Ne pişirtmeli? Ev kadınlarını düşündüren bu meselenin halli için kolay bir usul Hergün, daha doğrusu her sabah ey kadınlarım düşündüren mühim bir mesele vardır: «Bugün ne yemek pişi rilecek» derdi her evde hüküm sür- mektedir. Bir iki gün fasıla ile ayni yemekleri pişirtmek, velev çok sevilen yemekler bile olsa, nihayet usanç verir, Sofraya çıkınca dudak bükenlerin pek çok ola- cağını bilen zavallı anne daha geceden ertesi sabah pişirteceğ! yemeği düşün- meğe başlar. Bazen hazırladığı listenin yemekleri için almacak et, sebzeye tah mininden pek fazla para sarfetmek lâ- zim geldiğini görür. Bütçesini sarsma- mak için bundan vazgeçer, bir iki gün evvel pişirilenleri tekrar pişirtmeğe katlanır. Herkesin seve seve eği ve büt- çeye uygun yemekler pişirtmek için yegâne çare bir haftalık yemek liste si hazırlamaktır. Bu haftalık listeyi yapmak için bir gün oturup bir kaç sa- ati feda etmek icabeder. Ertesi günü liste tatbik edilirken bazi noktalara dikkat elmek lâzımdır. Meselâ bugün yapılacak yemek için alınacak sebze pahalı ise, başka bir günün İistesini tatbik etmelidir. Balık pişirileceği gü- nü hiç bir zaman listeye dahil etmeme- lidir. Çünkü balık piyasası belli değil- dir. O gün âz çıkmış olan balık için fahış bir fiat vermek hiç te doğru ola- msz. Hergün et sebze almazdan evvel bir defa balık piyasasını öğrenmeli, mevsimine göre bol gelmiş ve ucuz sa- tılan balık varsa almalı, o günün tat- bik edilmiyen listesini de bir gün son- ra kullanmalı. Her hafta yapılan listelerin üzerine gün ve ay târihi koymalı, 'Tatbik eğil. dikten sonra saklamalı. Bir sene uğra» elde edilen 52 haftalık liste ar- dalm suretile her sene tekrar edilebilir. Listelerde ayların tarihi ol- duğu için mevsimine göre tecrübe edil. miş yemekleri hergün sırası ile pişirt. mek güç bir iş sayılmaz. Yalnız ilk se- ne uğraşmaktan sıkıntılara katlan- maktan çekinmemeli. Çayı nasıl pişirmeli? Çay pişirilirken güzel kokulu olması için dikkat edilecek en mühim nokta çayın ne cinsten olduğudur. Çin çayı porselen ve toprak çaydan- lıkta . gayet iyi olur. Halbuki Seylân çayı mâdeni çaydanlıkta yapılırsa ne- fis olur. MEŞ'UM Bu seneki modellerde, kol ve bilek mühim bir rol oynamaktadır. 'Tayörün, pelerinin uzunluğunu, pli- selerin başladığı yeri, hep bilek tayin etmektedir. Bir kaç model dercediyo- ruz: 1 — Yeşil yünlüden elbise. Plilerinin Suda pişmiş kestane Suda pişmiş kestaneyi herkes bilir, Fakat tarif edeceğimiz şekilde haşla- nan kestanenin lezzeti büsbütün bajş- ka olur. Kestanelerin üst kalın kabuk- larını ayıklamalı, ince zar gibi olan ka- bukları üstlerinde kalmalıdır. Ateşe koyarken su içerisine birkaç yeşil ana- son tanesi ile az tuz ilâve etmeli. Kes. taneler yumuşamağa başlarken iki çor« ba kaşığı toz şeker serpmeli ve kaynat- makta devam etmeli, Kestaneler tam karar haşlarınca ateşten indirmeli, Bu suretle haşlanan kestaneler İez- zelli olduktan başka, Üst kalın kabuk- ları olmadığı için, pek çabuk haşlanır. Jar. Bu suretle ateşten de iktisat edil. miş olur. İspanağın yeşil kalması için Pişirilen ispanağın renginin yeşil kalması için bir tutam bikarbonat ilâ. ve etmek kâfidir. Lâhana pişerken içe- risine bir tutam bikarbonat ilâve edi- lirse hazmı kolaylaşır. KADIN Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ - Nü) Genç adam bu sözleri söylerken heyecan duyuyordu. O, bu ziyarete geldiği sırada kadının, aşkını inkâr edeceğini ummamıştı. Şimdi merak- taydı; Acaba mektupları verecek mi? Leman derhal: — Hay hay efendim... Zavallı ço- cuğun coşkun ve çılgın mektupları- ni derbal takdim edeyim... Yırtma- dığıma şimdi cidden memnun ol- dum... Bu vesile ile mâsumiyetimi de isbat ederim, Cevaptaki bu sükün memduhun şüphelerini (hayli) gidertii. Herhalde bu kadın pek de yalan söylemiyor gi- bi... Zaten kabahalına dair ciddibir emare var mı?.. Herşey lâftan ibaret... Yavaş yavaş, farkına varmadan, bi- günah telâkki etmeğe başladığı bu ka dına karşı kalbinde derin bir merha- met duydu. Cemiyetin alçakça dediko- dusu biçarenin kocasına kadar varır. sa, rahatı huzuru kalmıyacaktı. Leman dışarı çıktı ve soluk bir kur- deleye bağlanmış küçük bir paketle geri döndü. Tefrika No, 39 — İşte mektupları... Hepsini size tes- Jim etmeden evvel birlikte okuyalım... İndinizde itibarımın iadesini istiyo- rum... Bir küçük masa çekti ve delikanlı. nın yanıma oturarak, gelişi güzel bir sarf açtı ve aşk cümlelerini yüksek s6s- le okumağa başladı. Memduh dinledikçe ve satırları göz- le takip ederken, kadına karşı şimdi- ye kadar beslediği kinin ne haksız ol- duğunu düşünüyordu. Evet, Leman kabahatsızmış... tuplarda bunu isbat ediyor... Biran kadın, iri, siyah, parlak gözle- rini delikanlıya çevirerek ondan bir ce- vap bekliyormuş gibi baktı. Memduh ise, ağzı kurumuş, yanakları alev için- de, söyliyecek söz bulamıyordu. Sarhoş edici bir “lâvanta kokusu, genzini bürüyordu. En ufak bir hare- ketle kımıldadıkça harikulâde hassas- laşan vücudleri biribirine temas edi- yordu. Gene okudu. «Ah, senin tarafından sevilmek, L&- 'Mek- nereye kadar dikileceğini anlamak için! kol uzatılarak bilek hızası işaret edil- miştir. 2 — Drik rengi yünlüden tayörün ceketinin uzunluğunu bilek tayin et- miştir. 3 — Ekose yünlü ile karışık lâcivert | KEK Bir çay fincanı pudra şekeri bir çay fincanı süt, üç çay fincanı un, 100 gram sade yağ, iki çay kaşığı baking veya bikarbonat bir limonun rendelen- miş kabuğu, iki yumurta almalı. Ya- ğı el ile ezerek beyazlatıp köpürtmeli, içerisine şekeri limon kabuğunu ve yumurtaları atarak güzelce karıştır- malı, sonra sütü, ve azar azar bakingle unu ilâve etmeli. İyice karıştırıp çırp- malı. Yağlanmış kalıp içerisine döke- rek, bir çeyrek yirmi dakika kızgın fi- rında pişirmeli. Ayakkabının gıcırtısı nasıl geçirtilir? Yürürken gıcırdıyan kunduralar in- sanı çok rahatsız eder. Bu sesi geçirt- mek için ayakkabıyı yan yatırmalı, deri ile köselenin birleştiği yere keten yağı sürmeli. Bir gün kaldıktan sonra ayakkabıyı giymelidir. man... Btr gün, bir ra ölüm... En uf «— İsmallin hakkı varl» Aklından geçen bu cümleyi hızlı ses. le söylememek için kendini zor zaptetti. Leman delikanlının içinden geçeni oku. muştu. Tatlı tatlı tebessüm etti; mek- tupları göstererek: — Çocuk!.. Çok çocukmuş... Ben doğrusu bu çılgınlıklara inanmamış- tim... Nasıl inanırdım?... — Çok kadınlar kapılırlardı... Halbu. ki onun aşkına mukabele etmediniz ga- Yiba? — Hayır, mukabele etmedim... Çün- kü onu sövmemiştim... Zaten o beni değil, hayalinde kurduğu bir ilâheye tapıyordu. Halbuki ben, bir gün vâzi- femi, kocamın şerefini unutacak da birisini sevecek olursam karşımdaki erkeğin beni tanımasını, hatalarımla, kaprislerimle, noksüanlarımla beraber beni istemesini arzu ederim. Ben, me- tin, hayatı bilen, boş hayallere kapilmı- yan kendine ve bana da hâkim olacak olan bir erkeği beğenebilirim... Öyle bir adama yapmuıyacağım fedakârlık yok- tur, amma bilmukabele o da bana her- şeyi, bütün müzisini, eski bağlarını fe- da etmelidir. Sustu... yünlü elbise. Pelerini bileğe kadar ya- pılmıştar. 4 — Hardal rengi ince yünlü elbise. Eteğin pliseleri bilek hizasından baş- Jamıştır. Yakası, kemeri ve cepleri da- ha koyu renk podösüetlen yapılmıştır. 5 — Mor jerseden elbise, Drapesi bi- lekten itibaren yapılmıştır. Balık ayıklarken.. Leyli N.'T.: 1 — Balığın pullarını te- mizlerken etrafa saçılmaması için bahiı su dolu bir kap içerisine kayarak su al. tında kazıyınız. Pullar su içinde kalır katiyen etrafa sıçramaz. 2 — Isgarada pişen etlerin kuru ölma- ması için, cızbız köftede olsun, külbas- tıda olsun, zeytinyağı sürmek lâzımdır. Tsgarayı ateşe koyunuz, diğer taraftan köftelerin yahut külbastıların her iki yü- züne elle zeytinyağı sürünüz. Ateşte kızan ızgara Üzerine etleri yer- leştiriniz. Ateş çok sert olmamalıdır. Etin üst kısmında kan damlacıkları peyde olunca, altüst ediniz. Gene üstüne kan damarları çıkınca bir Iki dakika pişiri- niz, tabağa çekerken tuz, biber, bahar İ her me Koyacaksanız o zaman Üzerine ekiniz. Ukti bir defa altüst ederek pişiriniz, bir | kaç defa çevirirseniz kuru olur.) Eldeki mürekkep lekeleri nasıl çıkartılır? Eldeki mürekkep lekelerini çıkart- mak için ortadan ikiye kesilmiş bir do- matesle ovalamak kâfidir. Odada Memduhun helecanlı nef den başka birşey işitilmiyordu. Genç adamın rengi uçmuştu. Bir uçuruma doğru ğını hissediyor... İnsiyaki bir hareketle oturduğu koltuğun kol- larını tuttu; ve boğuk bir sesle: — Evet... Şimdi meseleyi anlıyo- rum... Size hak veriyorum... Hakika- ten İsmail Kenanın ölümünden aslâ mesul değilsiniz... Validesi de bu mek- tupları okurken sizi itham edemiye- cek! Sadece kaderin acı cilvesine ağ- uyacaktır. Zarfları almak üzere uzandı. Genç kadın hâlâ onlara bakıyordu. Birdenbire: — Size bir ricam var. - dedi, - Benim kabahatlı olmadığıma kani oldunuz! Bense onları birer kere daha dikkatle okumak, bigünah olduğuma kendi ken- dimi iyice ikna etmek istiyorum. Bu- günlük mektupları bırakın! Yarın ge- lir, alırsmız olmaz mı? — Hay hay efendim kalsın... Yarın alırım... Müsaade istiyerek kalktı. Fazla otur. mağa artık mecali yoktu. Benliğini tat- lı bir rehavet kaplamıştı. Kalbi, göğ- sünü delecekmiş gibi şişiyor! Damar- larında akan kan sanki bütün vücu- dünü yakıyor... Kapıya kadar kendisini teşyi eden Lemanın küçük elini tuttuğu zaman j İ bir elektrik cereyanına kapılmış gibi ZN Moda haberleri # Yünlü jerseden elbiseler çok giyiliyor. Yaka ve kol kapakları ekose jerse ile silslenmektedir. * Tütün rengi, gündüz elbisele rinden başka gece tuvaletinde de rağbet bulmaktadır. On, on beş sene evvel elbise eri süslemek için kullanılan ve (grebiş) denilen küçük madeni garnitürler gene modadır. * Düğmeli bot biçimi ayak- kapları pek çok kadınlar tara- fından giyilmeğe başlanmıştır. lert bile süslemektedir. * Kadife, tafta, tül ve dantel gece cibiseleri için en fazla kulla- nılmaktadır. * Koyu renk öğleden sonra gi- yilen etbiseler ştras düğmelerle ilikleniyor. X Lâmeden elbis lerinde giyilecektir. er çoy davet- Horlamanın nasıl önü alınabilir? Ankara postahanesinde Lütfi Meral; Horlamayı tedavi etmek mümkündür. Bu ne yastık, ne de yaş meselesidir. İki üç yaşında çocuk bile horlayabilir. Buna #e- beb umumiyetle boğazda yahut burunda bulunan vejetasyon ve poliplerdir. Dok- torunuza müracani edip muayene olu- nuz. Vejetasyon ve polipler ehemmi; siz bir ameliyati. alımir, horla geçer. Yapılması kolay bir pasta Ayazpaşa, Naile T.: 1 — Ças nızı buharda yapmak $ kaynatırken soda kullan çamaşır sularından hoşlanmıyorsunuz. Buna rağmen çamaşırlarınızın kar gibi beyaz olmasını istiyorsunuz. Çamaşır kay- narken bir tülbeni kese içerisine beş on yumurtanın yalnız kabuklarını bağlayı- nız ve kazanın içerisine alınız. Kaynadık- tan sonra büyük fark göreceksiniz. 3 — Çocuklarınızı besliyerek seve seve yiyecekleri basit bir pasta tertibi: Ya- pılması kolay, ve fırında pişirmesi yoktur. Bir kilo kestaneyi svdâ başlayıp ayık- ladıktan sonra makineden yYisine 150 gram toz şeker, reyağı ve iki üç yumur nsını İlâve ediniz tı bi çorba kaşığı kakdo da koy ra iyice karıştırınız. Derin risine yerleştirerek bir iki saat yerde bırakınız. Bu pastayı biçakla keserek ikindi kah- valtısında ve yahut yemeklerde yediriniz. geçiriniz, içe- 100 gram te- m yalnız sa“ titredi. Genç kadının garip bir tebes- sümle onu arkasından uzun uzun Süz“ düğünü fark bile etmedi. Memduh birkaç gün için İstanbula gelmişti. Bunu İbnülkasım paşanın ha» remine söyliyememişli. Daha doğrusu sırası gelmemişti. O, birkaç zamandan- beri karısile Ankarada İsmail Kenanın annesinde misafirdi. Evlâd gibi sevdi. ği oğlunun en aziz arkadaşını görmek- le ihtiyar kadın biraz olsun teselli bu- Yuyordu. Bazı hususi işleri için İstanbula gel- mek mecburiyeti olunca kadıncağız Lemüândan oğlunun mektuplarını iste- mesini de rica etmişti. Memduhun evinde, bekçi olarak ka- lan sadık bir adamından başka kimse yoktu. Her yer örtülü kapalı... Sahip- siz evlerin sıkıcı havası insanı boğu- yordu. Delikanlı bekâr hayatı yaşa- mak mecburiyetinde idi. Klübünde ak* şam yemeğini yedi; sonra bir bezik şueti açtı. Mutedil bir oyuncu iken her nedense o akşam coştu; biraz fa7- laca para kaybetti. Kendisine kontr- mize eden Refet gülerek: — Aşkta kazanacaksın!... Hanım» efendi seni iştiyakle bekliyor! - dedi. Lâkin delikanlı bu şakaya mukabe lede bile bulunmadı. Şiddetli bir baş” ağrısı bahanesile çıkıp gitti. z (Arkası var)