31 Ekim 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

31 Ekim 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

OR AKŞAMA ilelerin, salâbetsizliğine birinci sebep ile mazrufun elbet münase- İlkarpin ayağa göre, şap- çalman minarede reis bulunmuyan, yekne- NE Yararalmaşlar. İz) Efendim, ailelerimiz salâhetli a; , pin böyle miydi? , eskiden, böyle değildi; fa- k yp Saber, * maneviyata da daha) ; üzerinde hiçbir göz oya-| çe eşya... Onlar da pesten- şeyler; çatlamışlar, yamnl- ves Sedan soldan şikâyet işitiyoruz! Geçimsizlikler, o kavgalar, türlü münasebetsizlikler, talâk- Ya Zarf ve mazrufun biribirine) w meselesi, pi hai da, mazruf da başkaydı. «ha basit, daha iddiasız olmak- Kl insanlar, geniş, ferah, bahçe- geni ikametgâhlarda ya İlay nisini, ferahımı, bahceli 3, ş oruzdır amma, «eğlenceliş si i iiraz edeceksiniz: diye Ne münmsebet, canım My - radyo bile icad edil me bizzat insanların çaldığı peer mevcutta, Ve bilha: vardı, Çünkü ailenin bir & olu avni dam altında oturur. Amcalar, dayılar, enişteler, iyiler, yeğenler, torunlar... Böy- va klün hayatı tesssüs eder «* Zamanlar oistihfaf ettiğimiz, Yi, Makul bulduğumuz o on beş Bi orta halli, bahçeli ve| hizmetli evler, ailelerin sağlam-| Yanıyordu. | e Yalnız karısına karşı değil topuna birden mesul o vazi- . Artık ecicim ayları» geç Mm emsan bile, insan, evine sirf iie © sevgili ine yakın kalabalık için ge- Ve kadın başı kızmca baru- Yayıp yuvadan şimdiki kadar Uzlaştırıcı, teselli leyici hısım akraba oracıkta bulunurdu. te AR Relin, gelin - imce dırlü- in hayat mücadeleli birşey ir 2... Dilcenliydi amma, #ibiydi, Kani ie evlerde hayat yok... koca, ne kadar sevişerek ev- wer bi müddet sonra karşı Vagâ Edi ile budu Şakire dudu e kalıyorlar... Esnek es- Moi (tiriyor... Ve evvelâ kaş kafe: Kğ, sirin görünen © yuvar: Yem m dayanılmaz bir zindan) VR ğ: mavzarası halini alıyor... | fırlamaklar, ahbaplığı pere Erem . Ve: İZ çınar ağacı ai genişlik Mİ, bu mazrufa uymuyor. Şönra salaş çatlıyor! Ailelerin tp “Mizliğine birinci sebep bu lama e e. re SR pe 8 Ne akin an SL SE e , pa İyem hağırlığından' geliyoel! Umumi mec- lis toplanıyor Vali bir senelik faaliyete dâir izahat verecek ——— İstanbul” umum! meclisi - araya bayram tatil girdiği için - pazartesi künü toplanacaktır. O günkü toplan- habı yapılacak, Vali ve Belediye Relsi Dr. Lütfi Kırdar bir senelik vilâyet ve Belediya faaliyetine dalr #zahat verecektir. Encümenler, bilkassa dalmi encü- men İntihabı, Parti tarafından nam- ized gösterilmeksizin serbes olarak rapılacaktır. Bu Itibaria geçen sene i | olduğu gibi bu sene de reylerin dağı- Jarak inlihabin uzun süreceği tah» | min ediliyor, Umumi meclis âzasi arasında şim- dlden namzedler etrafında münaka- şalar cereyan etmeğe başlamıştır. Bu tibarlı bazı samimi arkadaşlar ara- nda gruplar teşekkül etmiştir. Bu graplar, kendi aralarında namzedie- ri tesbit etmişler ve Xöndi namzed- lerinin fazla rey almasına çalışmağa başlamışlardır. Dalmi encümefiden bu #ene bazı üzaların değişeceği tahmin ediliyor. Et fiatleri Ticaret A tedkikler yapıyor Şehrin ka İeden Beledi her İsta hafta» uk et den ve toptancı tük cevab alınm de öledenberi bir haftalık tötiyaştan fazla ki k hayvan bulunduramayız. Çünkü, hayvanların | masrafları bir baftalığı aşarsa ziyar ederiz. Ozaman fistleri bir mikdar yükseltmek zarureti büş görterir. Ye- ni bir şekil bulunma We hayvan temi n Karilerimizin rmektupları Elektrik ve Hava- gazı ücretleri den bir ay gazi bedelini ahırlar v. meselâ ay li$ edilmez saretile taN- y başlarına tesadüf et iŞ hangi bir mahzur ve zarar mali mı? tıda riyaset divanı, encümenler inti-; Şehir Tiyatrosu temsilleri vw Yazan : İstanbul Şehir Tiyatrosunda tomali edilmekte olan «Bir Ana» Fransada sahsiyetinden ziyade, Pariste şahsı meşhur olan, fabrika müdürü, avu- İ kat, gazeteci, mizahçı, heçcav, - mu harrir Tristan Bernar adile mâruf Pol Bernarın 1913 te yasdığı «Jan Doro eserinden türkçeleştirilmiş ve Türi- leştiriimek istenmiş, melodrama - ko- medi aPariziyens bir eserdir. Tristan Bernar Için hayat kadere bağlıdır ve böyle olduğu için de mâna- uzdır. Yeryüzünde aklı başında, dur- muş, oturmuş, hâreketleri ölçülü, na- muslu insanlar olduğu gibi, kaygusuz- lar, hiçbir şeyi ciddi almıyan'ar, her şeye vriz gelire diyenler de. vardır. Bunlar, kendilerinin -ne o'duklarını müdrik değillerdir, nasl ki, kendileri. ni durmuş oturmuş, aklı başında, na- muslu satanların da kendilerine gö- re bir takım gizli hesapları vardır. Bernarin beynelmilel birer tip olarak canlandırdığı, aramıza #okup yaşot- tığı bu karakterler haddi zatında halis kan Parislidirler. O, sosyetenin mü- him dâvalarile uğraşmaz, cihargüm, fakat haresâlem, basit dertler! nişter- ler ve bu yaralara dair bir şeyler mi- tıldanır; fakat bunu yaparken nigteri vurduğu derdin içinden Pasis fışkırır ve cihanşümul hâdiseler ancak Parls- i ki, bu hususta aramızda telâkki ve kı Yar, | Muhat |tat iyi yürekli, n. Çektiği azap, tırap, kallaı dakârlıklar, & İ his, şefkaf va mubabbetinin ründen ziyade, insanlık duyguların; İ gösteritidir ve «Bir Ans hatları, | analık deği, aşktır, hem de şalnız tek İnarfi majüskül olmıyan, büt TE ma- Jüskül AŞKI... Dure'de, her şey ve herkes DR 0 majdaktı AŞKI me: asli Yur k idamından bir an Bevgilizin! düşü; p boyun büken ina, analık muhabbeti Şeyin fevkin tirmeğledir evvel dü“ ar taz kondurmuyan, söz wiztetmiyen, 6: li için sevine sövine K * kadar yalnız ve yalnız , B kadını düşünen AŞK'ın Xa) dır. Katli çocuğun anası İle kadının sinizması da, bu beyni | meva Paris damgasını | lerdir. Ertuğrul Muhsin, Jan Döre'y ANA Selâmi İzzet Sedes ru hareket, kıyafet ve makiyaj bâkı- zandan Türkleştirmek isterken kenği noktal nazarına ve telâkkisine göre de annlaştırmıştı. Güzldeyi büyük sanaf- kâr tabilliğile canlandıran Neyire Ne- Tir evza ve etvarnun tohumu Tanzi- malla atılmış, vekarı eski asil konak- ların çatısı altında gelişmiş bir ha- nımefendi edasle, rejisörün telâkklsi- ni âzami bir gayretle haklı göslerme- ör çalıştı, fakat bu gayret, Türkleş- inesine imkân olmıyan eserin temel ve eldarını gölgede biraktığı için «Bir Ana» yuvasını şaşırmış bir güvercin gibi sahnede kanat çirpa çirpa bitap düştü. Bizde namevcud bir Kitap evinden, hapishane koğuşuna kadar yadırgalısı, yabancı bir atmosferde, iradesiz, ne Yaj bilmez, mariz ruhlu olan bir genç katil İle, oğlunun âkıbetine ağlıyan biçare bir ana kal- du.ve sevdiği kadın uğruna adam Öl- düren gencin aşkı, bütünü majüskül AŞK, küçüldü, küçüldü, müellifin ara- ya soktuğu icimi zarif, kimi kaba şa- canlı #ahnelerden sonra birdenbire basite düştü ve merkezi sıkleti göz ya- 4t oldu. Halbuki merkezi sıklet birinci ve sondan bir evvelki tablolarda iri İ Palihadır; bizce Paliha olması dır. İlk tabloya çök samimi ka hitap ve sar Iyaçlarinı temin etsin imuştur, Dram kuzmı bir sa- ridir, son zamanlara kadar da böyleydi, Dram kısmı sahnesinde telif ve beynelmilel şöhreti olan tereü- melerden, nadiren 'de hiç değilse —bü- tün noksanlara rafmen— «O kadını kadar» ustalıklı yapılmış adaptas- yonlardan başka eserleri götmemeli- yiz. Tristan Berar'ın Jan Dore eseri oynanabilirdi, fakat, bir dam mah- â ye munu idamdan kurtarmak için Ad-| ü iye Vekiline yalvartacak faz için hapishanenin koğu | ceza reisin! kacrlar arasında kayboldu. Eser, heye-! yerek EHİiR HABERLERİ Kıskançlık yüzünden nden Ginayal Bir genç si Akanen soka- ğında oturan bir kadını yaraladı Dün Beyoğlunda Abanoz sokağında bir cinayet işlenmiştir. Bu sokaktaki umumi evlerden birinde oturan Mual- )A, bir müddettenberi İzmali isminde birile tanışmış ve İsmali hemen her gece Muallâya gelerek kadını kendi-| De bağlamak istemiştir. Mualiâ, ik zamanlar İsmalle yalnız kendisinin olacağını de bilâhare bu özünden nükül etmiştir. İsmail, Munllünm bu şekilde hareketini s8- since, dün sarhoş olarak eve gelmiş ve Muallâ ile bir odaya çeklimiştir. İsmati burada, Muallinın kendisine verdiği sösü ve yaptığı hareketleri! tekrar etmiş, kadının verdiği cevap-| Jar İsinali okızdırmıştır. İsmali ya- nında taşıdığı bıçağı çekerek kadı- mın üzerine atılmış ve: — Senin yüzünü parça parça ede- yim de kimas yüzüne bakmasın! di- yüzünün muhtelif yerlerine bı- çağı saplamıştır. Ağır surette yaralanan kadının 15- timdudına yetiş: zet yoğ! bantanesine ykrar Mektep İht İhtiyacı Sarıyer orta mektebi açılıyor edilen binanın tâmiri tamam. nmış, sıraları da temin tir.| simdilik boş bırak, | «i hafta a. içinde eden taleheden bu mektebe nsklileri E maktadır. İstabul maarif müdürlü- 80, 1941, 1342 senesinde Uk, orta mel teplerla “ İlselerde ne mikdar talel Artacağını Vekilete Ystatistiklere Izt!- nad ederek bildirmiştir. Müdü © zamanda 1941, 1942 senes çe ve küdronun müsasdesi acmı yerine “Nişantaşında filim stüd- İskele'erdeki eşya Fa la vapur işletilmesi, çalışılacak üştür. Kış aylarında Tir zünden Karideniğ lima, ya ve. yolenlar bekleme! önde kalır, bilhassa İstanbulda İzaptık hayvan sıkıntım çelrilirdi. De- pizyolları idaresi bu seneki sıkıntının daha az olması İçin çalışmaktadır. Umum müdür Karadeniz #kelelerin- ide bu hususları tedirik etmiş, alâza- İ darlarla konuşmuştur. Bu kış, oşya | halkın haftaların iskelelerde bekl: | silmemeleri için NA zla vapur tahrikine gayret İ tür, Foto Sabahın hediyesi ri teşhir edil- sergi İBir tayfa denize düş çabuk kurtarıldı Dün Kadıköyünden köprüye get- de derhal diğer bir tayfa tarafından i kurtarılmıştır. yosu arkasındaki lâğım kapatılıyor urtlarından *k Sirkecide olüran Mâhmed ismin | de biri pollsa müracaat ederek Unka- 8, mekte olan Moda vapuru tayifasından) panlı Cemal adında biri tarafından| » | Kemal, iskeleye halat atarken muva-! bıçakla yaralandığını iddla etmiştir | aresi | zenesini kaybederek denize düşmüşse| Polis, bu din üzerine suçluyu yaka» | İtamş yaralıyı tedavi aitda aldirimiş- | 5 Eskidm bayramları pek umur-/ samazdımı. ., | ——— Bay Amcaya göre... Amma yeryüzünde yerleri azaldıkça... e AY NE bayram | Bayram gö suk v beyz sevinci Demeli ümde büyüdü, ço-| .. Gelgelelim alış veriş pahahl... Hele pabuç, «| memiştir. Yaş meyva ve sebz Sahife $ Heyecanlı bır roman ez Geçen gün bir iş dolayısile har- bin başladığı zamandan itibaren çıkan gazetelerin kolleksiyonalrım göyi bir karıştırmam icap etti. Sa- bifeleri gelişi güzel çeviriyor, gö wüöme ilişen yazıların yalmz serlev- halarını okuyordum: esrarengiz bir tah- telbahir!», «Meçhul bir korsan ge- misi!». sAvrupa alevler içinden, «Korsan isinin özi üzerindes, «Heyecanlı bir takip», «Korsan gemisinin peşinde..», «Bir Afrika limanına yapılan. gece baskin dibine bi yazan bir gazete kolleksiyonu nun değil de müthiş bir polis, cina- iyet, macera romanının sahifelerini çeviriyorum sanıyordum. Senelerce jervel, kış geceleri, büyük bir deh- şet içinde okuduğum Mişel Zeva- ko'nun romanlarında bile o kor kunç bahislerin arasında böyle ser- levhalar yoktu. iimdeki on dört aylık gazete kolleksiyonu dünyanm başma ge lenleri içine kaydettiği acıklı bir has tıra defterine o benziyordu. ya ne hatıra defteri... İsterseniz bu defteri heyecanlı bir roman gibi de okuyabilirsiniz. Yeryüzünün bugünkü hakiki ro- manı muhayyile mahsulü olanları» nı çölgede bırakacak derecede deh- şetli vakalarla doludur. Dünyanın her hangi bir kıtasın- da çıkan bir gazetenin on dört aylık kolleksiyonunun yanında | sPardayan'! lar», «Monte Kriston lar İheyecan bakımından pek sönük, pek hareketsiz, pek heyecansz ka ar... sen ... Müzayede! Tatlı konuşun biraz möbaligayı seven garip bir ahbabm vardır. Dün bana geldi şunları anlattı: — Bayram dolayısile karıma bir a hediye almağa karar verdim. Bir mağazanın camekânında giyeceğe dair bir şey beğendim. Üstündeki finte baktım: 5 lira. lâkin o gün tereddüt içinde idim. Acaba bu he- diyeyi mi alayım? Yoksa daha mü- Dasip bir şey bulabilir miyim? diye işime geldim. Akşama doğru tereddüdümü yenmiştim. O beş liralık hediyeyi alacaktım. Bı niyetle dükkânın önüne geldim. de vitrine baktım. Bizim hediye- nin üstündeki fiat bes bucuk lira... Kendi kendime: «Haydi yarına Jkadar düşüneyim belki aklıma baz- İka bir sey gelir.» dedim. Ertesi İgünü hediyenin bulunduğu dükküâ- nın önünden geçerken ne göre İyim?. Hediyenin üstündeki küçük İmukavvada «6 lira» yazıyor. Ba se İfer kafam kızdı. sAlmam!.. dedim, bem de cebimde para yok... Öğle üstü bir yerden para gelecek. on- dan sonra bir çaresine bakarız». Akşama doğru ayni dükkânın — Birader, dedim, ben artık mü- zayededen çekiliyorum. Hediyeyi almıyacağım. Senin üzetinde kak sın... Bos yere arttırma HikmetF un Es 2020010900090009309009838369 iMeyva ve sebze yetişti. renlere yardım köylüye mağa karar önümüzdeki sene mü: yapacağı yardımı çoğ; vermiştir. Tayyaresi, tayynrecisi bol ve kuvvetli olmıyan milletlerin bas yatım er geç tehlike saracaktır. Tehlikeyi önlemek için Hava Yurumuna yardım ediniz. B.A, — Elbet dostum, bizim memlekette her zaman pabuç pa-

Bu sayıdan diğer sayfalar: