mendebur sifat imiş ki, kimse tarafın- dan kabul edilmeyor? — Uzat- mMiyayım, vapura Bir Şunları — miril- babana girdim dostumla oturdum. Tesadüfe | bakınız; kâyesi beni bugün avanaklıkla uğraş- tıracaktı demek.. Dinledim hikâyeyi güzel buldum. Size de anlatayım: Bir adamcağız lunu çağırmış tıktan sonra; F Ullum AA böş yüz altını da al ve en avanak adamı bularak ona ver. Deli- kanlı, babasının bana bir avanak hi- anlatmasın mı?.. Talih başlamış gezmeğe ve avanak aramağa, Fakat mübarek kabul eder kil.. mümessilleri bile; — Böyle bir miyoruz? Demişler... Bittabi beşyü altından haberleri de yok;,. Delikanlı, döne-dolaşa İstan- bul'a gelmiş. Babıâliden ge- çerken kapıda oturanlara sor- muş: rine getirmek için nesneyi kim adam — tanı- Burası ne? — Babiâli? — Burada ne yapılır, kim oturur? — Hükümetin büyü oturur ve işlere bakarlar, Delikanlı dalmış Şöyle görmek Bir dairenin önünde kavuklu kapu fağaları ile kar- şılaşmış.. Bir de ne görsün, kapının kavuklu ve kamı pıhtı pihti düran bir ke- sik kafa asılı... Merak edip sormuş: — Bu kesik baş kimin! — Bundan evvelki sadraza- mıniğ — Neden böyle den ayrıldı? — Padişahın canı da boynunu vurdurdu. — Şimdi içeride kim var? — Yeni sadrazam? » Sadrazam mı? L 1leri içeriye... bir istemiş. sırmalı, üstünde bedenin- sıkıldı Delıkanlı düşünmüş. Kendi kendine; — Ha tamam -Demis- ara- dığım avanağı buldum. Sabah akşam iki ay evvelki arkada- şının koparılmış başını — gör- düğü halde burada oturan adam, olsa olsa avanağın bi- ridir? Ve bu düşünce ile içeriye girmiş, belindeki altın kese- sihi çıkarıp sadrazamın önüne atmış. Sadrazam şaşırıp - sör- muş, bu ne? — Bir baba vasiyetinden kalan beşyüz adet sahih altın Tira.. Aradığıtı mübarek kişi SİZMişsiniz.. Uzatmıyalım; sadrazamın is- Hiz- | vasiyetini yap- | vasiyelini ye- | Avanaklığın | Lıman idaresinde Devir hazırlık. ları başladı.. | Şehrimiz Liman işleri umum .mmunumın Maliye vekâle- ! tinden İktısad vekâletine de | hakkında | ulükadarlara ro memiştir. Fakat emrin bugün- henüz . şehrimizdel nen emir gel- lerde gelmesi bekleniyor. De- vir muamelesi için liman işleri ü tarafından hazırlık yapılmaktadır. Yeni kanuna göre | umum müdü gümrük depo ve antrepoları da liman eri umum müdürlüğünün teş- kilât gibi İktısad vekâletine geçileceğinden bun- ların idare şekilleri üzerinde şimdiden tetkikler yapılmak- | tadır. * . Muallimlerin . . imtihanları. Şehrimiz ik mektepler mu- allimlerinden orta mektep n allimi olmak istiyen 129 kişi- nin Dumlupınar mektebinde devam etmekte olan grup im: anları bitmiştir. İmtihan evrakı, Maarif mü- afından Maarif Ve- kâletine gönderilecektir. " ö üç memuriyete 22 kişi talip Vilâyet münhal bulunan üç memurluk için talipler arasında dün Vi- imtihan ya- pılmıştir: Üç memurluk — imti- hanına 7 Bayan ve 15 Bay girmiştir. İmtihan heyetine vali muavini Cavid Ünver riyaset etmiştir. Bugün imtihan evrakı tetkik edilerek muvaffak olan- lar tayin olunacaklardır. (Kalpazan değil | ve tesisatı evral kaleminde lâyet salonunda ve Kalp 25 kuruşluk imal et- mekle maznun dişçi İsmail Hakkı'nın Ağırcezada devam etmekte olan muhakemesi ne- ticelenmiştir. Hastanede müşahade altın- da bulunan İsmail Hakkı'nın serbest bırakılması bile caiz olmıyan bir deli olduğu hak- kında verilen rapor, dünkü muhakeme celsesinde okunmuş ve kanun mucibince delinin beraatine karar verilmiştir. İs- mail Hakkı, tehlikeli bir deli olduğu anlaşıldığından mahke- me kararına göre bir hastanede daimi surette tedavi altında bulundurulacaktır. ETE SAA T AE LA M rarı üzerine mes'eleyi anlat- mıs. Sadrazam — düşünmüş ve görmüş ki; delikanlı yerden göğe kadar haklı.. Hemen sadaret mührünü kapmış ve doğru padişaha: — Arslanım, sultanım -De- miş- kulunuzu retten azad ve af buyurun? — Neden hocam? Sadrazam — delikanlının hi- kâyesini anlatınca hâdise dev- rin padişahının hoşuna gitmiş, Şu halde -Demiş- kitabı azimüşşan ile temin ederim ki, hiç kimsenin kılına dokun- mıyacağım, Sen olarak kal, onu da olarak kullan!.. makamı sada- başvezirim müşavir Çimdik L;ıW | kurduğu Azılı bir deli imiş.. | ANADOLU g CH.P. Himayesinde İşçi-Esnaf birliğin- de veda toplantısı | Avni Doğan veda ederken herkes sıcak gözyaşı döktü. başkanımız — Yozgat vi Avni Doğan, dün ak- şam, Partinin himayesinde teş- kil etmiş olduğu İzmi mühim hayir müessesesinde, İşçi -Esnaf kurumları birli- ğinde kurumlar idare —heyet- leri azasına veda etmiştir, İz- 35,000 ( ensup olduğu rın idare liğin — konferans toplanmıştı. Herkesin yüzünde derin bir tecssür okunuyordu. Kürsüye çıkan Avni Doğan, uzun bir hitabede bulunarak bütün ku- rumların mümessillerine veda tarafından çok sempatik hazin tezahürat yapılmıştır. Çok bu hitabeyi d Doğan'dan amhcâları için sıcak göz yaşları dökmüşler- dir. Avni Doğan, hitabesinde İ ve esna- kurumla- heyetleri azası salonunda bir- etmiş ve aza ve olan Avni veciz yenler, işci ve esnaf ku ları - birliğinin — büyüklüğünü anlatmış ve istikbalinin çok parlak olduğunu söyliy — Bu eseri kıskanınız; size bunu bir kardeş ederim. gibi tavsiye Demiştir. Değerli hatip; va- limiz Fazlı Güleç'in namuslu ve faziletli be reisi dok- tor Behçet Uz'un da çalışkan birer zat olduklarını söylüye- rek bundan sonra da işçi Acaba zehirlendi mi? Ahmed'in barsakları İstanbul'a gönderilecek Zinet mobile fabrikası ve garajı sahibi Ahmed'in, bir bardak çay içtikten sonra ölmüş olmasından kardeşle- rinin şüpheye düştüklerini ve | zehirlenmesinden korkarak ad: | liyeye müracaat ettiklerini dün- kü sayımızda yazmıştık Mezardan çıkarılarak Mem- leket hastanesine götürülen Ahme'din cenazesine dün müd- | deiumumi muavini Ali Akka- otopsi — yapıl- Cesedin — barsak midesi çıkarılarak kavanozlara edilmiştir. bu ahşayı ya'nın önünde mıştır. ve konmuş ve tahnit Müddeiumumilik, [>l.ınlıııl tıbbi adli müessesine * | esnafa her - türlü- kolaylıklar | göstereceklerini söylemiş, mer- | kez heyeti namma reis Berrak Işık ve daimi heyet reisi Ga- lib Sezar, bütün aza namına bu ayrılışın hüznüne tercuman olmuşlardır. Bu sırada bir genç üye: — Kurduğun bu — eserin fahri reisliğini kabul et ! Diye bağırmış, Avni Doğan: — Sizin yardımınızla kuru- lan bu « benim n bir âzası olmak en büyük şereftir. Mukabelesinde bulunmuştur. derin teessür içinde salondan ayrıl- mıiştir. Daimi heyet, Avni Doğan'ın ve fahri ve kabul muamelesini derhal — kabul bu suretle yüksek bir kadirşinas- lık göstermiştir. Daimi heyet parti başkanımızın birliğindeki toğrafisini kendi el yazısile imzalamasını rica etmiş ve Avni Doğan bu dileği de ka- bul ederek fotoğrafının altına: reisliğe inti- etmiş ve reisi Galib; kurumlar kıt'ada fo- 4Cilşin el en'temiz, en aI eldir.x Cümlesini yazmıştır. Veda bir teessür tablosu teşkil et- miştir Bır cınayet Orakla yarnluyıp öldürmüş Ödemiş'in Kirez nahiyesine bağlı Çalilar köyünde oturan Anaç oğullarından Yusuf oğlu Mehmed ile amcası Mehmed Foğlu Kadri arasında kavga çıkmış, Mehmed orakla Kad- ri'yi ağır surette yaralamıştır. Yaralı Kadri,'vakadan az sonra ölmüştür. Katil tutularak adli- yeye - verilmiş tahkikata başlanmıştır. toplantısı, emsalsiz ve gönderecek ve orada tetkik |olunacaktır. Bu tetkik netice- sinde Ahmed'in zehirlenmek suretile mi, yoksa r bir suretle mi - öldüğü — anlaşıla- caktır. Haber aldığımıza göre Ahmed, kalb hastalığından ül nuııi 'u. üzüm Fiatleri Cesbit Edilecek. Iktısad Vekâleti Fiat Istikra- rının Teminini Istiyor. İktısad. vekâ miz Türkofis direktörlüğüne gelen bir emirde İzmir'deki kuru meyva ihracatçılar birliği azalarının iştirakile bir top- lantı yapılarak buseneki kuru üzüm satış fiatlerinin asgari hadlerinin tesbiti bildirilmiştir. Türkofis direktörlüğü, toplan- tının Pazartesi günü saat 11 de yapılmasını kararlaştırmış - ve alâkadarlara tebligat yapmıştır. tinden Bu toplantıya İzmir üzüm kurumu müdürü İsmail Hakkı Veral da iştirak ed A Dünya üzüm rekoltesinin vaziyetile memleketimiz rekol- tesine göre fiat istikrarı mes'e- lesi görüşülecek ve muhtelif numara üzümlerin asgari fiat- leri tesbit olunacaktır. İktısad vekâleti, fiatlerin tes- bitinden sonra muvafık olub olmadığı anlaşılmak için liste- sinin gönderilmesini de Ofisten istemiştir. | muamlelerle göçmenler bir hüzün ve | Muhacirlere Kolaylık. Getırdıkie.;ı eş yalur gümrüklerde alı- konmuıyacak. Mahalli — Vali kamlar tarafından memleketi- imize: gelen'üüuhacirlerin. berü- berlerinde — getirdikleri için verilen gümrük “muafiyet kâğıdı üzerine gümrüklerce tahkikat ve - tetkikata diği görülmüştür. ve eşya girişil- umum müdür- lüğünden alâkadarlara " gelen bir tamimde - iskân nun eşya m wafiyetine ait olan B1 nci maddesinin açık hük- mü karşısında « ve h.ıyvanlarınm meml, serbestçe idhal edilmesi böy- hükümlere göçmen lece açık aykırı işle- tinlü- gör — Biralölmiledek' Ve bu hususta lâzimgelen tabkik ler mülkiye müfetüişleri tara- fından yapılac rüğe — gösterilecek —mualiyet kâğıdı üzerine göçmen eşya ve hayvanlarının lekete idhal edilmesi bildiril- mişt Şüphe vetahkiki mucib bir hareket görülürse eşya mem- lekete sokulduktan sonra Vali ve:Kaymakamlara bildirilecek ve ondan'sötte talikikiğ gA” pılacaktır. Fazlı Güleç |Bergama'da Tetkik. ler yapıyor Vahi "Fazlı” Gölee.e gelakin katinde sıhhat müdürü doktor Cekdet Saracoğlu bulunduğu halde Bergama'da tetkiklerle meşgul bulunmaktadır. Tür- kofis müdürü Ziya Orgon da dün Bergama'ya gitmiştir. O- rada iktisadi bazı tetkikler yapacaktır. Vali, Sıhhat ve - Türkofis müdürleri bu akşam şehrimi- mize dön rdir. Adliyede Yaz tatili 20 tem. muzda başlıyacak Adliyenin yaz tatili 20 tem- muzda başlıyacak ve 5 eylüle kadar devam edecektir. Ya- kında bu seneki nöbetçi mah- kemeler tesbit olunacaktır. Polislerin elin- den kaçan çocuk. On Metrelik Dı- vardan Atlamış.. Karataş'ta futbol oynamak yüzünden iki Yahudi çocuğunu yumrukla döven ve yaralıyan Kâzım adındaki çocuk, zabı- taca elân yakalanamamıştır. Evelki gün Karataş'ta Şehit Nusret sokağında görülen Kâ- zim'ı, yakalamak - için taharri ve resmi polis memurları ter- tibat alarak bütün sokakları tutmuşlar buna rağmen Kâzım'ı ellerinden kaçırmış- lardır. Korkutmak için arka- sından atılan kurşunlara rağ- men henüz bir çoçuk denecek yaşta Bulunan Kâzım, on imetre yükseklikte bir dıvardan aşağı atlıyarak kaçmıştır. Zabıtaca aranmaktadır. ve | min güvercinleri, kanunu- | na göre, güm- | derhal mem- | | memiş, Misyoner Ve Casus. Emperyalizmin ve militariz- muhakkak ki casuslardır. İstavrozun pişdarları da mis- yönerlerdir. Birincisi cebinde altınlarla, tabancalarla, sahte pasaport- larla gelir. İkincisi, gözlerini gök yüzüne çevirir, istavrozu kaldırır, Allah'ı, İsa'yı teren- nüm eder.. Ve, siyah etekle- rinin altında, mukaddes hıris- tiyanlık — davasını — sürükler, durur.. Zavallı şark, kaç yüz yıldır ki, casus ve misyonerin avuç- larında baziçe olmuştur? Lav- rens adı, belki bir İngiliz adı- dır. Fakat bu adam, bir uma- cı halinde Trablus ve Mısır- dan — başlıyarak, — Arabistan, Hicaz, Irak, İran ve Hindis- tan'a kadar uzayan geniş bir toprak üzerinde öyle korkünç bir şöhret ve tarihe maliktir ki, bunun derecesini İngiliz'ler bile bilmezler.. Lavrens, sırtında — miralay apuleti taşıyan esrarengiz bir hızır. gibi, bugün Kahire'de hurma dallarının gölgelendir- sazların çaldığı bir gâ- noda, yarın kumların savu- rulduğu bir Arap çadırında gözükür, öbürgün, bir Hind mihracesi ile gizli konuşurdu. Misyoner keza.. Kilise san- dığının ve mechul milyarder oluğunu, güya yetimlere bakmak, güya insan- hğı uyandırmak, — çocukları okutmak için, toprağı işlene iptidai maddeleri en geri milletlere çevirir.. İki başlı bir metih: Hem sermaye, hem de h- ristiyanlık namınal! Kendi memleketindeki işsi- zin, sefilin yüzüne bile bak- mıyan bu istavrozlu şefkat ve merhamet ()) yığınlarla: misyo- ner çıkararak medenilerin ayak basmadıklar! yerlere salıverir. Misyoner, elinde asası, başın- da geniş kenarlı şapkası ile ve bir Eyyub sabrı ile yıllar- ca çalışır. Süküt ve inziva perdesi altında, maksatlarının mekiğini bir sağa, bir sola fırlatır. İdeal bir inkılâpçı gi- bi, zevkinden, haklarından, ailesinden, dostlarından uzak ülkelerde, kilisenin tohumunu atar, fidanını diker ve sonra, meyvalarını toplaâmağa başlar. İstilâ, yalnız bir çeşit olmu- yor elbet ! İstilânın kuvvet ve vasıtala- n da, hiç şüphesiz, yalnız bil- diğimiz askeri kuvvet ve si- lâh değildir.. Yakın bir. zamana kadar bu topraklarda da casus ve mis- yönerler, hora - tepiyorlardı. Mektep namı altındaki hıris- tiyanlık abideleri, Şizli gizli, Türk çocuğunun vicdan ve milliyetini kemiriyorlardı.. Şimdi ise, toprağımızdan geçen kervan, göklerimizden uçan kuş bile, gözümüzden kaçmıyor.. Hepsini görebiliyor, tutabiliyoruz.. Orhan Rahmi Gökçe Olgunluk imtihanları Şehrimiz erkek ve kiz lises' lerinde pazartesi gününden iti- baren olgunluk imtihanlarına — başlanacaktır. z di; hazinelerinin