pa ii — AKŞAMDAN AKŞAMA #plomasızlar ve barem v m meselesi ve onunla bağlı ola- .,iploma meselesi matbuatı da, Umumiyeyi de pek Alâkadar Ol, “* *diyor. Ül Bareme det “len de dair şu temenniyi vaktile unsuru, istidad ve teşebbüs Afk, , dan daha büyük rol oynama- , kayt, >» Bu dileğin müdafaasını yap yi nd de yeni bir endişe görülüyor: ii 'asızlık, bir memurun ayağı bağlanmış pranga gibi, ilerlemesi- e m.“ olmasın!» vE Meslektaşlarımız yeni Barem- ue, Dlsusiyeti görerek tenkid edi- ?** İk Piploma; elbette yabana atılacak bir o İL... Devlet, uzun tecrübelerden ye adamdaki bilgi evsafını an- € İYeç,, unla tesbit edebiliyor. Onun , konacak başka bir ölçüyü he- nu kinase keştedememiştir. Diploma- “ey, Mkyas olmasını umumi kaide di- ha emekten başka çare yoktur. e e emleketimizin birçok vilâyet mer- rinde bile henüz -değil yüksek lise açamadığımızı unutma» hap '5- Ortamekteplerin memleket nün, da taksim edilişini de göz“ dç şe, tutmalıyız... Fakültelerimiz LA anbulda ve Ankaradadır. vğita,, vöYle olduğuna göre, devletin İ gazında yüksek mevkileri tut- ni, in kânındanı nice nice vilâyetleri- n ie neleri mahrum kalıyorlar de- en bir şehre, vatana hâkim- ma, Bizans, Osmanlı ve saire kada, ihde hep böyleydi. Son devre ju Vardı anbulun da istisnai bir ha- 1 Kalya, Nazariyede kalktı. Bili de Meyag, lâzım olduğuna kaniiz. Öy- Mia; z vilâyetlerimizin çocukla- | 1 May lomanız yok! - diye mesul ol- i bati, bir vaziyetten dolayı nasıl 4 52 bırakabiliriz? A Buna, #e» i İ Kinder, 1 — Ailelerinin fıkaralığı yi. * 2 — Orta neslimizi allak bul len 1910 . 1923 muharebe ve kar- Yüzünge, yüzünden; 3 — Hastalık diploma alamamışları da hlâ- arya Muazzam bir içtimai mesele öy # Mdayız, ı : 0 Mem iş görüp hem tahsil ede- nda imkânlar yaramak; bg ». tüh, , memleketlerde olduğu Kir, Bükâtebe usulile tahsil, cihaz 3. Keza yaratmak... Miş bayplkan memleketlerinde de em 'unan gece üpiversitelerini bunları yaptıktan sonra, is- hay, ZYretli vatandaşlarımıza kar- İatzlık etinediğimize emin olabi- lif in İ /4 bank idare meclisi D toplantısı e den eybank idare meclisi dün öğle- Memeni toplanmıştır. Denizyolları Umum müdürü B. İbrahin Kalaç, Je muavin! B. Yusuf Ziya İm Oğlu'nun da bulunduğu bu Denizbankın lâğvı müns- tasfiye işleri üzerinde görü- Me, Büy? Rak geçide Yaz gelince bir sivris- Yetidir başlardı bay Amca... Belediyede teftiş Fen müdürlüğü muameleleri tetkik ediliyor panda Belediyenin ön senelik muamelele- z olan mülkiye mü- rini teftişle eği ynüdür- , Belediye ene ckiklerini bitirmişlerdir. ü leleri Muhasebe müdürlüğü muamele birçok safhalara ayrıldığı için müfet- tişler, her safha hakkında hazırladık- ları fezlekeleri Dahiliye . Vekâletine mişlerdir. Etel bugünden itibaren Be- leğiye Fen heyetinin on senelik mua» melelerini tedkik ve teftişe başlıya- caklardır, Bu maksadla dün Fen he- lardır, Belediye : leri çok şümullü ve geniş olduğundan müfettişlerin burada çok meşgul ola- cakları tahmin ediliyor... Yaz tarifeleri Akay seferlere birçok ilâveler yapıyor turlarının yaz tarifesi etra hele ani tafsilât vermiştik. Dünden itibaren Haydarpaşa ile köprü ara“ sında işleyen vapur tarifelerinde de küçük tadilât yapılmıştar. Devlet de- miryolları mevcud banliyö trenlerine bir tren ilâve ettiği için sabahları sa- atş,10da Haydarpaşadan köprüye hir vapur ilâve edilmiştir. Kadıköy seler- lerinde değişiklik yoktur. Adaların yaz tarifesi ay başında tai bik edilecektir. Ancak ay başından bir iki gün evvel tatbiki ihtimali de var- dır. Kati tarih, nihayet bir haftaya ka- dar tesbit edilecektir. Dün de yazdığı mız gibi Adalar yaz tarifesinde bazı yenilikler yapılacaktır. Anadolu sahili tarifesine gelince: Plâj mevsimi teminuzda başlıyaca- ğından Suadiye ve civarındaki plâjlara gideceklerin ihtiyacını karşı» lamak üzere bu sahillerin yaz tarifesi de temmuz bâşında tatbik edilecektir. Denizde boğulan gömlekçi Mansurun cesedi bulundu. Dün öğleden sonra Kumkapı sahil- lerinde genç bir erkek cesedi bulun muştur. Cesed, zabıta tarafından Sa- hile çektirilmiş, an bir zaman son- is edilmiştir. iri tahkikatta bu cesedin, geçen Pazar günü, bir rum kıziyle sandalda gezerken yıkanmak üzere denize giren ve boğulan gömlekçi Mansur olduğu anlaşılmış, cesed aile sine teslim edilmiştir... Altı kişi biribirini dövdü Ragıb, Alİ, Mehmed, Basri, Saim, Adil isimlerindeki şahıslar Emlönüne de bir iş almak ineselesinden kav ei ya tutuşmuşlar ve hepsi birbirlerini dövmüşlerdir. Polis, bu allı kaygaci- yı yakalıyarak mâhkemeye vermiş- tir. Kemal is- Fatihte oturan kuyumcu minde bir.de Polise müracaat ve rek Selâmi adında biri tarafından vüldüğünü iddia etmiştir. Polis Selâ- Bay Devamlı mücadele sayesinde ondan kurtulduk şükür!.. Fakat çok sevinmeden yenisi çıktı: Hoparlör şikâyetil... gir İni Karilerimizin mektupları Hoparlör belâsı İstanbul ile Mudanya srasında leyen yon! vapurlara hiç vöz yok!.. Temiz, rahat, süratli vapurlar!.. İle- velâkin #slonlarindaki o hoparlörter- den ilâllah!.. Vapur daha rıhtımdan kalkmadan çalmağa başlıyorlar, tâ müntehaya varıncaya kadar carcar da carcar!... Bu musiki neşriyatı muayyen bir saatN veya Tapurun muayyen bir salonunda yapılsa bari, neyse!. Fa- kat hayir, - tuvaletler müstesna! - her salonda, her köşede bir bopar- 1ör1.. Haddinizse bir kitap, bir gaze- te açıp okuyun, Yahut şehrin gürül- tüslünden yorulan başınızı şöyle âr- kaya yaslayıp dinlendirin, veya iki sabır yazı yazın, arkadaşınızla bir bahse başlayın!.. Ne mümkün! Denizyolları İşletmesi, yolcularını böyle lüzumsuz ve mecburi bir musiki ziyatetinden azad etse halkı daha memnun etmiş olur, kanaatindeyim. Bir yoleu Hiddetli bir adam Mahkemeden çıkınca şahidi dövdü, polise hakaret etti İ Mustafa adında biri, Uzunçarşıda Fatma adında bir kadının tütüncü dükkânının önünde kavga ettiiğ için, | yakalanıp mahkemeye verilmiştir. Mustafa, asliye İkinci ceza mahkeme- sinde muhakeme edilirken, tütüncü | Falma da şâhid olarak dinlenmiş ve | vakayı anlatmıştır. Mahkemeden çıkınca, Musta'a, Fat- hianın kendi aleyhinde şahidlik etme- sinden hiddetlenerek birdenbire ka- dının üzerine atılıp bir yumruk vur- müş ve koridora yuvarlamıştır. Vakayı haber alan Adiiys zabıta me- muru yetişerek, Mustafayı yakalamış ve bu hâdiseden dolayı hakkında tahs kikat yapılmak üzere müddelumumi. liğe götürmek istemiştir, Vi Mustafa, merdivenden inerken po- lise de hakaret etmiştir. Gerek Fatmayı dövmek ve gerekse polise hâkaret etmek sularından dola- | yı Mustafa hakkında evrak tanzim olunarak Cürmümeşhud kanununa tevfikan muhakeme edilmek üzere derhal asliye İkinci ceza mahkemesi- ne verilmiştir. Yapılan muhakems neticesinde, Mustafanın bu iki suçu sabit olduğun- dan, polise hakaretten bir ay, şahid Fatmayı dövmekten de üç gün olmak üzere otuz üç gün hapsine karar ve- rilmiştir. Mustafa derhal tevkif edile. rek Tevkifhaneye gönderilmiştir. Amudi şekilde asılmış lev- halar kaldırıldı Dükkân ve mağazaların cepheleri- ne amudi şekilde atılan levhaların kal. dırılmasına umümi meclis tarafından | karar verilmişti. Bu karar, Belediye relişliğince Kaymakamlıklara tebliğ ! edildiği için Belediye zabıta memurla- rı kendi mıntakalarındaki bütün mağa. | za, dükkân, fabrika ve emsali müesse« seleri birer birer dolaşarak amudi şe. kilde asılan bütün levhaları birer bi. rer kaldırmışlardır. Ancak reklâm ma- hiyetinde olan ve elektrikle tenvir edilen levhalar bundan hariçtir, Amcaya göre... | vapur şirketinin ihtilâflı bir işini hal inek ahırları Bir komisyon elverişli yerleri tedkik ediyor Belediyenin süt işini halletmek üze- Te tedkikler yapan heye$, ayni zaman- da ahır işlerinin de hal ve tanzimine karar vermişti, Bu maksadiz Vilâyet Baytar müdürü B. Etem, Belediye Baytar müdürü B, Esad, Vilâyet ve Belediye Sıhhiye müdürleri B. Ali Rİ- zâ ve Osman Said, Belediye Pen mü- dürü B, Nuri, Sıhhiye müdürlüğünde toplanarak görüşmüşlerdir, Komisyon, evvelce yaptığı tedkik- ler nelicesinde her mıntakada ahır ol- mağa elverişli yerleri kaymakamlar- dan sormuştu. Bazı yerlerden gelen | cevaplar tedkik edilmiştir. Ezcümle Fatih kaymakamlığı Edirnekapı huri- | cini ahurinr tesisine müsaid göster. | miştir, Komisyon teklifleri tedkik | ederek kararını verecektir. Galata yolcu salonu Cümhuriyet bayramına kadar yetiştirilmesine çalışılacak Galata yolcu salonu inşaatı epice MNerlemiştir. Yeni yolcu salonu, 936 | senesinde başlanan işlerin en mühim- | lerinden biridir, Salonunu 937 senesi 29 Teşrinievvelidne teslimi icab edi- | yordu. İnşaat bu müddet 2arfında Ikmal edilememiştir. Denizbankın lâğvı dolayısile yeni idare, yolcu salonunu bu sene Cüm- huriyet bayramına yetiştirmeye ça- | lışacaktır. Yeni salon .Cümhuriyet | bayramında merasimle açılacaktır. Termometre 33 derece Sıcaklar devam etmekte ve şiddetini arttırmaktadır. Dün termometre 33 dereceye çıkmıştır. Akşam üzeri 28 de- rece idi. Sıcaklar yüzünden © nize gi- renler çoğalmağa başlamıştır. Suiistimal olup olmadığı henüz belli değil Limanlar umum müdürü B. Müfid | Necdet hakkında bir hakem ücreti meselesinden dolayı kanuni takibata girişilmiştir. Alâkadar makamlardan alman mas lümata nazaran, Sadıkzade biraderler için B. Müfid Necdet hakem olmuş ve buna mukabil de ücret almıştır, İktisad ve Maliye Vekâletleri mü- fettişleri tarafından yapılan tahkikat neticesinde B, Müfid Necdet hakkın- da evrak tanzim olunarak Adliyeye verilmiş ye müddejumumilik evrakı birinci sorgu hâkimliğine tevdi etmiş- tir. Tahkikat tekemmül etmediği cihet le, bu işin bir suiistimal mahiyetinde olup olmadığı henüz tesbit edilmemiş. tir. Birinci sorgu hâkimliği tahkikata devam ediyor. Bir işçi elini makineye kaptırdı Fındıklıda bir marangoz fabrika. sında çalışan Osman, dün bir aralık elini makineye kıstırmış ve beş par- mağı birden kesilmiştir. Polis, yaralı ... Halkın hakkı da var: Bir Böğazi- çi vapuruna bin: Hoparlör!.. Bir kır kahvesine git: Hoparlör!.. Vapurla Mudanyaya kaçayım, de; Hoparlör!,, .. Ne dersin, sivrisinek vızıltısına, gramofon zırıltısına rahmet okutan bu zrdeli nihayet tımarhaneye de ,konmuş!,, “Banife 3 — —— 1. ISTANBUL HAYATI ———— — .. : Eze ... 2. ee Bir gezinti dönüşü Boğaziçi vapuru Köprü iskelesine yanaştı. Omuz omuza sıkışmış yoleu- lar itişe kakışa ileriyç geçip biran evvel çıkmağa (çalışıyorlar. İskele uzatılır uzatılmaz siyah, değirmi şapkalı, iri, tostoparlak bir kadın telâşla koştu ve bir kaç adım yürü: dükten sonra iskelenin tam ortasın. da elini şakağına vurup durdu: — Ah, benim valizim nerededir? Vapordan çıkmışım da hiç fikrime gelmemiş, Acap kamarada bırakmı- şım, yoksam ki madam Azn'fin bah- çesinde kalmıştır?... O ellerile, kollarile işaretler yapa- rak kendi kendine söylenirken geride balık istifi halinde bekleşenler bağı- riyorlar; — Haydi bakalım madam, ya yürü, ya yol ver de geçelim. y Hey kimdir o, duvar gibi yolu kesen? Madamın öfkesi artıyor. 'Telâş içinde tepindikçe ayaklarının altın. da tahta iskele salıncak gibi sallanıs yor: — Valizimi bulmadan şuradan şu- raya ayak atar isem bana da madam Vartuhi demesinler, Hele bir tefa ka- maralara bakayım. Eğer yok ise Kuz- guncuğa kıdar dönmek isterim. Pürtelâş geriye döndü, kocaman bir silindir gibi kalabalığı yarıp ge çerken feryadlar, çığlıklar yükseliyor: — Oooot... Ayaklarım kırıldı val. lahi, — Aman omuzum. Kemiklerim biribirine geçti. Madam biraz etrafına dikkat etsene... Madam, iskelenin başıma (yığılan yolcuları silip süpürerek tekrar va- pura koştu. Bu defa da ortaya iki kişi çıktı. Biri şapkanın önünü ardına çevirmiş, öteki kulaklarına kadar ge çirmiş. Gözleri süzülmüş, ağızları çarpılmış, ellerinde birer salatalık. İskelenin ortasında kol kola girmiş. ler, sendeleye sendeleye ceblerini ka- rıştırıyorlar ve münakaşa ediyorlar; — Dur, abicim. Müsaade et de bi- let paralarını ben vereyim, — Olmaz, Bugün sen benim misa- firim sayılırsın. Bir bilet kadar kıy- metim yoksa öyle dostluk yere batsın. Nihayet arkadakilerin sıkı bir it mesile iki sarhoş Köprünün üzerine fırladılar, Tapası çekilmiş bir havuz gibi vapur boşaldı. Demir parmaklığın önünde siyah çarşaflı, yaşlı bir kadın elindeki bir deste bileti memura uzutarak izahat €vriyor: — Şu bizim Fatmanın bileti, Şu iki tanesi damadla büyük torünu- mun... Geriden hücum eden sepetli, valizi bir grupun çarpmasile kadıncağız öte tarafa fırlıyor. Bu defa sağdan itiliyor, memurun üzerine doğru yu- varlanıyor, — Ayol, bunlar ne biçim adamlar böyle? İnsanı hamam bohçası gibi oradan oraya çarpıyorlar. Bafurun İçinde bizimkileri kaybettim. Bırakın da şu biletleri vereyim bari, Kalabalık arasında bir adam da derd yanıyor: — Bir daha pazar günü gezmeğe gidersem İki olsun, Gidip dönünceye kadar anamdan emdiğim süt bur numdan geldi. Arkadan bir çocuk avaz avaz hay- kırıyor: — Babaana,.. Annem seni istiyor, «Bizden evvel çıksın da tramvayda | yer tutsun. Ben çok yoruldum, ayak- vu Şaştım, kaldım... B, A, — Ne şaşıyorsun, yerini bul muş demeki... yi