AKŞAMDAN AKŞAMA Hüseyin Kâzım Kadri merhumun eseri “Genç arkadaşim sordut — Bair ne demek? — Efendim? — Basir. Ma Türkçede böyle kelime yok... — Tamam işte... Ben de onu >— Aklıma geldi. © dedim » Bair “deve sörüsün olacak... Hoş, Tügat- kahramanlık olmazmış... Araya- #” Odada, Hüseyin Kâzim Kadri'nin Bak lügatin İsimli eseri vardı. kitap kendi sahasında en mükemmel bütün, (A ie > sin le cemden kasd, far: değil, yaln gayri» olacak, Çünkü yine ku, serden öğreniyoruz ki, eyara, '» deki bere kelimesi ermenice- den almmadır.) Harf inlelâbi dolayısiyle tabı kalan bu Högata etm. Birinci cild 855 sahife: (Ben harfinin sonunda bitiyor. Fa- i maalesef ebair» atlanmış. Hal- yi Fazlinin kullandığı kelime! kadar mesai ve iddia ile meşre- Ne bir kitapta bulanması lâzm miydi? Çünkü meselâ, — son- baktım ki — Muallim Naci küçük lügati bile bunu almış... Babamın aziz arkadaşı olduğu de aynca hürmet ettiğim ve met verdiğim Hüseyin Kâzim be- Bünoee farisi, arabi, hattâ Kudatko b aç kten misallerle lebalep doludur. A kelime üzerine Süleyman Na- ten mi, Faik Âliden mi beyitler, Bilal Stersiniz?... Hepel seve. Kat en meşbur Türk şnirinin ndığı, Muallim Nacinin de at- ii ve hakikaten öğrenmek is- kelime?... Yok, ... Tbilerden biri Vaktile bir ansiklopedi yapmağa karar vermişler. Forma forma neş- #ediyorlarmış, İlk harf olan <elif » den sonra «ab» yazmışlar. şaban, filin derken, formaların bi- ide ra atra gelmis. Bu hayva m kaç cinsi olur, ne türlü hastala- Gi filân diye basıp duruyorlar... yen vâsi malâmat... Bir baytar © istifade eder... Fakat sonradan eşketmirler ki, çayed bu derece Tetlât vererek esere devam edilse Li Ansiklopedisi 10795 cild ola- özle m neşriyata da imkân| İ F P ... Tahsızların şu minimini Larousse'- Sçyorsumuz; bir avuç içine sığa- öl Fransız dilinin yeni leri, lâtinceden mün- ismihasları, meşhur eser- Y dair malümat hep mevcut... <k noksansız... Ne mükermel yan dahilinde... Yani ehemmi- Mei nisbetinde kaç satır tahsis et- V.” icab ediyorsa öyle yapılmış... | Aİ mesele, asıl hüner, asıl âlim- vag bu mükemmellik içinde tenn- temin edebilmektes. Bir ilme başlarken üniversitede » öğretirler... Bizde eksik olan Z, Balkan oyunları kongresi İkan oyunları kongresi dün sn iğ den terbiyesi bölge merke- i Yunan, Yugoslav, Rumen ve Aa, urahhaslarının iştirakile açıl- Y,onareyi genel direktör Cemil &T Açmış ve muvaffakıyetler te- eni ederek riyaseti Yunan dele- K.,, Polos'a bırakmıştır. “nrede geçen senenin karar- Bözden geçirilerek bu sene 'arı organize eden Türk fe- ber, ni takdir edilmiş ve büyük- kara, m telgrafları çekilmesine Mak verilerek pazartesiye toplan- iştimaa nihayet verilmiş- NE ayi ANYA HH £/ an oyun merasimle başlandı Dünkü müsabakalarda Yugoslavlar 4, takımımız 3, rr Melih 400 metreyi VI inci Balkan oyunları dün Fe- nerbahçe stadında büyük merasimle açıldı. Cumartesi olmasına rağmen, Balkanların en yüksek atletlerini bir araya toplıyan bu müsabakaları gör“ mek için stada muazzam bir kala- balık toplanmıştı. Oyunlara tam saat 15 de atletlerin geçid resmi ile başlandı. Şehir bandosunun refaka- nde en önde müsabakaları idate edezek hakemler vardı. Bunları, ma- zeretleri dolayısile müsabakalara iş- tirak edemiyen Bulgar ve Rumen bayrağını taşıyan izcilerimiz takib ediyordu. Mavi eşofmanlar giymiş Yunanlılar, beyaz don, kırmızı nile giymiş Yugoslavlar ve bunları takiben de göğüslerinde (T) işareti taşıyan eşofmanlar giymiş Türk atletleri muntazam bir şekilde halkı selâmlıyarsk geçip tribünlerin önünde mevki aldılar. Balkan bayrakları arasına sıkış- tirlmış mikrofon önünde | Bal- kanlı atletler namına Türk takımın- dan J. Fıratlı and çü. Bu sırada iki Yunan, iki Yugoslav ve iki Türk atleti Balkan bayrağını ihtiramla ta- myarak direğe götürdüler ve Bal- kan marşı ayakta dinlenirken bay- rak direğe çekildi. Bu merasimi müteakib mikrofon başına Beden terbiyesi genel direk- törü general Cemil Taner gelerek şu cümlelerle 11 inci Balkan oyun- larını açtı: «Türkiye o Cümhuriyeti yüksek Başvekili doktor Refik Saydam na- muna İİ inci Balkan oyunlarım açı- yorum. Uğurlu ve başarili olmasını dilerim.» Generali organizasyon komitesi reki Bürhan Felek'in Balkan oyun- ları hakkındaki temennileri ve mi safir sporculara davete icabetlerin den dolayı teşekkür eden hitabesi takib etti, Zaman zaman alkışlarla inkıtaa uğrıyan bu hitabelerden sonra atlet ler istirahate çekildi ve müsabaka- lara 100 metre sürat yarışı ile baş e 100 METRE SÜRAT: Bu müsabakaya Yunan, Yugoslav re Türk ekiplerinden ikişer sporcu olmak üzere 6 atlet girdi. Çok Ümlt! olduğumuz bu müsabaka bütün tah- minleri bozan bir netice verdi. Çıkışta geri kalan atletlerimizin bu gediği kapamağa çalışmaları çok güç oldu. Yarışı Yugoslav birinci, Pikret ikinci, Muzaffer üçüncü olarak bitirdiler, 1 — Stefanoviç (Yugoslar) 11. 2 — Fikret 12 3 — Müsaffer na SIRIKLA ATLAMA: Bu müsabakada. Balkan şampiyonu Yunanlı Tanos ile Muhiddin arasında oldu. Yunanlı 3:70 İle birinciliği elde etti, 1 — Tanos (Yunan) 3.10 3 — Muhlddin 359 3 — Lenert (Yugoslav) .8 GÜLLE ATMA: Bu müsabaka ümidin fevkinde he- yecanlı ve 6 nisbette siki oldu. Gen; #ampiyonumuz Arat kuvvetli rskip- Jerini hayrette bırakarak İlk atışında 14.40 metreyi tuttu ve bu derece ile birinci oldu. Yunanlı gülleci Stefana- xls ancak 14.28 atabildi. 1 — Arat (Türk) 1440 2 — Btelanakis (Yunan) (1426 — İbrahim 417 METRE MÂNİALI: Balkanların en iyi minlacıları bu müsabakaya iştirak ediyordu. Falğin son samanlarda elde ettiği dereceler bu branşta ömldieri kuvvetlendir- mlşti, Başlangıçta Palk iyi bir çıkış yapa- rak öne geçti. Nihayete kadar bu üs- Wolüğü muhafaza etiiyse de ur Yunanlı Mandikaş şöhretine JAyık bir finiş yaptı ve son mâniada Falğe ye- tşerek ipe Palkten evvel göğsünü değdirdi. Mandikasın galebesi bu iş- birincilik aldılar birincilikle nihayetlendirirken fa- | şinet olabildi, —— g5 Yağlılar toptan 42,5, perakende 50 kuruştan satılacak larına büyük Fiat mürakabe komisyonu, evvelki gür geç vakte kadar top'anaTak pey- ve manifatura satış flatlerini tes- RAE teri. Komisyon, tam yağlı en Ayi cinsten peynirlerin toptan kilosuna 425, perakende kilosuna ise 5) kuruş satış flati koymuştur. Evreles getirilmiş olan manifaturs Yunanlılar 2 için Hat- leri okymağa lüzum görmemiştir. Kış saati Bugünder itibaren kış saati tatbik başlanmıştır. Tarifelerde ve çalışma saatlerinde değişik- edilmeğe dairelerin Mk yoktur. bekliyen mallar Gümrük antrepolarında biriken ve sahipleri tarafından şimdiye kadar #thal edilmiyen malların bir listesi ha- sırlanmıştır. Mıntaka Ticaret müdür- Yiğü, mal sahiplerine ma'larını ithal teki fazla tecrübesinden başka bir şey değildir. Her iki atletin de 15 de ya- nşt bitirmesi bünu (sbata kâfidir. 1 — Mandikas (Yunan) (15. | etmlerini sen bir defn daha ihtaret- 3 — Fulk 15. (miştir. Haber verildiğine göre, mal sa- 3 — Bradöviş (Yugoslav) (o 156 | hipleri bir haftaya kadar mallarını pa iz; gümrüklerden çıkarmazlarsa bu mal- lara hükümetçe el konulacaktır, Zira bazı tacirlerin evvelce getiri- tikleri malları, piyasada bazı madde- er üzerinde huzule gelen darlığı biraz daha artırmak ve pahalı satmak maksadile kasten çekmedikleri anla- sılmığtar, |, Bu müsabaka diğer sürat yarışla- rında olduğu gibi fazla ümldle bağlı bulunduğumuz bir mfsabaka idi. Bü. tün ümidler Melihte. Netekim tesi Laka stadı inleten tepeler arasında geçti ve Melih baştan nihayete kadar Yugnalav atletle mücadele ederek şerefli bir birinellik kazandı, Asıl Ye- kordmenimiz Gören bideyette iyi git- tiye de finişte bocaladı ve ancak be- e Kızılay haftası Memlekete büyük hizmetler eden Kimlay (Hlâl'ahmer) cemiyeti haftası 1 — Melih 605 | dün başlamıştır. Bu münasebetle dün 2 — Despot (Yugoslav) 807 | birçok Kızılay ekipleri semt semt do- 3 — Klinar (Yugoslav) 509 İlaşarak Kızılay âza yazılmak istiyen- leri kaydelimişlerdir. Halkımızın Kı- zılaya karşı büyük bir sevgi le mühim teberrilatta bulunduğu görülmüştür. oz Adliye Vekili Bir haftadanberi şehrimizde bulü- nan Adliye Vekili B. Fethi Okyar ba akşam Ankaraya dönecektir. Adliye terfi listesi Adiyede son yapılan yeni nakil $ — Dimitropuloş (Yunan) 4491 | tayin ve terfilere eld Mste önümüzde- 1500 METRE: ki hafta İçinde şehrimiz Bu yarış günün en alâkalı müsaba-| tebliğ edilecektir. Yeni İlstede - Büyük fmidlerle bağlı bu-|bulda münbal hâkimliklere de yeni lunduğumuz Rıza Maksud çok güzel! tayinler yapılacaktır. başladığı —— müsabakayı yan- hş bir taktik yüzünden ikinetlikle b:-/ Pencereden, duvardan ve tirdi, İlk turda rakiplerini geride bi- d dü — rakarak başa geçmek ve yarışı sirük-| | Vapurdan düşerei yaralananlar ÇEKİÇ ATMA: Bu müsabakadaki elemanlarımız diğer Balkan atletleri kadar kuvveti! olmadığından çekişme Yunan ile el goslar atletleri arasında geçti, Neti- cade yüksek bir atlet olan Yugoslav Stepleri!k 5442 metre atârak yeni bir Balkan rekoru Ile birinci oldu. Bizden Baler beşine! geldiği halde 42.65 ie yeni bir Türkiye rekoru tesis etti, 1 — Steplenik (Yugoslav) (o 5442 3 — Goiç (Yugoslav) 4621 lemek hatasında bulundu ve 9k! tur müsabakayı başta koştu. Son turda| mx. İş spanında Haydarda oturan beş Iki Yunan atleti atak yaparak öne yaşlarında Kemal, beş metre yüksek- fıtladılar. Rıza bu ataklara kanarak Uiğinda pencereden, düşerek ağır su- müsabakanın o mihayetlenmesine 200)... yaralanmıştır. İ metre kala finiş yapıtı. Halbuki Rıza- 3 ş İn gayet ustalıkla takib eden Yuçon-| ,, Aagouamnda oturan ma | laz İki mele maral birini şallı | Jandığımdan hastaneye Kaldırılmıştır. egeli o ir Hopali Osman isminde biri, memle- — Köşir CYugolar) A, , ketinden İstanbula getirdiği koyunla» Bi 448 | zı vapurdan çıkarırken ayağı kayarak 3 — Velkopolos (Yunan) o 465 iş ve Deki , v aka 4X100 BAYRAK YARIŞI: üsabaka Balkanlı; ... |. benli Mihal o Teyze katili Adil Dört ay evvel, lede üvey tey- atletlerin! bir araya getirdiği cihetle çok enteresan geçti. Türk takımı Fik- ret, Muzaffer, Turban, Melihten mü-| zesi Ayşeyi, kendisine evlenecek gen- rekkepti, Fikret lik yüz metrede iyi) gin bir kız bulamadığı bahanesile bo- koşamadı. Muzaffer açılan arayı Ikin- | gazından keserek öldüren Rüstem Ad!- ci Yüz metröde kapamağa çalıştıysa | İn muhakemesi neticelenmiş, ehliyeti da muvaffak olamadı. Üçüncü yüz|eezaiyesi olmadığı anlaşıldığından metreyi koşan Turhan çok güzel bir) beraetine ve alnl hastanesinde tedavi koşu yaparak rakiplerimizle siçılan | altına aldırılmasına karar verilmiştir. vw biraz kapattı ve bayrağı son oşucumuz Melihe Yugoslar ve Yunan atletinden iki metre farkla verdi. Çok KÜÇÜK HABERLER enerjik bir koşucu olan Melih hari- kulâde bir koşu yaparak meşhur) » Beyazıt nahiyesinde çalışacak Mendikas'ı geçerek takımın birinci-| 300 sayım memuru dün Veznecilerdeki | Jiğini temin eti Kınley nahiye merkezinde. toplana- 1 — Türk takımı 456 | rak kendilerine son ve Kati taltmati 2 — Yunan takımı “ sayım defterleri verilmiştir. 8 — Yugoslav takımı “3 Şehrimizde bulunan Moskova bü- UZUN ATLAMA: yük elçimiş"B. Ali Haydar Aktay, dün Günün son müsabakası olan uzun) öğleden evvel İstanbul Vali ve Beledi- atlama Yunan ile Yugoslar atletleri ye Relsini makamında #iyaret etmiş. arasında #ıkı bir mücadele halinde) tir, Vali, dün öğleden sonra, Vilâyette geçti ve neticede genç Yugaslav ra-| Sovyet Rusya ve Polonya konsolosin- kiplerini mağlüp etti. Fını kabul ederek, kendilerile bir müd- 1 — Lazaroviç (Yurodar) o 76 det görüşmüştür. 2 — Lambrakis (Yunan) 745 Kasımpaşalı Nuri Sultanshmedde 3 — Klinis (Yunan) 7. seyyar elbiseci Ahmedi bir Akbıyıkta Her müsabakadan sonra birinci ge-| alışveriş meselesinden bıçakla yarala- len milete olimpiyad meraslmile def-| dığından yakalanmıştır. ne dalından taç takılmış ve bayrağı! Şeref direğine çekilirken MI marşı NİŞANLANMA ş Dün Wi pılan müsabakalarda Yu-| , Ankara tüccarlarından (o Münib goslavlar 4. takımımız 9, Yunanlılar 3 birineliik elde etmişlerdir, Oyunlara | Şehit kıdemli Yüzbaşı Ahmet Tevfik! burün saat 14 de yine Fenerbahçeloğlu Yüksek Mühendis Şemsi Gö- stadında devam edilecektir. neçsoy'un Nişan merasimi dün To- ŞAZİ Tezcan İkatıyan salonunda her iki tarafın Taksi a; davetlileri huzurunda tes'it edilmiş- tir. Tarafeyne sandetler dileriz. Şoför Mulzin idaresindeki taksi Bey- İoğlunda Yuvanın kullandığı İ arabasına çarrarak hasara uğratmış golör Hüseyinin otomobili de Galeta» da yedi yaşındaki Ahmede çarparak yaralamıştır. vu —— Bıçağı karnına sapladı Pangaltıda bir lokantada çalışan garson Püip, iş görürken elindeki bi- çağı kazaen karnına saplayarak yara- Janmıştar, Bulgurlu kızı Akile Bulgurlu ilejiçerd. Tefrika No, 96 le, bir kadını hemen ilk EE- ver mi? Kaptan paşaya hazıflanan bu nefis lokmayı Hamza rels gön kaptı- Fır mı dersin?! Hüsrev bey rumen çok iyi biliyordu. Tiranm yasına yaklaştı; — Yuvanı sen mi haber verdin bi- zimkilere?... Târa gözlerini süzerek güldü: — Evrt. Niçin soruyorsunuz? — Çok cesur, yahud çok zeki bir ka- dına benziyorsun! Yuvandan çekin- medin mi? — Artık onun bir daha serbes kala- cağını tahmin etmiyorum. Eğer onu da Antonyo gibi kaçırırlarsa, o zaman hayatım tehlikeye düşer, — Yuvan direkte bağlıdır. Onun ka- çasağını aklından bile geçirme! O, İs- tanbulda ipe çekilecektir. — O halde bir korku yok demektir. Bütün Akdenizi yıllardanberi kasıp kavuran böyle bir hayâudu yakalattı- Kim için ne kadar seviniyorum bilss- DİŞ... Bilsrey bey yakışıklı bir erkekti, 'Tâ- ra onu (lx görüşte beğenmişti. O zaten her yakışıklı erkeği beğenen mühteris bir kadındı. Âşık Garibi de bunun için sevmemiş miydi? Fakat, Âşık Garib birkaç gündür ambara inmiyor ve Türaya görünmü- 'Târa, birdenbire ciddi bir tavırla, Hüsrev beye sordu: — Aşık Garib kaç gündür neden gö- rTünmüjer? Hasta mıdır, yoksa başka bir gemiye mi verdiler onu?... Hüsrev bey, Âşık Garibin kim oldu- Bunu bile bilmiyordu. Türa bunu söy- leyinc2, Hüsrev, Sarı Mahmuda dön- dü: — Run: dilberi kimden bahsediyor? Mahmud kısaca, Âşık Garibin kim olduğunu anlatlırtan sonra: — Bize Târayı tanıtan ve Yuvan bu vasıta ile ele geçiren odur, dedi Aşık Garib, Hamza relsin göz bebep!- dir. Onu hepimiz severiz. O, allahlık bir gençtir. 'Türa tekrar sordu: — Ne olur? Bana onun niçin gel- mediğini söyler misiniz? Mahmud dayanamağı; — O, seni unutmadı, Târa! Fakat senin yanma sık mk gelip gitmesi Öteki levendieri kuşkulandırdı. Onların da hakkı var. Bir erkek her zaman #eninle konuşsun da, ötekiler buna göz yumsun.. Buna seferde imkân yoktur. Harıza rels bu yüzden onun Senin yanına gelip gilmesini menetli, Ambar ağzında toplanan İcvendler! gören Hüsrev bey Türanın yanında fazla kalamadı: «Ben âra sıra şaraba yenilmekten hoşlanırım» Rodos beyi, Hamza relsten (Târa)yı isteyedursun. O günlerde Rodosa ge- len bir haberde padişahın seferden döndüğü ve İstanbulda akılları durdu- racak vakalar geçtiği bildiriliyordu. Hamza reis, Hüsrev beye son ceva- bını vermişti: — Bize büyük yararlığı dokunan bu kadını İstanbula götürmeğe mecbu- Tuz, Çünkü kendisine böylece söz ver- dik. Târa Istanbulda yaşamak istiyor. Onu kaptan paşaya, yabud veziri Azama hediye edeceğim. Donanma hanrlaniyordu. Kalafatlar, tamirler bitmişti. İstanbuldan gelen haberler arasın» da donanmanın hemen dönmesi mese- lesi de vardı. Kaptan paşa, Hamza re- 4so gizler emir göndermiş ve Rodos- tan İstanbula dönmesini bildirmişti. Rodosta içki yasak olduğu için, de- nizeilerin içi sıkılıyordu. Bunlardan birçoğu. işücük Tilos adasında daha iy) eğleniyorduk. Burrda vakit geçmiyor. Diye söyleniyordu. Gerçi 'Tilos ada- s1 da Türklerin idaresinde bulunuyor» du, fakat, muhafızlardan başka, bü- tün ahalisi Rumdu, Sahilde meyhane- leri, şarap depoları vardı. Hattâ Tile- sun şarap ticareti bile meşhurdu. Bü- tün ada bağlıktı, Yerillerin bundan başka kazancı olmadığından, Üzüm ve şarap ticareti orada serbes tı. Lâkin Rodosta müteassıp müslü- manlar vardı. Sahil boyunda vaktile açılan bir meyhaneyi bile yakarak or- tadan kaldırmışlardı. Şehirde şarap içen insanlar yok de- gudi, Bunlar içkilerini gizli evlerde içerlerdi. Hattâ Hüsrev bey bi- le içki düşkünü bir adamdı. Denizci- Ukte yetiştiği ve bihassn Cozayirde uzun müddet korsan peşinde dolaştığı künlük göstermesiydi. Garib, paşa gemisinde içki arıyor ve ÂŞIK GARİP Yazan: İSKENDER FAHREDDİN — Ne diyorsun be yahu! İnsan, bö7- Jaradığını bulamayınca, hergün #daya istiyordu. Serdengeçti Recep, çırağına izin ver- mediği için, karaya çıkmak Işi de güç- Jeşmişti. Hamza reis, Işi olmuıyarların karaya çıkmalarını menetmişti. Aşık Garib bu yüzden de sıkılıyor, kıvranıyor ve şehre çıkmak için vesile arıyordu. Dümenci Sarı Mahmud hergün Xa. zaya çıkardı. Bir gün Âşık Garib, Sarı Mahmuda: —'Tilosta geçen günleri çok arıyo- rum, Mahmud dayı! dedi - orada hem Aş görüyor, eğleniyorduk; hem de bol bol şarap içiyorduk. Burada İstediği- miz kadar-su bile jçemiyoruz. Sarı Mahmud, Âşık Garibin kadin. dan ve diğer eğlencelerden siyade şa“ raba Güşkün olduğunu anlatmıştı. — Gel bakalım, delikanlı! - diyerek kolundan yakaladı - sana, dolabimda Mâç gibi sakladığım şaraptan bir bar- dak vereyim de İç... Gözlerin nurlan- sın ve yüzüne renk ve neşe gelsin! Âşık Garib sevindi Dümene doğru yürüdüler. (Arkası var) SAAT Kış #antinin başlaması münasebe- tile, bir karilmiz, bizden saatin tarihi hakkında malümat istiyor. Kurunuulâda birçok (milletlerde vakit mefhumu pek müphemdi. Hattâ Perikles devrinde Yunaniler aşafak vakti, pazar vakti, öğle, batıs gibi, günü muhtelif devrelere aşırırlardı. Bubilliler gülge sautini icat ettilerse de buyalnız güneşi zamanlarda kul nılıyordu. Du , bir Xi ozdar vaş yavaş suyun Kaçması esâsına müs. tenld olarak su saati icad olundu. Ce- ne ayni prensip üzerine, kum saati yapıldı. Bunlarda, kavanoz taksimata uğruyor, boşalan kısma göre, geçen zaman anlaşılıyordu. Tarihin kaydettiği en eski sast, ha- Mfe Harunürreşid tarafından Charle- magne'a (— Şarlman'a) hediye gönde rilmiştir. Bu, mekanizmasının oriji. nahliği We dikkat! celbediyordu. Diğer eski saatlerden biri Gaza'dak! idi ki, her saat başında bir kartal, Herkül'ün başına on İki işinden her birinin hatırası olarak taç giydiriyor. du. Yalnız saniy dakikayı, saati değil, günü, ryı, seneyi ve yıldızların seyrini gösteren sastler yapılmıştır. Gepte taşınabilecek saatler, — eski )p ve tahta aksamın madenilerle İka- me edilmesi sayesinde — 15 İnci asır- dan itibaren teammüm etmiştir. “İ Dünyanın en büyük saati 1924 te Amerikada li inşa edilmiştir. Cöigote sabun fabrikasına sittir. Yelkoranı- nın uzunluğu 11,5, akrebininki 85 metredir. VEFAT Mülga Zaptiye Nezareti Muavini merhum Ahmed Ragıp bey kerimesi ve İstanbul Vilâyeti Evrak müdürlü- Künden mütekalt Mustafa Durusoy eşi ve Türkiş direktörlerinden Cemal Durusoy'un annesi ve kıymetli yüksek mlmarlarımızdan Şinasi Lugalın bü- yük annesi ve Adliye müfettişlerinden Cemli Ayalarnin ve Nebiye Bekiroğiu- nun kız kardaşleri: SANİYE DURUSOY'un Cumartesi günü irtihali daribaka ey- lediği teessürle haber almmiştir. Ke- Gerli allesine ve sevdiklerine taziyetle. rimizi sunarız. iL. Dram kısmında bu- gün stat 15,30 ve ak- şam 2030 OTELLO Pazartesi oyun yoktur Komedi kısmında saat 15,30 da ve ak- şam 2030 da YALI UŞAĞI Salı günü oyun yoktur Kılıcile bir tarih yazan... Kudretile bir devir yaratan... Cesaretile zaferler kazanan... Vatan Kurtaran BUGÜN MELEK semandi HARİKULADE bir Gm üst bakiyor. ÖLUNCEYE KADAR Baş Rollerde: CORİNNE LUCHAİRE - JEAN PİERRE AUMONT Aynca; FOX DÜNYA haberleri, Bugün sast 11 ve 1 de tenzilâth matineler vardır.