POLİTİKA Finlândiya harbi ve İsveç Finlândiyanın kâhramanlığımı fiilen isbat etmiş olmasına rağmen ha- riçten müessir bir askeri yardım görmemesinden dolayı Sovyet Rusya ile sulh akdeylemesi gerek kendi komşularında, gerek davasına taraftar olan İngil tere ve Fransada efkârı umumiyeyi heyecana getirmiştir. İsveç hükümeti as- keri yardım yapmamasının ve hariçten gelecek askeri kuvvetlerin kendi toprağından geçmesine müsaade etmemesinin ur olduğunu isbat etmeğe mecbur olmuştur. harekette ma esbabını izah ederek bu Şöyle ki Finlândiya, Rusların gayrımuntazır hücümuna uğradığı zaman silâh cihetinden pek hazırlıksız bulunmuştur. Meselâ tankları tahribe mah- sus yalmız altı topu vardı. İsvep kendi ordusu için depo etmiş olduğu yüz elli bin tank dati topunu, yüzlere. ağır topu ve binlerce mitralyözü ve yirmi mil- yon fişek ve yüz bin tüfeği derhal göndermiştir. Bu esliha sayesinde Finl diya, askerinin inzimâm eden kabiliyeti ve şecaatı ile Rusları durdurmuş ve püskürtmüş ise de İsveç silâhsız kalmıştır. Boşalan esliha ve mühimmat an- barlarını tekrar doldurmak için senelerce yeni hazırlık yapmak lâzımdır. Bu nde İsveç, ne askeri yardımda bulunmak, ne de ecnebi askeri kuv- vetlerini kendi arazisinden geçirmek: suretile harbe karışmaktan çekinmi: tir. Norveç hükümeti de mulni bir çok siyasi Finlândiyaya askeri yardımda bulunamamasında etmiştir Finlândiyanın uğradığı âkibet Fransada tur. F şi ândiyamn yardımsız bırakılması harbin ulile idare edilmediği yolunda Fransız efkârı ve askeri sebebler mazur olduğunu göstererek isbat kabine buhranını m ve şiddet umumiyesinde doğurmuş- ve bütün bir kanaat doğurmuştur. Bu vaziyet karşısında Daladler kabinesi çekilmeğe mecbur ol- muş, İngiltere ve tesiri bulunan ve B. Chamberlain gibi ile daha sıkı münasebeti olup İngiliz kabinesi üzerine nüfuz maliyeci olan B. Reynaud yeni kabinenin başına getirilmiştir. Harbin idaresine aid tedbirlerin uzun müza kereler ile £ komitesi teşkil edilmiştir. kmemesi için de kabinenin beş azasından mürekkep bir harp İngiliz kabinesinde de bazı tadilât yapılması ihtimali vardır, Çünkü burada da harbin daha büyük bir azm ve gayret ile idare edilmesi lehinde bir cereyan vardır. Şimdiden Finlândiya harpten vakin çekildi, vaziyeti İngiltere ile Fransaya daha büyük bir âzım ve enerji lendirmek için bir ders olmuştur. kuvvetli fakat bunun e harbi şiddet- F.K. 1940 varidat bütçesi (Baş tarafı 1 nci sahifede) Dahili vergilerimize gelince, bugü- ne kadar slınan tahsilât rakamlarına bu gilerde mühim kısmı, & resmi ve pasaport ve kançllar- miktarda le Bkcebet heyeti vu lü Mi üzerin de ri his dazı vergileri tesavüdü ve ridata ald olmak üzere aya baliğ olmustur. Bu- yilerimizin tah- alemleri kazanç, er ietihlk, buhran, mu- 16,319,637 li vazene, b buğdayı lar hasılatına teallük etmek üzere 10,392,843 lin fazlalık müşahede eğil. miştir. Şu suretle ikincikânun 1940 ayı sont hsilât mi 5 4211 1 a miktarında bk hasıl olmuştur. Be aylık vaziyele göre gümrük idatınd asatt 3, 3,5 ı radde önümüzde ba açığın diğer ve ması da melhuz bu- kate alınırsa 1940 de takriben 35-40 yn lira raddesinde bir tenakus ile karşılaşılır ihtimalini gözden kaçır- mamak lâzım geleceği bedihidir. ! Kısaca arzedilen umumi vaziyetin | icablarım: nazardan uzaklaştırmıya- Yak ve her seneki tahminlerimize reh- ber olar ihtiyattan da ayrılmıyarak 1940 mali yılı varidat bütçesinin tah- mini icra edilmiştir. Bu esaslar dahi- linde yapılan hesablara ve önümüz deki mali yılların icab ettirdiği mesa- Tife nazaran 1940 malı yılı bütçesinin bugün mevcut varidat menbalarile karşılanmasına imkân görülmediğin- den bir taraftan I hizmetlere aid bütçelerde 1939 yılı bütçesine mevzu tahsisat miktarları esas tutularak Yüzle 10 nisbetinde tasarruf temini Ve diğer taraftan kazanç, muamele (banka ve sigortalardan alınan) İs- tihlâk, nakliyat, hava kuvvetlerine Yardım vergilerile damga resmi, tü- tün ve ispirtolu içkilerden alınmakta olan müdafaa vergileri nisbetlerinin artırılmasına ve bâzılarında mükelle. İlvet şümülünün tevsline zaruret ha- MN! olmuştur. Bu esaslar dairesinde 1940 malf a ele Tepsbaşındaki tiyatro bi- | Kibrir ve | şirketlerinden yılı için tahmin olunan varidat umu- mi muvazene kanun lâyihasıvın ikin- ci maddesinde yazıldığı üzere 202 mli- yon 330 bin liradır. Yeni varidat bütçesi 1939 yılı varidat bütçesile yeni ver- gilerle 1940 yılı varidat bütçesi gösleren ccdval aşağıda 1939 Yaridat bütçesi 24.300,000 15,800,009 1940 Varidat bütçesi 29,360,000 15,000,000 Kuranç vergisi Hayvanlar verg set ve İntika' 450,000 üsumü r resmi vergieri Kara ve â vergileri Nakliyat ver Sefineler rüsumuü Damga resmi 'rapu harçları ve kaydiyeleri hkemse barçlı Passport kançil ve ikamet harçları Noter harçi Diğer Hayvan 500,000 2.450,00 106,000 1,250,000 ,000 1,250,000 1,350,000 100,000 1.250,00 1450,000 350,600 900,000 1,000.000 650,000. sağlık r ve n içkiler, r, tüfek ve ddeler leklerden 000,000 -58/760,000 1,800,000 1.830.000 000 000 1360,090 Oyun kağ 30,000 a emlâk hasıl Kaval ve er 338,000 1400009 173000 Düryhahs We Baraşii 10,000 60,000 54,000 20,000 21,060 18,000 Diğer müesseseler hasılatı Konya ovası sulama idaresi hı Fener hasılatı mukabili alınan Mükerrer sigorta 130060 o 155,000 55,000 40,000 650,000 650.000 23000 220,009 Mukavelenamesi mu- cibince Musul pet- rollerinden alınan Hazine m rinden varidat Tayyare resmi Askerlik mükellefiyeti Kıymetli evrak Muayyen masraflar kazgılığı varidat, Eski alacaklar Cezalar İstanbul Üniversite hasilatı Müteferrik hasılat, İktisadi buhran wergisi Muvazene vergisi Hava kuvvetlerine yardım vergisi Buğdayı koruma vergisi Yekün 1,100,000 1.200.000 1510,000 1 850,000 2.000.000 245,000 180,000 2,000,000 100,00 200,000 250,000 90,000 140,000 66.000 2060,060 15,000 2.600,000 50,000 3.000,000 16.800.000 17550,090 17.500 ,900 17/700,000 6250,000 7500,000 12,400.000 8,000,000 261,110,000 262.210.000 250,000. | Gumhuriyet gazetesi davaları B. Peyami Safa müdafaasını okudu, İlham 27 marta talik edildi Afrodit davası münasebetile Cumhuri- yet gazelesinin muhtelif nüshalarında yar n yazıların, mahkeme kararı üzerine edecek ve müddeiumumliyi tahkir etinde olduğu iddia edilerek Müd- deiumumilik tarafından Cümhuriyet ga- zetesi sahibi B. Yunus Nadi, neşriyat mü» dürü B. Hikmet Münif, müharrir B, Pe- yami Safa, B, Selâhaddin Güngör ve B. Mekki Said aleyhlerine açılan ve mah- kemece tevhid edilen da liye altıncı ceza mahkemesinde devam edildi lara dün as- Maznun sıfatile gazetenin neşriyat mü» dürü B. Hikmet Münif, muharrir B. Pe- yami Safa ve B haddin o Güngör avukatlarile birlikte mahkemede hazır bulunuyorlardı. Cebe açılınca, evvelki karar muci ce hâkim, maznunlara müdafaalarını malarını bildirdi. İlk söz alan B. Peyami Safa, yazılı olarak hazırladığı müdafaa- esini mahkemeye verdi ve suretini B. Peyami Safa &x- iddin makamının | esas hakkındaki mütalâasını hayretler | işinde dinledim. Hayretler içinde, diyo rum; çünkü, iddin makamı, bu davaların sebebini, esasını ve bünyesini teşkil eden yazıları ve içinde suç unsuru telâkki et- tği cümleleri teker teker ele alarak ta lile hiç yanaşmadı ve na olmak üzere, benim sekiz delilimden hiçbirini reddetmeden gene cevapsız bi yakı His mibâriike hek Mengi bizineğiri | suçu yükliyebilmek için iddia makamı, <sas hakkındaki arm söylerken yazının içindeki suç unsurlarile ceza ve matbuat kanunları arasındaki münasebet- leri tayin etmeğe mecburdu Dedi ve müddeiumuminin cevapsız bıraktığına işaret ettiği yedi delili birer birer tekrar anlatarak iddia makamının, «Davacı biziz» serlevhalı yazıdan bazı cümleleri kaldırarak hakaret suçile ken- disini itham etmek istediğini söyledikten sonra: Müddeiumumi B. Hikmet Onat, abah gazetesinde beni, patronuna satan ahlâksz bir adam gibi niştir. Ben ise, bu hakarete ver- dikin cevapta müddeiumumiyi namuslu ve muhterem bir adam olarak tanıdığı" in yazmak suretile kendisini bir kere tenzih ettim, Bana hakaret eden, | müddeiumumi olduğu halde, hakarete uğramış gibi, benim aleyhime dava aç- masına iddin makamı ne buyurur? dedi Muharrir burada, her hangi bir suçun teşekkülü için cürüm ve izrar kasdının şarı olduğunu, kendi yazılarının her ke- İmesinde inkilâb endişesi ifade edildi- | ğini ileri sürdü | B. Peyami Safa bu izahatında, iddia makamının, hakaret ve terkid arasında ki farkı yanlış anlattığına işaret ederek bu hususta muhtelif misallerle tenkidin ve hakaretin farklarını uzun uzun anlattı ve, Avrupanın Kberal matbuatında şa hıslara ait tenkidlerin hedefi, yani kasd , memleket menfaati ise en ağır küfürlerin karet sayılamıyacağını, o Avrupa matbuatında, memleket meseleleri etr ali aleyhine çok cümleler yazıldığı halde bunların bir ten- mahiyetinde telâkki 'edildiğini söyle- diklen sonra Türk matbüâtipın mezâhe- tünden babsile ke kendisi okudu cümle Geçen celsede bir tanesi müstes- Yeni vicdanını göste daha takibatı taklikeleribe işaret ettiğini ve müddelumu: tin çerçeve» sinden çıkarmak için de adalet kuvvet- lerinin, inkılâb cephesinde yer alacağın- dan emin olduğunu kaydettiğini ve fazla olarak, müddeimneminin hakaretine kar- #, onun hamuslu ve muhterem bir adam olduğunu yazdığını kaydetti. B. Peyami Safa, iddia makamının bön- | dan evvelki celsede ortaya attığı «mat- buatın tahakkömüz meselesine işaretle:' | münden bahsediyor. Matbuat tahakküm &tmiş de ne olmuş? Hikmet Onat hâlâ yerinde oturuyor ve aleyhimize dava açi» | -— İddia makamı matbuatın tahakkü- | yor. Tahakküm eden kim? Matbuat mi? | Diye sorduktan sonra iddia makanasiın; | src; kelimesinden, «taassup ve ceha- let» mânası çıkarmakta israr ettiğine işas retle, ric'i kelimesile irtica o kelimesinin tamamile başka mânalarda olduğunu, bunların Kizat mânalarının bile ayrı ol- duğunu izah etti. Bundan sonra Afrodit davasını temas ederek bunun bir mem- leket davam olduğunu söyledi ve: n sözüm şu: Benim gayem yalnız beraet kazanmak değildir. (Böyle olaca- İından eminim, Çünkü son derece zeki, memleketin bütün davalarını ve ihtiyaç- larını müdrik vicdanlı bir hâkim önünde olduğumu bi Bunu söylerken beraet kararı koparmak istiyen bir suçlu gibi müdahane etmiyorum, bildiğimi iyi biliyorum ve samimi söylüyorum.) Be- him gayem beraetten ziyade bütün mem» leketi teemür içinde bırakan bu davaların bitmesi ve adaletle bitmesidir. Bay hâkim! Memleketi ve adaleti en yüksek irfan Ve vicdan seviyesinde tem» orum, . Sanki o eski, ahşap Cumhuriyet gazetesi sil ei bir karar vereceğini biliyor ve sükünetle bekliyorum B, Hikmet Münifle B, Salâhaddin Gün- ve vekilleri müdafaalarını hazırlıya- madıkları cihetle kendilerine mühlet ve- rilmesini istediler. Bunun üzerine müta » sorulan omüddeiumumi u maznunlara mühlet verilmesini istedi B. Peyami Safaya karşı kısaca cevap ve- receğini söyliyerek bu müdafaanın bir edebiyat eseri olmaktan fazla bir kıyme- ti haiz bulunmadığını, hâdiseler üzerinde B. Peyami Safanın yanlış hükümler ver- mek suretile çizmeden yukarı çıktığını ileri sürdü ve bu hareketinden dolayı B. Peyami Safayı «zavallı» kkla tavsif ede- rek müdafaa hakkım sujstimal ettiğini söyledi. Müddeiumumi muavini sözü matbuat hürriyetine de intikal e ek: Matbuat hürriyeti şunun, bunun elinde bir silâh olarak başkalarına haka- ret için kullanılamaz Dedi, Hâkim B. Halil, bu gibi söz zapta geçirilmesine mahal olmadığını ihtar etti, Bunun üzerine müddeiu «şunun bünun> kelimeleri ., nunların» kelimesini yazdırdı ve dava mevzuu olan yazılarda tecavüzi kasd bulundufunu tekrarlıyarak diğer maznun cia UPUMİ ; yeri az“ muharrirleri mahkemede vekilleri de Jafaaların nra onlara karş bildirdi. Hilkim B. Halil ve yaptık da cevap vere biz- bu iddianamenin etile x mahkeme zabıta. karar vererek Mani yukardaki idd tarafından iddi ddeiür muavini melerini yazıl olarak vermeleri fakat şifahen ve öylece zapta yazıldı.» diye key zabıtla tesbit etti Ne diyeceği sorulan B, Peyami Safa müddejürumi muavinine karşı bir söylemeğe İüzum görmediğini bild Maznun vekillerinin müdafaanam rini hazırlamaları için bir defaya mahsus olmak üzere kendilerin. mesi karar altına ahmar ayın 27 nci şube açtı Adana (Hususi) Tal dürlüğü Mersinde bir şube açmış ve bu şube faaliyete geçmiştir. Türkçeye tercüme edilecek şaheserlerden biri daha: KRAL reüme ettireceğ inde Shakespeare'in Maarif kitapların bi «Kral Lear» ri var «Kral Liz diye okünn bu trajediyi, bur İngiliz edibi 1608 senesine yazmıştır. 1 şöyledir htiyarladığıı hissettiği için, mem leketini Göneril ve Regane isimli iki kızı arasında taksim eder. Üçüncü kızı Corde- Ha'yı açıkla bırakır. Fakat nankör çıkan JİK IKi evlâdı onu fırtınalı bir gecede sa- rayından koğdukları içir, Lear de sefalete serkettiği Cordelia'nın yanına sığınm meeburiyetinde kalır. Genç kızın fedaki lığı ve ulüvvücenabı Shakespeare" pek gü- zel parçalar yazmağa sevkelmiştir. Kral, istrabdan delirir. Cerdelia boğu- Tup ölür, Lear de onun cesedi üzerini i bu dram, kâvre sahneler ihtiva etmektedir. Meselâ saray 1 şaklabanla hakikaten de- in arzettikleri tezad hakikaten müheyyiçtir, Aynı eserin içinde İkinci bir enirika ola- 'LEAR r Dük Gioc: blari tasvir 2 gr iftira edip or babasının gözler Iu Edmond, b ma mahküm et çıka, İki babanın tecellile larak inkişaf etanekte: Eserin nihüyetinde, ar; piş kardeşini düelloda öldürür ve mevkiini ibraz eder Trajedinin başka türlü bitişi de vardır Edgar, Lear ile Cordella'yı son dakikada kurtarır ve kızı alır. Olocester de iki genci takdis edip düğünde hamt büluür. Bu ikinci Nathum Tate'nih &aleminden çırmadır. Bu eseri 1904 de fran, Kral Lear he edide müvazi Picere Loi ile Emile Vedel sağa adapte etmişlerdi. medeni dile tercüme edi Trajedinin başlığa hed'in Chronigue'leri kiki hikâyesi İsimli eski bir Vali, E Baikan ailetleri kafile reislerini kabul elii Balkan atletleri kafileleri reisleri valinin nezdinde Balkan abietleri kafile reisleri dün vilây ete ge Beden 'Terbiyesi genel direktörü general Cemil Taner ie Kırdarı siyaret eylemişlerdir. İstanbul mıntaknsı şefi B. Feridun dadün bina git | (o... Yerine piri ipl k vali ve Be B. Lâtfı aliyi ziyaret etmişlerdir. YEDURT MFT NK