27 Kasım 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

27 Kasım 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HER AKŞAM BİR HİKÂYE etlerden çe po- ilerlemesine re mi asa çok zarif, , Ve ydü da b kaybetir gu muay Dokt ne 1 aldı. Halbuki Şa kendi tabağıt Ali Rafi madığı bir Bak hem ne güzell in dağılı- ken sönra söfr: gelmişti. Buyün Al pek yerinde ldi. Tabağın sebze ile dol- Şahende bu yı de pek az almıştı 4 az bir çocu- Ba zorla yer bir nr zile Haydi haydi bir parçacık daha canım!,. Şahende ge İstemeti — Niçin böyle yapı orsun Şaheni Al şu sedzeden.. Bunun vitamini b: acı da mühimdir. kin Al Rıfkı etmedi, Şahe: Hele sebzeden rniaiymiş uzatmadı. İşte kavga bundan koptu, Çünkü AU Rıfkı fırınlanmış makarnaya bayılızdı. Kanlı Ressam Pierre Louys'in Homme de Poürpre isimli bü bü- yük hikâyesi VÂ.NA Parrhasios, kendi kıymetindeki insanlardan umulmaz bir zaafin zen- ginliğinin icablarına meçlübiyet gös- terirdi, Serveti muazzamdı. Bundan şüphe etmemeleri için ne lâzmsa hepsini yapıyordu. Bütün zevkler- den istifade ederdi: Mermer, ince ipekler, bakirelerin ipekten de daha ince olan tenleri... İşte bunun için evi de Artaxerces'in sarayını sndıri- yordu. Kendisine âtelye hizmetini gören büyük avlunun medhalinde beni kar- yiladı. Ayaktaydı. Her zam zil ipeklere b Jâhı teremda alnında çelenk vardı. | Beni görü kollarım açtı. Sonrü, yanyana y şaheserler rin yapıldığı yer na girdik. Burada kulun ni gibi ce geniş üyüp, an meşhur salo- ş-İsabah bir tabloya başlamış. | Ölympe| Adalar Denizinde Yunan akıncıları Elen milleti topyekün harbin mânâ ve ehemmiye- tini kavramış ve istiklâl ve hürriyetinin her yerde ve her fırsatta düşmana darbe vurmakla kurtar:labileceğine i iman etmiştir ye Babadağ ye ye çi cephede düşmanla gündüzleri akıncı beknel a çarpışırlarken bir avuç) rezelerin saklanacağı ball adali an denizcis küçük koylar pek çoktur. Bahusun Yunar Yunanistandan kal kaptanları bu adaları göz m birine baskın yapmışlardır.) kapalı olarak dahli bulacak derecede vaka gibi| mük: lik bakımından | ada sahlline e hareketin » ehemmiyeti! çıkmak için gece karan anlığından dir, mer asırı ii fade birinci şart olup motörü yan: efendim sen misin bunu sö; İşte bund e bir türlü Rıfkı karısın yedirmek çağırırdı. p kılacak bilmek gibi her emine hizmet eden | amen riayet etmek İtalyanın elindeki on an küçük adalar vardır K Rodas, İhususata e bıraber hava ve pile gri | Farlaştirmak, telmedi kü Dış politiza hüdi- saati, 1930 Haber. er, 1305 Karışık şar- , 21,10 Konuş- n de atik ve çevik g Bu va: eğil bir düşman mek, o adayı be adası bask tertibe il yurdunu çiğüemek, « lürmek isteyi dan mert yurdunda boğ kani gafil arlamak ona un d erde ve zamanda darbe indirmek| çıkarma: Üze uğra ferdi şüphe yok BULMACAMIZ. 678910 e her fırsatta be vurmakla kurtarılab!. Bu imanla milli | Akdenizin coşkun dalgaları kas dar ve hattâ ondan da fazla köpüre- k istilâ hırsını boğmağa azmetmiş nu bu kücük deniz baskınile gö- & rüyoruz. — A.B. muştur. Bu münase adadaki düşman 1 kire ak için küçük müfrezelerle böyle ge larına Adalar Denizinin © rafi durumu çok mi or. iki) DAN men ——— şı lı «Edirne tarihi» Lâdik kazasında 5 köy müellifinin jübilesi enstitüsü inşa edildi 2 az Edirne (Akşam) — «Edirne ta- e çi iğ İrihi> müellifi B. Osman Nuri Po-| Lâdik (Akşam) 5 — Cenubi Anadoluda bir kasa -|"' nin muailimliğinin 50 ci | bağlı Lâdik kazasında Kumarda başabaş gelme, yıldönümü münasebetile Halkev mun başi - Gündelik. o İde tertip edilen jübilede um - anne - Kadıköy tarafın -| fettiy general Kâzım Dirik, baş mü-| 4 şavir, belediye, parti ve maar 8 — İpek böceğine gıda yetiştiren! ..» > ii Mİ erkânı ve talebeler hazır bulunmuş, © “Mahal « Tersi sanatlar demek, |toplantıdı general Kâzım Dirik, B Hr Osman Peremec irfan hayatı- 10 — Abla kocası - Başına «K> ge-'mızda elli yıllık hizmetlerinden şük- lirse uzun değildir. ranla © bahsetmişti Müteakiben Geçen bulmacamızn hall İsnari £ müdürü B. Yusuf Cemil ve Hezin emlak ve yalanla Şeki ressam B. Sadık Durusal kiymetli ekl e Dı müellifin memlekete - hizmetlerini Azeri, 6 — Lezlâ, La, 7 — Üzldedüşen, |saymışlar ve bu güzel toplantı 8 — "Tekir, Şemi, 9 — Bilemek, 1) —|allim mektebi orkestrasının bir kon- Pide, Oniki, İserile sona ermiştir. Soldan sağa ve yukarıdan aşağı: i — Uzaktan konuşma vasıtası »| Tenavül e l 2 — Hanesine azimet eyliyen. | amsuna yapılmakta | köy ens! ikmal edilmiş, diğer iki binanın da inşaatı! ilerlemiştir. Talebe sayımı şimdilik az | olmakla beraber pek (yakinda (200) e çıkarılmıştır. Buna gö kadromu 0-| olan ülerinin beşi imla itü bu yıl 69 mezun ver- öğretmen tamami! re köylere ağlı dır, ça köy enstii titüsüne misafir gelerek müstakillen bir bina inşa etmişlerdir. Tetrikn No? © |Grek kavminin tehawüsüne, iştirak (çizgilerden ve renklerden mürek| ediyordu. keptir. Onun lisanı ancak hareket- Başladığı tablo, tahta bir sehpa|lerdedir. Akhilleus'u öldürdüğü s- üzerindeydi. Hürmetle eğildim o velrada resmettim. Hareketsiz hidd. burada garip bir mevzu gördüm. tini şaire terkediyorum. Fakat el! Buna Parrhasios'ün atelyesinde ras” Mi Seninle anlaşıyoruz ya... terci; İladığım için hiç de hayrete düşme-| İskernlesine oturdu: arak Ra — Haydi, pozunuzu tekrar alın, Sunlime karşıt | - Eser, nazara hoş, tare bir orman| o Bunun üzerine, Artemidorm, siyah | — Benim Promethe mi? - diye manzarası temsil ediyordu. Bir ta- | gözlerini bize doğru çevirdi ve be- cevap verdi. » Hayır. Onun henüz! jrafta, uyuyan bir peri vardır Elin-|ni heyecana düşüren bir sesle: olgunlaşmamış olduğunu sanıyo- İde okları. Bir satyr (1), üzerine — Onun önünde - diye sor-| vum, Nicostracs'ı bir müddet tema-İdoğru eğilmişti. Tüniğini, oburlukldu. ! şa etmem İâzim geliyor. Hissediyo-ifadesile, kuşağına kadar kaldırmış) Fakat Parrhasios dinlemiyordu vam ki şahsına nüfuz edince, mev-İt. Arkada diğer bir satyr dizüstü |bile. Şarkı söylemeğe başlamıştı. #uumu ilk telâkki ediş tarzım altüst İduruyordu. Bakire, o kadar derin |Sapı fil dişi ince fırçasile, eserinin| olacak. Bir kaç gün sonra görüşü-|uyuyordu ki, duymuyor bile. İşte üzerine sun çizgileri de çizdi. Sonra! rüz, mevzi buydu. çıraklarından ona âletlerini ge İstirahat mi ettiğini sordum. Me-| Başımı çevirdiğim zaman, bir #-|ti:diler, Çalıştığı sirada renkleri na ğer tamamile aksi imiş, Ressamlık, 'ra üzerine yatmış, mahçup Artemi- hayatının gayesiydi. Gece yarısı se-|dora'yı gördüm. Tablodaki keçi yahatten dönmesine rağmen ertesi |ilâblar vaziyetinde iki Sarmat (2) İbarbarı duruyordu. Birdenbire: | Parrhalo izahat verd » — dedi, — Görebile-| — Evet, kesif hayat ifade eden Şa küçük, /bü tabloları severim. İnsanın hirs | hârika! Ömrümde bu derece güzel İn gösterirler. Kötü bir heykeliraş- bir şey yapmış değilim. İla işe başlayıp nihayet iyi filozof Eserlerini yüksek değerinde te-/olan Sokrat, benim aşkı bakışlar ve| lâkki, etmek de, hunusiyetlerinden |düşürcele, du. Beyaz boyası Malos adasından geliyormuş. Samos'unki çok yağlıy-| İmiş. d kırmızısını severmiş; Ephese'inkinden daha iyiymiş Daha da pahalıymış. Böylece konuşup seyr çi farketmek 5 ak-| etmiğiz. Nihayet Parrhasios; — İstirahat edin! - emrini verdi. İs ifade etmemi istedi. dei ins, bâlâ seker bu — Gel | de ceğin için memnunum. ık noktayı iyi tanımak, katiyen) ilik bir talebe grupu Lâdik ens-|, hayz Tefrika No. 137 — Fazlaca sarhoştu... Belki yollar» kalmıştır, Ölmüş bile olsa bulmalıyız. Diye yalvardı. Yeniçeri ağası caali güstererek a, Sen merak etmel dedi - Kolay ko- şık Garib dört gündür ortada en rels onu arıyor, Ken- . men © ırmağa başlayını Kim| ne bir torba saman! yok Diyerek gülmeğe başladı. Şaban ağa, meyhaneci Koçodan ala. cağım almıştı, Artık Âşık Garibin pe-| şinde koşamazdı. Zaten, Yeniçeri ağa- m her zaman: — Bu herit benim boynumu ipe gö-| #k. Parmaksız Yuyan yaşıyor de» inirleniyorum. Günün biri o da inanacak. O zaman halim ya- , Hüzmen! saydıktan ndine düşünmeğe başla- işse, kurtuluru! Bi. Canı e Serdengeçti Recep, Âşık Garibi arıyor n, 2 Aslan dedenin op, kahveci çir Garib bur; e geliyor. Dur bas m? muşsun, öyL — Evet. Geçen seferde Hamza mında beraber yolculuk Y tik. O zaman benim çırağımdı. — Vay Serdengeçti Recep sen mi- n bahsederdi. Ya, demek ki beni unu bu habere memnun oldum. Ey) söyle bakalım, sen benli tanıyamadın mı? | — Sakla | bei Yazan; İSKENDER yama s8 bir daha bak şu «lan dede! Haniys “ <a sasi iş —öş milin içine, na o zaman koynundak! para vermek istemiştin. Bcnde olda iii anı almamıştım Aslan dede birde da geçip gidiyor, Şu dünya kimseye bakı kalmıyor, O Tamamla peler gördük... Kimler gelip & Aslan deda başını salladı: — Ya damad İbrahim paşoy$ & dersin? onun paşalığı zamanda Halepte l&'m. Âşık Garibi orada muşlımı. ? yapardı orada? “Nihayet ün 1 verme : rötürürdü. » Halepten KAŞ y eli — İş bu derece azışmıştı — Ke diyorsun & gözüm. “zül ce sevi e almıştı im paşa değil, Züb yapardı, Hüküm, onun ikten sonra, on8 İyi ki, İstan! şimdi ner© e dolaşan bir BS na tama edenler aş on gündür ortada yok ca merak ettim dol v kapıdan kalktırd, Başına bir gelmiş olmalı ki, meydanda yok. — En ziyade kiminle gezerdi? relere gidi Hiç kimse il Son günlerde «Çal denlaei arkadaşı gidip işli, Ondan başka bir kimse 1ie meğe gitmezdi, Dorianma Dareket meden, Sarı Mahmudle da gezerdi - Bilirim... 'Tilos adasında d8 utla gezerlerdi.. dalığa alıştıran © hmud merd bir sö g . a Azlan dede dikkatle baktı; İ — Vallahi seçemiyorum. İhtiyarla- ul Bir yerde görmüşlüğüm var galiba, Berdegençti Recep İçin için gülüyor- du. l — Haniya on baş yıl önce Halebe bir| Paşa gelmişti, Paşanın kâhyasm seni; orada zindana allırmıştı. Zindan ka» masında bir nöbetçi sana acımış ve gö- ce yarım seni zindandan kaşırmıştı... Halırladın ma? etti l hiç bir za- nadım, Beni İstan 1 yolu iğ zaman adını sormuştur, di adı? — Serden, yordu. Sular karanrken, Çıraklarına: Plâkayı ısıtın! « emrini verdi. bana — Bittt - dedi. ! Kendisine, kıvılcım saçacek de recede kıpkırmızı bir bale gelmiş! plâkayı getirdiler. Kenarından uzun kollu bir kerpetenle tuttu, Tablosu- nun üzerinde ufki surette gezdirdi. Renklerin içindeki balmumu böyle- likle satha çıkıyor; renkleri sabit-| leştiriyozdu. f İşte, «Yakalanan peri> levhası, | böylece nihayet bulmuş oldu. ayağa kalktı. Parrhasios, eserine bakarakı İ — Evet, bu, muharebeden evvel elini salladı. Dalgın bulunduğum için: — Hangi muharebe? - dedim, Anlamadığımdan dolayı müte-| ründü, İ adımlı salonu bir taraf- tan öbür tarafa geçti. Bir kapı açtır Zincirlerle bağlı olan Nicostrace göz İerini “bizim tarafa çevirdi. Parrha- #ios onun önünde dikildi. Ve par- rile sakalını. Ges İ lanmadı. dır. Onu ber yaman korurdu. SARİ da ona bir fenalık gelmez e $u adı göçen Çallı Mehmetten big Herif, anasının mi e alışmıştır, BÖY e” » Bon de bikaç Kere: «Bu Dr beğenmiyorum, oğul!» dedimse dö zümü dinletemedim, Bana: Ze yar... Beni arıyor. Koramam ya.” cevap verirdi. — Çok yazık olmuş, Herhalde 0 iyi bulmak, ondan herşey ez lâzım. Ben eminim ki, Gürihin Daf bir felâket gelmişse, bunun 70' Çallıdır. sürmeyi çalmağ: * le gezmeğe gidi! di kendine konuşuyormuşcasın& rldandı; — Şu insan mahlükuna karşı muharebem, Z Atinada bir ay kadar husus, lerimle meşgul olarak kaldım. Binmiş ressamın ziyaretine Gi | fırsatını bulamıyordum. Koca şehir, Olynthiea'lerin şazlığından dolayı cidden içindeydi. Khalkis pazarı ve m fik. bir kavmin satılığa çıkrık ması — Yunan kapılarındaki Sili zalet ve tahkir — bütün mutut” 4 İdüşi ncelere ve sükütlera mev? İkil ediyordu. Makedonyalı Philippe'e hare şey yapılamıyordu. Krates bafşi İsıl imtizaç ettirdiğini bana anlatıyor |talin o mesabesindel « diye ifadeli!temiyordu. Bizzat Dem: bile muharebeye taraftar Fakat Escbine, Pelopon, jüği rada, hayvan İsevkedilen Olynthien esirlerin? lamıştı. Sesini, suçlulara kar seltmişti. (Arkası v5” (1) Yarı insan, yarı teke YA yl (2) Baltıkla Karadenisin gi / yaşayan bu halk, bilâhare yi (8)

Bu sayıdan diğer sayfalar: