Bir nevi sarhoşluk | BARİK Ahmed Şakir bir sigara yaktı. ra da gülümsiyerek söze iş — Alkali içkilerin insanlağ üzerin deki tesirleri ne kadar tuhaftır, Mage- AA ben öyle kimseler tanırım ki tabii bayatlarında sön derecede mütevazi, kendi halinde, çekingen, hattâ mah- cup insanlardır. Lâkin bir masa başı- ra oturup da birkaş kadeh içtikten sonra birdenbire aslan kesilirler, Ap tatmağu başlarlar. O zaman tabii ba yatında o kadar mütevazi olan bu ada. mın sözlerine kulak veriniz. Âdeta kü- çük dağları kendisi yaratmış gibi ko- nuşur, «Sarhoşluk çeşid çeşld miş» derler ya. İşte bu nuşmak da bu çöği rek.. Fakat ben dikkat ettim. Bazı er- kekler üzerinde kadınlar da ayni tesiri | 12. uyandırıyorlar, Sanki alkollü içki iç- mişler gibi bir zaman için hakiki hü- viyetlerini untuyorlar, bambaşka bir adam oluyorlar. Alkol gibi kadınlar da bir takım erkekleri sarhoş ediyorlar... Bu safhoşluğa tutulanlar ne söyledik- lerini pek farketmiyorlar... İçimizden biri Ahmeğ Şakirin bu sözlerine — Haydi canım sende, dedi, öyle sarhoşluk olur mu? Kendini bilen bir li hayatında nasıl hareket uyursa bir kadının kar- şöunda da gene tarzda konuşur ve hareket eder, İsterse bu kadın son güzel ve dehşetli hoşuna gitmiş iyah havyar Var . Bir parça da bah le taze olmal sonra karışma daireye gelen çi Lütfen bana bir ıl siniz?,.. diye âdeta le istediğini 2 Halbuki şimdi, Şu kadının yanında ne kadar hâkim bir sesle ve ne kadar yüksek per yordu. Ahmed Şakir yavaşça a fısıldadı — İşte, dedi, tabir caizse b ediyor musunuğ? Tabli hayatına nazaran hareketleri, konuşuşu, hattâ sesinin tonu ne kadar| siz hikâyeyi bilmez mi- Ainiz... Hayvarların hükümdarı olan salan bir gün büyük bir tohlanbı yap- tırmış. Bülün hayvanların geldiği bu toplantıda #erçeyi göremeyince ayıyı çağırmış: demiş, serçe umu buraya sonra Ayi geri dönmüş n efendim, demiş, serçe ku- .. Hem sizin hakkımızda ditler savuruyor. Diyor ki:| «Böyle o aslan olacak hayvana... Ora-| Ya bir gelirsem onun yelesinden tutup yerden yere çarparım. . Aslan bunu işitince bij yünmüş: — Tuhaf şey. Buşmazdı amma, zaman dişisi de y Ayı cevap vermiş: — Evet... Yanımda idi.. — Öyle ise orun için o derece yük- Bek perdeden kı ur. Madem &i| surun ba-| rsünuz ya yalnız in- öteki mahlüktarı da di- ileri sarhoş ediyor... üddet dü- demiş, serçe böyle ko- Yoksa sen gittiğin nda mıydı... | yorum... Amma zama ion arllyamdn. Bir aral © seti verimi © - den bir kâğıd çıkardı, yanındaki ka- — En son yazdığım şiiri size okuya” yım mı? Demesin mi? Biz o güne kadar Şerifin şiir yazdı- Rımi hig bilmiyorduk. Demek o marife- ti de varmış... Hattâ birkaç kere yam yazarken ona şaka olsun diye sormuş tuk: — Şerif... Şiir mi yazıyorsun? Bu gibi sualler karşısında o daima ezilip büzülmüş ve bize ayni cevabı vermişti: — Aman elendim, estağfurullah... Ne haddime benim? Biz doğru dürüst iki cümleyi yanyana getirelim da kâ- yüksek sesle okuyordu. Hikakiten Şerifin bu esada, birkaç kadeh içtikten sonra sarhoşlukla şiir okumağa başlayan kimselerden farkı yoktu. Yazdığı manzumeyi okuyup bi. tirdikten sonra sevgilisine; — Efendim... dedi, yoksa bizim iddia- mız yok... «Şalrir!» diye ortaya çıkmı- yorum... Yoksa bir çıksamt... Bir çık- #am!... Hepsini gölgede (bırakırım, Amma hepsin!... Yahya Kemalden, Fa» ruk Nafizden but da en yeni şalrlere kadar hepsine parmak ısırtırım, #Üs- tai Üstadı» olurum amma şimdi- lik böyle kenarda kalmağı tercih edi- 1 gelince ned Şakir onun bu sözleri üze- — Bir de güzel beste ya Ben musiki ile de Beste da bir şa Hikmet Feridun Es SE ZUMEŞMNP A İzmirde çifçilere tohumluk buğday İzmir (Akşam) — Wilâyetimizdeki şifçilerin tohumluk buğday ihtiyacı, mahalli istihsalâttarı en iyi nevi buğ- daylardan temin edilmiştir, Vilâyet Zirani müdürlüğü ve Ziraat bankası, seçilen iyi nevi buğdayları antın al- mışlardır. Bu hafta İ ata | başlanacaktır. Her tarafta fazla kışlık #eriyat yapılması için hümmali bir fa. aliyet vardır. İzmirde mahallebiden beş kişi zehirlendi İzmir (Akşam) — İzmirin Narlıdere köyünde Mehmed oğlu Muatafa Tan- ile dört kızı, yedikleri mahalle- biden zehirlenmiş ve memleket has- tanesino kaldırılarak tedari altına alınmışlardır. Kızların o pişirdikleri mahallebiyo nişasta yerine fidanları hağerattan koruyan zehirli beyaz bir Wâç koydukları anlaşılmıştır. KUÇUK İLAN okuyucularımız arasında EN SERİ, EN EMİN EN UCUZ ıtade. Alım, satım, ki va işlerinde iş ve işçi için is- tifade ediniz. v Ahmed Şakir susmuştu. Şimdi biz Tefriks No, 153 Onda yeni yeni meziyetler bu ——.—. Esrarlı Züzük Nakleden: (VA - Nü) Yeni evim yakın olduğu için Halbuki şimdi biraz ilerimizdeki ma-| P* sada çn son yazdığı gilrini, hem delim sİ dan itibaren Gal *) dılar Dia) JE Galatasaray İstanbul- sporu 3-0 mağlüp etti Beşiktaş B takımı da Galatasaray B takımına 3-1 galip geldi İgolünü çıkardı ve devre 10 Galatar saray lehine kapandı. İKİNCİ DEVRE İkinci devreye rüzgârı lehlerine alarak çıkan Galatasaraylıların sayı adedini fazlalaştıracağı tahmin edi- liyordu. Netekim büyük bir süratle lnş- | oyuna başlıyan Sarı kırmızılılar der- madan klüp taraftarlarının malümetı |hal hâkimiyeti ele alarak İstanbuk! olmadığından stada çok ar seyirci |spor nimf sahasına yerleştiler ve gelmiş bulunuyordu. Saat 15,30 da | onuncu dakikada Gündüz rakip mü- ahaya çıkan takımlar şu şekilde di-| dafileri geçerek takımının ikinci go-| sildiler: | Jlünü yapmakta ekli a uğrama . runun ından sonrası Galata“ ya alakayı biam » Fark Sela ylana kale Sanada mütsaddid os, Salâhaddin. Gündür Beden |hrsatları kaçırmalarile geçti. Arada Bilene hş İNİ tada yapilan mukabil İstenkuleor İ, Spor: Halil - Haya, Faruk çokları da muhacimlerin şahsi ça İServ ve Kadri N Adi > İlaşmaaları yüzünden netice vermiyor- İ Hüseyin, Mükerrem, Cihad, Kadir. İige, haddin ile Gü Hakem Şazi Tezcan. ödafileri Ebedi Şefimiz Atatürkün ölümü- nün ikinci yıldönümü münasebetile lig maçlarının tehir edil- esi üzerine dün Şeref stadında Galatasaray ile İstanbulspor takım ları arasında hususi bir müsabaka yapılmıştır. â ia ündüz İstanbulspor hatasından istifade larının. üçüncü golünü yaptılar ve müsabaka bu nece şmeden 3-0 Galatasa sö İlebesile nihayetlendi. Galatasaray - Beşiktaş mi in porun Merkezden bir | 9d yle başlandı. Dakikalar ilerle. dikçe genç oyunculardan teşkil edi- len Sarı siyahlıların kuvvetli rakiple- ini tazyik ettiği görülüyordu. Gala” ay nimf sahasında devam eden maçın ilk dakikaları. İstanbulspor B takımları muhacimlerinin mütsaddid fırsatları| o Galatasaray, İstanbulspor m kaçırmalarile geçti. 20 nci dakika: |den Galatasaray sarayhıla? canlan- |B: ta karşılaşınışlardır. Saba: ve rakip kaleyi sıkıştırmağa | ya birinci takım kadrosundan aldığı başladılar, Bu akımların İkargaşalıktan istifade eden Salâhad-|de çıkan Beşiktaşlılar bu maçı 3-1 din mk: bir şötle takımının birinci | kazanmışlardır. tasi el Beşiktaş ile la: Klüb değiştiren oyuncuların listesi Genel direktörlüçke tanzim ve! Macaristanın en bütün bölgelere tamim edilen yeni!rinden “Unypeşt sicil talimatnamesinin oyunculara |yapmak üzere İstanbul bi İ bahşettiği | salâhiyet, şehrimzideki| fından yılbaşında şehri klüp idarecilerinin oyuncu kandır-|edildiğini bildirmiştik. mak üzere büyük faaliyetlerine Haber aldığımıza göre Macar ta- bep olmuş ve bir nevi oyuncu alım | kımı beş maç yapmak için teklif satımı başlamıştır. Yeni sicil tali-İedilen 3,500 lirayı kabul ederek matnamesi klübünden istifa eden yılbaşında şehrimize geleceğini alâ- bir sporcunun hiç bir kayde tabi ol- /kadarlaru telgrafla" bildirmiştir. Ma- madan ve ceza müddeti bekleme-'curların tam kadrolarile gelmeleri den diğer bir klübe intisabıma mü-|ve başka memleketlerde maç Yap- İsaade ettiğinden klüp kadroları her madan müsabak tarihinden eki gün ihafta yeni oyuncularla takviye edil-| evvel şehrimizde bulunmaları şart İmekte ve bir hafta evvel klüpte oy- koşulmuştur. İniyan futcolcü bir hafta sonra di-| ü ğer bir Liibiip takımında görülmek. |, <p; nipomaların ae Sicil talimatnamesinin tatbi-İ bahçe, Galatasaray ve den itibaren klüp değiştiren |kiyçlesinin murahhasları oyuncuların sayını şehrimizde alimi”) Köle w bulmuştur. Bunların içinden nis-| pacaklardır. Yapılacak anlaşmaya beten tanınmış futbolcuların isimle-| göre Macarlarla ber üç takım ayrı, İrini gösteren isteyi neşrediyoruz: |ayrı karşılaşacak ve son olarak da Beyoğluspordan Hakkı, Vefaya| İstanbul muhteliti oynıyacaktır. Şükrü, Cafetine o Beşiktaşa, Beşik- taştan Fund, Cihad Vefaya., Anka ragücünden Fiktet Vefaya, Fener- bahçeden Angelidin Beyoğluspo: Kurtuluştan Tanaş Beyoğluspora, İHilâlden Orhan Beykoza, Güneşten Refü Beykoza, İstanbul Demirspor- dan Abdülkadir Beykozs, Eskişehir Demisspordan Hayati Vefaya, An- katagücünden Ferdi Vefaya, girmiş baren sabahları oynanmak Üzere lerdir. Bu oyuncular yeni takımlar Fenerbahçe #tadında yapılacak ve tında geçen haftadan itibaren mü-| karşılaşmalırı Nuri Bosut idare ede sabakalara iştirâk etmektedirler. — İcektir. Uypeşt Macar takımı yılbaşında geliyor se me Askeri liseler maçlari İ gelecek hafta başlıyacak Bugün başlaması mükarrer olan İnskeri İiseler futbol şampiyonan | Atatürkün ölüm yıldönümü dolayı” sile gelecek haftaya bırakılmıştır. Müsabakalar gelecek pazardan iti- esine yatırınız... Onunla oyna” Daha doğrusu eski hastalığın bula- kö < Vallahi istiyorum, pek istiyo- şabilirdi... Şimdi hastalığın kalma: nz dığı için bulaşamaz... Sen tamamile ram... iyileşmiş bulunuyorsun ne hoş meşgale olacak... — Şuna öğrenmek istiyorum: edriye çılgına dönmüş! | ida? Devrenin sonlarına doğru Sa-'E birisinde | bazı oyuncularla kuvvetli bir şekil-|,, Jaraya Nekahat devrimde benim için |- 'Teirika, No, 122 — Hepinizi gebertirim, dedi, bu kar dıni yere sereni yakalayıp yere #er- mek İsterim. Haydi, gösterin o haini banal Yakuba hiç kimse esvap vermedi. İhtiyar meyhanoci tekrar adamla» rna emir verdi; — Haydi, götürün bu kaltağı oğası- na... Koçonun bu tarşda konuşmasından anlaşılıyordu ki, meyhane sahibi de ona kızgındı. Yete eğilip yarasına bile bakmıyor, meseleyi derhal bastırmak istiyordu. Yakup, bu aralık, meyhaneden #0- kağa çıkmak fırsatını buldu. Biraz Heride gece yarısı koluna çıkan Yeni- çeri nöbetçilerini gördü. Onların yanı- na koştu: — Koçonun meyhanesiride bir kadı- ni yaraladılar, Diye Kolbaşı, bu sesi tanıdı: — Senin bu saatte ne işin var ora- Yakup, kolbaşıya izahat verirken, meyhaneden hanede herkes yerli yerinde otu- Tuyordu. Ortada yaralanmış na bir kadm var- dı, ne de başka bir kims da Yakupla be- raneden İçeriye giriyordu. ne sahibi, kolbaşının geldiği- , etraftaktlere birer göz işa- mânası ne demekti7| # i sordu? din nerede? rını kaldırarak güldü: burada değildi Birlikte| eceklerini n özerine yürümek sı mani oldu: Sen biraz fazlaca içmiş gibi gö- , Yakup! Haydi gil, yat da a gele 2 sahibi, kolbapı- avucuna icap iştırmıştı. Koçonun neden soğukkanlı davran- dığı simdi anlaşılıyordu. şı, meyhananin çine şöyle bir Dedi ve adamlarını alarak sokağa) çıktı. Yakup merakından çatlıyordu. Kol-| başıyı bahşişle atlattıklarını sezmemiş değildi. Fakat, e karşı: — Sen, bahşiş aldın! diyemezdi, Meyhansdeti ayrıldılar. Yakup bir aralık kolbaşıya: — Âşık Garibin izini burada bul- dum. Demeğe niyellendiyse da biraz syn- ra bu fikrinden vaz geçti Yakup söylese bile, artık bunun da kıymeti yoktu. Koço, kolbaşıyı ikinci seferinde de atlamanın yolunu bula- cak değil miydi? Yakup o goceyl merak ve heyacan işinde geçirdi. Ertesi gün Zeyreğe çık- ta, kahveci Aslan dedeyi gördü: — Âşık Garibin izi Kendisini kolay kolay bulamıyaca- gım... dedi. Âşık Garip kimin koynunda uyandı? Yakuplia Aslan dede, Âşık Garibi ursunlar. Çallı Mehmedin, Âşık Garibi meyhana kapısında yere serdi- Bi gree, onullk önce (Sarı Susam) gördü. Yere eğildi Kaloriferi de iyi yakmıyotlar... Be-;Lüçük Kadriydi.. İhtiyar ari, Yazan; İSKENDER FAHI — Yanılmıyorum... Ta kend m da yaral. Diyerek tafs yüzüne döndü. nesi Koçoya hâdiseyi haber Aşık Garibi yaralamışlaf” kapının içinde yatıyor. Koço bu işa hiç de şaşma; yaşça tezgâhın başından kalkti” Kadınla beraber yürüdü: a Ben onun başına bir fi İ loceğini önceden sezmiştim, dediği | Garibin yanındaki adam çok açık göz bir serseriydi... Demek karkon, aralarında kavga Garibi yere serdiler. Koço Âşık Garibi yerde görü hi: Çok parasını aldık. iyi DİR tir. Haydi onu öbe yandaki O birine götürelim de yarasını (Barı Susam) yere eğlidi, Bi halde yatan Âşık Garibin soluk sine baktı: — Koca aslan... Sana nasıl # lar? Ve hemen ustasına dünerel Onu benim odama götü di, bu delikanliya bön bukaciği irlikte tuttular, kucakladı rı Susamlı odasına götürdü Koço tekrar meyhaneye dönü 4Sarı Susam) Aşık ibi sarmış, kendi yatağına yatır?” Batakhane yıldızı bw hâdistöğ ü Âşık Garip yatakfiiğ tarken, başı ucumda oturdu: mi birkaç yıl önen, HE hâlâ gözel in site ! Eğer izlırabın din diysi i ilk gördüği di İsti ârını boynuma dolg! San3 ikramı ede aşka, bir âl dalalım.. Sevişelim. aribin saçlarını okgağiji le evlenscak, senin, da yatacak kadına ne mutld Eği bemiz yürekli ve güzel bir ik olacak, Âşık Garib yaraş yavaş açıyordu. Barhaşluğun verdiği lik henüz zaf) olmamıştı, er cudündeki ezginlik onu gerçel tağa düşürecek kadar büyükt di Âşık Garib: — Kulağın meleri aksedi Usin gülüstanlarında mıyım? ğımda yurdumun şen bülbül ötüyor? Diye mırıldanarak başını istedi. Tatırabı büyüktü... Kalkamadı. Gözlerini açti ve hayretla Ü sam)ın yüzüne baktı: ; — Ben hâlâ Koçonun meyfi de miyim? (Barı Susam) güldü: — Rvet. Burada... Ve seni rı Susam)in odasında yatı Âşık Garibi meraktan Için, şefkatli bir ana tebessüm” Kanlının alnını okşadı: A — Bir kaza geçirmişsin! Söfİ baygın bulduk... Koço ile beri”, raya getirdik. — Ben yaralı mıyım? — Evet, Fakat, tehlikesl&. — Yaramı kim sardı? — Ben... Âşık Garib, batakhane elini tuttu: — Sen, çamurlar içinde bir elmas parçası gibi, ne lensen gene temiz yüreklisit, Demek ki, benim yararmı sin, öyle mi? Ben zalimlerin, gadâ #manıyım, kocâ aslan! Seni5 gın, bu gece sana kıymek İsi kat, o da sarhoşmuş.. tamamlayamadan kaşmış. O erkek olsam, cezasız bırak Âşık Garib muhakemesin! #İ Ga çalışarak, gözlerini uğuştu” — Bu Işi Çallı Mehmed mi nyorsun? cari ke* versin bu ocak var, değil mi? |bizz.t Cemil de, bu yaman dedi. Hastalık için şu) iyi... bir arzumunu iki etmiyorlar Delikanlı; — Hayret... - diyordu. *, | sen | ik bask ? İni Birbiri Nİ a : ir ömakian samsun oliyoçda; Bedii Juyarker gidebidin. İBu hastalık başkasına bulaşır mi? |ni birbirine çarptı , dalgınlıkla odunu fe- ben, çocuklardan nefret et yenin aşkile ihata edilmek, onun için zevklerin yordu. Yavş yavaş, huzuruna nlışıyordu. Günün birinde kendini zayet iyijk hissetti. Birdenbir e | Çocuğumuz ne oldu?... Bir baftadanberi yanımdan ayrılmıyor» | kal sun. Onu ne yaptın? — Kadei mi? kadan dolayı fevkalâde “sevin Bedriye, sevinçli bir sesle sordu.- diy Onu &ki komşuma bıraktım... Bir kadın vardır... Bayılır Kadriye Yüreğim rahattır... etme... — Oradan burası w o —H — Görmeden sun? evinde onun i en » Gidip! uman? yur. d iliyor mu — Komşum oğlumu bir ke tirip yeni evimde bana gösterdi — Demek en büyüğünü teşkil edi |defa gittin)... — On — Doğri — Neyi Evet... yz - “diye, bu alâ-İçuldu, — Yanıma gel, buraya gel, Bed- e. Kadin yaklaştı. a Delikanlı onun elini tuttu, Uzun | Sen de merak uzun öptü, öptü. | kalblisin... — İyi kal İFarkında değilim... bu kadar ssssim yüze baktı ba hastalığım sari bir — Yok efendim, ne inünnsebet... | daya... ekiz günde ancak bir| Öptüm ve âfiyeti olduğunu gördüm... Benim için an hiç ayrılmamıştın... | Fakat senin için... Erkek, bir müddet, düşünceli idi. Sonra, Yastıklarına abanarak doğ-| Genç kadın «— Hayıt!» Manasında isalladı. — Emin: misin? — Evet... senink İ Oğlumuzu getir... Bedriye, bu beklemediği üzerine şaşırdı, kaldı. | — İitmiyor mı Çabuk git, getir ,..Emi ni, İyayorsundur. Kadın, anadet * — Oğlumuz. Bunu Cemil mi — Öyleyse... Haydi şapkanı gi başını Basit bir pnömoniydi teklif cicim... im; onu ya» | ceğim bancı ellere terkettiğin için azap du- | musu: en perişan gibiydi! söylüyordu?... Kelime, kulaklarında çınlıyordu. Kekele: — Getireyim mi? apartımana mi?) Cemil, bir kahkaha at — Niçin getirmiyesin?. değil mi?... Bu apar « Buray mana a, bu Tabii Bu o- Şuraya, benim yatağının şul e | kasüna nuna sarıldı... Onu iki yanâğından şapır şupur öptü... İ —Oh... Yarabbi, ne mesudum... - diyordu. Kapıdan ok gibi fırladı. Eşikte İrsatladığı lalayı göğsünden itti, Şap era giymi Ancak kaldı cms. vardığı zaman bunun farkinda oldu, Arkası sira en uşağa: — Benim küçük Kadriyi getire- Beyefendi istedi... Anlıyor Lala bu sözden birşey anlamadı... — Allak allah... Birşeyler oluyor amma, dur bakalım... - diye geri döndü. Cemil, ihtiyar emektar görünce gülümsedi. | İk madı. Uşak, şömineye kocaman bir | kütük attı, Odanın içinde ufak tefek işler gördü. Delika: — Haval İburaya çocuk gelecek, çocuğa Fazla |Yesiz Sonra çalışmama inâni ols suzlanacak vallahi... İ vermeyin! r bir türlü ısınmıyor... varsa, o, arık Cemil bey değild Tutuşmayacak.., Her |nırdım... cuklar... halde aklını birşey kurcalıyor... — Yanar beyim... Yavaş yavaş yanar, Halbuki pek ho Lalu cevap vetiyordut — İyi amma, beyim, Yavaş yavaş değil, gürül gü-|bunun gibi şirin değildir İ sıcaklık Yı Öyleyse... Kısa bir süküt hüküm sürdü. Lala, odanın ayakta duruyordu. Cemil, kendini bırakarak; — Hakkın var Fazla ısıtma öyleysi Gözleri: ortasında yastıklar üzerine| lala! » dedi tavana < ds bir müddet birşey konuş- İyordu. sözler çıkıyordu. Fakat de tediğini vazıh söylemiyor İğında müphem j yavaş olgunlaştığı bel sihhati iyileşiyordu. ( Aradan sekiz gün geçmişti. Şayed Ayaspaşadaki apartıman- da hâli bir sahip, bir beyefendi iyan keyifli — bir kere det - diyecek miş, düşünü değil mi2... - diye sordu. 4 ize can dayanmıyor “ Bedriye: — Oğlanı şimartacaksın!” edeceksin Neşeli, neşeli, — yari” e döndüğüm oldu. Cemil; f Ber — Evin ne demek?.. SETAŞ d Aarada sırada ağzında! 4 ir proje. hiydir Ark