| | 1 Kânunusani 1938 AKŞAM HER AKŞAM BİR HİKÂYE KATİL Mahmud eve e karısı Mah- mure onu he; Ke Karşıladı: Haberin «dedi, Köşkteki zümi: rimia biliyorsun ya... Onu bü sabah oda- sında ölü bulmuşlar... Bönrü lahmuda izah; di. Bİ- E İp z ye ka Şlngir grip kaşm. ai Ayşenin Bir 3» ne görsünl 2. ke Tak ye Pe simi eyi yerle ği mure boğuk bir sesle kocasına; — Gördün mü?.. dedi. y yavaşça cevap verdi: t, gördü — Sİ a ie yeri göster- ., yere Sağa vi ya v ker de arı ile al ve irki kalma m Yukarıya çıkarken Mahmure sörüz — itin ey Hemen pi Ri ayak mud: — ai ben ona bu işi sorayım bakayım... Mahmure bsi katiyen itiraz etti: maz... Eğer Selim Janmasının: eli Ge İŞ... Sofraya oi Ar. İkisi de Ayi anlari. li kızdı. Fakat hoppa: — vi Ya Me alaşırdı. tâ b ii vie ep, dn a li; ir arabi e ic lir da, d e ekler ayrın sia Hizmetçi; ahçı Selimi çağırdı. çının halinde göze çarpacak der Sk bir ” 1, Mahmı Mei ai onu savdıktan sonra rısına sordu: e halindeki | şaşkınlığı ii mii ln Ben de sana onu iye eceki amın yüzünde âde- e ii bir çe rku alâmeti var... Are! e de a Si idi... Sakın... ma çıktılar vee gm ok tuğa ol şarıda, gayet güzel, mehtaplı, bir gece vardı. Belim pencere: eyi n. gü nbire yere çömeldi. eki küçük keserle toprağı kazmağa baş- Jadı, Mahmud: — Tuhaf şey... dedi, Selim bahçe- den ne e sanyo. a elindeki gazetesini ata- —— a mi çıkmış? — Evet bahçede... Hem elinde bir keser ei -ağı kazıyor... mure hemen elektriği söndü- anına, pencereni, önü yaş Şimdi keranlık — Pek iyi göremiyorum amma bu adam bahçeye bir şeyler saklıyor galiba... Mahmure ie içinde: vet. — Evet.. :. dedi, gayet iyi e ie bir vardı, rakla kapa- koydu. top, ir Meke yk bir iş var... Md tfağa, Selimin odasına eceğim. bip bir ği kolaçan edi Aman Mahmud, dedi, kei o za a ve bunu senin &n- ladığmı fari —Ne li . — Ne oluru var mı?.. Ele verme- sin diye sana da bir şey yapar... — Yok canım sen de,.. Çocuk ol ma... Biz de hiç yoktan adamın gü- nahina giriyoruz galiba... paya eye atamam.. El Dur bâka- ei “bal tile 1 Bi) yok, yumurta yak... koca evvelâ mutfağa indiler, Mutfaktan içeri girmez ikisi- nin de gözleri dehşetle açıldı. Mutfa- ğın duvarında kanlı bir el izi vardı. alım? — Doğrudan doğruya polise tele- fon edelim. 'ukarı salona geldikleri zaman O kadar iğ içinde idiler ki » murenin â telefonun kordon: a takıldı. Telefon yere düştü. Le don koptu. Gen i rü şimdi olanları... de- di, em Çi emiyor. . Eği ben gideyim. eğe d... Deli misin se. Si evde yalnız nasıl bırakır- e birden gidersek te pek tuhaf olur. — Son ikimizin birden evden Selim şüpheye er bilmiyorlardı. siye yy Mahmure: — İstersen bekçi kep pence- reden ni çağıra; Mahmure fena halde e — Olmaz, olmaz... dedi. Ya Se- lim senin bekçiye seslendiğini du- yarsa... Vallahi ya koşup iki- mizi de kitir e keser... En iyisi bahı beklem: Mahm Canı ure çocuk olma... ürer besiye seslenmenin ne tehlikesi olabilir?.. usundan çıka- Sn da Teen böke seslen- di» demezler İkisi de iç bir tereddüt ve he- yecan içinde sabahladılar. Hizmet- çi: erkenden onlara kahvaltılarını ve ve getirdi. Mahmud gaze- teyi ar yiz yüksek sesle oku- en şi «Dün öldür ismindeki hizmetçinin ei elin iz Mü- affakıyeti sayesinde 24 saat iie şii 3k yüzünden Ayşeyi Me e — Tuhaf” şey. öyleyse Selime dedi, , semi çağırdılar, Mahmud bu r onü isticvap etmekten Karköni” e yi im.. dün gece bahçeye bir şeyler gömdün.. sonra mutfaktaki kan izleri nedir? Ee iz efendim, dedi, Kabahatim “büyük. El size nasıl el yi bilmiyordura. Dün be: vwuk istediniz. Ben de tri a bi yoldum. Tam pişireceğim zaman hmzır kediler tavuğu alıp emi me Horozun tü tüylerini e — rme- sin diye seni göm ka- — ş m ki ği ak edip a ağ bile edim. Kağı Affedersiniz vallâhi Mahmudla ri ali id bir ne- fes ii ahçıbaşı.. dediler. Senden Dal aliş. Cins horozdu amma a feda ei nbaşı bu il ta şaştı, — Ömürlerinize eksi edil diyerek dışarı çıktı. LL (Bir yıldız) “ bir talebenin ölümü Grek ve istikbali Eni bu e dır, Cenazesi Tarihi yatırdılar. nlar bu işin içyüzi bizdi iyi el Akdenizden leri e b ların hattâ bütün Venedikli: e erin bu yüzden matem tuttuklarını piki Rumların kederlenmesine aklım erer amma, Venediklilere de ne olu- yor? (Kara Mihal) rum değil mi? — Rumdu. Fakat, Venediklilere de çok yardımı vardı. Böyle bir deniz ca- navarı ile uzun yıll uğra: an Venedikliler elbette memnun sikir Şimdi meydan boş g kaldı, ie (Kara Mihal) kadar tikel ir v bn gidere Siz Ye mı, e — (Korkunç Filip) den mi bahsedi- yorsun? — Evet. Adını birdenbire hatırlıya- mamıştım, Bu adam da Arnavutluk sahillerini yakıp duru; e — Kim söy! iledi sana bunları! ia. beraber - yüzerek baş- ka e ve kaçmışlar Bir kısmın da biz esir alm; cin ölümü zaylattan — Peşini a m muyuz!... Gün- e b Di gittik, bütün. Akdeni- aradık. Harp meydanında de mn İyi e sis tabakası kap- ihi yavermiş kâfirin... Hastalıkların ge Keşif kolu: Kırıklık Neşenizi sondüren çalışmanıza mâni olan kırıklığı Bu sayede bir çok büyük hastalıklara tutulmak Se de önlemiş GRİPİN Bütün ağrı, sızı ve sancıları keser, baş ve diş imiz a bi pe a ki “Taklitlerinden sakınınız. Ve her yerde ısrarla GRİPİN isteyiniz. -İNEOKALMINA ş, ve Diş ağrıları Mr Şe Romatizma pi sisten ek muvaffak oldu. İzini kaybettik, bu- lamadık. Kuşçubaşı Kâmil bey lâfın gelimi” ni değiştirdi! — Sinan, bu güzel kadını nasıl avlamış? — Rozitayı mı — Evet. liişatiği son gözdesi- — Ne diyorsunuz paşam, evlen- ir mi? Öyle ya... Onların nikâhlandı- ğını bütün gemiciler söylüyor. Rozi- ta, Sinanın nikâhlı karısıdır, mize bunu söylemediniz nın zindana e se- ni il anladım, e yazık olmuş... talihi siler ie m eline enn zindan- Ami , gözleri yolda, Yeği- EE haber b ye Saray kapısında bir aj duy- sa, bir at kişmemesi Di telâşin ba- ni çevirip: Sinan mı gel Diye e me 7 sabırsızlı r de e müyordü. “ Sinan boğulurken.. Zindancı Mahmud bodrum kapı- sının same dolaşıyordu. Kara eline Sek inin ie 1 > Sinan o gün çok bitkindi. Topra- ğın üzerine ölü gibi uzanmıştı, Kara Diye söylendi ve yamağına döne- rek: ii şu urganı ver bey Dedi, an gözlerini açtı, vinçle lan yüzüne baktı. aşmıştı. O: «Haydi, çabuk bitir işimil; di- — Ben de bugünü bekliyordum, kara oğlan! Haydi, çabuk bitir işimi... Kara Halil, Sinanın yanına yak- KAPTAN PAŞA GELİYOR Deniz Romanı Yazan: İskender F. Sertelli mammn Tefrika No, 103 ” |Cellâdlar Sinenili ae yağ'ı urgan aki ve ia e mahkümuna ilk defa ras- — — Ölümden korkmuyor . musun, aslanım! Diye s0 Cellâd yali urganı belinden çı- kararak Bodrumun iç ayakta, in bir bisan elinde fener > Hali epi — Biraz beri gel... Göz gözü gör müyor, Die seslendi, e el yardımile ur- n boğulmuş muydu? Der mı, çekişiyordu? ikta bunu anlamak kolay değildi. a Bu sırada yamağırın' mırıttıları işitiliyordu. z sen! Si Vol da gü dre am yorsun! Hele bana! Nöbetçi elindeki boynuna aim 0 ei mi bi müthiş bir yaygara ile içeri pi Dim inler mi bastı?I e yene Divan kâtibi yağlı urganı Sinanın boynund: a görünce titredi. “Bir Kes — İsabet ie ema. emil zindancı Mahmud ds ie gi MA ellerinden amme Dali WE Hi boğmak, 1â uğraşıyor musun onu için?...