SÖZÜN GELİŞİ ————— an İyi gün dostları merikaliat kim bilir ne sıkıntılı bir yaz geçiriyorlar? Onlar her sene bu mevsimi sabırsızlıkla bekler, kafileler halinde Avrupaya gelir, Akdeniz sahillerine yayılır, İspanyada boğa güreşlerile heyecanlanır, Fransada eğlence yerlerine dolar, İsviçrede karlı dağların tepelerine tırmanır, Venedikte gon- dol safası yapar, Atinada Yunan ilâhlarile yanyana resim çıkarır, Romanyadan İş- demeli köylü blüzu satın alırlardı. Avrupayı her sene ziyaret eden, Avrupalıların rahat hayatlarında çeşitli eğe lencelerine karışan bu cepleri dolu seyyar meraklı kafileleri yalnız bu sene ufukta görülmedi. Çünkü Avrupada harp var. Senalarında bombardıman tayyareleri uçu- yor, waralarında, tanklar koşuyor, denizleri mayn tarlası halinde, ölenlerin, sefil olanların haddi hesabı yok. Ve ne tuhaftır ki zavallı Avrupa her sene kendiliğinden gelen Amerikalıları bu sefer israrla davet etti. Küçük devletlerden sonra koca Fransa yediği darbe altında can verirken kopardığı son feryad «Amerikal» oldu. İngiltere giriştiği hürriyet Bücadelesinde yılmadan çarpışırken hâlâ Amerikayı çağırıyor. Fakat Amerikalının kendi kıtasından bir adım atmaya niyeti yok. Çünkü Fransada eğlence yeri kal- mam “bir. İspanyada boğa güreşleri artık merak edilecek bir şey değildir. İsviçrede teze ekmek yemek yasaktır. Venedik tatsızdır. Macaristanda örfi idere var, Ro manyada köylü kızlar şimdi Amerikalılar Avrupaya ma temenni edilen şey no zaman gelecekler. Bu zaman e resim kalılır şimdilik Avrupanın siyi gün dostu» gibi görünüyorlar, entari işlemekten baş'n şeyler düşünüyorlar. kestirilemiyor. Yal- için gelmemeleridir. Ameri- Şevket Rado NELER GkBYeR Insan yiyen karıncalar Karıncalar, bilhassa termit den'len çins- deri 10,000,000 senelik bir hayata maliktir. ler. Karınca €n engiz hayvanlardan biridir, Karınca, arı İçinde geçirir. Karın- nlardan daha Ihtiyatlı ve alan, karıncaların cüş- stile, muazzam saraylar addolu- bulunmayan labirenllere benzer. En gür- b vwelenin keskin çapa darbeleri bile ters mit cinsinden Karıncaların yuvalarını bo- Zamâz. Zira bu yuvalar, betonarmeden de sağlam ve dayanıklıdır. En büyük karınca yuvaları, merkezi Af- rikada ve bilhassa Kongoda bulunur. Bu- ralarda bulunan her karınca yuvasında 4-10 zallyon karınca yaşar, «Bu milyarlar ve hattâ katrlilyonlarca hayranlar nasl beslenirler?; diye soracaksınız. Karıncalar, ne bulurlarsa onunla beslenirler. Yuprak, ağaç kabuğu, yaban! meyvalar, uzvi ve gay- Fİ uzvi ne bulurlarsa yerler. Afrikada Hogcar mintakasında Tzö di- ye tesmiye edilen bir nevi karınca vardır. Bu karıncaların milyarlarcası şerde uyuyan yerillere birdenbire saldırmakta ve uyarıp da kalkmasına vakit bırakmadan beş daki- Xa liçnde yiyip bitirmektedirler. Afrika yar- Meri karıncalardan mükemmeli yemekler pişirmekte ve bunları büyük bir Işüha le yemektedir. Meşhur seyyah Cirington Af- rikada Zengibar taraflarında yaptığı seya- hatler emnasında büyük karıncaları âvlayıp büyük bir iştiha ile yiyen birçok kabilelere rasladığını hatıratında yazıyor. Suda baş- Yanan büyük kargalar, memleketimizde ki- losu 300-400 kuruşa satılan büyük Gârldes- lere benzemektedir. Karıncalar çok doğurucudurlar, Dişi ka- rınca senede 30000000 yumurta Yyu- murtlamaktadır. Karıncaların bilhazsn Af- rikada bu kadar çok olması bu fazla doğum kabiliyetinden eri geliyor. Müzelerdeki eserleri muhafaza etmek bir mesele oldu Harp dolayısile muharip memleketlerin cümlesinde müzelerdeki eski kıymetli eser. ler başka taraflara nakledilerek emniyet #lüira alınmıştır. Yerinden kaldırılması mümkün olmayan tarih! sanat eserleri de bulundukları yerde muhafaza altına alın» mışur. Meselâ Beriindeki müze adasında vaktile Anadoludan nakledilen Bergama kürsüsü, (cephesi 120 metredir) hakli kolay olmıyacağından etrafına ve üzerine otuz bin kum çuvalı konularak emniyet altına alınmıştır. Tablo, çini, kabartına gibi tarihi eserler büyük şehirlerin haricindeki mahfuz ma- hallere nakledilmiştir. Bunların nakli kolay olmuş ise de muhafazalarına münasip yer- ler bulmakta çok zorluk çekilmiştir. Asana- tikanın nazik bir hususiyeti vardır. Hayas- nı değiştirdiği zaman bunlar çabuk bosu- lurlar. Meseli Müsrdaki kıymettar eserler Avrupada çabuk bozulur. Değ memleket değiştirmek yerini değiştirmek bile bazen feci akıbetler doğurur. Ehramların içinden şıkralan Firavunların mumyaları Kahire- deki müzelere konulmuştu. Lâkin bunların yeni yerlerinin havasından tedricen boszul- duğu görüldüğünden tekrar Ehramlardaki eski yerlerine nakled'liyorlar. Mumyalar Yüksek petrol mektebi Avrupanın yegâne petrol mektebi, Al- #asın merkezi olan Strasburg şehrindedir. Ecole Nationale Superteure du pötrole mil- Detrol yüksek mektebi namini taşıyan bu yimsese yalnız Alsas petrolleri için değil yhirtan Ye Romanya gibi petrol havzaları çen “e bircok mühendis yetiştirmiştir. Ge- Marşa Mİ harbin sonunda Alsas Pransız si altına girdikten sonra Fransızlar bu- Petrol meribalarına fevkalâde &hem- malt <Tmişlerdir. Çünkü Frans petrol tiyacı bp DAYAN ve İikin buna büyük - meleketlerden biridir. Alsa- mn ulan havalisinde petrol bulun- U vustadanberi malümdur. Bunu . (Baştarafı 1 nej sahifede) şeklindedir. Müddelummullik de mü- taldada bulunduğu için ortada, rabulamız mabdahaleeini icap ettirecek bir vaziyeğ gö- olan aktar. un esnebilere memnu i Sanatları sayarken «lokanta, demedi- Ein Taksim Bibi hem lokanta, Karay ezin0 olan yerlerde de ecnebi garson- ektedir. iYacakları kestirileme- Romanyadan garson getir- hasl olmuştur? Şu bir hafla, on * n pekâlâ anlaşılmıştır ki, rsonlâarın bi 2 en kim- ei deildir. Her giden gâyet ei; Barton; iretlerin başında mütehassıs MN akay birkçe bilmemeleri geliyor. Li> Pek ehemmiyetli olmakla be- ratib ve taze havadan müteessir oluyor de- mmektir. Bilâkis tablolar dalma taze havaya muhtaçtır. Havasız Yerlerde bunların ka- pal tutulmaları harabilerine sebep oluyor. Kabartmalar fazla ratib kadar az rat!b ha- vadan da müteessir olarak çatlar. Bunun için tarihi eserlerin muhafazaları mütehaş- suların kafalarını patıatacak kadar müş- kül mesele teşk eder. İsanın doğumundan 1375 sene evrel do- Kup 1358 senesinde vefat eden ve dördüncü Amenofisin zevcesi bulunan Nofretete'nin kafa mumyası, iklimin Lesirinden muhafa- #a için, hava geçmez bir mahfazaya konul- müşür. Eki Yunanistana ald Seramik eser- ler de havadan milteessir olmaktadır, Bug- ların konuldukları sandıklar kurşun ve ka- Jay Me örtülmüştür. Almanyadaki müzelerden esk! kıymettar €serler çıkarılmakla beraber bunların yer- Jeri büsbütn baş kalmamıştır, Şimdiye ka- dar yermizlikten teşhir edilemiyen ikinel de- rocede eserler fırsattan istifade edilerek mü- gelerin boş kalan duvar ve camekânlarına konulmuştur. Daha kıymettar cserleri tod- kik ekmek ihtiyacında bulunan âlimlerin ârraları ancak harbin nihayet bulduğu 2a- man tatmin edilecektir. işletmek İçin ilk defa 1801 senesinde imtiyaz verilmiştir. Eski Alman idaresi zamanında 1689 senesinde muhtelif şirketler ve fabri- Kalar tesis edilmiştir. Geçen umumi harbin bidayetinde Alsas kuyuları senede 52 mll- yon kilo petrol veriyordu. Harp esnasında İstihsal tezyld İçin Almanlar yeni Kuyular açmışlardı. Alsas Fransızlara geçtikten sonra işletme- sini Fransız şirketleri deruhte etmişlerdi. 1928 senesinde Alsas kuyuları petrol hasıla- tı yetmiş bir milyon Kilaya balig olmuş, 1463 senesinde yetmiş dokuz milyon kiloyu bulmuştur. Benzin istihsali de iki milyondan sekiz buçuk milyon kiloya çıkmıştır. 2aReNNade.. omanyalı garsonlar raber onu bir tarafa bıraktığımız takdirde olarak şunu sorabiliriz: Bizim Pekeleketimizde mesleğini bakkile bilen garson yok mudur? Rumen garsonlar garson yetiştirmek ga- yesile mi getirtimişlerdir? Öyle ise bn pro- fesörlerin, bir lokantada hizmete değil; açı- lacak bir parson mektebindeki kürsüye ge- trilmeleri icap ederdi. Kaldı ki, İsviçre, A- manyada yüksek otelcilik ve gazinoculuk mekteplerinde senelerce okuyarak diploma almış ve otel, lokanta gibi çalışıp mesleği tam mânasile öğrenerek rekmi vesikalarla memleketimize dönmüş vatandaşlar da var- dır, Bunlar ellerindeki ehliyet vesikalarının bir işe yaramadığını görtrek başka sahalar- da hayatlarını kazanmak mecburiyetinde kalmışlardır. Yeni Iki lokantaya eenebi garson getir. mek birçok şikâyetlere meydan verdiği gi- Bi her ne tarafından bakılırsa bakılsın kim- seyi memnun etmemiştir. Gürün mmeklepei İngilterenin gazeteci nazırı: lord Beaverbrook Dünyanın en çok okunan gazetesinin sahip ve başmuharriri olak lord, aynı zamanda dünyanın en cesur ve adamlarından biridir. Churchill ile çok İngilteride bir gareteci, nazırlığa tayin ” edildikten başka, şimdiki harbi idare eden harb kabinesine de altıncı aza olarak alın- mıştır. Bu gazeteci nazır asi İsmi Willam Maxwelle Altken olan lord Beaverbrook'dur. Xord Benverbrook aslen Kanadalıdır. Otuz ğ T * eği Bene evvel Londrayâ gelerek siyasi hayata m atılmış ve başta Daliy Express olmak üze- " re birkaç gazete tesis etmiştir. Bütün bu ga- (çi seteler büyük rağbet görmüştür. Bühassa Daliy Express yalnız İngiliz Ipmaratorlu- Bunun deği bütün dünyanın en çok satılan gszetesidri. Lord bu tenin yalnız müs gssisi ve sahibi değil, ayni zamanda baş- muharriridir. Tayyare imalâlı nazırı olarak kabineye giren lord Beaverbrosk dünyanın on müte- şebbis adamlarından biridir. Orta boylu, geniş oruzludur. Kafası buldog başı gibi yuvarlaktır. Son derece cesurdur. Asıl eyi Kansdada Torento şehrindedir. Karısı, ko- casının fazla cesaretinden memnun değil dir. Bir gün verdiği bir ziyafetle; «Boaver- brook gibi bir korsan eski zamanlarda hap- se atılırdı, şimdi İse Lord Kamarasına sa oluyor. Hakikaten fevkalâde zamanlar- da yaşıyoruz.» demiştir. Vaktile İngiliz imparatorluğunu yaratan- ların başında sir Francis Drake ve sir Wal- ter Roleigh vardı, Bunların ikisi de eski Xor- sandı. Bunun Için çoz cesur ve müteşebbis adamlara korsan lâkabı verilmektedir, Lord Benverbrook 1910 senesinde Kana- dadan Londraya geldiği saman heniz 30 yaşında olmakla beraber büyük bir servet sahibi idi. Bu serveti kendisi kazanmıştı. Baban fakir bir papastı. Kendisi hayata atıldığı zaman tastrrufu ve kanmati bir Bombardıman edilen Italyan şehirleri İngilizler İtalyan merkezlerini bom- bardıman etti, Bunların başlıcaları gun lardır: Milâno Lombardıya'nın merkezi olan bu ge- hir 970,000 nüfusludur. Büyük ve tarihi bir kilisesi, diğer zengin kiliseleri birçok mektepleri, kütüphanesi, müzesi vardır. Ticaretgâh bir şehirdir. O Beccaria'nn, Ferrari'nin, 14 üncü Gregoire'in, 4 ncü Pi'nin, Manzoni'nin vatanıdır. Torino Sardenyanın eski payitahtı olan ve bu gün Po nehri üzerinde eyalet merkezi bulunan bu şehir 451,000 müfusludur. Üniversitesi, zengin kütüphaneleri, mü- zesi, kıymetli binaları vardır. Alexandria Kendi ismile anılan eyaletin merkezi olan bu İtalyan şehri Tanaro suyu üze- rindedir. 78,000 nüfusludur, Faal bir sanayi şehridir. Torento Ayni isimdeki körlezin üzerinde bu- İunan bu şehir 72,000 nüfusludur, Sökeli bir kız erkek oluyor İzmir 14 (Telefonla) — Sökede 19 yaşında Şöhret adında güzel bir kız Iki ay evvel bir gençle nişanlanmıştır, Fakat göğsünün te- gekkül etmemiş bulunması, nişanlıın na- yarı dikkatini celbetmiş ve nihayet Iş dok- torlara nksetmiştir. Doktorlar da kızım İz- mir memleket hastanesinde muayene edil- mesini tavsiye etmişlerdir. Genç kız mug- yene edilince ameliyata Yüzüm görülmüştür. Bu ameliyat sonunda bayan Şöhretin bay Şöhret olacağı anlaşılmıştır. Plâjda hüviyeti meçhul bir erkek cesedi bulundu Dün Floryada Halk plljında denizde bir erkek cesedi bulunmuştur. Cesed, polis san dahı ile karaya alınmış, vöcudün henüz #- cak bulunduğu görülmüştür. Bir müddet teneffüs ameliyesi yaptınımış ise de fay- da vermemiştir. Soyunma yerinde bulunan bir takım si bisenir bu cesede alt olduğu anlaşılmakta- dır. Ceblerinde cesedin hüviyetini tesbit edecek hiçbir vesik yoktur, Cesedin hüyi. yetinin tesbitine çalışılmaktadır. Temyiz âzalıklarına terfi edecek adliyecilerimiz Ankara 14 (Telefonla) — Açık bu- Junan temyiz mahkemesi azalıklarına ta- yin olunacaklar hakkındaki kararname- nin yüksek taedika arzedildiğini bildir. miştim. Öğrenildiğine göre, bu karar- namede temyiz azalıklarına terfileri tek- Mf olunan hakimlerimiz şunlardır: Adliye başmülettişlerinden Rahıni ve Bedri, İstanbul birinci ağır ceza reisi Re- #ik, İstanbul birinci ticaret mahkemesi zeisi Faik, ikinci Henret reisi Münir, İz- mir ağır ceza relsi Süreyya, Bursa ha- kimi Galip, düstür ittihaz etmişti. Bade buğday Şor basile geşinirdi. Efbisesi yamalı idi. Para kazandıktan sonra da tasarrufu birakma- ge) ve bu sayede nihayet müyarder olmuş- e Kanadada iptida büro Aşçi. olürak hayata atılmıştır. Fakat çok Btç- meden fabrika sahibi ve 14 sene sonra da Alman tayyaresi düşürdüler (Baştarafı 1 nci sahifede) Londra 14 (A.A) — Hava ve Ana vatan Emniyet Nezaretleri tebliği: Düş- manın bugünkü faaliyeti daha az olnuş- tur, Düşman tayyareleri bu sabah Dowy- ren'da baraj balonlarına ve “i Bateauphare Kent kontluğunda bir tayyare meyda sına da bir hücum yapılmışsa da düş- man hiçbir muvaffakıyet elde edeme— miştir. Londra 14 (A.A.) — Hava ve ana- vatan emniyeti nezaretleri tarafından bu sabah neşredilen tebliğde göyle denil- mektedir: «Dün cereyan eden dikkate İâyik muharebeler hakkındı alınan tam ve kati raporlar düşürüldüğü muhakkak olarak bilinen düşman tayyaresi adedi- nin 78 olduğunu göstermektedir. Ayçı- larımızdan 13 ü kaybedilmişse de pilot. lardan onu acğdır. Bunlardan üçü yara ır. Dün akşam düşmama (faaliyeti ez adette tayyarelerle yapılan faaliyete münhasır kalmıştır. Midland'a, İskoçya doğu - şimaline ve ün batısın- de müteferrik noktalara bombalar atıl- İ mıştır. Bir fabrikaya isabet vaki olmuş ve memleketin. muhtelif kısımlarında bir çok evler hafif surette hasara uğramış- tar. Birkaçı ağır olmak üzere yaralanan. ol da ölen azdır. Londra 14 (A.A) — Reuter ajand- Bin havacılık müharriri yazıyor: İngilte- re üzerine perşembe günü başlayan yeni hava hücumları henüz a nie teit oldukları bir yıldırım bazbi şiddeti- ne varmamıştır.: Bir tek günde sayılan Alman tayyarelerinin mecmuu pefşembe günü 300 iken tedricen artarak evvelki gün 500 e yükselmiştir. Almanya, ma- ruz kaldığı zayinta ve İngiliz hava bas kınlarıcın istihsalâtinda vukua getirdiği zorluklara reğmen, geniş tayyare iht- yatlarına malik bulunmaktadır. Alman- yanın, İngiltere hava hâkimiyetini ele al. madan bu hâkimiyeti kazanmağa teşeb- büs içir. günde bin tayyareye kadar gön- derebileçeği zannedilmektedir. Şimdiye kadar İngiliz müdaliler düş- mana günde 60 tayyareye kadar zayiat verdirerek memnuniyet verici bir tarz- da vazife görmüşlerdir. Şimdi taarruz dalgalarını Mısıra yapı- lacak bir İtalyan tanrrüzile birlikte isti lâ teşebbüsünün. takip edip etmiyeceği hakkında henüz bir şey söylenemez. Muhekkak olan bir şey varsa o da AK manyanın iz mukavemetini kırmak maksadile Fransayı fethetmek öçin feda ettiği teyyare dinden en az iki mis- lini fedaya aşikâr olarak Âmade buluna» caktır, Fransa #nuharebesinde kaybettiği tayyare »dedi 2400 olurak tahmin edi- liyor. İngiltere üzerinde yapılan hücum- lardaki Alman zayiatı ise şimdiden 500 e baliğ olmaktadır. müteşebbis eskidenberi dosttu: büyük sanayici olmuştur. İptida Kunfda gimento fabrikalarına hâkim olmus, sonra Kereste ve demir müesseselerine iş'Arak et- mişür. Kanadada büyük servetler temin eden bu adam alyaset sahasında da at oyatmak ls- temiştir. Bunun işin en müsaid zemin Lon- dra olduğunu düşünmüş ve 1910 da Londra ya giderek o zamanın büyük politika adam- Jarıhın toplandıkları yüksek klüplerde gö- rünmüştür. Kanadalı genç ve müteşebbis Londra politikacılarını çok gevşek ve uyu- guk bulmuş, derhal gazeteciliğe başlayarak politikacıların ve devlet adamlarının siya» setlerini şiddetle ve merhametsizce tenkid etmiştir. Bir gece muhâfazakârların devam ettik leri Cariton kilbünde tesadüfen konuştu Bu bir adama; «İngilterenin gözünü açacak kasırgayı ben yapacağım» demiştir. Karşı- sındaki bu sözleri dikkatle dinlemiş ve d0- nunda tasdik etmiştir. Bü adam da kendi- Mi gidi çok ctsurdu. Zevcesi Amerikalı ale dukundan yeni dünyanın müteşebbis ra- hüna bigâne değildi. Hükümet mahallinde taze bir rüzgür ezmesini ötedenberi düşü- nen ve Kanadlı tip kafadar olan bu adam gimdiki Başvekil B. Churchili'dir. Kanadalı, Ghurehili'in yardımile Avam kamarasına muhafazakâr mebus seçilmiştir. Fökal geri sıra mebuslarından olduğundan büyük münakaşalara karışamıyordu. Ancak umumi harp zaman geriş mikyaş- *a siyasi faaliyet imkânını bulmuştur. Lord Beaverbrook bu harpte Kanadanın ve do- dayısile bütün imparatorluğun İngiltereye yardımını temin etaniştir, ingilizler evvelki gün 78/5 italyan şehri bombar- dıman edildi (Baştarafı 1 nci sabifede) telif askeri hedeflere, Almanyada, Hollan- dada, Belçikadia ve Fransada 14 tayyare meydanı üzerine hücumlar yapmışlardır. Tayyarelerimizden biri üssüne dünmemiş- tir, İtalyada bir mahal 14 (AA) — Stefani ajansının hususi muhabirinin bildirdiğine göre, torplllerir mücehhez deniz tayyare- lerinden mürekkep bir İngiliz filosu meh- taptan İstifade hasarı mucib olmamıştır. Düşürülen deniz tayyaresinin bir zabit pilot ve bir neferd'n ibaret olan mürettebatı denizdön almarak esir edilmiştir. Denizden gelen düşman filosu £ dâli bataryalsrının şiddetli ateşi karsın. da iaarruzdan vaygeçerek çekilir orduları umumi karargâ! tebliği: Somalide ve A Gnhe muharebeler di alarinmız karşılaştıkları mete rağmen, harekâta de er. Sabaha karçı cant birde İsviç len düşman tayyareleri şimal v akın yaparak bombajrr ve Pisnlejer lardır. Milâı şehrinin erlerin üzerin kadar infilik ve yangın bombası 2 tar. Askeri mahiyette hiçbir hedefe | vuku bulmamıştır. Hepsi sivi) olmak Te 12 Ölü ve 44 yaralı vardır. Torino rine takriben 15 bomba atlmiş iz; keri tesisata ve endüstr! fabrfkaları bir isabet kaydedilmemiştir. Bursda bir ki. 4i ölmüş, 8 kişi yaralanmıştır. Alessand a ve Tertona da "bombardıman edilm Alessandrla'da de İnkanca zayiat ve hasar yoktur Bahri- tarafından torpili bir deniz tayyaresi düşürülmüş, bir z-bit ve ai 1baret Olan mürettabat esir —— — m. İsveç üzerinde Alman Üzerinde uçan dörnler tipinden bir Alman taryaresi görülmüştür. Daha sönra Sick. Bolme 28 kilcmetre kadar uzakta kâln Baltajöbaden civarda görülen tayyare doğu - cenup istikametinde gözden kay- bolmuştur, Fuarda İran paviyonu İzmir 14 (A.A) — Bu sene fuarda hamr- lanmakta olan İran paviyonu 60 melre ka- Teli bir saha kaplamaktadır. Fuarın diğer paviyonları da büyük bir süratle hazırlan. maktadır. İzmirde potas ihtikârı mı? İzmir 14 (Telefonla) — İsmir piyasasını. dü 760 bin kilo potas bulunduğu halde ba» m tüccarların ihtikâra saparak potasları bağsılara vermek istemedikleri tesbit sali miştir. Bu gibi tüccarlar hakkında ul kata bağlanmıştır. ak