Ç AKŞAMDAN AK. © Bukaragün dostluğunu unutmıyacağız İngiltere, Fransa, Amerika, Kana. ân, Suriye, Irak, İran, Mesir, Yuna- nistan, Romanya, Bulgaristan ve Yu- rine, devlet olarak, bize yardım elleri ni uzattılar; maddi ve manevi kıymeti yüksek olan paralar gönderdiler, Dün- NR telgraflara göre, Sovyet Rusya da yardımcılar arasına (katılmıştır. İsmi geçen devletlerden başka, Papa gibi şahsiyetler, muhtelif Kızılhaç teşekkülleri, ecnebi bankalar, ecnebi münferid kimseler, Anadolu felâket- gedelerile alâkalarım maddi fedakâr- tık yaparak gösterdiler. Türk milleti, bütün bu dostluk ve İnsanlık tezahürlerini büyük bir has- sasiyetle ve teşekkürle karşılamıştır. Bilhassa harp seneleri içinde bu- Tunmamız dolayısile kendi başında büyük derd olan ve masraf kapıları açılmış bulunan devletlerin bizi dü- şünmüş; o yaramizı sarmak için, iki elleri kandayken koşmuş olmaları, nazarımızda bu muâvenetin kıymeti- ni büsbütün yükseltmiştir. Türk milletinin beynelmilel sile içinde çok dürüst, çok sevilen ve her yerde sempati ile telâkki edilen bir uzuv olması, bunda elbette birinci derecede âmildir, Bu yardım, milletler arasında an- ane suretinde teessüs etmesini iste- diğimiz beynelmilel tesanüdün pek güzel bir şeklidir. Harbin kanlı arsa- sı üzerinde açmış, hazin ve mübarek bir şefkat çiçeğidir. Bu tohumun bü- tün o çirkinliği örtecek şekilde türe- mesini, üremesini, her yeri kaplama- sını dileriz. Bize yardıma koşanlara tekrar te- şekkür ederken bu karagün dostluk- İarımı unutmıyscağımızı kendilerine muhabbetle bildiririz. , m Takvimcilik Yeni sene geldi. Her yıl olduğu gibi bu sefer de atakvimeiler» faaliyete gi- rişecektir: Sermayesi 5 kuruş olan bir takvimin bir Hraya satılması!... Ney- miş? Filânca bilmem nenin menfad- tine.. Yerine masruf olması lâzimgelen tane şekilleri malüm ve muayyendir. Esasen her sene, bu fakvimcilikten Şikâyet de ediliyor. Kimsenin muta- garır olmasına meydan verilmemeli dir. (VA » Nü) ama seAEA EE EEE EEE EAA EAA - Eminönü Halkevinin İyi bir teşebbüsü Kesilecek kurban etlerinden kavurma yaparak felâket- zedelere gönderecek Feliketzedelere bir yardım olmak üzere Eminönü Halkevi yeni bir teşebbüste bu- Yunmuştur. Dün bize verilen malümala gö- Fe, Halkevi Kurban bayramında bir mut- fak açacak, bu mutfakta vatandaşların © peri in kurban etlerinden kayur- Arak felüketzedelere” sevkedile- çektir. Kurbanların dertlerle barsukları, her sene olduğu gibi, Kinlaya ve Hva tü- rTumuna verilecektir. Bütün vatandaşaların kurbaylarını kes- Din ei Kenindnüi Halkevine vererek hayırlı teşebbüse e eeklerine eminiz, andan iştirak ede Eminönü Halkevinin salonları zelzele fe Miketine uğriyan. kürdeşlerimize yetiştiri- lecek çamaşır ve elbiseleri diktirmek İçin tamamen #teiye haline getirilmiştir. Bu münasebetle cuma günü yapılacak DAİ, tu Tih, edebiyat Şubesi umumi toplantısı tr- hir edilmiştir. İ — Ekmeği kâğıda sarmadım diye akın kızma bay Amca... Dün de Erzincandan bir kafile geldi Yaralılar Haydarpaşa Nümune hastanesine nakledildiler Dün Erzincan felâketgedelerinden bir kafile daha geldi; bunlardan bir kısmi sağ- lam olarak kurtulanlar, bir kısmı da yara- Muhtelit katar, istasyona mutad zama» mından beş #nat geç girdi. Gar birçok bek- leyicilerie dolu idi. Ayrıca Kızılayın big üzere Yaralılar çıkarılarak sedyelere kondu vo Haydarpaşa Nümuüne hastanesine nakis- dildiler, Bunlar B. Peyfi Atasoy. allesi Kudret, anası Münevver, manifaturacı Ke- malin yeğenleri Nezihe ve Remziye İdiler, Bunlardan başka Erzincanın Vaver köyün- den Kâzım, Hatice İsminde iki hafif yaralı da bir taksi fle hastaneye gönderildiler. Bu aralık garda, beklediği çıkmıyan bir genç kız hüngür hüngür ağlamağa başladı. Şehrimizdeki Erzincanlılar her çıkandan bir şey öğrenmek istiyorlardı. Bu aralık felâketten kurtulmuş olan baytar binbaşı- m B. Ratip ile karısı bayan Kâzime ve ço- cukları Aynur ile Enis, kendilerini istaş- yonda bekliyenlerin kolları arasına atli- Jar, Gene yolcular arasında bulunan Molla- güzelli Keziban isminde bir kadın, yavrusu- nun enkaz altında öldüğünü, kendisinin bir delikten çıkıp kurtulduğunu. başınin toplananlara anlatıyordu. İnşaat İşlerinde çalışan B. Naci adında bir genç, yıkılan evlerin ekserisinin ker- piçten olduğunu ve bir kül yığını haline ani tanıdıklarından ölen- leri. kalanları birer birer sayıyordu. Yolcular arasında bulunan Demiryolu in- gaat memurlarından B. Süreyya, muharri- rimize feci zelzele otralında şunları söyle- miştir: «— Zelzele başladığı zaman, ben ve ar- kadaşlarım, inşaat ambarında bulunuyor» dak. Ambar, alçak bir kulübe olduğu için gezeleyi hisseder etmez dışarı fırladık. Peci sahneleri gözlerimle gördüm. Bu felâ- kekli zelzele evvelâ derinden gelen ve yu- karı vuran gürültülerle oldu, sonra sanki deniz dalgası gibi hareketler hiasettim. Hareket müfettişliği binası çöktü. Zel- zeleyi müteakip ilk yangın postane binasın- da oldu. Postanenin kahve ocağında külle- nip bırakılan mangal, zelzele ile devrilerek yangın çıkarmiş ve bina kısa bir zamanda yanmıştır. İmralı hapishanesinden Erzincana geli- ilen ve orada serbes ziraat işlerinde çalış- farlan elli mahküm, zeizeleyi müteakip şehre yayıldılar ve enkax arasından beş yüzden fazla can kurtarmağı muvaffak oldular. Zelzele pazartesi - salı gecesi Ol- duğu cihotle, ertesi günü şehirde pazar Bu hanlarda yatanlardan bir tanesi bile kurtulamadı. Zelzelenin, Fıratın beri tarafındaki bu kadar şiddetine rağmen, Fıratın öbür ta- rafındaki Olmi köyünde hiçbir şey olma- miş, bir tek nüfusun bumu Yulnız Karukilise köyünde zelzele feci bir Akıbet doğurmuş ve bu kalabalık köyde 45 kişi kalmıştır.» B. Süreyya: — Size garip bir hâdise daha anlata- yım. dedi; şehir içinde erikaz arasında bu- hunan Osman isminde biri, dört gün mü- temadiyen toprak yemek #uretile vakit geçirdiğini söylüyordu. Birkaç yerinden ya- rasi bulunduğu için tedavi altina alınma- sına lüzum gösterildi, toprak yemekten bü- tün ağız ve boğaz teşekkülü bir çamur tabakası ile savanınış gibiydi. Öğrendiğimize göre hükümet, yeni aldı- ğı bir kararla birkaç aileye bir vagon ver- mek suretile oradaki halkın felâket mınta- kasından meccancn uzaklaşabilmelerini temin etmiştir. O mintakadan her hangi bir yere gidecek yolcu ve ailelerden ne şahsan, ne de eşyası için ücret alınmamak» tadır. Bu şekilde aile dan mü- rekkep ilk tren bugün şehrimize gelecek- Gazi köprüsü Parke tekrar yerinden fırladı Gazi köprüsünün parke döşemeleri tek- rar bozulduğundan, son yağmurlardan 1000 metre murabbalık bir yer daha fırlamıştır. Bunun üzerine Belediye fen heyeti 10 gün evvel köprüyü yapan müteahhide tebligat yapmış, bozuk parkeleri düzeltmesini teb- İi etmiştir. Fakat müteshhid, Belediys- nin bu tebliğini reddetmiştir. Şimdi fen heyeti, keyfiyeti Daimi encü- mene bildirmiştir. Daimi encümenin vere- ceği karar üzerine hareket edilecektir. 70 çuval eşya teberrü edildi Beyoğlu Halkevi, dün Beyoğlundaki atel - yelerinde hazırlattığı 70 çuval eşyayı Xi- zlaya teberrâ etmiştir. İtfaiye ekibinin bugün hareketi muhtemel Zelzele mıntakasına Ankara ve İstanoul itfaiyesinden de birer ekip gideceğini yas- mıştak, Dün akşama kadar tebligat yapıl- madığı için, itfaiye ekiplerinin bugün 24- Feket, etmesi muhtemeldir. İstiklâl gazetesi Nizameddin Nazif tarafmdan dünden itibaren bu namla bir sabah gazetesi nej- Fine başlanmıştır. Tebrik ile urun ömürler dileriz. vE Bir bekçi kömürden zehirlenerek öldü Göksu plâşında bekçilik yapan yirmi Yaş- larında Eyüp, isminde bir gerç, evvelki ye- ce geç vakit mangala kömür koyarak oda- na almış ve bir müddet sonra yatıp vyu- muştur. Sabahleyin bekçinin odasına gelen» ler onu ölü bir halde bulmuşlardır. Cesed, belediye doktoru tarafından mua- yene edilmiş, zehirlenerek öldüğü | tasbit edildiği cihetle gömülmesine izin verlimiş- tir. “X Kasımpaşada bir odun deposunda ça- lışan İhsan adında biri, elini elektrikli biç- ki makinesine kaptırmış, tehlikeli surstte yaralandığından hastaneye kaldırılmı Yüksekkaldırımda Mulz adında birini bıçakla öldürmekten maznun simitçi Meh» #pedin muhakemesine dün ikinci ağırceza mahkemesinde başlanmıştır. Şahidlerin ça- Bırılması için muhakeme başka güne bira- kalmıştır. X Taksimde oturan Zekerşanın üç yaş- larındaki oğlu Yılmaz. evin bahçesinde buz tutmuş olan bir havuz üzerinde dolaşmada kalkmış, fakat bu sırada buz tabakası kırı- larak çocuk suya gömülmüş, feryadını İşle ten ev halkı tarafından ku da sıhhi vaziyeti tehlikeli görüldüğünden Bey- oğlu hastanesine yatırılmıştır. ... Malümu âliniz şimdi kâğıt kıy. metlit,, DAYAMA Karilerimizin mektupları Yeni bir vatandaşın gözüne batan bir kaç nokta Yeni bir Türk vatandaşı olarak İs- tanbula geldim. Buranın sinema ve tiyatrolarında iki şey nazarı dikkati- mi celbesti. Bunlardan biri tiyatroya girildiği zaman, işittiğim: «Gardrop, gardrop!» sesleridir. Bu suretle müş- teri davet edilmesi dünyanın hiçbir tarafında görülmemiştir. Avrupada herkes gardrobu arar ve pallosunu, şapkasını oraya bırakır. tanbulda bunun yapılmaması, alınan Ücretin pahalılığından ve gardrop için ayr- lan yerin darlığındandır. Avrupada gardrob& verilen para bir iki kuruşu geçmez. Istanbulda 10, hattâ 20 ku- ruş alıyorlar. Yerin darlığı yüzünden gıkiş zaman: pallo ve şapkayı almak için uzun müddet beklemek lzım geliyor. İkinci nokta da perde arasında sa- tacıların «çak, çakle diye vurarax halkı rahatsız etmesidir. Avrupada da perde arasında şekerleme, çikolata filân satarlar, fakat böyle gürültü et- mesler, Bunu kızlar satar ve ince 808- Teri bir musiki gibi çıkar, Yeni gelen bir Türk muhaciri KÜÇÜK HABERLER: # Belediye, ekmeklerin çok bozuk oldu- una dair bir tamim yapmış ve bozuk ek- mek satışına kati bir surette nihayet vo- rilmesini bildirmiştir. Bozuk ekmekler der- hal müsadere edilecek ve fırıncılar tecziye edileceklerdir. # Zincirlikuyuda bir kanalizasyon inşa» atında çalışan Mehmed isminde bir amele, dün İş cunasında birdenbire üzerine çöken bir toprak yığını alında kalmış, yetişen arkadaşları tarafından muhtelif yerlerin- den yaralı bir halde kurtarılmıştır. Beyoğlunda çıraklık yaptığı bakkal dükkânından para çalmak ve bu suçunu gizlemek için de dükküm yukmağa kal- kışmaktan mârnun Dimitrinin muhakeme. si birinci ağırceza mahkemesinde bitiril- miştir, Dimitrinin suçları sabit görülmüş ve yaşının küçüklüğü göz önünde tutula- rak beş sene müddetle ağır hapse konul. masına karar verilmiştir. ME ... Böyle bir metâ ekmek sarmak için ge €dilmezi... yi BLAKE 1. | Karayelden lodosa Dün termometre 6 dereceye e sekizde sıcaklık 4 derece idi, Havanın değişmesi üzerine Karadenizde fırtına durmuştur. İstanbulda ekmek fabrikası İstanbulda ekmek fabrikası kurmak üze- re Belediyeye müracaat eden bir İngiliş şirketinin mümessili B. Bolkman tedkiki. tanı ikmal ettiğinden, dün Vali Dr. Lütfi Kırdarla görüşmüştür. Mümessil, ekmek imali için esaslı bir proje verecektir. Bu müass282, «en büyük ekmek fabrikasile Holandada da müteaddid fav- rikalar inşa etmiştir. Bu şirket, Ankarala da ekmek fabrikası inşa edeceğinden, mü- e dün akşamki trenle Ankaraya git- ir, Mümessil, un çuvaldan fabrikaya veril- dikten itibaren hiç el dokunulmaksıma Pişmiş ve kâğıda sarılmış olarak ekmek imal edecek bir fabrika projesi verecektir. Erazi ve bina istinaf komis- yonları işe başladılar Yeni teşkil edilen Erszi ve bina İstinı? komisyonları Galatada Bahtiyar hanında Aşe başlamışlardır. Komisyon relsliklerlaş Umumi meclis âzasından B. Esad ve Ankara Viâyet idare heyeti relsi B. Enver taylu edilmişlerdir. Âşiyanın istimlâk muamelesi yapılıyor Şair merhum Tevfik Pikretin Rümelihi- sarındaki ( ) inin İstimlâk edilase- gini yazmıştık. Belediye, Âşiyan'ın kıymı- tini Tapu idaresinden çıkartmıştır. Dalyd enetlmen âzasından B. Suphinin relsliği altındaki İstimlâk komisyonu bugünlerde Âşiyan'ın kıymetini tesbit edecek ve Bele. diye istimlâk muamelesini süratle netizs. lendirecektir. Âşiyan, Fikretin hayatın ia olduğu gibi, bir müze halinde kullanılacak. tar. Geyve santralı temizlendi Geyvedeki telefon santralına hücüm dsg suları boşaltmak üzere Ceyveye giden $4- tanbul itlalye grupu dün şehrimize dön- müştür. Saniralın temizlenmesi “üzerine İstanbul ile Ankara arasındaki telefon muhaberatının kesilmesinin önü alınmış- tır, e ... Siz bile handiyse bakkal kâğıt. larina yazacaksıniz!... Arada biri elini ağzına kapayıp fifçe öksürse, başlar kalkıyor, ti bakışlar ona çevriliyor. Pencerelezde uğuldıyan rüzgâr sesi bile onları gi ğ nirlendiriyor, camlara bakıp homur danıyorlar; ; — Amma münasebetsiz rüzgür h Onun gürültüsünden radyoyu İk muyacağız. i a Nihayet radyonun homurtusu du- Oİ | yuldu, oturanların başları hafifçe it yana çevrildi. Kulaklar radyoya di- kildi. Herkes nefes almaktan bile kor- karak vücudunun bütün kudretini kulaklarında toplamağa çalışıyor. Radyonun sesi çınlıyor: EM h — On beş bin yüz otuz sekiz: Yir. “ © * i ti mi bin liraaa.. < Biraz evvel yerlerinde kımıldan- mağa korkanlarda âni bir hareket başlıyor. Başlar sağa sola çevriliyo gözler rakamlar üzerinde o dolaşış — Otuz üç bin altmış bir... On lira... i Oturanlarda yine bir kaynaşma başlıyor. Biletlerin üzerine bir ax ha eğilip homurdanıyorlar; — Hay gözünü seveyim — radyoc Bir numara daha aşağısını oku! iğ istediğin hediyeyi alırım sana, dl Radyo devam ediyor: iç — On iki bin dokuz yüz yirmi ikl... İki yüz bin lira.. i Etraftakilerde telâş artıyor. Ni aldıkça burun delikleri açılıp nıyor. Dişler gıcırdıyor, başlar kâh radyoya, kâh bilet numaralarına çev- riliyor. Vr — Eyvaaah... Gözü kör olsun böy © | le talihin... Zaten hangi işte benim || talihim yardım eder ki?.. Benim bi... lele o kadar yaklaştı ki; dört yüz ma (© mara daha aşağısına çıksaydı kazanı yordum. Neyse... İnşallah büyük ik. ramiye çıkacak... Bir aralık radyonun sesi birdenbire yükseldi. Rakamlar üzerinde durak- laya duraklaya tekrarladı; Ni — On bir bin üç yüz yirmi beceş.. Altı yüz bin liraan.. zi Sanki odananın içini şiddetli bir fırına altüst etti. Hepsinin benizleri sapsarı kesildi. Kimi bileti eline alıp telâşla yerinden fırlıyor, kimi avuçları © arasmda yuğurduğu bileti duvara fır. a latıp bir tekme de iskemleye vuru- yor, ö biri masayı oyumruklıya yumruklıya haykırıyor: — Allah aşkına şuna bakınız. Be nim biletimden iki numara aşağısına çıktı. Şimdi benim yerimde siz olsa nız çıldırmaz mısınız?... — Bir hayli gürültü, patırdıdan son- 44 ra, telâşlarının beyhudeliğini anlıya rak hiddetle soluya soluya yine rad- yonun etrafına dizildiler. İkramiyeler | küçüldükçe onların hırsları da ezik yor, boyunlarını büküp murıldanıyor. lar; — Daha küçüğüne de razıyım. Bir şey çıksın da yeni senenin şansı dü- zelsin bari, Me ğa Amortiye de razı oldular. Fakat a B. A — Dediğin doğru, fakat ben