Yaralı Sami ve Zeki hastanede Maslak yolunda (o vukua gelen faclayı Günkü nüshamızda kaydetmiştik. Sarıyer jandarma kumandanlığı dün tahkikatını tirmiş, evrakı adliyeye vermiştir. Kaza- nın vukuu hakkında tesbit edilmiş olan tafsilât şudur: Zeki, Tafisin ve Ahmed isimlerinde üç Aârkadaş cumartesi güyü İzmitlen İstan- bula gelmişler ve Harbiye civarında bak- kallık eden Samiye misafir olmuşlardır. Dört arkadaş pazar akşamı bir eğlenti yap- ma kararlaştırmışlar, $ake ve Sonya imlerinde kadınla birlikte bir içki âismi tertip ir. Âlem geç vakte kadar devam etmiş ve gece yarısı otamo- bile binilerek Şişli haricine çıkılmıştır. Bu civarda bir gazinoda oturup tekrar içen bu altı kişi, sabahı bulmuşlar, sani altıya Goğru da kadınların teklifi üzerine Büyük- dereye kadar bir otomobil tenezzühü yap- mayı kararlaştırmışlardır. Bunun üzerine bep beraber otomobile binilmiş; Tahsin direksiyona geçmiş ve son süratle Büyükdereye doğru yol verii- miştir. Fakat otomobil Tuğla barmanları sırasına geldiği bir sırada, güzleri kara- ran Tahsin, otomobili yol kenarındaki bir ağaca çarptarmış, bu sadme ile olamobilin ön kısmı tamamen hurdehaş olmuş, bit- tabi içindekilerin hepsi muhtelif yerlerin- den yaralanmışlardır. Vakayı müteakip oradan geçen bir tak- 8, bu faclayı görünce Zincirlikuyu jan- Gönüllü Gönüllü hastabakıdı hemşireler kursuna ae sayısı günden güne art- açılan kursta derslere dünden itibaren başlan mıştır. Yukardaki resimde gönüllü hemşiteler derste görünüyor. maktadır. Gülhane hastanesin. Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme idaresi Umum Muhammen bedeli (1857) lira (25) kuruş olan üç kalem peşel borusu ile muhtelif gekilde kroşesi (146.1940) cuma günü saat (11) on birde Haydarpaşada Gar binası dahi- Mindeki komisyon tarafıncan açık eksiltme usulile satın alınacaktır. Bu işe girmek isteyenlerin (129) lira (30) kuruş muvakkat teminat ve kanunun ta- yin etliği vesaikle birlikte sksiltme günü saatine kadar komisyona Bu İşe alt şartnameler komisyondan parasiz olarak dağıtılmaktadır. * Muhammen bedeli (1500) lira olan her nevi Torna kalemleri imaline mahsus muh- telif eb'atta 4 kalemden ibaret 250 KE. Hava çeliği (18.6.1940) sah günü saat (10) on birde Haydarpaşada Gar binası dahilindeki komisyon tarafından açık eksiltme usulle satın alınacaktır. Bu işe girmek isteyenlerin (112) lira (50) kuruşluk muvakkat teminat ve kanunun tayin ettiği vesalkle birlikte eksiltme günü saatine kadar korlsyona müracaatları Jâ- zımdır. Bu işe ai* şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır. Devlet limanları işletme umum müdürlüğünden İstanbul Kahtum, Dok ve Antrepo şirketinin 940 senesinde amorti edilecek «340» adet obliyasyona att kur'a keşidesi yapılmış olmakla 68 - 40 Ne. lu kuponları mev- cut olması lâzım gelen işbu obligasyonlar için «2244» yirmi iki lira kırk dört küruş ve diğer obligasyonlarır 68 No lu kuponları mukabilinde 44 kırk dört kuruş tediye edile- 6 Hazirsn 940 perşembe gününden başlamak üzere tdiyat perşembe pasartesi çarşamba gfinleri öğlden sonr raat 14 den 16 ya kadar yapılacağından kupon hamille- tinin mezkur günlerde idaremiz muhasebe müdürlüğüne mürucaatları ilân olunur. (4594) Kadıköy ikinci sulh Hukuk hakimliğinden cektir. 306/988 Akşam rezetesil bildirilen sömlekçi 71/5/940 tarihinde h mi tla tedkilk « eleri ân olunur. Maslak yolundaki otomobil kazası Fazla içmenin kazaya Gam olduğu kA hastabakıcı ari site ihinde Gen ve terekes'ine nâkimliğimizee el konulan ve-20/4/940 tarihli terekesinin iils yoliie tasfiyesine karar verildiği an Şabuh Haneıyspın İflâs idaresince tanzimi edilen sira cetveli igimize tevdi edildiği ve alâkadarlarin bu cetveli mahkemeye darma karakolunu haberdaf etmiş, yara- ular derhal Şişli Eful ve Beyoğlu hasta- nelerine kaldırılmışlardır. Dün öğleden sonra kaza mahallinde nö- betçi müddelumumisi, jandarma kuman- danı ve emniyet altıncı şube makine mü- hendislerinden mürekkep bir heyet tara- fından keşif yapılmış ve bir rapor tanzim edilmiştir. Hatanın otomobili idare eden Tahsinde olduğu tahakkuk etmiştir. Yarahların sihhi vaziyetleri henüz va- bametini muhafaza etmektedir. Bunlar hakkında kati doktor raporları verildikten sonra kanuni takibata devam edilseektir. Diğer 4 otomobil kazası Bu foci kazadan başka dün dört otomobil kazası daha olmuştur: Şoför İhsanın ida- resindeki baki Aksarayda Horhor cadde- sinde beş yaşlarında Hanifeye, şoför Ah- medin kullandığı kamyon Kayışdağı cad- desinde Cemsleddin adında bir gence, $0- för Ağobun idare eylediği otomobil Ağa- hamamında Beşiktaşlı Fethi isminde biri- ne çarpmış, şoför Fethinin idaresindeki bir taksi de Cibaliden geçmekle iken bir direksiyon kırmasile duvara toslayarak, o sırada içerisinde bulunan Kemal adında bir müşteri muhtelif yerlerinden yaralan- mıştır. Polis; bu Kazaların yaralılarını hastane» lere kaldırmış, suçlu şoförler hakkında lâ- zımgelen kanuni takibata girişilmiştir ilânları müracaatları lâzımdır. (4383) 14489) ve ifâsın açıldığı (4896) AKŞAM Harici siyasetimiz vatanın selâmeti için . en emin yoldur (Baştarafı 1 inci sahifede) Son hüüiselerin verdiği sahte cesa- retle ortalığa türlü endişler yayanlar ve güya bir siyaseti tenkid eder gö rünerek fikirlerine samimi kanaat süsü verenler, emin olmalıdır ki düş- man hesabına çalışan insanlardır. Avrupa milletlerinin mukadderatını tayin edecek muazzüm bir mücâdele ortasındayız. Türkiye tarihin bu en müşkül anında vatanın selâmeti için en isabetli yolu seçmiştir. Bir vatan ve bir millet için en isabetli yol, is- tikbalde talihin mecbur edeceği feda- kârlıklardan mutlaka kaçmak ve ka- çınmıak yolu değildir. Asla silâha sa- rılmamak kararı hiç bir milleti istiylâ ve esaret felâketlerinden korumamış- tır. Eğer Türk milleti harpten kork- saydı, bugünkü Türkiye kurulmazdı. Yarın ayni zârureile karşılaşabiliriz. Başvekil açık lisanla haber veriyor” Etrafımızda mütemadiyen hazırlıklar artıyor, ne vakit ve nereye karşı kul Janılacağı belli olmıyan tertipler alı- nıyor, Vatan müdafaası için silâhna sarılmak mecburiyeti biran hatırdan çıkmamalıdır. Türkiye harbi arıyan ve özleyen bir millet değildir. Bilâkis harici politika. mızın bütün gayesi harpten mümkün olduğu kadar uzaklaşmaktır. Yaptı ğımız ittifaklar ve anlaşmalar bunun içindir. Fakat Türkiye hürbe icbar edilirse bundan da esla korkan bir millet değildir. Başvekilin sözlerini İki cümlede hülâsa edebiliriz: Dışarda sulh, içer- de emniyet istiyoruz. Fakat sulhu bo- zarlarsa harbe hazırız. İçerde emniye» tin bozulmasına asla müsamaha et- meyiz, en ufak teşebbüslere karşı en şiddetli tedbirleri alırız. Başvekil ile ayni fikirde olmıyacak hüsnü niyet sahibi bir vatandaş yok- tur sanırız, Böyle zamanlarda her yerde sayısı artan demagoklardan Necmeddin Sadak Hil el emekleri ve kelle sergisi z İzmir 3 (A.A.) — Halkevi müze ve sergi komitesinin tertip ettiği üçüncü es- ki ve yeni el emekleri ve kıyafet sergisi dün Halkevinde merasimle açılmış ve vali ile belediye reisi açılış metasiminde * hazır bulunmuştur. On beş gün devam edecek olan bu sergi büyük bir alâka uyandırmıştır. Bil hassa fevkalâde kıymeti olan eski e emekleri işleri de dahil olmak üzere ser- gide 244 parça eşya teşhir edilmektedir. Mevsimin ilerlemesine rağmen ALKAZAR sineması Bu hafta da İki yeni film birden 1- ATLANTIK KATİLLERİ Korkunç denizlerin dibinde geçen büyük macera filmi 27 — Şimdiye kadar gösterilen Kovboy filimlerin en güzel ve en heyecanlısı Korku diyarında Üç Silâhşor Kovboylar JORNY WAYNE - KAY CARRIGAN Yann matinelerden itibaren başlıyor. MEİN KAMPF ADOLF HİTLER'in KAVGAM İsimli eseri Hüseyin Cahit Yal- çın tarafından tercüme edilmiş- tir. İki çilt 225, ciltli 250 kuruş, AHMET HALİT Kitapevi Saray ve konakların dili 4 Haziran 1940 Yüz yıllık Nişantaşı ve civarı Ep Yazan: Mustafa Ragıb saha üzerinde 1276 (1859) tarihinde (Teşvikiye mahallesi) ni kuran Sultan Mecidin evvelâ iki müvazi büyük cadde ile bunlara amud sokaklar açtırdığını ve bunlardan ( Teşvikiye caddesi ) üze rinde inşa edilecek ilk binaların (Ha zinci hassa) tarafından yapılmasını irade ettiğini — evvelce — yazmıştım. Mahallenin tesisinden evvel 1270 (1853) senesinde yapılan (Teşvikiye ca- mii) yeni mahallenin en eski ilk binasını teşkil ettiği gibi, padişahın «Hazinei has- sa hesabına» yaptıracağı bu binalar da semtin ilk ikametgâhları olacaktı. Bunlar, yeni mahallenin nüvesini teş» kil etmek üzere bilâhare yapılacak inşaat için bir teşvik mahiyetinde olacaktı. Sultan Mecid, — - hep birden başlan- mak üzere — üç ir binanın inşasını emretti. Bunlardan ikisi caddenin (Teş- yan yana, üçüncüsü de gene ayni sırada ve caddenin (Maçka) ya doğru kısmın- da yapılacaktı. Fakat bu bina, ilk evvel- kinden ayrı istemde olacaktı, Biribirine bitişik olarak yapılan bina- lnra (Çifte saraylar) ismi verildi. İnşa edildikleri gündenberi barici cephelerin- de hiçbir tadilât yapılmıyan bu binalar- dan birinde şimdi (Şişli Sıhhat Yurdu) ; diğerinde de (Şişli Terakki lisesinin şu- besi) bulunuyor. Üçüncü bina da şimdi (Nişantaşı kız ortamektebi) nin işgal et- tiği kârgir knoaktır. İşte (Teşvikiye mahallesi) nin en eski binaları bunlardır. (Hazinei hassa) par rasile yapılan bu binalar, bittabi padişa- hin arzusuna göre kullanılacaktı. Osmanlı saltanatının 200 asırlarında “an başlıca iki büyük memuriyeti var- ii Başmabeyincilik, Başkâtiplik. Birin- ikincisine teşrifatta tekaddüm eder- di. Başmabeyincinin resmi ünvanı, (Ser- karin) di. Seryaverlik, Sertabiplik gibi diğer mühim saray memuriyetleri, bun- lardan sonra gelirdi. Başmabeyinci, — (Haremi hümayun) dairesi müstesna ürek — sarayın en büyük âmiri olmak- la beraber, padişah ile hükümet ve saire arasında tebliğ ve tebellöğ vazifesini gö- rür, bünkârın — saltanat makamına dair hususatta — birinci derecede müşavi sayılırdı. Başkâtiplik de sarayla hüküm. arasmdaki muhaberatın resmi mercii idi. Mabeyincilerle mabeyin kâtipleri, bu iki zatm maiyetini teşkil ederlerdi. Bütün bu zevat, Seryaver ve Sertabip ile maj- yetleri maaşlarını devlet bütçesinden alır- lar, devletin resmi memuriyet kadrosuna dahil bulunurlardı. Devlet memuriyeti karicinde olan meselâ Kahvecibaşı, Ber- berbaşı, Darüsseâde ağası gibi padişahın zati hizmetlerini ifa eden saray mensup- Tarı devlet memuru sayılmazlardı. Saray erkân ve mensupları hakkındaki bu kai- de, meşrutiyet zamanında bile ihlâl edil- miyerek, sonuna kadar devam etmiştir. Başmabeyincilikle Başkâtiplik maka- manı işgal edenler arasında ilini, iktidarı, nüfuzu nazarı ile temayüz etmiş, bilhare devletin yüksek memuriyetlerine tayin edilmiş zevat çoktur. Ahlâki salâbeti ile kanaatlerini açıkça söyliyerek o padişahı ikaz karam e çalışan cidden hürmete lâyık incilerle Başkâtipler nadir de- ğildir. Ahlâkan düşkün, bünkârin yakı- nında bulunmaktan isifade ile bin bir en- trika çevirerek şahsi menfaati için devleti | tehlikeye düşürenlere de tesadüf edilmiş- tir. Bunlardan başka büsbütün cahil, çok iptidai seviyede ve saf Başmabeyinciler de görülmüştür. Mizaçları ve seviyeleri itibarile devlet siyaseti üzerinde faydalı (Teşvikiye mahallesi) nin en eski binaları (Balmumcu çifliği) erazisinden ifraz ettirdiği 174 dönüm ve 1192 ziralık bir | | | ie Bu itibarla Sadrazamlar .., ların. Nazırlarla diğer dev- Baş- iie hoş geçinmek; it ricalin- den çoğunun riayete mecbur olduğu esas- lardandı. (*) İşte bu kadar mühim tesir ve nüfuzları olan bu iki zatın mavkiini takdir eden sultan Mecid, (Teşvikiye mahallesi) inde ilk yaptırdığı bu (Çifte saraylar) » Baş- gâh ittihaz etmişti, Sultan Abdülmecid (Teşvikiye mahal. bir sene sonra (1277 » 25 haziran 1861) rilir, vefat etmişti. Son başmabeyincisi Os man ve Başkâtibi Hakkı beyler (Çifte saraylar) in ilk sâkinidirler, Daha evvel Başmabeyincilikte bulunan Hamdi beyle (sonra vezir rütbesile pa şalığı ihraz etmiştir) Selim efendi, Baş“ kâtiplerden Ferid ve Şefik beyler (bilâ. hare her ikisi de vezir olmuşlardı) bit- tabi (Çifte saraylar) da oturamamışlardı. Sultan Aziz zamanında gelip geçen are ve Başkâtiplerden meselâ Başkâtip Ali, Başmabeyincilerden Mus- tafa (bilâhare Evkaf Nazırı olan Musta- fa paşa), Hafız Mehmed ve Fahri bey- ler gibi zevat kısmen bu saraylarda otur- muşlar, — Bazan da padişahın arzusu E — diğer binalarda ikamet etmiş- lerdi. Sultan Muradın üç aylık saltanatı müd- detinde Başmabeyincisi Seyid bey (Ak- şam gazetesi muharrirlerinden arkâdaşım Cemaleddin Bildik'in büyük babası) hün- kârın birdenbire şuurunu kaybetmesi üze- rine ekser vaktini Dolmabahçe sarayında geçirmiş ve ikametgâbin Kurbağalı dereden ( Çiftesaraylar ) a nakle im- kân bulamamıştı, Yalnız Başkâtip Sa- dullah bey (sonra Berlin sefiri iken hava gazı cereyanından zehirlenerek ölen Tan- zimat edebiyatı şairlerinden meşhur Sa- dullah paşa) son zamanlarda (Çifte sa- raylar) ın Başkötiplik kısmına taşınmış, fakat tamamile yerleşmeğe imkân bula- mamış, sultan Muradın hal'ile memuri- yetine nihayet verildiğinden, Başkâtiplik dairesini terke mecbur olmuştu. Sultan Hamid, 1293 (1876) tarihin- de cülüsunu müteakip Başmabeyintiliğe babasının eski Başmabeyincisi Hamdi be“ yi (Hamdi paşa), Başkâtipliğe de Said beyi (bilâhare müteaddid defalar Sad- razam olan meşhur Said paşa) tayin etti, Hamdi bey, Sultan Mecid zamanında bir müddet Başmabeyincilikte bulunduktan sonra bu vazifesinden ayrılmış ve müte- addit memumuriyetler ifa ederek vezaret rütbesini ihraz etmiş, ikinci Abdülhami- din 'cülusile otuz sene sonra tek- rar Başmabeyinciliğe getirilmişti. Ham- di bey, (paşa) Sultan Mecidin O Baş- mabeyinciliği zamanında bazı mühim roller oynamıştır. Ezcümle padişahın hemşiresi ve Sultan Mahmudun kr zı Âdile sultanla Tophane müşiri meşhur Mehmed Ali paşanın izdivacında mües- sir olmuş, (1260 - 1845) sultan Mah- mud zamanında devlete isyan ederek or- dularını Kütahyaya kadar sevkeden Mi- sır valisi Kavalalı Mehmed Ali paşanın İlle gelerek padişaha sadakat ve ubudiyet arzetmesinde hizmetleri görül- müş ve Mehmed Ali paşanın Mısırla İs- tanbul arasındaki gidip geliş şeferlerinde kendisine refakat etmişti: (1262-1846). Sultan Hamid zamanında (Çifte sa- raylar) da ilk oturanlar, Başmabeyinci Hamdi paşa ve Başkâtip Said bey (Sad- razam, paşa) dir. Artık bu tarihten itiba- ren bu binalar, devamlı surette, Başmabe- yincilerle Başkâtiplere (tahsis edi Ancak bu iki bina, ikinci Abdülbamidin Başmabeyincisi Osman beyle (Matbaai Osmaniye sahip ve müessisi) Başkâtip Süreyya paşaya kadar bu maksadla kul- lanıldı. Bilâhare meşrutiyetin ilinma ka- dar (Misafirin dairesi) oldu. Sultan Re- şadın cülüsundan sonra da tekrar Başma- beyincilerle Başkâtiplerin ikametgâkları olarak ittihaz edilen (Çifte saraylar) çe- rek sultan Hamid zamanında, gerek bilâ- hare birçok hâdiselere sahne teşkil et- mişlerdir. Bu hâdiseler, Osmanlı saltana- tının son zamanlarına ait bazı karanlık köşeleri * tenvir edecek mahiyettedir. (,) Meselâ Sultan Mecidin başmabeyinci- si Osman bey, meşhur Reşid paşanın altın. cı defa sadareta t. inde bilhassa âmil) ol. müuştu: Bultan Mee'd, Giridi! Mustafa Naili paşanın sadareti zamanında bir gün siya- si bir meseleyi halledemediğinden pek muz- tarip bir halde idi. Osman bey — Reşid pa- şaya son derece taraftar olduğundan paşa- ya büyük bir cemile olmak ve evvelee verdi Bi vadi yerine getirmek maksadile — hün- kürn bu can sıkıntısından istifade et gizlice İstişare edebilmek vesilesile suli Mecidi Emirgindaki köşkünde menküp ve mazul yaşayan Heşid paşanın nezdine gön- dermeğe muvaffak olmuştn. Emirgândaki köşkten çok memnun dönen padişah, kısa bir müddet sonra Reşid paşayı artık ölümi, le ayrıldığı son sadarete tayin etmişii (12174 » 1857) Anadolu turnesini bitirip Istanbula av- lesi) nin tesisile bu binaların inşasından | det eden Raşid Rim Uyatro heyeti pe yakında temsillere başlayacaktır. Tramvay Birinci Mevki Sivil ve Subay Biletlerine zam İstanbul Elektrik, Tramvay ve 'Tün el İşletmeleri Umum müdürlüğünden Nakliyat vergisine 10 para daha zammedilmiş olduğundan Gibince birinci mevkiin dir ve iki kıtulık sivil bileti olan «5,50» kuruşluk bileti ile su4 | bay bileti olan «5504 rey biletin «5,15» kuruşa !blâğ edildiği sayın yolculara bildi 3842 No. Ju kanun mü (4618) 4