HER AKSAM Te BİR HİKÂYE tattı; — Yeni bi çalışıyorduk. Od ninde çak iyi Bip adamdı. İki © de aramızda epeyce samimiyet O da benim gibi evli idi. Hicabi De ip duk, Onun mW ta son $ö- lâzım... Sen Başka? Baş- & ns geçse Ben böyle rezalete gelemem... Ç: 17... Bir kâğıda aşkına yah: Bak katl Allah başlatacaksın hat Tüyorum. Bü imarlı 1l alamam! bu kati sözlerden sonra tel kapattı. Başını İlki & elimde çalı si nekesi M ru yumurtası tozu var mı?» diye soraca- nları yapacak kağar b reddetmesine di hesabıma zak bir &vden bara te- il olacağım cesini anlıyacaklar..» en ısmarla nan münasci tu. Akşam beni İstanbul Balıkp: ledi. Evvelâ bir dükkündan küç yoğurt alıp kâğıda sardırdı, Bunu alirken | bana: Hani al zsYrol Olmaz... Alamam a mma yoğurtu da Kr pe e Tefrika No, 69 — Kim vadediyormuş parayı?... Palandarlı Mahir isminde biri mi? — Yok yok... O değil. Kim? Hacı Esad isminde biri, dişlerini gıcırdattı: — Namussuz... Demek mutavasat , Zaten şüpheleniyordum... — Hayır beyim... İhtiyar muhasebeci Eburiuhi ondan mutavassit bi iç olarak bahsetmiyordu... Miyetli bir adammış bu ünüzü açın paşam... Em yaman düş manınız 6! Eburruhi anlattı ki, bu Hacı, sizin çukurunuzu çoktandır kazmakla meşgulmüş... İki senedir Irak'ı alt üst ediyormuş. Aleyhinizde vesika ler arıyormus n dükkânma da Mektubun bir fotografını almiş... sarraflık » - diye âdeta sıçradı. uzun zamandanberi etmesi onu cidden böyle temerrüdle devam gasırtmıştı. Fakat heyecanı sürmedi. Aldığı ba İhanetin if ANKARA RADYOSU | be a gg çe m ve akşam Türk müziği, 1250 15 ağustas per yordu, Sonra bir bakkala girdik. Hicabi bir çalı süpürgesi seçti. Bunu bir kâğıda sar- dırttı. Dükkündan çıkarken bana: | çalı süpürgesini de almazdım. Lâkin gelgelelim bizim köydeki küçük bak- kal dükküninda çalı süpürgesi yok kil, Arkadaşım beni zorla Mfısırçarşısına Ka dar sürükledi. Burada dükkân dükkün do- laşarak kurutulmuş kumru yumurtasi to- ru aradık. Hiç kimse böyle gey bilmiyordu. Nibayet Musıfçarşısının en eski baharatçı- larından bir ihtiyar, arkadaşımın ist yi dükkânın bir köşesinde bulu Epeyce de para aldı. (PL), 18,05 Konsertolar (PL), 18,40 Caz or- 10 'Türk müziği, 19,45 Haberler, ,30 Konuşma, 20,45 Din- at saati, 2139 Rad- #4 haberleri, 22.45 Caz 16 ağustos cuma eabahı 720 Program, Ti a müzik (PL), 8 Haberler, 8,10 Ev kadını, 8.20 Hafi? müzik. aldık. Artık arkadaşım bütün eksiklerini ta» mamlamaktan memnun bir halde bir elinde çalı süpürgesi, ötekinde yoğurt tenekesi, cepler şişmiş vapuruna bindi. Ondan son- ra hergön âynl ye şahid oluyordum. Hicabi telefonda? — Alamam... Alamam efendim.. Yapa- | ırtınıyor, akşam üzerleri de Balıkpazarına uğrayıp ısmarlanan herşeyi kalemi kalemine satın alıyordu. Hikmet Feridun Es mm beyninden di sinamekiyi w en! yoksa eve 8 ıttuk. Gi mazlar val- #şısına dönüp sinamekiyi Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Umum idaresi ilânları Muhammen bedeli 2000 Ilra olan 500 kilo Hayvani il (28/8/1040) pazartesi günü saat (11) on birde Haydarpaşada Cer binası di indeki komisyon tarafından açık ek- Hitme usulila satın alınacaktır Jerin (159) Wrelik muvakkat teminat ve kanuntın tayin ettiği eksilimz günü saatine ksdar komisyona müracaatları lâzımdır, şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır. (TOSU) vesnikle Dirli Bu Işe & * Muhammen bedeli (5900) oltı bin sekiz yüz lira olan 1500 adet 8.40 Xx 0,15 x 015 re 2000 adet 150 Xx 0,10 x 0,10 eb'atlarında cem'an 3500 adet meşe kereste 28/8/1940 çarşamba günü anat 15 de Kapalı zarf usulü İle Ankara'da idare binasında satın ali- nacaktır, Bu işe girmek isteyenlerin (510) beş yüz on Ilfalık muvakkat teminat le kanunun tayin ettiği vesikaları ve tekliflerin! aynı gün saat M4 e kadar komisyon refsiiğine ver- mdır. rinameler parasız olarak Ankara'da Malzeme da'resinden, Haydarpaşa'da Te- sellüm ve Sevk Şefliğinden dağıtılacaktır. een ıhammen bedeli (585) tira olan 90 adet muhtelif tip ve No. larda migfer 1040) 0 sa 10,30) on buçukta Haydarpaşada Gar binası dahilindeki komisyon açık eksiltme usulle satın atmacaktar. in (43) Ilra (B8) kuruşluk muvakkat teminat ve kantınun ta- tm günü $ d “e ılmakta Hariciye Vekâletinden: Vokal, dır. ns 11 nel derece İle talimatnamesine tevfikan müsubaka ile memar alıneesk £, mıtlhanı 2/9/940 pozartest günü saat 10 da Hariciye Vekfletinde yapıla- n taliolerin memurin kanununun 4üncü maddesindekilerden da ha'z olmaları lâzımdır. Hukuk, mülkiyenin elyasi, mall ve sindeki Yüksek Ticaret Mektepleri veya Harlelye erden birinden mezun ve sat, maliye ve ta- ve Fransızcadan tahrt E İ « Müsabakada saklardır. halinde Ptansızcadan maada bir ecneb' üssü mizanı doldurmak şartile en fazla numara almiş olanlar ka- nina vukuf sebebi rüçhandır, | şahadetnameleri, sakerlik vesike! hümühal ve sıhhat şahadet-| Üzdanları veya suretierini istida le 28/8/940 akşamına kadar Ve- | memurin datrest umum müdürlüğüne tevdi etmeleri ilân olunur. (6905) (3888) BİR DOKTOR ARANIYOR Devlet Limanları İşletme Umum Müdürlüğünden: İdaremiz erinden birinde 90 lira Getetli bir doktarluk münhaldir. Talip- Terin evrakı müsbitelerile birlikte İşletmemiz Sağlık Servisine müracaatları, (7268) Üniversite Rektörlüğünden: 'Tıp fakültesinde «Üroloji. doçentiiği açıktır. Namzetlerin yabancı dil imtihanları $ birinci kânun 1940 pazartesi günü yapılacaktır. İsteklilerin sıhhat raporu, 5 fotoğraf, nü- ye hüviyetini gösteren flşlerile efişler tedris işleri kaleminden iste- eşrin 940 akşamına kadar Rektörlüğe müracaatları, (rr) Tıp fakültesi Dekanlığından: EE Fakültemize bağlı Diş tababeti meklebinde Iki aslstanlık münhâldig, Arsa edenlerin merkür mektep müdürlüğüne mürsenat etmeleri, «TT Devlet Limanları Işletme Umum | Müdürlüğünden l İşletme (ihtiyacı için satın alınacak muhtelif tipte «12000. adet kömür çevalyesi kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur. biuhammen bedeli «6775: lira ve muvakkat teminatı « 26/B/M40 tarihine raslayan pazartesi günü saat onbeşta Cal dürlük binasında toj klif mektuplarını b ydi etm Ura «63» kuruştur. İhalesi | rıhiımındaki umum mü- nacak olan satınalma komisyonunda yapılacaktır. İstekillerin en vakitten en geç bir saat evveline kadar komisyon relsliğine | lâzımdır. Gartnamesi her gün sözü geçen My, görürüz. (7136) | Yüzük Nakleden: (VA - NO) tafsilâttan ne tarzda istifade edeceğini düşündü. — Demek fotograf almiş. — Almış... Demek işinize gelmedi almış olması paşam? — Bilâkis... Anlat Oğlun Devam et... Sonra?.., — Öyleyse düşminnlariniz tere yok dan yürümüşler... İhtiyar son zamanlar» da Esaddan mektup almış... Aleyhiniz- de dava açıldığını bildiriyormuş. (Gö- rüyorsunuz ya: Meselelerin farkında” yım.) Şehadet ederse kendisini zengin edeceklerini bildirmişler. Onu kandır mışlar. Yola çıkmağa hazırlanırken, f0- tografı alınan mahud mektup aklına | miş. Bunu çalıp, si hizi, son derece işine ” yarayaeni hası! etmi, Sırasile anlatayım... çal saçmalığı derhal dikkatimi celbetd... Mektubu e satmak elbette daha muvafıktı. Çün- kü para sizde. — Doğru düşünmüşsünlz... Zira, düş- manlarım için bu mektubun kormeti Ab- dürrezzakın dosyaları aramnda buluna- şudur. Mektubun fotografla kopyasını buraya getirmek iyi amma, malım çala- rak dosyadan ayırmak hasımlarımın işi- ne yaramak şöyle dursun, bilâkis işlerini bozar, İpsiz Ahmedi — Ben de bu düşüncedeyim... Sizin- İe konuşmak cidden zevkli... Çünkü bütün dalâverelere aklınız eriyor... yar ahmak bütün bunlar çakmamış... | Şimdi iki cümle daha söyliyeyim, mese- | lerin her cihetini öğrenmiş olacakamız.. Ebürruht, yeleğinin iç cebini açtı Bana | mektubu gösterdi. Bu işten para çıka racağımı kestirerek ben de onunla ayni vapura bindim. Zaten Arapların ortasında 1” Kanat — Belki benden de böylelikle para koparmağı ummuştur? — Hayır... Size değil... Ötekilere bu mektubu satmak istiyordu. Mektubu si- ze satmağı düşünen benim... — İhtiyara bu fikri mi telkin ettiniz? — Aptal değilim... Dinleyin beni | dim. yaşamaktan da artık bıkmış, usanmıştım. | İstanbula kavuşmak istiyordum. Benim | Bıllık Emineyi de göreceğim gelmişti. Mektubu ele geçirip de size getirdiğim | takdirde bana zahmetimin mükâfatım vereceğinize emindim. Fakat namuslu bir adamım... Mektubu çalmak isteme bm 25 ust ÂŞIK GARİP Tetrika No. 48 paşanın gözleri dönmüş t Paşanın , bu sözler karşısında derin de- rin düşünmekten ve derhal esaslı tedbirler almaktan kendini alamâzdı, İbeahim paşa: - Hakkın var, Zübeyde! dedi. Yapılacak iş, derhal o habisi donanmadan atmak ve #orguya çekmek olmalıdır. Bu meseleyi he- men yarın kaplan paşaya bildireceğim ve dediğin gibi, Akdenize bir yelkenli gönderip | Aşık Garibi İstanbula getireceğim. Zalen aptallardan her yaman şüp- ım beni ikaz ettin.. Gel, aj- beydociğ | m, Züb İbrahim paşanın, Barbarosa mektubu.. u tüzak pek tehlike- de: Aşık Garib İstanbula rtesi günü, divan kâtibi di ile kaplan paşaya şu me- mektup gönderdi: İ «Rusya imparatoru Sarı İranın İçimize kadar cssuslar göderdiği halkın dülnde 40- | dan biri de Hamza reisin ka- | mlrel yamağı olarak girmeğe | an Âşık Garib imiş. Bu mekta- gönderip Işi Ham- 4 casusu yakalatıp gayret edesin.» paşa bu mektubu 1 kâlıyasını çağırdı. Pa- k Garibi çok İyi tanırdı. paşanın mektubundan na sord relsin gemisine da muvaffak bu alınca ya rols: çırağı ıdan şüphe- cevap verdi: . , paşam? O bie hak âşığıdır, ondan hiç kimssya zarar gel- Ora zerbaycandan gelmiş diyorlar. ılarm kafalarının içine girmek mümkün değildir amma, kulunu onun ca- madığıns şehadet eder, hattâ arım, paşam! — Ona neden bu dersce itimad gösteri- yorsun? — Onu Çalarken öyle acık lar ne başka) malik yapamaz Barbaros fikir ve karda; diröcek, onu nasl inandı Barbaros lar, Diyor ve xâh yordu. Gen de dinledim... yle derinden, « Böyle adam- e da yurdlarına fe- iyice doldurup kandırmiş- ile bu işi önlemeğe çalışı- birdenbire bu mektubu alınca, | Barbarosun da zihninden — şimşek süratile | ds olsa — böyle bir şüphe göçmemiş değii- | di Fakat, genç ve Lecrübasiz bir halk gairi- nin böyle tehlikeli işlere girişmesine imkân yoktu. O deyrs göre bu İşleri becare! herşeyden siyada bir yaş ve tec tesiydi. un kâhyası: n, bu çocuğu donanmadân atarsanız, kendini öldürür, dedi, donanma- önce (Beyaz , Aşık Garibin demirel çıraklığına gi- çok memnun olduğu haberi dolaşı- ğer böyle denizeliiğe Aşık gençler gemilere girecek ve seferlere çıkacak olur- sa, denizeiliğimiz ölmez, ileriler, Bu müna- sebetle Hamza relsin gemisindeki böyle gö- şleri suydım, sayısı üçü geçmedi. ilik tecrübe İster ya. Gemilere | çoluk çocuğu dolduracak olursak, teknele- | rimiz çabuk karaya oturur. Maamafih ben | il gibi bu işte taassup göstermek enizelliğe müstald ve hevesli lere almalı, onları gedikti le- iki yelkeneller yanında yetiş- yelkenli çıkarmak lâzım... Paşa» ya ne cerap vereceksiniz, devletim? — Unutturuncaya kadar susacağım. Tek- Tar sorarst, yirmi iki yaşında bir delikan- Bu sözleri anlaşılmaz bir ifadeyle söy- lüyordu. —.., Fakat neylersiniz?... Öyle bir fırsat zuhur etti... Mektup elime geçti... Fırtnah bir akşamda, Ebürruht güver- tedeyd Yolcular uyuyordu... Vardi- yalarda tayfalar görünmüyordu. Biraz çene çaldık... Lâfh mektuba intikal et #irdim. «— Üstünde gezdirme... Çaldirr- , - dedim. «Ve kolaylıkla oçalınabileceğini is- bat ettim, Kâğıd yeleğinin iç cebine di- kilmişti. Demek ki yeleğini, ceketini çı. | kanıp almak lâzım. Bende öyle yap- tım... Şaka makamda... O da şakayı kakaya çevirdi... Anırmağa başladı... Hoş, sesi de çıkmıyordu... Aklı sıra ba» ğmp imdada çağıracak... Fakat öyle fırtına var ki haykırmaları bir metre | Bteden işitilmiyordu. Suratının hali baş kalaşmıştı... Büsbütün alay etmek için, yeleğini denize atacakmışım gibi yap- tm... Oda korkuyla yaklaştı... Yeleği. ni nin Üstüne atladı... Adımını tere at- mış olacak... Tepesi taklak denize Fakat bütün bunlar bir iki saniyenin için- 'de "cereyan ediverdi. Vapurun güverte- sinde hâlâ kimseler yoktu. Bu olup bi- tenleri gören olmamıştı. Elimde bu ce- ketle, data gecede, güvertede kala- İSKENDER FAHRS nım, yüzlere deniz kurdu ars and m ğa pili Yazan ne haremden teşvik eden biri ve» Kaptan paşanın kâhyası dndağıi yavaşça başını uz da bundan gö) İstanbula gönderilme rak etmeyin! şa da Garibin & durur, Barbaros bu tedbiri muvafık buldü sirlizamı görü tl o şekilde nan . nde Âşık Garibie alâkadar vardı? # ya kâhyanın şüpheleri ave değildi. Bi çen kâhyanın ed 5 pek haklı olarak bu rem datresii ünün ön — Bu çocuk güzel « Acaba paşanı ş olma: m dil berini ini y ye çok düşküinmüş paşam! Daha fazlasını sam yok. Barbaros sert bir — Benden ei körki anın sarayında olup biten £ as inden haberdazım. Haydi, çel bildiklerini #07 yilyeceği uzun birşe7 n Âşık Garible münss rı sana? yası Osmandaf | emiyordu; fakat, malarından geziyordum. «Âşık Gel miden mağa çalıştım, muvaffa Dladım.» dedi. Demek çalı Barbaros elini salladı: tık bu lâf, Şimdi ik Garibe vurulmak *ğ erden geldiği belli oldu. ls görüşürsen, bu m ala ve onun uğrnda dum. — Padişah, orduslle memleketten iskete koşuyor... Yurdunun sale nişletmek, düşmanlarını esmek, mili faha, kavuşturmak için, gece veziri burada ea esiri gibi, her gece altın top âi gezintileri, Çamhca safaları yaparâ vakit geçiriyor. Bunun sonu nerey8 cak? İbtahim paşa bunu meden dü yor? Günün birinde bütün bu reza meydana çıkacağına neden Inan Sesi biraz heyocanlanmışt Şapkasını arkaya itti, Alından sıpıt terleri yere akıttı. Buna rağ” sonbahar gecesi insanı terleteö" değildi Raif eğilip baktı, Fakat İpsiz gözleriri ondan kaçırdı. Mâsume'nin babasi: V — elmdadı diye haykırdınız W ye sordu. — İhtimal... ne yaptığını bil: denizde, gemi b yanın bütün imdad tertib: adamı sulardan kurtarmağa t dir. Bu vaziyeti kestirince, elimi kete, yeleğe baktım. Bunlarla Y9 sam başıma müthiy bir belâ #9 İpsiz dei anladım Mein bad. bunu bulsalardı, ölen münasebstini anlıyamı nün sanacaklardı. uyandırmamak için Be Doğru yaptığımı, vakaları soğukkanli