28 Ağustos 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

28 Ağustos 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

———— ——— ii 28 Ağustos 1937 ea AKŞAMDAN AKŞAMA Radyo spikeri Bayana dair.. İstanbul radyosunda tahsilli, malü- Matlı bir bayan spikerlik yapıyor. Fa- Kat bu bayan ecnebi kelimeleri, ald ol- dukları milletlerin telâffuzuna göre okumakla kalmayıp ayni zamanda teçvidlerine de uydurmaktadır. Mese- lâ İManon» opcrasından bahseder- ken... Fransızlar, bu kelimenin sonun- daki en» yi âdeta mefruz sayarlar, g& mitlerine kadar getirip orada boğarlar. Spikerimiz de Fransız, İngiliz, Alman ve sare diksionlarına bizzat o mitlet- lerin dilile konuşuyormuş gibi sadık kalıyor. Öyle ki, türkçe metnin orta- suda, Türk kulağının zapt bile edemi- Yeteği garip ses halitaları doğuyor. Tiyatro gibi radyoda, bir mekteptir. Bu kürsülerde yanlış işler yapılmama- idir. Radyoda, yalnız spikerin bildiği lisanlara aid değil, -japonca, çince, arapça, gürcüce de dahil olmak üzere- Yetmiş iki dile aid isimler geçer. Eğer hepsinin telâffuz kaidelerine hançeremizi uydurmağa kalkarsak türlü türlü sesler çıkarmağa mecbur radyomuzu telâffuz cihetinden Babil kulesine döndürürüz. Esasen hiç bir beşeri gırtlak, bu kadar çok çeşidi Sözleri telâffuz edip de hastalanmıya- cak şekilde yaratılmamıştır. Türkler, arapça cornr» kelimesini Alıp ve gene hançerelerine göre doğru telâffuz ederek «ömür» yapmışlardır. Bazı softalar, fazla gayretkeşlik olsun diye eski devirlerde ohavları, ohusları türkçenin malı olmamıştır. Arap tec- | Vidi, türkçeye hiç bir suretle gireme- mişti. Keza, farisinin egohar» kelime- ini, Osmanlı edebiyatı «gevher» kabul etmişti. Onun gibi, şimdi de «manon»- un bütün harflerini türklere hâs bir tecvidle okumalı. «Shakespearer ismi- hâsi ingilizlerce istendiği kadar dişler sıkılarak okunsun, sonundaki «iv sesi Uzatılsın veya kısaltılsın, bizde, düpe- düz ve hiç ecnebi dil bilmiyen bir ada- mun telâffuz edeceği gibi «Şekspir» di- | Ye okunur, «Hindenburg» sözünü Al Manlar, varsınlar, «d» den sonraki «8» yi yutarak ve «g»yi mefruz telâftux €derek okusunlar, bu söz, türkçede bi- 3im kaidelerimize göre fasih fasih te- lâffuz edilir: «lin -den-burg» diye... Acaba anlatabildim mi? Yani, asli imlâyı kullanmak işile, telâffuz işini biribirine karıştırmamak lâzımdır. Bunu radyodaki bayan, şüphesiz, malâmatlı olduğu için yapıyor. Hal- buki, diğer dillerin doğrusu, türkçe or- tasmda yanlıştır. Yukarıki fikirlerimizi, bir mektup la, sevimli spikerimize hususi surette yazabilirdik amma, bunu, sırf onun Şahsıma aid bir mevzu değil de umumi ve şamil bir mesele saydığımız için her- kes muvacehesinde mütalâa ettik. Akşamcı | Bir araba bir kadına çarptı İbrahim adında biri dün eşek ko- | Şulu arabasile Aksaray caddesinden Btçerken Havva adında bir kadına çar- İ Parak yaralamıştır. Havva hastaneye kaldırılmış, arabacı yakalanarak tah- kikata girişilmiştri. Dumlupınar merasimine Üni- versiteden bir heyet gitti Dumlupmar merasimine iştirak et- mek üzere üniversiteden doçent En- ver Ziya Karanın riyaseti altında bir heyet dün şehrimizden Dumlupınara hareket etmiştir. — Allah bağışlasın, senin küçük pek sevimli şey bay Amcal... En çok heye kabiliyeti var, dikkat ettin mi? | sabit Hayvanat bahçesi B. Proste avan projesinde buna yer ayırdı Şehircilik mütehassısı B. Proste şa günlerde İktisad Vekili B. Celâl Ba- yarı ziyaret ederek daimi sergi bina» sinın yeri etrafında, görüşecektir. B. Proste şehir için yaptığı avan projede şehirde bir hayvanat ve ne- batat bahçesi tesisi de vardır. B. Preste, evvelce de yazdığımız gi- bi, yakinda memleketine gidecek ve martta tekrar İstanbula gelecektir. Bu sebeble İstanbuldaki tedkiklerini tamamlamak üzeredir. Son 24 saatte 4 tifo vakası görüldü Son yirmi dört saat zarfında şeh- rin muhtelif semtlerinde dört tifo va- kası görülmüştür. Tifo vakaları gün- den güne azalmaktadır. Fenerbahçe sinin inşası müteahhide ihale edildi Fenerbahçeye doğru giden şosenin inşası müteahhide ihale edilmiştir. Eylülün ilk haftasmda şösenin İnşa- sına başlanacaktır. Park bekçisinin ceketini çalmış Yedi ay hapse mahküm edildi Sabıkalı hırsızlardan OoMuzaffer adında biri dün sabah Gülhane par- kına girerek park bekçileri bahçede bulundukları sırada bekçi kulübesine sokulmuş, ve bekçi Alinin duvarda asılı bulunan ceketini alıp kaçmıştır. Fakat Muzaffer kaçarken bekçilerden Yusuf görmüş ve diğerlerine de ha- ber vererek hırsızı yakalamışlar, po- Jise teslim etmişlerdir. Muzaffer dün Sultanahmed üçüncü sulh ceza mah- kemesinde muhakeme edilmiş, ken- disi; — Ben bu ceketi çalmadımı, Bekçi Aliden beş liraya satın almış ve p*- İ sin olarak üç lira vermiştim. Müte- baki iki lirayı vermediğim için beni yakalattılar. Ceketi çalmadım... de- miştir. Dinlenen şahidier Muzaflerin cekeli çaldığını söyledikleri gibi polis karakolunda ceketin cepleri aranınca bekçi Alinin çakı, defter vesaire gibi kendisine aid eşyası çıkmıştır. Gerek şahidlerin İfadeleri ve gerekse mev- cud delillerden Muzafferin hırsızlığı olduğundan 6 ay ve sabıkası bulunduğundan cezası arttırılarak yedi ay hapsine, o kadar emniyeti umümiye nezareti altında bulundu- rulmaşına ve 850 kuruş da muhake- me masrafı ödemesine karar veril miştir. Muzaffer mahkemede tevkif edilerek tevkifhaneye gönderilmiştir. Darüşşafakada bir resim sergisi Dün Darüşşefakada bir resim ser- gisi açılmıştır. Sergide talebenin yap- tığı bir çok resimler teşhir edilmekte- dir. ... Edebiyata mı?... Haklı şikâyetler Radyo beyannamesi Bir okuyucumuz, diğer birçok okuyucularımızın şikâyetini şöy- lece hülâsa ediyor: Radyo beyannamesi almak bir memur için Jevkalâde müşkül dür. Zira müracaat saatleri me- murların çalışma Saatlerine te- sadüf ediyordu. Bizim de maale- sef kâhyamız, uşağımız yok ki koşturalım. Devairden «Radyo için müsaade verin!» diye bir izin istemek de temaruzla eş telâkki ediliyor. Onun için, son. günlere kadar müracaatı ( geciktirdim. Ceza tehdidi altında kaldığım için ayın yirmi yedisinde gittim. Ga- lala poslahanesinde; — Matbu beyannameler bitti. Müracaatcıların adedine göre ba- sılmamış! - dediler, Sonra israr edince Jütfen iki tane vereceklerini, fakat on lira- yı derhal yatırmamı söylediler. Böyle bir pazarlığa nasl hakları olurdu ki, kanun paranın tedi- yesi için eylül sonuna kadar müh- let vermiştir. Bir çok kimselerin anlattığım müşkülât ve emsal yüzünden muameleyi > geciktirdikleri anla- şılmaktadır. Mühletin uzatılma- sı ve beyanname tedariki şekil- lerinin gayet (kölaylaştırılması lâzımdır. Anha minha radyo teş- vik edilecek bir şeydir. Gülçleşti- rilecek değil! Yeni antrepolar Mumhane antreposunun projeleri | hazırlanıyor Şelirimizde bulunan İktisad Veklil B. Celâl Bayar önümüzdeki pazartesi günü liman işletme idaresine giderek liman işleri hakkında tedkikatta bu- Yunacaktır, Yeniden kurulması kararlaştırılan asri antrepolar için tedkiklere devam edilmektedir. İlk modem antrepo olarak Inşa edilecek olan Mumhane antreposunun kati projeleri de iki güne kadar hazırlanacaktır. Mum- hane antreposu müstakbel antrepo- lara nümune olacaktır. Kıraat kitabı müsabakası İstanbul muallimleri yardım cemi- yeti menfaatine olmak üzere 50 ve 150 liralık omükâfatlar mukabilinde ilk mektebler için bir kıraat kitabı müsabakası açmıştır. Bu kitabda ço- cukların kamp hayatına aid yazılar ve resimler bulunacaktır. Müsabaka neticesinde biriciye ve i- kinciye mükâfatlar verilecektir. Festival takvimi İ 28 ağustos: cumartesi İstanbul yelken şarnpiyonası ikinci ğ gurup müsabakası Modada saat 14 de Futbol maçı Tuksim stadyomunda | saat 1630 da BANDOLAR: Fatihde İlfalye bandosu Balkan festi- vali Taksim bahçesinde saat 2130 da 4 Resme mi?... ŞEHİR HABERLERİ Konservatuar Inşaat için yakında münaka- sa açılacak Konservatuar binası plânları ha- gırlanmış ve münakasa açılması ka- rarlaştırılmıştı. Fakat görülen . bazı noksanlar yüzünden sonra münakasa geri bırakılmıştı. Vali ve belediye reisi B, Muhiddin Üstündağ bu noksanların bir an evvel ikmalile derhal inşaatın münakasa- ya çıkarılmasını alâkadarlara emret- miştir. İnşaatın yakında münakasa- ya konması bekleniyor. Gazi köpri ü yapacak firmanın müdürü geldi Gazi köprüsünün inşaatını deruh- de eden Alman firmasının umum mu- dürü ve meclisi idare reisi dün şehri- Mize gelmişler ve belediye heyeti fen- niyesile Lemaslara başlamışlardır. Belediye heyeti fenniye müdürü B. Hüsnü ile yollar müdürü (OB. Galib dün inşaat yerine giderek şirketin u- mum müdürile beraber vaziyeti ted- kik etmişlerdir. Kapatılan hamamlar Bir kısım hamamcılar hamam sahiplerinden dava ediyorlar 'Tifo vakalarının çoğalmasından sonra hamamları kapatılan haman- cılar evvelki gün eşmafın derdlerini dinliyen saylavlara belediyeden şikâ- yet etmişlerdi. Hamamcılar cemiyeti bu defa da vali ve belediye Teisi B. Muhiddin Üstündağa baş vurmağa karar vermiştir. Hamamlar kapan dığı zaman valinin Avrupada bulun- duğunu göz önünde tutan hamamcı- lar belediye -reisinden ucuz terkos suyu istiyeceklerdir. Diğer tarafdan hamamların kapan- ması yüzünden ortaya yeni bir mese- le çıkmıştır. Hamamcılar hamamları Suları akar bir vaziyette, yani suyu ile birlikte kiraladıklarını iddia ede- rek sular kesildikten sonra mal sahi- binin bu ciheti temin etmesi lâzım geleceğini ileri sürmekte, mal sahip» leri ise müstecirlerin bu iddialarına itiraz etmektedirler. Bu cihetin ancak mahkeme tarafından halledileceği an-| Yaşılmakta olduğundan her iki taraf da adiliye tatilinin geçmesine intizar et- mektedir. Mahkemeler açılınca 30 ka- dar hamamemın davacı olarak mah- kemede bulunacakları anlaşılıyor, Tahtakalede sırt hamallığı yasak ediliyor Sırt hamallığının men'i kararının tatbikine geçildiği zaman bazı semt- lerde istisnai mahiyette olarak eylül ibtidasına kadar sırt hamallığına mü- saade edilmişti. bu arada Tahtakale mıntakasında da eylüle kadar sırt hamallığna müsaade edilmişse de belediye tecrübe için dün o civarda Sırt hamallığım yasak etmiş ve nak- liyat arabalarla yapılmıştır. Tecribe- iyi netice vermiştir. w. Musikiye mi?.., bin : şahsiyetlerinde erimiş iki Sahife $ SOHBET: —— Romancı ve şahısları «Sizden epeyce hokialarda ayrılan bir hemfikriniz» imzalı bir mektub al- dım. Sahibi benden bir cevab istediği için mektubu aynen dercetmeği lü- zumlu gördüm: Bay Nurullah Ataç 7 Ağustos 1937 tarihli Akşam gazetesin- de: «Bugünkü dünya ikiye ayrılmış: Nie- Uwehe'efler ve diğer tarafta bULüN insün- lık muhabbetiyle Dostoyevski» diyorsunuz. Bu kadar vazıh bir tasnifin tehlikesini biz tarafa bırakalım. Fakat Nietzsrhe'ye tam bir mukabil olarak Dostoyevski'nin göste- rilmesini anlıyamadım. Bir müellifle kahramanları arasındaki münasebetleri gözden geçirirsek hiç bir Raskolnikofu İvar'ı telmih ediyorsunuz. Eğer mutlaka ortaya bir davası çıkarmak İs tersek Raskolnikof yaratıcısına hiikimdir, Bir insan ancak ve ancak kendini bu ka- dur güsel anlatabilir. Raskoinikof miele Min ta kendisidir. Bu hususta misallerimiz pek fasladıt, Cervantes biraz Donkişot ve Gustave Fisubert Madame Bovary idi Gosthe Werther deği midir. Faust değil midir? Raskolnikof' lâ da Dosteyeveki biribiri- sırdaştır. Dostoyeveki'yi sanilikle ilham edene ilk Önce siz kızmaz mısınız? Şimdi ortada Raskolnikof'un Sonla'nın benliğinden hakikatler yeni keşfedilip ilk prensiplerinden dönmesi kalıyor. Bu içtimai bir tesadürtür. Yokan Dostoyeveki'nin bir plân dahilinde (hattâ eserin kanevası! daha kalrme almadan düşünülmüş; yüz- de yüzle şuuri bir «ilhame 1 değildir. Nietzsche'nin sinirleri gergindir. Fakab enini beraber yürüyen: Dostoyevski kor- Bu dönmek ve dönmemek meselesini birinin filozof, diğerinin artist oluşuna düşünerek izah edebiliriz. Filoğof - sizta de üzerinde son zamanlarda meşgul ol- duğunuz gibi - bir esistem» in adamı, öse- ridir. Pakat sanatkâr hürdür. Nietzsche'nin devam: bundan ileri geliyor. Hulâsa Nictesche ile Dostoyevski (Ras- kolnikof) arasında bir birlik mevcuttur, Ayrılık asla... Bu satırlar için düşündüklerinizi gene aynı sütunda söylemenizi rica eder ve hürmetlerimi sunarım. Mektub sahibinin bahsettiği yarıda ben, bir ahlâk meselesine temas etmek istemiştim. Nietzsche'yi, kendini pek sevip beğendiği; kuvveti, şiddeti teli- he sevkettiği için sevmediğimi söyle- Mektub sahibi ise estetik, daha doğ- rusu ibda ruhiyeti (psyehologie de la cröation) sahasına götürüyor. Raskol- nikof, İran Karamazof, kendilerini- yaratmış olan Dostoyevski'den büsbü- yani kendisi de bir parça onlar gibi olmasaydı onları tasvir edebilir miy- di? Bu nokta benim o yazımı hiç bir suretle alâkadar etmez; çünkü ben o yazımda romancı, sanatkâr Dostoyevs- ki'yi değil, «moraliste Dostoyevski'yi, bize eserleri arasından bir ahlfik tel kin etmek istiyen Destoyevski'yi kas- etmiştim, Raskolnikof İle İvan Ka- ramazot Dostoyevskinin kendisi ise prens Mişkin ile Alioşa Karama- zol da - yine onun eseri oldukla- rı için - Dostoyevski'nin kendisidir. Raskolnikof ile İvan birer Nietzsehe'- cidir; Mişkin ile Alioşa ise derin bir Surette isevi, gönüllerinde insin mu- habbetini taşıyan, gururun en büyük günah olduğunu ta içlerinden kavra- muş, şidd şti reddeden insanlardır. Dos- toyevski Mişkin'i, Dosteyevski - Al. oşa'yı, Vestoyevski - Raskolnikof'a, (Devamı 4 üncü sahifede) Nurullah Ataç

Bu sayıdan diğer sayfalar: