SÖZÜN GELİŞİ Toprak damdan hafif çatıya mincanın bir köyünde bulunan sekiz nüfuslu ailesinden günlerdir hayat haberi bektiyen Gınldnin bir ihtiyar önüne gelene şöyle derd #üyse çocuklarımdan biri kurtulamamıştır. Anadolu köylerinde kerpiç evlerin damlarını toprakla doldurmak âdettir. Köylü duvarları çıktıktan sonra üstüne kavak ağaçlarını sıralar ve yağmuz geçmesin diye kat kat toprak yığmaya başlar. Damı üç karış, beş karış top rakla örtülü evler az değildir ve hakikaten bu nevi ev sakinleri için en böyük tehlikeyi başlarının üzerinde duran muazzam toprak yığını teşkil eder. Kırşehir havalisindeki | zelizeleden sonra yapılan tedkiklerde dört duvarı kısmen çatlamış, fakat olduğu gibi duran evlerin içinde oturanlardan çoğu nun, üxerlerine inen toprak damın altında kalarak öldükleri anlaşılmıştır. Son zelzelenin pek geniş bir havalide, bilhassa köylerde büyük insan yla NELER Grip Kurt ve yaban domuzu sürüleri Finlândiyaya Rusların taarruzu askeri noktadan muvaffak olamamış ve Ruslar birçok yerde Yin arazisinden çıkarılmışlar. Lâkin Rusların Pin arşrlsine girmiş ol- maları başka bir cihetten memlekete bü- yök bir musibet getirmiştir. Buda kurd- İarın ve yaban damuzlarının Pinlândiya ormanlarını istilâ etmesidir. Bu vahşi hayvanlar ötedenberi koyun ve Ben geyiği ağlarına ve bası boş atlara hücum ederek her sane milyonlares mark sarar getirmekte olduklarından an sene grvel bunlara karşı açılan mili mücadelede San derecede nişancı ve avex olun Pimler bü- vahşi hayvanları imha elmişlerdi. Rus- ar hududları geçerken iki bin kilometrelik hem düşmanı bekliyen hem de vahsi hayvanların memlekete girmesine Mini olan Fin hdud muhafızları geride- ki müstahkem hatlara ve sevkülceyş nok- tiarına çekilmişlerdir. Ingilterede reislere verilen kürsü “öngililerin garip âdetleri yardır. Çok es- ya yanların ihiiyacına uygun olan bu gadiren değiştirilmektedir. Son de- Biyey ddeti Avam kamarası reislerinin va- hayet bulduktan sonra parlâmen»- Evye her rols değiştikçe yeniden mü- Keller gir kürsü yapılarak beyhude masrafa Girilizoydu. Harp dolayısile umum! müesre. Beler, geld masrafları tasarraf odilmekte Çelik yerine ağaç hamuru idin Akdeniz Imamı önderilecek be mallarımızın. bie çek Türk VAPUrU bax çekedilmesine kara e işlerdir. Am — amina saten yagan kadro ami gmdilik çetleilemi veli Milan yerine, gate. DÜN, Bran Bulge 2290Y1 dala yağı, Yunanistan "” belma. İmdi. 2 ima (e İ Um Hududları boş bulan kurdlar ve yaban domusları da Rus kuvvetlerinin arkasm- dan Finlândiyaya ucu bucağı olmıyan ot- manlarına dalmışlardır. Pinler bir taraftan Rus askerlerine karşı müdafaa iie meşgul iken diğer taraftan yöz binlerce kurd ve yaban domuzu sürülerine karşı ehil! hay» Yanları ve köyleri muhafaza etmek maebu- riyetinde kalmışlardır. Deyli ekapresin Finlândiyaya gönderdiği muhabiri cepheye yakın bir köyde gecsie- diği zaman evin! yaban domuzları sarmiş- lardır. Muhabirin istimdadını işiden köyün avesları ve bekçileri yaban domuslarına karşı saatlerce ateş açınışlar, muhabiri güç beli kurtarmışlardır. Harp bittikten sonra Finler mömleket- lerini kuzdlardan ve yaban domuzlarından temizlemek için şimdiden plânlar hazırla. | maktadırlar, | olduğundan parlâmento reisinin vazifesi | İ bittikten sonra kürsüyü alıp evine götür | mesi âdeti de kaldırılmıştır. İngiliz mebusan meelisinin şimdiki relsi Kapiten Piizroy meclisteki kürsüye teva- rüs ekmek hâkkından mahrum edilmiş olma» sına pek müteessir olmamıştır. Çünkü ya- şadığı bina Londranın en hicra köşesin- de küçücük bir ev olduğundan perlâmen- tonun kocaman riyaset körsüsünü koyma- Ba müsald yeri yoktu. Kürsü kendisine kaldığı zaman başina belâ olacaktı, loz, ağaç hamuru ve kerestedir, Fin mütefenninleri zırh çeliği yerine taz- yik dilmiş ağaç hamurunun top mermileri- ne mukavemet edeceğin! düşünmüşlerdir. Derhal memleketin tam ortasındaki Sovyet tayyarelerinin gözünden uzakta Mantta daki hamuru fabrikasında mevcud maddeleri tazyik makinelerine koyarak Dal Otomobil kazaları Dün üç kişi yaralandı Dün şehirde üç otomobil kazası olmu #ur: Şoför Hazanın ldaresindeki Taksi, dl Birkecide Leon isminde bir çocuğa çarpa- rak muhtelif yerlerinden yaralanmasına 50- bep olmuştur. Polis yaralıyı tedavi altına aldırmış. şoför yakalanmıştır. Aksarayda bir berber yanmda çıraklık «den cn dört yaşlarında Mehmed; dün bir tedir yakalanmış. ene Yalının İki yerde tramvayla taksi Ahmedin “ ilaresindeki Taksten Sirkeci öramvayile şoför Abdulinhın tda- yetini intihap etmiştir. Birinci relsliği De. Mahmut Ata zinet relsliklere Dr, Ahmet Asım Onur ve Hadi İhsan Gediz, genel sele- reterliğe Dr. Nuri Süleyman Canbakan s#- , Cemiyet bilhasım “Türk kadın Yarının dünyasından haber : 3 Değişen hava Bunun elemi derin ve umumidir. Acımızın hiç bir tesellisi yoktur. Mad- di ziyan ne kadar ağı olsa az 78 manda düzelir. Fakat dağılan, kır» lan binlerce Türk ailesinin yeri dola- MAZ. Bizi yese düşmekten koruyacak bir nokta var: Felâketin aynasında ken- dimizi olduğumuz gibi gördük. Kar şılaştığımız manzara, kendi kendimi. e güven ve saygı uyandıracak yok dadır. Tahlatin zelzele gibi bir âfeti ne karşı âciziz, çaresiziz Fakat Bu sarsıntı bizi manen ezmedi, acz6 dü şürmedi. Felâketi bütün mili bünye derha duydu ve hassasiyetle benim- sedi. Vatandaşlar, elden yeleni fazla» le yapmak için davet beklemeğiler. Başkalarına yardım etmek gibi bir his de duymadılar. Sırf kendi kendi lerine karşı vazife yapar gibi hareke te geçtiler. Felâket yerine koşarak gönüllü diye çalışmak ihtiyacını dur yan vatandaşlar, yetim yavruları ev- 14d edinmeğe hazırlananlar çoktur. Hükümet ilk dakikadan başlıyarak harekete geçti En ağır müşkülâtla çarpıştı. Cümhutreisimiz derhal fe ket yerine koştu. 'Türk milleti mili bir felâket karşısında birliğini, toplu- Tağunu, O uyanıklığını, metanetini, kudretini böylece her suretle göster- di ve gösteriyor. Mukadderatına sö- hip ve hâkim bir millet olduğumuzu bu vesile ile bir defa daha düryaya isbat ettik. Milletimizin vakar sükünet ve has- sasiyetle geçirdiği bu ağır imtihan karşısında düşündüm: Bu millet, mili$ saydığı işler için her vakit, her türlü menfi engellerin üzerinden böylece | aşıyor, bütün kuvvetlerini hedef üze rinde toplamağı biliyor. Nevyorktaki milletler arası boy ölçüşme de bizim | için mili ölçüde bir işli. Bunu böyle- ce kabul etmiş olduğumuza göre Nev- yörk milletler arası mücadelesinde üstün bir mevki almamak gibi bir ihtimal hatıra gelebilir mi? Hiç şüphe yok Ki bir işin beşani- masında o İşe memur edilen ferdle- rin as; çök tesiri vardır. Fakat neti- cede muvaffakıyet de, muvaffakıyet- sizlik de yurdun rarlıdır. Çünkü Nev- yorkta yarının dünyasını hazırlamak gibi bir iddin ile kurulan ve altmış milleti birbirile karşılaştıran bir dün- ya sergisinde memleketi temsil için sibette işe en elverişli sayılanlar $9- çilmiştir. Bunlar kendi kuvvetlerile değil, ancak memleketten aldıkları kuvvetle çalışmışlar, iş görmüşlerdir. Şu işte muvaffak olduğumuza, ya şahsi hişler veya acele ve sathi görüş- ler neticesinde, esaslı bir şekilde sor madan, anlamadan hükmedenler, mili saydığımız bir teşebbüste aciz i çok haksız yere iddia etmiş olurlar. Esaslı bir tedkike da- yanmıyârak böyle bir iddia ile ortaya çıkmanın maneyt mesuliyeti ağırdır. Haklat şudur: Türkiye, Nevyork sergisinde başından sonuna kadar çanlı, uyanık, şerefli, üstün bir rol oynamıştır. Sergi idaresinin ve diğer birçok Amerikalıların görüşüne göre sergide sarfetliği her dolardan en büyük verim alan Türkiyedir. Yazan: ( Ahmed Emin Yalman ) «Bu seferki sarumtı çok şiddetli olmuş, diyorlar, ne kadar sarsarsa sarp im erin kerpiç duvarlarını çk — ar a Yurdumuz ağır felâketler geçirdi. | Serginin başile sonu arasında Ameri- kahların Türkiye hakkındaki telâkki ve görüşlerinde hasıl olan fark, akla hayret verecek bir derecedeğidr.» nin bir mütehasssi diye tanınan mü- altı ay evvelinden çok başkadır. Tür- kiye, Amerikalılar için bütün eski hurafelerden sıyrılmıştır. Türk sergisinin Amerikaya tanıttı. adım gerçekleştirmekte nümune olan insanlardır. Türkiyenin tecavüz fik- rine karşı aldığı cesaretli, merd ve asli siyasetinin Amerikadaki havanın değişmesinde elbette tesiri olmuştur. Fakat sergideki faaliyetler bu iyi te- sirleri temelleştirmeğe ve asırlardan- beri kök tulmuş yanlış fikirleri da- gıtmağa hizmet etmiştir.» Memleketimizin Nevyork (sergisin- deki faaliyeti, Cümhurreisimizin Ame. rika milletine olan radyo mesajile başlamıştır. Başka memleketler na mına da kısmen İngilizce, kismen Fransızca ve Almanca mesajlar okun- muştur. Fakat çoğu âdet yerini bul- sun diye söylenmiş basmakalıp söz- lerden fbaretti ve geride hiçbir İz bırakmadı. İsmet İnönünün mesajın- da; yaşıyan ve İmnanılan ideallerin canlı ifadeleri vardı. Bütün insani ğın hakiki menfaatlerini göz önünde tutarak söylenen bu samimi sözler, bütün kalblerde güzel akisler uyan- dırdı ve Türkiyenin sergi faaliyetleri- ne çok güzel bir başlangıç oldu. Bundan sonra sergimizin vaktinde yetişmesi ve binanın Türk sanatının orijinal bir eseti olması tesir ve alâ- ka uyandırdı, Sergideki teşhir ettiği- miz kıymetlere gelince bunlar, Ame- rika hükümetinin komiser ve mimes- sili B. Flinin sergimizin açılış res- minde söylediği nutukla çok dikkate değer bir şekilde bahis mevzuu ol- muştur. B. Flin sergimizi gördükten sonra bizim yarmın dünyası idealine üstün bir surette hizmet ettiğimize ve sergimizin derin alâkalar uyandı- râcak mahiyette olduğuna kali ol muş ve bu kannatini çok samimi söz- lerle ifade elmiştir. Amerika mümessilinin ve onunla beraber pek çok Amerikahların sergi- yaretçilerden bir kaçının buna aykırı bir intabaa varmasının sebebi acaba nedir? Şurası muhakkak ki bizim sergi- miz vasıta ve imkân bakımından zen- gin değildi. Amerikalıların her hükü- mete müsavi olarak verdikleri bina- lardan. başka kendi namına ayrıca bir bina vücude getiren memleketler arasında en az tahsisatı olan bizdik. Meselâ Romanya Nevyork sergisinde bizim iki mislimizden fazla para sar- fetmiştir. Bundan başka amele sen- dikalarının aldığı keyfi vaziyet kar- sergi binaları tahminden ve normal hadden çok fazlaya mal ol- yarının dünyasi karşısında» İ hiri bakımından boş bulmuşlardı, Ölçü diye ya milli mallar sergilerini göz önüne getirmişler ve yahut bam komşu memleketlerin yerli eşya teg- hiri esasına göre kurulan sergilerile sında büyük mesafe vardır. Amerikalı için bir memleketin bir takım sınai istihsallerde bulunmam o kadar ta bil bir şeydir ki bizim kendi ölçüleri. ne göre çok mahdud çeşit ve mik- darlarda eşya yapmamım duyunca hayretlen sırt üstü düşmez. Fakat bizim devlet paviyonumuş- da pek sade bir surette ifade bulan yüksek idealler Amerikahlar üzerin- de cidden derin tesirler bırakmıştır. Avrupa ile Asyayı barış içinde bağlı yan genç devin temsil ettiği asil ruh pek çoklarını düşündürmüştür. Pa viyonumuzda, bu yarış sembolünün. altından bir düziye akan suların $#- rıltısı, birçok kulaklara yarının dün- ait ideailerimizi ve akidlerimi- zi aksettirmiştir. Atatürkün iki buçuk metrelik bir büstünün altına hakkedilen: (Yurd- da sulh, hariçte sulh) şiarını, pavf- yonumuzun her köşesi birer suretle teyid etmiştir. Her biri on üçer metre uzunluğunda fotomontajlar, sergiyi ziyarete gelenlere o yurdumuzu, eski asırlara aid çeşitli medeniyetleri, de- mokrasi, tölerans, terakki idesllerik miz, varlık kaynaklarımız, çeşitli ik Yimlerimiz, mahsullerimiz o bakımın- dan tanıtmıştır. Sergimizin bu dalre- sinde ve Türk üslübundaki diğer pi viyonumuzdan kendi başına bir gaye diye değil, kendimizi Amerikaya tr nıtmağa ve sevdirmeğe aid faaliyelio- rin ancak bir çerçevesi ve vasıtala- rından biri diye istifade edilmiştir. Paviyonlarında ancak maddi eşya teşhir edebilen bazı memleketlerin sergi heyetleri bize gelmişler, yarınm dünyasının karşısına kendimize mah sws ahenkli, müvazeneli, yaratıcı bir ideoloji ile çıkabildiğimizden dolayı bize gıpta ettiklerini söylemişlerdir. Hakikat bu şekilde iken, bazı ziya- retçilerin menfi intibalara varmala- n ancak ve ancak bizdeki tenkid te lâkkisinin yanlışlığından ileri gel mekiedir. Nevyork sergisi, bu noktar yı tahlil için çok dikkate değer bir vesile hazırlamıştır. Gelecek yazımda bunun üzerinde duracağım. Ahmed Emin Yalman KÜÇÜK HABERLER: Periköyde oturan B. Hüseyinin yedi yağa ndaki kım Gülsefa evde oynarken mangala düşmüş muhteji? yerlerinden yal dıpından Etfal hastanesine kaldırılmıştır. ıctoğlunda oturan B. Necibin oğlu iki yaşlarındaki Yalçın da; yüzüne ve kole Jarına dökülen kaynar s0t9 haşlanmış, pp- Ws tarafından Şişli çocuk hastanesine ya- tarıhmıştar, & Dün Şehremini caddesinde Çapa teval-