AKŞAMDAN AKŞAMA Tenkide tahammül rekoru Aylardan beri, maarif meselesi, yazi modası hükmüne girdi. Her gün gaz€- telerde bir kaç sütun bu mevzua tah- sis ediliyor, Türlü safhaları var; Neş- riyat kongresi; yanlış edebiyat kita- bı; »Yanlışlar yalnız edebiyatta değil, Alın size riyâziye kitaplarını dal» id- diası; hocaların ve telebenin vaziye- ti; ve nihayet dallar, budaklar; sü- rüp gidiyor!... Mektepler sekizde açıl malı mi, açılmamalı mı?... Bilmem, belki de gına veren tefer- ruat arasında gaye boğuluyor... Fakat gene şikâyet etmemeli: Söy- lensin! Bu bahse dairne var, ne yoksa hepsi ortaya dökülsün. Ötedenberi hepimizde yerleşmiş bir kanaat vardır; homurdanıp dururuz: — Pek çok sahalarda terakkiler kaydedildi. Maarif de binalar cihetin- den ilerledi. Fakat asıl maddesi bir- türlü olgun yemiş lezzeti arzedemi- yor. Kekremsidir, kavruktur! Mah- Sulü beğenmiyoruz. Onun için bu bahçenin idaresini tevdi ettiğimiz kimseler yerlerinde tutunamadılar, En çok Vekil değişti- ren Vekâletin Maarif olması da, bu- radaki aksaklığı isbat eden Dir keyfi. yettir... Nihayet Hasan - Âli Yücel gibi çok İyi tanıdığımız « yalnız Babıâli cad. desinin değil, matbuat vasıtasile bü- tün Türkiyenin ve meslek cihazı ile de tekmil maarifin iyi tanıdığı - bir şahsiyet bu Vekâletin başına getiril di. Onu İstanbul Belediye Reisi gibi, bin bir teferruata birden el atmış görüyoruz, Orasını küzdırıyor, berisi- ni yıktırıyor. Tabiatile, dar görüş şi- kâyetleri: «Nedir bu evimin önündeki toz toprak! Bu meydan eskisinden beter oldu yahu!» tarzında tedirgin- likler... Ah biz ah... İsteriz ki, icraatcımmn elinde bir sihirli deynek olsun; do- kundukça, hop, yıkıntısız, çöküntü- süz, köhne Eminönü kalksın, yerine «Etoiles meydanı geliversin.. İçine kurumuvustai ve ültramodern bütün teressühat üşüşmüş yanlış kitapları- mız asırlarca ve nesilleree mücerreb ve müstakar F, İ. C. riyariye kitapla- rı, Claude Augö gramerleri, Seignobos tarihleri kusursuzluğunu alsın... Şa- yed bu olmadı mı7... Karşı taraf elinde gürzügiran taşımıyorsa çek tahta kı- he! Vur ha vur., Bütün bir mazi- nin mesuliyeti şu Taksim meydanını toprak ve çamur kütlesi haline geti- ren vali Kâtfi Kırdarda imiş gibi; yahud, ihtiyaca tekabül etmediği mücerreb ve muhakak maarif vaziye- tini tartaklıyan, sağu çekip sola çevi- ren Hasan - Âli Yücel faaliyet göster- mekle hata ediyormuş gibi... Bozuktur, o berbatlır; malüm.. Ömür törpüsüdür... Bir Vekil bir se- nede değil, saçı sakalı ağarıncaya ka- dar da bir mazbut biçim verirse hey- keli üniversite meydanma dikilir; önünden geçen gelecek nesiller hür- metle şapka çıkarır, Elverir ki tutu- lan yel yol olsun.., » Ötedenberi huyumuzdur. Bir mev- kie silik bir şuhsiyet gelirse, kır- tasiye kâğıdlarını mihaniki şekil de imzalamaklan gayri bir şey yap- mazsa bunu olağın görürüz de, iyi tanıdığımız, oevsafım bildiğimiz bir Tevfik Fikret Mektebi Sultaninin ba- şına geçince, vay efendim, tenkidler sahlanır.. Gürzügiran tehlikesi ol- mazsa büsbütün fayrap!... Hasan - Âli Yücel, yepyeni şerait içinde bir hümune gösteriyor: o Çok fırkalı parlmanter bir memlekette bi- le nümünesine ender raslanır bir mu- halefet nazırı şeklinde üzerine ok- lar atıla atıla işini görüyor. Demek böyle de olabilirmiş! Onun misalin- den bunu anlıyoruz. Ve ümid ediyoruz” ki, tenkidlerin içinde - razıyız - veley yüzde otuz, yüzde kırk nisbetinde isabetleri ok sun. Bari Vekil bu vesikalardan isti- fade eder, Maarifin eski ve yeni ak- saklıkları hep ortaya serilirse tamiri- ne gidilir, Yazılsın bakalım neymiş... Vekilin mukavemet rekorunu da an- larız! Şimdiye kadar kendi rekorunu kendi kırmakla meşgul... ŞEHİR HABERLERİ Manifatura ihtikârına karşı tedbirler Tacirlerin dünkü iIçtimaında verilen kararlar, hükümete arzedildi Şehrimizdeki manifatura tacirleri, dün öğleden evvel son bir defa daha Ticaret odasında toplanarak manifa- tura ihtikârını önliyecek tedbirleri müştereken kararlaştırmışlardır. İhti. kârın önüne geçmek için hükümete arzedilen tedbirler şunlardır; 1 — Bir kısım tacirler, piyasada manifatura eşyası mevcudunu azaltıp fiatlerin yükselmesini temin maksâ- dile mallarını bankalara terhin et- mişlerdir. Bu gibi tacirlerin, malları mukabilinde bankalardan mühim miktarda avans aldıkları anlaşılmış Petrol fiatleri Hükümet şirketlerin fiatlere zam talebini kabul etmedi Şehrimizdek! mazot ve petrol şirketleri mümessilleri, hükümete imürucast ederek ihtiyaca yetecek derecede mal getireme- Giklerini bildirmişler ve fiatleri biraz art- tırmak için müsaade istemişlerdir. Hükü- met, fiatlere zam yapılmasını kabul etme- miştir. Şirket mümessillerinin iddiasına göre, başta Bulgaristan olmak üzere bir çok memleketler, fazlâ flat vererek petrol ve mazot satan şirketlerden küllyetli mik- tarda mal alarak depo ediyorlar, Şirketler; fazla para verdiklerinden dolayı buralara mal sevkelineği daha kârlı bulmakta imiş- ler. Türkiyede tonu 70 liraya satılan ma“ yol, Bulgaristanda 100 ilraya satılmakta imiş, Taksim gazinosu Dün vilâyette vali ve belediye reisi B. Lütfi Kırdarın relsliği altında bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda Taksim bahçe- sindeki gazinonun işletilmesi etrafında ted- kikler yapılmıştır. Gazinonun işletilmesi için bazı servet sahibi zovatın iştirâkile be- iediyece bir şirket kurulacaktır. Bu çir- ketin esasları tesbit ediliyor. Gazino kânu- nusani başında açılacağından bu şirket de o zamana kadar teşekkül edecektir. lesinin de faaliyetlerine nihayet verlidiği görülmüştür. Belediye, günlerin bu kısa zamanında erkence temizlik işlerinin bi- tirilmesini şehrin temizliği bakımından doğru görmemiş ve caddelerden kalabalık çekilmeden ârelenin de işleri başından ayrılmamalarını tebliğ etmiştir. Tasarruf haftası Başvekil B. Refik Saydamın nutkile başlıyacak 12 kânunvevvel salı günü Li inci Yerli mal ve tasarruf haftası başlıyacaktır. Bu- nun işin bir program hazırlanmıştır. Programa göre, bulla Başvekil Dr. B. Refik Saydamın bir nutku ile başlıya- caklır. İlk gün, Jise ve orla meklepler- de konferanslar, Halkevlerinde temsiller verilecektir. Hafta içinde mekteplerde bir de yazı müsabakası açılacaktır. Yerli mal ve tasarruf mevzuu üzerinde yazi ya- zan talebeler birinci tasnife tâbi tutulduk- tan sonra kazananlar arasında ikinci bir tasni( yapılacak, kura ile kazananlara Yerli ımrlı mükâtatlar verilecektir, Ayrea hafta osmaşmda tayyareler, Yerli mali kul- lanmanın faydaların anlatan vecizeler atacaklar, bir kuru meyva müsabakası da açılacaktır. Manaslardan kuru meyva satın alan'a- ra birer kopun verildiği için müsabakaya iştirak kolay olacaktır. Bu müsabaka, üç senedenberi © tekrarlanmaktadır. Birinci sene, müsabaka esnasında normal satiş- tan 5 bin, ikinci sene 12 bin, üçüncü sene de 19 bin kilo fazla kuru yemiş satılmıştır, Bu sene vitrin müsabakasi yapılmıyacaktır. Haftanın sow günü üniversite iktisad fa- kültesine tahsla edilmiştir. O gün, fakül- tede konferanslar verilecek ve birlikte Tak- sime gidilerek Cümhuriyet âbidesine çe- lenk konacaktır. Haftanin ilk günü Tuk- sim Cümhuriyet âbidesi önünde vali ta- rafından bir açık hava sergisi açılması da mukarretdir. Kaynar su ile yandı Şişlide Valide apartımanı kapicısı Ah- medin üç yaşındaki çocuğu Adnân, man- gal üzerinde kaynar su ile oynamakta iken kap devrilmiş yüzünden ve kolların- dan yanmıştır, Polis Adnanı Etfal hasta- nesine yatırmıştır. EE EE EE kahramanca göğsünü gererek geniş manadaki - zehirli ve < hayırhah - tenkid mevhumunu milli ananeleri- miz arasına yerleştiriyor. Bu da ma arifimiz için en lüzumlu bir ahlâk- lir; gelecek nesillerde en müsamakâr Hasan - Âll Yücel münekkid bir edib | manada yerettiğini görmek istiyoruz, ve mütefekkirdir. Siyasette de oklara (Wü - Nü) ve avansların derhal kesilmesi için | caktir. Yüzde elliye kadar sellülozu banka direktörlüklerine emir veril. | ihtiva eden bu gibi mensucatın ipekli miştir, Avanslar kesilince, saklanmış mallar, piyasaya çıkarılacak, fiatler de normale düşecektir. 2 — İtalyadan manifatura eşya- sı getirilmesi temin edilecektir, 3 — Yerli fabrikaların da fiat indir. meleri temenni olunacaktır, 4 — Gümrüklerde bekliyen Sellove manifatura eşyasının, bir defayu mah- süs olmak üzere pamuklu mensucat muamelesi görerek ithaline çalışıla- Karilerimizin mektupları Bozuk saat için pullu istida! Buz dolabı, radyo ve saire gibi âlâ olan eyler elektrik şirketi bir de ikin: ci saai verirdi; şimdiki idare de ve- riyor. Fakat eskiden matimizde bir bozukluk olunca, telefon ederdik; şir- ketten gelir, bakar, tamir ederlerdi. Şimdi de bir bozukluk oldu; gene t- lefon etdik. — istida verin! - dediler, —! — On ala kuruşluk bir pul ya- pıştırmak lâzımdır. Kendimin dnirede, zevcemin evde vej çocuklarla İşimiz, gücümüz var. Beş zamanımız yoktur. Kırlasiye muamö- lesinin peşinde dolaşamıyoruz. Şim- diki hayat icabı, uşağımız yok. Bunu bir avukata havale edemeyiz. Kolay- lik gösteren bir mutavasıta bir mik- tar para vermek iyi olur umma Düy- Ie bir Kimse tanımıyoruz. Saatimiz bozuk duruyor. Kimbilir ayni vaziyei- te kaç kişi vardır! Böyle işlerde istida ne demekmiş? Tücar gibi niçin hareket etmemeli? Telefon etmek neden kâfi ei ii ... Terzilik İevazımındaki fiat yükselişleri Hergün okuduğumuz gazetelerde belediye tarafından ihtikârin önüne geçildiği söyleniyor, Nitekim geçen günler ihtikâr yüzünden iki bakkal dükkânının kapandığını okumuştuk Fakat bu iş yanlız o günlere mi mah- sus olduğunu zannediyoruz? Şundi her hangi bir terzi levazımı satan dükkânda, malın eski değerin- den üç misli fazla para istenip hattâ yok denildiği de vakidir. Makarayı ele 5 ım, Eskiden 175 kuruşa alınan bir makara, bugün 50 kuruşa satılmakta- dır ve fiati günden güne de boyuna artmak islidadındadır... Alâkadar ma kamların bir gün evvel bu işlerin önü: ne geçmelerini dileriz. KÜÇÜK HABERLER: * Salih ve Mehmed isimlerinde iki kişi Küçükpazarda bir kahvede kumar oynar- larken polis tarafından cürmümeşhud ha- linde oyakalanmışlar, mahkemeye o veril- mişlerdir. k Kumkapıda Saraç İshak mahalle- #inde Karabetin evinde yakılan mangal- dan sıçrıyan kıvılcımla Yangın çıkmışız da derhal yetişen illaiye tarafından sön- dürülmüştür. 4 Belediye imar müdürlüğü mimaria- rından B. Rükneddin Bükreş ve Köstence deki Imar harvketlerini ve milli müemsese- leri tedkik etmek Üzere Belediye tarafın- dan yakında Bükreşe gönderilecektir. Mersin vapuru, Sirkeci rıhtımında de- Mmir alırken suların cereyanına kapılmış, Geyve algarnastun Üzerine düşmüş. Gey nin baş kapurtasında lombuzları kı- rilmu, dar, Himayei hayvanat tablolari Türkiye himayet hayvanat cemiyeti son zamanlarda İngilterede ayni Mare Jısan cemiyetten hediye olarak bir kaç yüz levha almıştır. Genç yâşteki çocukların hayvanları himayeye matuf insani duygu- larmı tekâmül ettirmek maksadını takip ettiğinden, cemiyet bunları İstanbul ve taş- ra Use ve örtamekteplerine göndermiştir, Cemiyetin son içtimaında bir çok mektep idarelerinden gelen teşekkür mektupları okunmuştur. Bu levhaların terbiyevi tesir- lerinden bahsedilerek dersahenelere talik edilmiş oldukları bildirilmekte ve hattâ Adana kız lisesi gibi bazı müesseselerde “ çocuklar arasında birer hayvanlari koru: ma zümresi teşekkül ettiği blairlimiştir. Cemiyet heyeti idaresi çocuklarımız tara- fından gösterilen bu yüksek duygu ve alâ- kadan pak mütehassis olmuş v6 cemiyet ki- tabetini bu levhalardan tulep edildikçe büş- ka mekteplere de göndermeğe memur et- miştir, muamelesi görmiyerek pamuklu tarl- fesi üzerinden - bir defaya mahsus ol- mak üzere - ithaline karar verilmiştir, Dünkü kararname projesi, tasdik edilmek üzere Vekiller Heyetine tak- dim edilmiştir. Diğer taraftan, öğrendiğimize göre, hükümet, Meclisten ihtikâr ile müca- dele için bir fevkalâde salâhiyet ka- nunu istiyecektir. Bu hususta yakin- da Meclise bir lâyiha verilecektir. Kadın cesedi İhtiyar Fethiyenin ölüm sebebi şüpheli görüldü Dün Kurüçeşme sahilinde denizde tah- minen yetmiş yaşlarında bir kadın cesedi bulunmuştur. Yapılan tahkikatia bunun Pethiye adında bir kadına ald olduğu an- laşılmışlır. Fethiyenin gece gündüz ötede beride dolaştığı da tesbit edilmiş, faket kendisinin denize ne suretle girdiği ye na şekilde öldüğü anlaşılamamıştır. Adliye doktoru B. Enver Karan tarafın- dan yapılan muayenede ölüm şüpheli gö- rüldüğünden Fethiyenin cesedi morga kal- dırılmış, ölüm vakası etrafında müddeiu- mumllik tahkikata girişmiştir. Nüfus sayımı hazırlığı 1940 senesi teşrin aylarından birinde memleketimizde yeniden umumi nüfus sayımı yapılması kararlaştarın . Bu hususta Dahiliye Vekâletinden gelen emi üzerine şimdiden hazırlıklar yapılmasına, başlarmış ve dün bu maksadla vilâytte vali muavini B. Halükun reisliği altında Mr toplantı yapılmıştır. Nüfus sayımına esas teşkil eden n rotaj işlerinden başlanacaktır. Ac gen nufus sayımında nümerotaj yapıldı- gından bu sene yeniden yapılmasına lü- | zum görülmemiştir. Yeni binalara, arsala- ra; yahud numarası düşmüş yerlere yeni numaralar konacaktır. Bu işin mart gönu- »& kadar ikmali Vekületin emri iktizasın- dan olduğundan vali niuavini B. Halükun reisliği altında vilâyet mektapçusu, umu- mi meclis muamelât müdüründen müte- şekkil bir dalmi sayım bürosu teşkil edil- miştir. Numerotaj işleri yapıldıklan sonra tecrübe mahiyetinde olmak üzere Bakirköy kazasında bir sayım yapılacaktır, Lokantacıların iddiası Yemek tarifelerinde tenzilât yapılmasını istemiyorlar Şehrimizdeki Jokantacıların yemek iisle- leri etrafında Belediyeye verdikleri rapor Üzerine dün öğleden sonra saat 15 de Be- Yediye iktisad müdürlüğünde bir toplantı yapılmıştır. 'Toplunlaya Belediye iklismd müdürün- den başka lokantacılar cemiyeti idare b3- yeti âzası, Park Oteli, Tokatliyan gibi bü“ si maruf olellerie Beyoğlu ve İstanbul semtlerindeki barı lokantaların sahipleri iştirâk etmişlerdir. Belediye, bundan evel yemek liste flatlerinde bazı tehrllât yap- mıştı, Lokantacılar, yapılan bu tenzilâlan zararlarını mucip olduğunu, esas itibarlir Mstelerde tenzilât yapılmasını doğru bul- madıklarını beyan ediyorlar. Lokantacılar idlasına göre tarifedeki #latler üzerinde yapılacak tenzilât bazı lokantalar tarafından sülistimal edilerek Porsiyonlarda yemek mikdarının azaltıl- masına sebebiyet ve bu suretle de halkın aararına netlee verecektir, Halka ucuz ye- mek temin edilmek isteniyorsa başka bir usul bulunması daha doğru olacağını ileri sürmüşlerdir. Lokanlacıların bu iddiaları tedkike muhtaç görülmüştür. Belediye, bu iddinlar etrafındaki tedkiklerini yakında netieelendirecek ve bir karar verecektir. M. Louis Sue Güzel Sanatlar akademimizde İstanbul Güzel sanatlar akademisinin se- nelerdenberi münhal bulunan Tezyini Sa- mat şubeleri şefliğine Fransız sanalkârla- rından mimar M. Louis Sue tayin olunmuş ve işe başlamıştır. M. Suç Fransız dekoratörler cemiyeti re- isidir; İle de France ve Normandic vapur” larının dahili mimarisini ve tezşinatını yapmış ve Fransada en çok takdir edilmiş bir sanatkârdır. İki liman amelesi yaralandı Tahmil ve tahliye amelesinden Ahmed; limanda Daçyâ vapuruna yük yüklemekte iken vinçten Kurtulan bir çuval kendisine isabet etmiş, muhtelif yerlerinden yara» lanmıştır. Yaralı amele Beyoğlu hastane. sine kaldırılmıştır. Gene tahmil ve tahliye amelesinden İb- rahim, Herodot isimli bir İngiliz vapuru» na kömür yüklerken sağ bacağı vapurla mavna arasında kalarak ezlimiş, polis ta- rafından hastaneye kaldırılmıştır. İSTANBUL HAYATI Yeni ıstılahlar Dostumun odada haykırması ka- palı kapıdan dışarıya aksediyor, kori- dorları çınlatıyordu; — Habis... Melün... Sana her gün diyorum ki; şu sinema oyuncularını bırak da derslerinle meşgul ol, Eline kitabı alıp beni kandırmak İstiyor. Sun, gene sinema oyuncularının İsim. lerile uğraşıyorsun değil mi?.. Odaya girer grimez telâşla koşup yakama yapışlı: — İyi ki geldin. Bu melün yumur- cak âsabımı © kadar bozdu ki, hid- detle elimden bir kaza çıkacak diye korkuyorum. Kapının arkasında kitabını yüzüne kapayıp hıçkıra hıçkıra ağlıyan on iki yaşlarındaki çocuğu işaret etti: — Bak şu bacaksızın haline!,, Kar- şıma geçmiş de kitaba bakarak sine- ma oyuncularının isimlerini ezberli- yor. Bu yaşımda beni aldatmağa kal kışıyor, Dostumu teskin edip oturttum, ço» cuğun elindeki kitabı aldım. İçinde artist resmine benzer bir şey yoktu. Yavrucak hıçkırarak mırıldandı: — Ben derse çalışıyordum, babam da, artistleri öğreniyorsun diye kızdı bana. İraksak mercek artist değil ya... Dostum pürhiddet gene yerinden fırladı: — Bak, bak, bak.. Hâlâ Aksak mercek diye yüzüme karşı sinema oyuncularını tekrarlıyor. Asabiyetten mosmor kesilen dostu- mu zorlukla kanapeye oturtup kitaba dikkat ettim. Bir fakım münhani çiz- giler çizilmiş, altlarına şu acayip ke. limeler yazılmış. Iraksak mercek, ya- kınsak mercek. Ben kelimeleri yük- sek sesle okurken dostum yerinde mü- temadiyen homurdanıyordu: — Görüyorsun ya!.. Oturup dersi- ne çalışacağına sinemacılarla uğraşı- yor. Kitabı keridisine götürdüm: — Bunlar sinema artisti değil, ders ıstılahları, Beyhude hiddetleniyorsu- nuz. Dedim. Büsbütün kızdı: — Rica ederim, alayı bırak. Çocu- ğu bu şekilde himaye etmek büsbü tün yüzsüz yapar. Mercek, Mürcek diye de ders ıstılahı olur mu İmiş? Ne demekmiş bunlar? Kelimeleri üç dört defa okudum. Fakat ne yalan söyliyeyim, bir türlü kendim de anlıyamadım. Hayretle ie bakan çocuk kitabı elimden yüzüm çekti: —A,a,a... Siz demi bilmiyorsu- nuz?.. Bunlar dürbünlerde vardır. Yakınsak mercek camları, karşıdaki şeyleri yaklaştırır. Uzaksak mercek- ler de, her şeyi uzaklaştırırlar, Çocuğun izahatı üzerine ve bir hayli düşündükten sonra bunların, muhaddeb, mukaar adeseler demek olduğunu karine ile buldum. Fakat dostum bir türlü inanmıyor, müte madiyen söyleniyordu: — İnanma melünun sözüne. Öyle şey olamaz. Vaktile biz de mektepte dürbünleri okuduk; Aksak mercek diye bir şey görmedik. Seni de aldatı. yor yumurcak. Kitabın arka sahifesinde şöyle bir yazı daha gözüme ilişti; «Dikey dört- kenler pürüzması». Dalgın dalgnm | düşünerek tekrarlıyordum. Çocuk ge- ne hayretle haykırdı: —Aaa.. Bunu da mı bilmiyorsu- nuz? Koskocaman adamlar böyle şey- Teri nasıl bilmezler? Bir hayli düşündüklen sonra pü- rüzmanın, frenkçe (Prisme) kelime sinden alınarak menşur demek oldu- ğunu anlar gibi oldum. Çocuğun uzun izahatı sonunda; dikey dört- kenler o pürüzmasının da, Menşuru mustatili mânasına geldiğini anla- dım. Fakat, dostumu bir türlü ikna edemedim. Cemal Refik Ekmek fiati yükseltilmiyecek “| Ekmek fiatlerinin yükselmesine imkün bırakmamak üzere toprak mahsulleri ofi- sinin İstanbula satlığı buğday fiatlerinin. tenzili için Belediyenin Dahiliye Vekâleti- ne müracaat etdiğini Haber aldığımıza göre memlekette eK- mek fiatlerinin yükselmesi için unsuzluk o ve buğdaysızlık katiyen mevzuubahs de- Bildir. Son günlerde ekmeğe yapılan 16 paralık zammın sr çuvalsızlık gibi ârmi bir sebepten ileri geldiği anlaşıldığından hükümetin ekmek fiatlerinin yükselmemesi için ciddi tedbirler alacağı hakkında slâ- kadar mahafile malümat gelmiştir.