AKŞAMDAN AKŞAMA Tavuk nesli tehlikede mi? “Bütün tavuklarımızı Al- manya çekiyorl,, dediler; evvelki gün İstanbulda bir tek tavuk bulamadım Bazı hastalıkların nekahat devir. leri insanları iştihalandırır. Hayata yeniden kavuşan: «Şunu isterim! Bu- nu isterim!» diye tutturur, Hattâ ar- zusu yerine getirilmezse ağlar bile... Telefon ücreti | Muhaverelerin 5 kuruşa indirilmesi düşünülüyor Pek sevdiğim bir çocuk ta ayni buh- Şişli telefon santralı inşaatı sürat- Tanı geçirdi. Haftalarca, çörba, lâpa yemekten bıkmış. Yatağında oturarak kendine koskocaman bir liste yaptı: — Doktora sorun... Hangisini bıra- kacak bakalım. O koskocaman Cennet taamı mö- nüsünden hekim hemen her şeyi sil di; ancak şu üç nev'e müsaade etti: Haşlama balık Tavuk Kuşkönmaz İşte bu liste yüzünden garip bir ma- cera geçirdim. Bütün İstanbul tarafında ve Gala- tada evvelki gün bir tek tavuk olma- dığını söylersem şaşar mısınız? se Üç sene evvel Ünyeye seyahat etmiş- tim. Orada da ailemden biri hasta ol- muştu. İlle tavuk lâzım gelmişti de bü- tün çarşıyı ve civar köyleri altüst et- meme rağmen tek tavuk bulamamış- tım. Nihayet kümesi olan bir avu- kattan yalvara yakara (acındıra ihtiyacımı temin etfimdi. O zaman; «— Köyler ortasında bir kasabada na» sıl tavuk bulundurulmaz?» diye Ün- yeyi ayıplamıştım. Bir gün - hem de böyle sulh, müsalemet ve bolluk gü- nünde - İstanbulda hasta için tavuk bulunamıyacağı aklıma gelmezdi. Koca koca dükkânlar açıktı. Beni de tanıyorlar, — Manlesef yok... - diyorlar, - Kü- çük piliç teklif ederek sizi aldatmak istemeyiz... Tavuk kalmadı... — Ne oldu bu hayvanlara? — Almanya çekiyor... Yüksek fiat veriyor... Piyasayı kuruttu... Yarın bir uğrayın bakalım... Bir otomobile atlayıp Galataya ge- çerek büyük tavukçulara baktım, Ora- da da ayni cevap... Beyoğluna kadar gitmeme, bir de orasını tecrübe etme- me imkân yoktu... «— Bugünlük ötekilerle atlatırız... Yarın da tavuk yer!» - diye düşünü. yordum. Fakat İstanbul şehrinde hasta için bir tek tavuk bulunmamasi, «bütün tavuklarımızı Almanyanın çekmesi», bu havadisin de aylardanberi tefrika halinde uzayıp gitmesi, âdet hükmü- ne girmesi ne demektir? Türkiye ki tavuk ihracatçısı memlekettir. Acaba bu kıymetli hayvanlarımızın nesli teh- likeye girmiş olmuyor mu? Canla başla tedkik edilecek mevzudur. Dik- kati celbederim, Bazı mallar, yüksek flat verlise dahi satılamaz, «Bize kal. mıyacak derecede» tavuk ta o meyan- da olmak gerek. ... Söyliyeyim de şaşınız: Ayni gün zar. fında haşlama yapılacak bir tek balık bile bulamadım. (Sant yedi sula- rıydı.) Hele kuşkonmaz hikâyesi daha ko- mik! İstanbul ve Galatanın © hemen bütün bakkalları: — 0 da nedir? - diyorlar, e duymamışlar... Büyük mezeci- — Her yeni mesele eski meseleleri | Gölgede bırakıyor bay Amca... le ilerlemektedir. Beyoğlu mıntaka- sında otomatik telefon muhaberele- rinin güçlükle icra edildiği göz önün- de tutularak santralın biran önce bitirilmesine çalışılmaktadır. Bu hü- gusta, bir müddettenberi şehrimizde bulunan Münakalât Vekili B. Ali Çe. tinkaya, alâkadarlari yeniden emir- ler vermiştir. Şimdiki halde Şişli te- lefon sântralırın 26 eylülde resmi kü- $adı yapılması mukarrerdir. İmkân bulunursa santralın küşaâ merasimi daha önce yapılacak, böylece Beyoğlu muntakasındaki telefon: muhaverele- rine 26 eylülden evvel vüsat verti- miş olacaktır. Şimdiki halde Şişli telefon santralı 2000 aboneliktir ve abonemanların hepsi üç ay evvelden başlayarak son zamanlara gelinceye kadar tamamen satılmıştır. Lüzum görüldüğü tak- dirde, şehrin diğer semtlerinde de munzam telefon santralları kurula- caktır. Şimdiki halde, Adalar ve diğer ka- za telefonlarının otomatik bir şekle Ifrağına lüzum hissedilmemektedir. Maamafih yakın bir atide, şehrin bütün telefon merkezleri otomatik olacaktır, Telefon muhavere ücretlerinin 77,5 kuruştan da aşağıya indirilmesi dü- şünülmektedir. Şimdiki halde posta, telefon merkezlerinde yapılan tele- fon muhaverelerinin mükâleme Üc- rel (5) kuruş olarak tesbit edil. miştir. Bu ücret düşüklüğü, halkın P. T. T. merkezlerine rağbetini mu- cip olmaktadır. Diğer umumi muha- verelerde de telefon mükâleme ücret- lerinin 5 kuruşa indirilebileceği tah- min edilmektedir, GRE yorsunuz, değil mi? — Canım o, Kuşgönüdür... Benim sorduğum Kuşkonmaz! - deyince: Topraklarımızda yetişebildiği hal de bu nefis sebzeye karşı bu kadar ca- hil olmamızı havsala alamaz. Şayet bir uşağım olsaydı da eline bir pusula ve para vererek; — Oğlum!... Bin bir otomobile, Galatadan mı olur, İstanbuldan mı olur, bir tavuk, biraz haşlamalık ba- hık (her ne cins olursa), bir kutu da kuşkonmaz al! - deseydim ve o uşak: — Defol beceriksiz... Sen de adam mısın?... - diye kovardım; bin şahid gösterse katiyyen inanmazdım. Fakat hakikat bu: Sahiden yok... Geçen gün bu sütunumda memle- ketin bolluğundan bahsetmiştim. On. lar tabiatin mevhibeleriydi. Bugün de bazı şeylerin kıtlığından bahsediyo- rum. Bu da bizim beceriksizliğimiz, teşkilâtsızlığımız, kusurumuz... (Vi - Nü) HABERLERİ Haliç vapurlarının seferleri arttırılmalı ——em Köprü ile Küğıdhane arasında sey- rüsefor eden Haliç vapurlurı bundan üç sene evoline kadar sekiz vapür üzerine tanzim edilen bir tarife üzeri- no. İşlemekted idi. İdare; “Haliç şirketinden çıktıktan #wowra vapurlar tasfiyeyo tâbi butul- du ve tarife altı vapur üzerine tertip ve tenzli ettirildi. Halbuki, bu inüddeb zarfında Haliç yolcularının arttığı istatistiklerle sa- Haliç yolcuları .bu altı vapurluk ta- ,Tife ile gidip gelirlerken, bir kaç gün evel, liman idaresi, bü altı vapurun #kisinin seyrüsefere - salih olmadığını görmüş ve kızağa çekilmesi “bildirli- miştir, Bu #uretle Yapurlar dörde indirli- müş ve yolcular hayli sıkıntı çekmek- te bulunmuşlardır. Haliç sakinleri, vapurların #kı bir İntiğdama konulmasını, şimdiki halde idarenin bağlı bulunduğu Belediyeden rica ediyorlar. Kasımpaşa: DI. N. Umumi Meclis dün toplandı Kübeeminye dahil muhtelif maddeler encümenlere havale edildi İstanbul umumi meclisi fevkalâde toplantısını dün Vali ve Belediye Re- isi B. Lütfi Kırdarnn reisliği altında yapmıştır. Riyaset kürsüsüne geçen Vali B. Lütfi Kırdar azayı selâmladıktan sonra ruzmnamede mevcut işler için fevkalâde (o toplantıya (O başlandığı- nı söylemiştir. Bundan sonra dört azanın, bu arada avukat B, Atıf Ö. dülün mezuniyet talepleri kabul edi)- miştir, Müteakiben ruznamede mevcut m&ddeler bi er okunarak encü- menlere havale olunmuştur, Ruzna- medeki maddeler şunlardır; Elektrik, tramvay, tünel işleri umum müdür. lüğü bütçesi ve toadül cedvellerinin tetkik ve tasdiki bütçe encitmenine, bu idarelere meclis namına iki mü- rakip seçilmesi riyasct divanına, tramvaylarda pârasız seyahat ede- ceklerin tayini ber encümenden müntehap birer azadan mürekkep olan muhtelit bir encümene, beş se- nelik imar programının tetkik ve tasdiki “nafla, kavanin ve mülkiye encümenlerine, Belediyeler banka- sından yapılacak beş milyon liralık istikraz mukavelesinin tetkik ve tas- diki kavanin ve bütçe encümenlerine yeniden teşkil edilecek bina itiraz komisyonlarına ve takdiri kıymet ko- nâ âza seçilmesi riyaset divanına, Belediye ve husüsi idarö- lerinin teşkilât o kadrolarının tetkik ve tasdiki bülçe encümenine, Beledi- yeye terkedilen mezbahada kesilen etlerden alınacak nakliye ücreti ile bunlara ait bütçe hakkındaki teklif bütçe ve iktısad encümenlerine ha vale edilmiştir. Ruznamedeki bu maddeler bu 8u- retle havale edildikten sonra perşem- be günü toplanmak üzere meclise gil- hayet verlimiştir. Ruzmamedeki maddelerin ehemmi- yetine binaen encümenler dün mec- lis içtimamdan Sonra hemen topla. narak müzakereye başlamışlardır. Bay maya görel... kabilinden!.., İT ... <iki cami cambaş bir ipte oynamaz!» : .. Meselâ bir dil davamız, bir imlâ meselemiz vardı!... Haklı şikâyetler || "disini tevkif o ederek 5 milyon lira İstikraz mukave- lesi umumi meclise verildi İstanbul Belediyesinin Belediyeler bankâsından #lacağı beş milyon |i- ralık istikraz mukavelesi Umumi mec- lisin dünkü toplantısında Kavanin ve Bütçe encümenlerine havale edil- miştir. Banka ile Belediye arasında Ankara birinci noteri huzurunda tanzim ve imza edilen mukavelenin hülâsasını kaydediyoruz: Mukaveleye göre «istimlik bedellerinin ödenmesine, Misir çarşısının istimlâk ve yardımcı hâl şekline ifrağına, süt, ekmek fabrikaları ve gara) inşasına, otobüs mü- bayaası İşlerine sarfolunmak» şartile beş milyon lira istikraz edilmiştir. Bu paranın 409 bin lirası 1 temmuz 939, 500 bin lirası 1 eyiâi 939, 200 bin lirası İ birinciteşrin, 360 bin lirası 1 ikincikânun, 500 bin lirası 1 mart 940, 500 bin lirasi da İ nisan 940 tarihinde alınacaktır ki 000 mali senesi İçinde çeman 2,460;000 lira islikraz ödile- cektir. Bu paranın mütebaki 2540/00 1- rası da | haziran 940 tarihinden itibaren alınacaktır. Bu miktar da şu taksitlerle bankaca ödenecektir; Bir milyon yüz kırk bin lirası 1 haziran 940, 300 bin lirası 1 temmuz 940, 300 bin Tras 1 ağustes 940, 225 bin lirası 1 birin- elteşrin P40, 100 bin lirasi 1 ikinçiteşrin 940, 200 bin Ilrası i mert 041, 275 bin Ji- rası da 1 mayıs Sil tarihinde alınacaktır. İstikraz edilecek paraların hangi iş için bankadan çekildiği müfredat cedvellerila bankaya bildirilecektir. Bu beş milyon li- ralık istikraz, on beş senede ve on beş müsari taksitte vo yüzde beş buçuk (alla ödenecektir. Mukavelenin bir maddesine göre Dahi- Hye Vekiletinin taahhüdü veçhile yüzde on gümrük varidat bu istikraza karşılık olarak Belediyeler bankasına yatırılacak- tır. Şimdi Meclis, bu karşılığı müzakere ve kabul edecektir. Sergi komitesile sanayiciler arasında ihtilâf 11 inci yerli mallur sergisi dolayı- sile sanayiciler ile sergi komitesi ara- sında çıkan ihtilâf deyam etmekte. dir, Sergiye iştirak eden firmalar, önce de yazdığımız gibi, iştirak be- dellerinin mütebaki nısfını ödeme. mekte ısrar ediyorlar. Sergiye iştirak eden firmaların, bu sene, üzerinde durdukları diğer bir mesele de (Şeref madalyalar) mese- lesidir. Sergi komitesi, iştirak eden firmalara, milli sanayiimize muvaf- fak bir şekilde hizmet ettiklerinden bahisle birer (Şeref madalyası) tev- zi etmiştir. Madalyaları alan firma- lar, bilâhare verilen Şeref madalya- larının ücrete tabi olduğunu görün. ce büyük bir hayrete düşmüşlerdir. Maamafih bazı firmalar, bedelini ve. yerek bu madalyaları almışlardır. Mehmed adında bir genç birkaç gece evvel sabaha karşı Fatihte Hay. dar civarında bir düğünden döner. ken yolda sarhoşlukla Zülfikar ve Ziya adlarında iki arkadaşile kavga etmiş ve ikisini bıçakla yaralamıştır. Mehmed dün Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde sorguya çe- kilmiş, sarhoşlukla ne yaptığını bil- mediğini söylemiştir. Mahkeme ken- tevkifhaneye göndermiştir. . Halbuki hâlâ dil hatâsı, imlâ yanlışı yapanlar oluyor!... Eğer bu dava yaşayorsa bunlari cezalandır- malı!.., İ heyecanlı bir yerinde birdenbire kes- © İ kubbenin muslukları açıldı. Şiddeti İSTANBUL HAYATI Yağmurun muzipliği Hava karardıkça sıcak artıyordu. . Evlerde bunalanlar İncecik gömlek- lerle, dekolte blüzlarla sokağa farlı yorlar, serince oturup vâkit geçire - cek yer arıyorlardı, Saat sekizden itibaren bahçe sinemasının önü dol- i muş, gişede herkes birbirini itiyor, bir an evvel turnikeden geçip yer kapmak için ileirye soğulmağa çalı. şıyordu. Kalabalık arasında silindir. den geçer gibi ezile büzüle girdiğim zaman oyun başlamıştı. El yordamile bir kenara oturdum. Perdede beygirler koşuyor, kovboylar sağa, sola kurşun yağdırıyorlar, be. ride seyirciler heyecandan yerlerinde zıpzıp zıplıyorlar, : Bir aralık hafif bir rüzgir yüzü” müzü okşadı. Hava birdenbire de- işti. Biraz evvelki bunaltıcı sıcaklık kalmadı. Gittikçe rüzgâr arasında bir kaç iri damla kulakla; ra, burunlara çarptı, Sağdan soldan telâş başgösterdi: — Eyvah, yağmur geliyor, — Kırk yılda bir gece sokağa çık tık, bir sinema seyredelim dedik, © da burmumuzdan gelecek galiba... — Korkmayın canım. Bulut geçi- yor. Simdi kesilir. i Geriden kalınlı inceli kadın sesleri duyuluyor: — Ben sana; bugün İçimde sıkınta var. Bu gece sokağa çıkmıyalın. Bir uğursuzluğa uğrarız, diye elli defa | söylemedim mi?.. İnsan biraz da kaynana sözü dinler. İşte, yağmur burnumuzdan getirecek, Haydi vak- tile kalkıp gidelim bari. — Burnumdan değil ya, neremden getirirse getirsin. Vallahi de kalk- mam, billâhi de, Yaz geldi geleli bir sinema yüzü görmedim. Bunlar yaz yağmurudur. Biraz yağar, geçer, Etrafta daha bir çok masalarda Ayni münakaşa oldu, fakat dikkat ettim, bir kişi bile klkıp gitmedi. İri dmlalar biraz fasıla verdi. Herkes yağmur telâşını unutmuş, ge ne filim seyrine dalmıştı, Oyunun kin bir ziya ortalığı aydınlattı. Şid- | detli bir gürültü beynimizi uğuk dattı. Sandelyeler takırdamağa baş» ladı. Herkes yerinden fırlıyor, sayuş- mak istiyor, fakat ne mümkün! Adım atmağa vakit kalmadan gök sağanak kırbaçları altında ortalık birbirine karıştı, Sağdan soldan çığ- ıkalr o yükseliyor, incecik dekolte roplari bir an içinde sırsıklam kesi- len kadınlar, genç kızlar, paçaların- dan sular sızan erkekler birbirlerini çiğneyip ilerlemeğe zorluyarlar, San- dalyeler devriliyor, masalar yuvar. lanıyor. Alaca karanlıkta birbirleri- ni kaybedenler, çiğnenip ezilenler. tifi gibi dolmuş. i Sağnak on dakika kadar devam et- tikten sonra kesildi. Herkesin bu fırsattan oistilade ederek savuşup | evine gideceğini umarken, bir çokla- ri filimin sonunu seyretmek Üzere tekrar koşuk ıslak sandalyelere otür- mazlar mu?.. Habe boyali ğe yim B. A, — Yanlışı yapmış olmak da a bir cezadır!... — 912... B.A,— Yapanı 15 sene çetiye | atari