. 05 AKŞAMDAN AKŞAMA Üniversiteye hiç bir yokluk çektirmemeliyiz «İşte yok!.. Yoook!.. Yoktan ne Çikar?..» ovaziyetine düşenler için Şimdiye kadar meşhur bir fıkra kla- $ik bir istinadgâh teşkil ederdi. Malümdur; tekrar anlatmıyalım. “(Bilmiyenler bilenlerden sorsunlar!). «Barut yok!» fıkrası... Hani kale mu- hafızı: «Top atmamaktaki 67 sebebin bir tanesi barut olmaması» deyince, paşa: «Öteki sebebleri beyhude zah- met edip söyleme... Bu birinci kâfi!» demiş... ... Üniversite rektörü B, Cemil Bilsel in son beyanatı bu maruf misali bir darbede devirdi; rekor kırıp onun yerine geçti. Bakın, neler yokmuş: 1 — Dershaneler, her fakültede talebeyi almıyor. Kütüphanelerde ta- lebe oturabilecek, okuyabilecek yer bulamıyor. seminerlerde, enstitüler. | de, lâboratuarlarda ayni durum.. (Daha sayıyor, sayıyor ve şu neticeye varıyor:) 2500 kişi için kurulmuş bir müesseseye 6000 kişi alınırsa elbette | yer ölmaz. Z — Kitap yek. Üç senede üniver. site 50 kitap bastırdı. Buna yakm aded de basılmakta olan ve basıla- cak var, (Türlü türlü ilim şubeleri İçin ne zayıf istinadgâh!) 3 — Talebe teşkilâtı yok. 4 — Talebenin bir evi, bir yurdu, talebelik şerefile yaşayabileceği bir binası, bir spor tesisatı yok. 6000 (a- lebenin 4000 i bunlardan malırum- dur, Ekserisi pansiyonlarda veya hu- Susi yurdiarda çok zahmet çekiyor. Talebe lokantası bile açamadık. 5 — Şehirdeki kütüphaneler erken kapandığı için, talebe bunlardan da kâfi derecede istifade edemiyor. Ki. tap arama, bulma usulü henüz fen- nileşmemiştir. ği İşte ilim adamı için beş «yok» ki, her halde «barut yok» dan mâdda «top yok», «topçu yok», «hedef yok» Ayni derecede müskit! Buna rağmen, üniversiteden yük- Seldiğini duyduğumuz bu tazallumü, kendine güvenen bir insanın nefsini hikbinane Otenkidine benzeliyoruz. Zira, daha bir kaç ay evvel, B. Cemil Biksel'le birlikte, bütün fakülteleri &tzdik; bu yokluklar içinde ne cehd- ler sarfolunduğunu, ne semereler alındığını gördük. Rektörün uzun beyanatında yalnız birşeyi methettiği görülüyor: — Talebenin cevheri, olgunluğu, dürüstlüğü... «Yarının mesuliyetini üzerine alacak olan Türk gençliği İçin, bu, kuvvetli, büyük bir teminat- tır!» diyor. «Yurda, inkılâba bağlı lik, ilerleme, ilim öğrenme hevesi... Daha iyi hizmet edebilme hırsı...» Bütün o yoklukların acısını avun- | yozunun Hüseyin isminde biri taru- duracak ne güzel teselli. Yüksek | fından çalındığını iddia etmiştir. Po- n şuurunun mevcudiyeti!.. Ba- Yutu da, topu da, topçu terbiyesini de | tahkikata başl Yüksek. şunr yarattığına göre, “üni- Vetsitenin * bütün ihtiyaçlarıni &be- | Ve buna mukabil skitabım sen yapi» | diyen yok kalmağa mahküm sayıp bedbinleşemeyiz... Hepsi de telâfisi Mümkün şeylerdir. İrfan o muhitimizde, rektöründen €h genç talebesine kadar herkes, bu eksiklikleri hissediyor, haykırıyor, is- tiyor. Cemiyetimiz, en güzide evlâd- | yokluk çektirmiyelim... Değil ki böy- bu kadarcık şeyleri - anha | le onu klasik yokluğun rekorunu Minha, üç beş binayı, üç beş türlü t masarıfını - temin etmelidir. ŞEHİR HABERLERİ Eğlence yerleri Belediye fiatlerin artırılmasını kabul etmedi Geçen sene Dahiliye Vekâleti tara- fından gelen bir emir üzerine bütün tan gazino, birahane, bar ve emsali- nin fiat listelerinde tenzilât yapılmış- tı. Belediye bu tenzilâtı yaparken, iç- kinin İnhisar idaresince tesbit edilen Satış fiatini esas ittihaz ederek, mev- ki ve sınıflara göte bu kabil yerlerde satılacak içki ve meze fiatlerin! tayin etmişti. Son zamanlarda bâzı gazino ve bar sahipleri kendi müesseselerinin eğlen i ce vasıtalarında bazı değişiklik yapıl- | dığını, meselâ ince saz yerine ca£ koyduklarını ileri sürerek, fiatlerin | arttırılmasını istemişlerdir. Belediye, | eğlence yerlerinde ucuzluk temini için tanzim edilen bu fiat listelerini değiştirmemeğe karar verdiğinden, bütün müracaatleri reddetmektedir. Diğer taraftan Belediye, kahveha- ne, lokanta gibi içki satılmıyan yer- lerde alınacak fiatler içinde bazı esaslar tesbit-ederek fiatleri ona gö- re tanzim edecektir. Süt ve et Devlet ziraat işletmeleri kurumu bir fabrika açacak İstanbulun süt derdini de Devlet Ziraat işletmeleri kurumunun halle çalışacağını dün yazmıştık. Devlet Zi- raat işletmeleri kurumu bir süt fab- rikâsı kurmağa karar vermiş ve fab- rikanın makineleri tamamen getiril. miştir. Ankaradan şehrimize gelen Devlet Ziraat işletmeleri kurumu umum müs; dürü B. Şefik, İstanbulun et mesele- sile meşgul olmuştur. Ziraat Vekil B. Faik Kurdoğlunun iki günlük meş- guliyeti de şehrimizin et ve süt me- selesile yakından alâkadardir. Devlet Ziraat kurumu, İstanbulda et işini idare etmektedir. Şimdilik | günde 400 koyun kesiliyor, bu mik- | tar ibtiyaca kâfi gelmemektedir. Şeh- rin ihtiyacı için hayvan stokları vü- cude getirilmiştir. İstanbulda yapı- lan son tedkiklerden sonra Kurumun | et işleri teşkilâtının tevsil kararlaştı- i rlmıştır. İ Üç tavukla bir horoz çalmış Nişantaşında Meşrutiyet mahal- lesinde oturan bayan Hacer, polise | müracaat ederek, üç tavuğile bir ho- | lis, Hüseyini yakalıyarak hakkında vazifesini - vazifelerin yine ona yükliyebiliriz, Her ne isterse cemiyetten hepsini behemehal bol bol almağı hak eden milli ifiharımız müesseselerin en ba- şında üniversite gelir, Ona hiç bir en gücünü - eğlence yerleri ve bu arada içki sa- | kırmış bir halde bırakmak... (VA - Nü) Karilerimizin mektupları Şirketi Hayriyenin açtıracağı Kabataş meydanı zelenizde mülenddid sefer- ler, Kabataşta, havuza nazır İram- vay bekleme yerinin üstündeki kabristan duvarının yıkılıp kaza çıkarmak üzere bulunduğunu yazdınız. Çok şükür, bir felâkete sebeb olmadan, bu gebeleşmiş duvar, şimdi yıktırılmaktadır. Fakat ancak yarıya kadar indi- rilip öte tarajtı tamir edilecekmiş, Diğer taraftan o öğrendiğimize göre, Kabataş meydanını geniş- letip tamir etmek işini, Şirketi Hayriye kendi Üzerine almış ve icab eden resmi muamele de çok- tandır yapılmış, imaalanmış bit- miştir, Zeten ortadan kaldırılması mu- karrer bu gibi duvarların tamir- lerine hacet kalmaksızın, meyda- nin açılmasına biran evvel baş- lanmasını biz Kabataşlılar temen- ni ediyoruz. Dolmabahçe meyda- nt da yapılmakta olduğu için, bi- #im meydanın da burada tamam- lanması, şehirde iyi bir heyeti umumiye meydana getirecektir. Bunu da, parası olan Şirketi Hay- riye deruhte ettiğinden ve faali- yeti artan araba vapurları için meydan zaten lâzım olduğundan dört başi mamur bir iş biran er- vel herkese fayda lemin eder $€- kilde yapılmış olacaktır. Vali B. Kırdarın dikkatini cel- bederiz. Kabataşlılardan bir grup © Tramvaydan. çıkan alevler Fatih durak yerinde alev saçan tramvayı ancak itfaiye söndürebildi Fatih - Harbiye seferini yapan vat- man Mustafanın idaresindeki 81 numa- ralı tramvay arabası, dün akşam Üze- ri Flih tramvay durağında iken re- zistans kontağı yanarak fazla miktar- du alevler saçmağa başlamış, tramvay memurları vaziyeti idare edemeyin- ce, itfaiyeye haber vermişlerdir. Az sonra yetişen itfaiye, icab eden vesa- iti kullanayak alevlerin önünü almış» tar. . Tramvay arabası depoya çekilerek selerden xmenedilmiştir. Otomobil kazaları Soför Bürhanın idaresindeki mobil, İstiklâl caddesinde on iki yaş- larında Tanaş ism bir çarparak yaralamıştır Hakkının idaresindeki otomobil de, Galatada gliçı Mehmede çarpıp muh- telif yerlerinden tehlikeli surette ya- ralanmaşına sebep olmuştur. Poliş, Mehmedi Beyoğlu hastanesine yatır. mış, şoförü de yakalamıştır. Sular idaresi ea Idare meclisinin kaldırılması . ... eğ düşünülüyor Belediye, 939 senesi yeni masraf bütçesini hazırlarken, Belediye kad- rTosunun çok geniş ve dağınık bulu- han vaziyeti karşısında esaslı tedbir- ler alacaktır. Belediye hizmetlerinin tamamile görülebilmesi esası kabul edilmekle beraber, lüzumundan fa7- la genişletilen bazı teşkilâta da niha- yet verilecektir. lar idaresi kadrosunu da tedkike muhtaç görmüştür. Sular idaresi kad- rosunun genişliği, idarenin maâsraf- nı arttırdığı , Suyun maliyet fiâ- tine de tesir etmektedir. Bir müdür- le bir başmühendis inrafından yapi- Jabilecek idarenin teknik ve idari mur amelâtının bir İdare meclisi tarafın» dan tedviri de masrafi kabartan 50- beplerden biri olarak telâkki edi mektedir, Sular idaresinin, Belediyenin diğer şubeleri gibi, Riyasele bağlı bir mü- €ssese olması ve kadrosunun bu esas- lara göre tanzimi düşünülecektir. Esnaf cemiyetleri Esnaf hastanesinin genişletil- mesi kararlaştırıldı Esnaf cemiyetleri idare heyetleri bu ayın 27 sinde Halkevinde mühim bir toplantı yapacaklardır. i Toplantıda, müşterek yardım teş- i kilâtınm 938 senesi çalışmaları üze- | rinde konuşulacak ve 939 senesinde yapılacak işler müzakere edilecektir. | Hastanenin tevsi edilerek 80,000 eş- nafın ihtiyacına cevap verecek hale getirilmesi şimdiden kararlaşlırılmış- tır, Ayni zamanda hastane için bir cankurtaran ve hasta nakliye otomo- bili satın alınacaktır, 939 senesi zarfında Esnaf hastane- sinde 4238 kişi todavi görmüştür. Belediye yapılan yol ve lâğım ! hakkında şubelerden malü- | mat istedi Belediye, mahalle aralarındaki bo- Zuk yol ve mecraların tamiri için her Belediye şubesine tahsisat vermişti. Belediye reisliği, yolların bir an ey- vel tamiri için 15 kânunusaniye ka- dar ne kadar yol ve lâğım yaptıkla- rıni şubelerden sormuştur. Ucuz ekmek hakkında tetkikler Belediye İktisad İstişare komisyo- nu dün de toplanmıştır. Bugün ikin- ci nevi ekmek çeşrisi üzerine yeni bir tahlil daha yapılacaktır. Dün, yüzde yirmi mısır ve yüzde seksen yumuşak ci çeşni etrafında bazı tedkikler yar Pılmıştır. a Mesleki tedrisat umum müdürü şehrimizde Maarif Vekâleti Mesleki tedrisat umum müdürü B, Rüştü şehrimize gelmiş, meslek ve sanat mektepleri- İ ni teftişe başlamıştır. Bay Amca Radyocuda Belediye reisliği, ayni zamanda Sur | buğday unundan yapılacak olan ikin.) Nasreddin hocanın rakibi Bulgaristanda Nasreddin Hoçaya sid büyük bir filim çevrilmiş, Büyük masraflarla çevrilen bu filmin mev- Zuu Nasreddin Hocanın hayatından, ona dair fıkralardan alınmış. mil Yalnız Balkanlarda, Avrupada de Fil, Amerikada da Nasreddin Hocanın büyük bir şöhreti vardır. Amerikanın hiç timid etmediğiniz içerlek, uzak bir şehrinde Yeni dünyalı insanların Nasreddin Hocadan bahsettikleri va- kidir, Hattâ sinemanın meşhur ressam sanatkârı ve Mikey Mavs ismile meş- hur filim serilerini yapan sanatkâr Walt Disney Nasreddin Hacanın bü- tün hayatını tedkik etmiştir, Walt Disney de Nasreddin Hocaya dair bir filim çevirmek niyetinde idi. Bizde ve hattâ bütün dünyada Nasreddin Hacanın bu büyük şöhre- tine rağmen, onun bir rakibi vardır ki kendisinden şimdiye kadar pek az bahesdilmiştir. Ahmedi adındaki bu adam İçin profesör Köprülüzade Meh- med Fuad bir kitabında oldukça uzun bir bahis tahsis etmiştir. Ahmedi, Nasreddin Hoca ile hemen aynı zamanda yaşamıştır. Timurlenk #sülüâsını Ahmedi de, Nasreddin gibi görmüştür. Mattâ rivayete göre, Timurlenk mizah noklai hazarından gerek Ah. mediyi, gerek Nasreddin Hocayı İm- tihan etmiş. Bu imtihan neticesinde Timur, Nasreddin Hocaya Ahmediyi çok faik bulmuştur. Hocaya iltifat dan ayırmamıştır. Ahmedi ile Timura aid bir de fıkra anlatılır. Bir gün Timur Ahmedinin karşı sına geçerek: Ğ — Ben kaç akçe ederim?... Şu hey» Ahmedi şöyle bir baktıktan sonra: — 80 akçe!.. cevabını vermiş, Timur bunun üzerine: — Behey gafil... Yalmz üzerimde şu elbise 80 akçe eder... Deyince Ahmedi gülmüş: — Ben de elbisene fiat biçtim ya... Elbisenin içindeki insan beş para et Cevabını vermiş... İşte Hocanın rakibi meçhul bir mizahçı, Hikmet Feridun Es saraaaaaasananaanaen sanan aanasa sas nana Barsak depolarını ruhsati- yesiz açanlar mahkemede Bir müddet evvel Belediye, Sirkeci- de Köprülü handa bulunan muvak- kat barsak depolarını kapamıştı. Fa- kat aradan bir müddet geçtikten son- ra Osman ve Sami adlarında iki kişi- nin bu memnuiyete rağmen, ruh$at- name almadan, gene orada depo aç- tıkları görülmüş ve haklarında taki- bat yapılarak ikisi de mahkemeye ve- rilmişlerdir. Asliye bi nci ceza mahkemesinde yapılan muhakemede bunlar, Bele- diye bü depoları kapadıktan sonra Sıhhiye Vekâletinin, depoların açıl. mesi için emir verdiğini ve kendileri | de eski ruhsatnamelerine istinaden | depoları tekrar açtıklarını söylemiş- İ lerdir. Mahkeme, Sıhhiye Vekâletinin hâ- kikaten böyle bir emir verip vermedi- ğinin tahkiki ve maznunların ruhsat» namelerini mahkemeye ibraz etmele» ri için, muhakemeyi başka güne bi- rakmıştır. — Şimdiye tük az tadyo satlik, 4 Pahalı sattık, amma artık çok satıp ... Halk radyosu piyasaya çıkınca artık her evin bir radyosu olacak de- mektir... . ... Kültür bakımından çok faydalı bir teşebbüs doğrasul.. B. A, — Gürültü ile mücadele bar kımından daha faydalıl., — Acaba?... B. A, — Evet, her evin bir radyosu olunca, radyolu komşu radyosuz kom- $usuna gösteriş yapmıya lüzum gör iyeceki, ii