SUBAT 21 üı.üı»ı' —Yazan: 4 LARI KANUNLAR Kralların Vaziyet veHaysiyetleri Elle- rindeki Asalardan Anlaşılırdı Birlmci 'gün beş — vezirin, dahu sonra da mananz şüphe ler neticesi sayısız — İnsanların Kdamlarına tebeb oldu. Saraydan Tirar Aradan aylar geçtikten #onra Lirgön mubafızlar nezaretiade şebri gezmeğe çıkarılan — saray Bençleri bir eksikle avdet et- Miş, bunun da Drahşan olduğu | anlaşılmıştı. Bölün saray; — şa- bin en gözdesi olan bir gencin firarından mütevellid havf ve tadişe içinde çalkanıyor, bele Müuhafızlar başlarının — kesilece ğite muhakkak nazerile baka rak dehşete düşüyorlardı. Fakat hiç kimse de' Drahbşa din karayakatu da — biilikte Rgötürmekte oldağundan haber dat bulunmuyordu. Buna reğ men geyet siki ve mütbiş tabarriyata girişildi. Günlerce Süren bu taharriyat ise biçbir semere vermedi. Nihayet saray burclarında kazıklara oturtulan mubafızların lüşeleri bavayı mordar — bir koküya boğduktan sonra bü tabarriyata da hateme verildi. Acdaba Drahşan nasıl kaçahildi? Nerede saklanmış, yahud nereye gitmiİşti? Bu gencin âkıbeti ve oldu? Bütün bunlar — şimdilik muamma İdi. Ölüm kanunları Büyük İran'la — muhteşem Lidya'nın böyle para, elmaş ve orazl hırslarile çırpınıb durduğu bu devirlerde ,, Mora yarımadası“ Drakon denilen mütbiş kanun ların pençesinde kıvranıb dü- rüyordu. Bu kanun en küçük türümlere, en baslt — suçlara karşı bile iİdamı emir eylerdi. Delfiyon mabedinde oturan ve fdeta yarım Allah gibi tanınan Orukon bâkimleri halkı — cayır tayır ölüme mabküm ederlerdi. Masmafih Yunanlılar da henüz Asya'dan yeni muhaceret etmiş bir halk manzarası arzetmekte idller, — Muharebelerinde — ok, Mızrak, kılıç, kalkan, - zere, Miğfer kullanıyorlar ve henöz Şimali Hindistan'daki büyük İran'la Lidya'ya nuzaran çok gerl idiler. Halk gibi hükümdarlar Mühtelif Yanan kabilelerinin “Kral* unvanını taşıyan relsleri, kendi kabileleri özerinde kat'i ve mutlak bir. nüfoza malik - b— oldakları, bütün — emlâk ve ahati tasarruf ve temellükleri altında. bulundağa balde genr yaşamak ve geçinmekte müşkl dât çekerlerdi. Kralların; — hü- kündarlığa — yaraşacak — hiçbir debdebe ve daratı. bulunmadığı gibi, maişet mücadelesi itibarile | e halk unsurlarından — biçbir farkları yoktu. Hattâ “Mis* kralı Ağamem nun, kendi misaf irlerine bizzal pişirdiği — yemeklerle — ziyalet veriyor; halk gibi — çalışışor, onlar gibi etarab yiyor, - İçi yordu. Kralıa yalmız. yeme, içme ve çalışma cibetile değil, fakat kılık kiyafetçe de uvam dan farkları yoktu Veziyet ve haysiyetleri yalorz ellerindeki asalardan anlaşılır, halka — hâkimiyetlerini ancak bu asalar temsil eylerdi. Kralların oturduğu konaklar kârgir ve alışab olmak — üzere ikf kısımdan terokküb — eder, taş kismi — âllelelerine, — ubşab kısmı da misafirlerine mahsus bulunurdu. Krallarla memleket ileri ge lenleri o derece aade bir hayat yaşarlardı ki onları malşetlerini köylüden tefrik eylemek kânsız bulunurdu. Battâ İtaki kralı Olis, kendi evinde dıvarcılık, doğramacılık etmişti. Nosika — prensesi de 252 M 3, gunarık, d. yanaz. ginik, G. yağımlı, 7. yanaşcak, &. Nazar — 1. bakım, 2. bakış, 3, bakma, d. düşünme, Ö. görüş. karakamına, 8. karama, 9. görüm, 10. sayış, sa 6. gözetma, 7. yına, 11. sözme, Nazerrüba — 1. göz abor, 2, gözemi, 3. görklü: Nazarrüba - olmak — 1. | beşincinin güçlükle kazanabilen bir fakir | im. | cariyelerile birlikte çamaşır ve balaşık yıkıyordu. Yunanlılar .Güneş, Hava ve Su* ya taparlardı. Garibiir ki, bü üç allalm birbirlerile ura ları açık ve müharebe halinde bolunduklarına illkad ederlerdi. Olimpiyad Mücadeleleri Masmafib Yunanistan'da mühtelif mezheblere mensnb mütenddid kabileler yaşamakta ve dalmi bir. biza ve — ihiilâf içinde puyan bulunmakta İdiler Her kablle - kendi İttibad — ve İoslcamını — muhalazaya — son derece — İbtimam, — birbirlerine karşı rekabhet ve tefevvuk aa hasımı teşkil eyliyen Ollmpiyad | oyunlarına en mahir unşurlarile iştirak eylerdi. Her dört yılda bir lan bu olimpiyadlarda koşmak, at ve uruba yarıştırmak, yuümrük vuruşmak gibi Idman oyunlarından — başka — şâlrler şilrlerini okur, bekimler nu- tüklerim irad eder, — Tesmam, bakkâk ve nakkaşlar da san'at eserlerini teşbir eylerlerdi. Bir Yunan Adasında Doğan Çocuk İşte bu olimpiyadlardan otaz üçüncü — senesinde yünl — milâttan evvel 640 1mcı yılda, Atina'nın son kralı olan Kodros sülâlerine mensub - Sa lamla de bir çocuk dünyaya geldi. — Sonu var — Bulgarlar'a Bir Cevabh.. ——0 Yunanlılar Niçin | Anlaşamıyorlar? Bulgar Başbıkanı Bay Zladef Atine, 19 (A.A) — ristan'la komguları ara münasebetler hakkında B gezetelerinde son — zatvanlarda çıkan yazıları meyzunbahsrden Lö Mesejerl Daden diyor ki: »Muallâkta bulunan mes'ele lerin balli için Yunan hükü metinla ne kadar İyi miyetler beslemekte olduğunu Sofya'nın bilmesi lâzımdır. Daha yakında Balger dış işleri bakanı Bay Batalof bu niyetleri Cenevrede Yonan dış İşleri bakamı Bay Maksimos ile olan mülâkatında bir kere daha tekrar fırsatını bolmüştur. Birbiri arkasına yapılan mü Tâkatlara İnanmak lâzımgelirse, Balgaristan diğer ” Balkan dev- letlerile olan — ihtilâflarımı hal- Bulgu etmek Türkçe Karşılıklar yepclı.sk. konmak. Nazir — 1 beğdeş, 2. bekteş, 3. bendeş, 4. benze, 6. benzeş, 7. dank, D1 okaska, 120 ok- gör | 10, menzer, Nazil — inen, loma Nazil olmak. — 1. İamek, 2. 2 5. booger, B. 04,-9. kay, mek, 2. ermek, mek, 4. yitmek, Ziraat Bakanı B. çin Açıldığını Bi Ankara, 19 (A.A) — Buguu yüksek ziraat enstitüsünde saat V da ziraat müdürleri kursu açılmıştır. Bu defa kursa 23 vilâyelin ziraat müdürü iştirak etmiştir. Diğer müdür ve me- | murlür. için ikineci ve üçüncü | kura takib — edecektir. | Kutsu Zirant Bakanı Bay Muh- | l4 Erkmen bir söylevle açmış Epeyce uzan süren bu söylevde Zirmst bakunı, kürsan sebeb, maksad ve faydalarını tulatmış, zirsat enstitüsünün ve göyelerini tebu bunu | tır. «heminiyet rüz ettirmiş, memlekete zirast bilglslni kurmak ve buau köye ve köylüye götürmek, yaymak için vekâletin beş yıllık plânın. | da ulınması düşünülen tedbir. leri hulâza ve İcmal ettikten sonra zirsatın Türkiye iktısadi yatındaki ehemmiyeti üzeriude fikirlerini izah etmiştir. Bakanın bu söylevinden &on ra enstitâ rektörü Getemard Falke söz alarak zirast müdür- izahat vermiştir. Zirasat müdürlerinden — Balı- letmek istemektedir. Ber şeyden evvel Bulgar düşüncelerlnl diğer memleketler tarafından gösteri. len bâlis niyetler uhengine uy darmak içim tehalük gösteril memiştir. Bulgar devlet adamları hiç bir zaman sözle fill arasındaki | mesafeyi katetmiye — muvatlak olamamışlar, belki de bunu ar zu etmemişlerdir, » Türkçe karşılıklar Nail — 1. eren, erişen, $e 2. irkören, İrkörcücü. Nall etmek — V. erdirmek, irgürmek. Nailiyet — 1. erme, erlşı İ | erişme, | irme, İrişme, 2. teğiş, 8. yedim. Nall olmak — 1. erişmek, iriş irmek, 8. gör. lerini selâmlamış, kure hakkında ANADOLU —H Günlük ; Siyasal - Gazete Sahip ve Başyauzgamı Haydar Rüşdü ÖKTEM Umuml neşriyat ve yazı işleri Mmüdürü: ı—.ı Talâr KARACA | İzmir ıx, ler sokaj c Bübilkina Ha İçledea Telgraf: İzmir » ANADOLU Telefon: 2716 - Posta kutusu 405 . ABÖNE ŞERAİTİ: Yillığı 1200 Altı aylığı 700, Üç | aylığı 500 ku’:ı:uı keymek, 2. gözenileşmek. Nazarile bakmak — V. say- mak, 2. tutmak. Nazar İsabet etmek — I. göz değmek, 2. göz dökunmak. Nazara almak — 1 düşünmek, 2. eslemek, 3. sağışlamak, 4. sa- kınmak, Ö. saysımak. Nuzarı dikkati calib — gözeğir. Nazaran — 1. bakılırsa, 2, göre, Nezebin — I. baylan, 2. esir. gence, 3. ince, 4. okşunca, 5, sov. gili, 6 şaylan, 7. şımarık. Nüimm — 1. dill!yn. diziye koyan, 2. düzelten, 3. gözlekçi, 4. kuran, korucu, Ö. sıralıyan, sraya koyan,. 6. yapan, Te ya: savul, Nasır — 1. bakan, baker, 2. baktaşı, 3. dönmüş, dönük, 4. gözlekçi, 5. inanç (muhtemet, mi- nistre man ) 6. görünç, 7. otacı, B. öğe (çok akıllı man.) 9. tar: kan (vezir man.) 10. tüşümel. Neazif — 1. arca; arcağ, arcak, arıca, 2. arı, 3. eriği d. aruç. &. aron, 6. kirsle, T-sili, 8. ellig, 9. silik. Nazik — 1. çıtkırıldım . (fazla nazik man. tezyif makamında, 2. çiçin; 3. gön c 4 | gaş, 13. öğrü, 14 sabar, 102 w yar, 16. yaraş, 17, yekdeş. Nazirsiz. — 1. benzeri yok, benzerele, 2, beydeşala, 3. deak. Biz, &. oşsla. Naziri olmak — — dengeşmek. Nazire — 1. aykut, 2. karşılık 3. örnek, Nazm (nszım) — 1. dizik, 2. dizim, 3. düzgü, d. koşugu, 5. ölçüm (vezin man.) 6, tayuk (bir nevi nazım man.) T. yakım, Nazmetmek — 1. ayıtmak; 2. koşmak, 3. tevmek, — 4. ülkerle- mek, ö. yakım, yakmak, Nozmolunmak — 1. düzülmek 2. koşalmak, 3. dizlinmek., Neamt — (. emet, 2, eyet, 8. he, Nebat — 3. bitiş, 4. bitken, bitmiş, 7. osumluk, ot. Nebat 'saki — İ: toyek, Ö, - yek, Nebazan — 1. damar atması, 2. gdamar vurması. Nebean — 1. böğüme, 2. büc- güldeme, 3. — büngüleme, 4. çav. kırdı, 5. çıkış, çıkma, (su hak. kında), 6. domurma, 7, fışkırma (sa hakkında) 8. koynama (su N * ') D K 1. bitelge, 2. bitgel 5. bitki, 6. osunluk, &. Nâlım — 1. oyur, Z. ayüyan, 3. aykada olan. Naip, — 1. atabey (eski tava. Wi mülük devrinde küçük yaş taki bükümdara vesayet eden ve zir, Dalbüssaktana man,) 2. kötel (veliaht ve mülüzemet eden man, 3. nakçı (kadınların yekili ve Dedim man.) 4. yedek, Nâke, — 1, aryana, 2, arvana deve, 3. dişi deve, 4. gayluk, 5. geyla, 6. inen, İngen. Nakarat, — kovuştak Nakış, — 1. gartimaş (hilka: tinde bir noksanlık olan, — nakı- sülbilka man,) 32. eksik, 8. ek. süklük, 4, kalık, 8. tektikli, 6. teltök, 7, usal, B. yarımlı, 9. ye tlanalz. Nakıs kalmınk, — aksamak, Nakısa, — ). ekeiklik, 2. ep #ik, 3. usal, ANüII. — L anlatan — (birşey bikâye eden tman.) 2. geçiren Çelektirik, bararet gibi kuvvetle- rin geçmesine müsald man.) 3. gölüren (bir şeyi bir yerden buşka yere nakleden man.) 4, kuçınçı ( bikâye eden man, ) 5. taşıyan (eşya götüren man,) 6. yetiştiren (W -!Nf“' an.) Ankara'da Ziraat Müdür- leri Kursu Açıldı. -I-Vîııhlis Kursun N- r Söylevile Anlattı. k müdürü Ilüdıvl arkadaş- ları namına teşekkür etmiştir. Kura üçhafta sörecekilr, kura lar devam ettiği — mürlletçe | muhtclif profe örler koaferans. | lar verecektir ve bu konferata- Ziranat Bakanı Bay Mublis Erkmen — lara vakit bırakılmıştır. Her: — keş 6 mevzu Üzerinde bocala. — rile münakaşa etmekt scerbesttir. — Bay Muhlls Erkmean kure- lura gelevlere bötün müesseseyi gezdirmiş, blihassa kütüphase ve möze hakkında kendilerine izabat vermiştir. üçlerin | Sar Raporu.. Napoli 19 (AA) — Üçler komltesi son İçilmaeamı yapınış ve Uluslar kurumu konıeyinı 4 amnbelek Nakkaş — 1. bedisci, 2. bes — sekçi, 3. pedizci Nakkat — seçkon Nakl — 1, aktarma (bir kap — tan beşka kaba maki — man.) 2. anlatma (bikâye naki” mşa) 3 ayılma (söz nakli man ) 4. çevirme (tercöme, — bir dilden başka dile, — #özü bir bahisten Dbaşka bahsa — makıl man.) 5, geçirme (bir. yer- den boşka yore makil ını.) &. Böç (aakll mekân, nakli | har: Tosu.) 7. göçürme, 8. götürme, — (bir yerden bir yere nakil man.) — 9. argırma - (yerinden — kaldırma kımıldaima men.) 10, kuldıraza — (bir yerden başka yere nakil man.) 11. taşıma (birşeyi ahp başka ye- re gölürme man.) 12. topöani (e ve eşya nakli man.) Nakli vasıtası, — binit (ıımı kip için,) Nakliye, — taşıma akçası, Nuakliyeci, — he Nakliyat, — 1. göç işleri, gö — çürme işleri, 2. salık. Nakletmek, — 1. aktarmak, 2. anlatmak, 3. avuşturmak, (, gört. mek, Ö, çevirmek, &. getirmek, T. göçürmek, 8. götürmek, 9, argırmak, 10. İletmek, 1), kotar- mak, 12. kaçındamak (masal nak- letmek man.) 13. sağlamak, 14. sirmek, (tahrik etmek men.) 15. taşımak Nakr — oymak Nakş — 1. beçek, 2. beder, sü | 1, taşıma iıl. !. ğ 1. cökçü, 2, aa