22 Mayıs 1935 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

22 Mayıs 1935 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

çok Alçaktan lrı Bir Kuş Geçıyordu. Pençesinde De Birşey Taşıyordu.. | Salak, yanlış düşünmiyorda. Gerçi kendist Kadının güzelin den, çirkininden — anlamazdı. Amma, gözünün alımı ile, Ya kar'ın da her halde çok güzel dedikleri tiplerden olabileceğini aklı kavrayorda. — Hiç olmazsa avunur ya, | ona bakayım! Diyordu. Zavallı Salak, kadar safiyetle düşüaüyordu: Bu genç kızın ruhunan, böy- avunmağa, eğlenilip vekit geçi- rilmeğe yanaşmıyacak — kıratta yüksek bir cevher olduğuna nereden bilecektt. Aybey bile, ilk hamlede, irl bir kayaya çarpmış köpüklü dolgalar gibi, İniltilerle, ger'sin geriye gelmemiş miydi? HBepsi de ayamuşlardı. Ma- Zaranın İçi, İyiden İyiye 19m- mıştı. Salak o kadar horliyor- du ki, Yakar birka; defa uyan: di, gözlerini açtı ve dinledi. Sonra tekrar gülerek gözlerini kapadı. Bir defasında, Aybeyi ört müştü. Tesadüf, banu da Salak görmüş ve yarı uyku sersemli. gi He, yüzünü iri başlığımın içinde saklıyarak gülmüştü. — Hah -demişti. tamam! Ve derbal, gene uyumuş, hor- Tamağa başlamıştı. Aybey, onun bir su mahzeol gürültüsünü an- dıran ba horultülarına alışmıştı. Hattâ ara sıra. takılırdı : — Salak — derdi- sen uyur- ken, kırk tane öküz horulda yör, sanıyorüm. O da, güler: — Şu halde bahtiyarım, kırk tane öküze bedelim. » Cavabını verirdi. Sabah.. Tanyeri parlak mı parlak! İlk uyanan Salak olmuştu. Köşede yatan iki gence, sevgi- den buğulanmış gözlerle baktı: — Mişil mnşil — üyüyorlar!. Ben de gençliğimde öyleydim.. Diye kendi kendine söylendi. Va sonra ilâve etil : — Duyan Tanrı için söyle. alo, sank! şimdi de az uyuyor- müşüm gibi söyleniyorum. İlk düşüncesi onlara yiyecek düşünmek oldu. * Ayaklarının ucuüna basarak mağaranın ağzına doğrüa yü- rüdü.. Hava ne kadar güzel, gökler ne kadar yüksekti? Gece, dağların teposinden ye- ni yırtılmıştı. -Ormanlardaki topla gölgelikler yeni dağılmış tı. Tâ karşıda büyük bir dağ vardı. Başı, kara bir kelpak gibi koyu bir çem ormanlığı İle örtülmüştu. Salak etrafına bakındı : — Güzel dedi- ga aşağıdaki dere içine #sapayım. Keklik sesleri geliyor. Belki başka bir goy de çıkar.. Okunu, yayını zaten mağara — dan çıkarken almıştı. Ağır ağır, — ağaçların arasından yürüdü. Se- rin, taze bir öorman kokusu Yelne dalmıstı. ne SARADÖLÜ| Avukat Bay M. Anadolu'nun Tariht Tefrikası oe ea i Burnunu derin derin çekti : — Yaban armudu kokusa ! geliyor amma, nerede? bazı kuşlar ağaçla- dan kanatlarını dal. lara çarparak kaçışıyor, uçuşu- yorlardı. Dalak, boş dönmiye ceğine emindi. Gerçi, bir ikl gönlük yiye- cekleri vaadı. Fakat taze, bir sabak yemeği olaa, çok hora geçecekti. Aşağıdaki deraye vardı, do laamağa başladı. Fakat talisizliği üstündeydi. Birşey yapamıyorda. İri, besili keklikler uçup gidiyorlardı. Sa- lak, keklik gibi ötüyor, fakat bu kurnaz kuşları kandıramı- yordu, — Seşim odunlaşmış ta be- ceremlİyorum. Diyorda. Gün doğuyor olmalıydı : Korşı dağın tepesiodeki or. manlığın — Üstüne, ilk ışıklar vurmuştu. Salak, ne kadar za- man geçtiğinin farkında değil di. Güneş, yürüdüğü yerlere, girdiği orman İçlerine kadar bile sokulmuştu. Bir uralık, gene boğaza doğ ra döndü. Müthiş #nrette canı sıkıldığı belli #di. Çünkü bü. tön kuvveti İle burnünü sıkı: yordu. Bu hareket, Salağın can tıkıntısının alâmetlerindi. Okulalarda Imtihanlar Maaşlar Hakkında Dün Bir Emir Geldi Dün şarımızdaki kız ve er- kek liselerinde sözlü sınıf yok- Jamalarına — başlanmıştır. Bu yoklamalar 7 haziranda bitmiş olacaktır. öğretmen — okulların- da yapılan tatbikat yoklamaları bitmiştir. Haziranın İlk günün- den İtibaren — nezari — dereler yoklamalarına başlanacaktır. Pazar günü kültür direktör- lüğünde liselerle, öğretmen ve orta okullar direktörleri topla- narak olgunluk yoklamalarında bulunacak yoklama komlsyon- ları üyelerini seçeceklerdir. Dün Kültör Bakanlığından — öğret- meblerin makam maaçları hak- kında bir emir gelmiştir. Bun da ilbaylık büdcelerinin hazır ladarak onaylanmak üzere ba kanlığa verildiği, ancak büd. ceye yapılacak yenli bir ek (İlâve) ile — verilmesinin müm- kün olacağı için şimdilik ma- kam tahelsatlarının masaş bor. dorularından çıkarılması bildi rilmiştir. Eospektör (Müfetiiş) ve başöğretmenler haziran ayın- da yalmız asıl maaşlarını a guklar, makam maaşlarını ala: mıyacaklardır. Yangına Karşı Hükümet dalrelerinde — yan- gından korunma tedbirleri ulan komlsyon dün bay Süleyman Sırrının başkanlığında toplanmış kararlar almıştır. Tam bu sırada, başını kal. dırmıştı : Çok alçaktan İri bir kuş ge: çiyordu. Pençesinde de birşey taşıyordu. Hlattâ yavaş yavaş yere doğru alçaldığı seziliyordu. Demek ki, kaş, pençelerin. deki yükü taşıyamıyor ve ağır- hk arttıkça, zemine doğra al çalıyordu. Salağın keskin gözleri, ceki bir âşinalıkla, derhal onu tu: nıdı : — Kartal bir oğlak kapınış! Vahet kuş, yavaş yavaş, nde- tâ sözüle sözüle, Salağın bu- Iuoduğu noktaya doğrü yakla- gıyordu. Salak, hemen okunu, yayını hazırlamış, bir kayanın üstüne sıçrayarak, bacaklarım açmış, yeyı germişti, Kuş, tam tepeye gelmişti. Salak, bükülü bileğini, usta- hkla salıverdi. Yay boşandı ve adetâ görünmiyen bir hızla he- define doğru uçtu. Havada kü- çök bir hareket oldu. "Hedef, ikiye ayrıldı. Bir parçamı, diklne olarak düşmeğe başladı. Salak bir nara atlı : — İsterse öbürüsü düşmesin! Diye bağırdı. Öyle ya, esil Tâzım olan, kartalın avını pen- çesinden kapabilmekti — Devam edecek — Venizelos Pro- gram Hazırlamış.. — Başı 1 inel yüzde — seçimine İştirak etmemelerini bildirmiştir. Alâkadarların verdikleri ma- lümata göre, Venizelos, Çaldarla bükümeti ile mücadele etmek üzere beş yıllık bir program çizmiş ve merkezi Viyana'da olmak, Misır, Parlis ve Ame- rika'da — şubeleri — bulunmak üsere yeni bir komlte tesis eylemiştir. Gölgem — Başı 3 üncü yüzde — Ve tekrar iki adım atıyo- rum.. — Ayaklarımın ucundan burdunu gösteriyor. Bir adım daha atınca büyücek bir kafa çıkıyor. ve gene koı-kı!ık aşığın altına — çekiliyorum.. Nö soğa, ne Bsola, ne İleri, ne de geri bir adım.. Gölgemden — korkuyoram.. Karşı evin pençirelerinden ba- karak gülüşüyorlar. Bir hasta ile eğlenilmez am- ma ne diyebilirim?. Hasta, 1s. lak, bahtaiz, sokakta — kalmış bir kedi daygusu var içimde!.. Birdenbire gözlerimin içinde bir avuç mağaezlim. yanıp Bö- nüyor. Durduğum yerde dizle- rim — bükülüyor, — işiliyorum. Yerde bir taş var onu alıyo rüm ve tepende sallanan işil- dağa fırlatıyorum. Bir şangırtı İşitiliyor. Pença. redekiler birşeyler —mırıldanı: yorlar. Sokak zifiri karanlık. Kimeyğlafl' z . Sakir Söylüyor: — Başı 1 inci yüzde — ler için en küçük bir endişe varit olmamıştır. Bay Müustafa Şakir'le konuş- mağa başladım. İlk suslimi s0- runca, bir hesap yapmağa baş- ladı : — Ne oluyoruz - Dedim - bu yaş besabıma lüzüm nc? Güldü: — Şimdi yaşımla, anlata- cağım hüdisenin tarihi arasında bir aykırılık olur da fena vazi yete düşeriz, diye korkuyorum. Dor, besabımı yapayım!.. Tahafıma gitmişti. Bay Mua- tafa Şakir, tıpkı kadınlar gibi, yaş mes'elesi üzerinde hasaasl- yet gösteriyordu. Nihayet he- sabını bitirdi; — Yoz azizim - Dedi - ben, bayatta yirmi yedi yaşına ku- dar korkunun ne demek oldu: günu bilmiyordum. Yirmi yedi yaşında iken... Dur, dur, hele bir daha hesab edeyim!.. Evet, tamammış.. Evet, yir miyedi yaşında iİken mütareke Snzalanmıştı.. Tavvirinden aciz olduğum bir korku, beynime saplandı: — Eyvah dedim — isiklâli. mizi kaybettik ve herşey gi diyor... İşte bu benim hayatımda duyduğum lik korku olmuştu. Hem şahsi, hem de milli bir korku.. Emin olunuz, günlerce uyuyamadım.. Kafamda — sabit bir. korku, hastalık — balinde debşet sürüyordu. Bay Mustafa Şakir, — Bir daha var! Fakat, yaz- ma kuzum, yalnız şana - husust şekilde anlatayım, Dedi ve anlattı. Bu; — haki. katen bugün bile onun haya- tında eseri olan korkunç bir bâdisedir. Ayni zamanda çok acıklıdır, Hayalin zor — alabile- ceği kodar hazin ve romantik birşey.. Fakat — yazamıyacağım, doğru değil.. Bay Mustafa Şakir en çok sevindiği zumanı da çu kısa, birkaç cümle İle anlattı : — İzmir'in İstirdadını duy- düğum ve mektebi bitirdiğim gün.. Biri çahmma, diğeri de mensup — bulondüuğum — millete ald iki büyük sevinç.. Daba birçok sevinçler tatmışımdır ta- bil.. Fakat bakınız; bepslai unutmuşum, yalnız bunları ha tırlıyorum.. Konuşurken — slgaralarımızın dumanını savurüyor ve kahve- lerimizi de içiyorduk : — Saadet hakkındaki telâk- kiniz?, Ne yalan söyliyeyim; ben bu suali sorduktan sonra, manzum bir parça, yahut başkasına alt bir vecize bekledim. Fakat bu gün o kapıyı kapamış olacak, kendi fikirlerile cevap verdi : — Sanadet - Dedi - mala, tıbhate, kemale nelil olmaktan ibarettir. — Yalanı, en fazla, erkek- mi söyler, kadınmı? Güldü: — Ne var - Dedi - bilemi. yecek; erkek söyler.. lara gömüldü. Ve gölgem, bir taşlu can verdi. Bozuk kaldı rımlarda, başımı dikerek öyle bir gidişim — var ki, gölgemin gördüğünü İsterdim. Fakat şim. di karanlıkta; ben kendim göl. geleştim, Hastayım... — Neden? — Neden olacak, bunun tabliliği meydandadır. Ezkek, kondi yaradılış ve İşl İktizası dalma hileli yollara sapar. Al- lesi efradını ve bilbassa karı; sını kandırmak için mutlaka ve mutlaka yalan söyler... Bu, mahskkak bir keyfiyet tir. Meselâ, o erkek, bir avukatsa, — Ne yapalım karıcığım, keşlfto idik de, çöyle 1di de, böyle Idi de... Diye söyler.. Fakat Allahaşkına — bunları.. konuşuyoruz. Eğer ba tüccar İse, — Kusura bakma karıcığım der bir. komlsyoncu, bir tüc- yazma Husust erkek car gelmiş de önunla iş husu- sunda konuştuk, bir — gazinoya kadar giderek ikl tane İiçtik... Bunlar ve emsali, hep yulan şeyler!.. Canım, esözün kısası: Hepimizin yaptığı şey!. Bir kahkaha attı: — Fakat <diye ilâve etti- kadın bunu yapmaz.. — Yalan, hayatta lâzım mı- dır, değil midir? — Ben birçok zevatın - fi- kirlerine — iştirak — etmiyorum. Yalan, bir insan için, hiçbir zaman doğru değildir. En bü- yük tehlike zamanında bile doğrüu — söylemek — fcabettiğine kanlim. — Şu halde ne diye kadın. lara yalan soyliyoruz? — Üstüme eylik, — sağlık. Ben öyle söylemedim. Benim anlattıklarım, bileli yol totanlar içinpir. — Peki, siz duruğu masla- hat amiz şeklinde yalana da taraftar değilsiniz öyle mi? — Değilim, değilim, hayır!. Fakat kuzum, Billâh aşkına, şu sön kısımları biraz traş et, anlar.ınya!.. * Köylerde Yatıokulaları.. Geçen yıl İlbaybığın muhtelif yerlerinde açılan köy yatı oku: ları bu yıl otüzikiya çıkanıl- mıştır. İlbaylık yeni yotı okulu açılacak yerleri şöylece karar. laştırmıştır: İzmir'in Narlıdere, Ödemiş'in Adagüme, Beydağı, — Beyköy, Kiraz, Birgi, Tire'nin Boğuzlçi, Büyükkale, Kahrat, Bayındır'ın Falaka, Çırpı, Uladı, Torbalı'nın Dağkızılca, Tepeköy, Kemalpu- #a'nın Ören, Menemen'in Ulu, cak, Foça'nın Yenifoça, Ber. gamr'nin — Kınık, Yukarıbey, Açağıbey köy ve nabiyelerile Kuşadası ve Dikli! merkezle: tinde açılacaktır. 934 de yapı- lan tecrübede oniki yatı. oku- lunda 237 çocuk barındırılmış ve okutulmuştu, Ba yıl — daha verimli sonuçlar elde edilecek . tir. Yatı okullarında; — okulsuz küçük küçük köylerin çochkları Hle yörük çocukları — okutula- caktır. Ba okulların masrafları köy büdeslerinden temin — edilecek. Ür. Okullular; kereveller üze rinde hazırlanacak yataklarda yatacak, bepsinia ayrı diş fır çaları, sabunları olacak, mun tazam bir yaşayış — geçirecek- lerdir. Köy yatı okulları bazi- ran sonunda açılacaktır. — Başı 1 inci ler kaybolmamış V€ rışın sağlanması İ mıştır. Bu Hitler'in gelecek söyleri”” olacağı şüphesizdir. Berlin, 21 (A-A) — g) nal Sosyallar — ileri F gfi Hitler'in bugün gereceti İA vin yılın en büyük * olacağını .ıöylüynlll" söylevi bir anat kadaf Alman ordu yazası VE sayı anlatacaktır. Dış alyasa hakkında ceklerinin — anlaşmıy* mabiyette — olacağı "” V_îı; HMitler, bir Rus-Almsf yf 5 mamazlık andlaşmasıdd sa ile a söyliyecektir. Tarımcı Tale” ,, Bursa Tarım (ZM—' Ü okullarından kalabalık Ğ dün akşam — Adane'dif mize gelmişler ve Tarim okulanda aet mışlardır. Bu talebelif na'da tetkikler yaptıktt” İ İzmir'e gelmiştir. Bölet taka ) ürünleri ( hakkında tetkikler dır. Adana Zirsat ok! Ş kiklerini bitirib Adans'? müşlerdir. Ba — okul Camuriyet ıııeydınlı, p türk andına büyük bif ” | koymuşlardır. p Akhiaar — asliye M, kimliğinden: Camikebir mahall Hi kızı hüzniye ile V sekinin urla - köyünde? cilli müfusta 2316 p hanede mukayyod — *Oi oğlu mehmed emla İt 4 rında açılan İhtar dolayı İkametgâhi lan — davalıya — ilânei tebligata rağmen gelmemiş ve hıkhl. korarı — İttiham İle 9.6.935 pazar günü kuza talik kılınmış © davalının yevmi mt: zat mahkemeye bir vekil göndermesi dirde gıyaben ııW'r /. y vam olunacağı ilân ol Oksürenler! M laka (Okamento Öksürük Şekerle rini Tecrübe niİZ. . ve Pürjen Şahapı? En Üstün Bir M n nu nııumııyııııl- Kuvvetli Müshi İstiyenler p

Bu sayıdan diğer sayfalar: