AKŞAM 11 Kânunusani 1938 — Eski dünyadan Yeni dünyaya: 3. Berlinde kafile halinde - nasıl tevkif edildik ? Bütün avrupa gümrük memur- larının bir aşinası: Lâtilokum A da tahsile giden genç kızlarımız pek a de cerbezeli ki... çok... Hep ön Trenimiz sabahleyin erkenden Po lonya hududuna girdi. İri iri Polon- © yalı gümrük ve polis memurları te nimize geldiler. Yanımızdaki arkadaş- © ların, bizim bavullarımızı muayeneye başladılar, Bir kutu dikkatlerine çarp- mıştı. Sahibi kutuyu açar açmaz Po- İonyalılar sanki eski bir tanıdığa Tas- gelmişler gibi gülümsediler ve türk- | çe: — Lâtelokuml.. diye seslendiler, lâtelokum şimdiye kadar geçtiği miz bütün memleketlerin gümrükle- rinde son derece meşhur... Trenimiş mütemadiyen uçsuz bucaksız orman ların önünden geçiyor. Günlerden Pazar... Birbirine çok yakın olan Po- lonya köylerindeki sipsivri kuleli kü- çük kiliselerin çanları çalınıyor. Pa- zorlk elbiselerini kiymiş Polonyah Pe köylüler âdeta tabur halinde kilisele- Te doğru gidiyorlar. Treni baştan başa dolaşmağa ân cak Polonya topraklarında vakit bü- labildik. Bu esnada bir şey nazarı dik» katimi celbetti. Trendeki Türkiyeden için, kimi felsefe, kimi hukuk için Ay- rupaya gidiyorlar. Hepsi de tek başi- ns... Öyle de cerbezeli genç kızlar ki bir başlarına gümrüklerden geçiyor. lar, bir başlarına trenden trene ak- tarma yaparak geçiyorlar. Hamallar- ia çekişiyorlar... İstanbulda oturduk- ları halde köprü başına kadar gidemi- yen eski kadınlarımız düşünüyorum. Bir de bu bir başına Avrupanın tâ bir ucuna okumak için giden 18 ya- şındaki genç kıza bakıyorum... Arada ne büyük bir fark... Ne akıl slmaz biz fark... Vagon penceresinden başınızı çi kardığınız zaman büyük muharebe- nin en kanlı sahnelerinin geçtiği yer» leri görüyorsunuz... İşte meşhur Lem» berg... Kompartımanımızda bir çok Alman gazetelerinin ve Des Ma gazin mecmunsınım bir müuharriri var d. rileri çenesine kadar uzamış, bir yar nağında geniş bir bıçak yarası bulu- nan iri yarı bir adam bindi. Bizim tamsmile dolu olan kompartımanımı- ka girmek istedi. Alman gazeteci: — Xer yok.. dedi ve kompartima- nın kapısını kapadı., Vay sen misin kapıyan?.. Yanağın- da genişbir bıçak yarası taşıyan adam yumruğunu sıkarak gazeteci- nin üstüne öyle bir atılış atıldı ki... Hepimiz şaştık kaldık. Şuran muhak- kak ki biz şarklılar çok nazik adam- larız. Alman hududunda... Nihayet Alman hududuna girdik. Trenimize kollarında kıvrık haçlı genç Alman memurları doldular. Bir küçük istasyonda durmuştuk, Meğer buranın birası son derece meşhur. muş. Trende erkek kadın, bizden baş- ka kimse kalmadı. Herkes küçük birer kova kadar bandaklarla köpüklü kö- püklü biraları yuvarlıyor. Alman köy- Jü kadınları ellerinde - nasıl da tutu- yorlar? - hiç değilse 4 - 5 bardak bira yagonların pencereleri önünde dola- Şiyorlar, — Bir. Bir... diye bizim gibi trende kalmış bir iki kişiye bardakları uza- tıyorlar, Üstünden buram buram tü- ten haşlanmış suçukların tabeklarını vagon pencereleri hizasında tuluyor- Jar... Aklıma Anadolu tren istasyon- larında: — Ayran.. Ayran... diye bağıran se- 1 Lembergde trene iki yandan favo- vimli yüzlü köylü kızlarımız geldi, Alman hududunda trenimize bir sürü yepyeni üçüncü mevki vagonları ilâve edildi. Almanyada yolcuların çoğu üçlncü mevkide seyahat ediyor- lar, Üçüncüde gayet iyi giyinmiş ka- dınlar göze çarpıyor. Artık her istasyonda âdet hükmü- ne girdi. 'Tren durur durmaz doğru büfeye, gelsin biralar. Alman istas- yonlarında, durduğumuz Alman köy ve şehirlerinde bir şey dikkatime çarp- tı, Burada plâtin renkli saçın bollu- Şimdi bütün dünya kadınları ara- sında bir plâtin saç modasıdır gidiyor. Dünyanın en güzel, en şık kadınları saçlarını plâtin rengine boyamağa çalışa dursunlar Almanyada hamal- lara kadar aşağı yukarı nüfusun yüz de sekseni plâtin saçlı... Polis kontrolünün sıkılığı gözümü- ze çarptı, Kompartimandaki Alman gazeteci bunu anlayınca: — Bu lüzumlu bir iş.. dedi. bugün Almanyanın ehemmiyetli bir misafiri var... Meğer ayni günde Almanyaya, Ber- line gidecek olan yalnış biz değilmi- şiz. Ayni gün Sinyor Mussolini de Berline geliyormuş... Berline yaklaştıkça istasyonlarda Alman ve İtalyan bayrakları çoğaldı. ... Sabah saat 7... Berlinin meşhur Frederik ştrase istasyonundan geçtik, Ve nihayet «Zoo» İstasyonunda tren- den indik. Kalabalık bir Türk kafile- siyiz... Aradan tamam bir buçuk saat geç- mişti. Biz Zoo istasyonunun polis ka- Takolunda beklerken dışarıdan: — Duçe... Duçel.. sesleri yükseldi. Bir Alman: — Mussolininin treni geldi... deği. Bir çeyrek sonra da bize gülümsiye- peri — Serbesteiniz... Bizi affediniz. Ve- ve dediler... Hikmet Feridun Es 702 yaşında bir ihtiyar Evdekiler bırâksalar hemen evlenecek ! Sıvas Ak şam ) — Kelki- te bağlı Bezriay köyünde — Aziz oğlu Kahraman * adında bir ihti- Dün Haliçte bir cesed daha bulundu hüviyeti hakkında tahkikat yapılıyor Dört gün evvel bulunan cesedin hüviyeti henüz anlaşılamadı Müddelumumilik dün denizde bu- da Vatan motöründe çalışan Mustafa #dında bir adamın bir gece motöre sarhoş olarak girdiği ve sabahleyin motörden kaybolan Mustafanın mo- törde elbiseleri bulunduğu bildirii- mişti. Mustafanın o gece sarhoş bir hal- miştir. Bugün Akçeşehirden gelmesi beklenen Vatan motörü gelince mo- törde bulunanlar da sorguya çekile- ceklerdir. Ölümün ne suretle vuku- bulduğunu tesbit için cesed morga önünde bulunan lunan leblebi heybeleri, ölünün bir Balıkesir Hsesinden yetişenlerin Halkevinde yaptıkları toplantıda bulunanlar Pazar günü Balıkesirli ve Balıkesir lisesinden yetişen üniversite gençleri da toplanarak Balıkesir Talebe kuru- munu kurmuşlardır. Ateşli hatiplerin sözlerinden sonra idare heyeti şu kadro ile seçilmiştir: Birinci rels: Sıtkı Yırcalı (hukuk doktoru), ikinci reis; Enver Çavuşoğ» leblebici oduğunu göstermekte idi. Bir taraftan hüviyetin tesbiti işine gir kumandanlığı devam elmekte olup cesed morga kaldırılmıştı. Yapılan tahkikst neti- cesinde verem hastalığına müptelâ olan bu kadının bu hastalıktan öldü- gü ve ölümünde harici hiç bir âmil olmadığı tesbit edilmiştir. Yeni bir kadın cesedi Dün sabah Cibali önlerinde bir ka- dın cesedinin deniz üzerinde yüzmek- te olduğu görülmüş ve zabıta haber- dar edilerek cesed sahile çekilmiştir. Derhal tahkikata girişilince bu kadı- nın Cibalide oturan bayan Şefika ol- duğu ve bir kaza neticesi boğulduğu tesbit edilmiş ve cesed ailesine teslim EAA Ju (Tıp), genel sekreter: Muammer Yasa (Tıp), muhasip ve veznedar; Ali Cumalı (Yüksek mühendis), Aza: Kadri (Edebiyat), Nimet (Kimya), ye dek aza: Türkân, Süleyman (Hukuk) Bundan sonra kongrenin kârarile Mili Müdafaa Bakanı Kâzım Özalp ve değerli hemşehrileri emekli general Ali Hikmete ve Balıkesir valisi Etem Aykuta telgraflar çekilmiştir.