4 Kasım 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

4 Kasım 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A Teşrinisan! 1938 AKŞAMDAN AKŞAMA Şemsiyeye, galoşa, terliğe dair... Geçen gün, « bir, bir daha, bir da- ha, - arka arkaya gördüm: Şapkasız delikanlilar, yaz modası üzere... Fa- kat kollarında şemsiyeler takılı! Evvelâ bundan bir şey anlayama- dım. Genç bir arkadaşım izah etti; — Şemsiyenin moda olduğunu bil. miyor musunuz? Hatta sizin gazete de de yazılmıştı: Londra modası mu- cibince taşınacakmış; fakat yağmur yağırsa açılmayacak, bir taksiye at- Janacakmış!!. Eski neslin yüz erkeğinden doksan dokuzu baston kullanırdı. Şimdi yüz. de bir nisbetinde bile bastonluya rastlanmıyor. Musadanberi devam eden asâ modası, asrımızda zeval bul. du. Onun yerine şemsiye ba'sü ba'del- mevte nail olüyor, Hem de hiç ihtimal Yerilmediği bir sırada... Öyle ya; Yağmurlukların böyle türlü türlüsü, incesi, kalını, zar gibisi ve paltovari- si türemişken, romatizmadan arta kalmış hissini veren şemsiyenin ebe- diyen tarihe karıştığı sanılırdı. Şap- kanın bie turfa olduğu bu devirde, kimin aklına gelirdi ki, bu tıklım tık- lm şehirlerde şemsiyeler mantar gi- bi birdenbire beliriverecek... İşte oldu... Belki gelecek yaz, Sada- korlarını da göreceğiz!... #“» Erkek modasının merkezi Londra, malüm... Şemsiye, oradaki sisli hava- nm zaruretinden doğmuş... Kıvnk paça, orada sabahları caddelerin hor- tumla sulanmasından hasıl olmuş... Burnu bombe ayakkabı, İngiliz kra- anın tırnağındaki arızadan çıkmış... Ve bütün bunlar, dünyaya yayılıver- miş... Şimdi de, muhafazakâr lideri Çem- berlayn'ın son siyasi muvaffakiyeti- ne cemile olsun diye mi acaba, bütün dünya erkekleri, yeniden Londralila. rw modasına bir temayüldür gösteri. yorl ... Biz İstanbulluların da yeniden can- landırmamız gereken bir moda yok mu? Kendi modamız: Galoş kundu. ra... Alafrangulıktır diye ayakkabı ile ey- lere dalmak âdetini geçen nesil, pek, yersiz olarak benimsemişti. Koy ki, asfaltı sokakta dolaşılan kundura ile bile eve girmek sakim... Bizim tozlu, çamurlu yollarım pabuçlarile yatak odasına dalmak, heyhat, modernlik sayıldı. Dedelerimizin (itirazlarına rağmen, babalarımız, bu bid'ati âdet- lerimiz arasına soktular. Ben kendi hesabıma, sokak kapısın- dan girer girmez beyin önüne terlik çevirme âdetini şimdikine tercih ede. rim. Gülmeyiniz, şöyle düşünüyo- rum: Gençlik, mademki Londranın anane- sinden doğma şemsiyeyi yeniden ka- bulleniyor; İstanbulun ihtiyacından doğma galoş da tekrar diriltilse ba- ri... Lâtife bertaraf... Galoş tekrar çı- kamaz elbet... Ama, terlik çevirme usulünün ihyası, bilhassa şu yapı devresinde hiç de yabana atılacak teklif olmasa gerek... Herhalde bütün ev kadınları bana hak vereceklerdir. Göz paviyonu Yeni paviyon bitti, yatak adedi 60 oluyor Üniversite hesabına Cerrahpaşa hastanesinde yapılan yeni göz paviyo- nunun inşaatı bitmiş ve binanın dö- şenmesine başlanmıştır. Cerrahpaşa ye kadar 27 göz yalağı vardı. Yeni paviyon açıldıktan sonra yatak sayısı altmış olacaktır. Ancak paviyona 27 den fazla hasta yatırmak için tahsisat meselesinin halledilmesi lâzım gelmektedir. 27 yatağın masrafı şimdiye kadar Belediye ile Üniversite tarafından | müştereken temin ediliyordu. Bu hu- susta Maarif Vekâletile Belediye ara- sında temaslara başlanacaktır. Galatadaki yoksullar yur- duna bu sene 17 talebe alınacak Galatada Yoksullar yurdunâ bu se- | ne de yeniden 17 talebe alınacaktır. İstanbul halkından olmakla beraber | ahlâki vaziyetleri sefil ve ün olan çocuklar intihab edilecektir. Yurdda şimdiye kadar terbiye görerek islah edilmiş gençlerden hemen hepsi İş bulmuşlardır, Tavuk ihracı Dün Almanyaya bir vagon kesilmiş tavukk gönderildi Almanyaya tavuk ihracatına de- vam edilmektedir. Bu memlekete şim- diye kadar ekseriya canlı tavuk sev- kediliyordu. Soğuk hgva tesisatını ha- vi vagonlar satın alındıktan sonra bir- çok ticaret eşyası meyanında kesil- miş tavukların da fazla miktarda ka- radan naklinin mümkün olacağı dü- şünülmüş ve kesilmiş tavuk talepleri- nin daha kolaylıkla karşılanacağı an- Jaşılımıştır, Tacirler Almanyaya dün bir vagon kesilmiş tavuk sevketmişlerdir. İhracat iyi fiatlerden yapılmıştır. Almanyanın istediği iri tavuklar bilhassa Bartın mıntakasında mebzulen bulunduğun- dan, yeniden vaki taleplerin de kolay» lıkla yerine getiriler: bildirilmekte- âir, Tavuklarımızın etleri lezzetli ol- duğu için, Almanyada çok beğenil- mekte ve pahalı satılmaktadır. Almanyaya canlı tavuk ihracatını kesilmişlerin takip etmesi şehrimizde de tavukları kıymetlendirmiştir. Tar vuk fiatleri bir hayli yükselmiştir. Bir zamanlar 40 kuruşa müşterisiz kalan tavuklar şimdi 75 - 80 kuruşa kadar satılıyor. Biraz cılız olanları 60 ve pi- liçler de 35 - 40 ku kuruş uş arasındadır, Pazarlıksız satış kanunu Pazarlıksız satış kanunu İstan- bul, Ankara, İzmirde tatbik edilmiş ve diğer vilâyetlere de bilâhare teşmil edilmesi kararlaştırılmıştı, Kanunun diğer vilâyetlere teşmili sırasında hü- kümet, evvelce neşrettiği kararname- ye müzeyyel bir kararname daha neş- redecektir. Bu kararnamenin ayak- kabı satışlarile etiketlerine dair de ba- zı maddelerin de pazarlıktan istisna tır, Bu kararnameden sonra yeni ba- a maddelerin de pazarlıktan stisna edileceği anlaşılıyor. Şikâyetler Beyazıt avlusundaki sergi İstanbulun her sene ramazanında (Beyazıt camisi) nin avlusunda bir Buranın vaziyetile öte- dar olâenk kimse ye Bundan kuvvet alan bir kısım güz satıcılar bildiği gibi at oynatıyor- lar, Evvelki gün Isanından bir Ama- vat olduğu anlaşlan saçlı, sakallı, yaşlı başlı bir adamcağız da bu ser- gieiler gibi önüne bir uzunca masa maztmış Üzerine (osıraladığı peynir, zeytin, teneke süzme yoğurtu ile Y basında bulunan büyücek bir zenbil içerisinde her birerleri tahminen bi- rer buçuk, ikişer kilo topak halinde kâğdi Alı gözüme İlişti, unu sordum: (Efendim halistir. Kilosu da yüz yirmi ku” ruytan aşağı olmaz) dedi. Adamcağı- bu sözüne itimad edip yarım kilo ttırarak aldım ve eve gtirdim. Ak- arda bir Jokma ağzıma gö- Ne yutmanın imkânı var, ne ğı tadı ver. Damağıma mer- hem gibi yapıştı Ferdası günü kendisine bu vaziyeti anlattım. Bana şu cevapta bulundu (Efendi, ben nasıl alıyorsum öyle sa- i Karn elcik yapı: olduğunu öğrendim. Kıyafetine aldanan ve sözüne itimad edilen satıcıların en doğru söyleyicisi bu olduğuna göre, diğerlerini artık mukayese edin. Bir cami hariminde rgi açarak fenayı İyi diye satmak retile hem halkı kandırmak ve ayal amanda piyasadaki değerinden faz- laya satmak kadar bir fenalık tasav- vur edilir mi? Cami olsun, kilise olsun bunlar birer mukaddes yerdir. Burası dünya alışverişi için yapılmış deği- dir. Bu çirkin adetin menini Belediye- mizden rica ediyoruz. Osman Fevzi Umumi meclis Çekilen tazim telgarflarına cevap geldi İstanbul umumi vilâyet meclisinin ilk toplantısını yapması münasebeti- le, meclis kararile vali B, Muhiddin Üstündağ, Atatürke bir tazim ve min- net telgrafı çekmişti. Atatürk, B. Mu- hiddin Üstündağın telgrafına 'şu c?- vabi telgrafı göndermek lütfünde bu- iunmuşlardır: Muhiddin Üstündağ İstanbul umumi meclisi reisi, vali İstanbul umumi meclisinin üçüncü intihap devresinin ük toplantısına başlarken, hakkımda izhar ettiğini bildirdiğiniz duygularından çok mü- | tehassis oldum, Teşekkür eder, mec- lise, çalışmalarında muvafjakıyetler dilerim. K, ATATÜRK Büyük Millet Meclisi reisi B, Abdül. | halik Renda da, çekilen hürmet tel- grafına şu cevabı vermiştir; Belediye meclisinin toplanması mü- nasebetile izhar olunan samimi his- siyata teşekkür eder, saygılarımı su- narım. Büyük Millet Meclisi reisi: A. RENDA Köfteden zehirlenmişler Kasımpaşada oturan Cemal adında biri ile karısı ve kızı dün yedikleri köl- teden zehirlenerek Beyoğlu hastane- sine kaldırılmışlardır. Müddelumumi- lik bunlardan artan köftelerin tahlil ettirilmesine lüzum görmüş ve köfte- ler tahlil edilmek üzere dün Tıbbi ad- İğ göni. | plâk hazırlanmış ve tecrübesi yapıl- | Saat kaç? Şişli sanire /ı ofomaltik surette cevap verecek İstanbul Telefon müdürlüğü tele- fon şebekesinde halka kolaylık olmak üzere yeniden tesisat meydana getir- meğe karar vermiştir. Bu cümleden olarak müstakbel Şişli santralında, vakti öğrenmek istiyenlere mahsus otomatik tesisat yapmak üzere faali- yete geçilmiş Hâlen vakit öğrenmek numarayı çevirdikten sonra rında bir kadın sesi duyuyorla soruyor ve cavap alıyorlar, Halbuki garp memleketlerinde bu iş otomotik bir şekilde görülmektedir. İstanbul Telefon idaresi de bunu temin ede- cektir, Şişli santralı 939 haziranmda faa- liyete geçince otomatik bir şekilde vakti bildiren saat tesisatı da ikmal edilmiş bulunacaktır, Vakti öğrenmek istiyenler, o zaman tayin edilecek olan bir numarayı çevirecekler ve derhal cevap alacaklardır. Madeni bir ses bunlara üç defa saatin kaç olduğunu tekrarladıktan sonra susacaklır. Yeni İ saat tesisatına ilâve edilecek olan Aksaray cinayeti Mehmedin 15 sene ağır hap- se konulmasına karar verildi Dört buçuk lira alacak meselesin- den dolayı Aksarayda berber dükkâ- nında Hüdai adında bir genci bıçakla öldüren Mehmedin Cürmümeşhud ka- nununa tevfikan yapılan muhakeme i dün âğırceza mahkemesinde bitiril. miştir. Muhakeme neticesinde katil Mehmedin bu cinayeti nefsini müda- faa maksadile işlediği hakkındaki id- dası varid görülmemiş, ancak Hüdal- nin kendisine küfretmesi tahrik ma- hiyetinde kabul edilmiştir. Mehmedin 15 sene ağir hapse ko- nulmasına ve Hüdainin veresesine bin lira ölüm tazminatı, muhakeme mas- raflarını ödemesine karar verilmiştir. Merhum Celâl Nuri İlerinin cenazesi dün kaldırıldı Ölümünü teessürle yazdığımız kıy- | metli muharrir B. Celâl Nuri İlerinin | cenazesi dün Nişantaşında Şair Nigâr sokağındaki Feridiye apartımanın- dan kaldırılarak otomobille Beşiktaş- ta Sinanpaşa camisine nakledilmiş ve burada cenaze namazı kılındıktan | sonra Rumelihisarı mezarlığına götü- | rülerek pederi merhum Nuri beyin kabri yanında defnedilmiştir. Cenazede vali ve Belediye reisi B. Muhiddin Üstündağ, Baro namına re is saylav B, Hasan Hayri, ikinci reis B, Sadeddin Ferid ile matbuat erkânı, birçok güzide zevat, akrabasından ve dostlarından mürekkep kalabalık bir cemaat hazır bulunmuştur, Allesine ve kardeşlerine tekrar tazi- yetlerimizi sunarız, Aptallar ortadan kalkersa... İhtiyarları gençleştirmek ve insan- ları yüz oi sene yaşatmak hususun- da yapı tecrübelerle meşhur olan doktor Voronof şimdi de yeni bir me sele ile meşgul oluyormuş. Doktorun iddiasına nazaran küçük bir gudde aşı- $ı yaparak yeryüzündeki aptalları, bu- dalaları akıllı, zeki bir hale getiriyor- muş, Eğer doktor bu işte muvaffak oluru sa yeryüzünde aptal kalmıyacakmış. Demek dünyada yeni bir buhran başlıyacak: «Bud. buhranı»... Her- kes, zeki, akıllı olacağı için budalalar, aptallar pek nadide mahlüklar adde- dilecek, Fakat acaba yeryüzünde böyle bir «budala buhranı» olursa bu iyi bir şey midir? Yoksa fena mıdır? İşte burası düşünülmeğe değer sanırım. Ben dün. yada büyük insan cemiyeti için ze kilere, akıllılara olduğu kadar aptal lara da ihtiyaç olduğuna kaniim... Düşünün öyle bir dünya üstünde- ki bütün insanlar cin gibi kurnaz, son derece zeki mahlüklar. Bütün gözler zekâdan pırıl pırıl yanıyor. Yeryüzü- nün beş kıtasında beş aptal bile yok... O zaman kimkimi aldatacak?... Dün- yadaki hilekâr esnaf nasıl geçinecek?. İçine su katılmış sütler kime satıla- cak? iyorsunuz ki insanlar arasında zekilerin olduğu kadar aptalların da rolü var, Nitekim yeryüzünde güzeller kadar çirkinlere de lüzum vardır. Çüm- kü herkes güzel olsa güzelliğin kıy- meti kalmaz. Güzellik artık pek tabii bir hale girer. Halbuki güzellerin göze çarpması, güzelliğinin dikkati çekmesi için mutlaka çirkinlere de lüzum var- dır. Bütün insanlar güzel oluduktan sonra «Güzellik» diye ayri bir meziyeğ olamaz. Zekâ meselesi de böyledir. Bütün in- sanlar zeki olduktan sonra hiç kimse- nin zekâsı göze çarpmıyacaktır. Ben kendi hesabıma yeryüzünün bütün insanları zeki olan bir devrinde yaşamak istemem, Tasavvur ediniz. O ne müthiş bir. şeydir. Her tarafta, herkes kurnaz mı? kurmaz... Zeki mi? Zeki... Hin mi? hin... Böyle bir cemiyette yaşıyan in- Sanlar bu tehlikeli derecedeki zekâları ile, kurnazlıklarile biribirlerine ne yap- mazlar!... . Vakıâ meşhur sözdür: «Zeki bir diş- İ man aptal bir dosttan faydalıdır» der. ler, Ben bu fikirde değilim. Çünkü in- sanların zekâları arttıkça yeryüzü da- ha korkunç bir hale geliyor. Hikmet Feridun Es gz omer alya AAA Zat maaşları sahiplerinin T. sani/1938 ikinci altı aylık yoklama muamelesi İstanbul Defterdarlığındanı 1 — 4/11/938 tarihinden itibaren 25/11/938 tarihine kadar tekaüd, dul ve yetimlerin yoklama muamelesi ya- pılacaktır. 2 — Yoklama her gün saat 9 dan 12 ye ve 13 den 17 ye kadar devam edecektir. 3 — Maaş sahipleri; fotoğraflı hü- viyet ve maaş cüzdanlarile, resmi se- netleri ve yoklama ilmühaberlerile ve imza yerine mühür kullanan maaş sahiplerinin isim ve soy adları yazılı mahkük tatbik mühürlerile malül olanlar ayni zamanda malüliyet ra- porlarile birlikte mensub oldukları kaza Malmüdürlüğüne müracaat et- — Cümhuriyet bayramlarının ka- terisiik taraflarından biri de ya- Pılan işlerin açık ve vazıh bir muha- Bebesi oluşundadır bay Amca... i dinli i biği . Zatı âliniz - Farzı muhal « bir sene gazete okumasanız da memle- ket içinde olup bitenden haberiniz .. Yalnız bayram günü meydanla- Ta konan grafiklerden, rakamlardan noksanınızi tamamlıyabilirsiniz.., .. Sade bu değil, hangi işe bakılsa bu vuzuh ve açıklık göze çarpar!. A. B. — Yalnız Denizbank gemilerinin bacaları müstesa!... — Neden?.. B. A. — Baksana, bacalara açık big LE e aka area a,

Bu sayıdan diğer sayfalar: