16 Haziran 1940 KŞAMDAN AKŞAMA m m m Geceler gebedir! Düşenin dostu olmazmış. Ne doğ- ru!.. Hürriyetin de, demokrasinin de bütün dünyadaki pek e Ma- ginot'nun sukutile birli taysattlar. Kabahati başka şeyler- den ziyade bizzat hürriyete ve nefsi demokrasiye yüklemeğe çalışıyorlar: — Tabii efendim... Her kafadan bir ses çıkarsa, n iyle olur... Devlet ve millet işlerinin tanziminde şunun bunun mütalâası alınmak ne es miş?... Başta bir tek azimkâr ve KL sek şahsiyet elverir!... O buyurur, 0 kiler yapar... . . Unutuluyor ki, kurunu ulâda Ni tehidlerin değil halkçıların hükim ol dukları medeniyetler son devrin me | deniyetine en büyük mirasları bırak» muşlardır (Firavun ve Nemrudu değil, Atina hemşerilerini nümüne ittihas ediyoruz.); unutuluyor ki, bizim ŞU medeniyetimiz bile ancak hürriyet ve halkçılığın «tek buyrukçu» ları ya lüb etmesi üzerine refah ve a k kavuşmuştur, (Fransız inkalâbı lerinin mutlâkiyetler üzerine zaferi.) Fakat 1918 den sonra fazla oynandı, fazla hafta tatili re sefahat ve fanteziye fazla inhimi - edildi, mekteplerde çocuklar Ky birer paşazade usuliyle yetiştirildi medeni miletlerden bazıları «biri yer, biri bakar» halinde bırakılarak ye ların milli tehevvürleri uyandınıldı; onlar da, canlarını dişlerine takarak Yâ herrü yâ merrü'» diye bir kavga- ya tutuştular. (Dikkat edilirse, Gi ey garabet! — «herrü» sözü de «hürri- yet» kelimesinden geliyor.) Böylelik ie olaflar oldu: Hürriyetin ve halkçı lığın mümessili olan demokratların berri orduları Avrupa kıtasında hezi- mete uğradı. Ummanlar aşın ve yz kat gökler üzeri vaziyet henüz e değilse de şu Avrupanın artık bilfiil Berlin oluyor! | Demokrasi, Maginot'nun sahile ka- dar uzatılmasına mani miydi? Fran- suda dâhi bir kumandan yetişmediy- se, Belçikada yanlış askeri harekât | yapıldıysa, Almanların meşhur büyük tank medeli yerine İngilizler süper- tank icad etmedilerse ve paraları ol- masına rağmen çok tayyare yapma- dılarsa bunun kabahati hürriyet ve halkçılığa m aiddir? Geçen harpte tankı müttefikler o bulmuşlardı; yet miş iki buçuk milleti yaman bir siya- set ye kiyasetle toparlayıp Cermen kayserlerinin karşısına dikivermiş- lerdi. İki müttefik o zaman da halkçı ve hürriyetçi idiler. Bu seferki me $um samur kürkü niçin o nazenin didarlara giydirmeli? İnsanı çatlatan iddin: — Efendim, anlaşılıyor ki, herke- sin işe karışmaması, bir başm idare | eme felsefi bir düst rak kabul edilirse, vahide irca edile , ssolini'nin: Es ye dört devlet idare et sin! - prensipi bile az gelir. ii Zira en sonunda Cermenler şöyle derler ve diyeceklerdir: — Yahu, niçin «dörte de sbi e Zil?... Tıpkı demokrasiler gibi, ie de kargaşalın sebebiyet verir... Bü : kıta, hattâ bütün dünya için en yle Ein Reich, ein Volk, ein Führer!.. Nazari sahada olsun halkçılık sürü sünden ayrılanı böyle kurt kapar. ur ola irs dö İ Ticaret Vekilinin dünkü tedkikleri Vekil, ihracat işleri, un ve sigorta meselelerile meşgul oldu Ticaret Vekili B. Nazmi Topçuoğlu dün 'de şehrimizdeki tedkiklerine devam etmiş- #ir, Vekli, dün yumurta ve zeytinyağı ta- eirlerini kabul etmiş, Belediye İktimd mü- dürü ilç Toprak mahsulleri ofisi İstanbul şubesi müdüründen un meselesi hakkında izahat almış, öğleden sonra yapılan sigot- tanılar içtimama iştirak etmiştir. Vekil, yumurtacılarin yaptığı temasta İtalya ile ticari münasobatımısın durması üzerine, Ticaret bankası tarafından evvel. ee kendilerine verilen 140 bin lira tutarın- daki avansın tediyç şekillerini müzakere etmiştir. Vekil, Mıntaka Ticaret müdürüne ver- diği emirde, bu meselenin Türkiye Merkez bankası umum müdürlüğü ie Ticaret ban- kas umum müdürlüğü arasında münasip bir şekilde halledilmesini bildirmiştir, Ma- 1üm olduğu üzere Türkiye Ticaret bankası, yumurtacılara, ihracatın sekteye uğrama» ması maksndile hükümet tarafından veri- len emir üzerine avans muamelesi açmıştı, Ekmek meselesine gelince, bu mesele ile de Vekil biat meşgul olmaktadır. Evvelki gün Belediye Reisi ile yapılan temaslahı müteakiben verilen kararlar mucibince Belediye İktisa& müd yagerliği ve Toprak ma) por hasırlıyacaklardı. rlar dün tedkiklerini bitirerek (o hazırladıkları ra- poru Ticaret Vekiline takdim etmişlerdir. Un stokları için yakında yeni tedbirler alınarak stoklar lakviye edilecektir, Esa- #en bu seneki buğday rekeltemiz, bereketli olduğu için, memlekette un ve buğday âi- kıntısı katiyen mevzuubahiz değildir. Böcekli unlar m biraz girift bir manzara arzetmektedir, İstanbul Sıhhat müdürlüğü tarafından yapılan teftizlerde ekmekli unların kendine mahsus bip raylhası olduğu anlaşılmış, tahkikat derin- leştirilmiş, bu unların lanılan buğdaylardan bir kumının böcekli olduğu meydana çıkarılmıştır, Sıhhat mü- dürlüğü, halkın sıhhatini bozmamak için bu unların kâmilen imiyısını istemektedir. Unların İmhası için kırmızı boya kullanı- lacaklır. Bu v iler, Belediye rak vaziyeti protesto etmişlerdir. Değir- meneiler, satın aldıkları buğdayların Top- rak mahsulleri ofisi tarafından satılan devlet unları olduğunu, buğdaylardaki bö- ceklerin eleklerini kemirerek kendileri- A ofisi bir ra- ğü, Belediye kim- | | ni izrar ektiklerini, hele satın aldıkları buğdayların imha edilmesinin büsbülün doğru olmıyacağını iddi. etmektedirler. Bu mesele hakkında tedkiklere devam edilmektedir. “Ticaret Vekili B. Nazmi Topçuoğlu dün anat 17 de Teşkilâtlandırma müdürtüğün- de yapılan Alli reasürans ve diğer sigorta şirketleri müdürlerinin içtimema riyaset etmiştir, Merkezi Londrada bulunan Siğortasılar merkezi, Akdenizde harp patlar patlamaz, Akdenizde sefere çıkacak gemilerin ve ge- milerdeki malların sigorta edilmemesine karar vermiştir. Dünya sigorta mücssesö- Jeri meyanında 'Türk siyortacılığı da bu karara ittlba etmiştir. 10 hazirandan 8ön- Ta Çanakkaleden dışarı çıkan gemilerle hamuleleri sigorta edilmemektedir. Dünkü içtimada, Türk sigorta müessse- lerinin birleşerek birlik halinde çalışmala- rına, Türk sigorta birliği tarafından Ak- deniz seferleri için verilecek sigorta prim- lerinin muteber olmasına karar verilmi tir. İçlima geç vakte kadar devam etmiş. $ir. Vekll, bugün de un, buğday ve #iğorta işlerile flat mürakabe komisyonlarının teş- kili meselelerile meşgul olacaktır. Taksi ücretleri artacak mı? Zam talebi hakkindaki müracaat tedkik ediliyor Son zamanlarda benzin fiatlerinin art- ması münasebetile şehrimizdeki taksi şoförleri belediyeye müracaat ederek taksi fiatlerinde kilometre başına yüzde yirmi beş nisbetinde zam yapılmasını is- temişlerdir. Belediye fen heyetinde toplanan bir komisyon, şoförlerin bu müracaatını ye- rinde bulmuştur. Şimdi bu talep Beledi- ye reis muavini B. Lütfi Aksoyun reisliği altinda toplanan otobüs komisyonunda da tetkik edilecektir. Umumi meclis kararile plâka resmin- de yapilan tenzilât hazirandan itibaren tatbik edildiğinden taksi şoförleri, bu hususta da bazı menfaatler temin etmiş- lerdir. Taks. şoförlerinin plâka resminden belediyeye olan borçları üç yüz bin lira tutmaktadır. Belediyenin şimdiye kadar yaptığı teşebbüslere rağnen taksi şoför- leri, bu parayı ödeyememekte idiler. Ha- ziranda başlayan fenni muüüyene müna- sebetile arabasın; muayeneye getiren rasında borcu bulunanlar borç- dediklerine dair makbuz göstere- mezler:s muayene mahallinde bulunan haciz memurları derhal otomobilleri hae- zetmektedirler. Arabasının haczedilme- mesini istiyen şoförlerden bir kismı borç- larını ödemeğe başlamışlardır. Bu suret- le bir günde plâka resminden üç bin li- tahsilâ” yapılmıştı uzun etek modasının teakubu gibidir; yaz kış, gee gündüz gibidir: Kıtalar- buyrukçular hâkim olur. Hürriyetin, halkçılığın lüzumsuz, zararlı, ölmüş, dirilemez bir mefhum olduğuna inan- mak güçtür. Geceler gebedir. Grup- tan sonra tulü' olacaktır. Gerçi: Böyle gecenin hayr umulur mu seherinden? Fakat: Yere düşmekle cevher sakıt olmuz kadrü kıymetten! (Vâ-N0) Bu bir meddü cezirdir; kısa elek, i yy — Üç gündür «Paris» hakkında gazetelerde yazılan yazıları oluyo- rum bây Amca... ... Bu umulmadık hadiseyi herkes başka bir köşeden görüyor... Karilerimizin mektupları Bu tarzda siper kazılabilir mi? Dahiliye Vekâleti Nüfus umum müdü muavinliğinden mülekaii ve hâlen İstanbul Defterdarığı MM Emlik müdürlüğünde çalışan B. Ramiz Sarı- oğlu, uğradığı bir muamele hakkında makamı aidinin dikkatini şöyle colbe- diyor: «Bir şahısın maa sile müsteciren iş- gal etmekte olduğu meskeninin bah- çesine komşusu diğer bir müstecir era yerdeki köhne teli yıkarak cebren gi- rip siper kazabilir mi? Böyle bir ha- rekete kalkarsa tecavüz edilen meğ- inin sahibinin mümanaati temin olunabilir mi? Pasif korunma kanun ve talimatnamesi buna cevaz veriyor mu?» Kabul edilmedi Havagazı şirketleri zam istediler Dolmabahçe, Yedikule ve Kadıköy havas gazı şirketleri aralarında anlaşarak hava- gazı fintlerinde metre mikübı başına yirmi par kadar yam yapılmasını istemişlerdir, Havagazi şirketlerinin bu müracaatleri Be- lediye İktisad müdürlüğü tarafından ted- kik edilmiş, havapazı tlatlerinin tanzimi için şirketlerin mukavelesindeki esaslara göre, yapılan hesaplar neticesinde şirket- lerin zam istekleri yerinde görülmemiş ve reddedilmiştir. * Deniz nakliyatını bir elden idare Kara sularımız dahlimde yapılacak de- miz nakliyatının tek elden idaresi için Mü- nakalât Vekâleti, Aim! armatörler birliğine salâhiyet vermiştir. Evvelce bu iş için yeni bir birlik kurulacağı yazılmışsa da bü ta- hakkuk etmemiştir. Nakliyatı, eski törler birliği tedvir edecektir. İlx olarak Denizyollarına ait senelik ihrakiye ihtiya» cını Armatörler birliği temin eyliyesektir. Denlayallarının senelik ihrakiyest 100 bin tondur, Denizyolları her sene bu iş için münakasa açardı. Bu yıl münakasa açıl miyacaktır. Nakliye işine, Şilep alman gemilerden biri de iştirak edecek- tir. Bay Amcaya göre!... Gümrük varida- tında azlık Harbin başlamasını müteakip 6 aylık bir zaman zarfında gümrük varldatı ehem- miyetli bir sürette azalmıştı. Mali sene 80- nunda, ul gümrük varidatının, ge- çen senelere nazaran 25 milyon Türk l- Falık bir tenakus gösterdiği anlaşılmıştar. Mart, nisan ve mayıs aylarında İstanbul gümrüğünün varidatı binnisbe artmıştır. Varidat nisbeti şudur: Harbin ilk altı syn» da, yani 1939 eylülünden 1940 şubutına ka- dar 25 Nü 3 milyon, mart, nisan 1940 ta 355 milyon, mayısta 45 milyon Türk lirası, İstanbul gümrüklerinin haziranın ilk 15 günündeki varidatı ise 1 milyon 200 bin Tiradır. İthalâl ve ihracatımız, haziranın İlk haftasındaki hızını takip etmiş olsay- dı, haziran varidatının da 3 milyona yak- ümid edilebilirdi. Halbuki sonfa, Akdenizde tehaddis eden vaziyet dolayısile bütün Akdeniz limanla- fında olduğu gibi, İstanbul llmanında da hareketsizlik baş göstermiştir. 10 haziran- dan sonra İstanbul Umanına 1 Amerikan, 3 İngiliz, 3 Rumen, 1 Yunan, ? Macar, 1 Sovyet vapuru gelmiştir. 9 hazirandan son- ra is bir tek İtalyan vapuru gelmemiştir. Bir haftadanberi ilk defa olarak Ilmanı- mıza Şu iLbalât eşyası gelmiştir; Romanya bandıralı Karpati vaporile çay, deri, yün, Jüslik, çuval; Macaristan bandırah Szcged vapurile de bakır Livha, ateş toprağı ve tuğlası. Limanımızda hâlen bu vapurlar- dan başka ecnebi yandırah vapur yoktur. — — Üsküdar - Beykoz Kandilli'ye Ee, yol 20 metre genişliğinde olacak Üsküdar ile Beykoz arasındaki yolun Üs- küdardan Kandiliiye kadar 12 kilometrelik kısmının yirmi metre genişliğinde olması kararlaştırılmıştı. Belediye, bu yolu bir an evvel bilirmek istediğinden, Belediye Reis madvini B. LÜ:f! Aksoy, dün bu yolun in Satitını teftiş etmiştir. Yolun dar olan gımları, genişletilecektir. Bunun için iü- zumlu görülürse bazı istimlâkler de yapı- Jacaklır, Bebek - İstinye yolunun inşa müddeti geçen mayıs sonunda bitmişti, Ancak yol üzerindeki istimlâk muamelesi uzadığın- dan, müddet temdid edilmiştir. İnşaatın Jözumundan fazla uzadığı görüldüğünden 'Bebek-İstinye hattının da mümkün mer- tebe kısa bir zamanda tamamlanması mu- vafık görülmüştür. ... Kimi kültür bakımından keder- Teniyor!... B.A, — Fakat hiç birisi terziler kadar kederlenmez!... yor üm 2 piknur, | ISTANBUL HAYATI Florya plajları « Geçen pazar, şimdiye kadar serin, sert rüzgâr fırtımalarile muızıklanan mevsimin en sıcak günü idi. Sabahle- yin havayı açık ve ılık bulan İstanbul halkı erkenden yiyeceklerini, içecek- lerini alıp sokağa fırladılar, Şehrin dört tarafına işliyen nakil vasıtaları tamamile dolduğu gibi, kenar mahal. lelerde oturanlar da ellerinde paket- lerle, yürüyerek kırlara akın ettiler, Moda, Kalamış mesireleri, Boğazın iki tarafındaki bahçeler, gazinolar, de- niz kıyıları, Adalar, Mecidiyeköyü ci- varı gezicilerle doldu. Havanın sıcak- lığından İstifade etmek istiyen birçok deniz meraklıları da mayo paketleri- | ni alıp Sirkeci, Kumkapı istasyonla- i rından trenlere doldular, Floryaya akın ettiler, Banyo meraklısı bir grup arasına ben de katıldım. Floryaya gidinceye kadar tren yolcuları arasında hep banyo münakaşaları devam etti. Kİ- ralıyacakları kabineleri kararlaştırı- yorlar, kumsalda koşular tertibine hazırlanıyorlar, nasıl oyüzeceklerini ballandıra ballandıra anlatıyorlardı. Sevinç kahkahaları arasında Flor. ya istasyonuna indik. Fakat, burada bütün neşeler teessürle boğuldu. Plâjlar henüz açılmamış. Sıra sıra dizili, bomboş kabinelerin önünde be- lediye memurları dolaşıyorlar. Kabinelere girmek memnu imiş, Ancak, arzu edenler açık yerde deni- ze girebilirlermiş, Bütün ümidleri bo- şa çıkan, neşeleri bozulan gruplar ça- tık kaşla kapıdan dönerken homur- danıyorlar: — Denize giremediğimiz gibi, ak- şama kadar mayoları da beyhude ta- şıyacağız. Ve hiddetlerini teskin için kırlara, ağaç gölgelerine çekiliyorlar. Bu ka- dar zahmeti çektikten sonra büsbü. tün boş dönmek istemiyen bazı deli. kanlılar, çocuklar kum üzerine birer gazete serip soyunuyorlar, bağrışa çağrışa denize giriyorlar, Yüzme yarışı yapanları. seyreder ken düşündüm: Her sene, boğulma tehlikesine karşı, açıkta denize gir mek meneğilir, plâjlarda imdad ter. tibatı almır, buna rağmen yüzme me—imi kazasız geçmez. Bu sene, pi, ar açılmadı diye açıkta denize girmeğe müsaade ediliyor ve, kazala. ra karşıda hiç bir tedbir alınmış de- gil Plâjların heniz açılmamasının se- bebini soruşturdam. Sözlerinden emin olduğum bazı kimselerin anlattıkla- rına nazaran; belediye henüz plâjla- rı bir talibe İhale etmemiş, bu yüz- den açılamamış. Bunu öğrenince, hem belediye, hem de banyo merak. lıları namına mütessir oldum. Hatır. ladığıma göre, belediye plâjları hal. kın istifadesine arz ve kendisi de va- ridat temini maksadile bu uğurda yüz binlerce lira sarlelti. Buna rağmen, haziranın 16 ncı gününe kadar he- nüz ihale yapılıp plâjlar açılamamış, Bundan sonra ikaleye çıkarırlacak, bunun muamelesi de epiyce süre- cek, yani banyo mevsimi bir hayli ilerlemiş olacak. Bu yüzden de plâj- larm icar bedeli bittabi düşük ola. cak, Netice ifibarile bu gecikme, İs. tanbul halkını bir müddet banyodan mahrum edeceği gibi belediyenin de varidatına zarar verecek, Alâkadar. ların ufak bir himmeti bu iki başlı zararın önüne geçebilir, Cemal Refik B. A. — Ellerinde kalan mallar #Pâriş modası!» diyip süremiyecek- leri... #ADACAğI,