AKŞAMDAN AKŞAMA menem mine Sezarın hakkını Sezara Salamonun hakkını Salamona vermeli! Şu seizele felâketi milletimizin kal- binde uyuklıyan hayırperverlik his- lerini diriitti; cemiyetimizi daha ge niş bir teşkilât sahibi olmağa sevket- ti; diğer milletlerin bize karşı sempati göstermelerine ve beynelmilel tesanü- dün şu harp yılına rağmen, belirme- sine yol açtı. Dahildeki ecnebilerden de ayni ha» raretli dostluğu gördük: Amerikan hastanesinin müdürü, yüz yataklı bir | seyyar müessesenin başında şarka gi- diyor. İstanbulda oturan diğer bir Amerikalı bayan, bütün ahbaplarını evine davet ederek, menafii felâketze- delere mahsus olmak üzere briç oyna- tayor, bir kadeh içkiyi bilmem kaç ku- ruşa satıyor... ilh.... Hulâsa umumi alâka... Fakat üzerinde durulmağa başka bir nokta var; Bu felâket Türkiye hudutları içinde yaşıyan muhtelif dinlere mensup un- surların camianmza bağlılık derecele- rini göstermek hususunda mükemmel bir miyar teşkil etmiştir: Gerek listeleri tedkik ederken, ge rek inne toplıyanlarla konuşurken öğ reniyoruz ki, münhasıran müslüman vatandaşlarla meskün olan zelzele sa- hasındaki felâketzedelerin imdadları- ha koşmak için keseye davranmak hu- Susunda muhtelif mezheplere mensup luristiyanlar, fakat bilhassa ve en başta Museviler, âdeta biribirlerile yarış etmişlerdir. Bazı refiklerimiz, Musevi vatandaş- lara şu veya bu şekilde takıldılarsa da tariz, yahut Jâtifelerinde tamamile haksızlık ettiklerini isbat eden rakam- lar vardır. Sezarın hakkını Sezara, Salamonun hakkını Salamena vermeli! Türk vicdanı bunu âmirdir, İlk bistede «5000 lira — İsmini giz- liyen bir zat tarafından» diye bir iane vardı. Bunu efkârı umumiye merak etti, Tahkikatta bulunanlar oldu. Me- ğer bir traş bıçağı müessesesinin Mu- sevi sahibi imiş, Bu paranın onda bi rini dabi verseydi, sanırım, kimse azımsıyamazdı. Münferid vakalar halinde olmıyan bu farzı hareketlerine bakarak, Türk Musevilerini memlekete bağlılık gös- termiş sayıyoruz. Hakşinas olduğu- muz için bunu söylüyoruz. Ve bu bağ. Ulığın da sebebini biliyoruz: Dünya- run hiçbir yerinde göremedikleri em- niyet ve rahati, âdil ve mesud Türki. yede bulmuşlardır. Canlarının ve mal- larvwn bu sağlam kalesinde bir bur- cun zelzeleyle yıkılması, kalblerini el bette kanalıyor. Şayet lâkayd kalsa- lardı affedilmez bir kusur işlemiş su- yılırlardı. Eskiden «Türkiyede kazanmak, pas rayı başka tarafa kaçırmak!» diye bir usul tatbik edilirken, şimdi hâdisat, en akıllıca tarzı âleme öğretmiş bulu- ürkiyede kazananlar, serma- yeyi Türkiyede saklamatıdırlar; üste. lik de Türkiyenin sağlam olması için hiçbir para yardımından kaçınmama- lıdırlar, Ihristiyan ve Musevi unsurların yurdseverliği de, insaniyet hislerile birlikte böyle makul ve meşru düşün- celere istinad eder. Diğer taraftan şu da görünüyor: Bu gibi fclâketlerde ferdlere müra- lâyık Köy kahveleri kapanıp yerleri: | ne okuma odaları açılacak bay Amca... ŞEHİR HABERLERİ Harbiyeda bir meydan ve bahçe yapılıyor Bu münasebetle iki bina ve bir dükkân istimlâk edilecek, muhavvile merkezi buradan kaldırılacak Belediye, Harbiyede güzel bir mey dan vücuda getirmeğe karar vermiş ye B. Prost plânına göre bu sahayı genişletip süslemek için teşebbüslere girişmiştir. Bu maksadla Harbiyede yolun ortasında bulunan elektrik mu havvile merkezi ile bunun yanında- ki tramvay bekleme mevkii kaldırılar cak ve burası güzel bir bahçe haline konulacaktır. Burası bahçe haline konulduktan sonra yeraltı aptesha- nesinin üstü de yeşilliklerle örtülecek ve mümkün olduğu kadar hariçten görülmemesi temin edilecektir. Bu plânın tahakkuku için Belediye reis muavini B. Lütfi Aksuyu, elek- trik, tramvay umum müdürü B, Mus tafa Hulki mahallinde tedkiklerde bulunmuşlardır. Buradaki muhavvi- le merkezi için Harbiyede Çinili ha- Yeni binalar Belediye, metaneti temin için bazı esaslar kabul edecek İstanbulun arkeolojik harltasmın yapd- masi için tedkiklere başlandığını yazmış- tak. Belediye, son zelzele felâketi üzerine böyle bir harita vücuda getirmeğe karar vermiştir. Harita hazırlandıktan sonra İs- tanbulun her semtinde yapılacak inşaat için emaslar kabul edileextir. İstanbulda son on beş, yirmi sene içinde yapılan yeni binalardan bir kumının kâfi derecede metaneti haiz olmadığı anlaşıl. maktadır. Belediye, şimdiye kadar daha #iyade ni- mari ve hendesi vasıflar aramakta, beton- arme hesaplarının İyi yapılmasını kontrol etmekte idi. Arkeolojik harita yapıldıktan ve şehrin selzeleye en çok maruz ve harap olmağa müsaid olan sahaları tesbit edildik ten sonra bina inşaatında metanete de bü- yük ehemmiyet verilecektir. İmar plânı mucibince İstanbulun birçok semilerinde istimlâkler yapılıp yeni cadde ve meydanlar açılacak ve buralarda y>ni binalar inşa edilecektir. Eminönü ile Un- kapanı arası, ilk imar sahasına dahil bu- lunan semtlerdendir. Blediye, bü sahada ifraz ederek salaca- ğı arislarda yeniden yapılacak binaların ne tarzda, ne elns malzeme kullanılarak inşa edileceğini esaslı hükümlerle tesbit edecekti caat lüzumu hasıl olduğuna göre, va- Ziyeti istikrar etmiş, refaha kavuşmuş insan nisbeti ne kadar çoğalırsa, bil- hassa onlardan, bu çeşit jestleri bek- Niyebiliriz. Harp için, sulh için, felâ- ket için, saadet için, hülâsa her şey için, - devletçiliğin yanında - sağlam bir ferdi refah ve istikrarın teessüsüne lüzum duyuluyor. Museviler, son muvaffakıyetlerini biraz da bu mazhariyetlerine medyum» durlar. (VA - Nü) Açık muhabere? 8. E. müstearile bana mektup yazan 20- tm iltifatlarına teşekkür ederim. Fakat vezin meselesinde de ben haklıyım. Aruzu ancak yarım bilenler, emağlüp» kelimesinin. imalesiz, vasılsız kullanılmasına kafi olur- lar. Bay 8. E. benim bu husustaki malü- matımı kâfl görmüyorsa, o veznin son itsş- hur şairleri olan üstad Yahya Kemale, Mi- tat Cemale, Orhan Seyfiye, Yusuf Ziya'ya, Faruk Nafize, Had Fahriye müracaat edebilir. V.N mamın arka kısmındaki sokak için- de hamama bitişik ölr arsa bulun. muştur. Bu arsa istimlâk edilerek ye- ni muhavvile merkezi burada İnşa edildikten sonra meydandaki merkez yıktınlacaktır, Harbiyedeki tramvay bekleme mev- kilne gelince: Şimdiye kadar yapılan tecrübe ile anlaşıldığına göre burada bir bekleme mahalline O kadar ib- tiyaç görülmemektedir. Çünkü Fa- tih - Herbiye ve Harbiye - Aksaray tramvayları Harbiyeye gelince hemen yolcularını boşaltıp yeni yolcular ala- rak hareket ettikleri gibi Şişli, Kur. tuluş, Maçka hatlarına işliyen araba Tar için de burası bir başlangıç iş tasyonu değildir. Bu itibarla bu im tizar mahalli yıkıldıktan sonra yeni- sini inşaya ihtiyaç görülmüyor. An- Karilerimizin mektupları Bir Erzincanlı Kızılaydan yardım bekliyor Errincanda Meydanbaşında 22 nu- Onunla geçiniyordum. Tuhallimi yeni bitirdim. Zelasisden hafif yaralı olarak İş tanbula geldim. Ayın üçündenberi ka» rakollarda İskemle üzerinde geceliyo- rum. Kızılaya müracaat ediyoram da bizim gibilere bakmak Üzere emir almadıklarını söylüyorlar. Hayntımın tablileşinceye kadar bana ve benim gibilere bir cemiyetin müzaheret et- mesi lhzımgetir. Dikkati eelbederim, İstanbulda adresim olmadığından Kızılayın cevabını gazeteniz vasıtasile bu sütunda beklerim. Ziya Sezar KUÇUK HABERLER: # Anadoluhisarında gaz fabrikasında ça- Uşan 28 yaşında amele Murad Yılmaz, fab- rika iskelesindeki balyaları taşırken vinç kolu böşanarak başından Yaralı, Nümune hastanesine kaldırılmış- ur. k Mezbahada toptancı kasap oCabirin yanında çalışan çoban Kerim, kesilen et- leri çengrle takmakta Iken çengel yerinden çıkkrak başma vurmuş, yaralamıştır. Ya- ralı, Beyoğlu hastanesine kaldırılmıştır. Puşabahçede oturun ve şişe fabrika- sında çalışan ameleden Hasan ile Salih, Odalarında mangal kömüründen zebirlen- mişlerdir. İkisi de Beyoğlu hastanesine kal- dırılmışlardır. #4 Sirkeci - Bakırköy hattında çalışan goför İbrahimin idaresindeki otobüs, Yo- dikulede Yusufun tek atlı arabasına çarp- mıştır. Arabacı başından ve ayağından yı- yalanmış, iki araba hasara uğramıştır. Dün bir duvar yıkıldı Fazla yağan yağmurların tesirtle Beyoğ- Tunda Kazanci camisine mit mezarlık du- varı yıkılmış, civardaki yolü üç metre ka» dar kapalınışlır. Yolun açılmasına o baş- Janmıştır. Dün Sirkeci açıklarında dev- rilmiş bir sandal bulundu Dün sast 11 de Sirkeci rıhtımı açıkla- rında devrilmiş bir balıkçı sandalı bulun muştur. Sandal bir çift kürekli, numara- Ma, alt kahve rengi, yanları mari renkte boyanmıştır. Sandal sahile çıkarılarak mu- hafaza altına alınmıştır. yaralanmıştır. | cak tramvay memurları için bu ci- varda münasip bir yer yapılacaktır. Harbiye meydanının tevsii bundan ibaret kalmıyacaktır: Harbiye - Fa. tih tramvaylarının döndüğü yerde Dershane sokağının sağında ve 30 lundaki iki bina da istimlâk edile cektir. Bu binaların biri, elektrik ida” resinin Harbiye şubesi, diğeri de al- tında ir bakkal dükkânı bulunan bir binadır, Bundan başka Şişli - Tü- nel tramvay caddesinin tam elektrik muhavvilesi karşısında bulunan bir tütüncü dükkânı da istimlâk edile- rek caddenin genişletilmesi temin edi- lecektir. Esasen Prost plânına göre bu caddenin, bu sırası hamama kâ- dar tedrici bir surette tevsi edile- Dört köy Halk, Gebzeden ayrılarak Kartal kazasına bağlanma- Jarını istiyor Koceli vilâyetinin Gebze kazasına bağh Tuzla, Aydınlı, Orhanlı Teperen köylerinin halkı, umümiyetle çifçilik ve bahçıvanlle- a gçinirler. Bu köylerde yetişen mabsul- iler, öledenberi Kartaldaki sebze piyasası na getirilip satılmakta ve buradan Adala- ra, Kadıköyüne ve tren güzergâhındaki di- Ber sayfiye yerlerine sevkedilmektedirler. Bu köyler. Tuzla şimendifer istasyonuna yakındırlar. Halbuki kaza merkezi olan Gebze bu köylere çok uzak geliyor. Kaza merkezindeki hükümet dairesinde ve mah- kemede İşi olanlar, bir hayli vakit kaybet- mekte ve Gebzede han köşelerinde, kahve- | lerde gecelemektedirler. Bu müşkâltı göz önüne alan bu dört köy halkı aralarındaki hazırladıkları bir maz- bata ile Dahiliye Vekâletine müracaat et- mişler ve köylerinin Kartal kazasına bağ- lanmalarını rica etmişlerdir. Dahiliye *Vektileti, bu köylerin dilekleri- ni esas itibarile pek yerinde bulmuştur. Vekâletten gelen emir ürerine Kartal kaymakamı B. Bahir Özbak yakında bu köylerde tediikat yapacak ve keyfiyeti vi- Yiyete bildirilecektir. Vekâlet, tedkikler ne- tcesinde bu köylerin Kartala bağlarması- na karar verirse o zaman İstanbul vilâyotü hududüarı, dört köy ilâve edilmek suretile genişliyecektir. Tramvay telleri Avrupadaki barp dolayısile tramvay elektrik teli mevcudu pek azalmıştır. Tram- vay idaresi Taksim ile 'Tazsim Şandarma karakolu arasındaki manevra haltun 9ğ- külerek buradaki tramvay tellerinin ihtl- yaç görülen yerlerde kullanılmasını düşün- mektedir. Eski bir mebus son zelzelede vefat etti Aldığımız malhmata göre csbak Şibim- karahisar mebusu B. Ömer Feyzi, son zel- zele hadisesinde yikılan evinin enkazı aj- tında kalıp vefat emiştir. Meşrutiyetin ilânı üzerine ilk mebusan- dan Itibaren İstanbulun işgal! üzerine 1g- gal kuvvetleri tarafından dağıtılan en son meclisi mebusana kadar mebusluğunu mu- hafaza etmiş, Lozan muahedesini mütea- kip yözellilik listeye ithal edilmişti. Yüzeliiiklerin affı üzerine memleketine dönen B. Ömer Feyzi 53 yaşında idi, Muha- lefeti kendisi için âdeta bir meslek edinen bu sabık mebus, maeliste bulunduğu müd- detçe iktidar mevkiinde bulunan bütün hükümtlere karşı munriz vaziyette bulun» makla #anınımıştı, ! Iktlead! meseleler Serbest dövizle neler satabilir, neler alabiliriz İhtikârın önüne geçmek için, piya. i sanın muhtaç olduğu maddeleri dö wisle tedarik etmek fikri ileri sörük müştü. Nitekim Ticaret Vekili Nazmi Topçuoğlu, Ticaret odasındaki bir toplantıda, ham deri ithalâtı için, Os manlı bankasının 70 bin İngiliz lira. ık bir akredilif açtığım bildirmiştir. Alâkadar tacirlerin ifadesine göre, Osmanlı bankasının açtığı bu akredi- tif muamelesi piyasanın ihtiyacım te min etmeğe kâfi değildir. Çünkü 70 bin liralık akreditif ancak İstanbul fabrikalarının deri ihtiyacını temin edebilir, Halbuki ayni krediden kau- çuk sanayii,İzmir deri fabrikaları da istifade edecektir. Bundan başka de- mir için verilen döviz miktarı da ihti- yaca kâfi görülmüyor. Evvelce de yazdığımız gibi, akreği- tif istiyen ithalât tacirleri çoktur. Fa- kat Osmanlı bankası akreditif mua- melesi hususunda, ihtiyaca kifayet edecek derecede geniş davranmamış- tır. Görülüyor ki, harp zaruretleri yü- zünden, ithalât şartları serbes dövize doğru temayül etmektedir. Bithnssa Amerikadan tedarik edilecek demir, kauçuk, ham deri gibi, sanayiimizin ihtiyacını temin eden maddelerde... Bir taraftan serbes dövizle mal al- mağa mecbur olurken, diğer taraftan da elimizdeki malları serbes dövizle salmak yollarını aramalıyız. Pamuk, buğday, bakır, krom, manganez gibi mallarımızı kliring ve takas muame- lelerine tabi tutmamalıyız. Krom İs- tihsalâtımızı artırmak suretile mem- leketimize daha ziyade döviz girme. sini temin edebiliriz. Halbuki krom Iş- tihsalâtımızı arttırmak için, kâfi de recede tedbirler ittihaz edilmemiştir. Ergani bakır ihracatı da henüz baş- lamamıştır. Bize döviz temin edecek servet membalarını bütün hızımızla işletmek, © burülardaki | istihsalâtı mümkün olduğu kadar arttırmak tâ zımdır. Bu itibarla harp zarureti yü- zünden fazla sürüm temin eden ma- denlerimizin istihsalâtını arttırmak maksadile, yeni bir maden endüstrisi plânı tatbik etmek icab eder. Bugü- nün dünya piyasası hangi mah ps rayla alıyorsa, o malın miktarını art. tırmak, hiç de ihmal eğilecek bir iş değildir. Eğer bu işe lâzımgelen ehem- miyeli vermezsek, piyasanın muhtaç olduğu malları tedarik etmek için, dö- viz bulmakta müşkülât çekeriz. O za- man fiat yükselişine karşı yalnız Ida. ri tedbirleri ittihaz etmekle iktifa et- mek mecburiyetinde kalırız. Trakya umumi müfettişi Edirneden geldi Trakya umumi müfettişi general Kizım Dirik dün sabah Edirneden şehrimize gel» miştir. Mektepler bugün açılıyor Yubaşı münasebetle, bir haftadanberi tatil yapan mektepler bugün tedrisnta baş- Uyacaklardır. Dün gelen Almanlar Alman sefarethanesi deniz ataşesi Ad- mirai von Marvliz ile refikası, dünkü kon- yunsiyonelle şehrimize gelmişlerdir. Ayn trenle on kadar Alman âilesi de gelmiştir. Alman deniz ataşesi ve allesi, dün gere An- karaya hareket etmişlerdir. DAYAMA ATTOKUMAXODAUARN » Bu İş biraz geç bile kaldı amma zararı yok... .. #irişir menzili maksudunu ahes- te giden...» okuma odalarında nasıl yepyeni bir Aleme çikacaklar!... alma ağlar B, A, — Eveti... «Tepinen güllerle, «Saçlarını yıkayan söğütleri», «G© niş yapraklı çam dallarını, görecek” ler!