iden filim çevirmeğe başlıyor Artist Ufa şirketile iki senelik yeni bir mukavele akdetti Tanınmış sinema artistlerinden Zar Lesnder bir müddettenberi memlek olan İsveçte istirahat ediyordu. Zar geçen hafta Almanyaya dönmüş ve U filim şirketile iki senelik bir mukave yapmıştır. Artist bugünlerde filim çev meğe başlıyacaktır. Zarah Leander, birçok o noktalard: Greta Gerboya ve Marlene'ye benze başlıca hassalarını nefsi de cemetmiştir. Filimleri bilhassa Alm: yâda ve Orta Avrupada büyük rağb rmektedir. Gençler, kalın sesile söyl iği şarkıları çok beğeniyorlar. Bum in Zarah birçok plâk da doldurmuştu Zarah Lennder, İsveçin girialinde, o manlar içinde Karlstad adında küçük | kasabada doğmuştu. Babası, büyük b» bası, onun babası, hep papazdı. Asırla danberi papaz yetiştiren bu sile çök mi bafazakârdi. Babası sert bir adamdı. Ar nesi bilâkis balim, selim, iyi kalbli ç bıkan bir köylü kadını idi. Sabahtan al şama kadar ev işlerile meşgul olurd: Zarsh babasından çekindiği için ekser yetle anne annesine gider, orada İk ardi. Z Zarah'nın ü; erkek kardeşi vardı. Bu Jar kendisile pek meşgul olmazlardı. Za- rah bir purça büyüdüğü zaman o musiki dersi almağa başlamış, piyano öğrenmiş- ti. Yaşı on altıya gelince bir defa tiyat- troya gitmiş ve gördüklerine hayran ol- muştu, Genç kız artist olmağı aklına koy- muştu. Ailesi bunu duyunca kıyamet kop- tu, Fakat Zarah bütün tazyiklere muka- vemet etti, Bunun üzerine ailesi 17 yaşın- da iken kendisini Leander isminde bir ar- | tistle nişanladılar. Bu suretle genç kızın arzuları kısmen tatmin ediliyordu. Zarah evlendikten sorra kocanile bir- | likte Riza şehrire giti. Burada tiyatro | devam etti. i l dersi aldı, konservatuara Nihaye? sahneye çıktı ve çok rağbet gör- dü. 736 da Viyanada bir operette rol aldı ve büyük muvaffakıyet kazandı. Bu- Dun Üzerine filim çevirmesi teklif edildi, Beş altın lira Küfe içinde makledilirken sahibi küfeciyi kaybetti Aksarayda oluran Hatleş isminde bir kad; beş tane altın lirayı bozdurmak Üze- re dün çarşıya çıkmi altınları muhtelif kimselere gösterdikten sonra bozdurmak- tan vazgöçerek dönmüştür. Bayan Hatice dönüşte öteberi almış, bir küfeciye yükliyerek yola koyulmuştur. Pa- kat işin geribi, altınların bulunduğu küçük çıkım da külenin içine koymuştur. Hatlee, yoldn ilerlediği bir sırada kü- feci ortadan kaybolmuş; bayan Hatice evi- De gelerek ği uşlar. Biraz aklında hafiflik | ş küfeci, kemal! sâfiyetle yolü kaybettiğini, nihâyet buralara kadar gel- ni söylemiş, Halice altınlarına kavuş” Mmuşsa da; bü sefer zabıtaca tahkikat ev- miş olduğu için ci ahmed sulh ceza mahkeme sine sevkolunmuş, #orsusunu o müteakib, "beraatine karar verilmiştir. İ Eakır şilebi İzmirde İzmir (Akşam) — Midilli açıklarında sa- hillerimizde İwdos burnunda bir kayaya çarparak dibi delinen ve kaptan tarafından karaya oturtulan, yüzdürülerek Jimanımıza g'tirilen Bakır şilebi, ambarlarındaki yedi bin ton maden ve kok kömürünü boşaltmış- tr. Esaslı tamir için İstanbula (o gidecekti, Gemi kurtarma şirketi ile fiat hususunda anlaşma yapılamadığından Ilmanımızda kalmıştır. Çünkü Bakır şlebine şirketin tah- Msiye vapurlarından birinin refakat etmesi lânm gelmektedir. Bu yüzden fazla ücret #tenmiştir. İzmirin kışlık kömür ihtiyacı temin edildi İzmir (Akşam) — Sinop şilebi Zongul- daktan Mmarımıza mühim miktarda maden ye kok kömürü getirmiştir. Ayrıca 4 yelken. 8 ile de kömür gelmiştir. Bunlar Btibanka aittir, İzmir ve civarının kışlık kömür ihti. yacı, bunlarin temin edilecektir. Konyada xiraat makineleri Konya (Akşam) — Konyamiza yeni ve modern ziraat makineleri geldiğini evvelce yazmıştım. Bu vastalardan 5 traktör, 2 biçer döğer, 3 harman makinesi, 200 muh- telif orak makinesi evvelce tesbit edilen ta- Mplerin tarlalarına sevkedilerek hasat ve har- man İşlerine başlanmıştır. Çifçimiz, cüm- huriyet hükümetinin bu yakın alâka ve devamlı himayesinden derin bir memnu- Diyet içindedir. Makineler çok verilmili ve sz masrsfhdır. Bir harman makinesi gün de on bin kilo tane yapmaktadır. Zarah Leander Zarah bu teklifi kabul ederek işe başi dı. Çevirdiğ! filimler çoktur, Bunların ara- sında Mavi Tilki ve Habanara bilhassa temsil eder. Halbuki hakiki hayatta filimde görüldü- en aksidir. Yani şen, hayat dolu, zeki bir kadındır. Maamafih vakit vakit inzivaya çekilmek ve dinlenmek İü- zumunu duyar. Stokholm civarında kü- çük bir ada satın alarak burada güzel bir köşk yaptırmıştır. Dinlenmek istediği zamanlar buraya çekilir. İşte şimdi, bir- kaç ay bu köşkte dinlendikten sonra Ber- | filimi idare ederdi Krm al Sinemanın terakkisi 20 sene evvel filim nasıl çevrilirdi ? Amerikada filim sanati son yirmi sene zarfında çok terakki etmiştir. Yirmi sene evvel Hollivut küçük bir köydü, buradaki stüdyolar çok iptidai şeylerdi. Aradan gö- gen kısa zaman zarfında Hollivut büyük bir gehir olmuş, stüdyolar çok büyümüş, her ri birkaç kilometrelik araziyi içine almış- tar. Holliyutta yirmi senedenberi çalışan ve bu şehrin, Amerikada filim sanatinin inki- şafına yakından şahid olan bir adam vardır: Tanınmış sahne vaz Edward Sedewick. Bu zata geçen gün 49 suali sormuşlardır. Bugünkü sinema artistierile 20 sene evvel- kiler arasında fark var mıdır? Sahne vazu ça cevabı vermiştir: «— Vardır, hem de büyük fark vardır.. Yirmi sene evvel ortada elddi senaryo bu- lunmazdı, sahne vazıı sahneleri gömleğinin koluna kurşun kalemile yazar, ona bakarak Artistler de Yollerini evvelceden öğrenmezler, gelişi güzel hare- ket ederlerdi. O xaman sinema pek iptidal birşeydi. Stüdyolar da berbattı. Herkeste | bir nevi göçebe hali vardı. Tom Mir'in ik filimlerini idare ettiğim | şaman senaryo tamâmen kararlaşmadan işe başlamıştık. Her sabah birkaç beygir, birkaç kovboy, bir de sinema makinesile be- raber yola çıkar, münasip bir yer bulunes çalışmağa başlardık. O zamanlar ciddi in- ganlar sinemaya rağbet etmezlerdi. Sirema | çocuklar için bir eğlence vasıtası addedilir. di. Fakat çok zaman geçmeden iş değişti. Maamafih ilk işe başlayanlardan bir kısmı terakki osreyanmı takip edemediklerinden bir müddet sonra çekilmeğ» mecbur oldu- lar, Büğünkü artistler hakikaten artisttirler, Bir rolü evvelce öğrenmek, tedkik etmek, | konuşmaları esberlemek meeburiyetinded! ler. Bunun için çok çalışması lâzımdır.» Bedewiek birçok sinema yıldızını kaşfet- miştir. Buster Keaton'im, Timmy Durante- Bin hemen bütün komedilerini o yapmış» tar. Bir zamanlar Lon Chaney'i, Laura Ja Plante'i, Conrad Nagefi, Claire Windsoru o idare etmiştir. Sahne vazn bu 90 sene zar-| fında birçok yıldızların fes! akıbetlerini gör- | müştür. Bunların ârasında Alma Rubens, Barbara La Mar, Walace Reld gibileri yar- dır. Sedgwlek diyor ki: «— Barbara La Mar çok mükemmel bir | kadındı, Yegâne kabahatı lüzumundan fa7- a merhametli olması 1â!, Mabel Normand da böyle idi, Elinde avucunda ne varsa talih- sizlere vermek isterdi. Akıbeti feci oldu. Bsa- #en yirmi senedir sinema çevirenler arasın- da akıbet! fena olanların hepsinin son derece İyi İnsanlar olduklarını yakından | görmüşümdür. Onun için bunlara daha çok line dönerek yeniden işe başlamaktadır. * acıyorum. TRAEYADA Tavukçuluk ve arıcılık süratle ilerliyor | Edirne (Akşam) — Trakya köy tavuk /s- tasyonları için Edirnede ziraat Kursunda makinelerle yetiştirilen Rodeylânt ve Leğor cinslerinden bir aydanberi Kafetlerie ma- haline yollanmaktadır. Bol etli ve bol yumurtsli olan bu çinsler beş senedenberi Trakyayı sarmıştır. Trak- yada 170 istasyon vardır. Bu senektlerie be- raber herhalde (250) yi bulacaktır. Bu istasyonların yumurtaları halka ve- rilmekte veya bunlar adi yumurta ile büşa- baş değiştirilmektedir. Böylece cins çoğul- makta ve ortadan kaldırılan yerli horozlar yerine cins horozlar konmak suretile bir taraftan saf kan, bir taraftan da melezleri yetiştirilmektedir. o Tavuklarla Rodeylânt veya Leğorn ile hem saf kan, hem de saf melezi yetişmektedir. Fakat köylü daha 2i- Yade hem et, hem yumurta veren Iri yapıl Rodeylântı daha çok tutmaktadır. Ba sene Arının tam yılı olduğu için hem çok miktarda bal ve bem de oğul alınmak- tadır. Geçen sene tiç beş kovanı boşalan bir arıcı hem onları doldurmakta, hem de ye- dek oğulları Kara sepetlere göcürmektedir. KÜÇÜK HABERLER: 4 Belediye evrak müdürlüğüne yazı 1ş- leri mümeyyiz B Hüsnü terfian tayin edilmiştir. ( beci, 3 berber, 2 4 Dün, manlfaturacılar birliğinde bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantının bugün akşama kadar verilmesi mecburi tutulan manifatura beyannameleri Işi iJe alâkadar bulunmaktadır. & Dün Çataleadan İstanbul tıbbı adif- sine bir cesed getirilmiştir. Çatalcada bir tarla içinde ölü olarak bulunan bu ada- min ne şekilde öldüğü veya öldürüldüğü mahallinde tesbit edilemediği cihetle cesed üzerinde obopei yapılmasına karar veril- miştir. 4 Sirkecide Rüdavendigür caddesi Gze- rinde, şoför Mahmud İle şoför Faik'in idaresindek! taksiler çarpışmışlar, her iki- si de hasara uğramıştır. X Cibalide Küçükmustafapaşada oturun bir yaşlarında Belçuk İsminde bir çocuk, syağına derrilen oçaydanlıktaki sicak #w We haşlanmış, polis tarafından berayt tes davi Etfal hastansrine Kaldı Lr. X Heskörde Aziz sokağında oturan EHıristo ve İzak is; nde iki kişi kavga | etmişler, İzak Hiristoyu bir kafa vuruşile yaralamıştır. Polis Hiristüyu ted. aldırmış, İzaki yakalıyarak mahkemeye vermiştir, li Şehirde teftişler Birçok kimselere muhtelif çoenalar verildi Belediye teftiş heyetinin yaptığı tettiş- ler neticesinde birçok belediye suçları tes- bit edilmistir: Son günlerdeki teftişler bilhassa Üsküdar, Kadıköy, Kalamış, Su- adliye, Beyoğlu, (OYerikapı, Edirnekapı, Karagümrük, Şehremini ve Emlnönünde | yapılmıştır. Bu teftişler neticesinde fahiş flatli ve tasdiksiz tarife kullananlar, sihhi m yene cüzdanı bulunmayan, temizliğe rla- yet etmiyen, gida maddelerini açıkla sa- tan esnafa tesadüf edil: ir. Bu teftişler neticesinde 6 lokantacı, 2 helvacı, 1 işkem- zıncı ve müstahdemini, 18 gazinocu ve müslahdemini, 4 ahçı, 16 kasap, 13 plâj müsteciri ve müstahdemini, 1 sütçü, 6 pastacı, 4 bakkal, 2 rakı fabri- kası sahibi, 8 kahveci, 2 sebgeci, 5 mahal- Jeblef, 2 sucu, 2 makara fabrikacısı ceza görmüş, 250 noksan ekmek müsadere edil- miştir. Bir gazinocu da 175 kuruşa sa m Türk hülâsa şarabını şampanya diye müşteriye yattururken ceza görmüştür Taşova mınfakasında tütün satışları Tokat (Akşam) — Taşova (Erbaa, Nik- sar, Tokat) da tütün satışları bütün hı- ziyle devam etmektedir. Niksar ve Tokat- ta derambar bitmiştir. Rebaada yakında bitecektir. Derambarın ik günündenberi dalma müstahsti lehinde inkişaf gösteren satışlar hararetini kaybetmeden devam etmiştir. Müstahsil fiatlerden çok mem- mundur. İzmir fuarı İzmir (Akşam) — İzmir enternasyonal İsarının açılmasına bir ay kalmıştır. Bu s8- beple fuar hazırlıkları geceli gündüzlü de- vam etmektedir. Macaristan ve Yugoslavya bükümetleri, bu seneki fuara resmen işti- rak edeceklerini bildirmişlerdir. Yugosl, ya Ticaret Nazırının da fuarı ziyaret «de- ceği öğrenilmiştir. Bu seneki fuar, geçen yıl- lardan çok üstün ve mükemmel bir eser ola- caktır. Fuar mevsiminde Kültürpark tenis klübünde Macar ve Rumen teniseilerinin 1ş- tirakile fuar tenis turruvanından başka An- kara, İrtanbul, Trakya ve İzmir bölge şam- Piyonları arasında da temsili fulbol müra- bakatarı ki mir. muhtelti hazırlarım: ağustos salı gü- Dü saat 18'de Köprünün Eminönü yükseltildi yağı de köprü üzerinden tramvay gtç- Haftalık piyasa İhracat mevsimine hazırlık - Bağdad yolunun açılmasının tesiri İhracat mevsimi başladığı için piyasa- da ihracat bakımından bir faaliyet ara- mak ve bu mevzu üzerinde fazlaca dur- mak mümkün değildir. Geçen hafta da yazdığımız gibi, içinde bulunduğumuz günler, ihracat günlerinden ziyade ihra- cata hazırlık günleridir. Bu senenin ha- nılık günlerinde bizi düşündüren mese- leler, normal o zamanlarda düşünülen meselelerden şekil ve mahiyet itibarile ayrılmaktadır. Harpten evvel, ne kadar mahsul elde | edeceğiz? Ve bu mahsulümüzü hangi pazarlara satacağız, rakiplerimizle nasl mücadele edeceğiz? diye düşünürdük. Şimdi mevzu tamamile değişmiştir. Har- bin vücude getirdiği tahavvüller üzerine, t bir dünya pazarı mevcut olmadı. ğı için rakiplerle mücadele etmek hatı- rmıza bile gelmiyor Bugünün mevzu, ihracat mallarına emniyetli yol bulmak- tan ibarettir. Bu emin yol üzerinde tica- ri eşya kazasız belâsız yabancı bir mem- lekete vâsıl olduktan sonra mesele kal- mamıştır. Salışlar da peşin yapılırsa dü- şönülecek, endişe edilecek hiçbir nokta kalmaz. Şimdiki halde en emin yol, Tuna yo- ludur. Tuna yolu bizi Romanyaya, ve merkezi Avrupa memleketlerine bağla- maktadır. Bu yol üzerinde Romanyadan başka, Macaristan gibi büyük bir müşte- rimiz vardır ki, harpten sonra bu müş- terimizle olan ticari münasebetler gittik- çe artmaktadır. Acaba Tuna yolu, dış ticaretimiz için kâfi bir yol mudur? Bu yol vasıtasile bir kısım ihracat maddelerinden, bir kısım memleketlere satmak imkânları, diş tica- retimizin ihtiyaçlarını tatmin o edebilir mi? , Akdenizde vaziyet malümdur. Ak- deniz memleketlerine mal satmak, ve bu memleketlerden mal almak imkânları gün geçtikçe azalmaktadır. Görülüyor ki malımızı satmak için, yeni bir tcaret yolu aramağa mecburuz. Biz, tam bu buhran içindeyken, demir. yollarımız, Irak demiryolları ile irtibat temin etmiştir. Bu yeni yol vastasile, buradan OBağdada (ove Basraya ve Basra körfezinden Asya memleketlerine ihracat yine bu memleketlerden ithalât, yapmak imkfânları elde edilmiştir. Bu yeni yoldan getireceğimiz eşyanın başında müstemleke eşyası bulunmakta» dır ki, bunlar da çay, kahve, kakao, kai k, ham deri, kalay gibi maddelerdi thalât piyasamızın bu gibi eşyaya kar- # olan ihtiyaçları malümdur. Harpten evvel, hatta harpten sonra da son ayla» ra kadar, abloka ve kontrol müşkülüt- na karşı yine bu malları Hollandadaki müesseseler vamtasile tedarik etmek ka- bildi. Hollanda, Belçika, bugünkü şart- lar altında &skeri öşgelde bulundu. Köyceğizde bir orman yangını Muğla 19 (A.A) — Köyceğirin hamit giftiği dahilinde bulunan ormanlarda evvelki akşam çıkan yangın dün söndü- rülmüştür. Antalyada mahsul vaziyeti çok iyi Antalya 19 (A.A.) — Viliyetimiz dahilinde bu sene mahal vaziyeti çok | iyidir. Bilhassa ova köyleri harmanlarını on beş güne kadar bitireceklerdir. İzmirde sıcaklar İzmir (Akşam) — Mevsim münasebetile İzmirde seak günler başlamıştır. Barı gün- ler hararet gölgede 86-40 n kadar yüksel- mektedir. Halk, bu meak günlerde deniz banyolarını ve plAjlarını doldurmaktadır. memleketler: Seneliği 3600, altı aylığı 1900, 8e aylığı 1000 kuruştur. Bayımubarrir: 20565 — Yar işleri: 20765 —| re: 20681 — Müdür: 20097 Cemazilâhir — Hızrr 76 8. İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yata E. 658 908 443 842 1200 158 Va. 235 641920 18 2037 2232 İdarehane: Babıdli civarı Ağımusluk sokak No. 19 ğu için, koloni eşyasını, Hollandadaki müesseseler vasıtasile elde elmek müm- kün olamazdı. Maamafh bu müessesele- rin İskenderiyedeki şubeleri de bü vazi- feyi yapabilirdi. Akdenizde muntazam emin vapur seferleri kabil olamadığı için, koloni eş" yasını itbal etmek imkânlar: da ortadan kulkmaktaydı, İstanbul » Bağdat yolu bugünkü ticari buhran içinde, ticasetimi- ze karşı açılan yeni bir kapıdır. Acaba bu yoldan ne gibi ticari iayda- lar temin edebiliriz? Henüz bu mevzu hakkında kati bir hüküm de veremiye- ceğiz. Çünkü gerek resmi ve gerekse hususi müesseseler de, bu yeni yolu tet- kik etmektedirler, Şehrimizdeki nakliyat müesseseleri, derhal Bağdada mümessil ler göndererek, Basra körfezinden de- miryollara yapılacak aktarma, transit iş” leri hakkında temaslara başlamışlardır. Yalnız burada bir mahzur göze çarp” maktadır. Basrayla Bağdat arasmdaki demiryolları dar bat olduğu için, ticari eşya aktarmaya tabi olacaktır. Bu yüz- den tcari eşyanın maliyet fiati ne nis- bette artacaktır? Basrayla, Asya mem- leketleri arasındaki vapur seferleri h kında da bir fikrimiz yoktur. Bütün bün- Jar pek kısa zamanda öğrenilebilir, ve bu meseleler, daha ziyade işin teferru- atından sayılabilir. Bu yol üzerinde t- cari eşya pahalı da gelie, yine pivasa- mızdaki mallardan ucuz olacağına şüphe yoktur. Bu itibarla Baj olunun açıl masını, Türkiye ekonomisi için pek har yırlı telâkki etmek lâzımdır. İhracat maddelerimizin vaziyeti İhracat mevsimi olmamasına rağmen bu hafta içinde, hangi memleketlere meler sattığımızı yazmaktan o kendimizi alamıyoruz. Bu hafta içinde, İngiltereye satılan 150 bin liralık afyon, ihracat listemizde &n büyük mevkii işgal eder. Bundan son- ra Macaristana yapılan ve yekünu 100 bin birayı geçen tiftik satışlarını kaydede- biliriz. Barsak ihracatı da az olmakla beraber gittikçe artmağa mütemayildir. Son haf“ ta içinde İsviçreye, İsveçe, Macaristana barsak ihraç edilmiştir. İsviçreye barsaktan başka 58 bin li- rahk fındık ihracatı olmuştur. Tütün ih- raçatı da Macaristana yapılmaktadır kiç yekünu 35 bin 669 liradan ibarettir. Tuzlu balık ihracatı Romanya, Bulgaris- tan, ve Macaristana yapılmaktadır. Yunan vapurları, Romanya limanları" na tekrar seferler yaptığı için, Roman yaya olan zeytin, zeytinyağ ihracatı da azalmıştır. İtalyaya birkaç bin liralık av derisi satıldığını da ilâve edersek hafta" nın ihracat İistesinde artık yazılacak bir şey kalmaz. Hüseyin Avni ANKARA RADYOSU 20 Temmuz ewmartesi öğle ve akşam 1320: Program, 1336: Müzik (pik, 13,50: Haberler, 1405: Mülk (plâk), 14.202 Riyasetledmhur bandosu, 19: Rapsodiler (plâk), 1805: Senfonik parçalar (plhki, 1830: Caz orkestrası, 19,15: Famli heyeti, 19,45: Haberler, 20: Müzik, 2030 Günün meseleleri, 2050: Divan, semai, koşma ve oyun havaları, 21,15: Saksolon solo, 2130: Radyo gazetesi, 2125: Salon orkestrs 2230: Ajansa ve borsa haberleri, 2245: &a- lon orkestrası, 23,10: Cazband (plâk). 21 Temmuz pazar sabatin 830: Program, 8,35: Müzik (plâk), 9: Ha“ berler, 210: Ey , 920: Müzik (plâk). ÇEMBERLİTAŞ Sinemasında 24 Temmuz Çarşamba gününden itibaren hergün matine ve suare- lerde sinema programına ilâveten şöhreti bütün dünyada tanınmış FENNi HOKKABAZ Profesör BOROSE ve Mis OKUL- TA'nın akıllara hayret veren esri engiz harikalarla dolu temsillerini görmenizi tavsiye ederiz. Duhuliye fiatlerinn zam yoktur, GEDİKPAŞA AZAK SİNEMA Bahçesinde Münir Nurettin KONSERİ 23 Temmuz Salı akşamı mm Bugün LÂLE sinemasında I—HAYVANLAŞAN İNSAN JEAN GABİN - SİMONE SİMON 2—YAŞAMAK ZEVETİR İRENE DÜNE - DOUGLAS EAİRBANKS ir.