HER AKŞAM BİR HİKÂYE uzün-bir ke 87 fını dik... Bize başından g Be anlat... VAPUR m ln günlük vapur seyahatinde anın en zevkli sek ie ulaştı- cak Kendi kendime; «Aferin be 'aik!.. diye ordum. ei in İşte kadının gönül kilidini — Size uzun vapur OLİN başımdan geçen bir aşk macerasını anlatayım... dedi. Bir sigara yakarak söze başladı: — Büyük bir vapura bindik. Yedi uzun Asın eyi kulağına mırıldandım. Sevgilim ük bir yolculuğa çıkıyor. Kumral mer beni görünce gü- duk. Benim gibi e macera arr lümsedi. Gene ingilizce bir şey söyledi. yan bir genç adam böyle uzun bir ze Onun bana: ğ N ha yolculuğun ilk saatinde Vi Li d ni ie ge pu anla- Ven e de ka Seyahat 3 evkli saat- 'kadaşlarımın arasında nefis bir ka- öde yanyana vardı. eriği ii gayet ni iyük salonda ve- boyanan, bir erkeğe “gilgnhkler larımız biribirine ka- i sev- güvertede uzun iskemlesine ele Ben id dolaşırken, önün: Ne bee e bana gayet ümid verici gözlerle bakıyordu. Ken di NN dim, işin iş... Biraz açık gözlük ie de, Ur aptalıra bulunmazsan e «Ahmed Faik, Haydi, dedi, tekrar sir balim gi ii rada, bal a ve e SE üye pe ye büyümi Hay- | nı klaştı. İçeri girdi. O kadar di bakalim. Paçaları sıva ve faali e şaşırmıştım ki sormayınız... ise geç... Saadet seni bekliyor...» Muz sanki Li yeti imiş İlânı aşk et- fer bir kumandan tavrile tekrar gü- ei a ümi b nini verteye fırladım. Şimı el iği n aim feci bir içe a Acaba rey yanlış bir kelime okuyup ta kumral ri fena mânalı bir söz mü El Yanağımı eği gir- tı iye bu- ştum. n umu: Söylediğ elime dilenci mânasına Pi E bir sk e diyecek ii şe kadı — Siz bir ei ve tokatı e yemişim. Tokatı yeli me yanm; günlük yolculuk üştür. Bu teklifi can > gönülden kabul ettim. > Ha- katı © e. bir cennet hayatı yı ve mümkün ye İN açık göze hareke öne İlk öğle yemeğinde ne e bakayım? Kumral, ateşli ka- asaya düşme iyiz? öneri tesadüfen ikimizin - yerini ii masaya işaret etmişti. D za > inlük uzun vapur yolcul cal aşarsın. Mi e nla aynı maâsa- ik har yasli Artık dünya- da benden daha mesud insan tasavvur edilemez: b Dn ve gec gün iğle yemeğine giti man benden evvel gelip Mk ii Tan ha a Ele Oda a güler: Yağan yemler 1 Tee gü- zeldi. Salonun azband a iz li pe işiten n yalnız karşımdaki güzel a da ii uldüm. Bir aralık o ba- na ilizce şeyler söyledi. Tuuu Allah cezasını kak .. İni m de o kadar çıkardı, güzel, ME geçeci eğe beli ŞE > gile cehaletimi lelerini benim gibi an aşk dakikalarını bekliyordu. e İcabında gü Saçlarınızın kılı çeri men: « Evet ş dedim. Kadın gü- and İlk badireyi a Hem de gü- ei 5 formül- zel, kumral vi e üçlar gibi terkibi m: — ia lamıştı. Ona dilimin öğnn lerle değil halis vitamin n düğü kadar pir şeyler söylemeğe emeğin sonunda sigara uzat- tım. Teşeknr ederek aldı, Sigarasını yak yarı anlamıya- . diyip duruyordum... Ah biraz İneizem zl weetli olsa şu güzel k ğildi. Maamafih katiyyen ümidimi kesmiyordum. Yemekten sonra beraber an çıktık. Birlikte güverte üstünde nan bi ia oyunlar oynadık. RE iyiden iyi; Men Hattâ bazan koluma de giriyor Kendi kendime: — Bu e ae e del Aksi anlak kN beni a in n âşıkane ön ler e Tenememiştim. alnı «aşk» kelim ni bil sayma a çiçekle ese ör teli, gibi, bi iz elimesile de yaşamak kabil değ değildi. Hiç değilse ona ar bir cümle iz ii öç Fiy perisisiniz.. 'akat tuu versin «siz» himen aş velinin Mi iner y gel len iyi- tekrarladım... 0000h artık iyide ye öğrenmiştim, Belki bu cümle beni yapılır ve a burekile her dm ey- vel saçların esine sed çeker. açların dökülmesi, silin. Za“ < lir. İşte Optamin bu guddelere can aşılıyarak derhal keme heel suretle saçlar gür- yata kavuşur. «Optamin> elisi temizlemekte, hayret tesiri haizdir. saçlara revnak vermekte de şayanı igin i hariku- | Tasınıda berbad &tmiştim. Kumral Fırsat a fır- li üzü nu attı. isini: y 'klerde di da bi iz nin tam sırası idi. Başkamarota söylemiş ve masasını kulağı yaklaştırdım. dia Dd benim ayırimiştı. Ondan gimi anlamış, did rıldım. ştı. Oda di bülbül gibi ei onuşuyO- rum. İşte ben ingilizceyi böyle öğren- . (Bir yıldız) Baş, diş, nezle, grip, romatizma ve bütün ağrılarınızı keser. nde 3 kaşe alınabilir. İsim ve markaya dikkat! Taklitlerinden sakınınız. Optamin kullanınız ! na hata gelmez! Diş macunu . ile dişlerinizi temizlerseniz, ömrünüz müd. detince dişleriniz sağlam ve inci gibi parlak ve beyaz kalır, Dişleriniz çürümez, diş etle- riniz kanamaz. Tüp 7.5, dört misli 12.5, en büyük 20 z kuruştur. KAPTAN PAŞA GELİYOR Deniz Romanı Yazan: lee F. Sertel Hi mann Tefrika No.49 Güneş batarken Tinosadasına vardılar. Aydın reis yanına beş on leven alarak adadaki gizli meyhaneleri araştırmağa garigii Gemiler önünde yi mirlemeğe başladılar. Tinos geçen ir başında pe korsanlarından n baş- tan başa yakıl si Zaten adanın sahilinde beş meyhaneden ve kırk elli ei evin- toplu bir halde adanın indirerek de- yoktu. anın hem: köri ise demirlemek ekseriya e ete BE Gerçi o günler- de ması için Akdenizde hiç ii yi tasavvur edilemezdi. at, ne olursa olsun, ii İli ör bir şeameti vardı. ya bir gemi bile kolayca eki dl ilirdi. LE li paşa buraya gündüz idi. yi karar vermi; ğan reis, her zaman olduğu gi- bi, m adanın açığında gözcü olarak kalmı; ni Ai sy bu Emi çok iyi ta- m çağırttı an Aydın — Hele bir Şİ kt ta etrafı şöyle kolaçan et! Biz yoki kimler gelmiş, geçmiş bi a Anlamaz bakalım. r çektiri ile eğ aya çıktı 'n ve eski ho- vardalarından eser yoktu. Dümenci Mehm: mz Aydın reisin ar- kasından bü Bir aralık ik gelen bir türkü sesi duydu. Kulak verdi: — Zoranın sesine benziyor. ila homurdanarak etrafına ba- are meyhaneye benzer ir ye yer yoki Bu ses meden geliyordu? i Mehmed eski bir deniz kurdu tüf Bütün adalıların huylarını çok iyi ür Oo: ular ölün” döşeğinde bile eğlence mk Diyord Burada ei e kalsa, bi yhane Le ip merdan emin olan dümenci Mi in gel- diği tarafa doğru ee sai reis seslendi: Nereye gidiyorsun ii — Gizli meyhaneyi a; a gidi yorum. Siz buradan 9; Ya 1 yan 'alnız gitme! pimiz birden sneiiei bizden Koala ve rammeğ rlar. Hele siz n şurada e enci ri dar bir yoldan saptı. Yüz adım kadar yürüdü. Kem reis levedlerle sahilde bekli- tal iyice kararmıştı. Aradan kadar bir za- ya saptığı sokağa daldı. yollar birer yangın ha- rabesiydi. Burada ne bir ışık, ne de bir kulübe vardı. Yıkık duvarların kenarından etrafa bakındılar. Kim- seyi dekler ve taş yi Jarile dolu ek bu. harabelikte Meh med acaba bir mi düşmüştü?! Aydın reisin merakı gittikçe arti- yordu: — Mehmed, Mehmed!... Diye haykırdı. Yüksek bir duvara Diy dan ses tekar Aydının kulağı- meni Mehmed meydanda yoktu. Levedler telâş içinde dört köşeyi dolaştılar, ehmedi amadılar. ydın reis bü yedi çok müte- essir Ga tu. — Her halde bir çukura düşüp ba- yıldı. Me yakıp hendekleri araş- rah, Dedi, Tekrar sahile döndüler, gemisinden Ürmaii r getirtip yaktı- lar ve yangın yeri iyice gözden başladıl: on | e nci imei bir kazaya kur- pla olsa bile, cesedini bu me; ie bırakamazlardı. Levedlerden biri biraz iz e ye bir harabenin kenarında yükselen bir gitara sesi ei air reise seslendi; — Cinler yer altında eğleniyorlar | galiba! | in bu ses yer altından geli- Aydın a: erdeki a, koyduğu zaman yalnız gitar sesi de- er ia ri rakkasenin türküsünü de ki çok EZ ii reis meşalelerin yardımı ile taşla: ın arasında yer e ii inen bir ğ mehi bulmu; | siz burada bek- ii 'ikirsem, siz de peşimdi i Aydın reis levendleri yang m de bıraktı. Taşların divenden yavaş yavaş gizli tul. ye indi. 2 i Aydın, bir. :tenberi aradığı dü- r menci Ee burada obulacağın- ç Se emindi. vaş yavaş yürüdü. Skill tt duymuyordu. sesleri şimdi “Acaba yanlış bir yere mi inmişti? - Birdenbire kulağına bir inilti geldi: — Ahhhh.. ölüyorum!... menci Mehmedin si 2 & iz Dümenci Meh içi kurumuş bir i su mahzenine £üşmüştü. Aydın reis, b Mehmedin iniltisini duymasaydı, O i da ayni akibete İ Meşslelerin altında her taraf iyice görünebiliyordu. Dümenci Mehmed belliydi ki, adam akıllı e Aydın —— Bi neden indin? » > bağırdı. hmed: — Karada ayağım kaydı. Bura- ya yu Süçi Ge pi ee, Mehmed kendini çabuk toparla- mıştı. . Levedler mahzene inerek dümenct De z hem gülüyor, hem de kel Si Sebil kızıyordu. dg) — Mehmed! Ben de sana mai ie) da bu mezbeleliğe indim. B İ gep bei eser r yok. Bi iye si İ Acaba geri duyduğu isil b 1mişti? v şimdi bu seslen : Bp ereden meden işitilmi Mehmed. dayı pl, anlatmağa başladı: | — Ben 'Tinos meyhanelerini çok iyi k bilirim. Vaktile burada böyle derin N| bir EA vardı. e leş w izim sesimizi duyunca, ei rini kestiler, rim va | ,