AKŞAMDAN AKŞAMA Ziya Gökalpten aldığım ders 1921 senesi yazındaydı. Dört süvari, Boludan çıkmış; Mudurnu, Nallıhan, Beypazarı tarikiyle Ankaraya geli- yordu. Geceleri mesafe katediyorlar, Dözla gürültü etmemeğe çalışıyorlar» dı. Zira civar eşkiya doluydu. Köylü- lerin çarıklarını bile çalıyorlar, soy- dukları adamların kafasım gövde sinden ayırıyorlardı. Haydudlar, yet Miş - seksen kişilik katileler halinde dolaşıyordu. Sakarya kıyılarından top sesleri işitiliyordu. Harp talihi henüz bize gülmemişti. Köylerde ve kasabalarda sefil ve perişan öküz ara- balarile sıska ve hasta muhacirler sokakları ve meydanları doldurmak- taydı. İçlerinde Rumeli lehçesile ko- nuşan bedhahtlar da bulunduğuna göre, bunlar tâ Balkan harbindenberi sürüle sürüle garbi Anadoluya yer leşmiş kimselerdi; şimdi oradaki bu- eray da şarka atılıyorlardı. — — öğ mâcirliğimiz! - diye, İhtimal acılığını kendi de farkedeme- diği bir tebessümle güldü. Dört süvari, Beypazarı boskırında susuzluktan kavrularak, bu memle- ket hercümerci içinde Ankaraya var- dılar.. Orası da mahşerden bir misaldi: Resmi dairelerin önünde evrak küme küme yığılmıştı, Şehir düşman teh- didi altında bulunduğu için merkez Sıvasa naklediliyordu. Göçetmek is- tiyen aileler bir kağnıyı yüz liraya kiralamağa taliptiler. Fakat bulamı- yorlardı, Cepheden fena haberler » araya büsbütün bedbin ve müba- lâgah şayialar da karışarak - aksedip duruyordu. 1921 de Ankaranın böyle felâketli anlar yaşadığını pek çok kimse bilir. Bahsettiğim dört süvariden biri de bendim, Sözde muallimler kongresine İştirak edecektim amma, kongre mon- gre kalmamıştı, Poturlarımdan kir- piklerime kadar toz İçinde, eski Meclis binasının o (şimdiki Parti binasınm) karşısındaki bahçeye girdim. Taşhan- da bir oda bulmadan evvel bir soğuk Su, yahut bir gazoz içmek istiyordum. Uzaktan genç edibler beni görüp ta- nıdılar. Muhabbetle selâmlaştık. Bir kaçı yanıma geldi: — Ziya Gökalp burada... Seni gör- mek istiyor! - dediler, Yüreğim çarptı, Bir nefer, bir hü- kümdarın karşısına ancak böyle bir | heyecanla çıkar. Nazârımda büyüttü- Züm ve esasen büyük olan mütefek- kir, Maltadan gönderdiği bir makale. sinde beni - her halde teşvik için - Türk karilerine medhetmek lütfunu göstermişti. Şimdi onun elini öpe cektim. Hemen yü i yıkadım, poturla- rimı sildim ve üstadın etrafını çevi- ren ihtiramkâr hâleye ben de dahil oldum. » Ömrümde birinci ve sonuncu defa olarak Ziya Gökalpı © gün gördüm. Fakat diyebilirim ki bütün gün... Ge #eleyin yatmağa gidinceye kadar be raber oturduk, 6 anlattı, biz dinledik. Anlattıkları: Büyük Türk vatanının hasıl kurulacağına dairdi.. İnanarak, coşkunlukla söylüyordu... «Ziya bey Mmahçuptur, az konuşur, daima su- Sar!» diyenler aklıma geliyordu ve «Zahir değişmiş olacak!» diyordum. Muhitin bedbinliği ile, onun bu imam ve iddiası ne büyük bir tezaddı! Ade ham bir hayalden bahsediyor gi diydi. Et flatleri, bu sene çok ucuzdur. Geçen seneler, bu mevsimde, bu ka dar ucuz et satıldığı kaydedilmemiş- tir. Bilhassa içinde bulunduğumuz Ramazan aylarında kasaplık et fiat lerinin bu kadar ucuzladığı görülme- miştir, Bt fiatlerinin daha da ucuz. laması beklenmektedir. Buna sebeb de son bir ay zarfında Anadoludan Gazi köprüsü açılıyor Cümhuriyet bayramında | yapılacak diğer açılış — | resimleri Bir sene zarfında İnşaatı biten yol, köp- rü ve binaların küşad merasimi, program mucibince Cümhuriyet bayramında yâpıla- caktır. 29 teşrinlevvel saat 15 te Gazi köp- tüsü merasimle açılacaktır. Müteakiben | Ayaspaşadaki yeni yapılan asfalt yolun, Ni- İ şantaşi kız ortamektebinin, Küçük Musta- fapaşada 63 ve Sineklibukkaldaki 45 in- ci ilkmektepler ile Karagümrük örlamekte- binin açılış merasimi yapılacaktır. Kadıköy ve Fatih Maliye şubesi binaları ile Üsküdar Belediye tahsil şubesi binası- nin küşad merasimi, 30 teşrinievvelde ya- pılacaktır. Küşad resimlerinin bir kısmın vali, bir kısmını da kaymakamlar yapacak- lardır, Türk - Rumen ticari müzakeratı Yeni Türk - Rumen ticaret anlaşmasını müzakere edecek murahhas heyetleri, dün | sabah onda, Tophane kasrında ikinci defa | olarak toplanmıştır. Dün de esaslar üzerin- de müzakere cereyan etmiştir. Toplantı on üçe kadar devam eylemiştir. Murahhaslar bu sabah onda tekrar içtima ve müzaks- röye devam edeceklerdir... Ziya C ya Gökalp Bugün saat 15 de bir ihtifal imütetekkiri Ziyak Gökalpın Mümünün 15 inci yıldönümüdur. Bu münasebetle saat on beşte Üniversite | konferans salonunda bir toplantı yapıla- | caktır. i "Toplantıyı Edebiyat fakülleri profe ei 0 rinden B. Mustafa Şekip açacaktır. İ gram şudur: Kısa bir tercümel hal irdae fe şubesinden Kudsi», Türk felsele tarihin- de Ziya Gökalp (Edebiyat fakültesi doçent- lerinden Hilmi Ziya), Türk milliyetçiliğin- de Ziza Gökalp (Tıb fakültesi profesörle- rinden Kâzım İsmati, Ziya Gözalpten bir şiir: Vatan (Edebiyat gubesiriden Gündüz?, “Türk terbiyeelliğinde Ziya Gökalp (Edebi- yat fakültesi doçentlerinden Sabri Esad), Türk içtimaiyatında Ziya Gökalp Cİktisad fakültesi doçentlerinden Ziyaeddin Fahri), Ziya Gökalp hakkındaki hatıralardan par- İ calar (Edebiyat şubesinden Şükrü), Ziya Gökalpten iki şiir: Ahlâk, Aile (Edebiyat gubesinden Ha Halid. Muhsine) lm mam ! oZekâ parlıyan alnına bakıyordum. Orada bir kurşun yarası vardı. Vak- tile intihar etmek istemiş; kader onu korumuş... Ziya beyden herkes kendine göre başka bir ders almıştır. Benim de al- | i diğim en büyük ders bu olmuştur; | Bedbinliğin en koyusunu kendi ba-, şında bir kurşun yarasile battıktan” sonra en yeisli anlarda bile en nikbin, en ümüdli Şeylerden bahseden adam... Gençlik onu bugün üniversitede türlü türlü sıfatlariyle anarken ben de - kendi hissiyatıma göre - bu hu- Susiyetile, tebeille ve rahmetle yade- diyorum, (Vâ- Nü) ŞEHİR HABERLERİ Bu sene et fiatleri çok ucuz Karaman 30, kıvırcık 40 kuruşa satılıyor külliyetli mikdarda kasaplık hayvan gelmesidir. Kış mevsimi bastırıncıya kadar bu kasaplık hayvan muvareda- tının devam edeceği arlaşılmaktladır. Bugün, mezbahada Karaman fi- atleri kilo başına 16 kuruştur, Kasap dükkânlarında Karaman 30 kuruşa satılmaktadır. Kıvırcık, kasap dük- kânlarında 40 kuruştur. Diğer cins Karilerimizin mektubları Vapur salonlarının bir kısmı sigara içmeyen | lere tahsis edilmelidir Kış w.vesiminin yaklaşması ile şirket vapurlarının tabiatile etrafı kapatılmış- tır. Bilhassa küçük vapurların gerek alt gerekse üst kamaralarında munta- zaman ve müfemadiyen içilen sigara dumanlarından bizim gibi sigara içme yen insanlar saatlere boğularak ıztı- rap içinde asyahat ediyoruz. Büyük ve küşük vapurlarda deniz görebilen Ya ali veya üst kamaralarının kâmilen si- güra içmeyenlere tahsisini, sıhhati mumiye namına mülemeddin şehirlere imtisalen ve belediye nizxumatınm İsti- haden bilhassa rica ederim. Bundan başka gene bilhasas küçük vapurlarda o kadar çok kara sinek tü- remiştir ki, insanın rahatca seyahati müşkül bir hal almıştır. Bu hale de bir nihayet verilmek bir zarureti sıhhi. yedir. Makamatı aldesinin pazar dikkatini celbetmenizi dilerim. Muzaffer 8 den evvel bağıranlar ı yasak edil- diği halde Kadıköyünde bu feryad ve figan saat 65 da Başlamaktadır. Seb- we arabularının gürültüsile zaten üçte dörtte izaç edilen halk bir de satıcı- ların feryadile rahalsız edilmektedir. Belediyenin dikkat nazarını çekmeni- zi saygılarımla dilerim. Kadıköy Alliyolağıı No, 17 Salih Ulcas Eiçük her * Devlet Havayolları için İngiltereden tayyare zatın alınacağı şayinları yeniden canlanmıştır. Bu bususta yakında bir #nü- nakasa açılacağı söylenmektedir. X Gümrükler Başmüdürlüğünde bugün komisyoncuların imtihanı yapılacaktır. Im- Libana 15 komisyoncu ile 15 maliyet memu- ru girecektir. # Dün Hayırsızada açıklarında bir er- kek cesedi bulunmuştur. Hüviyeti tahkik edilmektedir. * Kaptan ve Ma cemiyeti idare heyeti, dün boplanacaklı. Ekseriyet olma- dığı için içtima, gelecek salya tehir edil. amiştir. 4 busra tütün ihraç edilmeğe başlan- mıştır. Fiatler iyidir. 4 Şişi We Pati arasındaki otobüs hat- ti, Şişliden Mecidiyeköyüne, Fatihten de Çarşambaya kadar temdid edilmiştir. k Alt adında bir şoför dün Kamyonla “Tophane caddesinden geçerken Mehmedin yük arabasına çarpamuştır. Arabanın hay- vanları ağır yaralanmıştır. Vaka etrifin- da zabıta tahkikata başlamıştır. 4 Erenköyünde #oför Ibrahimin idare- sindeki otomobil, bahçıvan Rerebe çazpa- rak tehlikeli surette yarlamıştır. Recep hastaneye kaldırılmış, ŞO0för yakalanarak tahkikata girişilmiştir. * Şişlideki İnkıkip müzesinde tasnif ve tamir işi deram etmektedir. Ru faaliyet bir ay sonra bilecek ve müze merasimle lacaktar. Bay Amca ve mesken bedeli!.. Herkes gazeteyi bir makaadla alır bay | Aba, kimi Siegtrled hattını mörak oder., Kimi sabıta haberleri, kimi borsa fi- atleri, sinema ilânları, radyo programları | için gazete alır. — Bizim gibi muallimler de yarı Maarif haberleri, yari mesken bedellerine dair bir haber almak için her gün bir gazete alır, okuruz... etler de ayni ucuzluktadır. Şu kadar var ki bazi kasaplar, dükkânlarının şerefiye resimlerini, et fiatlerine ilâve ettiklerinden şehrin kalabalık yerle- rinde et fiatleri binnisbe pahalıdır. Davar sahipleri ile celebler, etin fiat- çe düşüklüğüne mukabil hayvan nak- liye ücretlerinin ağırlığından şikayet etmektedirler , Müşterek tayyare bileti İ Ortaklardan biri parayı I- alarak ortadan kaybolmuş AN ve Hasan adlarında iki Kişi, Beyoğ- anda bir gişeden ortak olarak bir tayyare piyango bileti satın almışlar ve Hasan İti- mad ederek bileti arkadaşı Aliye vermiştir. | Piyango çekilince bu bilete on bin lira ik- ramiye işahel etmiştir. Hasan bunu du- yunca derhal piyango gişesine koşmuş ve | paraların Ali tarafından alındığını öğren- | miştir. On bin lirayı paylaşmak üzere uzun müd- det arkadaşı Aliyi arayan Hasan bütün gayretlerine rağmen Alinin izini bulama- miş, aneak on bin liranın mühim bir kıs- mını Zirmat bankasına yalırdığını öğren- aniğtir. Bunun Üzerine Hasan müddelumumiliğe müracaat ederek arkadış: Ali aleyhine em- niyeti sullstlmal düvası açmıştır. Dâva Sultâanahmed üçüncü sulh ceza mahkeme- sine intikal etmiştir. Mazmun Ali buluna- madığı cihetle, mahkeme kendisinin polis | vasıtasile araştırılmasına ve bulununcıya kadar da, Alinin Ziraat bankasına yatırdı- ği paranın muhafaza altına alınmasına ka- rar vermiştir. Evrak zabıtaya gönderilmiş, polis İkinci yone müdiriyeti Aliyi aramağa RE Kumkapı yangını Yangının ne suretle çıktığı | İ henüz anlaşılmadı Evvelki gün akşam üzeri Kumkapıda Bü- | yük Lânsa Civarında Yuvan adında birine alt binada idrofil pamuk yapılan daireden yangın çıkmış, binanın içinden bir kısmile, balye halihde pamuklar yatmıştı. Yangın etrafında müddeiumumilik tah- kikata el koymuştur. Fabrikanın Güven si- gorta şirketine 20 biyi liraya sigortalı oldu- | gu anlaşılmıştır. Fabrika kısmı, - Firuze adında bir kadının isticarında bulunmakta | ve kocası Sadık tarafından fabrika halin- | de işletilmektedir. Dün, müddelumumi muavinile Belediye | mühendislerinden müteşekkil bir heyet yang yerinde keşif Ye gedkikler yapmış- lardır. Yangının neden ve ne suretle çıktı gı henüz kati olarak anlaşılamamıştır. Umumi kanaat, yangında bir kasd olmadı- ğı merkezindedir. Tahkikat devam ediyor. İnhisarlar umum müdürü geldi İuhisarlar umum müdürü B. Adnan Hâ- let Taşpınar Ankaradarı şehrimize gelmiş- tir. 3656 sayılı Barem kanununun 3 üncü ve İZ nci maddeleri mucibince, her müss- sese, nihayet teşrinlevvel ayı içinde memu- rin kadrosu ile teşkilât projesini, bağlı bu- Yunduğu Vekâlete tevdir mecburdur, Lis manlar ve Denizyolları umum müdürlerin- | den sonra İnhisarlar umum müdürü de | ayni maksada Ankaraya gitmişti. Verilen proje ve kadro kabul edildiği takdirde, n- hisarlar teşkilâtında hiçbir değişiklik ol- nuyacağı nulaşılmakbtadır. Diğer taraftan İnhisarlar umum müdürü, Atikarada bu- Yunduğu müddef zarfında Vekâlet ile bira meselesi üzerinde de temaslarda bulun- muştur. Bira İstihsalinin, bugünkü şerait- te çoğaltılmasına imkân görülmemekte, bi- ra fabrikasının zaten âzami randımanı ver- diği ilesi sürülmektedir. Önümüzdeki yaş aylarında bira istihsalâtınm büzünküne nazaran 4 misline ae için de bira fabrikası tersi cdilecekti .. Ve üç senedir «ha verildi, ha veriliyor» şeklinde arasıra çıkan haberleri gördükçe de ümidlenir, serinirir!.. Hülâsa gazele bir derdine yarar! | © dallarda İSTANBI ANBUL HAYATI Haliçte bir seyahat Haliç vapuru, minimini gövdesin- den hiç umulmıyacak bir simarıklık- la Köprünün iskele dubalarına omuz vurup tekmeler savurarak hareket ederken içeride ' biz de sarsıntıdan, ispazmozlu hastalar gibi tirtir titre. şiyorduk. Acı bir düdük feryadile tekneciğimiz birdenbire o döndü. Etrafı seyrediyorum: Sağda, omuz Omuza yaslanmış çiplak di- rekli, kapkara mavna yığınları, yan- gından dalları kavrulmuş, gövdeleri kömürleşmiş bir ormanı andırıyor. Direklerin arasından göze çarpan ah- Şap, kâgir binaların hepsi sol yanla- rına doğru çarpılmışlar ve biribirle. rine dayanmışlar. Maazallah, en baştaki kuvvetini biraz kaybetse ölekiler, iskambil kâ- ğıdı dizileri gibi üstüste yığılıvere- cekler.. Hafif hafif köpürdükçe ağır bir ko- ku saçan bulanık suları yararak iler- liyoruz. Bazan yakınımızda ince bir düdük sesi çınlıyor, ardındaki mavna sürülerini sürüklemeğe çalışan mini- mini bir romörkör ollaya, puflaya yanımızdan geçiyor. Balat iskelesin- den süprüntü mavnaların her birinin üzerinde yüzlerce marti ka- fileleri uçuşuyor. Yolumuzun sol ta- rafı boydan boya harabelerle dolu, Çatıları uçmuş, duvarları çarpılmış harap binalar arasında yeni sebze hâli, kum yığınları ortasında Sfenks heykeli azametile yükseliyor. Biraz ileride Atatürk köprüsü, mevsimden mevsime renk değiştiren, şimdi de çiy bir yeşilliğe bürünen zavallı Ga- lata köprüsile üdeta alay ediyor. Köprünün öle tarafında manzara değişiyor. Vapur kâh suyun ortasın- dan yükselen bir gemi direğinin ya- nından geçiyor, kâh, balmış bir ge minin sudan dışarıda kalan paslı de- mir yığınları arasında zikzaklar ya- pıyor.. Bir sağa, bir sola saparak ilerledikçe her iki sahil tenhalaşıyor. Balat kıyılarında sıra sıra dizilmiş hurda gemi teknelerine yuva kuran güvercin sürülerinden başka hareket eden bir şey yok. Hasköy sahillerinde suyun yüzünü kaplayan kepek, arpa tozları arasında birkaç sandal hafif hafif sallanarak mülevekkilâne bek- leşiyorlar, Sahilden iskeleye doğru bir adam geçti mi, yanık bağırlı, çe- lik adaleli kayıkçılar hep birden san- ayağa kalkıyorlar, perde perde haykırmalar yükseliyor: — Haydi bayım, yüz paraya Bala- ta, bir çeyreğe İstanbula götürüyoruz. Üç kişi daha bul da gel, Vapurdan daha evvel götürmezsem para yok. Birkaç kişinin sandala bindiklerini gördüm ve, doğrusu ya;-katran gibi çamur dolu, bulanık yüzlü Halicin korkunç göğsüne böyle bir-tekne ile atılan bu yolcuların cesaretlerine hayran oldum. Buraya Haliç değil, mezbele desek daha muvafık olur, Cemal Refik iRomanya Veliahdi 18 yaşında Romanya veliahtı prens Mihay, bugün 18 inci yaşını ikmal ediyor. Komşu ve müf- tefiğimiz Romanya bu günü ferkşlide me- rasimle kutluyor; Bir kaçakçılık Bir ç(riyat firması sahibinin, tanınmış bir Avrupa itriyat firmasının etiketini ta- betiirerek gümrük resmi vermeden mem- leketimize ithal ettiği meydana Emra tır. Firma sahibi bundan haberi olmadığı nı söylemişse de, etiketlerin irade ii ba sıldığı, tedkik neticesinde meydana çıka- rümiş ve itriyatçı müddeiumumlliğe veril- e Avrupa firması da dâva ikame ci B.A. —Rica riza te gazeteler şu bahaj bari her gün yazsalar. — Neye yarar ki? B. A. — Hiç olruazsa her güm sevinirsi niz dostum!