20 Ağustos 1938 AKŞAM Sahife 3 Z-A» e m ERİ İSTANBUL HAYATI | AKŞAMDAN AKŞAMA Görünmiyen kuvvetlerden korku... — Seni gidi filânca falâinca herif... Şimdi senin kızından kısrağından baş- larım da taaa... (İlk...) Yolda giderken kulağınıza yakası açılmamış bir küfürdür çalınıyor... Meğer iki kişi biribirile kavga ediyor- lar... Yahud da kavga değil de sözüm ona şaka... Yüzünüz kızarıyor; yerlere geçiyor- sunuz... Hele yanınızda masum çocu- ğunuz, gelinlik hemşireniz filân var- sa. — Rica ederim.. Böyle şeyler söyle- meyiniz! - deseniz, belki de şu cevabı alacaksınız; — Sana ne, be züppe! Yahud da malümdur: İki kişi ara. larında kavga ederlerken, barıştırmak maksadile araya üçüncüsü girer; sövü şüp dövüşenler birleşerek bu sefer de ona saldırırlar... Çok defa vakidir. Bunları düşünerek siz de ses çıkar- mazsınız... «Lâhavl» çekip geçersiniz... #ER Yüz kere tasvir edilmiş mulad tab- lolardan bir diğeri daha: Nöbet yerinde adamlar dizilmiş. En sonuncu gelen, evvelâ bilet almak isti- yor. Nezaket sahipleri ses çıkaramıyor- lar. Müdahale ederlerse gene yukarda- ki muhataralarla karşılaşmaktan çe kiniyorlar... Derken trende, bir de bakıyorsunuz ki, biri ayaklarını canım döşemelere dayamış. Toza yahud çamura bulu- yor. İnsafı, merhameti, umumi mala riayeti yok? Biletçi bile bu manrarayı gördüğü halde, herifin çalımından yanma yak- laşamıyor. Derken bir ses: — Hışt! Hışt! Küçük hanım! « diye Yüz kızartıcı sözler... Beri yanda bir numarasız bisiklet... Pire... Çarparcasına geçip gidiyor... Yan sokakta deli bir şoför... Bütlin Seyrüsefer kaidelerini alt üst ediyor... Şayed uzakta resmi bir polis kılığı görülürse bu münasebetsizliklerin ek- Öyleyse, zabıtanın en mutena sını- fından bir miktar güzide memur, sivil gezdikleri sırada bu gibi uygunsuzluk. larla mücadele etmek varifesile sıkı sıl tavzif edilseler... Pencereden çöp atandan teraziyi yanlış tartana kadar herkes: — Ya karşımdaki beni kontrol edi. yorsa... - endişesini duysa... Bilhassa, pazarlığın kalkması, hile. nin önüne geçilmesi, ve çarşı pazarın yoluna konulması esnasında böyle bir usulün itina ile tatbikine lüzum vardır Sanırım. Hilenin envai tedkik edip bilen sivil memurlar piyasada çalışırlarsa, ve elde ettikleri neticeleri hergün meşrederlerse, çarşı pazar da pek kısa zamanda yoluna girer; şehirleri. mizin adabı muaşereti, intiznmı da gıbtaya seza bir hal alır sanırım. Yoksa, çirkef leğenini pencereden dökerse çinlerin çarpmıyacağına akıl erdirecek «medeniyet seviyesine» yük- Selen gafil, artık bu işte mahzur gör- müyor; «Günah olur, zebaniler ce — Ah, mümkün olsaydı da bu şen- İiğe bütün memleket halki gelebilsây- di böy Amcat.. Gelseydi dez; Âşıklar mezarlığı | i Belediyeye devredildi Evkaf ile Belediye arasında öteden- beri ihtilâf mevzularından birini teş- kil eden Şişhanedeki Jale bahçesinin vaziyeti Evkaf - Belediye ihtilâfını tedkike memur hakem heyeti kara» rile halledilmişti. Bahçenin caddeyö nazaran ciimle kapısının sağ tarafı- nı teşkili eden ve içinde gazino bulu- ban kısım evkafa, süt kısmı da Bo- lediyeye terkedilmişti. Ancak gaxino- nun bedeli ayrıca Belediyece evkafa ödenecektir. Bu anlaşma üzerine bah- çenin ifraz muamelesi tapuca yapıl- mış ve her iki daire namına tapu senedi tanzim edilmiştir. Evkaf ida- resi, kendisine terkedilen kısımda bü- yük bir sinema inşa edetektir. Bundan başka Kasımpaşadaki Âşıklar mezarlığı etrafındaki ihtilâf da halledilmiştir. Âşıklar mezarlığı da Belediyeye devredilmiştir. Ceket hırsızı Yasef isminde biri, Cibalide san- dalcı Akitin ceketini aşırırken yaka- lanmıştır. Rumen rövüsü Çok muvaffak oldu ve çok alkışlandı Bu seneki festival münasebelile şehrimize gelen Romanyanın çok meşhur Tanasa tövüsü evvelki ak- şamdan itibaren 'Tepebaşında tem- sillerine başlamıştır. Bu ilk temsilde Vali ve Belediye reisi B, Muhiddin Üstündağ, Belediye erkânı, şehrimi- zin yüksek mabafiline mensub bir çök zevat hazır bulunmuşlardır. Rumen rövüsü gerek kostüm, gerek dekor ilibarile çok zengindir. Rövü, birçok numaralar yapmış ve çok al- kışlanmıştır. Seksen artist, kırk baletten ibaret rövü heyeti, dört sâat süren temsil sırasında tamaşagirlerin takdirini celbedecek muvaffakıyetler ogöster- miştir. Rumen rövüsünün gösterdiği mu- vaffakıyeti göz önüne alan festival komitesi umumi rağbet karşısında program harici olarak bugün ve ya- rmki pazar günü saat 17 deki ma- tine daha tertib etmiştir. Rövü bu matinelerden başka bu akşam ve ya- rın akşam da temsillerine devam ede- cektir, Cerh vakaları Şehremininde oturan Salih, kun- duracı çırağı Ziya tarafından demir- ie başından, Kadıköyde Kurbağalıde- rede köfteci Hayri da Said isminde bir hemşerisi tarafından bıçakla vü- cudünden yaralanmıştır. Polis yara- lananları tedavi altına aldırmış, ya- hennemde kafama topuzu indirir!» korkusundan sıyrılan fasik terazide hileye müracaat ediyor... Madem ki, bu kabiller için ille «gö- “Çöpçü hanı,, kalaba- lıkta olamaz! Gazetenizin «Haklı Şikâyetler» sü- tununda gördüğüm ve okuduğum şi- kâyetleri gölgede bırakucak derecede müzmin bir derd ile malülüz. Gala- tada Arab camii Hocahanım soka- ğında bir Çöpçü hanı vardır. Her ta- rafı evler ve nilelerie muhat olan bu yerda akşam vo sabah sokağı baş- tanbaşa kaplıyan çöp arabalarile do- İudur. Daha sabah olmadan maaz- zam bir gürültü ile harekete hazır- lanan bu kafilenin ması hep burada olur. kanır, pis ve mütcaffin su! kular dokuz metrelik caddeyi yer yer göl halinde bırakır. Artık bunun öte- #ini, ahhi zararlarını siz takdir edin. sonra kızgın demir altında hayvan tırnaklarının maş- rettiği, feci ve dayanılmaz kokular başlar. Ve bu hal akşam, sabah te- kerrür eder. Gündüzleri de kırık dö- kük arabalar, caddeyi doldurmakta- dır. Havaların sıcaklığı ve dışarıdan gelen sinek ve pislik kokusu bu bed- baht halkı canından bıktırmıştır, Mahalle halkının ekserisi bu yüz- den örlerini, barklarını terk ettiler. Bir çok evler, boş ve harab bir hal- de yalnız vergilerini veriyorlar, Bazı- ları da yıktınımaktadır. Bis de bu variyet karşısında oturamıyacak bir vaziyette olduğumuzdan evi terk et- miştik. Fakat saikai zaruret, gcno bizi buraya serk ediyor. Bir kaç yere baş vurduk. Esaslı bir netice çıkma- dı. Çocuklarımın ve hasta yarrumun ve bizim gibi orada mevcud evlerin sıhhatini daima tehdid eden bu hanın kaldırılmasını ve sıhhaiimizin korunmasını gazeteniz delâletile ma- kamı aldinden merhamete diliyoruz. Göp istasyonu mahalle arasında olamaz. Gayri meskün bir yerde ku- ratmahıdır. Şirketi Hayriyeden mütekaid makinist Emin Yardımcı Suçuk ve pastırmalar Sucuk ve pastırmalar için yapılan talimatname hükümlerine aykırı imal edilen sucuk ve pastırmalardan ali- nan nümüneler yalnız satıcılardan alınıyordu. Halbuki satıcılar, sucuk ve pastırmaların imal tarzından ken- dilerinin mesul olamıyacaklarını ve asıl bayilerin mesul edilmesini iddia etmişlerdir. Bu iddia üzerine Beledi- ye, sucuk ve pastırma nümuneleri- nin hem bayi, hem de âmillerden alın- masını ve ona göre mesullerinin ce- zalandırılmasını bildirmiştir. Şehir tiyatrosu baleti İzmire itti gı İzmir Fuarında temsliler vermek üzere İstanbul Şehir Tiyatrosu ba- letleri İzmire gitmişlerdir. Eylülün üçünde de diğer sanatkârlar İzmire hareket edeceklerdir. Yenikapıdaki vaka tahkikatı Raşid ve Şükrü isimlerinde iki ki- Şinin, Yenikapıda Muazze7 isminde bir kadının bulunduğu sandala atlı- yarak parmağındaki yüzüğü zorla almak istedikleri iddia edilmiş ve bu iddia üzerine zabıta tahkikata giris- mişti. Bu tahkikat neticesinde işin içinde zorla almak meselesi olmadığı anlaşılmıştır. Kolu makinede yaralandı Büyükdere kibrit fabrikasında ça- hşan on yedi yaşlarında Hatice İs» minde bir kız, kolunu kutu makine- Tünmi; şeyden korkmak» lâzım;| sine kaplırarak yaralanmıştır, Hati- eya ann akn kendi teş- | ce berayi tedavi hastaneye kaldırı kilâtile ikame etse... (WANO) İ mıştır. « Tatil günlerini sinemalarda, apartıman duvarları arasında geçi- receğine.,. «. Kırlarda, deniz kenarlarında ge giren çocuk nasil olurmuş görseydil.. Sivil denizciler Zabit üniforma- sına benzer elbise giymiyecekler Sivil ve resmi müesseselere men- Gezintiden dönenler Vapur ağır ağır iskeleye yaklaştık» ça içinde kaynaşan kalabalığın te lâşlı bağrışmaları da artıyor. Sabahı- leyin bir an evvel içeriye girmek için bilet almağa bile vakıt bulamıyan- lar; akşam üzeri daha fazla telâşla dışarıya fırlamağa uğraşıyorlar; bi- ribirlerini itip kakıyorlar. (Ellerde boş sepetler, su şişeleri, mayo paket- leri. Çehrelerde ağır bir yorgunlu- Zun çizgileri görülüyor. | İspirtonun mahmurlaştırdığı (o gözlere (o yolun sup olanların kıyafetleri etrafında | Kasveti de çökmüş, kirpikler biribi. Başvekâletten yapilan tebligat üze- rine Dahiliye Vekâletinden vilâyet ve Belediyeye bir tamim gelmiştir. Bu tamime göre siyil denizciler, Devlet hava yolları Türkkuşu, Şehir bandosu, Deniz ticaret, Kaptan, Çark- çı mektebi gibi mekteb ve müesseso- ler mensupları Deniz subayları elbi- rinden zorlukla ayrılıyor. Tahta köp- rüler uzatılır uzatılmaz sel dalgaları halinde akın başladı. Kadın erkek, çoluk çocuk hep İleri hücum ediyor- lar. Kalabalığın uğultuları arasında iskele memurlarmın bağırmaları du- yuluyor: — Biletsiz geçmiyelim. Biletleri sesine yakın $ekilde elbise giymekte | vereliliim.. ve bunların askeri disipline muhalif olarak yaka ve önlerinin açık bulun- Elleri, koltukları paketlerle sepet- lerle dolu bir kadın başını memura duğu, ütüsüz elbise ve pantalonlarla | doğru uzatarak dudaklarının ârası dolaştıkları ve ellerinde paket ve eş- ya taşıdıkları görülmekte ve bu tarz- da hareket etmeleri doğru olmadığı beyan edilmektedir. Bu gibi I mekteb ve müessese mensuplarının elbiseleri önü tek düğ- meli olacak, kol, omuz ve yakaların- da deniz subaylarına benziyen sırma ve şerit, defne dalı ve ay, yıldız bu- na sıkıştırdığı biletleri işaret etti. Memur elini uzalırken o ağzını açtı: — Sekiz tanedir ha. İyice say. Biletler etrafa dağıldı Arkadan gelenler itiyorlar, Kadıncağız avaz avaz haykırıyor; — Ayol şu bizim oğlanı çağırınız da biletleri toplasın bari, Burada biraz daha oyalanırsak tramvayda yer bu. lunmıyacaktır. Vekâletin bu tamimi | lamıyacağır. üzerine kıyafetlerde derhal tadilât yapılacaktır, Çocuk bahçeleri Eyüpte fakir mek#ep çocuk- larına sıcak yemek verilecek Şehrin muhtelif semtlerinde açı- lacak çocuk kütüphane ve bahçeleri için Eyüpte Sokollu Mehmedpaşa medresesi ile karşısındaki arsanın intihab edildiğini ve Ramide de bir #rsa bulunduğunu yazmıştık. Sokol- lu Mehmedpaşa medresesi bugün- Öteki parmaklığın önünde şişman dini kolunu salhyarak kalabalık ara- nda birine işaret yapıyor: Canım, bize kadar gidelim de biraz hava alalım. Hem bir kahve içeriz, hem dinlenirsiniz, Geriden homurdanmalar, ihtarlar yükseliyor; — Yürüyelim bayım, Burası kahve ocağı değil. Gözleri süzülmüş, ağrı yana çar. pılmış bir delikanlı sendeliye sende- liye yürümeğe çalışırken mütemadi yen homurdanıyor: — Evin önündeki şu çukurları halâ yürüyelim, derhal bir Çocuk kütüphanesi tesis | kapamamışlar. Bizim kapıdaki bu kalabalık ta ne oluyor? Düğün mü Eyüp ve civarındaki ilkmekteplere | Yar yoksa? devam eden talebenin çoğu yardıma muhtaç fakir tabakayı teşkil ettiğin- den bunlara mekteplerde öğle yeme- ği verilmektedir, Bunu nazarı dikka- te alan vilâyet, Eyüpte açılacak Ço- Kucakları kundaklı © kadınların feryadları, annesinin elinde uyuklu ya uyuklıya sürüklenen yavrucükla- rın çığlıkları ortalığı çınlatıyor. Her kes telâşla koşuyor. Sözüm ona pa- cuk kütüphanesinde çocuklara 5sa- | zar eğlencesinden dönüyorlar. bahları sıcak çay vesaire kahvaltı vermek imkünunı da temin etmeğe çalışacaktır. Diğer taraftan Beşiktaşta Akaret- lerde de Çocuk bahçesi ittihaz edil mek üzere münasip bir arsa bulun- muştur. Bu arsada bugünlerde Be- lediye fen heyeti tarafından tedkik edilecektir. Diğer kazalarda da açı- lacak bahçeler için icab eden fedki- kata devam ediliyor. Rezalet çıkaran sarhoş Kâmil isminde biri, Kadıköyde İs- kele gazinosunda sarhoş olarak reza- let çıkardığından polis tarafından yakalanmış, mahkemeye verilmiştir, ii DEKORASYON Mağazasının malları hem piyasanın en ucuzudur, hem de mukayese kabul etmiyecek derecede en zevklisi ve en Cemal Refik srarasaassan era sassa rare sassseanaa A rAAANAM Radyolu yerlerden lübiyat resmi alınmıyacak Belediye kanununa göre saz çalan gazino ve lokantalardan lübiyat res- mi alınmaktadır. Belediye şubelerin- den bazılar! radya bulunan bazi kahve ve gazinolardan da Tübiyat resmi almağa teşebbüs etmişlerdir. Dahiliye Vekâleti, radyo yüzünden lübiyat resminin alınmasını doğru bulmamış ve bunun için alâkadarla- râ bir tamim göndermiştir. Bundan sonra radyolu yerlerden böyle bir ra sim alınmıyacaktır. Beyoğlu, İstiklâl caddesi .« Bak, şu tunç derili, çelik kollu yavruların neşesine, şenliğine bak!,. B.A. — Bu bir şeydeğii bayım, asıl şenliği gürbüz yetişen bu insan. Jarn “kuracakları yuvalarda k ; f f ğ 4 t Pei