Sahife 12 —————- HER AKŞAM 7 BİR HİKÂYE tanbulda eskiden «idadi» deni- len bili bitirdikten sonra amcam beni Parise göndermeğe karar verdi. il vardı. Ben ya Pariste sefahet tına dalar da serseri olursam... daşı vardı. m bu adamın her fikrine hayrandı. Eve sık i için biz de kendisine «Ne- ağabey rirdi. — Nedimin bir Sözü vardır... a, vi un müddet Pariste e amcama benim hakkında bazı nasi- bir “gün beni yanına çağır- Nu a Fehmi, eceksin. m Lüsiye hitaben bir de “mektup amlı. Madam Lüsi sana Pa- riste hâmiyelik - amcam çok eski li- sanlar eri edecektir. Kendisi -adınmış. isinin yanında ka- elde A Gi Pariste OMER hayatına dalmana imkân Çünkü madam Lüsl senin hakknda her İşte madam Lüsiye hitaben yazılan mektup... Al yanında dursun... u buna çok canım sıkıldı. Pariste geçecek ir için neler ne- ler tahayyül etmi, te insana göz açtı yek «hâmiye» benim için hapishane gar- diyanından farksızdı. Amcama itiraz er” oldum. Dinlemedi bile: — Sen Nedim ağabeyinin e Ke ağabeyinin Yn eler ve sem Lüsinin aliya na v ir ladm mı?.. diyerek kesti- bir hafta sonra mektup damalı ii onlara yazmıştım. Bak- istasyona gelmişler... Onlar: Cw ei T kadınlar dolu... Dz de bize ge çk Soymumu büktüm, İşi onlara um. İkisi di e dediler. Şimdi doğru en Lüsiye gm e yan lah aşkına... zim lr kal... li Fi Mi pi âir... m e bu 2 e makul bul- dum. ilarımın pansiyo- nuna Ei am “oran in düm, Elbise örüm. 8 e Pei Side iki geceden hakkile m edebilmek için hemen şa relâ şehri gezdik. 5R — Şehri nasıl olsa adamakıllı e Siz beni bir A rine götürünüz, diyordı Danslı, çalgılı bir yere iri Bir masaya oturduk. biribirinden ee iç genç kadın otu- ruyordu. Biri âdeta benim go lerimin yim ——— Ari Aptallık etme, dedi, Git, ahbab dedi, yakında Pari- Pariste ilk gece | şım döndü. ayak- İ arım biribirine dolaşıyordu. Dansta İ acemiliğim onun canını sıkâcağı yer- de pek hoşuna gitti. olur mu?.. diyordu. Dans'bitip onu masasına götürdü- ğüm zaman kendisi: — Gelecek dansta da beklerim. de- ak âdeta ahbabdık. Her dans başlangıcında - gidip onu lez 'dum,. Ne dersiniz? Gençlik işte... : kadar yol yor; luğuna rağmen iz e Gi döndüm. Bi; luk miyordum bile. el artık hi e sim güzel, sı- Ya yanağım a dayiyordu. m u senin rinde en ri tl ediler. Bunt seni artık gala. emiylm. ve adın san: Tanıyor. Biz roruz. Seh onun- sayılı e için var... Biliyorsı biz yatacağız... Öteki Tuz. Sakın kaybolma... Pansiyonu öğ- rendin İmei mi? Zaten buraya çok Ben Öğrendim, öğrendim... Yollara dini ettim... dedim. adaşlarım benden ayrıldılar, Jo- st kiçi rının yanın- dan ae oturdu. bedi sonr: « İkimiz Yi a herif re ra. Arada aklıma amcam, Nedim ağabey ge- ya, il kendime ein ku- diyordum. iğ gazinodan dışarı yarısını ns vereceğim, e Kyk > di tutturmuş- —o e dedim, bizim arkadaş- ların pansiyonuna gidelim... Onlar bana bu gece için bir oda verdiler, orada bana verebilir siniz, hem de sıcak bir şey içeriz.. ol- bir adresini yazdırmamıştım. uzun AL e Si — Anlaşıldı. pulunamıyacak. b yeri ap ve a « Hem bizde gramofon var... Çil dans ederiz. Siz. de iii öğre- iin can mı dayanır?... kula si bul ettim. gemi ein bir ablasından başka kimse- mıştık. çok geç geldik. Dans dersi filân derken bir de baktık ki dışarıda gün ağarıyı Jozefinin aradaşğından ne mundum. Sabahleyin m a — Madem ki dün Parise gidin yalarını al, buraya taşın. etiğin gi i ol otur. e Ne güzel yi dalar; n? ei ikada dört sene kal na bıraktı. Ne karışan Yar, ni şen Tozetine başımdaki belâyı-anlattım. ye ağaböyin mektubunu gösterir- — Yarın gidip o e bulmâlı- yım, dedim. z lr mektubu - alimden alır ak maz a K du mel ini ablama yazılmış... Lü: isiye > Madem ki o Amerikada ve evi ben idare ediyorum, açmalıyım.. Jozefin mektubu açtı, okudu ve sonra yalancı ıktanı ciddi bir tavır aldı: sizi Bakmaya ita alıyorum.. gidi- ei mpi kaybetmeden eşyalâın- nızı getiriniz, sokaklar- da vak geçirmeyiniz. Kadınların pe Her gün mektepten çıkar çıkmaz doğru buraya geleceksiniz. Amcanı- zın ve Nedim ağabeyinizin tavsiyesi mucibince dizimin dibinden ayrılmı- yacaksınız... İkimiz d sevinçten emir ve İki gün sonra oturdujn. Amcama bir mektup yazdım; «Sevgili amcacığım. Parise gider gitmez'daha ilk gece- gidi den itibaren bana hâmilik edecek olan am Lüsiyi aradım. Ken: le- iş. Ona hemşi ileetiyenni ve li ve sayesin: ha ziyade saire.» Jozefin mi cibince benim hakkımdaki ilk raporu- nu le la gn e ii EN ei rTa amcamdan bana iii lerle dolu bir mektup geldi... KAPTAN PAŞA GELİYOR Tarihi Deniz Romanı Yazan: İskender F. ne duruyorsun? - diye im i eği üç kadar onu ayağa kaldıramazsan, kelleni uçu- rurum! ARE çocuğu yaşıyor mu? indi. ie — Bu çocuk denize atılır mı hiç?... e ylnda. yavrusu birdenbire ağ iamağa başlamıştı Cafer ağa ari geçen bir kü- çük kayık gördi le çi korkarak sahile bnm elmemişti. Cafer ağa k ni sordu; Evli misin sen? — me evliyim. — Çocuğun var mı? — Hayır. Çocuğu kele uzattı: ER nie Be me MR kese akçe çı- —A bunları da. Fakat, sakın kim- bu çocuğu saraydan aldığını söyle Ker duyarsam, seni cellâda veririm. Kayıkcı sevinçle çocuğu ve paraları alp en çekildi. a, kayık Dİ iskelesin- den nı ayık kini rede hi sen? çi kirik Şemsipaşada... dn ne?... — Nerelisin? px Kr iyim... Beşire et kuşu kon- Ön O yedi mr Sl olduğu hal- sağ ne ne de li li iğ e küreklere sarılarak Üsküdara doğru açıldı. a ilk sörgilisi nerede? Om ha baran değil mi? Sini il > pda mıştı. Ayşe, Sin yi teni bir kadındı, A; — Sen mü tme oğul, seferden dönünceye kadar ben onu korurum. yanımdan ayırmam. Demişti. Oysa ki, Kılıç Ali paşa Ak- ö Kü- Baş, diş, nezle, grip, ro ağrılarınızı EOKALMIN aş, ve Diş ağrıları nl iliği, Romatizma ık ve bütün derhal keser, A Ai pray kaşe alınabilir, b beri dilden dile ortalığa yayılarak kadar imal Bu yükün boyalı. melü- Sertelli mam Tefrika No. 95 Rozitanın çocuğunu bir kayıkcıya vermişlerdi. Sinanın ilk Sür (Hoşeda) da zengin bi r adama satılmıştı satın aldığını sakın kimseye söyleme, Günkü bu, idama mahküm olan Kü- inanın ie > ge nikâhlı 'e Hoşedayı kendine ni- ei Nusrat efendinin en sevgili ATISI Nusrat efendi, Hoşedanın Padişah gözdesi olduğunu bilmiyordu. Zaten Ayşı « yanını kaldı na kaçmı fırsatını bulamamıştı. miş. O artık nikâhlı bir zengin karısı olmuştu. Hoşeda, Nusrat efendinin Beyazıt- :z nağında bazan şöyle düşünü- gi e Sarayda kalsaydım. Hiç olmazsa orada günün birinde ben de - Venedikli Baffa gibi - Padişah ka- rısı olurdum. Sonra sarayın her gün en bin entrikasını nedikli Baffa beni her ii şekide gözünden düşünce, bayağı bir saray cariyesi gibi, bir kö- şede unutulup kalacaktım. Halbuki Dek Gi Si imi karısıyım ve tün karılarından ve göle üstüm de tutuyor. mı Kürt el sözüne devâm , Sinanı Ye e nına baş KN e hergün rini yakalı bini da onu m attetmiş, “ Gelen adi ruyordu Ayşe ii duyunca: — Sinan elsi öldü demektir. İs- tanbula gelmi, Gelse de boyn ebbed kalebendii- ğe Çubuğunu çekerek “ilâve etti: böyle isti; . Diyerek, Hoşedaya yeni bir kapı onun ölümile ne kaza aramağa başlamış ve Büyükçarşıda | nacak?... tına satmıştı. — Sinan İstanbula gelirken Rozits Büyükçarşılı Nusrat efendi zevki- sali kadın getirmiş... Güya yolda ne meclüp, şehvetperest bir adamdı. | bu kadınla evlenmiş a Henüz yaşı geçkin değildi. Dört nde “götürmüşler. nikâhlı karısı vardı. Bunlardan başka Me Rozitayı odan pm bir çok en nina) de ye bii esi gereke Gözü hâlâ doymamıştı. Nerede o cariye görse veya haber w geri bu sözleri dinlerken renkte biri rl ayaramdlapa renge giriyordu. İlk önce sevinmiş v8 satın atıldı; acımıştı. Nusrat efendinin iradı çoktu... İşl | Fakat, Akdenizden bir kadın getirdi de yerinde idi. Hindistandan ğini duyunca, kaşlarını çat di b inci, elmas, s6- — mary çi iş yapardı. Beyazık | © Diye mu civarında büyük bir konağı vardı, moi ee re Sinandan da ve efendi yı satın, alır kendine : Aman aslanım, bu kızı benden ş ( i ku is