ii, İerini z Simekieği İngiliz - Alman münasebatı ya ile anlaşmak ve müzakerede bulunmak temayülü sonra Tiç va Başvekil Chamberlain ve Hariciye Nazırı lord göre Nazırı da bu yolda mühim sözler söylemiştir. Byayı iktisaden boğmağa İngilterenin asla kasdi ok ka patmağ n cenubu şarkisindeki Almanyanın tabii piyasasını Mp hiç bir saman teşebbüs o etmiyecekle- devletlerinin harici ticaretinde Almanyaya ehemmiyetle oka; kemdisine mahsus takib et- ziyan getirdiğini ve maahaza Avrupa- piyasa olduğunu ve İngilterenin Piyasadaki nlelâde ticari hissesini çoğaltmak nın dahi istiyorlar, m buhranı ma, 2desİ üzerind im daha matisaildir, bu gibi malların Baş bir sene sonra tat- Almanya ile anlaşmak ve uzlaşmak için yap- iyi karşılanmıştır. , Fakat Almanlar sözden İşe başlamaktan maksad her şeyden evvel münasebetile kesilen Almanya - İngiltere ve müzakerelerinin tekrar başlaması ve müstem- © görüşmek olsa gerektir. İngiltere ile Almanyanın teşehbüsler yapılması husus İngi hususunda birçok lar Kliring hesaplarından dolayı, hem pahalıdır, hem de kalite itibarile aşar dadır, Ham madde tedarikinde müşkülât çeken Almanya, yünlü ve pamuklu malların evsafını da değiştirmiştir. Fakat suni İpekten yapılan dokuma maddeleri, zarif desenli kumaşlar, gi- ğerlerine nisbetle piyasada sürüm te- min etmektedir, Hasılı Almanyadan satin alınması arzu edilen maddeler, yukarıda yaz dığımız demirs müteallik maddeler- dir, Bunları da almak kabil olamadı- ği takdirde, her iki memleket, arasın- da normal bir ticaret münasebeki 16- miri etmeğe de imkân yoktur. Klering cedvellerinde, mütemadi- yen Almanyadan alacaklı vaziyetle kalacağız. İhracat mevsimi geldiği, hububat, kuru meyva ihracatı başla- dığı zaman, alacak miktarının daha ziyade artacağına şüphe yoktur, Yapılacak iş. yukarıda yazdığınızı bir daha tekrar etmekten ibarettir, Her iki memleket arasında ticari te- vazün tesişi için, ithalât müşkülâtını ortâdan kaldırmak lâzımdır, Kabataşta Belediye bazı imar hareket- lerine girişiyor Belediye, Kabataşın senelerdenberi çok bakımsız ve mühmel olduğunu gö- rerek, bü sahada bazı imar hareket- lerine teşebbüs etmiştir. Kabataş var pur iskelesinin bulunduğu saha, çok çirkin ve haraptır. Belediye, bu saha» yı tanzim ederek buraya güzel bir bahçe yapmağa karar vermiştir, Bun» dan başka, Kabataş sedlerinde eki, metruk bir kabristan vardır. Seneler- denberi ölü gömülmiyen bu kabristan bakımsız ve perişan bir vaziyette kal- mıştır, Belediye, kabristanı buradan kaldırmağa karar vermiştir. Ölü ke mikleri ile mezar taşları diğer bir kah- ristana nakledilecek ve burada güzel bir bahçe daha yapılacak, ağaçlar dikilecektir. Bu mezarlıkta bazı tarihi mezarlar da bulunduğu görülmüştür. Ezcümle meşhur şeyhislâm Ebüssuud efendi. nin-mezarı da vardır. Ebüssuud efen- dinin kemikleri ve mezar taşları bü- radan kaldırılacak ve diğer bir kab- ristana nakledilerek burada yeniden Gene bu sahada Alipaşa çeşmesi na- mile maruf, çok kıymetli bir öanat eseri olan mermer bir çeşme vardır. Bu çeşmenin etrafı da çirkin bir man- zara teşkil edecek harabelerden iba- rettir. Belediye, buradaki bir evi de İstimlâk ederek bu tarihi çeşmenin om temizliyerek tanzim edecek- Nara atan bir kadın yakalandı Çemberlitaşta bir handa oturan Sa- tenik isminde bir kadın, dün gece han içinde nara atarak umumun istiraha. tanı selbettiğinden polis tarafından m ve mahkemeye verilmiş- Türkiye bütün Avrupa memleketle- rine nazaran daha iyi vaziyettedir İ Yazan: M. Şevki Yazman j Denizden ve karadan yapılacak ta» Arruzlardan aslâ korkumüs olmadığı- nı, olamıyacağını izah etmiştik. Bu ferah verici hakikatlerin hülâsası şu idi: Denizlerde müttefiklerimizin kati hâkimiyeti vardır. Bu şerait altında des Hil bir ihraç hareketi, hattâ sahilleri. mizin kaçamak suretinde bombardi- manı bile mevzuubahis değildir. Ka- ra cephesinde ise müdafaa edeceği miz biricik hudud Trakyadadır. Bit İ defa hudud kısmen Meriç nehrini ta- İ kip etmekle, müdafaası kolaydır. Dİ. ğer kısmında da kahraman ordumuz vazifesini yapar. En fena şerait olarak çok kahir bir düşman karşısında kalırsak, Trakya- nin coğrafi vaziyeti dolayısile, ordu müz geri çekildikçe cephe daralır, iki yanı bizim ve müttefik donanmanın hâkim olduğu denizlere dayanır ve öy le cephelere gelinebilir ki, buralarda büyük orduların inkişaf edip bütün kuvvetlerile harbe müdahaleye im- kânları kalmıyacağından, yandan kü- şatmağa deniz hâkimiyeti dolayısile muktedir olamıyacakdarından çok dar cephede bir Çanakkale veya bir Ver- dün müdafansile erimeğe mahküm olurlar ve bir karış İlerliyemezler. Bunlar riyazi hakikatlerdir ve herkes anlıyabilir, Şimdi bir de havadan Türkiyemize taarruz kaliyor. Hava cephesinin g6- nişliği ve manialar ihdasındaki müş- külât dolayısile hiçbir memleket bu taarruzlardan masun kalamıyacaktır. O halde mevzuubahis olan hava taar. ruzlarının tamamen önlenmesinden ziyade bir memleketin bu taarruzlar. dan ne dereceye kadar müteessir ola» .cağı, Almanların tabirile «havadan yaralanma derecesi» dir. Bu derecenin artması nisbetindedir ki muhtelif memelketler hava taarruzlarından korkarlar, Bir memleketin havadan yaralan- ma derecesi şunlara tabidir: 1 — Nüfusun kesafetine, büyük $€- hirlerin adedine; 2 — Sanayiin memleket içerisindeki dağılma şekline; İngiltere kral ve | kraliçesi Dün Nevyork sergisini ziyaret ettiler Nevyork 11 — İngiliz kral ve krali- çesi için dün burada yapılan istikbal resmi her türlü tasavvurun fevkinde. dir. Dört milyon kişi İngiliz hüküm- darlarını istikbal etmiştir. Kral ve kraliçe karaya çıkarken toplar atılmış- tır. Karşılayıcılar arasında bir milyon mektepli vardı. Kral ve kraliçe bu te- zahürattan çok mütehassis olmuşlar. dır. Sergiyi ziyaret Nevyrok 11 (A.A.) — İngiltere kral ve kraliçesi saat 12,30 da enternasyo. nal sergiyi gezmiştir. İngiliz hüküm- darlarının muvasaletinde 21 pare top atılmıştır. Nevyork 11 (A-A.) — İngiliz hüküm- darlarının sergiye muvasaletlerinde İlalyan paviyonu deisi amiral Cantu faşist usulü ile selâm vermiş ve bu hai- kın murıltılarını davet etmiştir. Enternasyonal sergi reisi krala, ya- rınki dünyarun bir remzi olmak Üze- re kristaldan bir küre ve bir de altın piramid takdim etmiştir. Londra 11 (A.A.) — Star garelesi- nin verdiği bir habere göre İngiltere kralı, Belçikayı 24 - 28 İlk taşrin tarih- lerinde resmen ziyare için kral Leo- plodun vaki davetini kabul etmiştir, 3 — Taarruzu yapacak tayyarelerin üslerinin yakınlığına. Birinci ve ikinci noktalarda Biz Av- rüpanın belki en az yaralanabilecek memleketiyiz Çünkü nüfus kesafeti büyük şehirler bizde en azdır. Nüfus kesafeti bize saldırması muhtemel memleketlerde kilometre murabbaına, 100 kişinin üstünde olduğu halde, biz- de vasati miktar 18 - 20 kişidir. Garp. te İstanbul ve İzmir, Orta Anadoluda Ankarayı, Konyayı, Cenupta Mersin ve Adanayı çıkarırsak, düşman taar ruzlarile büyük zararlara düşecek şe- hirlerimiz yok gibidir. Yani düşma- nın bir hava taarruzile elde edeceği menfaat, yapacağı külfete değmez. (Bir hava taarruzunda tayyarelerin bir kısmının düşme tehlikesi, mühim masraflar ve saire nazarı itibara ali ur.) Saydığımız büyük şehirlerde de ve meselâ bunların başında gelen İstan bulda halkı sayfiyeler, Boğaz sahille rine ve köylere dağıtırsanız, bir hava taarruzunun elde edeceği muvaffal- yet pek az olur, Ondan sonra gelen İzmir, Ankara ve diğer şehirlerde de vaziyet böyledir. Sanayilmiz plâna tevfikan kurul muştur. Onlarda sıklık ve bir araya topluluk yoktur, Onların da havadan yaralanma derecesi pek azdır, (Buna mukabil Alman sanayii garp hudud- larına yakın Vestfalyada ve İtalyan sanayli Şimali İtalyada ve çok kesit tarzda toplandıkları için yaralanma dereceleri bizimkile kıyas edilemiye- cek derecelerde fazladır). O halde bu iki bakımdan da korkumuz yoktur ve- ya diğer memleketlerinkinden çok az- dır, Gelelim, hava taarruzlarının yapı lacağı üslerin memleketimize yakın- lık derecesine: Türkiyemize saldırım iki istikamet. ten yapılabilir: 1 — Balkanlardan, 2 — Oniki adadan. Balkanlar derken tabii Balkanlı komşularımızı değil, Balkan yarıma” dasını işgal edecek düşmanları kas- dediyoruz. Binaenaleyh Trakya hudu- dumuzdan gelecek taarruzların mü. essir olabilmesi için evvelâ bütün Balkanların işgal edilmesi lâzımdır. (Aksi halde taarruz çok uzaklardan olacağından, müessir olma derecesi azalır, filolar biribiri ardınca İaarru- zu idame ettiremezler). Nisbetenen kuvvetli olması tabii olan bu taarruz ların da doğrudan doğruya ve yalnız bizi hedef tutması kabil değildir. Ev- velce de izah etmiştik. Balkanları iş- gal edip Boğaza doğru ilerliyen düş- mana karşı bizim kadar şiddetle mu- harebeye müdahale edecek devletler ve ordular olacaktır. (Melâ Romanya ve Rusya). Ve binaenaleyh Balkan. ları işgal eden kuvvetlerin bu hava ta“ Aarruzlari da geniş sahalara dağılacak» tır, İkmal membaları zaten kıt ola- cak totaliter devletler, bu taarruzları meselâ İngiliz ve Fransızların şidde- tlle idame ettiremiyeceklerdir. On iki adadan gelecek taarruzlar ise ancak ilk günlerde ve bir dereceye kadar müessir olabilir, Denizden mu- vasalâsı tamamen kesilmese dahi, çok güçleşecek olan bu adalar, sulh vak- tinde ne kadar hasırlanırlarsa hazır- lansınlar, ikmal işi güçleşecek ve hat- tâ belki tamamen duracaktır. Bundan başka adalardaki hava kuy- vetlerinin büyük Anadolu karasındı her türlü saklanma ve dağılma imkâ- nı bulacak bizim kuvvetlerimizi bu- İup tesir yapması mümkün olmadığı halde, üsleri mahdud ve muayyen olan bu kuvvetleri bizim ve müttelik- lerimizin hava kuvvetlerinin bulup imha etmesi çok kolay olacaktır, Bi- naenaleyh bu bakımdan biz adalar dan değil, adalar bizden korkacakfır, Hülâsa: Hava taarruzları bakı- mından da memleketimiz Avrupanın en emin, yaralanma derecesi en az, olan ve binaenaleyh en az korkacak ölan memleketidir. Bizden ziyade hiç- bir şehri deniz bombardımanımdan masun olmıyan ve iki sahillerinden atılacak düşman topları biribirile bir- leşecek vaziyette bulunan memleket- ler bu hesapları yapmağa ve korkma- ğa mecburdurlat GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Anatole France Paristen telgrafla bildirildiğine gö- re, muharrir Anatole France'ın meş- hur kütüphanesinin 146 kitabdan ibaret olan bir kısmı müzayede ile 266,000 franka satılmış. Bu, kitabın, hatıranın gürpteki kıymetini gösterir. se Anatole France (Anatol Frans) 1844 de Paris'te doğmuştur. François isimli bir kitapçının oğludur. Bu adı ihti- sar ederek France haline getirdi. Gençliğinde «Parnasyen; denen şairlerdendi. 1873 de «La Foğmeş Doröes isimli şiir külliyatını neşretti, Bu sırada yazdığı edebi makaleleri «Le Genle Latin» sernameli eserinde toplamıştır. 1876-da manzum bir pi yes neşretti: «Les Noces Corinthien- nes». Üç sene sonra da mensur ola- rak «Jocaste> ve «Le Chat maigröi yazdı. Asıl şöhretini eLe Crime de Syivestre Bonnard» osayesinde (kazanmıştır. Bu eser B. Nahid Sırrı tarafından )i- sanımuıza çevrilmiş, kitap bu hafta intişar etmiştir. 1885 de, çocukluk hatıralarını-ihti- va eden «Le livre de Mon Amis yi neş- retti, 1887 ile 1893 arasında Le Temps güzetesinde makaleler bastırdı. Bun- ları ela Vie Litterâireş sernamesilş | dört cild olarak kitap haline getirdi. 1889 dan sonra, birer ikişer yıl fa- sılayla şu eserleri çıktı: 'Thais, Balthassar, L' Etui de Nacre. La Rottisserie de la Reline Pedaugus, Les Opinions de Jârome Coignard, Le Lys Rouge, Le Jardin d' Epicure, Başkaca roman ve hikâyeleri vardır, 1896 da Fransız akademisine seçil- di, Bu tarihten sonra dört cildiik Histoire Contemporaine'i ve şu eser- leri yazdı: Sur la Pierre Blanche, La Rövolte des Anges, Les Dicux ont Soif, La Vie de Jeanne d Are, Le Petit Plere, La Vie en Fleur. 1921 de Nobel edebiyat mükâfaını kazandı. 1924 de Saint - Cyr - sur « Lölre'daki evinde 80 yaşında öldü. Zarif, ince, kültürlü ve müstehsi bir Fransız muharririydi, Bütün dün yadaki edebiyatçıların en mühimlerine den sayılır. İspanyadaki İtalyan tayyare- ciler dönüyorlar Kadiks 11 (A.A) — İspanya dahili harbine iştirak etmişolan İtalyan tayyarecileri «Dulıo» vapurile saat 20 de Cenovaya hareket etmişlerdir. General Kindelanın riyasetinde İs panyol heyeti fle 280 İtalyan maki- nist ve teknikci 70 İtalyan tayyare. cisi ile birlikle vapura binmişlerdir.