Anadolu'nun Tarihi Tefrikası HATUN Hakan | Sahak ayazı başlıyor. gençkızı kucak- ladı, ateşin yanına boylu boyuna uzattı Yakar, bir kurdla griğel du ve azılı canavar, geriye çe- kilmiş, yere düşen kızın ilm atılmak üzereydi. Derhal kendisini topladı ve eşya ana üstünde duran baltası: aptı. eme Dline ikinci bir gölge görünce, hedefini değiş. tirmişti, Aybey, ağır ağır, kor kunç bir gölge gibi iz e ru yürüyordu. O ds, ak- larının üstünde il ve bir ok gibi fırlayarak bütün şidde- tile Aybeye çarptı. ybey tam o sırada baltasını savurmuştu : Fakat kurdun bu şiddetli hamlesi ile yuvarlanmış ve başı, dıvar dibindeki bir taşa çarp: mıştı. Gözlerinin aralığından yalnız şunu görebildi : Yakar yerinden doğrulmuş ve elindeki mel kurda bir kaç defa sap Kendine Ya ekle, ayni vak'anın içinde bulünuyormuş gibi etrafına bakındı : Sauki bir geçit kalmışlardı : Canuvsr boylu boyuna uzan: mış kalmıştı. Yakar da baş ucunda hareketsiz yatıyordu. Soğuk soğuk m ve inledi: ikar!. Yakar harbinde Hiçbir Sara eme Doğ. rulmağa çalıştı bunla ve gök m0: Koluna bee Yakarın bi. leğini ta ii li atıyordu. mış, memelerini berbat etmişti! im bakınd ce opp Soğuk doğan en yam, bir ayaz, dişlerini birl m çarptırmağa başladı : MMA uA epiy ba Subaha karşı Tefrika No. 20 po oğuk ta çıktı. Biran ev. vel davrapmazsam, her ikimizin hastala. nacak burada geberip gideceğiz. Ateşin odunlar vardı. Heme en çattı, eğildi, üf lemeğe başladı. Biziki dakika yanında kuru alis ii Sik illeri kap adı. Yakarı mi aldı, ateşin yanına, 7 attığı yere geti rerek uz His “selinek Gini da kalbini dayadı yeşil sa sp O'da, bii saat vel Yakar'ın yaptığını Srürlek Kumaşları parçaladı, tasa ba- ırdı, Kızın, üstü pıhtılaşmış Sol ii yaralarını yıka- mağa başladı. Ee sllindik çe mv ol gun, taze bir genç kız gökeü gözlerinin önüne derli Yaranın en büyüğü, nin birez fistündeydi. Özata pençesi, sanki oradan bir parça et koparmış gibiydi. Genc kız uyanmadan bu İşi bitirmek istiyordu. Diğer küçük yaraları da vee yalnız ko Tandaki Ki Merhemi ei sürdü. Bunları eli n kendisinin de yavaş yavaş takatten kesildiğini, yorulduğunu hissediyordu. Göz- leri sil başlamıştı. Başı dönüyordu. Yakar'ın göğsünü nasıl sara- aktı? Şii, yaralı Evre açmıştı, Bu aralık Yakar n derin içini li ve Sale kii söy ve kalkmak ii eğ Takar Aybey onu derbi M. AYHAN da : — Dur Yakar, şimdi de ku- manda &rası bende. Yaralarını yıkadım, merhemi sürdüm, Ne kıp kırmızı ol erkeğin önünde gi açık, kolları açık, up an yatmak! — Hayır, hayır Aybey ola. .maz, yapamam.. Dur Yakar, dur! Bak, ben öd 2 bir. he atkı ile örteceğim Aybey in derhal yaptı. — Sen zayi sakin ol. Çün- kü iii sonra İş düşecek. Yakar e si adil yanı başında iinde bulunan deli. kanlıya dikilmişti. Onu tetkik ediyordu : üzel bir delikanlı idi bu! Aybey, farkında bile değildi. n yordu. Yakar'ın elleri, Tai başına doğru gitti. Onun Ne saçlarına hafif hafif dokundu. Sanki ok. “via Fakat adil ei GL, Aybey, pi kan er ben düş; — Evet, başımı taşa çarpmui — a halde e eğin üyükçe ,. Baksana, “binen beline ai kıpkırmızı! ancak bu sözlerden — el sonra emi — So TAMA) DO LUJ kavi inşaat diye de ayrılır. e inşaat kısımında eller Sinan'ın hakkında am ve e ME ettiği esas: r bugün dahi aynen tatbik ia esaslardır. Sinan, Bağdad seferinde Fırat bugünkü Bu kısa zaman için içi si ül hatrına gelere öprüyü tutturmıya Sinan muvaffak oluuştu kolu: eserlerile memleketi si 23 Nisan Size çocuğu düşündürecek haftanın başlangıcıdır. Muallimler Birliği Muallimler birliği için Halk- evinde hususi bir dalre tahsle edilmesi muvafık görülmüştür. esine geçidler yaparken ari da torunlara ebedi eserler de m ihmal an Siran et İçel ma) e al eğin x üzlerce sene nra dabi bir etüd mevzuu vi ik şekilde bir deha mümunesi uyordu. Sin; anda bir su an ve kâğıthane suları için Sinan Mimar Sinan ——— — Başı 1 inci sahifede — bag etüdlerini söylerken su- bta lülelerle mia de geniş kanallar yapmıştır. Bu- de tazyikeiz sular bu su- retle kanallarla geçtiler. İstan- m. bula m e B 5 g zamanda bir su kalk ası dll, Sinan zamanın birçok dedi. kodularına göğüs vermek mec. buriyetinde kalmış, Süleymaniye | temelleri için, antarın yapılma. 81 İçin verilen bazı iradelerin iğ olmadığını görünce bun. lara muazzam bilgisine güve- ii filraz etmiş ve bilâhare eserlerile di lüşüncelerindeki fsa- betini kabul ettirmiştir. Sinan'ın eserlerinde en bü- yük muvaffakıyet eb'adın sıhhati, Bugün bile tatbikatta u sıhhatle çok güçtür. kadar tam eb'adda; an in fennin kabul sr — çe eserleri | için ka: bul etmemiştir. e Eb'adla, yi incelik ve sıhhat bunların mu- kavem N ir müben minarelerinin inceliği ve zara. feti karşısında hatıra len bunların durması için rüz. ara mukavemeti haiz mi- dir ve o zaman bu kadar e olarak nasıl hesab edile. bilmiş suali oluyor. Bu suretle en İnce, entam, en sahih eb'adı rerek © eser fenni ein yapın Bütün bunlar eriyor ki, mimar > ın ii yalnız İmari cebhesinden Yy nie ve Selimiye değil, endislik ocebhesinden de — si bir Selimiye kub. besi nn Âlemşümul bu Türk dehası önünde say. gı ile eğileli, Mühendis Ferruh Atav Ne Cür'et | Bir Yurddaşı Zorla Soymuşla Kopyakı seyyan geiii wi bi ir el abs lirasını aldıklarını höbef miştir, giket” ni Yy tab bunu; yapdül b an i Aida rin mn “e anlaşılmı ndisi | ai Hırsızlık Hüseyi ta Bay | e yag geldiğinde » Dikiş makinesln! Ve e ek adır. — Kem gel yn Mehmed ge Tsm Si kânında sattığı kurilu e tenekesini isiyen yg diye zabıta memurlar.d# ii rette — bulunduğundan çalındığını 4 — Tepecik'te caddesinde çorapçı bay in dükkâmaz giren bırsı£ fından on altı çift kad erkek çorabile üç elektirik il çalınmıştır. Hırsız O ars” tadır. el taca tutulmuştur. "lefrika numarası; 2: eski emektarımız.. Bab, kalmış, yor; söz eriği edu. . Ben de onu o kadar seviyordum ki, ağız o açamıyordum. İçeriye girdi: — Kahkahalarınız -dedi- — 0 başındaki © pastırmacı OErm inni e Yeme — nerede yiyeceksin! e Yazan: Orhun rm Nüveyre atılmı Bal hçedi varla e bağırdı. Nüveyre, ye- k masasında da ayni ha: retle, ayni neş'e ile konu yordu, O kadar dalmıştık ti, Fatma teyzenin: — Çocuklar, siz yemek mi yiyorsunuz, yoksa (| pişiriyor musunuz! Diyerek uzaktan bağırdığını zor İşittik, İtiraf edeyim ki, Nüveyre'nin o günkü temiz meş'esi İle benim'de âsabım düzelmişti, Ben bu satırları karalarken akşamı (bekliyoruz. ki: — Gün yaktceksini İlerisinde ii dedir. Fakat geceleri v gece yarısından sonra (hava o >” soğuk olur ki, siperler: le, çadırlarda örtüsüz yatmak ez değildir. Gündüzleri, bir fırın taşlı gında kızarmış gibi kuruyan ü- içine ee iler. bir serinlik yeli ul. Biz buna rütubet deriz. İnsanın kemiklerini sızlatrn 7 rütubet ki, giti ir Kapat! zı ği yor o ve e yi a kolğyopaz Sa. gımızda, sol m arazi şekli ie edilemiyen bulanık v il b bir ens bir toprak Vak sari Kemal, işi se dökmek zamanı gel. diğini anladı: — Çocuklar -dedi. size ma- sal söyliyeyim mi A raber; Kemal 'dedik. söyle. m —— Me değişti, lam ar bir mezar are ie bir ufka doğru giden insan- larız.. , .. Artık o Nablue'tayız.. Şehir, bir dağ kenarına kurulmuş. Türk'lükle zerre kadar alâkası yok. Osmanlı devleti hududu içinde tam bir Arab şebri ki, ruhunu, o zevkini, ei teamülünü, hissiyatını, âdetle- isi ere herşeyi nefelnde ER halk koyu bir taas- düşmanlıkla seyrediyorlar.. Biz buralarda sözde hâkimiz. Bu hâkimiyet, ancak Osmanlı bay. rağının bulunmasile fsbat edi. ebilir. bura halkının yaşayı: şından iğreniyor. eri m Eş Kemi ların kuyrakları hâlâ miştir. Hele kadınları, hel tiplre bak allah ; Hepimiz de yi si J heye imi gitmeği yele